Shannon Rutherford

Shannon Rutherford
Lost karakteri
Shannon rolünde Maggie Grace
İlk görünüm	"Pilot, Part 1"
Son görünüm	"Expose"
Canlandıran	Maggie Grace
Merkezî bölümleri	"Hearts and Minds" "Abandoned"
Bilgileri
Cinsiyet	Kadın
Meslek	Öğrenci
Aile	Boone Carlyle (üvey kardeşi)
Önemli ilişkileri	Sayid Jarrah
Yaşı	20

Shannon Rutherford, Oceanic 815 uçağı orta kısım kazazedesi ve Boone Carlyle'ın üvey kardeşidir. Shannon ve Boone kazadan önce ve sonrasında her zaman birbirlerini korumuşlardır. Shannon babasını bir araba kazasında kaybetmiş ve üvey annesi onu evden kovup babasının mirasından hiç pay vermemiştir. Shannon ise erkekleri kullanarak, özellikle Boone'u, istediği her şeyi elde etmeye çalışmış ve en sonunda Boone'u tek gecelik bir ilişki ile kandırmıştır. Kazadan sonra ise zamanını kazazedelere yardım etmek yerine kendine harcayan Shannon ısrarla kurtarılacaklarını söylemiştir. Daha sonra ise telsizle bir mesaj yakalamak için arkadaşlarına yardım etmiş ve Rousseau'nun sinyalini çevirmek için Fransızcasını kullanmıştır. Shannon ayrıca adada bir astım krizi geçirmiş, ilacı bitince ise Sun ona yardım edip etkiyi hafifletmiştir. Adada Sayid'in Shannon'ın bencil tutumu üzerindeki etkisi ile ikisi arasında bir aşk başlar. İkisi bir pikniğe çıktıklarında Boone ormanda uçurumda asılı buldukları uçağı keşfe çıkmış ve uçak düşmüş, Boone ağır yaraları sebebiyle ölmüştür. Boone öldükten sonra Shannon bu olayın John Locke'un suçu olduğunu düşünüp ona ateş etmek istemiş ama Sayid buna engel olmuştur.Sayid'le tartışmalarının ardından, Shannon adada daha önce salla adadan ayrılan Walt'u görmeye başlamış ama kimse ona inanmamıştır. Adadaki 48. gününde Sayid'le beraber Walt'u aramaya çıkmış, bu sırada kuyruk kısmı kazazedeleriyle karşılaşmış ve kuyruk kısmı kazazedelerinin lideri Ana-Lucia onu Diğerlerinden biri sanarak istemeden midesinden vurarak öldürmüştür. Sayid'in kollarında ölmüş ve son anda Sayid ona inandığını söylemiştir.

Lost'ta ikiye ayrılan zaman çizgisinde kazadan kurtulmuş ancak hala Avustralya'da yaşamaktaydı. Daha sonra Boone onu Los Angeles'a gelmesi için ikna etti, Sayid ile karşılaştı ve her şeyi hatırladı. Ardından diğer arkadaşları ile birlikte oradan ayrıldı.

Shannon küçük yaşta annesini kaybetmiş ve babasıyla yalnız yaşamıştır. 8 yaşına geldiğinde babası Boone adında 10 yaşında bir çocuğu olan Sabrina Carlyle ile evlendi. Böylelikle Sabrina, Shannon'un üvey annesi, Boone ise üveykardeşi oldu. Shannon hiçbir zaman Sabrina ile iyi anlaşamasa da Boone ile oldukça yakındı.

Shannon 18 yaşında en iyi arkadaşı Nora ile birlikte bir bale eğitmeni olmuştur. Yine bir gün sınıfı dağıttığı sırada Sabrina aramış ve babası Adam'ın araba kazası geçirdiğini ayrıca St. Sebastian Hastanesi'ne getirildiğini söylemiştir. Ve Shannon tam hastaneya geldiğinde kader adı verilen çizgi hayatın en bilinmez anında kesişti ve Jack, Shannon'a babasının durumunu anlatan doktor oldu. Doktor Adam'ın kaza yerinde nefes almayı kestiği ve geri getirilemediğini söylemiştir. Shannon yıkılmış ve Sabrina ile arasına olabildiğince mesafe koymaya çalışmıştır.

