İçeriğe atla

Serebral palsi

Serebral palsi (SP), gelişmekte olan beyinde intrauterin (rahim içindeki fetal ) dönemde veya yaşamın ilk aylarında oluşan lezyon ya da zedelenme sonucu gelişen, ilerleyici olmayan ancak yaşla birlikte değişebilen, hareketi kısıtlayıcı kalıcı motor fonksiyon kaybı, postür ve hareket bozukluğudur. Bu hastalarda epilepsi, zeka geriliği, davranış bozukluğu, yutma sorunları, kas-iskelet bozuklukları gibi ikincil tıbbi sorunlar görülebilir.[1]

SP prevalansı toplumlara göre değişmekle birlikte, her 1000 canlı doğumda 1-5 olarak bildirilmektedir. Tanı; hikâye, fizik muayene ve destekleyici laboratuvar testleri ile konulmaktadır. SP gelişimine neden olan etiyolojik risk faktörleri; prematürite, anoksi, zor doğum ve düşük doğum ağırlığı başta olmak üzere çok çeşitlilik arz edebilir. Son yıllarda gelişmekte olan ülkelerdeki yenidoğan bakımındaki gelişmeler; SP’de doğum öncesi nedenlerin ağırlık kazanmasına; gelişmekte olan ülkelerde ise, neonatal bakımın yetersiz olmasına bağlı olarak, doğum komplikasyonları ve yenidoğan sorunlarının daha fazla görülmesine yol açmıştır.[2]

Aslında SP, bir arada görülen birçok bozukluk ve semptomlar bütünüdür. Hareket ve postür bozukluklarına ilaveten; epilepsi, mental gerilik, konuşma ve işitme bozukluğu, iskelet deformiteleri, yutma ve beslenme bozuklukları, ağız ve diş sorunları gibi birçok problem görülebilmektedir.[2]

Serebral Palsi Risk Faktörleri

Prenatal dönem gebelik boyunca ve doğum eylemi başlayana kadarki süreci kapsar, doğum gerçekleşene kadarki dönem perinatal dönemdir. Postnatal periyot ise doğumdan itibaren miyelinizasyonun meydana geldiği 2,5-3 yaşa kadarki beyin maturasyonu dönemini kapsar. Risk multifaktöriyeldir ve büyük bölümü açıklanamaz.

Prenatal Dönem

  • Kalıtımsal hastalıklar (akraba evlilikleri sonucu oluşan gebelikler )
  • Maternal (anneye ait) viral enfeksiyonların (Rubella, herpes, toksoplazmozis, sitomegalovirüs) intrauterin(rahim içinde bulunan) fetusa geçmesi
  • Korioamnionit (rahimin, zarlarının ve amniotik sıvının başta bakteriyel etkenle) enfekte olması (kronik vajinal akıntı üzerine gebelik, rahim iltihabı üzerine gebelik oluşması, gebelikte enfeksiyon üretecek servikal ektropiyonun genişlemesi, ...)
  • Annenin metabolik hastalıkları (Diyabet, hipo/hipertiroidi, gebelik toksemisi, preeklampsi)
  • İntrauterin fetal beynin oksijensizliğe(anoksiye) maruz kalması ya da fetüsün kan akımının azalması (Plasenta yetmezliği, maternal hipertansiyon - hipotansiyon, anemi, hamilelik esnasında yapılan ameliyatlar, plasentanın hızlı ve fazla kalsifikasyonu, plasental anomaliler)
  • Rh uyumsuzluğu: ABO ve Rh uyuşmazlığı sonucu kernikterus gelişmesi
  • İlk trimesterde radyasyona, teratojenlere maruz kalma
  • Kimyasal zehirlenme (Alkol, sigara, uyuşturucu maddeler )
  • Komplikasyonlu gebelik (uzamış abortus imminens - düşük tehlikesi, plasenta dekomanı, plasenta previa, kordon sarkması, zor doğum, rahim içerisinde bebeğin gelişme geriliği IUGR, inatçı oligohidramnios, doğum öncesi mekonyum salınımı)
  • Konjenital beyin malformasyonları (fetal beyinde AV Malformasyon oluşması, beyin parankimi(dokusu) ile ilgili defektler)
  • Sosyoekonomik faktörler (fakirlik nedeniyle yeterli gebelik öncesi/gebelik esnasında jiekolojik ve obstetrik bakım alınmamış olması, Gebelik bakım - tedavi süreçleri ile ilgili ölçüsüz şekilde maddi tasarruf yaparak gebelik takiplerinden kaçınma veya minimalde tutmak)
  • Reprodüktif yetersizlik (hipoplazik (küçük) rahim, belirgin anomalili rahim, maksimal gebelik performansında bile fetusun potansiyeline izin vermeyecek uterusa sahip olmak)
  • Maternal mental retardasyon, konvülsiyonlar, annede şizofreni gibi ağır ruhsal bozukluklar
  • Çoğul gebelik
  • İleri anne yaşı (35 ve üzeri) oluşan gebelikler
  • Başarısız çocuk düşürme denemeleri (Mekanik veya toksik, teratojenik ajanlar ile)
  • Amniyon sıvı azlığı nedeni ile yeterli (gevşememiş uterus parankimi nedeniyle) kan dolaşımının sağlanamaması ve kronik fetal hipoksi
  • Rahimi içerecek şekilde abdominal travma
  • Prenatal fetal beyin kanaması
  • Çoklu jinekolojik hastalık ile gebeliğin birleşmesi (rahim iltihabı + miyom+gebelik, rahim ağzında yırtık + kansızlık + gebelik, uyumsuz karakterli gebe + şeker hastalığı + guatr + gebelik, uzamış düşük riski oluşmuş gebelik + anomalili uterus + GDM + fakirlik, ...)[3]

