İçeriğe atla

Shoemaker–Levy 9 kuyruklu yıldızı

Shoemaker–Levy 9 Kuyruklu yıldızı (Astronomik adlandırması D/1993 F2) 1992 yılının temmuz ayında Jüpiter yakınlarında parçalanan ve 1994 yılının temmuz ayında Jüpiter'e çarpan bir kuyruklu yıldızdır. Bu çarpışma Güneş Sistemi objelerinin dünya dışında gözlemlenen ilk çarpışmasıdır.[1] Bu çarpışma popüler medyada oldukça fazla yer almış ve gökbilimciler tarafından yakın olarak takip edilmiştir. Bu çarpışma Jüpiter ve onun uzaydaki dolaşan maddelerin iç gezegenlere etkisini azaltması hakkında yeni bilgiler sunmuştur. T

Kuyruklu yıldız gök bilimciler Carolyn ve Eugene M. Shoemaker ve David Levy tarafından keşfedilmiştir.[2] Bu o sırada bir gezegen etrafından yörüngeye girmiş ilk kuyruklu yıldızdı ve tahminen 20-30 yıl önce Jüpiter tarafından yörüngesine alınmıştı.

Kaynakça

  1. ^ "Shoemaker–Levy 9 Kuyruklu yıldızı Jüpiter çarpışması". NASA. Şubat 2005. 12 Aralık 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Ağustos 2008. 
  2. ^ Marsden, B. G. (1993). "Shoemaker-Levy kuyruklu yıldızı (1993e)". IAU Circular. Cilt 5725. 25 Şubat 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Aralık 2016. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Güneş Sistemi</span> Güneş ve Güneş merkezli astronomik cisimler

Güneş Sistemi, Güneş'in kütleçekim kuvvetiyle yörüngede tutulan ve çeşitli gök cisimlerinden oluşmuş bir sistemdir. Güneş ve 8 gezegen ile onların doğruluğu onaylanmış 150 uydusu, 5 cüce gezegen ile onların bilinen toplam 8 uydusu ve milyarlarca küçük gök cisminden oluşur. Küçük cisimler kategorisine asteroitler, Kuiper Kuşağı cisimleri, kuyruklu yıldızlar, gök taşları ve gezegenler arası toz girer.

<span class="mw-page-title-main">Dış merkezlik (astronomi)</span>

Astrodinamikte, bir astronomik cismin yörünge eksantrikliği, başka cisim etrafındaki yörüngesinin mükemmel bir daireden ne kadar saptığını belirleyen boyutsuz bir parametredir.

<span class="mw-page-title-main">Kuyruklu yıldız</span> Güneş’in yakınından geçerken ısınarak gaz açığa çıkarmaya başlayan, buzlu, küçük Güneş Sistemi cisimleri

Kuyruklu yıldız ya da kirlikartopu, Güneş’in yakınından geçerken ısınarak gaz açığa çıkarmaya başlayan, buzlu, küçük Güneş Sistemi cisimleridir. Bu gaz çıkışı, görünür bir atmosfer veya koma ve bazen de bir kuyruk oluşturur. Bu fenomenler, kuyruklu yıldızın çekirdeğine etki eden güneş radyasyonu ve güneş rüzgarı etkilerinden kaynaklanır. Kuyruklu yıldız çekirdek’lerinin büyüklüğü, birkaç yüz metreden ile onlarca kilometreye kadar değişir ve gevşek buz, kozmik toz ve küçük kayalık parçacıklardan oluşur. Kuyruk bir astronomik birim ötesine uzanabilirken, koma Dünya'nın çapının 15 katına kadar çıkabilir. Yeterince parlaksa, teleskop yardımı olmadan Dünya'dan kuyruklu yıldız görülebilir ve gökyüzünde 30°'lik bir alt açı yayı olabilir. Kuyruklu yıldızlar eski çağlardan beri birçok kültür ve din tarafından gözlemlenmiş ve kaydedilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Oort bulutu</span> Güneşin etrafında dönen kuyruklu yıldız kümesi

Oort Bulutu veya Öpik-Oort Bulutu, Güneş'in etrafında dönen kuyruklu yıldız kümesi. Bu kuyruklu yıldızların enberi ölçeği 5-50 AB ve enöte ölçeği ise 30.000-100.000 AB'dir. Unutulmamalıdır ki enöte yörüngeleri Plüton'un yörüngesinin çok ötesindedir.

