
Koşma, coşturucu duyguların dile getirildiği, İslamiyet öncesinde yazılan koşuk türünün bir devamı olan ladinî (dinî olmayan) Türk halk edebiyatı nazım biçimi. Koşmalar genellikle 11'li hece ölçüsü ile söylenir, en az 3 en çok 12 dörtlükten oluşur. Türk halk edebiyatının en çok kullanılan nazım şekli olan koşma, halk ozanları tarafından geliştirilmiş bir nazım şeklidir. Bu nazım biçimi Türk Dil Kurumu tarafından:
Hece ölçüsü, şiirin her dizesindeki hece sayısının eşit olmasına dayanan bir vezindir. Türkçenin millî ölçüsü olarak bilinir.
Telmih, bir edebi sanat türüdür. Hatırlatma sanatı olarak da geçer. Halk edebiyatında sıklıkla kullanılmakla birlikte daha çok divan edebiyatı şair ve yazarları tarafından tercih edilmiştir. Günümüzde de kullanılmaktadır.
Bir cümlede, bir dizede iki sözcüğün ya da sözcük topluluklarının yerleri değiştirilerek yapılan söz sanatına akis veya aks denir.
Mânî, başta aşk olmak üzere hemen her konuda yazılabilen bir halk edebiyatı nazım biçimdir. Arapça kökenli bir kelimedir. Halk kültüründe goşa (koşa) olarak da bilinir. Goşa kelimesi Türkçede çiftlenmiş (ikili) demektir ve mânînin kafiye yapısından dolayı bu ad verilmiştir. Koşa kelimesi "beyit" manası da taşır. Anonim halk edebiyatında en küçük nazım biçimidir. Çoğunlukla 7 heceli dört mısralık bir bentten meydana gelir. Ama mısraları 4-5-8-10-14 heceli kalıplarla söylenmiş mânîler de vardır. Birinci, ikinci dördüncü mısralar birbirleriyle kafiyeli, üçüncü mısra serbesttir. Yani kafiye dizilişi aaxadır. aaaxa düzeninde mânîler de var. İlk iki mısra hazırlık dizeleridir. Son iki mısra ile anlam bağlantısı yoktur.Asıl anlatılmak istenen son iki dizede verilir. En çok kullanılanlar düz ya da tam mânî, kesik mânî, cinaslı mânî, yedekli mânî, artık mânîdir.
Semah, Alevi ve Bektaşi topluluklarında cem olunarak canların dayanışma ruhunu yükseltip, doğayla/evrenle bir olma halinin saz, deyiş ve hareketle temsil eden törendir. Aynı zamanda yeni nesillerin sözlü gelenekle bilgi edinmelerini sağlayan yöntemlerden biridir. Belli bir disiplin içinde törensel niteliği olan semah, eşitlik, sevgi ve birlik gözetilerek uygulanır.
Kafiye ya da uyak, şiirde mısra sonlarında bulunan sözcüklerin son heceleri arasındaki ses benzerliğidir. Şiirde uyak, dize sonlarında bulunan farklı görevlerdeki ekler veya anlamları ayrı sözcükler arasında görülür. Dize sonlarında yinelenen aynı görevdeki ekler ya da sözcükler uyak değildir. Bunlara redif denir.

