İçeriğe atla

Silikat

Silikat minerali

Silikat, mineral grupları arasında en geniş gruptur.

Her bir silikat minerali, yer kabuğunda en çok bulunan oksijen ve silisyum elementlerini içerir. Bunların çoğu bir veya birden fazla diğer elementleri içinde barındırır. Bu elementler birlikte sert kuvars, yumuşak talk, tabakamsı mika, lifsi asbest, yeşil olivin ve kan kırmızısı granat gibi farklı özelliklerde olan ve çok geniş bir spektrum içeren yüzlerce silikat mineralini meydana getirir.

Silikat yapıları

Tüm silikat mineralleri, silisyum-oksijen tetrahedrosu (SiO44-) adı verilen aynı temel yapı taşlarına sahiptir. Bu yapı, her biri -2 değerlikli ve kovalent bağa sahip 4 oksijen iyonu ve nispeten daha küçük +4 değerli silisyum iyonundan oluşan piramit şekilli ve dört özdeş yüzeye sahip tetrahedron (dört yüzlü) yapıdır. Bu tetrahedralar, SiO44- kompleks iyonlardan ziyade -4 değerli yüke sahip olup kimyasal bir bileşik değildir. Bu kompleks iyonlar diğer metal iyonlarla pozitif olarak yüklü diğer metal iyonlara bağlıdır. Bunlar, elektriksel olarak dengede olmak için pozitif olarak yüklenmiş diğer metal iyonlarına bağlıdır. Belirli bir biçimde, her bir O2- iyonu, tetrahedrin merkezinde bulunan Si4+ iyonlarıyla bağlı kendi valans elektronlarına sahiptir. Her bir oksijende kalan 1- yüklü, komşu bir tetrahedrondaki bir diğer pozitif iyon veya silisyumla bağlanmaya elverişlidir.

Genel silikat mineralleri

Feldspatlar açık ara en bol bulunan silikat grubu olup yer kabuğunun %50'sinden fazlasını oluşturur. Kuvars, kıtasal kabuktaki en bol ikinci mineral olup sadece silisyum ve oksijenden oluşan yaygın bir mineraldir.

Çoğu silikat minerali, erimiş kayaç soğuduğunda ve kristalleştiğinde oluşur. Soğuma, düşük sıcaklık ve basınç özellikleri gösteren yeryüzü veya yeryüzüne yakın kesimlerde veyahut da yüksek sıcaklık ve basınç gösteren oldukça derinlerde oluşabilir. Kristalleşme sırasındaki ortam ve erimiş kayaçların kimyasal bileşimi büyük oranda mineralleri oluşturur. Örneğin; Bir silikat minerali olan olivin, yüksek sıcaklıklarda kuvars nispeten daha düşük sıcaklıklarda kristalleşir.

Açık Renkli Silikatlar

Ferromagnezyum olmayan ve doğada olanlara göre daha az bulunan silikatlar, genellikle açık renkli ve yaklaşık olarak 2.7 değerinde özgül ağırlığa sahip olan minerallerdir. Bu farklılıklar çoğunlukla demir ve magnezyum bulunup bulunmamasından kaynaklanır.

Feldspat Grubu

Feldspat minerali

En yaygın mineral grubu olan feldspat grubu geniş bir sıcaklık ve basınç aralığındaki koşullara bağlı olarak oluşabilir.

Kuvars

Kuvars minerali[1]

Kuvars tamamen silisyum ve oksijenden oluşan bir mineraldir.

Muskovit

Muskuvit, mika grubuna ait bir mineraldir.

Kil Mineralleri

Kil, mikalar gibi bir tabaka yapısına sahip, karmaşık mineral grubunu tanımlamak için kullanılan bir terimdir.

Koyu Renkli Silikatlar

Koyu renkli veya ferromagnezyum içeren silikatlar, yapılarında demir (ferro) veya magnezyum mineralleri içerirler çünkü demir içeriği ferromagnezyen olmayan minerallerden farklı olarak bu tipteki silikatlara özel bir özgül ağırlık değeri ve koyu bir renk verir.

Olivin Grubu

Olivin siyahtan yeşile kadar değişik renklerde ve yüksek sıcaklık silikat mineral grubuna ait bir mineraldir.