Perinatal Dönem

  • Prematurite (<36 hafta )
  • Düşük doğum ağırlığı (<2500gr)
  • Zor/müdahaleli doğum
  • Hastane dışında Doğumlar (evde, otobüste, uçakta, trende, takside doğum yapılarak yetersiz obstetrik bakım - müdahale alınması )
  • Anormal geliş (makat, transvers şekilde doğuma başlamış uterus)
  • İntrakranial kanama
  • Travma
  • Enfeksiyon
  • Bradikardi ve hipoksi
  • Düşük APGAR skoru
  • Anoksi (Respiratuar distres sendromu, mekanik obstrüksiyon, doğum eyleminin uzun sürmesi, kordon dolanması, plasenta previa, yenidoğan anemisi)

Postnatal Dönem

  • Travma
  • Enfeksiyon (Ensefalit, menenjit, sepsis, apse)
  • İntrakranial kanama
  • Koagulopatiler (Pıhtılaşma bozuklukları)
  • Konvülsiyonlar
  • Hiperbiluribinemi
  • Arteriovenöz malformasyonlar
  • Anoksi (Karbonmonoksit zehirlenmesi, suda boğulma, yiyecek aspirasyonu)
  • İnflamatuar-immünolojik nedenler (Sistemik lupus eritematozus, Reye sendromu)
  • İntrakranial patoloji[4]


SP'de Sınıflandırma

  • Spastik tip: Monopleji, dipleji, hemipleji, tripleji, tetrapleji
  • Diskinetik tip: Atetoid, koreik, koreatetoid, distonik
  • Ataksik tip
  • Hipotonik tip
  • Karma tip[4]


SP'ye Eşlik Eden Problemler

  • Mental retardasyon
  • Epileptik nöbetler
  • Oromotor problemler (Emme ve yutma problemleri)
  • Salya akması
  • Konuşma problemleri
  • Kas iskelet sistemi bozuklukları
  • Gastrointestinal problemler
  • Görme problemleri
  • Diş problemleri
  • Solunum problemleri
  • İşitme problemleri
  • Üriner problemler
  • Ağrı
  • Osteopeni (Kemik dokunun normale göre herhangi bir nedenle azalması)
  • Uyku bozuklukları[4]


SP'de Tedavi Yöntemleri

En etkin tedavi engellemektir. Gebeliklerden önce jinekolojik rehabilitasyon ile sorunlar ortadan kaldırılmalıdır.Yeterli jinekolojik ve obstetrik bakım alınması teşvik edilmelidir. Risk grubunda çıkan kişiler için standart üstü yaklaşımlar sergilenmelidir.[3]

