İçeriğe atla

Selanik'teki Yahudilerin tarihi

1912'den önce dans eden Selanikli Yahudi kadınları gösteren posta kartı
1917'de Selanik'te bir Yahudi ailesi
1931’deki Kampbell saldırısından sonra evsiz kalan aileler. Aristotelous Caddesi yakınları
Temmuz 1942’de Eleftherias Meydanı’nda Selanik Yahudilerinin kaydedilmesi

Selanik'teki Yahudilerin tarihi, iki bin yıl öncesine uzanır.

Selanik, Yahudi kültürü denilince akla gelen ilk şehirlerden biri olarak bilinir.[1]

Kent, Yahudi cemaati açısından altın çağını Osmanlı egemenliği döneminde yaşadı. 1492’den önce kentte az sayıda Yahudi nüfusu mevcuttu. Selanik’in kesin olarak Osmanlı Devleti’nin yönetimine geçmesi ile sonlanan Selanik Kuşatması sırasında kent Yahudileri nin büyük bölümü şehri terk etmişlerdi.[2] Kalan Yahudi toplulukları da İstanbul’un Osmanlılar tarafından fethinden sonra bir yeni başkente sürgün edildiğinden[2] 1478 tarihli bir sayıma göre o tarihte şehirde yaşayan Yahudi kalmamıştı.

31 Mart 1492’de İspanya Kralı Ferdinand ve Kraliçe İsabel tarafından kaleme alınan Elhamra Fermanı ile İspanya’dan kovulan Yahudiler ile 1496-1497 yıllarında Portekiz’den çıkarılanlar, diğer Avrupa ülkelerine ya da Osmanlı İmparatorluğu’na göç etmişler; zaman içinde diğer Avrupa ülkelerinde de artan baskı ve alınan engizisyon kararlarının etkisiyle, Osmanlı ülkesine göç eden Yahudi nüfus hızla artmıştır.[1] 16. ve 17. yüzyılda Almanya, Ukrayna, Polonya gibi bölgelerden kopup gelen Aşkenaz kökenli Yahudi cemaatleri de oldu.

Selanik Yahudileri bankerlik, tefecilik, zeytinyağı ve sabun imalatı, demircilik, bakırcılık, mermercilik, tenekecilik, kuyumculuk, iplikçilik, kunduracılık, terzilik, parfümcülük gibi işlerde sivrildiler; ancak temel uğraş, dokumacılıktı. Yahudiler Selanik’e yerleştikten bir süre sonra başta Vardar nehri ve kolları üzerinde olmak üzere, kente yakın mahallerde “batan” adı verilen çuha değirmenleri inşa etmişlerdi. Avrupa’da yaygınlaşmaya başlayan yeni bir teknik donanıma sahip olan bu değirmenlerde yünlüler hava şartlarına daha dayanaklı hale getirilirdi.[2] Osmanlı Devleti’nin desteğini arkasına alan Sefarad Yahudileri, Selanik’te, yeni bir dokumacılık merkezi inşa ettiler. Osmanlı limanları ve İtalya coğrafyasındaki krallıklar ile yaptıkları ticaret sayesinde zenginleştiler. En büyük müşterlerin ordunun ihtiyacı olan çuha dokumaları Selanik’teki çuha üreticilerinden alan Osmanlı Devleti idi.

1648’de İzmir’de mesihliğini ilan eden Sabetay Sevi’nin ölümünden sonra takipçilerinin Selanik’te yaşayan eşi Ayşe etrafında toplanması sonucu 300 kadar zengin Yahudi aile 1686’da İslam’a geçti ve Sabetaycı topluluk oluştu.

18. yüzyılda gerek yeniçeriliğin kaldırılması gerekse Sanayi Devrimi’nin etkisi ile Selanik dokuma endüstrisi zarar gördü. Yahudi nüfusun çoğu fabrikalarda ya da limanda ucuz iş gücü olarak çalışmaya başladı.

