İçeriğe atla

Sidamara Lahdi

Sidamara lahdi

Sidamara Lahdi Konya Ereğlisi-Karaman yolu üzerinde, eski adı Sidamara olan Ambar köyünde bulunduğu için bu isimle anılan, MS 3. yüzyıla ait lahit. 32 tonluk ağırlığı ile dünyanın en ağır lahdi[1][2] olarak bilinen eser 1900'da bulunmuş ve Osman Hamdi Bey tarafından İstanbul'a getirtilmiştir. Lahdin kapağında ve dört yanında bulunan kabartma heykeller çok çeşitlidir ve bir sanat harikası sayılmaktadır. İstanbul Arkeoloji Müzeleri'nde bulunan lahitlerden biridir.[3]

Tarihçe

Lahit önce Ereğli'den Konya'ya nakledilir. Ereğlili Deli Mustafa bu işe memur edilir ve kırk manda ile Konya demir yoluna kadar lahdi nakleder.[4] Lahdi incelemek üzere Konya'ya gelen Osman Hamdi Bey lahdin İstanbul'a taşınmasını ister, ancak 3 metre yüksekliğinde ve 32 ton ağırlığında olan bu dev lahdi yerleştirebilecek vagon bulunamaz. Osmanlı Demiryolu Şirketine yapılan başvuruya da olumlu yanıt alınamayınca bir lokomotifin bazı bölümleri sökülür, çatısına uygun bir tertibat kurulur ve lahit 3 Haziran 1901 günü Müze-i Hümayun yetkilileri eşliğinde İstanbul'a götürülür.[5]

Sidamara'da başka lahitler de bulunmuştur. Bu lahitlerin yüzleri süslü sütunlarla, sütun araları şahıs tasvirleriyle doldurulmuştur. Bu yüzden, bu tipdeki diğer sütunlu lahitlere de Sidamara tipi lahitler denir.[6] Sidamara Tipi (Sütunlu) lahitlerin kökeni henüz kesinleşmemiş olsa da, bunların Anadolu’da bu derece bir sıklıkta görünmeleri kökenlerinin Anadolu olduğu yönündeki kanıyı kuvvetlendirmektedir.[7] Kapak, adeta yatak gibi tasarlanıp, lahdin sahibi erkekse karısı ile birlikte, kadınsa yalnız olarak uzanır şekilde kabartmaları konurdu. Sidamara lahdinin kapağında lahit sahibiyle karısı yatakta yatar gibi uzanmışlardır.[6]

Lahdin üzerinde bulunan bir Eros başı figürünün Londra'da Victoria ve Albert Müzesinde olduğu öğrenilince Kültür ve Turizm Bakanlığı parçayı geri almak için müzeye başvuruda bulundu. Parçanın lahdin bulunmasından önceki bir tarihte, 1879 yılında zamanın İngiltere Konsolosu ve arkeolog Sir Charles Wilson tarafından çıkarılıp İngiltere'ye götürüldüğü ve torunları tarafından Victoria ve Albert Müzesine bağışlandığı öğrenildi.[8][9][10] 10 Haziran 2022 tarihinde, İstanbul Arkeoloji Müzesi ile Victoria & Albert Müzesi arasında imzalanan işbirliği protokolüyle lahdin eksik parçası Türkiye’ye getirilerek yerine yerleştirildi.[11][12]

Özellikleri

Mermer lahidin yüksekliği 313 cm, boyu 381 cm, eni ise 200 cm.dir.[6] Lahdin ön yüzünde ortada filozof kıyafetinde oturan bir erkek, Sağda Artemis kıyafetinde genç bir kız, solda Demeter kıyafetinde başı örtülü bir kadın vardır. Bu yüzün iki ucunda Dioskuruslar atların yularlarını tutmaktadırlar. Dar yüzünde mezar kapısına doğru elinde tuttuğu meyve tepsisi ile ilerleyen bir kadın, kapının diğer yanında sakallı bir adam bir rulo tutmaktadır. Lahdin diğer uzun yüzünde ve diğer dar yüzünde ise av sahnesi işlenmiştir. Lahdin kapağında lahit sahibiyle karısı uzanmış vaziyettedirler. M.S. III. asra ait lahdin kaidesindeki frizde yırtıcı hayvanlarla mücadele eden puttolar ve Eroslar, diğer yanda idman yapan atlerler ve araba yarışları görülür.[13]

