İçeriğe atla

Sedasyon

Sedasyon, sedatif ilaçlarla hastanın tüm reflekslerinin korunarak, derinliği kontrollü olarak ayarlanabilen uyku hali. Anestezi uzmanı tarafından uygulanan bir yöntemdir.[1]

Hastanın işlem başlamadan 2 saat öncesinde yeme-içmeye son vermesi gerekir. Sedasyon damar yolu açılması ve solüsyonun verilmesiyle başlar. Damar yolu açılmasına psikolojik ve mental olarak hazır olmayan çocuklarda (yaşı küçük, mental retardasyon, hiperaktif vb.) burundan damla yoluyla sedasyona başlanır, sonrasında damar yolu açılarak işleme geçilir. Hastanın sedasyonu yeterli derinliğe ulaşınca tedavisi başlar. Hastanın vital bulguları (Nabız, solunum, oksijen saturasyonu, tansiyon, vücut sıcaklığı) anestezi uzmanı tarafından monitörize edilerek izlenirken yapılan cerrahi işlem sürdürür. Tedavinin tamamlanmasının ardından sedasyon yüzeyselleştirilerek sonlandırılır. Kullanılan sedatif ilaçlarla sedasyonun süresi ve derinliğinin ayarlanabilmesi sistemin avantajlarından biridir.

Uygulama sonrasında sedasyon uygulanan kişi "damar yolu açılması dahil" herhangi bir şey hatırlanmadığı için yapılan işlemin psikolojik travmasından korunmuş olur.

Genel anesteziye oranla çok daha güvenli ve kolay bir uyutma işlemi olan sedasyonun riskleri ve yan etkileri de çok daha azdır. Bazı hastalarda sedasyon sonrasında halsizlik, reflekslerde azalma, tansiyon düşüklüğü, baş ağrısı, kısa süreli hafıza sorunları gibi durumlar yer alabilir. Bunlar her hastada görülmemekle birlikte genellikle işlemden kısa süre sonra hafifleyerek kaybolan yan etkilerdir. Her tıbbi operasyon, özellikle de ameliyatların büyük bir kısmı sedasyon ile gerçekleştirilmeye uygun değildir. Bu gibi durumlarda genel anestezi veya lokal anestezi türlerinden yararlanılır. Genel anestezi veya spinal lokal anestezi alan hastalarda yan etkiler genellikle daha şiddetli ve daha uzun sürelidir. Mide bulantısı, kusma, baş ağrısı gibi yan etkiler bu hastalarda belirgin düzeyde daha şiddetlidir.[1]

Sedasyon türleri nelerdir?

Yapılacak tıbbi işlemin neden olacağı acı veya rahatsızlık durumuna göre sedasyon farklı türlere ayrılır. Sedasyonun bilinç yatıştırma etkisinin şiddetine göre ilaç dozunun verilmesi ile belirlenen sedasyon türleri şu şekilde sıralanabilir:

  • Minimal (Hafif) Sedasyon: Bedensel duyular üzerinde minimum düzeyde etki oluşturan minimal sedasyon, bir tür yatıştırıcıdır. Özellikle kaygı, panik atak gibi durumların yatıştırılması ve rahat bir tıbbi işlemin geçirilmesi açısından tercih edilen hafif sedasyonda hasta kendini rahat ve uykulu hisseder. Diş hekimi korkusu, iğne korkusu gibi durumlarda veya hafif rahatsızlığa neden olan tıbbi görüntüleme prosedürleri esnasında tercih edilebilir.
  • Orta Düzey Sedasyon: Bilinçli sedasyon veya prosedürel sedasyon olarak da adlandırılan orta düzey sedasyonda hasta, yarı bilinçli durumdadır. Kendi kendine soluk alabilme ve uyarılara yanıt verebilme hali devam ederken hastanın acı, endişe ve rahatsızlık hisleri önemli ölçüde azalır.
  • Dissosiasyon: Dissosiasyon, orta derece sedasyonun bir seviye daha şiddetli halinde denir. Beynin yüksek merkezlerine duyusal uyarıların ulaşmasını engelleyen ilaçlardan yararlanılır. Bu sedasyon düzeyinde hasta çevresinden kopmuş olsa da belirli uyaranlara yanıt verebilir.
  • Derin Sedasyon: Genel anesteziden önceki sedasyon fazı olan derin sedasyonda hastanın bilinci neredeyse kapalıdır. Bu düzeyde sedasyon verilen hastada yalnızca sürekli tekrarlanan şiddetli ve ağrılı uyarılara karşı verilen amaçlı tepkiler mevcuttur. Solunum konusunda hastalar yardıma ihtiyaç duyabilse de kardiyovasküler fonksiyonlar genellikle bozulmaz.
  • Genel Anestezi: Sedasyonun en şiddetli hali olan genel anestezide bilinç tamamen kapalıdır ve hiçbir uyarana yanıt alınamaz. Hasta solunum desteğine ihtiyaç duyar ve kardiyovasküler fonksiyonlarda bozulma söz konusu olabilir.[1]

