İçeriğe atla

Sedir Ormanı

Lübnan'daki bir sedir ormanı

Sedir Ormanı, Mezopotamya mitolojisinde tanrıların yüce diyarıdır. Yarı tanrı Humbaba tarafından korunmaktadır. Şöhret arayışı sırasında ağaçları kesmeye cesaret eden Gılgamış, ormana bir kere girebilmiştir. Sedir Ormanı, Gılgamış Destanı'nın 4-6 numaralı tabletlerinde tarif edilmiştir.

Gılgamış Destanı'nın Eski Sümer versiyonları Gılgamış'ın doğuya, muhtemelen İran'ın Zagros dağlarına (antik Elam) sedir ormanına gittiğini söyler ancak daha sonraki ayrıntılı Babil örneklerinde sedir ormanlarını Lübnan'ın batısı olarak gösterir.[1]

Gılgamış Destanı

4. tablet

4. tablet, Sedir Ormanı'na yolculuk hikâyesini anlatır. Altı günlük yolculuğun her gününde Gılgamış, Şamaş'a dua eder. Bu dualara cevap olarak Şamaş, gece boyunca Gılgamış'a orakl rüyalar gösterir. İlki muhafaza edilmez. İkincisinde Gılgamış, nefesini kesen büyük bir boğa güreşi yaptığını hayal eder. Enkidu, Gılgamış'ın rüyasını yorumlar: rüya, boğa olan Şamaş'ın Gılgamış'ı koruyacağı anlamına gelmektedir. Üçüncüsüne Gılgamış, rüyasında şunu görür:[2]

Gök gürlüyor, yer yerinden oynuyordu,
Fırtınadan sonra bir ölüm sessizliği kapladı her yanı,
Karanlıklara büründü her yer,
Bir şimşek çaktı, bir yangın başladı alev alev;
Ve gökten ölüm yağıyordu sanki.
Sonra kor yığını söndü ve kül oldu,

Enkidu'nun yorumu burada eksik fakat diğer rüyalarda olduğu gibi volkanik rüya hakkında olumlu bir dönüş yapacağı varsayılmaktadır. Dördüncü rüya kayıp ama yine Enkidu, Gılgamış'a rüyanın yaklaşmakta olan savaşta başarı göstereceğini söyler. Beşinci rüya da kayıp.

Sedir Ormanı'nın girişinde, Gılgamış korkudan titremeye başlar; Şamaş'a dua eder ve Ninsun'a kendisini güvende tutacağına dair söz verdiğini hatırlatır. Şamaş, gökten uyarı verir ve ormana girmesini emreder çünkü Humbaba, zırhını giymemiştir. Demon Humbaba, normalde yedi kat zırhını giyerken o an tek katı giymiştir ve bu yüzden özellikle savunmasızdır. Enkidu cesaretini kaybeder ve geri döner; Gılgamış, ona saldırır ve aralarında büyük bir kavga çıkar. İkilinin kavga sesini duyan Humbaba, davetsiz misafirlere meydan okumak için Sedir Ormanı'na sinirli sinirli yürür. Tabletin büyük bir kısmı burada eksik. Tabletin hâlâ kalan kısmında Gılgamış, Enkidu'yu demona karşı birlikte durmaları gerektiğine ikna eder.

5. tablet

Gılgamış ve Enkidu görkemli güzellikteki Sedir Ormanı'na girerek ağaçları kesmeye başlar. Sesi duyan Humbaba, onlara kükrer ve onları kovar. Enkidu, ikilinin Humbaba'dan daha güçlü olduğunu Humbaba'ya bağırır fakat Gılgamış'ın kral olduğunu bilen Humbaba, Enkidu gibi hiçbir şey olmayan birinden emir aldığı için kralla alay eder. Yüzünü korkunç bir maskeye dönüştüren Humbaba, çifti tehdit etmeye başlar ve Gılgamış kaçar ve saklanır. Enkidu, Gılgamış'a bağırır, ona cesaret verir, Gılgamış saklanmaya başlar ve ikili, Humbaba ile destansı savaşlarına başlar. Şamaş, çifte yardım ederek savaşa girer ve Humbaba yenilir. Gılgamış'ın kılıcı boğazındayken dizlerinin üzerinde duran Humbaba, hayatı için yalvarır ve Gılgamış'a ormandaki tüm ağaçları ve ebedi hizmetlerini sunar. Gılgamış bu teklifi düşünürken Enkidu, Gılgamış'a Humbaba'yı tanrılardan herhangi biri gelmeden önce öldürmesini söyler. Humbaba'yı öldürmesi durumunda gelecekte yaygın bir ün kazanacaktır. Gılgamış, kılıcını kınından sıyırır ve Humbaba'nın kafasını keser. Humbaba, ölmeden önce Enkidu için bir lanette bulunur: "Siz ikiniz, Enkidu daha uzun yaşamasın, Enkidu bu dünyada herhangi bir barış bulamasın!" Kısa bir süre sonra Enkidu hastalanır ve ölür.