Piroksen Grubu

Piroksenler, koyu renkli magmatik kayaçlarda önemli bileşenlerden birisi olan karmaşık bir mineral grubudur.

Amfibol Grubu

Honblend, amfiboller olarak adlanan kimyasal açıdan da karmaşık bir mineral grubunun en yaygın üyesini oluşturur.

Biyotit

Biyotit, koyu ve demir bakımından zengin mika grubuna ait bir mineraldir.

Granat

Granat, yapısal olarak olivine benzer bir görünümde olup metalik iyonlar tarafından bağlanan tek tetrahedronlardan oluşur.[2]

Sorosilikatlar

Sorosilikatlar (yunan.; soros, urn) bir oksijen paylaşan iki tetrahedrondan oluşmuş birimler içerir. Bağlı iki tetrahedrondan oluştuğu için çoğunlula “ikili ada(double island)” olarak anılır. Bu yapının en temel birimi (Si2O7-6). Hemimorphite [- Zn4Si2O7(OH).H2O], Sorosilikatlar için verilebilecek iyi bir örnektir. Bunun yanı sıra EpidoteGrubu Ca2(Al, Fe+3)Al2O(SiO4)(Si2O7)(OH) Sorosilikatlar arasında önemli bir gruptur. Epidote Grubu mineralleri genellikle SiO4 ve Si2O7 köklerini birlikte bulundurur.Lawsonite,pumellyite ve melinitbu grup içerisindedir.

Nezosilikatlar (yunan.; nesos, island) tekil tetrahedraların bulunduğu bağımsız birimlerdir. Silis tetrahedra yapının kökünü oluşturur.

Kökler küçük ve katyonlar tarafından çevrelenmiş olduklarından, nezosilikatlar ve sorosilikatlar bütün yönlerden oldukça tek tip bir yapı gösterirler. Birçoğu yapraksız ya da zayıf yapraklıdır, iyi kırınıma sahip olanlarıysa yalnızca tek yönden kırınım gösterir. Kristalleri çoğunlukla eş boyuta sahiptir ya da fazlaca uzamamıştır. Hegzagonal simetri belirgindir ve genelde tetragonal mineraller olan zircon ve vesuvianit nezosilikatlardandır. Bir başka önemli mineral olan melilite ise bir sorosilikattır.

Kaynakça

Kaynakça

  1. ^ "Arşivlenmiş kopya". 11 Ocak 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Aralık 2014. 
  2. ^ ''Genel Jeoloji Temel Kavramlar'' Erişim tarihi:2014-11-12.

İlgili Araştırma Makaleleri

Manto, yer kabuğu ile çekirdek arasında yer alan, derinliğe göre değişen ısıya sahip bir yer katmanıdır. Mantonun üst kesimi yüksek sıcaklık ve basınçtan dolayı plastikimsi özellik gösterir. Alt kesimleri ise sıvı halde bulunur. Bu nedenle mantoda sürekli olarak alçalıcı-yükselici hareketler görülür. Kalınlığı 2.860 kilometreye yakındır. Ultra bazik kayaç veya ultramafik kayaçlardan oluşur. Dünya'nın en kalın katmanıdır. Ağır olup yoğunluğu 3,5–6 g/cm³ arasında bulunur. Bazı gezegenler, bazı asteroitler ve bazı gezegen uyduları mantoya sahiptir. Sıcaklığı 1900-3700 °C arasında değişir. Yapısında silisyum, magnezyum, nikel ve demir bulunmaktadır. Okyanus ortası sırtlarında oluşan kısmi manto erimesi okyanusal kabuğu, Yitim zonlarında meydana gelen kısmi manto erimeleri ise kıtasal kabuğu oluşturmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Mineral</span> inorganik kristalleşmiş katı madde

Mineral, doğal şekilde oluşan, homojen, belirli kimyasal bileşime sahip inorganik kristalleşmiş katı bir maddedir. Buna göre minerallerin özellikleri şöyledir; doğal olarak oluşur, herhangi bir parçası bütününün özelliklerini taşır, belirli bir kimyasal formülü vardır, katı hâlde olup nadiren sıvıdır ve inorganiktir.