Tabutun üzerine kolonların ve şekillerin yerleştirilmesi kolon lahitçiliğini akla getirmektedir. Tabutun dış yüzeyi duvarın yüzeyindeymiş gibi sunulmuştur. Prensip olarak 6 oluklu kolonlar merkezde üçgen oyuklar ve her bir tarafında ise kabartılmış 2 oyuk oluşturur. Oyuklar genellikle yumurta ve liflerle delinmiş ağaç yaprakları ile dekore edilmiştir. Bu deklarasyon oyukların dışındaki bölgeleri doldurur ve tabutun diğer taraflarında da devam eder. Arkeologlar Sidamara Lahdini bağımsız bir çeşit ya da diğerlerinden ayrılmış bir grup olarak saymaktadırlar. Bu lahit kendinden önce yapılmış olan aynı döneme ait diğer lahitlerle benzerlik göstermektedir. Orijinallikleri muhtemelen bu lahitlerin 2 çeşit çok yaygın mezar anıtı türlerini bir araya getirmesinin altında yatmaktadır.[6]

Betimlemeler

Lahdin yan yüzlerinde mitolojiden alınma sahneler vardır. Bunlardan bir tanesi ilgi çekicidir. Ortada bir filozof oturmakta ve elindeki kitabını okumakta, bir yanında karısı ve diğer yanında kızı ayakta durmaktadır. İki yan uçta birer mitolojik varlık tasvir edilmiştir. Çıplak Dioskurus kardeşler (Kastor ve Polluks) yanlarından hiç ayırmadıkları atların dizginlerini tutar vaziyettedirler. Lahitler ölüler dünyasının bir parçası olduklarından, Zeus tarafından cezalandırılmış bu kardeşler, yaşayanların dünyası ile ölülerin dünyası arasındaki ilişkiyi sağlamaktadırlar. Bir tanesi 12 saat dünya yüzünde iken diğeri aynı saatlerde toprak altında, ölüler dünyasında kalıyordu. Böylece yaşayanların dünyasına öteki dünyanın ne kadar karanlık ve kötü olduğunu anlatabiliyordu. Lahitlerin kapakları üstüne uzanmış vaziyette yatan ölünün heykeli yapılırdı. Bazı durumlarda yanlarına eşleri de ilave edilirdi. Lahitlerin üzerindeki dantela gibi işlenmiş motifler küçük bir çivi ve çekiç ile yapılıyordu. Sanatkarlar lahdi süslerken, gölge ve ışık oyunlarına bilhassa dikkat ederlerdi.[6]

Dış bağlantılar

Kaynakça

  1. ^ Okan Üniversitesi Sitesi 28 Ekim 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (2 Mayıs 2012'de erişildi)
  2. ^ Star Gazetesi 4 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.(2 Mayıs 2012'de erişildi)
  3. ^ http://www.gbg.bonet.se/osmanli/kultur/eserler/sidamaralahdi.htm 11 Nisan 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (2 Mayıs 2012'de erişildi)
  4. ^ Geçmişten Günümüze Ereğli 5 Ocak 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Hasan Nar, Gülşah Kılıç, Besim Süleyman Baş (3 Mayıs 2012'de erişildi)
  5. ^ aktaran Murat Özel, Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Muşmal’ın Osmanlı Devleti’nin Eski Eser Politikasından alıntı [] (2 Mayıs 2012'de erişildi)
  6. ^ a b c d e http://www.scribd.com/doc/47172490/Lykia-Lahdi-ve-Sidamara-Lahdi 1 Haziran 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (2 Mayıs 2012'de erişildi)
  7. ^ Adana Müzesi Roma İmparatorluk Dönemi Lahitleri, Yüksek Lisans Tezi, Ahmet Çelik 4 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (2 Mayıs 2012'de erişildi)
  8. ^ http://www.kulturvarliklari.gov.tr/TR,44462/ingiltere.html (2 Mayıs 2012'de erişildi)
  9. ^ BBC Türkçe 14 Nisan 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.(3 Mayıs 2012'de erişildi)
  10. ^ Skylife[] (3 Mayıs 2012'de erişildi)
  11. ^ "Arşivlenmiş kopya". 18 Şubat 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Şubat 2023. 
  12. ^ "Arşivlenmiş kopya". 18 Şubat 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Şubat 2023. 
  13. ^ http://www.myturkiye.com/turkce/turkiye_istanbul_arkeoloji_muzesi_3.html 17 Kasım 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (2 Mayıs 2012'de erişildi)

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Adana Arkeoloji Müzesi</span> Arkeoloji müzesi

Adana Arkeoloji Müzesi, günümüzde Adana'nın Seyhan ilçesinin Döşeme Mahallesi'ndeki eski Millî Mensucat Fabrikası'nda bulunan müze kompleksinde hizmet vermekte olan bir müzedir.