Gılgamış ve Enkidu, Nippur şehri için harika bir sedir kapısı yapmak için sedir ormanını ve özellikle sedir ağaçlarının en uzunlarını keser. Sedirden bir sal inşa ederler ve Fırat'tan şehirlerine doğru süzülürler.

6. tablet

Bu olaylardan sonra Gılgamış'ın ünü yayılır ve zengin kıyafetleri içinde şöhreti göz alıcıdır. Gılgamış'ın güzelliğinden etkilenen İştar, Gılgamış'a gelir ve ondan sevgilisi olmasını teklif eder. Gılgamış, İştar'ın eski sevgililerini kötü davrandığı konusunda ısrar ederek onu reddeder. İntikam olarak İştar, babası Anu'ya gider ve ona Gılgamış'a ve onun şehrine saldırması için kendisine Gök Boğası'nı vermesini ister:

Baba, Gök Boğası'nı bana ver
Gılgamış'ı ve şehrini yok edeyim.
Şayet bana Gök Boğası'nı vermezsen,
Cehennemin kapısını kendim açacağım,
Kapı direklerini fırlatır ve kapıları ardına dek açarım,
Ve ölülerin ayrılmasına izin vereceğim
Ve ölülerin dünyayı dolaşmasına izin vereceğim
Ve yaşayanları yiyecekler.
Ölüler, tüm yaşayanları alt edecek!

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ Archaeology and the Homeric Epic, Susan Sherratt, John Bennett.
  2. ^ Kefer, Mürit. "Dinler ve Kitaplar Kütüphanesi: Gılgamış Destanı 4. Tablet". Dinler ve Kitaplar Kütüphanesi. 31 Ocak 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Ocak 2019. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Athena</span> Yunan mitolojisinde zeka, sanat, strateji, ilham ve başarı tanrıçası

Athena, Yunan mitolojisinde zekâ, sanat, strateji, ilham ve barış tanrıçasıdır. Roma mitolojisinde Minerva ile eşit kabul edilir. Babası Tanrıların başı Zeus, annesi ise Zeus'un ilk karısı olan hikmet tanrıçası Metis'tir. Sembolleri, kalkan, mızrak, zeytin dalı ve baykuştur. Mızrak savaşı, zeytin dalı barışı, gök gözlü baykuş da bilgeliği temsil eder. Athena, Atina kentinin baş tanrıçası ve koruyucusudur, kent ismini de ondan almıştır. Athena ve sembolize ettiği karakterler birçok kültürde benzer formlarda bulunur. Athena ayrıca Troya savaşında Akhaların yardımına koşup tahta atın yapılmasına yardım etmiştir. Athena özel bir kalkan taşır. Bu kalkan Aegis olarak isimlendirilmiştir. Kalkanın üzerinde, değişik süslemelerle birlikte Medusa'nın başının resmi bulunur. Bu kalkanın önünde en güçlü ordular bile bozguna uğrar. Zeus'un en sevdiği kızı olduğu için Zeus'un yıldırımlarını da bir tek o kullanabilir. Gigantlar arasındaki karşıtı Enceladus'dur.