Mika bir düzleme göre çok iyi dilinimli bir takım mineralleri içeren bir mineraller grubudur. Dilinim (şistozite), yaprakcıkları elastik olarak bükülebilir. Dilinim yüzeyleri sedef parıltıdır. Mika grubu mineraller, yer kabuğunu oluşturan kayaçlar içerisinde ortalama % 3.8 oranında dağılım frekansına sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">Garnet</span> Mineral, yarı değerli taş

Grena, garnet veya granat, başkalaşmış kayaçlarda ve bazı yerli kayaçlarda bulunan doğal silikat grubudur. Grena (süleyman taşı ya da "lal taşı" da denir) grubunun yerel formülü X3Y2(SiO4)3'tür. Formülde X iki değerli katyonu (demir, magnezyum, kalsiyum ya da manganez), Y üç değerli katyonu (alüminyum, demir ya da krom), SiO4 de dört oksijen iyonuyla çevrili silikat iyonunu gösterir.

<span class="mw-page-title-main">Piroksen</span>

Piroksen, mantonun önemli bileşenlerinden biri olduğu sanılan, magmatik ve metamorfik taşlarda sıkça rastlanan karmaşık bir inosilikat mineral grubudur.

<span class="mw-page-title-main">Biyotit</span>

Biyotit (K(Mg, Fe)3AlSi3O10(F, OH)2), mika ailesinin koyu renkli demirce zengin üyesidir. Diğer mikalar gibi levha yapısına sahiptir. Biyotit siyah parlak görünüşe sahiptir, bu onu diğer ferromagnezyen minerallerden ayırmaya yardım eder. Hornblend gibi biyotit de granit gibi kıtasal kayaçların bileşenidir.Biyotit 1998 yılına kadar mineral parçası olarak görülmüş fakat 1998 yılında Uluslararası Mineral Birliği tarafından mineral grubu olarak adlandırılmıştır. Biyotit terimi hala arazide bulunup analiz edilmemiş koyu renkli mika parçalarını tanımlamada kullanılmaktadır.Biyotit ismi 1847 yılında Fransız fizikçi Jean Baptiste Biot'un anısına ve yaptığı çalışmalara ithafen J.F.L Hausmann tarafından verilmiştir.Biyotit grubun üyeleri levha silikat minerallerdir. Demir,magnezyum,silikon,alüminyum,oksijen ve hidrojen elementleri bir araya gelerek potasyum iyon bağlarıyla birbirlerine zayıf bir şekilde bağlanırlar. "Demir Mika" terimi bazen demir yönünden zengin biyotitler için kullanılır bazı durumlarda dolgun mika yapılı hematitlerde de kullanılır. Biyotit bazı durumlarda "Siyah Mika" olarak da adlandırılır.

<span class="mw-page-title-main">Olivin</span>

Olivin, yüksek sıcaklık silikat minerali ailesidir. Rengi siyahtan zeytin yeşiline değişir. Olivin adını, tephroit (Mn2SiO4), monticellit (CaMgSiO4), larnit (Ca2SiO4) ve kirschsteinite (CaFeSiO4)içeren mineraller grubuyla ilgili bir yapıya denir. Ortorombik simetride kristalleşen olivin grubu minerallerden (Mg,Fe)-olivinlerde Mg2SiO4 ve Fe2SiO4 uç üyeleri arasında tam bir katı çözelti oluştururlar. Ayrıca Fe ve Mn olivinler arasında da sürekli bir seri bulunmaktadır.. Ultrabazik ve bazik kayaçlarda görülen önemli bir mafik mineraldir. Dünit adı verilen ultrabazik kayalar %90,100 olivinden oluşur. Dolomitik Kireç taşı bölgesel ve kontak metamorfizmaları sırasında yüksek dereceli metamorfizma koşullarında forsterit bakımından zengin olivinler oluşur. Olivinlerin kimyasal bileşimleri -plajioklaslarda An (anortit) cinsinden olduğu gibi- içerisinde barındırdığı forsterit (Fo) yüzdesi ile ifade edilir. Örneğin Fo47 şeklindeki bir ifade mineralin % 47 forsteritten, % 53 fayalitten oluştuğunu gösterir.

<span class="mw-page-title-main">Başkalaşım kayaçları</span> Isı ve basınca maruz kalan kaya

Başkalaşım kayaçları ya da metamorfik kayaçlar, magmatik ve tortul kayaçların çeşitli etkilerle değişime uğraması sonucu oluşurlar. Mermer, başkalaşım kayaçlarına bir örnek olarak verilebilir. Gnays, elmas ve şist de bu kayaçlara verilebilecek diğer örneklerdir.