Parmanides, doğa filozoflarından sayılmakla birlikte, Antik Yunan felsefesinde rasyonalizm geleneğinin ilk filozoflarından biridir. Yalnızca düşünür olarak değil yasa koyucu ve devlet adamı olarak da rol oynadığı sanılmaktadır. Parmenides'e göre, evrende değişen hiçbir şey yoktur. Gerçeklik, yani Varlık, mutlak anlamda Bir'dir, kalıcıdır, süreklidir, yaratılmamıştır, yok edilemez; o ezeli ve ebedidir; onda hareket ve değişme yoktur. Heraklitos ile sürekli yaşadığı varlık ve evren hakkındaki tartışmalarıyla da ünlüdür.
Ritim ya da dizem, bir dizede, bir notada vurgu, uzunluk veya ses özelliklerinin, durakların düzenli bir biçimde tekrarlanmasından doğan ses uygunluğu, tartım, dizem. Çeşitli aletlere vurarak çıkarılan, düzenli ve akıcı seslerin oluşturduğu bütündür. Vurmalı çalgıların ve perküsyonun temelidir.
- Tek Vuruş; RLRLRLRLR... diye gider. Yani bir sağ bir sol yapılır.
- Çift Vuruş; RRLLRRLLRRLL... diye gider. Yani iki sağ iki sol yapılır.
- Üçleme; RLR. Bu teknik daha ileri düzeydir. Burada bir dörtlükte üç vuruş yapılır.
- Altılama; RLRLRL. Tıpkı üçleme gibidir ama bu sefer aynı zamanda altı kere vurulur.
Beyit, iki mısradan meydana gelen nazım parçası. Batı edebiyatında beyte "kuple" denir. Divân edebiyatında nazım birimi sayılan beyit, aynı vezinde olan ve birbiri peşinden gelen iki mısradır. Çoklukla anlamın tamamlandığı bir bölüm beytin bir nazım birimi olarak kabul edilmesi yüzünden, divan edebiyatı şiirlerinde konu birliği pek az görülür. Divan şairinin bütün düşüncesi, beyitleri meydana getirecek kafiyelerle ikişer mısra söyleyebilmekti. Divan edebiyatındaki bu şiir anlayışı, Türkiye'de "Edebiyat-i Cedide" ile değişmeye başlamıştır. Anlamın bir beyitte tamamlanmasının şart olmadığı sonraki beyitte, hattâ daha sonraki beyitlere geçebileceği hakkındaki örnekler, bu edebiyat akımı ile edebiyatımızda gelişmiştir. Böylece, bir nâzım şeklinde konu birliğine önem verilmesi yoluna geçilebilmiştir.
"Otuz Beş Yaş", Cahit Sıtkı Tarancı'nın en tanınmış şiirlerinden biridir. Tarancı, 1946 yılında Cumhuriyet Halk Partisi'nin düzenlediği yarışmada bu şiirle birincilik kazanmıştır. Otuz beş yaş şiiri otuz beş mısradan oluşmuştur. (5x7) 11'li hece ve ababa çapraz uyak örgüsü kullanılmıştır.
Ölçü, şiirde ritmi sağlamak için kullanılan bir tekniktir.

Yalancı dolma Türk mutfağında et kullanmadan yapılan dolmalara verilen ad. Yalancı ve dolma sözcükleri Türkçeden Türkiye'nin birçok komşu ülkelerine de girmiştir. Örneğin, Suriye'de yaprak dolmasına Yalancı adı verilir. Yunancada yaprak dolmasının adı Dolmades'dir. Birçok sebze yalancı dolma için kullanılabilir. Biber, lahana, asma yaprağı, domates ve patlıcan bunların arasında en yaygın olanlarıdır.

Nora, İsveç'in güneyinde bulunan bir kenttir. Kent, Göller Yöresi'nin kuzey kuşağında yer almaktadır.
Ankara Marşı, Ankara'yı konu alan marş. Güftesi Mehmet Ali Ertekin'e, bestesi Halil Bediî Yönetken'e aittir.
Hâkk-Muhammed-Ali Anadolu Alevîliği'nde mevcût, batılılarca kısmen Hristiyanlıktaki Teslis (Üçleme) i'tikadına benzetilen "Allah-Muhammed-Ali" inancıdır. Fakat Hristiyanlık'ta hepsi aynı şeyi ifade ederken Alevilik'te aynı şeyi ifade etmemektedir. Yani Allah en büyüktür. Muhammed sonra gelir. Sonrasında ise Ali gelmektedir.

Maamme (Fince) veya Vårt land (İsveççe) Finlandiya'nın ulusal marşıdır. 1848 yılında Johan Ludvig Runeberg tarafından yazılan marş Fredrik Pacius tarafından bestelendi. Marşın bestesi, Estonya ulusal marşı olan "Mu isamaa, mu õnn ja rõõm" ile aynıdır.
"Strings of My Heart", 2001 Eurovision Şarkı Yarışması'nda Hırvatistan'ın temsilcisi Vanna tarafından seslendirilen şarkıdır. Hırvatistan yarışmayı onuncu sırada tamamlamıştır.

Michael Oser Rabin, İsrailli bilgisayar bilimcisi. Dana Scott'la birlikte hazırladığı 1959 tarihli makale ile deterministik olmayan sonlu durum makinelerinin temelini atmış ve 1976'da Turing Ödülü'ne değer görülmüştür. Rabin, verili bir metin üzerinde herhangi bir dizeyi bulmaya yarayan algoritmayı da geliştirmiştir.

Balık çorbası balık ile yapılan bir çorbadır.