SP tedavisinde ise birçok branşın birlikte, koordineli ve multidispliner bir yaklaşımla çalışması gerekmektedir. Ayrıca hasta ile birlikte ailenin de tedaviye dahil edilmesi daha başarılı sonuçlar vermektedir. Sıklıkla tedavide, fiziksel tıp ve rehabilitasyon, ortopedi, çocuk nörolojisi, fizyoterapi ve iş uğraşı terapisi gibi meslek mensupları aktif rol oynamaktadır.[2]

  • Medikal tedavi:
    • Beslenmeyi düzenlemek
    • Nöbetleri durdurmak
    • Genel sağlık önlemleri (aşılama)
    • Spastisite ve hareket bozukluğunu azaltmak
    • Oral medikasyonlar
    • İntratekal medikasyonlar
    • Kemonöroliz (fenol, botulinum toksini)
  • Psikolojik tedavi
  • Botoks
  • Özel eğitim
  • Fizyoterapi
  • Ergoterapi (İş-uğraşı terapisi)
  • Ortezler
  • Ortopedik tedavi
    • Düzeltici alçılama
    • Cerrahi tedavi
  • Nöroşirurjik girişimler
    • Talamotomi
    • Derin beyin stimulasyonu
    • Selektif dorsal rizotomi
  • Elektrostimulasyon
    • Fonksiyonel elektrik stimulasyon yöntemleri
    • Repetatif manyetik stimulasyon[4]

Kaynakça

  1. ^ https://www.journalagent.com/hnhjournal/pdfs/HNHJ_57_1_6_10.pdf []
  2. ^ a b c "Arşivlenmiş kopya" (PDF). 5 Ağustos 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 18 Ocak 2020. 
  3. ^ a b Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi; :0 isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: )
  4. ^ a b c d "Arşivlenmiş kopya" (PDF). 26 Kasım 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 18 Ocak 2020. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Plasenta</span> anne ve fetüse ait iki dolaşım sistemini birbirinden ayıran bir organ

Plasenta (döleşi), anne ve fetüse ait iki dolaşım sistemini birbirinden ayıran bir organdır.

<span class="mw-page-title-main">Hamilelik</span> Sperm ile yumurtanın döllenmesi ile meydana gelen fetusun kadın organ ve dokularında değişiklikler meydana getirdiği, doğuma kadar geçen yaklaşık 9 aylık dönem

Hamilelik veya gebelik, erkekten gelen sperm ile kadının yumurtalıklarından atılmış olan yumurtanın döllenmesi ile meydana gelen fetusun kadın organ ve dokularında değişiklikler meydana getirdiği, doğuma kadar geçen yaklaşık 9 aylık dönem.

<span class="mw-page-title-main">Progesteron</span> Hormon

Progesterone (P4), insanların ve diğer türlerin âdet döngüsü, hamilelik ve embriyogenezinde yer alan endojen steroid ve progestojen cinsiyet hormonudur. Progestojenler adı verilen bir grup steroid hormona aittir ve vücuttaki ana progestojendir. Progesteronun vücutta çeşitli önemli işlevleri vardır. Aynı zamanda cinsiyet hormanları ve kortikosteroidler de dâhil olmak üzere diğer endojen steroidlerin üretiminde önemli bir metabolik ara maddedir ve bir nörosteroid olarak beyin fonksiyonunda önemli rol oynar.

Kısırlık veya infertilite, kadınlarda ve erkeklerde tıbbi nedenlerle çocuk sahibi olamama durumu. Tıpta kısırlık "herhangi bir korunma olmaksızın, düzenli cinsel ilişkiye rağmen bir yıl içerisinde çocuk sahibi olunamaması" şeklinde tanımlanır. Kısırlık sorunu erkek ve kadında eşit oranlarda görülür.

İkili tarama testi ya da 11-14 testi olarak da bilinen ilk trimester tarama testi Down sendromu ve Trizomi 18 adı verilen kromozomal anomaliye sahip bebekleri gebeliğin çok erken dönemlerinde saptamaya yönelik bir tarama testidir. Yaşları kaç olursa olsun tüm kadınlar fiziksel veya zeka engelli bebek doğurma riski taşırlar. Down sendromuna sahip bir bebek doğurma riski 20 yaşındaki bir kadında 1530'da 1 iken bu risk artarak 44 yaşındaki bir kadında 30'da 1'e çıkar.