<span class="mw-page-title-main">Kuvarsit</span>

Kuvarsit, genel olarak kuvars kumu tanelerinin, silisten meydana gelmiş bir çimento ile birbirlerine çok sağlam şekilde bağlanmalarıyla oluşmuş direnci yüksek bir kayaç olup, sedimanter ve metamorfik olmak üzere 2 çeşidi mevcuttur. Kuvarsitin kimyasal bileşimi, kuvars, kumtaşı ve kuvars kumu gibi SiO2 olup, ancak kuvarsit içerisinde çeşitli miktarlarda feldspat, mika, kil, manyetit, hematit, granat, rutil, kireçtaşı vb. bulunabilir.

<span class="mw-page-title-main">Magmatik kayaçlar</span> Magmanın yeryüzüne çıkarken soğumasıyla meydana gelen kayaçlardır.

Magmatik kayaçlar, magmanın yükselerek yer kabuğunun içerisine girip veya yeryüzüne ulaşıp soğuyarak katılaşması sonucu oluşan kayaç türüdür. Üç ana kaya türünden biridir, diğerleri tortul ve metamorfiktir. Magmatik kaya magma veya lavın soğutulması ve katılaşmasıyla oluşur. Magmatik kayaçlar çok çeşitli jeolojik ortamlarda meydana gelir: kalkanlar, platformlar, orojenler, havzalar, büyük magmatik bölgeler, genişletilmiş kabuk ve okyanus kabuğu. (Resim1) Magmatik kayaçlar temel olarak silikat minerallerinden oluşmuşlardır. Magmanın bileşimi temel bazı elementlerin dağılımını yansıtsa da oranları değişmekte ve bu da belli başlı magma tiplerinin oluşmasına neden olur.

<span class="mw-page-title-main">Tektosilikatlar</span>

Tektosilikat, SiO ile temel bir üç-boyutlu silikat tetrahedra olan bir temel bir silikat olup 2 ya da 1:2 oranında. Bu yerkabuğunun yaklaşık% 75'ini oluşturan minerallerin büyük grubudur.

<span class="mw-page-title-main">Şist</span>

Şist orta dereceden bir tür başkalaşım kayacı'dır. Şist kelimesi Yunanca bir sözcük olan σχίζειν (şizin)'den gelmektedir. Kelimenin anlamı "bölmek"tir. Şist'in anlamının Yunanca "bölmek" olmasının sebebi büyük olasılıkla, şistin alüminyum levhalar halinde kolayca ayrılabilir yapıda olmasından kaynaklanıyordur. Şistler genellikle orta veya büyük, düz, tabaka benzeri tanelere sahiptir. %50'den fazla şist, uzun mineraller içermesiyle tanımlanır.

Demir(Fe), magnezyum(Mg) ya da her ikisini birden içeren silikat minerallerine ferromagnezyen silikatlar denir. Bu mineraller yüksek sıcaklık ve basınç etkisi altında kristalize olurlar. Bu tür mineraller genelde koyu renkli ve ferromagnezyen olmayan silikatlara göre daha yoğundur.Olivin, piroksenler, amfiboller ve biyotit yaygın rastlanan bazı ferromagnezyen silikat mineralleridir. Zeytin yeşili renkli olan olivin bazı magmatik kayaçlarda yaygın olarak bulunurken diğer birçok kayaçta rastlanmaz. Piroksenler ve amfiboller mineral grupları olup çeşitleri olan ojit ve hornblend çok yaygındır. Biyotit mika, ayırt edici bir tabaka yapısı olan yaygın, koyu renkli bir ferromagnezyen silikatıdır. Piroksenler kayaç yapıcı ferromagnezyen (mafik) minerallerin en önemli topluluğunu oluşturur.

<span class="mw-page-title-main">Ayrışma (jeoloji)</span>

Ayrışma, çözünme veya günlenme, yerkabuğunu oluşturan kayaçların yüzey kısımlarında fiziksel ve kimyasal etkenlerle meydana gelen değişimlerdir. Bu etkenlerin yanında atmosferdeki gazlar, sıcaklık, su, organizmalar da ayrışmada etkilidir.

