İçeriğe atla

Siham-ı Kaza

Siham-ı Kaza, "Kaza Okları" anlamına gelen, Nef'i tarafından yazılmış manzum eser. Türk edebiyatının kaside ve hiciv üstadı olarak kabul edilen Nef'i'nin Siham-ı Kaza adlı eseri, yergi üslubunun en meşhur eseri olarak kabul edilmektedir. Eser 12 kaside, 2 terkib-bend ve 208 şiirden oluşmaktadır.

Nef'î'nin hicivlerini topladığı bu eserde dönemin yönetici, sanatçı, devlet adamı ve tanınmış iş insanlarına dair sosyal eleştiriler ve ağır yergiler yer almaktadır. Genel olarak şiirler mizah-yergi türüne örnek teşkil etmekle birlikte sokak dili, küfür ve hakaretler de içermektedir.[1]

Kaynakça

  1. ^ "SİHÂM-I KAZÂ (NEF'Î)". tees.yesevi.edu.tr. Türk Edebiyatı Eserler Sözlüğü. 

İlgili Araştırma Makaleleri

Türklerin Anadolu'ya geldikten sonra edebiyatları iki gruba ayrılmıştır. Arapça ve Farsçayı çok iyi bilen aydınların oluşturduğu "Yüksek Zümre Edebiyatı" ve İslam öncesinden gelen sözlü bir "Halk Edebiyatı". Anadolu'ya göç eden Türkler arasında aynı ayrım devam etti. Medrese eğitimi gören aydın kesim Arap ve Fars edebiyatlarının tesirini devam ettirirken, halk yine saz şairleri aracılığıyla halk edebiyatını devam ettirdi. Dolayısı ile Anadolu Türk Edebiyatı iki grupta incelenmektedir. Bu gruplardan biri halk edebiyatıdır.

<span class="mw-page-title-main">Ahmedî</span> Türk divan şairi ve hekim (1334–1413)

Ahmedî divan şairi ve hekim.

Şair Eşref,, Türk şair ve kaymakam.

Kaside, genellikle din ve devlet büyüklerini övmek amacıyla yazılan bir şiir formudur. Ancak kaside biçiminin şiirin farklı konuları için de kullanıldığı vakidir. Kaside sanatı, öncelikli olarak Araplar tarafından geliştirilmiştir. Kaside, klasik Arap şiirinin en yüksek hali kabul edilmektedir. Eski Arap edebiyatında kasideler birkaç farklı dahili kısımdan oluşacak şekilde nazmedilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Nef'î</span> hiciv şair

Nef'î,, , 17. yüzyıl Türk şâirlerindendir. Kasidede gerçek bir varlık göstermiş ve gerek kendi zamanında, gerekse sonraki yüzyıllarda kaside yazan bütün şairlere etki eden şâir, edebiyatçı ve hiciv üstadı.

Divan edebiyatı, Türk kültürüne has süslü ve sanatlı bir edebiyat türüdür. Bu edebiyata genellikle "divan edebiyatı" adı uygun görülmekte olup bunun en büyük nedenlerinden birisinin şairlerin manzumelerinin toplandığı kitaplara "divan" denilmesi olduğu kabul edilmektedir. Öte yandan, divan edebiyatı gibi tabirlerin modern araştırmacılar tarafından geliştirildiğini ve halk-tekke-divan edebiyatları arasındaki ayrımların bazen oldukça muğlak olduğu ve bu edebiyatlar arasında ciddi etkileşimlerin de bulunduğu vurgulanmalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Koşma (edebiyat)</span>

Koşma, coşturucu duyguların dile getirildiği, İslamiyet öncesinde yazılan koşuk türünün bir devamı olan ladinî (dinî olmayan) Türk halk edebiyatı nazım biçimi. Koşmalar genellikle 11'li hece ölçüsü ile söylenir, en az 3 en çok 12 dörtlükten oluşur. Türk halk edebiyatının en çok kullanılan nazım şekli olan koşma, halk ozanları tarafından geliştirilmiş bir nazım şeklidir. Bu nazım biçimi Türk Dil Kurumu tarafından:

<span class="mw-page-title-main">Hayâlî Bey</span> Osmanlı şairi

Hayâlî Bey (خيالى) Türk Divan edebiyatı şairinin mahlası. Asıl Adı Mehmet'tir. “Bekâr Memi” diye anılmıştır. Eserleri zengin bir hayal gücüyle yazılmış, ince ve duyarlı bir üsluba sahiptir.