Shannon ve Boone ise uzun sürenin ardından ilk kez Adam'ın cenaze töreninde buluştular. Shannon ağlamak için başını omzuna koyabileceği insanın Boone olduğunu fark edip ona güvendi ve ona New York'taki prestijli Martha Graham Dans Okulu'ndaki staj olayını anlattı. Shannon, Boone'un kendi tarafında olmasını istemediği halde Boone ona yardım edeceğine güvence verdi. Ancak Boone yine de şüphe gösterdi.

Bir gün Nora onu kahvaltıya çağırdı ve ona bir zarf verdi. Zarfta Shannon'ın Staj Giriş Belgesi bulunmaktaydı. Ardından Shannon bankadan bir telefon alır ve hesabındaki paranın bittiğini öğrenir. Nora ise Shannon'ın zengin olduğunu bildiğinden ona inanılmaz gelir.

Shannon daha sonra Sabrina'ya yardım istemeye gitti ancak Sabrina'nın bu konuda tavrı oldukça soğuktu. Shannon sonrasında babasından kalan tüm paraya ne olduğunu sorunca tüm paranın Sabrina'nın hesabına yatırıldığını öğrenir. Shannon şoke olmuş ve kızgınlıkla neden böyle olduğunu sormuştur. Ve Sabrina ona "Belki de kendi yolunu kendin çizmeni istediği içindir." demiş ve ona hiçbir yardımda bulunmayacağını söylemiştir.

Daha sonra yayınlanmamış bir geri dönüş sahnesinde Sabrina, Shannon'a evi ne zaman terk edeceğini sormuştur.

Daha sonra Shannon, Boone'dan Sabrina'dan bir miktar para alıp getirmesini rice etmiştir. Shannon ise Boone'un başarısız olduğunu dairesine geldiğinde öğrenmiş ve bunun nedeninin Sabrina'nın Boone'un parayı ne yapacağını anladığını da öğrenmiştir. Shannon bu sefer Boone'a bir süre New York'ta yanında kalabileceğini sordu ancak bir sürpriz olmuştu:

Boone New York'tan ayrılıyordu. Sonra Boone, Shannon'a para teklif etti ancak Shannon Boone'dan para istememişti. Boone böyle yaptı çünkü Shannon'ın kendi ayakları üzerinde duracağına inanmıyordu. Ancak Shannon, Boone'a kendisine inanıp inanmadığını sorduğunda cevap alamadı ve Boone'a kızıp ondan ayrıldı.

Shannon babasının ölümünün ardından Fransa'da zaman geçirmiştir. Ardından Shannon, St. Lopez'e taşınmış ve Laurent'in babasıyla çıkmıştır. Yayınlanmayan bir geriye dönüş sahnesinde ise Shannon bale sınıfındaki bir öğrencisinin evine gider ve Philippe ve Dominique adlı anne-babası ile Laurent adındaki küçük kardeşiyle tanışır. Sonrasında Laurent'in bebek bakıcılığını yaparken Laurent Kayıp Balık Nemo 'nun Fransızca versiyonunu ve sonundaki "La Mer (Deniz)" şarkısını defalarca izlemiştir. Ayrıca adı muhtemelen Bryan olan bir denizciyle de çıktığını söylemiştir.

Uçak kazasından üvey kardeşi Boone Carlyle birlikte kurtulmuştur. Erken yaşlarda ona karşı duygusal bir bağ hisseden Shannon, daha sonra bu düşüncelerinden uzaklaşmıştır. On dokuz yaşındayken trafik kazasında babasını kaybetmiştir. Bu olaydan sonra üvey annesinin kıskanç davranışlarına maruz kalmıştır. Bir evlilik yapmış ve yaşamının bir döneminde Fransa'da yaşamıştır. Fransızca bilmesi sayesinde Danielle Rousseau'nun 16 yıldır tekrarlanan Fransızca mesajını tercüme etmiştir. Astım hastası olan Shannon kaza sonrası adada Sayid Jarrah ile bir beraberliğe adım atmıştır. 2. sezonun 6. bölümünde Ana Lucia Cortez'in silahından çıkan kaza kurşunu yüzünden trajik bir şekilde ölmüştür.

Özlü sözü: "They think I'm worthless." (İşe yaramaz olduğumu düşünüyorlar.)