<span class="mw-page-title-main">Felsik</span>

Felsik nispeten feldispat ve kuvars minerallerince zengin olan magmatik kayaçları adlandırmak için kullanılır. Silikon, oksijen, alüminyum, sodyum ve potasyum gibi açık renkli elementlerce zengin silikat mineralleri, magma ve magmatik kayaçları adlandırmak için jeolojide kullanılan bir terimdir.

<span class="mw-page-title-main">Kayaç döngüsü</span>

Yer kabuğunu oluşturan üç temel kayaç türü vardır. Bunlar; magmatik kayaçlar, tortul kayaçlar ve başkalaşım kayaçlarıdır. Bu kayaçlar oluştukları günden bugüne kadar geçen zamanda birçok değişikliğe uğramışlardır. Her ne kadar bulundukları yerde hiç hareket etmeden kalsalar da, her biri çok uzun yıllardır süren bir değişikliğin parçasıdır. Kayaçların oluştukları günden bu yana devam eden ve farklı tür kayaçların doğal yollarla birbirine dönüşmesini açıklayan bu olaya "kayaç döngüsü" denir. Kayaç döngüsünü devam ettiren etken, doğal olaylardır. Kayaç döngüsünün geçtiği evreler:

<span class="mw-page-title-main">Riyolit</span>

Riyolit, silis içeriği çok yüksek olan ekstrüzyonla üretilmiş magmatik bir kayaçtır. Riyolit, kuvarstan oluşur ve az miktarda hornblende ve biyotit içerir. Sıkıştırılmış gazlar genellikle kayada vig üretirler. Genellikle kristaller, opal veya camsı maddeler içerirler. Riyolit, plütonik granit kayaya göre eşdeğer olarak düşünülebilir ve sonuç olarak, riyolitin yüzeyleri de granite benzeyebilir.granitle kimyasal yapı yönünden aynı olan, serbest silisçe zengin, içinde mikrolitler bulunan kayaçtır. Riyolit, granitle aynı kimyasal yapıda olan camsı bir kütledir. İçinde mikrolitler olan kayaçtır.Mikrolit: Mezolitik Çağ'da insanların küçük boyuttaki aletlerinde kullandığı küçük taşlarla yapılmış aletlere minitaş anlamında mikrolit ismi verilmiştir. Eş anlamlısı Yüksek silika içeriği ve düşük demir ve magnezyum içeriği nedeniyle, riyolitik magmalar oldukça viskoz lavlar oluşturur. Granitin yüzey eşdeğeridir ve granit gibi başlıca açık renkli silikat minerallerinden oluşur. Bu mineralojik bileşim riyolitlerin boz ile pembe arasında, bazen de açık gri renkli olmasını sağlar. Riyolit ince taneli bir kayaçtır ve sıklıkla cam parçaları ve gaz boşlukları kapsar. Bu özellikler onun yüzey koşullarında hızlı soğuma ile oluştuklarına işaret etmektedir. Eğer riyolitler fenokristal içeriyorsa bunlar küçük boyutludur, kuvars veya potasyum feldispatlardan oluşur. Kabukta çok yaygın ve büyük magmatik gövdeler halinde bulunan granitlerin tersine riyolitler hem daha az yaygın hem de küçük hacimli kütleler halinde görülmektedir. Riyolit plütonik granit kaya ekstrüzyon eşdeğer olarak kabul edilebilir ve sonuç olarak, riyolit mostra granit bir benzerlik taşıyabilir. Yüksek silika içeriği ve düşük demir ve magnezyum içeriği nedeniyle, riyolitik magmalar oldukça viskoz lavlar oluşturur. Ayrıca breccias veya volkanik fişler ve pençeler olarak ortaya çıkar. Kristalleri büyütmek için çok hızlı soğuyan riyolitler, obsidyen olarak da adlandırılan doğal bir cam veya vitrophyre oluşturur. Daha yavaş soğutma, lavda mikroskobik kristaller oluşturur ve akış yaprakları, sferulitik, nodüler ve litofizal yapılar gibi dokularla sonuçlanır. Bazı riyolit oldukça veziküler pomza. Riyolitin birçok patlaması oldukça patlayıcıdır ve tortular serpinti tefra/tüf veya ıgnimbritlerden oluşabilir. Riyolit püskürmeleri, daha az felsik lavların püskürmelerine kıyasla nispeten nadirdir. 