18. ve 19. Yüzyıllarda Avrupa Yahudileri arasında ortaya çıkan Haskala adlı toplumsal dönüşüm, Selanik Yahudilerini de etkiledi. Selanik’te Allatini ailesi, İstanbul’da Kamondo aileleri ile birlikte Osmanlı İmparatorluğunun her yerinde Alliance Israélite Universelle adlı cemiyetin okullarını kurdu. Yahudi cemaatlerinin çocukları, Fransızca ve Türkçe öğrenerek dış dünyaya açıldılar.[3]

1913'te kentin Yunanların eline geçmesinden sonra Selanik Yahudileri, Türklerle işbirliği yapmakla ve hain olmakla itham edilerek Yunan ordusunun ve yerli Rumların baskısına maruz kaldılar. Bu baskıların yoğun bir biçimde dünya basınında yer alması sonucu Venizelos hükûmeti Yahudilere yönelik eylemlere karşı bir dizi tedbir almıştır.[4] 1912-1919 döneminde, Yunanistan hükûmeti Yahudilere karşı yumuşak bir politika sürdürdü. I. Dünya Savaşı sırasında Selanik’te yaşanan en önemli gelişme, 1917 Selanik Yangını idi. Yahudi ve Müslüman mahallerini yok eden bu yangında Yahudi cemaati birçok hatırasını yitirdi.

Şehirdeki Sabatay cemaati, - kağıt üstünde Müslüman göründükleri için - 1923’teki nüfus mübadelesi sonucu Türkiye’ye göç etmek zorunda kaldı. Şehirden göçen Müslümanların yerine Selanik’e Türkiye’den gelen Rumların ticaret ve el sanatlarında faaliyet göstermesi karşısında Yahudiler gerilemeye başladı.[4] Son olarak Pireli deniz nakliyatçılarının hükûmet tarafından Selanik'e yerleştirilmeleriyle, Yahudiler, 400 yıldır kesintisiz ellerinde bulundurdukları Selanik limanı işletmeciliğini kaybettiler.[4] Selanik Yahudileri ve Batı Trakya Türkleri’ni ayrı seçim bölgelerine konması, bu azınlıkların meclise temsilci yollayıp siyasi güç kazanmalarının önüne geçti.

II. Dünya Savaşı öncesinde Avrupa’da güçlenen Yahudi karşıtlığı Yunanistan’da güçlü bir şekilde hissedildi. 29 Haziran 1931'de Selanik'te düzenlenen bir gösteriye katılan Yunanlar 220 Yahudi ailesinin yaşadığı Kampbell Mahallesi’nde Yahudilere ve onlara ait binalara saldırdı, çok sayıda bina ateşe verildi ve mahalle kül oldu. Selanik Yahudilerinin maruz kaldığı saldırılar bu olaydan sonra da devam etti. 1936'de Venizelos'un iktidardan uzaklaştırılmasından sonra saldırıların yoğunluğu azaldı.[4]

II. Dünya Savaşı'nda Selanik Alman işgaline uğradı. Temmuz 1942’de 18-45 arasındaki Musevi erkekler Eleftheria Meydanı’na toplatılıp Alman askerleri tarafından dövüldükten sonra madenlerde ve yollarda çalıştırılmak için Makedonya’ya gönderildiler. 1943 Şubat’ında Alman işgali altındaki bölgelerin yönetimini Nazi SS komutanlarının alması ile birlikte 56.000 Selanik Musevisi Baron Hirsch Gettosu’na toplandı ve Musevilerin Polanya’nın Auschwitz toplama kampına gönderilmesi başladı. Haziran ayı ortalarında neredeyse tüm Selanik Musevileri sürgüne gönderilmiştir. Auschwitz-Birkenau kayıtlarına göre, 1943 ilkbahar-yaz arası dönemde Kuzey Yunanistan’dan kampa gelen 48.974 Musevi’den 2000’i geri dönebildi.[5] Bu dönemde Selanik'in büyük Yahudi mezarlığı, üniversitenin genişletilmesi bahanesiyle Selanik belediyesinin kullanımına verildi ve tahrip edildi. Yahudilerin boşalttığı evler, dükkanlar ve sinagoglar Yunanlara verildi. 30 sinagogtan sadece bir tanesi savaş bittiğinde ayakta kalabilmiştir.

