Miladi 3. yüzyıl, 201'den 300'e kadar sürmüş yüzyıldır.

Konfüçyüs ya da Kongzi, , Çinli filozof, eğitimci ve yazar.

Dao De Jing M.Ö. 6. yy.'da, Antik Çinli bilge Laozi tarafından yazıldığı düşünülen klasik bir metindir. Eserin özgün adı Laozi dir. İki bölümden oluşur: Dao ve De. Dao evren anlayışının en temel metni sayılır. Dao/Tao, Yol demektir. De/Te, Laozi geleneğinde, yolun kendiliğindenliğinin ayırdımına varmak ve uyumsamak; Kongzi geleneğinde, erdem anlamında kullanılır. Jing/Ching, klasik eser demektir. Eserin, bambu çubuklara yazılmış halde en eski örneği 1963-74 yılları arasında Mawangdui arkeolojik kazı sitesinde, antik mezarlardan yeryüzüne çıkarılmıştır.

Tang Hanedanı, Sui Hanedanı'nın ardından Çin'e hüküm sürmüş hanedandır. 618'de Li Shimin, Sui Hanedanı'nı devirerek Tang Hanedanı'nı kurdu. Li Shimin daha çok Tang Hanedanı'nın kurucusu İmparator Taizong olarak bilinir. Çin imparatorlarının en ünlülerinden biridir. Tang Hanedanı döneminde Çin'in komşularının üzerinde çok büyük etkisi vardı ve birçok komşu krallıkları vergiye bağlamıştı. Bununla birlikte Göktürk Kağanlığı 659 yılında, İkinci Doğu Göktürk Kağanlığı ise 744 yılında Tang Hanedanı'nın egemenliği altına girmiştir. Yaklaşık 300 yıl yönetimde kalan Tang Hanedanı zamanında Han Hanedanı'ndan bile daha parlak bir dönem yaşandı. Bu dönemde imparatorluk toprakları genişletildi; değişik ırk, kültür ve dinlerden halklarla ilişkiler kuruldu ve sonradan Batılı toplumları şaşkınlığa uğratacak bir yönetim sistemi kuruldu. Bazı kaynaklarda Tang Hanedanı'nın Çinleşmiş Türk-Tabgaç kökenli olduğu geçmektedir.

Xia Hanedanı, Çin tarih kayıtlarına göre Çin'in ilk hanedanlığıdır; MÖ 2200 – 1800 tarihleri arasında hüküm sürmüştür. Çin'de ilk medeniyet biçimi Xia Hanedanlığı döneminde ortaya çıkmıştır.

Feng Şui, "rüzgâr" ve "su" anlamına gelen, doğada var olan yaşam enerjisini, yaşanılan mekânlarda harekete geçirme yöntemlerini gösteren eski bir Çin öğretisidir.

Doğu felsefesi denildiğinde genel olarak Hindistan ve Çin'de başlayan felsefe geleneği kastedilmektedir. Ancak buna Afrika felsefesi, Japon felsefesi, İslam felsefesi, İran felsefesi gibi gelenekleri de eklemek gerekir. Oryantalist düşünceyle Batı felsefesi, kendi tarihini Antik Yunan felsefesi dönemiyle birlikte başlatmakta, rasyonel ve sistematik düşünce geleneğini kendisine ait kılarak kendisini bu eksende tanımlamaktadır. Bu anlamda doğu felsefesi, batı felsefe tarihinin dışında kalan felsefe geleneklerini adlandırmaktadır. Doğu düşüncesi bu anlamda felsefe-dışı olarak görülmektedir. Doğu felsefesi mitolojik ve mistik ya da gizemci ve simgesel yanları olan bir felsefe geleneği olarak değerlendirilir. Bu etki ve köken söz konusu olmakla birlikte, doğu felsefesinin felsefe-dışı sayılması ancak felsefenin belirli bir şekilde anlaşılması ve kategorize edilmesiyle olanaklı olmaktadır. Bu anlayış ve kategorizasyon ise Batı düşüncesinin kendini tanımlamasıyla bağlantılıdır. Oysa Doğu ve Batı felsefeleri olarak adlandırılan felsefe gelenekleri, farklılıklarıyla birlikte, karşılıklı etkileşim ve süreklilik halinde gelişim göstermiş felsefelerdir. "Doğu" bu anlamda, hem daha Batı felsefesi mevcut değilken felsefi içerimli zengin bir düşünce tarihine sahiptir, hem de örneğin Orta Çağ döneminde Batı felsefesi denilen felsefenin taşınması ve geliştirilmesi doğu sayesinde gerçekleştirilmiştir.

Akupunktur, Geleneksel Çin Tıbbı (GÇT)'na göre vücudu saran Enerji Kanalları üzerinde yer alan özel gözelerin yine GÇT kuramları doğrultusunda iğne, moksa veya masaj yöntemleriyle uyarılarak ilgili organlardaki rahatsızlıkların giderilmesi için kullanılan bir yöntemdir. 1970lerden sonra batı toplumlarında da sıklıkla görülmeye başlayan akupunktur tedavi yöntemi üzerine görüşler farklılıklar göstermektedir. Kimi uzmanlar, modern bilim kriterleriyle örtüşmediği ve etkili bir tedavi yöntemi olmadığı için akupunktur hakkında sözdebilim eleştirisi yaparlarken kimi uzmanlar da farklı kültür ve anlayışların yaklaşımlarının modern bilim yaklaşımlarından farklı olması o yöntemi bilim dışı tutmaya yeterli olmayacağını, modern tıbbın da birbiriyle çelişen bulgular sergileyebildiğini anımsatmaktadırlar Akupunktur, tüm modern dünyada tamamlayıcı tıp adı altında kendine yer edinmiş ve destek bulmuştur.
Çin mitolojisi, Çin halk ve kültürünün biriktirdiği mitolojik ve efsanevi söylence, inanç ve tarih anlayışın bütününü tanımlar. Oxford'un Asya Mitolojisi Sözlüğü Çin mitolojisini tanımlarken şu ifadeye yer verir:
Çin mitolojisi, ..., tarih, efsane ve mitin bir karışımıdır.

