
İnsanın evrimi, modern insanın evrimsel kökenini ve ne tür evrimsel süreçlerle ortaya çıktığını incelediği gibi insanın en eski atalarını ve atasal kökenlerini de konu edinir. Bunun yanında insanla ortak ataları paylaşan ve insan ile yakın akraba olan türlerin evrimini ve kökenini de araştırır. İnsan evrimi, konu olarak 1863 yılında T. H. Huxley tarafından oluşturulan bilim dalı primatolojiyi ve günümüz maymunlarının tüm canlılar ile onların eski atalarının fosillerini de dikkate almaktadır. Bunun yanında insanın evrimsel tarihi üzerindeki çalışma ve araştırmalar fiziksel antropoloji, paleoantropoloji, primatoloji, arkeoloji, dilbilim, genetik ve embriyoloji dâhil olmak üzere birçok bilimsel alanı de içerir.

Paleoantropoloji, arkeolojik ve biyolojik kanıtlardan yararlanarak insan ataların evrimini ve insan ile diğer büyük insansı maymunlar (Hominidae) arası evrimsel ilişkileri araştıran bilim dalıdır. Hem paleontoloji hem de antropolojinin bir alt dalıdır. İnsan evrimini anlamak için fosil kalıntıları, genetik kanıtlar ve insan yapımı eşyalardan elde edilen veriler ortak olarak değerlendirilir.

Homo erectus, en eski kalıntıları 2 milyon yıl öncesine tarihlendirilen, Pleistosen'de yaşamış soyu tükenmiş bir arkaik insan türüdür. Örnekleri Homo (insan) cinsinin ilk tanınabilen üyeleri arasındadır.

Homo habilis, yaklaşık 2.3 ila 1.65 milyon yıl önce Doğu ve Güney Afrika'nın Erken Pleistosen'inden soyu tükenmiş bir arkaik insan türüdür. 1964'te türün tanımlaması üzerine, H. habilis oldukça tartışmalıydı ve birçok araştırmacı, o zamanlar bilinen diğer tek erken hominin olan Australopithecus africanus ile sinonim (eşdeğer) olmasını önerdi; ancak H. habilis, zaman geçtikçe ve ilişkili daha çok keşif yapıldıkça daha çok kabul gördü. 1980'lere gelindiğinde, H. habilis'in bir insan atası olduğu ve doğrudan modern insanlara yol açan Homo erectus'a evrimleştiği öne sürüldü. Bu bakış açısı şimdi tartışılıyor. Güvensiz tür tanımlamasına sahip birkaç örnek H. habilis'e atanmış, bu da türün bölünmesi için argümanlara, yani yalnızca ilkinin geniş destek aldığı "H. rudolfensis" ve "H. gautengensis" adlı yeni türlerin önerilmesine neden olmuştur.

Homo floresiensis ya da Flores insanı Pleyistosen'de Flores Adası'nda yaşamış bir arkaik insan türüdür. Bu türe ait ilk fosillerin 2003 yılında keşfedilmesi ve çok az olması nedeniyle bu insanlar hakkındaki bilgiler oldukça azdır. İlk aşamada bu insanların kretenizm hastalığına sahip olan bir Homo sapiens alt türü olduğu düşünülse de Homo erectus'un küçülmüş bir versiyonu olduğu da ortaya atılmıştır. Yeni incelemeler ışığında Homo floresiensis fosillerinin, Homo sapiens'lere ait olmadığı kesinleşmiştir.

Hominina veya Australopithecina ya da australopitesinler, insanla (Homo) yaşayan diğer herhangi bir insansı maymundan daha yakın akraba olan, iki ayak üzerinde yürüyen (bipedal) insansıları tanımlamak için kullanılan bir hominin alt oymağıdır. "Hominin" veya "hominid" terimleri genellikle australopitesinleri ifade eder. Australopitesinlerin iki ayak üzerinde durabilme yetisi ve kafatası yapısı Homo türlerine benzer. Beyinleri ise Homo türlerine (650–1600 cm³) göre oldukça küçüktür – 400–500 cm³ aralığındadır. Gruplama genel olarak Australopithecus cinsine ait türleri içerir. Bununla birlikte bazı yazarlar, Sahelanthropus, Orrorin ve Ardipithecus cinslerini de bu gruplamaya dahil ederler.