<i>Gılgamış Destanı</i> tarihin en eski yazılı destanı

Gılgamış Destanı, antik Mezopotamya'dan günümüze ulaşan en eski edebiyat eseri ve Piramit metinlerinden sonra en eski ikinci dini metin olarak kabul edilen destansı bir şiirdir. Gılgamış'ın yazınsal tarihi, Üçüncü Ur Hanedanlığı'ndan kalma Uruk Kralı Bilgamış hakkında yazılan beş Sümer şiiriyle başlar. Bu bağımsız hikâyeler, daha sonra Akadcada birleşik bir destan için kaynak olarak kullanılmıştır. "Eski Babilce" yorumu olarak bilinen bu birleşik destanın günümüze ulaşan ilk yorumu, MÖ 18. yüzyıla dayanır ve adını açılışından almıştır. Destanın sadece birkaç tableti günümüze ulaşmıştır. Sîn-lēqi-unninni tarafından derlenen daha sonraki Standart Babilce yorumu, MÖ 13. yüzyıldan 10. yüzyıla kadar uzanır ve Sha naqba īmuru açılışına dayanır. Bunun yaklaşık üçte ikisi daha uzundur ve on iki tabletlik yorum kurtarılmıştır. En iyi kopyalardan bazıları, MÖ 7. yüzyılda yaşamış olan Asur Kralı Asurbanipal'in kütüphane kalıntılarında keşfedilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Gılgamış</span> Sümer şehir devleti Urukun tarihî kralı

Gılgamış, Sümer şehir devleti Uruk'un tarihî kralı, antik Mezopotamya mitolojisinin önemli bir kahramanı ve MÖ 2. binyılın sonlarında Akadca yazılan epik şiir Gılgamış Destanı'nın protagonistidir. Muhtemelen MÖ 2800 ile 2500 arasındaki bir zaman aralığında ülkeyi yönetmiş ve ölümünden sonra tanrısallaştırılmıştır. Ur'un üçüncü hanedanlığı döneminde Sümer efsanelerinde önemli bir şahsiyet olmuştur. Gılgamış'ın efsanevi kahramanlıkları günümüze kadar gelen beş Sümer şiirinde anlatılmıştır. Bunların tespit edilebilen en eskisi Gılgamış, Enkidu ve Ölüler Diyarı'dır. Bu şiirde Gılgamış, Tanrıça İnanna'nın yardımına gelir ve tanrıçanın huluppu ağacını istila eden yaratıkları defeder. İnanna, Gılgamış'a mikku ve pikku adı verilen iki bilinmeyen nesne verir fakat Gılgamış, bunları kaybeder. Enkidu'nun ölümünden sonra gölgesi, Gılgamış'a Ölüler Diyarı'nın kasvetli koşullarını anlatır. Gılgamış ve Agga şiiri, Gılgamış'ın tâbi olduğu Kral Agga'ya karşı ayaklanmasını anlatır. Diğer Sümer şiirleri Gılgamış'ın dev Huvava ve Gök Boğası ile ilişkisini anlatırken kötü muhafaza edilmiş olan sonuncu şiir Gılgamış'ın ölümüyle cenazesini anlatır.

<span class="mw-page-title-main">Enlil</span> Antik Mezopotamya tanrısı

Enlil, daha sonra bilinen adıyla Elil veya Ellil, rüzgâr, hava, yeryüzü ve fırtınalarla ilgili Antik Mezopotamya tanrısıdır. İlk olarak Sümer panteonunun baş tanrısı olarak kaydedilen Enlil, daha sonra Akadlar, Babilliler, Asurlular ve Hurriler tarafından da tapınılan bir tanrı hâline gelmiştir. Enlil'in ana tapınma yeri, bizzat Enlil tarafından inşa edildiğine inanılan ve gökyüzü ile yeryüzünün "bağlantı noktası" olarak kabul edilen Nippur kentindeki Ekur tapınağıdır. Enlil, bazen Nunamnir olarak da anılmaktadır. Bir Sümer ilahisine göre, diğer tanrılar ona bakmaya cesaret edemez. MÖ 24. yüzyılda Nippur'un yükselişiyle birlikte önem kazanan Enlil kültü, MÖ 1230'da Elamlıların Nippur'u yağmalamasıyla zayıflamış ve sonuç olarak Mezopotamya panteonunun baş tanrısı ve Babil'in ulusal tanrısı Marduk tarafından konumu ele geçirilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Marduk</span> Mezopotamya Tanrılarından Biri

Marduk, antik Mezopotamya'daki geç dönem tanrılarından birinin adıdır. Hammurabi zamanında Babil, Fırat vadisinin politik merkezi olduğunda, Babil panteonunun başı olarak Marduk'a tapınılmaya başlanmıştır. Babil yaratılış destanı olan Enûma Eliş'te tanrıların en büyüğü ilan edilmiştir.Destana göre o aynı zamanda babil'in koruyucu tanrısıdır.