Yasak Şehir, Ming Hanedanı'nından Çing Hanedanı'nın sonuna kadar kullanılmış Çin imparatorluk sarayıdır. Çin'in Pekin şehrinin ortasında bulunmaktadır. Yaklaşık 500 yıl imparator ve hizmetlilerine ev sahipliği yapmış, aynı zamanda Çin hükûmetinin törensel ve politik merkezi olmuştur. 1925'ten beri Saray Müzesi'ni barındırmaktadır.
Neokonfüçyüsçülük, Song Hânedanlığı zamânında oluşup kökeni Konfüçyüsçülük'te olan, fakat aynı zamanda Daoizm ve Budizm'den de etkilenmiş dînî ve felsefî bir akımdır. Neokonfüçyüsçülük, Song Hânedanlığı kurulduğundan beri Çin'e hâkim olmuş en etkin düşünsel akımlardan biridir. Çincede bu kavram, bu şekliyle mevcut değildir. Onun yerine Songxue, Lixue veyâ Xinli Xue diye bilinir.

Shan Hai Jing veya Shanhai Jing Çin mitolojisinin birçoklarına göre en kapsamlı eseri ve kaydı. MÖ 3. yüzyıl ile MS 2. yüzyıl aralığında bir zamanda ortaya çıktığı düşünülen eser, Antik Çin kültüründeki mitlerden, büyücülük ve din anlayışından söz etmesinin yanı sıra coğrafyadan tıbba kadar farklı alanlarda da içerik barındırır. Bazı mitik figürler diğer kaynaklarda bulunamazken, Shan Hai Jing'de kendilerine yer bulurlar ve birden fazla sürümü olan birçok anlatının birkaç sürümüne eserde yer verilmiştir. Qin Hanedanlığı öncesi Çin kültürünü konu alan ve bu konun çağdaş araştırmalarında önemli bir kaynak olan eser 18 bölüme bölünmüştür ve yaklaşık olarak 31000 sözcük barındırmaktadır.

Batı'ya Yolculuk Çin edebiyatının Dört Büyük Klasik Romanından biridir. Aslı 1590'larda, Ming Hanedanlığı döneminde, anonim bir şekilde yayımlanmıştır. Her ne kadar yazarının kimliğine dair doğrudan bir kanıt bulunmasa da 20. yüzyıldan bu yana yazarının Wú Chéng'ēn olduğu kabul edilir.

Zhang Heng (78 - 139) Han Hanedanı döneminde Çin'de yaşamış astronom, matematikçi, coğrafyacı, mucit, astrolog ve ressam.
Luo Ben, daha çok bilinen ismiyle Guanzhong, Yuan ve Ming hanedanlıkları döneminde yaşamış Çinli yazar. Ayrıca Huhai Sanren mahlasıyla da bilinir. Luo Çin’in Dört Büyük Klasik Romanı'ndan ikisi olan Üç Krallığın Hikâyesi ve Su Kenarı romanlarını yazmıştır.

Tang Hanedanlığı tarafından tehdit olarak algılanan İllig Kağan'a karşı; Seyanto Hanlığı ile kurulan ittifak ordusuyla Doğu Göktürk Kağanlığı üzerine yönelen askerî seferdir.

Çin tarihi, yazılı kaynaklara göre 3500 yıldan fazla geriye uzanmakta olup yazılı Çin tarihi ise MÖ 1500'lerde Shang Hanedanı döneminden başlamaktadır. Çin binlerce yıllık tarihi ile dünyanın en eski medeniyetlerinden biri ve uygarlığın beşiği olarak kabul edilmektedir. Çin uzun tarihi boyunca değişimli olarak birleşik bir devlet olarak veya birçok devlet halinde parçalanmış olarak varlığını sürdürmüştür.

Sui ya da Shui halkı, çoğu Çin Guizhou eyaletinde yaşayan bir etnik grup. Çin Halk Cumhuriyeti devletinin resmî olarak tanıdığı 56 etnik gruptan birini teşkil eder.
Jing Fang, doğum adı Li Fang, mahalli isim Junming, Han Hanedanlığı döneminde bugünkü 東郡頓丘 'da doğdu. Çinli bir müzik teorisyeni, matematikçi ve astrologdu. Daha çok müzik ölçümleri alanındaki çalışmalarıyla tanınmasına rağmen, ay ve güneş tutulmalarının temel mekaniğini de doğru bir şekilde tanımlamıştır.

Hongguang İmparatoru veya kişisel adıyla Zhu Yousong, çocukluğunda Fuba (福八) lakabıyla tanınan, Çin'in Güney Ming Hanedanlığı'nın ilk imparatorudur. 1644-1645 yılları arasında Güney Çin'de hüküm sürdü. Döneminin adı olan "Hongguang", "büyük ışık" anlamına gelmektedir.