<span class="mw-page-title-main">Disfaji</span> Yutkunma güçlüğü

Disfaji yutma güçlüğü anlamına gelen tıbbi terim. Genelde başka bir rahatsızlığa ait belirti olarak görülse de, bazen kendi başına bir rahatsızlık olarak da değerlendirilir.

<span class="mw-page-title-main">Dış gebelik</span>

Dış gebelik veya ektopik gebelik, gebelik ürünü olan döllenmiş yumurtanın rahim boşluğu dışında yerleşmesiyle oluşan bir gebelik komplikasyonudur. Çok nadir istisnalar haricinde embriyo canlılığını sürdüremez. Bununla birlikte anne için de ciddi bir risk oluşturur. Annede iç kanamalar gelişebilir ve bu durum hayatı tehdit edebilir. Gebeliğin ilk 3 ayındaki anne ölümlerinin en sık sebebidir.

Konjenital bozukluk olarak da bilinen doğum kusuru, nedeni ne olursa olsun doğumda mevcut olan anormal bir durumdur. Doğum kusurları fiziksel, zihinsel veya gelişimsel engelliliklerle sonuçlanabilir.

<span class="mw-page-title-main">Preeklampsi</span>

Preeklampsi veya gebelik zehirlenmesi, hipertansiyon ve idrarda yüksek miktarda protein bulunmasıyla karakterize bir obstetrik hastalıktır. Bu bozukluk çoğunlukla üçüncü trimestre'de meydana gelir ve zamanla daha da kötüleşir. Kırmızı kan hücrelerinin yıkımı, düşük seviyede kan platelatları, karaciğer fonksyon bozukluğu, böbrek disfonksyonu, şişkinlik, akciğerlerde su toplaması sebebiyle kısa soluk alıp verme ve görünüş bozuklukları görülebilmektedir. Preeklamsi hem anne hem de doğacak olan bebek için kötü sonuçlar doğurabilir. Eğer tedâvi edilmezse, fetüsün alınmasına kadar süren sonuçlar ortaya çıkabilir.

Mikrognati (micrognathism), altçenenin yetersiz gelişmesi (hipoplazi) niteliğinde bir anomalidir; 1. ve 2. faringeal arklara (brankial yarık) özgü malformasyonların çoğu çene-yüz bölgesindeki mezenkimal dokunun embriyolojik dönemdeki yetersizliğine bağlanmaktadır. Altçene küçüktür ve geridedir; bu olgu, çevredeki kasların hareketlerini sınırlarken bu kaslardan yararlanan dokuların gelişmeleri de kısıtlanır. Kraniyofasiyal anomalileri içeren sendromlarda çok sık görülen bulgulardan biridir. Sendroma-özgü olmayan olguların varlığı da bilinmektedir; örneğin; altçenesi, kafa ile göğüs kafesi arasında sıkışmış olan bir fetüste çene kemiklerinin gelişimi olması gereken düzeye ulaşamamaktadır. Gebelik sorunları, gebelerin alkol kullanması, gestasyonel diabet (gebelik diabeti) gibi çevresel faktörler etkili olabilmektedir (Möbius sendromu). Olguların bir bömümü, gebelerdeki rubella (kızamıkçık) infeksiyonu komplikasyonudur. Yenidoğanların bir bölümünde görülebilen hafif mikrognatiler, altçene gelişiminin tamalanmasıyla silinebilir. Mikrognati'de altçene gövdesi kadar çene eklemini oluşturan yapıların hipoplazisi de önemlidir. Mikrognatilerin bir bölümü kulak sistemi, üstçene ve damak gelişiminin de aksadığı olgularla birlikte görülür.