<span class="mw-page-title-main">Asteroit kuşağı</span>

Asteroit kuşağı, Güneş Sistemi'nde Güneş merkezli ve kabaca Jüpiter ile Mars gezegenlerinin yörüngeleri arasındaki uzayı kaplayan torus şeklinde bir bölgedir. Bu bölgede asteroit veya küçük gezegen olarak adlandırılan çok sayıda katı ve düzensiz şekillerde gök cisimleri bulunur. Tanımlanan nesneler çok farklı boyutlarda olabilir, fakat gezegenlerden çok daha küçüklerdir ve birbirlerinden ortalama olarak bir milyon kilometre uzaklıklarda bulunurlar. Bu asteroit kuşağı, Güneş Sistemi'ndeki diğer asteroit popülasyonlarından ayırt edilebilmesi için ana asteroit kuşağı veya ana kuşak olarak da adlandırılır.

Periyodik kuyruklu yıldızlar, yörünge periyotları 200 yıldan az olan veya tek bir günberi geçişinden daha uzun süre boyunca gözlemlenen kuyruklu yıldızlardır. "Periyodik kuyruklu yıldız" bazen 200 yıldan daha uzun olsa bile periyodik yörüngeye sahip herhangi bir kuyruklu yıldız anlamında kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Dünya'ya yakın cisim</span>

Dünya'ya Yakın Cisimler, yörüngeleri günberi noktasında Dünya'ya 1,3 Astronomik Birim (AB) mesafeden daha yakın olup Dünya'nın çok yakınına gelen gök cisimleridirler. Bunlar birkaç bin Dünya'ya Yakın Asteroit (DYA), Dünya'ya Yakın Kuyruklu yıldız (DYK), bir miktar Güneş etrâfında dolanan uzay aracı ve uzayda Dünya'yla çarpışmadan tâkip edilebilecek büyüklükte meteoritlerden oluşurlar. Makbul olan görüşe göre DYC'lerin geçmişte Dünya'yla çarpışmalarının gezegenimizin jeolojik ve biyolojik târihinde kayda değer rolü olduğu merkezindedir. Dünya'mıza getireceği tehlikelerin farkına varılmasıyla 1980'lerden beri gittikçe artan ilgiyle bu cisimler izlenmişler, gelebilecek tehlikeleri aktif olarak azaltmak için çözümler aranmaya başlamışlardır.

<i>Ulysses</i> (uzay aracı) İnsansız uzay sondası

Ulysses, ana görevi Güneş'in yörüngesinde onu tüm enlemlerde incelemek olan robotik bir uzay sondasıydı. 1990 yılında fırlatıldı ve 1994/1995, 2000/2001 ve 2007/2008 yıllarında Güneş'in üç "hızlı enlem taramasını" gerçekleştirdi. İlave olarak, birkaç kuyruklu yıldızı inceledi. Ulysses, Avrupa Uzay Ajansı (ESA) ile ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi'nin (NASA) ortak girişimiydi ve ESA liderliğinde, Kanada Ulusal Araştırma Konseyi'nin katılımıyla gerçekleşti. Ulysses'teki görev faaliyetleri için son gün 30 Haziran 2009'du.

<span class="mw-page-title-main">İnsansız uzay gemisi</span> otomatik olarak uzayda uçabilen ve insansız uzay uçuşları için kullanılan uzay gemileri

İnsansız uzay gemisi ya da insansız uzay aracı, otomatik olarak uzayda uçabilen ve insansız uzay uçuşları için kullanılan uzay gemilerine verilen genel addır. Ne derece insanlardan bağımsız, yani özerk olduğu gemi modelleri arasında farklıdır. Uzaktan kumandalı, uzaktan güdümlü ya da tamamen özerk (robotik) olabilirler. Mesela Salyut 7, Mir ve UUİ'nun modülü Zarya, insansız uzaktan güdümlü şeklide istasyonu işletebilme, her iki yeniden ikmâl aracı ve yeni modüllerle kenetlenme imkânına sâhipti. En yaygın insansız uzay gemileri robotik uzay gemileri, insansız yeniden ikmâl araçları, uzay sondaları ve uzay rasathaneleridir. Her insansız uzay gemisi robotik olmamaktadır. Meselâ uzaya yollanan bir yansıtıcı top, robotik değildir.

