İçeriğe atla

Sementoblast

Sementoblast, dişin kökü etrafındaki foliküler hücrelerden oluşan bir biyolojik hücredir. Sementoblastlar, sement (diş kökünün kaplayan sert doku) üretimi anlamına gelen sementogenezden sorumludur. Sementoblastların farklılaşma mekanizmaları tartışmalı olsa da ikinci derece kanıtlar epitelyum ya da epitel bileşenleri dental kese hücrelerinin boylarında uzama ile birlikte sementoblastlara farklılaşmasına sebep olabileceğini öne sürmektedir.[1] Diğer teoriler Hertwig Epitel Kök Kılıfının rol aldığını öne sürer.[2]

Yapısı

Böylece sementoblastlar kemik oluşturan osteoblastlara benzemekle birlikte fonksiyonel ve histolojik olarak farklılık gösterir. Sementum hücreleri, yani sementositler, sıkışmış sementoblastlardır. Her bir sementosit, kemik hücrelerine benzer şekilde, kendi lakunasında bulunur. Bu lakunalar ayrıca kanaliküllere veya kanallara sahiptir. Bununla birlikte, kemiktekilerden farklı olarak, sementteki bu kanallar sinir içermez veya dışarı açılmazlar. Bunun yerine, kanallar periodontal ligamentlere (PDL) doğru yönlenmiştir ve bu kanallarda vaskülerize ligamentten besin difüzyonunu sağlamakla görevli sementositik uzantılar vardır.[3] PDL bölgesinde de bulunan progenitör hücreler dokunun mineralizasyonuna katkıda bulunur.[4]

Mineralizasyonda, sementoblastlar salgı aktivitelerini kaybeder ve sementosit haline gelir. Bununla birlikte, PDL'nin dış yüzeyi boyunca her zaman bir sementoblast tabakası bulunur; bu hücreler daha sonra diş travma alırsa sement üretebilir (bkz. hipersementoz).

Ayrıca bakınız

  • Sement
  • Sementogenez
  • Diş gelişimi
  • Sementoblastoma

Kaynakça

  1. ^ Ten Cate's Oral Histology, Nanci, Elsevier, 2013, page 207
  2. ^ Luan, X.; Ito, Y.; Diekwish, T.G.H. (2006). "Evolution and development of Hertwig's Epithelial Root Sheath". Dev. Dyn. 235 (5). ss. 1167-1180. doi:10.1002/dvdy.20674. PMC 2734338 $2. PMID 16450392. 
  3. ^ Illustrated Dental Embryology, Histology, and Anatomy, Bath-Balogh and Fehrenbach, Elsevier, 2011, page 171
  4. ^ Zhao (1 Ocak 2003). "Bone Morphogenetic Protein-2 Inhibits Differentiation and Mineralization of Cementoblasts in vitro". Journal of Dental Research. 82 (1). ss. 23-27. 

İlgili Araştırma Makaleleri

Tümör (ur; neoplasm; tumor) tanımı önceleri vücuttaki herhangi bir şişlik ya da kitle için kullanılırdı. Sonraları hücrelerin kuralsız ve sınırsız çoğalmaları nedeniyle oluşan kitleler için kullanılmaya başlandı. Yaşamın herhangi bir döneminde organizmanın bir bölümündeki hücre­ler biyolojik niteliklerini düzenleyici kurallara uyum göstermez ve sınırsız ola­rak çoğalabilir (otonomi). Bu nitelikleri içeren bir kitleye tümör ya da neoplazm (neoplasm; yeni gelişen kitle) adı verilir. Tümör kitleleri vücudun kendi hücrele­rinden yapılıdır.

<span class="mw-page-title-main">Eozinofil polimorflar</span>

Eozinofiller, bazende asidofiller denilen çeşitli beyaz kan hücreleridir ve omurgalılarda çok hücreli parazitler ve belirli enfeksiyonlarla mücadeleden sorumlu bağışıklık sistemi'nin bileşenlerinden biridir. Mast hücreleri ve bazofiller ile birlikte alerji ve astım ile ilişkili mekanizmaları da kontrol ederler. Kana geçmeden önce kemik iliği'nde hematopoez sırasında gelişen granülositlerdir bundan sonra son olarak farklılaşır ve çoğalmazlar. Akyuvarların yaklaşık %2-%3'ünü oluştururlar.

<span class="mw-page-title-main">Kök hücre</span> İnsan vücudunu oluşturan, sınırsız bölünme, her türlü vücut hücresine dönüşme ve yeni görevler üstlenme imkânına sahip ana hücre

Kök hücre, mitoz bölünmeyle özelleşmiş hücre tiplerine farklılaşabilen ve daha fazla kök hücre üretmek için kendini yenileme yeteneğine sahip olan, bütün çok hücreli canlıların doku ve organlarını oluşturan ana hücre türleridir.

<span class="mw-page-title-main">Erkek</span> erişkin erkek

Erkek, eril insan. Erkek terimi genellikle yetişkin bir eril bireyi kastetmekte kullanılırken, oğlan terimi ise eril bir çocuk veya ergeni tanımlamak için kullanılır. Ancak erkek terimi aynı zamanda bazen yaş gözetmeksizin bir eril insanı tanımlamak için de kullanılır; tıpkı "erkek basketbolu" ifadesinde olduğu gibi.

