Divan edebiyatı, Türk kültürüne has süslü ve sanatlı bir edebiyat türüdür. Bu edebiyata genellikle "divan edebiyatı" adı uygun görülmekte olup bunun en büyük nedenlerinden birisinin şairlerin manzumelerinin toplandığı kitaplara "divan" denilmesi olduğu kabul edilmektedir. Öte yandan, divan edebiyatı gibi tabirlerin modern araştırmacılar tarafından geliştirildiğini ve halk-tekke-divan edebiyatları arasındaki ayrımların bazen oldukça muğlak olduğu ve bu edebiyatlar arasında ciddi etkileşimlerin de bulunduğu vurgulanmalıdır.
Necâtî Bey divan edebiyatı şairi.

Hayâlî Bey (خيالى) Türk Divan edebiyatı şairinin mahlası. Asıl Adı Mehmet'tir. “Bekâr Memi” diye anılmıştır. Eserleri zengin bir hayal gücüyle yazılmış, ince ve duyarlı bir üsluba sahiptir.
Şeyhî, Kütahya doğumlu 15. asır Türk divan şairi ve tabip.
Neşati, Divan Edebiyatı şairi. Asıl adının ise Süleyman veya Ahmed olduğu sanılmaktadır.
Bayburtlu Zihni, hem Divan hem de halk şiiri türündeki yapıtlarıyla tanınmış bir şairdir. Asıl adı Mehmed Emin’dir. Zihni onun takma adıdır ve Bayburt’ta doğduğu için Bayburtlu Zihni olarak anılır.
Hatice Nakiye Hanım Türk kadın divan edebiyatı şairi.
Sırrî Hanım, Türk divan edebiyatı şairi.
Tezkire, sözcük anlamıyla "zikredilen, zikri geçen" anlamına gelen, Fars ve Türk edebiyatlarında kişilerin yaşamlarını, eserlerini ve edebi kişiliklerini anlatan eserlere verilen ortak addır. Tezkireler ilk kez İran edebiyatında ortaya çıkmıştır.
Ahmed Paşa, 15. yüzyılda Sultan II. Mehmed ve Sultan II. Beyazıd dönemlerinde kazaskerlik, vezirlik, sancak beyliği ve kadılık gibi yüksek görevleri yüklenmiş bir ulema sınıfı mensubu ve Divan Edebiyatı şairi.
Mustafa İsen, Türk akademisyen, bürokrat, siyasetçi.
Ahmed-i Dâ'i, 14. yüzyılın ikinci yarısıyla 15. yüzyılın başında yaşamış olan, çok eser vermiş alim bir şairdir.
Fehîm-i Kadîm, 17. yüzyıl divan şairi. Asıl adı Mustafa Fehim'dir. Fehim'e 19. yüzyıl başlarında yaşayan diğer divan şairi Fehim dolayısı ile Fehim-i Kadim unvanı sonradan verilmiştir. 1648 yılında ölmüştür. Şiirlerinde karamsarlık hakimdir. 21 yaşında ölmesine rağmen oldukça hacimli bir divanı vardır. Divanı Tahir Üzgör tarafından yeni harflerle basılmıştır. Fehim Divanı Sadettin Nüzhet Ergun tarafından yayımlanmıştır.

Latîfî, Kastamonu doğumlu 16. yüzyıl divan edebiyatı şairi. Asıl adı Abdüllatif'tir.
Zâtî, tanınmış bir Divan Edebiyatı şairidir. Ziya Paşa tarafından Türk şiirine temel koyan şairlerin üçüncüsü olarak anılmıştır. Çok sayıda şiir yazmış olması nedeniyle değişik eserlerin değişik estetik standartlarda olması sonucu ortaya çıkmıştır.
Edirneli Nazmi, Türki-i basit akımı temsilcisi divan şairi. Edirne'de doğmuştur.

Divan şairi, belli kıstasları ve mazmunları bulunan divan edebiyatı içinde eserler veren şairlere verilen addır. Eski Türk edebiyatını içerdiği gibi İslam coğrafyasındaki diğer dillerin edebiyatlarını da içine alan bu edebiyatta ortak bazı kurallar bulunmaktadır. Divan şairleri bu kurallara katiyen riayet etmiştir. 19. yüzyıla kadar yerel ya da bağımsız bir edebiyat anlayışı türetilmemiştir. Klasik Türk edebiyatı içerisinde şiir dışındaki yazı şekilleri rağbet görmüyordu. Yazılan her şey nazım- yani şiir şeklindeydi. Bu yüzden "divan şairi" tamlaması divan edebiyatçılarına işaret edebilir. Şairler divan edebiyatının ilk dönemlerinden beri tezkirelerde anılmıştır. Bu edebiyat tarihlerinde divan şairlerinin biyografileri, şiirlerinden örnekler bulunmaktadır. Osmanlı coğrafyasında yazılan tezkirelerde toplam 3182 şair yer almaktadır. Divan şairleri çeşitli mesleklere sahiptiler. İlmiye(%36), derviş(%5.7), bürokrat(%2.8), asker(%4), esnaf(%3.7) bunlardan birkaçıdır. En çok divan şairi yetiştiren yöreler bürokrasi ve saray eşrafının yoğun olduğu yerlerdir. İstanbul 609, Bursa 156, Edirne 150, Konya 69, Diyarbakır 40, Kastamonu 36, Bağdat 35, Gelibolu 30, Bosna 26, Kütahya 24 şairle önemli tezkirelerde yer alan yörelerdir.
Oruç Bey ya da Oruç bin Âdil, Edirne doğumlu, II. Mehmed ve II. Bayezid dönemlerinde divan katipliği yapmış olan Osmanlı tarihçi. En eski Osmanlı tarihçilerinden olan Oruç Bey Tevârîh-i Âl-i Osman eseriyle bilinmektedir. İki eser kaleme alan tarihçinin diğer eseri ise kayıp ve ismi bilinmemektedir.
Akif Paşa, devlet adamı, divan şairi ve yazarıdır.