<span class="mw-page-title-main">2010 Jüpiter Çarpma Olayı</span> çarpma olayı

2010 yılında Jüpiter'e çapı yaklaşık 8-13 metre olduğu tahmin edilen nesnenin çarpmasıdır. Çarpma; asteroit, kuyruklu yıldız, sönmüş kuyruklu yıldız veya geçici uydudan oluşmuş olabilir.

<i>Rosetta</i> (uzay aracı)

Rosetta, Avrupa Uzay Ajansı tarafından imal edilip 2 Mart 2004'te fırlatılan bir uzay sondasıydı. İniş modülü Philae ile birlikte 67P/Churyumov-Gerasimenko (67P) kuyruklu yıldızının ayrıntılı bir incelemesini gerçekleştirdi. Uzay aracı, kuyruklu yıldıza yaptığı yolculuk sırasında Dünya ve Mars gezegenleriyle, 21 Lutetia ve 2867 Šteins asteroitlerinin yakınından geçti. SOHO / Cluster ve XMM-Newton'dan sonra ESA'nın Horizon 2000 programının üçüncü temel taşı görevi olarak başlatılmıştı.

<i>Deep Impact</i> (uzay aracı)

Deep Impact, Cape Canaveral Uzay İstasyonu'ndan 12 Ocak 2005, 18.47 UTC'de fırlatılan bir NASA uzay sondasıydı. Bir çarpma aygıtı bırakarak Tempel 1 (9P/Tempel) kuyruklu yıldızının iç bileşimini incelemek amacıyla tasarlanmıştır. 4 Temmuz 2005, 05.52 UTC'de çarpma aygıtı kuyruklu yıldızın çekirdeğiyle başarılı bir şekilde çarpıştı. Çarpışma, çekirdeğin iç kısmındaki enkazı kazarak bir çarpma krateri oluşturdu. Uzay aracı tarafından çekilen fotoğraflar kuyruklu yıldızın beklenenden daha tozlu ve daha az buzlu olduğunu gösterdi. Çarpışma, beklenmedik derecede büyük ve parlak bir toz bulutu oluşturdu ve çarpma kraterinin görünümünü gizledi.

<span class="mw-page-title-main">Centaur (küçük gezegen)</span>

Centaur, Güneş Sisteminin dış bölgesindeki gaz devleri Jüpiter ve Neptün gezegenleri arasında, tutarlı olmayan yörüngelerde bulunan bir küçük Güneş Sistemi cismidir. Bu cisimlerin yörüngelerindeki tutarsızlık, bir veya birden çok büyük gezegenin yörüngeleriyle kesişmelerinden kaynaklanır. Centaur'ların kendileri, kısa ömürlü kararsız yörüngelere sahiptir ve birkaç milyon yıl içinde Kuiper kuşağı nesnelerinin aktif olmayan popülasyonundan Jüpiter ailesi kuyruklu yıldızlarının aktif grubuna geçiş yaparlar.

<span class="mw-page-title-main">Carolyn S. Shoemaker</span> Amerikalı gökbilimci (1929 – 2021)

Carolyn Jean Spellmann Shoemaker, Amerikalı kadın astronom. Shoemaker–Levy 9 kuyruklu yıldızı'nın ortak kaşiflerinden biriydi. Tek bir kişi tarafından keşfedilen çoğu kuyruklu yıldız rekorunu elinde tutuyordu.

<span class="mw-page-title-main">Encke Kuyruklu Yıldızı</span>

Encke Kuyruklu Yıldızı veya Encke'nin Kuyruklu Yıldızı, Güneş'in yörüngesini her 3.3 yılda bir tamamlayan bir periyodik kuyruklu yıldız'dır. Encke ilk olarak Pierre Méchain tarafından 17 Ocak 1786'da kaydedildi, ancak yörüngesinin Johann Franz Encke tarafından hesaplandığı 1819 yılına kadar periyodik bir kuyruklu yıldız olarak tanınmadı. Halley Kuyruklu Yıldızı gibi adını keşfedicisinden ziyade yörüngesinin hesaplayıcısından alıyor olması olağandışıdır. Kuyruklu yıldızlar büyük bir koma ve onları çok daha görünür hale getirebilen günberi‘leri sırasında kuyruk oluşturmalarına rağmen çoğu kuyruklu yıldız gibi çekirdeği aldığı ışığın yalnızca %4.6'sını yansıtan çok az albedo'su vardır. Encke Kuyruklu Yıldızı'nın çekirdek çapı 4.8 km'dir.