20.yüzyılın başından bu yana sadece üç riyolit patlaması kaydedildi: Papua Yeni Gine'deki St. Andrew Boğazı yanardağı, alaska'daki Novarupta yanardağı ve Güney Şili'deki Chaiten. Riyolit, karadan uzak adalarda bulunmuştur, ancak bu tür okyanus olayları nadirdir. Etimoloji ve tarih Riyolit Yunanca kelime ῤεῖν bir yenilikçilik, rheîn “akış” ve λίθος, líthos, “taş”dır. Kayanın bilimsel tanımı Baron Ferdinand von Richthofen tarafından 1860 yılında yapılmıştır. Mineral topluluğu genellikle kuvars, sanidin ve plajiyoklaz Bir riyolit başlıca kuvars ve feldispat oluşmaktadır. Kuvars içeriği muhtemelen Riyolitik eriyiğin kristalleşme ile meydana gelmeyecektir, sadece kaya takip eden zenginleştirme işlemlerinden ile % 50'den fazla bir kuvars paylarıyla, %20 ve %60 arasında değişmektedir. Kristal-fakir riyolitlerle için QAR ve kuvars-zengin tipleri, kısaltma QRR kısaltmasıdır. Kalan %40-80 ağırlıklı alkali feldspat %35-90,10 ve %65 plajiyoklaz ve tamamlayıcı arasındaki dar anlamda riyolit onlar için hesap feldspat oluşur. Daha fazla %65 plajiyoklaz riyodasit ile paylaşımın alkali riyolit, yani, fazla %90 alkali feldspat ile felsik volkanitler görülür. Buna ek olarak, bir riyolit küçük miktarlarda - genellikle en fazla %2, azami %15 - on mafik minerallerin. Riyodasitler tür hisselerin %20 fazla olabilir. Bu maddeler arasında sık sık biyotit oluşur, ancak ek olarak, aynı zamanda hornblendli veya ojit. Riyolit çok küçük miktarlarda gibi manyetit, hematit, kordiyerit, granat veya olivin gibi mineraller çoğunlukla hala içerirler. Kaldaklofsfjöll: Genellikle riyolit bir porfirik dokuya sahiptir. Bu çoğunlukla kuvars ve feldispat oluşmaktadır olan tek kristaller man fenokristalleri denilen dağınık büyük kristaller, sadece bir mikroskop altında görülebilen ve gömülü bir yoğun, ince taneli matrisi oluşur anlamına gelir ve boyutu birkaç santimetre birkaç milimetre. Ancak, Afirik veya felsitischen riyolitlerden sonra yani tamamen ince taneli herhangi Einsprengling olmadan riyolit, manspricht vardır. Kısmi de riyolit kayalar kolayca tanınabilir akış dokular gösterir. Genç jeolojik zamanda riyolit gaz kabarcıkları vardı. Bu boşluk kabarcıkları genellikle orada zaman içinde çökeldi. Bu boşluklar minerallerle dolduruldu. Obsidyenle aynı kimyasal bileşime sahip riyolit volkanik bir camdır.

Düzlemsel veya çizgisel paralelliği çok iyi gelişmiş, oldukça ileri derecede değişikliğe uğramış orta taneli bir kayaçtır. Bazen, özellikle mika grubu minerallerin çokluğunda kayaç yaprak yaprak ayrılır. Şist içindeki tek tek mineral taneleri, sıcaklık ve basınç sonucu gözle görülebilen ince tabakalar halinde oluşabilir. Bu karakteristik yaprak yaprak ayrılma dokusu, şistozite kavramını oluşturur. Diğer bir deyişle, şistozitesi oldukça belirgindir. Şistlerin mineralleri gözle ayırtlanabilir. Orta ve iri tanelidir. Şistlerde içerdikleri en fazla mineral cinsine göre sınıflandırırlar;

Epidote, kalsiyum alüminyum demir sorosilikat bir mineraldır.

Manto, gezegen kütlelerinin çekirdekleri ve kabukları arasında yer alan jeolojik bir katmandır. Bu katman sıcak, yoğun, demir ve magnezyum bakımından zengin ve görece katı bir yapıdadır.