Konjenital kızamıkçık sendromu , gebelerdeki kızamıkçık (rubella) infeksiyonunun bebeklerde oluşan komplikasyonudur. Gebelikten 1 ay öncesinde ve gebeliğin ilk 3 ayında geçirilen rubella infeksiyonunda risk yüksektir; gebelik süresinin 3. ayı geçtiği olgularda geçirilen infeksiyonlarda risk giderek azalır. Klasik ve bunlara ek olarak saptanabilen teratojen bulgular şunlardır:

Makrosomi, [macro+soma (σῶμα)] aşırı büyüme sonucu oluşan iri vücut, iri-yarı vücut yapısı, en ve boy ölçümleri normalden fazla vücut tanımı yapan terimdir; ilk kez 19. yüzyıl ortalarında, Dr. Robley Dunglison (1798–1869) tarafından yazılan kitapta kullanılmıştır. Aşırı büyüme, doğum öncesi (prenatal) dönemde ya da doğumdan sonra (postnatal) dönemde ortaya çıkabilen bir olgudur. Makrosomi olgularının bir bölümü “aşırı büyüme sendromları”nın özgün bir bileşenidir.

<span class="mw-page-title-main">İntrauterin gelişme geriliği</span>

İntrauterin gelişme geriliği (İUGG), hamilelik sırasında anne karnındayken fetüsün zayıf büyümesini ifade eder. Bunun olması için birçok sebep vardır ancak en sık görülen nedenler yetersiz anne beslenmesi ve fetüse yeterli oksijen sağlanamamasıdır.

Çocuk cerrahisi veya Pediatrik cerrahi; fetüslerin, bebeklerin, çocukların, ergenlerin ve genç yetişkinlerin cerrahi hastalıkları ile ilgilenen bir cerrahi alt uzmanlık alanıdır.

<span class="mw-page-title-main">Amniyotik sıvı</span>

Amniyotik sıvı, hamile bir amniyotun amniyotik kesesinin içerdiği koruyucu sıvıdır. Bu sıvı, büyüyen fetüs için bir yastık görevi görmektedir. Aynı zamanda anne ve fetüs arasındaki besin, su ve biyokimyasal ürünlerin değişimini kolaylaştırmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Servikal ektropiyon</span>

Servikal ektropion, glandüler hücreler olarak bilinen servikal kanalın iç kısmında bulunan hücrelerin, serviksin, vajinal kısmının dış kısmında bulunduğu bir jinekolojik durumdur. Serviksin "dış" tarafındaki hücreler tipik olarak skuamöz epitel hücreleridir. İki hücrenin buluştuğu yer, tabakalı skuamöz epitel olarak da bilinen dönüşüm bölgesi olarak adlandırılır. Servikal ektropion, erken serviks kanserinden büyük ölçüde ayırt edilemez ve riskleri ve prognozu belirlemek için bir doktor tarafından değerlendirilmelidir. Pap smear testi ile nadiren rapor edilir, vajinal muayene yapıldığında genellikle bulunabilir. Glandüler hücreler kırmızı olduğu için alan kırmızı görünebilir. Pek çok kadın servikal ektropiyonla doğmasına rağmen, buna aşağıdakiler gibi bir takım klasik sebepler neden olabilir:

<span class="mw-page-title-main">Korioamnionit</span>

Amniyon içi enfeksiyon olarak da bilinen koryoamniyonit, genellikle bakteriyel enfeksiyon nedeniyle fetal zarların iltihaplanmasıdır. 2015 yılında Ulusal Çocuk Sağlığı ve İnsani Gelişme Enstitüsü Uzman Paneli, bu bozukluğun heterojenliğini ele almak için "üçlü I" teriminin kullanılmasını önerdi. Üçlü I terimi, intrauterin enfeksiyon veya enflamasyon veya her ikisini ifade eder ve katı tanı kriterleri ile tanımlanır, ancak bu terminoloji, kriterler kullanılmasına rağmen yaygın olarak benimsenmemiştir.

<span class="mw-page-title-main">Rahim içi araç</span> Doğum kontrol cihazı

Rahim içi kontraseptif cihaz veya spiral olarak da bilinen rahim içi araç (RİA), hamileliği önlemek için rahim içine yerleştirilen küçük, genellikle T şeklinde bir doğum kontrol cihazıdır. RİA'lar, uzun etkili geri dönüşümlü doğum kontrolünün bir şeklidir. Bir araştırma, kadın aile planlaması sağlayıcılarının uzun etkili geri dönüşümlü doğum kontrolününyöntemlerini (%41,7) genel halktan (%12,1) daha sık seçtiklerini buldu. Doğum kontrol yöntemleri arasında, RİA'lar, diğer kontraseptif implantlarla birlikte, kullanıcılar arasında en büyük memnuniyetle sonuçlanır.