Günümüzde şehirdeki Yahudi cemaatinin 1300 kişilik nüfusu ile Atina'dan sonra ülkenin ikinci büyük Yahudi topluluğudur.[6] Selanik Yahudilerine ilişkin belge, fotoğraf ve objeler Selanik Yahudi Müzesi'nde sergilenir.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ a b Kaya, Önder (13 Mart 2013). "Selanik ve Yahudi Kültüründen Kalamayanlar-1". Salom.com.tr. Şalom gazeesi. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Eylül 2015. 
  2. ^ a b c Kolçak, Özgür (2005). "Osmanlılarda Bir Küçük Sanayi Örneği:Selanik Çuha Dokumacılığı (1500-1650)". Erişim tarihi: 26 Kasım 2015. 
  3. ^ Herbert, Aubret (30 Haziran 2014). "Bir İstanbul Yahudisi: Albert Anteb". Mehmethasanbulut.com. 12 Mart 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Eylül 2015. 
  4. ^ a b c d "Yahudi Azınlığı: Yunanistan'da Antisemitizm". abttf.org. 27 Eylül 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Şubat 2022. 
  5. ^ Mutlu, Cengiz (2013). "Balkan Savaşları'ndan Sonra Selanik Musevileri (1912-1943)" (PDF). historystudies.net. s. 71-88. 26 Kasım 2015 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Kasım 2015. 
  6. ^ "The Jewish Museum of Greece". .jewishmuseum.gr. 27 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Kasım 2015. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Selanik</span> Kuzey Yunanistanda şehir

Selanik, metropol alanında bir milyondan fazla nüfusu ile Yunanistan'ın en büyük ikinci şehri ve Makedonya coğrafi bölgesinin, Orta Makedonya idari bölgesinin ve Makedonya ve Trakya Merkezi Olmayan İdaresi'nin başkentidir. Yunancada η Συμπρωτεύούσα, kelimenin tam anlamıyla "ortak başkent" olarak da bilinir. Συμβασιλεύουσα veya Konstantinopolis ile birlikte Bizans İmparatorluğu'na "birlikte hükmeden" şehir olarak tarihsel statüsüne atıfta bulunulur.

<span class="mw-page-title-main">Eleftherios Venizelos</span> Yunanistan başbakanı (1864-1936; hd. 1910-1915 & 1917-1920 & 1924 & 1928-1933)

Elefterios Venizelos, Yunanistan'ın eski başbakanı, Megali İdea'nın mimarı ve modern Yunanistan'ın en önemli siyasetçilerinden biriydi.

<span class="mw-page-title-main">Sefarad Yahudileri</span>

Sefarad Yahudileri veya İbranice -im eki kökenli Sefaradim, Yahudi-Roma savaşlarından sonra zorunlu göç ile, Kuzey Afrika üzerinden İberya yarımadasına yerleşen ve 1492'de, Elhamra Kararnamesi ile İspanya'dan çıkartılan Yahudi toplumuna verilen isimdir. Kararname sonrasında Yahudi halkının çoğu Portekiz'e kaçmıştır. 5 yıl sonra Portekiz Kralı I. Manuel'in de Portekiz'deki Yahudileri Hristiyanlığa geçmeye zorlamasıyla sınır dışı edilen birçok Yahudi farklı ülkelere kaçmıştır. Sonuç olarak, göçe zorlanan Yahudilerin torunları dünyanın her yerindeki ülkelere taşınarak yaşamlarını sürdürmüşlerdir. Bu ülkelerden bazıları İngiltere, Hollanda, Kuzey Afrika'nın bazı bölgeleri, Türkiye ve İsrail'dir.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye'de Yahudilik</span> Türkiyedeki Yahudilerin tarihi