Homo rudolfensis, Alt Pleyistosen'de Doğu Afrika'da yaşamış bir hominin türüdür. 1986 yılında Valery Alekseyev tarafından KNM-ER 1470 katalog numaralı Homo habilis fosilinin analizi ile ayrı bir tür olarak tanımlanmıştır.

Homo ergaster, Erken Pleyistosen'de Afrika'da yaşamış arkaik insanların nesli tükenmiş bir türü veya alt türüdür. H. ergaster'in kendine ait bir tür olup olmadığı veya H. erectus kapsamına alınması, paleoantropoloji içinde devam eden ve çözülmemiş bir tartışmadır. Eşanlamlılığı savunanlar, H. ergaster'i tipik olarak Afrikalı Homo erectus olarak ya da Homo erectus ergaster olarak tanımlar.

Homo rhodesiensis, Arthur Smith Woodward (1921) tarafından Zambiya Broken Hill'deki bir mağaradan çıkarılan bir Orta Taş Devri fosili olan Kabwe 1'i sınıflandırmak için önerilen tür adıdır. 2020'de kafatası 324.000 ila 274.000 yıl öncesine tarihlendirildi. Türe ait diğer benzer yaşlı örnekler de mevcuttur.

Arkaik insanlar, anatomik olarak modern görünüme sahip olan insana karşıt olarak Homo cinsinin bazı çeşitlerini kapsayan, geniş tanımlı bir terimdir. Terim, Homo heidelbergensis, Homo rhodesiensis, Homo neanderthalensis, Homo naledi, Homo ergaster ve Homo antecessor türlerini kapsar. Neandertaller gibi iri yapılı olan ilkel diğer insanlar Neandertallere özgü, özellikle yüz çizgilerindeki yapısal aşırılıkları taşımazlar. Birkaç Homo türü, yaklaşık 300 bin yıl öncesinde en erken erken modern insanların ortaya çıkışından önceki ve bu dönemin çağdaşı olan geniş arkaik insan kategorisi altında gruplandırılmıştır. Güney Etiyopya'dan Omo-Kibish I, Fas'taki Jebel Irhoud ve Güney Afrika'daki Florisbad kalıntıları Homo sapiens'in en eski kalıntıları arasındadır.

Ceprano insanı veya Ceprano Adamı, 1994 yılında İtalya'nın Frosinone eyaletindeki Ceprano yakınlarında bir otoyol inşaatı projesinde yanlışlıkla ortaya çıkarılan, tek bir kafatası başlığı (kalvaria) olan Orta Pleyistosen arkaik insan fosilini ifade eder. Bir buldozer tarafından hasar görmesine karşın, fosil ortaya çıktığında orada bulunan arkeolog Italo Biddittu tarafından tanındı, belgelendi ve tanımlandı; Mallegni vd. (2003), fosile dayalı olarak Homo cepranensis adlı yeni bir insan türünün tanımlanmasını önerdi. Diğer paleontologlar onu Homo heidelbergensis'e ait olarak sınıflandırmış olsalar da. Mounier vd. (2011), fosili H. heidelbergensis'in "uygun bir ata stoğu", "bölgesel otapomorfik özelliklerin ortaya çıkmasına öncül" olarak tanımladılar.

Paranthropus boisei, Geç Pleyistosen ile Orta Pleyistosen arasında, Doğu Afrika'da yaşamış soyu tükenmiş bir Paranthropus türüdür. Türün Australopithecus boisei olarak sınıflandırıldığı da görülür.

Paranthropus robustus, Güney Afrika'daki, İnsanlığın Beşiği'de Erken Pleistosen ve muhtemelen Orta Pleistosen döneminde yaklaşık 2,27 ila 0,87 milyon yıl önce yaşamış bir australopithecine türüdür. Kromdraai, Swartkrans, Sterkfontein, Gondolin, Cooper's ve Drimolen Mağaralarında tespit edilmiştir. İlk olarak 1938'de keşfedildi, tanımlanan ilk erken homininler arasındaydı ve Paranthropus cinsi için tip tür haline geldi. Bununla birlikte, bazıları tarafından Paranthropus'un geçersiz bir gruplama olduğu ve Australopithecus ile eşanlamlı olduğu iddia edilmiştir, bu nedenle tür genellikle Australopithecus robustus olarak da sınıflandırılır.