<span class="mw-page-title-main">İstanbul Arkeoloji Müzeleri</span> Türkiyedeki ilk müze

İstanbul Arkeoloji Müzesi, çeşitli kültürlere ait bir milyonu aşkın eserle, dünyanın en büyük müzeleri arasındadır. Türkiye'nin müze olarak inşa edilen en eski binasıdır. 19. yüzyılın ortalarında Maarif Nazırı Mehmed Esad Safvet Paşa tarafından Müze-i Hümâyûn adıyla 1869 yılında kurulmuştur ve 13 Haziran 1891'de ana binanın inşaatı tamamlanıp ziyarete açılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">İskender Lahdi</span>

İskender Lahdi, MÖ 4. yüzyıla ait, Sidon Kralı Abdalonymos'a ait olduğu düşünülen kral lahiti. Uzun cephesinde Makedonya Kralı Büyük İskender'in Perslerle yaptığı savaşlara ilişkin rölyefler bulunduğu için "İskender Lahdi" adıyla tanımlanmıştır. Osman Hamdi Bey tarafından 1887 yılında Sayda'daki kral mezarlarında yapılan arkeolojik kazılarda bulunmuştur. İstanbul Arkeoloji Müzeleri'nde bulunan en önemli eser olarak kabul edilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Ağlayan Kadınlar Lahdi</span>

Ağlayan Kadınlar Lahdi Osman Hamdi Bey tarafından 1887 yılında Sayda'daki kral mezarlarında, Iskender Lahdi ile aynı mezar odasında bulunmuştur. Roma döneminden önceye ait sütunlu lahitlerden olup, işçiliği ile dünya lahitlerinin en önemlilerinden biri sayılır. Hellenistik dönem eseridir. MÖ 360 yılında ölen Sayda Kralı Straton'a ait olduğu ya da Sayda'lı bir zengin için yapıldığı tahmin edilmektedir. İstanbul Arkeoloji Müzelerinde sergilenmektedir.

Likya Lahdi Osman Hamdi Bey tarafından 1877 yılında Sayda'daki kral mezarlarında, 4 nolu mezar odasında bulunmuştur. İstanbul Arkeoloji Müzelerinde sergilenmektedir. Yunan heykeltıraşçılığının güzel örnekleri içinde yer alır, paros mermerinden yapılmıştır. Lahdin kimin için yapıldığı bilinmemekle birlikte, MÖ 5. yüzyılın sonlarına ait olduğu tahmin edilmektedir. Lahit, Sayda'da bulunmasına karşın, mimarisi tipik Likya mimarisidir. Bu yüzden heykeltıraşının Likyalı olması muhtemeldir.

Satrap Lahdi, MÖ 5. yüzyıla ait adı bilinmeyen bir Pers Satrabına ait lahittir. Lahit Sayda kral mezarlarından Osman Hamdi Bey tarafından 1887 yılında çıkarılmış ve İstanbul'a getirilmiştir. İstanbul Arkeoloji Müzelerinde sergilenmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Tabnit Lahdi</span>

Tabnit Lahdi Sayda kralı Tabnit'e ait olan lahit. Osman Hamdi Bey tarafından 1877 yılında Sayda'daki kral mezarlarında bulunmuştur. Sayda lahitlerinin en eskisi olup MÖ 6 ya da 7. yüzyıla aittir. Mısır Firavunlarının kullandığı andropoit bir lahit olup diorit’den yapılmıştır. İstanbul Arkeoloji Müzelerinde sergilenmektedir.

Sayda Lahitleri 1887 yılında Osman Hamdi Bey tarafından ortaya çıkarılan Sayda'daki (Sidon) kral mezarlarına ait lahitler. Nekropolde bulunan 18 lahidin 7'si yerinde bırakılmış, diğerleri oldukça titiz bir çalışma ile İstanbul'a getirilmiştir. Paha biçilmez değerdeki lahitlerinden en önemlisi İskender Lahdi, en eskisi ise Tabnit Lahdidir. Bunun dışında diğer önemli lahitler Ağlayan Kadınlar Lahdi, Likya Lahdi ve Satrap Lahdidir.