<span class="mw-page-title-main">Üretra</span> mesaneyi vücut dışına bağlayan bir boru

Anatomide üretra, mesaneyi vücut dışına bağlayan bir borudur. Her iki cinsiyette de üretranın bir boşaltım sistemi vardır, erkeklerde ayrıca meninin geçmesini sağlayarak üremeyle ilgili de bir işlevi de bulunur.

<span class="mw-page-title-main">Kollajen Fibril</span>

Kollajen fibriller; bağ dokusunun tüm çeşitlerinde değişik miktarlarda yer alan, kollojenden yapılmış fibrillerdir. En çok fibroblastlar tarafından sentezlenir. Bununla beraber, osteoblast, odontoblast, kondroblastlar tarafından da sentezlenirler. Belirli bir uzunluğu yoktur, gerilme ve çekilmelere karşı çok dayanıklıdır. Bu özelliklerinden dolayı tendon, ligament, kemik, diş ve deride görülürler. Kaynatıldığında eriyerek yapışkan bir madde olan jelatine dönüşür. Dericilik sanayinde deriye dayanıklılık kazandırdığından bazı işlemlerden geçirilerek kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">İnsan dişi</span> besinleri parçalamak için kullanılan insanların ağzındaki kalsifiye beyazımsı yapı

İnsan dişi, besinleri yutmaya ve sindirmeye hazırlık aşamasında keserek ve ezerek besinlerin mekanik olarak yıkımında görev yapar. İnsanlarda, her birinin belirli bir işlevinin olduğu kesici diş, köpek dişi, küçük azı dişi ve azı dişi olmak üzere dört tip diş vardır. Kesici dişler besini keser, köpek dişleri besini koparır ve küçük azı ve azı dişleri besini ezer. Dişlerin kökleri maksilla ya da mandibula içerisine yerleşmiş ve diş eti ile kaplanmıştır. Dişler yoğunluğu ve sertliği farklı çeşitli dokulardan yapılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Diş minesi</span>

Diş minesi vücudun en sert ve en yoğun mineralleşmiş maddesidir; dentin sement ve pulpa ile beraber dişi oluşturan dört ana dokudan biridir. Normal olarak dişin görünür dental kısmıdır ve ve mutlaka alttan dentin ile desteklenmelidir. Minenin yüzde doksanaltısı mineralden geri kalanı ise su ve organik maddeden oluşur. Minenin normal rengi açık sarıdan grimsi beyaza kadar çeşitlilik gösterir. Minenin altında dentin bulunmayan dişin uç kısımlarında renk bazen hafif bir mavi tona dönebilir. Mine yarısaydam olduğu için, dentinin rengi ve mine altındaki herhangi bir dolgu maddesi bir dişin fiziksel görünümünü güçlü bir şekilde etkiler. Mine dişin yüzeyinde farklı kalınlıklarda bulunur ve en kalın olarak tüberkül denilen tepe çıkıntılarında 2.5 mm; en ince olarak ise klinik açıdan mine-sement sınırında bulunur. Minenin temel minerali bir kristalize kalsiyum fosfat olan hidroksiapatittir. Minedeki minerallerin büyük çoğunluğu yalnızca gücü açısından değil kırılganlık açısından da değerlendirilmektedir. Diş minesi, Mohs sertlik skalası açısından 5 ile değerlendirildiğinden insan vücundaki en sert maddedir. Dentin, 3-4 sertlik derecesi ile, daha az mineralize ve daha az kırılgan olarak, mineyi desteklemektedir ve sağlamlık için gereklidir. Dentin ve kemiğin tersine, mine kollajen içermez. Bunun yerine amelogenin ve enomelin adında iki benzersiz protein içermektedir. Bu proteinlerin işlevleri tamamen anlaşılmamış olsa da bunların diğer işlevlerinin yanı sıra, bir iskelet desteği gibi işlev görerek minenin gelişimine yardım ettikleri düşünülmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Periodonsiyum</span>

Periodonsiyum, dişi çevreleyen ve destekleyen dokular olan periodontal membran, alveol kemiği, sement tabakası ve diş etini kapsayan bölgedir.

<span class="mw-page-title-main">Kıkırdak doku</span>

Kıkırdak esnek ve pürüzsüz bir bağ dokusu türüdür. Yarı şeffaf ve gözeneksiz bir doku türüdür. Genellikle perikondriyum adı verilen sert ve lifli bir zarla kaplıdır. Tetrapodlarda, eklemlerdeki uzun kemiklerin uçlarını eklem kıkırdağı olarak kaplar ve korur ve göğüs kafesi, kulak, burun, boğaz, boyun, bronşiyal tüpler ve omurlar arası diskler de dahil olmak üzere birçok vücut parçasının yapısal bileşenidir. Kıkırdaklılar gibi diğer taksonlarda ve aynı zamanda cephalaspidomorphide iskeletin çok daha büyük bir kısmını oluşturabilir. Kemik kadar sert ve katı değildir ancak kastan çok daha sert ve çok daha az esnektir. Kıkırdak matrisi glikozaminoglikanlardan, proteoglikanlardan, kollajen liflerinden ve bazen elastinden oluşur. Genellikle kemikten daha hızlı büyür.