Homo bodoensis, önerilmiş bir arkaik insan türüdür. 2021 yılında, eskiden H. heidelbergensis/H. rhodesiensis'e veya H. erectus'a atanan Bodo Kafatası'nın yeniden analizi ile tanımlanmıştır. Tanımlayanlar H. bodoensis'in, H. sapiens için atasal olabilecek özelliklere sahip olması ve türün diğer olası örneklerinin coğrafik dağılımı nedeniyle H. sapiens'e yol açmış olabileceğini önerdiler.
Kabwe 1, Arthur Smith Woodward tarafından 1921'de Homo rhodesiensis için tip örneği olarak atanan, günümüzde çoğunlukla Homo heidelbergensis ile eşanlamlı olarak kabul edilen bir Orta Paleolitik fosilidir.

Bodo kafatası, soyu tükenmiş bir hominin türünün fosilidir. 1976'da Jon Kalb liderliğindeki bir keşif gezisinin üyeleri tarafından bulundu. Rift Vadisi Araştırma Misyonu, Bodo kafatasının yanı sıra Aşölyen aletlerinin ve hayvan fosillerinin bulgularına yol açan bir dizi araştırma yaptı. İlk keşif, daha düşük bir yüz bulan Alemayhew Asfaw ve Charles Smart tarafından yapıldı. İki hafta sonra Paul Whitehead ve Craig Wood yüzün üst kısmını buldular. Etiyopya'daki Awash Nehri'nin kuru dallarından birinin yüzeyi boyunca kafatası parçaları keşfedildi. Kafatası, eserler ve diğer hayvan fosilleri, nispeten geniş bir orta kum alanı üzerinde bulundu ve kafatasının yakınında sadece birkaç alet bulundu. Kafatası 600.000 yaşındadır ve şu anda H. bodoensis'in tip örneğidir.
Meganthropus, Endonezya'nın Pleistosen döneminden bilinen, hominin olmayan hominid insansılarının soyu tükenmiş bir cinsidir. Endonezya'nın Orta Cava kentindeki Surakarta yakınlarındaki Sangiran bölgesinde birkaç izole dişin yanında bulunan bir dizi büyük çene ve kafatası parçasından bilinmektedir. Cinsin uzun ve karmaşık bir taksonomik geçmişi vardır. Orijinal fosiller yeni bir türe, Meganthropus palaeojavanicus'a atfedildi, bu isim uzun bir süre geçersiz sayıldı ve cins adı fosiller için resmi olmayan bir isim olarak kullanıldı.

Ndutu kafatası, Kuzey Tanzanya'daki Ndutu Gölü'nde bulunan, Orta Pleistosen'den bir geç Homo erectus, Homo rhodesiensis, veya erken Homo sapiens'e çeşitli şekillerde atanan bir hominin kısmi kafatasıdır. 2021 yılında, yeni tanımlanan Homo bodoensis türüne ait olabileceği önerildi.

Omo kalıntıları, 1967 ve 1974 yılları arasında Etiyopya'nın güneybatısında bulunan Omo Ulusal Parkı'ndaki Omo Nehri yakınlarındaki Omo Kibish bölgelerinde keşfedilen bir hominin kemik koleksiyonudur. Kemikler, Richard Leakey ve meslektaşları tarafından yönetilen Kenya Ulusal Müzelerinden bir bilim ekibi tarafından bulundu. Kamoya'nın Hominid Sitesinden (KHS) kalanlara Omo I ve Paul I. Abell'in Hominid Sitesinden (PHS) kalanlara Omo II adı verildi.

Paleoantropolojide, "Afrika'dan Çıkış" teorisi, yeni tek köken hipotezi, yer değiştirme hipotezi veya yakın zamanlı Afrika kökeni modeli olarak da adlandırılan modern insanın yakın zamanlı Afrika kökeni, anatomik olarak modern insanların, coğrafi kökeni ve ilk göçlerinin bilim dünyasında yaygın kabul gören modelidir. Homo erectus ve daha sonra da Homo neanderthalensis'in, kısaca homininlerin Afrika dışına ilk yayılışlarının izini süren bir modeldir.