Soluk Mavi Nokta: İnsanın uzaydaki geleceğine bir bakış, gök bilimci Carl Sagan'ın 1994 tarihli bir kitabıdır. Bu, Sagan'ın 1980 tarihli kitabı Kozmos'un devamı niteliğindedir ve Sagan'ın dokunaklı bir açıklama yaptığı ünlü 1990 Soluk Mavi Nokta fotoğrafından esinlenmiştir. Kitapta Sagan, insanın evrendeki yeri hakkındaki felsefeyi, Güneş Sistemi hakkındaki mevcut bilgilerin bir tanımıyla harmanlıyor. Ayrıca gelecek için bir insan vizyonunu detaylandırıyor.

<span class="mw-page-title-main">Minimum yörünge kesişme mesafesi</span> Astronomide ölçü

Minimum yörünge kesişme mesafesi, astronomide iki astronomik cisim arasındaki çarpışma riskini değerlendirmek için kullanılan bir ölçüdür. İncelenen iki cismin salınan yörüngelerinin en yakın iki noktası arasındaki mesafe olarak tanımlanır. Genellikle bir gezegenden daha küçük olan bir cisim için, gezegenin yörüngesinin kesişme noktasındaki minimum mesafe olarak hesaplanır. En yoğun ilgi Dünya ile çarpışma riskidir. Dünya MOID genellikle JPL Small-Body Database gibi kuyruklu yıldız ve asteroit veri tabanlarında listelenir. MOID değerleri diğer cisimlere göre de tanımlanır: Jüpiter MOID, Venüs MOID vb.

<span class="mw-page-title-main">Reta Beebe</span> Amerikalı astronom ve yazar

Reta F. Beebe, Amerikalı astronom, yazar ve popüler bilimcidir. Jüpiter ve Satürn gezegenleri konusunda uzmandır ve Jüpiter: Dev Gezegen kitabının yazarıdır. New Mexico Eyalet Üniversitesi Astronomi Bölümü'nde fahri profesör ve 2010 yılında NASA Olağanüstü Kamu Hizmeti madalyası sahibidir.

Astronomik adlandırma kuralları, gökcisimlerinin her birinin ayırt edici olarak adlandırılmasında kullanılan genel geçer kural ve prensipleri ifade etmektedir. Eski zamanlarda, yalnızca Güneş, Ay, birkaç yıldız ile kolaylıkla görülebilen gezegenlerin isimleri bulunmaktaydı. Son birkaç yüzyılda ise gelişen teknoloji ve araçlar vasıtasıyla milyarlarca yeni gök cismi keşfedildiğinden astronomların çok yüksek sayıdaki bu gök cisimlerini birbirinden ayırt edebileceği bir sistematiğe ihtiyaç duyulmuştur. Bununla birlikte, istisnai ve özellikli gök cisimlerinin daha kolay ayırt edilebilmesi amaçlanmıştır.

Palomar Gezegen Kesişim Asteroit Araştırması (PCAS) İng. Palomar Planet-Crossing Asteroid Survey, 1973 yılında Kaliforniya'da bulunan U.S. Palomar Gözlemevinde Elanor Helin ve Eugene Shoemaker tarafından yürütülen bir astronomik araştırmadır. Küçük Gezegen Merkezi 1993-1994 yılları arasında 20 adet numaralandırılmış küçük gezegenin keşfini PCAS ile doğrudan ilişkilendirse de, program toplamda 17 kuyruklu yıldız dahil olmak üzere 95 Dünya'ya yakın cismin keşfini gerçekleştirmiştir. PCAS Haziran 1995'e kadar yaklaşık 25 yıl boyunca sürdürülmüştür. Uluslararası olarak önce INAS programı adı altında genişlemiş ve sorasında oldukça başarılı sonuçlar veren NEAT programının erken öncülü olmuştur.