Türkiye'deki Yahudilerin tarihi, Yahudilerin Anadolu'da bulundukları yaklaşık 2400 yılı kapsar. Anadolu'da en az MÖ beşinci yüzyıldan beri Yahudi toplulukları bulunuyordu ve Elhamra Kararnamesi ile 15. yüzyılın sonlarına doğru İspanya'dan sürülen İspanya ve Portekiz Yahudilerinin birçoğu Osmanlı İmparatorluğu'na kabul edildiler ve Osmanlı Yahudilerinin çoğunluğunu oluşturdular. Bugün Türkiye Yahudilerinin büyük çoğunluğu İsrail'de yaşarken günümüz Türkiye'si, yaklaşık 14 bin kişilik bir Yahudi nüfusuna ev sahipliği yapmaya devam etmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Emanuel Karasu</span> Osmanlı avukat ve siyasetçi

Emanuel Karasu , Osmanlı İmparatorluğu vatandaşı olan Yahudi avukat ve politikacı.

<span class="mw-page-title-main">İstanbul'daki sinagoglar listesi</span> Vikimedya liste maddesi

İstanbul'daki sinagoglar, ilk olarak Bizans döneminde şehre gelen Musevilerin dinî gereksinimleri için kurdukları ibadethanelerdir. Kayıtlarda, İstanbul'da ilk sinagoğun MS 318 yılında, bakırcılıkla uğraşan Musevilerin yoğun olarak yaşadığı Halkopratia semtinde inşa edildiği geçmektedir. Bu sinagog, II. Theodosius döneminde kiliseye çevrilse de, şehrin çeşitli noktalarında sinagoglar her dönemde varlığını sürdürmüştür. İstanbul'un 1453 yılında Türkler tarafından ele geçirilmesinin ardından da, Museviler İstanbul'daki varlıklarını sürdürmüşlerdir. Osmanlı İmparatorluğu'nun 1492 yılında İspanya'dan sürgün edilen Musevilere sığınma hakkı vermesiyle, Osmanlı topraklarındaki Musevi nüfusu büyük oranda artmıştır. Türkiye'de cumhuriyet ilan edildikten sonra, ülkenin dört bir yanındaki pek çok Musevi, İstanbul'a yerleşmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Cezayir'deki Yahudilerin tarihi</span>

Yahudiler ve Yahudiliğin Cezayir'de uzun bir geçmişi vardır fakat 20.yy'ın sonlarına doğru gelişen politik gerginlik sebebiyle ülkedeki Yahudi nüfusu tükenmiştir.

Belçika'daki Yahudilerin tarihi 1. yüzyıla kadar uzanır. II. Dünya Savaşı'ndan önce 100.000'i bulan ülkedeki Yahudi nüfusu Holokost'tan sonra nüfusunun yarısından fazlasını kaybetti.

İspanyol Engizisyonuyla başlayıp Holokost'la neredeyse yok olmaya yüz tutan, II.Dünya Savaşı ve Yugoslav savaşlarını atlatan Bosna-Hersek'teki Yahudilerin zengin bir tarihi vardır.

<span class="mw-page-title-main">Bağdadi Yahudiler</span>

Bağdadi Yahudiler, Hindistan'daki ana Yahudi cemaatlerinden biridir.

Kosova'daki Yahudilerin tarihi bazı istisnalar hariç Sırbistan'daki Yahudilerin tarihinin aynasıdır. İstisnalardan biri Holokost sırasında İtalya hakimiyetindeki Arnavutluk'a bağlı Kosova döneminde yaşananlar ve bir diğer istisna da 1999'da Sırbistan'dan ayrılırken gerçekleşen 1998-1999 Kosova Savaşı dönemidir.

