Semadirek Katliamı (1821)
Semadirek Katliamı | |
---|---|
Koordinatlar | 40°17′N 25°19′E / 40.29°K 25.31°D |
Tarih | 1 Eylül 1821 |
Saldırı türü | Katliam |
Ölü | 700'den fazla |
Kurbanlar | Osmanlı Rumları |
Semadirek Katliamı (Yunanca: Ολοκαύτωμα της Σαμοθράκης) Semadirek adasının Yunan nüfusunun toplu katliamı ve köleleştirilmesi olayıdır. Yunan İsyanı'nın patlak vermesinin ardından, Semadirekliler de yerel Osmanlı yöneticilerine karşı ayaklandılar. 1 Eylül 1821'de adaya bir Osmanlı cezalandırma seferi geldi. Semadirek isyancılarının direnişini bastırdıktan sonra, Osmanlılar adanın nüfusunu sistematik olarak öldürdü veya köleleştirdi.
Arka plan
18. yüzyılın sonlarına doğru Semadirek ekonomik olarak gelişmeye başladı. Sınırlı kaynakları, merkeze uzak konumu ve yıl boyunca kullanılabilecek güvenli bir limanın olmaması, Osmanlıların yerel Rum nüfusunu büyük ölçüde kendi haline bırakmasına neden oldu. Tarımsal üretimdeki artış, adanın nüfusunun artmasına neden oldu ve genel yaşam kalitesini yükseltti. Yunan İsyanı patlak verdiğinde, Semadirek nüfusu yaklaşık 4.000'den 10.000'in üzerine çıktı.[1]
Bir grup Semadirekli Kocabaş isyanın patlak vermesinden önce Filiki Eterya'ya katılmıştı ve adanın yaklaşmakta olan isyana katılması için hazırlıklar yapılmıştı. Nisan 1821'de Mora'daki ayaklanmanın haberi Semadirek'e ulaştı. Kocabaşlar daha sonra Semadireklileri bağımsızlık ilan etmeye ve Osmanlılara vergi ödemeyi reddetmeye ikna etti. Aynı zamanda, adada yaşayan Sisamlı yerel gençleri nişancılık konusunda eğitmeye başladı.[1] İsyancılar Osmanlı makamlarını devirdi ve adada yaşayan tüm Osmanlıları tutukladı. Ancak adanın Yunan anakarasından izole olması ve yerel mühimmat üretim kapasitesinin olmaması, olası bir isyan için elverişsiz koşullar yaratmıştı. Öte yandan, Çanakkale Boğazı'ndaki Osmanlı donanma tesislerine yakınlığı, Osmanlıların adaya hızla büyük birlik birliklerini konuşlandırabilecekleri anlamına geliyordu.[2] Osmanlı hükûmeti, daha çok anakara Yunanistan'daki daha büyük ölçekli ayaklanmalarla ilgilendiğinden Semadirek isyanına hemen yanıt vermedi, ancak daha sonra Semadireklilerin ibret olacak bir cezayı hak ettiğine karar verildi.[1][2]
Katliam
Ağustos 1821'de bir Osmanlı donanması Çanakkale Boğazı'ndan Semadirek'e doğru yola çıktı. 1 Eylül'de 1.000 ila 2.000 Osmanlı askeri [1] Makrylies'e çıktı ve adanın en büyük şehri olan Kariye'ye doğru ilerledi. Sayıca çok fazla olan isyancılar, Koukou ve Vrychou tepelerinde mevzi alarak, Osmanlılar Myloi'ye ulaştığında Osmanlılara ateş açtılar.[1] Mühimmatları bitene ve adanın dağlık iç kısmına doğru geri çekilene kadar saatlerce sert bir direniş gösterdiler. Osmanlı kayıpları, sancaktarları da dahil olmak üzere 23 asker öldü ve 32 kişi yaralandı.[2] Kariye'yi ele geçirdikten sonra, Osmanlılar diğer yerleşim bölgelerine indiler ve karşılaştıkları hemen hemen herkesi sistematik olarak katletmeye, Konstantinopolis ve İzmir'in köle pazarlarında satılmak üzere olan diğerlerini (çoğunlukla çocuklar) köleleştirmeye başladılar. Osmanlılar köyleri yağmaladılar ve sığırları götürdüler. Hayatta kalanlara korku salmak için Osmanlı gemilerinin direklerine on iki kişi asıldı.[1]
Kaçmayı başaranlar dağlara sığındı. Osmanlılar Kyriakos adında bir dönek kullandılar ve bu da hayatta kalanların çoğunu affedileceklerine ikna etti. Osmanlılar kadınları ve çocukları köleleştirdi ve yaklaşık 700 erkeği Efka'daki bir Bizans kalesinin altına getirdiler ve orada katledildiler.[1][2] Öldürülen adamların çoğunun kafaları kesildi ve ardından başları Fransız konsolos yardımcısının Konstantinopolis'teki konutunun önüne yerleştirildi.[1]