Sedasyon kimlere uygulanır?

Sedasyon, tıbbi prosedürler sırasında çok yaygın olarak kullanılan uyutma tekniğidir. Uygulama sırasında verilen ilaçlara karşı alerjik reaksiyonu bulunmayan her türlü hastaya tıbbi işlem öncesinde sedasyon uygulanabilir. Sedasyonun yaygın olarak tercih edildiği tıbbi işlemlerden bazıları şunlardır:[1]

  • Zihinsel veya psikiyatrik hastalıkları olan, tıbbi işlemlere karşı direnç gösteren hastalara uygulanacak rutin tıbbi müdahaleler
  • Kaygı, iğne korkusu, diş hekimi korkusu ve panik atak gibi sorunları bulunan hastalara yapılması gereken işlemler
  • Diş çekimi ve ağız sağlığına ilişkin bazı rahatsızlık verici tedaviler
  • Çocuklarda veya yetişkinlerde mide bulantısı, kusma gibi tepkilere yol açan diş hekimliği uygulamaları
  • Endoskopi, bronkoskopi, kolonoskopi gibi işlemler
  • Bazı bilgisayarlı tomografi (BT) veya manyetik rezonans (MR) uygulamaları
  • Ayak veya cilt gibi bölgeler üzerinde gerçekleştirilmesi gereken küçük cerrahi müdahaleler
  • Biyopsiler
  • Sünnet

Kaynakça

  1. ^ a b c d "Sedasyon Nedir?". www.medicalpark.com.tr. 7 Ocak 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Ocak 2024. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Glokom</span> Görme kaybına yol açabilecek bir çeşit göz hastalığı

Glokom, göziçi sıvısının iyi boşalmaması yüzünden göz tansiyonunun artması.

<span class="mw-page-title-main">Atropin</span>

Atropin, Atropa belladonna (Güzelavrat Otu) adlı bitkiden elde edilen bir alkaloiddir. Antikolinerjik yapıdadır. Tıpta çok değişik kullanım alanları vardır. Örneğin, göz dibinin muayenesinde, göz bebeğinin genişletilmesi için, ayrıca anesteziden önce üst solunum yollarında salgıların azaltılması için kullanılır.Ayrıca uyuşturucu madde olarak kullanımı 1984 yılında yaygınlaşmıştır.

Kürtaj ya da kazıma, hamilelikte rahim içerisindeki ceninin tıbbi müdahale ile alınması. Bunun yanı sıra rahim iç duvarından kazınarak örnek alınıp incelenmesi de kürtaj olarak adlandırılır. Türkçeye 1930'larda Fransızca curetage sözcüğünden geçmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Pentotal</span>

Pentotal, kısa etkili anestezik etki sağlayan bir barbitürat türevi ilaç etken maddesidir. Preparat suda çözünür. %2,5'luk solüsyonunun pH'ı 10,5'tur. Buzdolabında 1-2 hafta stabil kalır.