<span class="mw-page-title-main">Periodontitis</span> dişe bağlı hastalık

Piyore olarak da bilinen periodontitis, periodonsiyumu, yani dişi destekleyen ve çevreleyen dokuları etkileyen bir dizi iltihabi hastalıktır. Periodontitis diş çevresi ilerleyici alveol kemik kaybını içerir, eğer tedavi edilmezse, dişin sallanmasına ve ardından dişin kaybına neden olur. Periodontitis, dişin yüzeyine tutunan ve orada büyüyen mikroorganizmalara karşı oluşan aşırı agresif bağışık yanıtla ortaya çıkar. Tanısı, dişin etrafındaki yumuşak diş eti dokularının bir sond ile muayene edilmesiyle ve hastanın röntgeni üzerinde diş çevresi kemik kaybının değerlendirilmesiyle konur. Periodontitis tedavisinde uzmanlaşmış kişiler periodontologlardır; alanları periodontoloji olarak bilinir.

<span class="mw-page-title-main">Diş eti çekilmesi</span>

Dişeti çekilmesi, dişeti kenarının kaybı veya geri çekilmesiyle diş kökünün açığa çıkmasıdır. Dişeti çekilmesi 40 yaşın üzerindeki bireylerde sık rastlanan bir sorundur, ancak ergenlikten itibaren veya 10 yaş civarında da görülebilir. Kuron-kök oranının azalmasıyla birlikte olabilir ya da olmayabilir .

<span class="mw-page-title-main">Diş anatomisi</span>

Diş anatomisi, anatominin çalışma alanlarından biri olup insan dişi yapılarını inceler. Dişlerin gelişimi, görünüşü ve sınıflandırılması bu çalışma alanı içerisine girer. Diş oluşumu doğumdan önce başlar ve dişlerin doğal morfolojisi o sıralarda belirginleşir. Diş anatomisi aynı zamanda taksonomik bir bilimdir. Dişleri ve onları oluşturan yapıları isimlendirmek çalışma alanı içerisine girer ve bu bilgiler diş tedavilerinde pratik bir amaca hizmet eder.

<span class="mw-page-title-main">Ligament</span> Kemikler arasındaki bağ dokusu

Ligament, ligaman veya bağ, kemikleri diğer kemiklere bağlayan fibröz bağ dokudur. Ligamentler bağ dokudan oluştukları için tendonlara ve fasyalara benzerler. Aralarındaki farklar, bağladıkları yapılar arasındadır: ligamentler bir kemiği diğer kemiğe bağlarken tendonlar kasları kemiğe bağlar, fasya ise kasları diğer kaslara bağlama görevini üstlenir. Bu yapıların hepsi insan vücudunun iskelet sisteminde bulunur.

<span class="mw-page-title-main">Odontoblast</span>

Omurgalılarda, odontoblast, diş pulpasının dış yüzeyinin bir parçası olan nöral krest kökenli bir hücre olup dentinogenezde görev alır. Dentinogenez, kök yüzeyindeki sementin üstünde ve diş minesinin altında bulunan dentin maddesinin yapımıdır.

Diş kökü erimeleri, diş hekimliğinde "kök rezorpsiyonu" olarak nitelenir.

Dentinogenez, dişlerde büyük oranda bulunan bir madde olan dentinin oluşumudur. Dentinogenez, pulpanın dış duvarında yer alan özel bir biyolojik hücre tipi olan odontoblastlar tarafından gerçekleştirilir ve diş gelişiminin çan safhasının geç dönemlerinde başlar. Odontoblastların farklılaşmasından sonra görülen dentin oluşumunun farklı safhaları sonucunda farklı dentin tipleri üretilir: mantle dentin, primer dentin, sekonder dentin ve tersiyer dentin.

<span class="mw-page-title-main">Periodontal ligament</span> Dişleri içinde bulundukları kemiğe bağlayan lifler

Periodontal ligament, genellikle PDL olarak kısaltılır, dişi içinde bulunduğu alveol kemiğine bağlayan bir grup özel bağ dokusu lifidir. Bir tarafı kök sementine, diğer tarafı alveol kemiğine bağlanır.

Hering kanalları veya intrahepatik safra kanalları, karaciğerde üretilen safranın akışında yer alan önemli yolaklardır.

Kök kanal tedavisi

Kanal tedavisi, endodonti'de enfeksiyonun ortadan kaldırılması ve dekontamine edilmiş dişin gelecekteki mikrobiyal istiladan korunması ile sonuçlanması amaçlanan, enfekte diş pulpası için uygulanan bir tedavidir. Kök kanalları ve bunlarla ilişkili pulpa odası, sinir dokusu, kan damarları ve diğer hücresel varlıkların doğal olarak yaşadığı bir diş içindeki fiziksel oyuklardır. Bu öğeler birlikte diş pulpasını oluşturur.