Sonrası
Amerikalı Helensever George Jarvis, 13 Temmuz 1822'de adayı ziyaret etti. Jarvis'e göre adanın nüfusu mutlak yoksulluk içinde yaşayan 200 kişiye düşürüldü. Birkaç yıl sonra birçok Semadirekli kadın kölelikten satın alınıp anavatanlarına geri döndüğü için nüfus yeniden artmaya başladı. Bunlar daha sonra adaya yerleşmeye başlayan Yunanistan'ın diğer bölgelerinden Yunan erkeklerle evlendiler. Efka'daki katliam, Semadirek atasözünün ortaya çıkmasına neden oldu: "Ben 700 kişiden biri değilim", yani "Kolayca aldanmam." [1][2] 1831 Osmanlı Nüfus Sayımı, adada yaşayan 430 Rum ve 3 Türk erkek olduğunu belirtir. Bu sicil memuru, kadınları, yetimleri, ergenlik yaşının altındaki Hristiyanları, zihinsel veya fiziksel olarak yetersiz olanları ve ayrıca yüksek rütbeli memurları kaydetmedi, bu nedenle gerçek nüfus çok daha yüksek olacaktı.[3]
Osmanlılar tarafından Konstantinopolis'e götürülen esirlerden beşi Müslüman oldu, ancak Avrupalı Helenseverler tarafından kölelikten satın alınıp 1837'de Semadirek'e döndükten sonra inançlarından vazgeçip Hristiyanlığa döndüler.[2] Osmanlılar onların irtidatlarını öğrendiklerinde onları Makri'ye götürdü ve işkence ardından idam etti. Bu beş Semadirekli'nin adı Manouel Palogoudas, Michael Kyprios, Theodoros Dimitriou Kalakou, Georgios Kourounis ve Georgios Neomartyrs olarak bilinmektedir. 1843'te Yakovos adında bir keşiş, Semadirek şehitleri onuruna bir acolouthia yazdı. O zamandan beri adada anma, Makri'de ve Athos Dağı manastırlarında bayram günlerinde, Aziz Thomas'ın Pazar günü (Ortodoks Paskalyasından sonraki yedinci gün) düzenli olarak yapılmaktadır.[1] Azizlerin kalıntıları başlangıçta Makri'den Athos Dağı'na götürüldü, ancak Temmuz 1906'da Semadirek'e iade edildi.[4]
Osmanlılar, katliam sırasında buldukları kitapları yırttı veya yaktı. Kariye köyü kilisesinin yıkıntılarından kurtulanlar tarafından süngülü bir İncil ele geçirildi.[2] Bu incil Nikolaos Fardys'in kütüphanesinde Ion Dragoumis tarafından Temmuz 1906'da Semadirek ziyareti sırasında yeniden keşfedilmiştir. Dragumis, İncil'i bugüne kadar koleksiyonunda barındıran Atina Ulusal Tarih Müzesi'ne bağışladı. 23 Mart 1980'de Atina Akademisi, Yunan Bağımsızlık Savaşı'na katkılarından dolayı Semadirek'e altın madalya verdi.[1]
Kaynakça
- Özel
- ^ a b c d e f g h i j k Papageorgiou 1982.
- ^ a b c d e f g Euthymiadis 2002.
- ^ Kemal Karpat (1985), Ottoman Population, 1830-1914, Demographic and Social Characteristics 20 Ocak 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., The University of Wisconsin Press, p. 9 & 114
- ^ Dragoumis 1926.
- Genel
- Dragoumis, Ion (1926). Σαμοθράκη [Samothrace] (Yunanca). Atina: Nea Zoi Alexandreias.
- Euthymiadis, Apostolos (2002). Η συμβολή της Θράκης εις τους απελευθερωτικούς αγώνας του Έθνους : (από του 1361 μέχρι του 1920) [Thrace’s Contribution to the Nation’s Liberation Struggle: (from 1361 to 1920)] (Yunanca). Alexandroupoli: Aigaio. ISBN 9607092813.
- Papageorgiou, Sofi (1982). Σαμοθράκη : Ἱστορία τοῦ νησιοῦ ἀπό τά πρῶτα χριστιανικά χρόνια ὡς τό 1914 [Samothrace: The History of the Island from the First Christian Years to 1914] (Yunanca). Atina: Syllogos pros Diadosin ton Ellinikon Grammaton.