<span class="mw-page-title-main">İstanbul'daki Musevi mezarlıkları</span>

İstanbul'daki Musevi mezarlıkları, şehirde sayıları 20 bini bulan Musevi cemaatinin kullanımına tahsis edilmiş gömü alanlarıdır. İstanbul'da 2010 yılı itibarıyla Musevi cemaatine ayrılan 8 gömü alanı vardır. Bunlar:

Türkiye Hahambaşılığı, Türkiye sınırları içinde yaşayan Sefarad ve Aşkenaz Musevilerinin dinî önderi Hahambaşı'nın yönettiği kuruma verilen addır. Merkezi Beyoğlu, İstanbul'da bulunmaktadır. Papalık ya da patrikhane gibi ruhani bir makam değildir, zira dünyadaki hahambaşılıklar arasında hiyerarşik bir düzen yoktur. Sayıları 80 dolaylarında olan Karay cemaati Türkiye Hahambaşılığı'nın yetkisini kabul etmemekte ve özerk bir topluluk teşkil etmektedirler.

Latin Amerika'daki Yahudilerin tarihi, bazı bakış açılarına göre Christopher Columbus'un İspanya'dan yola çıkıp Atlantik Okyanusu'nu geçtiği tarih olan 3 Ağustos 1492'de başlar. Onun yola çıktığı tarih, Katolik Monarklar olan I. Isabel ve II. Fernando'nun İspanya'daki Yahudilere ya Katolisizm'e geçmelerini ya da ülkeyi terk etmelerini emreden bildirgeyi yayınladığı tarihe denk gelir.

<span class="mw-page-title-main">Tunus'taki Yahudilerin tarihi</span>

Tunus'taki Yahudilerin tarihi Roma dönemine kadar dayanır. 1948'de önce Tunus'taki Yahudi nüfusu 110.000'lere kadar ulaştı. 1950'lerde nüfusun yarısı İsrail'e diğer yarısı Fransa'ya göç etti. 2011 itibarıyla Tunus şehrinde 700 ve Cerbe Adası'nda 1000 Yahudi yaşamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlı İmparatorluğu'ndaki Yahudilerin tarihi</span>

Osmanlı İmparatorluğu'ndaki Yahudilerin tarihi, Osmanlı topraklarında var olan Yahudilerin tarihidir.

<span class="mw-page-title-main">Selanik Yahudi Müzesi</span>

Selanik Yahudi Müzesi, Selanik’teki Seferad mirası anısına 2001 yılında kurulmuş müzedir.

<span class="mw-page-title-main">Yunanistan Holokost Müzesi</span> Yunanistan, Thessalonikideki Holokost Müzesi, İnsan Hakları Müzesi

Yunanistan Holokost Müzesi ya da resmî adıyla Yunanistan Holokost Anma Müzesi ve İnsan Hakları Eğitim Merkezi, Yunanistan Selanik şehrinde henüz inşa aşamasında bulunan, Holokost hakkında bir müzedir. Müze inşasının önerisi 2016 yılında ortaya atıldı; inşa da Selanik Büyükşehir Belediyesi'yle belediye başkanı Yannis Butaris'ın desteğiyle gerçekleşmekte, maliyetin bir kısmı da Alman Federal Cumhuriyeti tarafından karşılanmaktadır. İnşanın toplam maliyetinin €25 milyon olduğu tahmin edilmektedir. Temel taşı 30 Ocak 2018 tarihinde konuldu.

<span class="mw-page-title-main">Yunanistan'da Holokost</span>

Yunanistan'da Holokost, II. Dünya Savaşı boyunca çoğu Auschwitz toplama kampına tehcir edilmek üzere Yunanistan Yahudilerinin toplu katliâmını kapsar. 1945 yılına gelindiğinde, Yunanistan Yahudilerinin %83 ilâ %87'si öldürülmüştü. Bu, Avrupa'da Holokost kapsamında katledilmiş Yahudi toplulukların en büyük ölüm oranlarından biridir.