<span class="mw-page-title-main">Enkidu</span> Gılgamışın yol arkadaşı

Enkidu (Sümerce: 𒂗𒆠𒄭 EN.KI.DU10), antik Mezopotamya mitolojisinde efsanevi bir figür ve Uruk kralı Gılgamış'ın savaş zamanındaki yoldaşı ve arkadaşıdır. İkisinin maceraları, Sümer edebiyatında ve M.Ö. 2. binyılda yazılan Akad destanı Gılgamış Destanında yer aldı. Enkidu, vahşi adamın en eski edebi temsili olarak, Mezopotamya'daki sanatsal temsillerde ve Antik Yakın Doğu edebiyatında sıkça rastlanan bir motif olarak öne çıkıyor. Enkidu'nun ilkel bir adam olarak belirmesi, M.Ö. 1300-1000 arasındaki Eski Babillilerin versiyonuyla potansiyel bir benzerlik taşıyor; bu versiyonda Enkidu, Sümerce şiirlerde bir hizmetkâr-savaşçı olarak tasvir edilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Humbaba</span>

Humbaba veya Huwawa (Babil), Akad mitolojisindeki canavarımsı bir devdir. Tanrıların yaşadığı sedir ormanının bekçisi, koruyucusudur. Yüzü aslan yüzüdür.

Utu, Akadca Şamaş adıyla da bilinen eski Mezopotamya Güneş tanrısıdır. Her gün dünyada olan biten her şeyi gördüğüne inanıldı ve adaletten ve gezginlerin korunmasından sorumluydu. İlahi bir yargıç olarak, yeraltı dünyasıyla ilişkilendirilebilirdi. Ek olarak, tipik olarak hava tanrısı Adad ile birlikte kehanet tanrısı olarak hizmet edebilirdi. Evrensel olarak birincil tanrılardan biri olarak kabul edilirken, özellikle Sippar ve Larsa'da saygı görüyordu.

<span class="mw-page-title-main">Tufan</span>

Tufan, birçok yerel efsaneye ve kutsal kitaplara göre Tanrı tarafından bir kavmi, milleti ya da tüm insanları cezalandırmak amacıyla gönderildiğine inanılan büyük felaket. Tufanın detayları farklı kültürlerde farklılıklar arz etmekle beraber en çok bilinen şekli Nuh Tufanı'dır.

<span class="mw-page-title-main">İskandinav mitolojisi</span> İskandinav kültürü, dinleri

Nors veya İskandinav mitolojisi, İskandinavya'da yaşamış Kuzey Cermen halklarının Hristiyanlık öncesi dinleri, inanışları ve efsaneleri. Cermen mitolojisinin bir parçası olan İskandinav mitolojisi, Anglosakson mitolojisi ve Kıtasal Cermen mitolojisi ile yakından ilişkilidir.

Nibelungen Destanı, Ren Nehri kıyısında, eski Worms şehri civarında geçer.

<span class="mw-page-title-main">Bozkurt (mitoloji)</span> mitolojik sembol

Bozkurt, Türk, Moğol ve Altay mitolojisinde kutsal hayvan ve ulusal sembol. Boskord ve Pusgurt olarak da söylenir. Bozkaskır, Çalkurd sözcükleri yine aynı anlama gelir. Moğollar, Börteçine derler. Gökkurt veya Gökbörü, Kökbörü betimlemesi de yine niteleyici olarak kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Odisseia</span>

Odysseia ya da Odesa Homeros'un derlediği ünlü destanlarından biridir. Diğeri de İlyada'dır. Modern Batı kültürünü oluşturan temellerden biridir ve İlyada destanından sonra günümüze ulaşan ikinci en eski Batı edebiyatı örneğidir. Bilim adamları MÖ 8. yüzyılın sonlarında, Anadolu'nun bir kıyı kenti olan İyonya'da oluşturulduğunu tahmin etmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Catch-22 (Lost)</span>

Lost dizisi 3. sezonunun 17. bölümüdür. 18 Nisan 2007'de yayınlanan bölümün yazarları Jeff Pinkner ve Brian K. Vaughan, yönetmeni Stephen Williams'dır. Desmond merkezli bir bölümdür.

