
Omur ya da vertebra, omurgayı oluşturan 33-34 kemikten her birine verilen bir addır. Kafatasının hemen altından başlayıp kuyruk sokumuna dek uzanırlar. Omurgada 7 adet boyun omuru, 12 adet sırt omuru, 5 adet bel omuru, 5 sakral vertebra (sakrum) ve 4 de koksigeal (koksiks) vertebra bulunur. Bu vertebraların ilk 24 tanesi birbirine eklemler aracılığıyla bağlanmıştır. Bunlara presakral vertebralar denilir. Kalan 9 vertebradan daha üstteki 5 tanesinin birleşmesinden sakrum meydana gelmiştir. En altta bulunan küçük ve tam gelişmemiş 4 vertebranın birleşmesinden koksiks denilen kemik meydana gelmiştir. Bu vertebraların her birinin yapısı içlerinden geçen oluşumlara ve fonksiyonlarına göre değişiklik göstermesine karşın, hepsinin ortak özellikleri vardır.

Omurga, yani columna vertebralis vücudu destekleyen servikal, torasik, lumbar, sakral ve koksiks olarak gruplanan 26 kemikten 33 vertebradan oluşan ana yapıdır. Omurga, vücudu desteklemek üzere torasik ve pelvik uzuvların arasında bir köprü oluşturur.

Zürafa (Giraffa), soyu tükenmemiş canlılar arasında karada yaşayan en uzun ve gevişgetirenler arasında da en büyük; Afrika’da yaşayan çift toynaklı memelidir. Bilimsel tür adı deveye benzer şekline ve leoparda benzeyen beneklerine ithafen verilmiştir. Ana ayırt edici özellikleri oldukça uzun boynu ve bacakları, tüylü deriyle kaplı boynuzları ve beyaz-krem bir ten üstünde siyah ve kahverengi arasında değişen benekleridir. En yakın yaşayan akrabası okapi ile birlikte zürafagiller (Giraffidae) familyasında sınıflandırılır ve derileri ile beneklerinin renk ve şekillerinden ayırt edilen dokuz alt türü vardır.

Bel fıtığı, bel bölgesi omurları arasında yer alan disk adlı yapının sinirlerin ve omuriliğin geçtiği kanala doğru yer değiştirmesi sonucu çıkan ağrılı durumların tümüne verilen tanımlamadır. Lomber disk hastalığı fizik tedavi ve rehabilitasyon, nöroşirurji ve algoloji bölümlerinin çalışma sahası içindedir.

Papanikolaou testi, Papanicolaou testi, Pap smear, Pap test, servikal smear veya smear testi, jinekolojide kullanılan bir tarama testidir. Test, onu keşfeden Georgios Papanikolaou'nun adıyla anılmaktadır, bununla beraber Aurel Babeş de bağımsız olarak aynı testi geliştirmiştir. Testin adında geçen smear, İngilizce bir kelime olup Türkçe "yayma" demektir; alınan hücrelerin incelenmek üzere bir mikroskop lamı üzerinde yayılmasını belirtmek amacıyla kullanılır. özellikle ektoserviksdeki premalign ve malign durumları belirlemek için geliştirilmiş bir tıbbi görüntüleme metodu olan Pap testi, ayrıca endoserviks ve endometriumdaki anormallikleri belirlemek için de kullanılır. Kanser öncülü değişikliklerin erken saptanması mortaliteyi azaltır, bilhassa serviks kanserinin bu yöntemle taranması sonucunda mortalite büyük oranda düşmüştür. Sonuç olarak serviks kanserinin tarama testi olarak kullanılan Pap smear testi, erken tanı olanağı sağlamaktadır. Buna ek olarak birçok enfeksiyon süreci de tanımlanabilmektedir, Kandida albicans ve Trichomonas vaginalis gibi.

Serviks kanseri, servikal kanser ya da rahim ağzı kanseri, rahim ağzının malign (kötücül) kanseridir. Serviks kanseri, epitelden köken alan malign tümör, yani karsinomdur. İlk belirtisi vajinal kanama olabilir, ama iyice ilerleyene kadar bir belirti göstermeme durumu da söz konusudur. Tedavisi, erken evrelerde ameliyat, ileri aşamalarda kemoterapi ve radyoterapidir.

Xenarthra, memeliler sınıfının bir üst takımı. Karıncayiyenler ve tembel hayvanları içeren dişsiz memeliler (Pilosa) takımı ile hayatta kalan tek temsilcisi armadillo olan zırhlı memeliler (Cingulata) takımını kapsamaktadır.

Toynaklılar, memelilerin Ferungulata grubundan, pençelerini toynak biçiminde geliştirmiş bir memeli üst takımıdır.

Intervertebral diskler veya diğer adıyla intervertebral fibrokartilaj, vertebral kolondaki iki komşu vertebra arasında bulunur. Diskler vertebralar arasında fibrokartilajinöz eklem gibi davranırlar. Merkezindeki yumuşak yapısı nedeniyle kısmen hareketlere izin veren ayrıca ligamentöz yapısı nedeniyle omurgaya destek olan bir yapısı vardır.