Herakles Lahitleri Herakles'in 12 görevini konu edinen lahitler. İkisi Antalya Müzesi'nde, biri Kayseri Arkeoloji Müzesi'nde, biri de Konya Arkeoloji Müzesi'nde sergilenmektedir. Bütün lahitlerde Herakles'in yaptığı işler betimlenmektedir, ancak sıralamalarda farklılıklar olur. Herakles ilk işlerini yaparken daha gençtir, sonlara doğru yaşlanır ve fizyonomisinde değişim olur. Başlarda sakalsız iken, sonlara doğru sakallı betimlenir.

Attika Tipi Dionysiak Lahit, Perge nekropolünde 2003 yılında bulunan antik lahit. MS. 3. yüzyıla ait olan lahit Antalya Müzesi Ölü Kültü Salonu'nda sergilenmekte olup salonun en görkemli eserlerinden biridir. Lahit, yapıldığı mermerin kalitesi, işçiliği, üzerinde işlenmiş olan mitolojik sahneleriyle üstün bir özellik göstermektedir.

<span class="mw-page-title-main">Kayseri Herakles Lahdi</span> 1991 yılında Kayseride bulunan lahit

Kayseri Herakles Lahdi 1991 yılında Kayseri'de bulunmuş olan lahit. Kayseri Arkeoloji Müzesi'nde sergilenmektedir. Pamfilya tipi Frizli lahitler grubuna girmektedir. Üzerine işlenen sahnelerde Herakles'in yerine getirdiği 12 görev sırayla anlatılır.

<span class="mw-page-title-main">Antakya Lahdi</span>

Antakya Lahdi, Hatay Arkeoloji Müzesinde özel bir bölümde sergilenen MS 3. yüzyıla tarihlendirilen lahit.

Domitias Julianus ve Domitias Philiskas Lahdi Perge'de bulunmuş MS 2. yüzyıla ait lahit. Lahidin kapağında bulunan Eski Yunanca yazıda "Domitias Julianus ve hayat arkadaşı C. Domitias Philiskas'ın lahdidir" yazısı yer alır. Anadolu sütunlu lahitlerinden olup Antalya Müzesi'nde sergilenmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Konya Herakles Lahdi</span>

Konya Herakles Lahdi 1958 yılında Konya-Beyşehir yolunun 60. kilometresindeki Tiberiopolis kenti kalıntılarında bulunmuştur. Roma dönemine, 220-260 yıllarına tarihlenmiştir. Dört cephesinde Herakles'in 12 işine ait rölyefler vardır. Sidamara tipi lahitlerden olup Konya Arkeoloji Müzesinde bulunan en değerli eserlerden biridir.

Sütunlu Lahitler ya da sidamara tipi lahit üzerinde sütun bulunan lahitlerdir. Sütunlar kesik veya burgulu verilebilir. Roma döneminde yapılan sütunlu lahitlerin sayısı oldukça fazladır. Ancak Roma döneminden önce yapılan sütunlu lahitler de vardır. MÖ. 3. yüzyıla ait olan Ağlayan Kadınlar Lahdi buna en güzel örnektir. Sütunlu lahitlerin Anadolu'da sıklıkla görünmüş olmaları kökenlerinin Anadolu olabileceğini düşündürmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Polyksena Lahdi</span> MÖ 6. yüzyıldan kalma mermer lahit

Polyksena Lahdi, Çanakkale merkeze 110 km. uzaklıktaki Kızöldün Tümülüsü'nde, bulunan ve M.Ö. 520-500 yıllarına tarihlenen mermer lahit. Anadolu'da bulunan figür bezemeli lahitlerin en erken örneğidir.

<span class="mw-page-title-main">Kayseri Arkeoloji Müzesi</span>

Kayseri Arkeoloji Müzesi, Kayseri'nin Melikgazi ilçesinde bulunan arkeoloji müzesi. 1965 yılında inşaatına başlandı ve Haziran 1969'da hizmete açıldı.

Helena ve Konstantina Lahitleri, Roma'da bulunan dördüncü yüzyıla tarihlenen iki porfir lahit.

<span class="mw-page-title-main">Altıkulaç Lahdi</span>

Altıkulaç Lahdi veya Çan lahdi, MÖ 4. yüzyılın başlarına tarihlenen, günümüzde Troya Müzesi'nde sergilenen Marmara Adası mermerinden yapılmış bir lahittir.

<span class="mw-page-title-main">İznik Müzesi</span> İznik, Türkiyede arkeoloji müzesi

İznik Müzesi, Bursa ilinin İznik ilçesinde ve çevresinde bulunan arkeolojik eserlerin sergilendiği müze.