<span class="mw-page-title-main">İnanna</span> Sümer tanrıçası

İnanna ; aşk, güzellik, seks, savaş, adalet ve siyasi güçle ilişkilendirilen antik Mezopotamya tanrıçasıdır. Sümerlerde kendisine "İnanna" adıyla ibadet edilirken daha sonraki dönemlerde Akad, Babil ve Asurlular tarafından İştar olarak tanımlanmış ve "Cennetin Kraliçesi" olarak anılmıştır. Ana tapınma merkezi Uruk'taki Eanna Tapınağı'dır ve buranın koruyucu tanrıçası kabul edilmiştir. Venüs gezegeniyle ilişkilendirilmiş ve aslan ile sekiz köşeli yıldız, en belirgin sembolü olmuştur. İştar'ın kocası, daha sonraki dönemlerde Tammuz olarak anılacak olan Tanrı Dumuzid iken yardımcısı (sukkal) ise sonraki dönemlerde erkek tanrılar İlabrat ve Papsukkal ile bir tutulacak olan Ninşubur'dur.

Sümer mitolojisi, Sümerler'in yıkılışlarına kadarki dönemde din ve bilimle ilgili kültürünü içerir. Birçok tanrı ve tanrıçaları vardır ve onlar Sümer mitolojisini oluşturur. Bu tanrılar ve tanrıçalar Yaradılış Destanı, Tufan hikâyesi gibi edebî eserlerde açıkça belirtilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Gök Boğası</span> Antik Mezopotamya mitolojisinde geçen bir figür

Gök Boğası, Göklerin BoğasıGökyüzü Boğası, Cennet Boğası veya Cennetin Boğası, antik Mezopotamya mitolojisinde kahraman Gılgamış'ın savaştığı efsanevi bir canavardır. İlki erken Sümerce bir şiirde geçen, diğeri ise standart Akadcayla yazılmış bir Sümer şiiri olan Gılgamış Destanı'nda yer alan olmak üzere Gök Boğası'na ait hikâyenin iki farklı versiyonu vardır. Sümer şiirinde boğa, belirsiz sebeplerden dolayı tanrıça İnanna tarafından, Gılgamış'a saldırması için gönderilir. Gılgamış Destanı'nın VI. tabletindeki Akadca söylentilerde tanrıça İştar, Gılgamış'a cinsellik içeren bir teklifte bulunur; fakat Gılgamış teklifi reddeder. Bunun üzerine sinirlenen İştar, babası Anu'ya giderek Gök Boğası'nı ondan ister. Böylece İştar, Gılgamış ile Gılgamış'ın arkadaşı Enkidu'ya saldırması için boğayı Uruk'a gönderir fakat ikili, boğayı öldürür. Boğayı yendikten sonra Enkidu, boğanın sağ uyluğunu İştar'a fırlatarak onunla alay eder. Boğanın katledilmesi, tanrıların Enkidu'yu ölüme mahkûm etmesine neden olur. Bu olay, Gılgamış'ta ölüm korkusunun ortaya çıkmasına sebebiyet verir ve destanın geri kalan kısmını yönlendirir.

<span class="mw-page-title-main">Gılgamış tufan efsanesi</span> tufan efsanesi

Gılgamış tufan efsanesiGılgamış Destanı'nda geçen bir tufan efsanesidir. Birçok araştırmacı, destanın "standart sürümü"nün XI. tabletinde yer alan tufan efsanesinin destana Atrahasis Destanı'ndaki tuhaf hikâyesini kullanan bir düzeltmen tarafından eklendiği görüşündedir. Çok eski Sümer Gılgamış şiirlerinde tufan efsanesine kısa bir gönderme de mevcuttur.

<span class="mw-page-title-main">Akrep insan</span> Akad mitoloji figürü

Akrep insan, birçok Akadca efsanede geçen yaratıktır. Gılgamış Destanı'nın Babilce versiyonu ile Enûma Eliš destanı, bu efsanelerden ikisidir. Akrep insanlar ayrıca akrabuamelu ya da girtablilu olarak da bilinir. Akrep insanlar, bir insanın başı, kolu ile bir akrebin gövdesine sahiptir.

Antik Semitik din, antik Yakın Doğu ve Kuzeydoğu Afrika'daki Semitik halkların çok tanrılı dinlerini kapsar. Semitik terimi, kültürlere atıfta bulunurken dillerin aksine kaba bir kategoriyi temsil ettiğinden, "antik Sami dini" teriminin kesin sınırlara yalnızca yaklaşıktır.