Vertebral arter boyunda bulunan önemli arterlerden biridir. Tipik olarak Vertebral arterin orijini Subklaviyan arterdir. Her iki damar boynun her iki yanında kafa tabanına doğru yükselirler. Kafa tabanında kafatası içerisine girerler ve beyin sapı önünde birleşerek baziler arter'i oluştururlar. Vertebrobaziler sistem olarak tarif edilen omurilik, beyin sapı, beyincik ve beyinin arka bölgesini besleyen temel yapılardan biridir.

Şah damarı ya da internal karotid arter (İKA), boynun her iki tarafında derinde bulunan, ortak şah damarından köken alan ve beyin ve gözleri besleyen ana damarlardan biridir. ortak şah damarın 3. ve 4. omur seviyesinde dallanmasıyla İKA ve göğüs şah damarından oluşur. Göğüs şah damarı boyun bölgesindeki organları, saçlı deriyi, yüzü, beyin zarlarını besler.

Oviraptorosaurlar, Asya ve Kuzey Amerika'nın Kretase döneminden bilinen tüylü, maniraptoran dinozor grubudur. Kısa, gagalı ve papağan benzeri kafatasları ile ayırt edilirler. Boyutları hindi büyüklüğündeki Caudipteryx'ten 8 metre uzunluğunda ve 1,4 ton ağırlığında Gigantoraptor'a kadar değişiyordu. Grup kuşların atalarıyla yakın akrabadır ve pek çok kuş benzeri özelliğe sahiptir. Maryanska vd. (2002) ve Osmólska vd. (2004), ilkel uçamayan kuşları temsil edebileceğini öne sürmüştür. En eksiksiz oviraptorosaur örnekleri Asya'da bulunmuştur. Kuzey Amerika'daki oviraptorosaur fosilleri seyrektir.

Archonta, bazı sınıflandırmalarda bir üst takım olarak kabul edilen ve şu takımlardan oluşan, artık terk edilmiş bir memeli grubudur:
- Primates (primatlar)
- Plesiadapiformes
- Scandentia
- Dermoptera (kolugolar)

Olfactores, Vetulicolia, Tunicata (Urochordata) ve Vertebrata'yı içeren kordalılar içinde bir daldır. Olfactores, Chordata şubesinin ezici çoğunluğunu temsil eder, çünkü Cephalochordatlar, dalda yer almayan tek kordalılardır.

Torasik omurlar, boyun omurları ile bel omurları arasındaki omur kolonunun orta bölümünü oluşturur. İnsanlarda on iki torasik omur vardır. Torasik omurlar, boyun omurlarına göre daha iridir, bel omurlarına göre ise daha küçüktür. Bunun sebebi omurgadan aşağı doğru gidildikçe taşınan ağırlığın artmasıdır. Geleneksel olarak, insan torasik omurları T1-T12 olarak numaralandırılmıştır, birincisi (T1) kafatasına en yakın konumdadır. İnsanlarda 12, kedilerde 13 torasik omur bulunur.

Eksen veya Axis, ikinci servikal omurdur. Atlas'ın hemen altında bulunur. Kendine has bir şekli vardır.

Lumbar vertebra, göğüs kafesi ile pelvis arasındaki omurlardır. İnsanlarda 5 tane bel omuru vardır. Hareketli omurlar arasında en iri olanlarıdır.

Koksiks ya da kuyruk sokumu, omurganın en alt bölümüdür. Kuyruksuz primatlarda bir körelmiş kuyruk kalıntısıdır. Evrimsel süreçte zamanla giderek küçülmüşlerdir. Omurganın en ucunda çok küçük bir çıkıntı olarak varlığını gösterirler. Koksiks, 5 omurdan oluşur. Bu omurların arasında disk ve faset eklem yoktur.

Bir servikal polip, servikal kanalın yüzeyinde yaygın olarak görülen iyi huylu bir polip veya tümördür. Düzensiz adet kanamasına neden olabilirler, ancak genellikle semptom göstermez denilmekle beraber vajinal akıntı gibi kronik jinekolojik problemler anamnezde vardır. Tedavi, polipin cerrahi müdahale ile (polipektomi) çıkarılmasından oluşur ve prognoz genellikle iyidir. Servikal poliplerin yaklaşık %1'i kansere yol açabilecek neoplastik değişiklik gösterecektir. Menarş sonrası, hamile olan premenopozal kadınlarda en sık görülürler.

Spinal sinir diğer adıyla omurilik siniri, omurilik ile vücut arasında motor, duyu ve otonomik sinyalleri taşıyan karışık bir sinirdir. İnsan vücudu’nda omurga'nın iki yanında birer tane 31 çift omurilik siniri vardır. Bunlar omurganın ilgili servikal, torasik, bel, sakral ve koksigeal bölgelerine göre gruplandırılmıştır. Sekiz çift servikal sinir, on iki çift torasik sinir, beş çift bel siniri, beş çift sakral sinir ve bir çift koksigeal sinir vardır. Omurilik sinirleri çevresel sinir sisteminin parçasıdır.