Şeyhî, Kütahya doğumlu 15. asır Türk divan şairi ve tabip.

Neşati, Divan Edebiyatı şairi. Asıl adının ise Süleyman veya Ahmed olduğu sanılmaktadır.

Âşık Dertli, Türk halk ozanı. Bolu Çağa'nın Şahnalar köyünde doğdu. Asıl adı İbrahim ve mahlası Lütfi'dir. Geçimini aşık kahvelerinde saz çalıp şiir söyleyerek sağlamıştır. İstanbul, Konya ve Mısır'da bulunmuştur. Divan, halk ve tekke edebiyatlarındaki geniş kültürü sayesinde daha sağlığında yaygın bir şöhret kazanmış, divanı taş baskısıyla birçok defa basılmıştır. Fuzûlî, Âşık Ömer, Gevheri gibi şairlerin etkilerini taşıyan Dertli, çağının öbür saz şairleri gibi aruzla gazeller, divanlar, kalenderiler yazmıştır.

Taşlama, Türk halk edebiyatına ait satirik şiir biçimi. Gazel, kaside, murabba, muhammes gibi nazım biçimleriyle yazılabilirler.

Hezliyat, bir divan edebiyatı terimi, nazım türü.

<span class="mw-page-title-main">Yusuf Ziya Ortaç</span> Türk yazar

Yusuf Ziyaettin Ortaç, Türk şair, yazar, edebiyat öğretmeni, yayımcı ve siyasetçidir.

<span class="mw-page-title-main">Türk edebiyatı</span> Türkçe yazılmış edebî eserler

Türk edebiyatı, Türk yazını veya Türk literatürü; Türkçe olarak üretilmiş sözlü ve yazılı metinlerdir.

Satirik şiir eleştirici bir anlatımı olan şiirlerdir. Bir kişi, olay veya durum iğneleyici sözlerle, alaylı ifadelerle eleştirilir. Bunlarda Didaktik şiir özellikleri de görüldüğünden, Didaktik şiirler içinde de incelenebilir. Ancak açık bir eleştiri olduğundan ayrı bir sınıfa alınması daha doğrudur.

Arap Edebiyatı, anadili Arapça olan ulusların ortaya koymuş oldukları edebiyat eserlerini kapsar. Arapça Arap Yarımadası'nda ilkçağlardan beri kullanılan bir dildir. İslam dininin ortaya çıkışından sonra yayılarak İspanya'dan Endonezya'ya kadar uzanan bir alanda 600 yıl boyunca kültür dili durumuna gelmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Hiciv</span> bir kişi, bir olay ya da durumun, iğneleyici sözlerle, alaylı ifadelerle eleştirildiği bir tür

Hiciv, hicviye ya da yergi, edebiyat ve sanatta, bir kişi, bir olay ya da durumun, iğneleyici sözlerle, alaylı ifadelerle eleştirildiği bir türdür..

Encümen-i Şuara Topluluğu, 19. yüzyıl eski şiir zevkini devam ettirmeyi amaçlamış şairler topluluğudur. Bazı edebiyat araştırmacıları tarafından Türk edebiyatının ilk edebî grubu kabul edilir. Leskofçalı Galip topluluğun başkanı konumundadır.

<i>Zafernâme</i> (Ziya Paşa) Ziya Paşa eseri

Zafernâme, Tanzimat Dönemi yazarı Ziya Paşa tarafından Girit İsyanı’ndaki olaylar nedeniyle Âli Paşa’yı yermek amacıyla 1869 ilâ 1870 yılları arasında yazılan hiciv türündeki eserdir. Kaside, tahmis ve şerh olmak üzere nazım-nesir karışık üç bölümden oluşmaktadır. 66 beyitlik kaside Fazıl Paşa imzasıyla tarihsiz bir biçimde yayımlanmıştır. Sonrasında bu kasidenin tahmisi yine tarihsiz bir biçimde Hayri Efendi imzasıyla yayınlamıştır. Eserin nesir şerhi de Hüsnü Paşa imzasıyla yayımlamıştır. Bu üç isim Ali Paşa'nın en yakınında bulunan ve güvendiği kişilerdir. Ziya Paşa eseri Ali Paşa'nın en yakınlarının elinden çıkmış gibi göstererek ironik bir tavır sergilemiştir.