Antihistaminik, histaminin etkisini önleyen maddelerdir. Histamin, kişinin alerjik olduğu madde ile karşılaştığında veya iltihap durumlarında ortaya çıkan önemli bir kimyasal ajandır. En iyi sonuç için bu ilaçlar alerji şikayetleri ortaya çıkmadan alınmalıdırlar.

Kemoterapi, "ilaçla (Sitotoksik) tedavi" anlamına gelmekle birlikte, daha çok kanser hücrelerini etkileyen kanser ilaçları kullanılarak yapılan tedavi için kullanılan terimdir. Bunun için kullanılan ilaçlara "antikanser" ilaçlar da denmektedir. Kemoterapi tedavisinde tek başına "antikanser" ilaçlar veya cerrahi ve radyoterapi ile birlikte uygulanabilir.

<span class="mw-page-title-main">Endoskopi</span> tıpta vücudun içine bakmak için kullanılan bir prosedür

"Endoskopi", Gastrointestinal endoskopi adıyla da bilinen yemek borusu, mide, oniki parmak bağırsağı ve kalın bağırsağın incelendiği tetkik yöntemlerinin genel adı. Ayrıca böbrek taşı düşürenler için de geçerli bir teşhis yöntemidir, sadece mideyle sınırlı değildir. Endoskopi prosedüründe içi boş bir organın veya vücut boşluğunun içini incelemek için bir endoskop kullanılır. Diğer birçok tıbbi görüntüleme tekniğinden farklı olarak endoskoplar doğrudan organın içine yerleştirilir.

<span class="mw-page-title-main">Bronkoskopi</span>

Bronkoskopi, teşhis ve tedavi amaçlı olarak hava yollarının içini görselleştiren endoskopik bir tekniktir. Bronkoskop ile genellikle burun veya ağızdan, buralardan ulaşılamadığı durumlarda da trakeostomi yoluyla hava yollarına ulaşılabilir. Bu, uygulayıcının hastanın hava yollarını yabancı cisimler, kanama, tümörler veya iltihaplanma gibi anormallikler açısından incelemesine olanak tanır. Biyopsi için parça alınmasına ve gerektiğinde yabancı cisimlerin çıkarılmasına da yarar. Fleksibl ve rijit bronkoskopi diye iki çeşidi vardır. Rijit bronkoskopi 19. yüzyılın sonundan beri bilinen ve kullanılan bir teknikken, günümüzde yaygın olarak kullanılan fleksibl bronkoskoplar ya da fibroskoplar 1966'da ortaya çıkmıştır. Fleksibl bronkoskopların kullanımı daha kolay olup, yapılan işleme fibroskopi de denmektedir.

Anestezik, hücrelerin özellikle sinir sistemi hücrelerinin biyolojik fonksiyonlarını geçici olarak yavaşlatan veya durduran ilaç. Anestetik ilaçların canlı üzerindeki bu etkisine anestezi veya narkoz denir. Genel anestezide merkezî sinir sisteminin çalışması o derece yavaşlatılır ki acıya karşı duyarlılık kaybolur ve hasta bilincini kaybeder. Anestezi için anestetik maddenin kanda belirli bir konsantrasyona ulaşması ve bu konsantrasyonda kalması gerekir. Madde miktarı belirli bir konsantrasyonun altına düştüğü zaman hücreler normal fonksiyonlarına tekrar başlar. Bu konsantrasyon dietil eter için 100 mL kanda 150 mg iken kloroform için 100 mL kanda 30 mg'dır. Daha yüksek konsantrasyonlar tehlikelidir.

<span class="mw-page-title-main">Fentanil</span> kimyasal bileşik

Fentanil (Fentanyl), ilk olarak 1950'lerin sonunda Belçika'da bulunan Janssen Pharmaceutica tarafından sentez edilmiş, morfinden yaklaşık 80 kez, meperidinden ise 500 kat daha güçlü olan bir opioid analjeziktir. Fentanil, Sublimaze ticari adı altında bir intravenöz anestezik olarak 1960'larda tıbbi çalışmalarda kullanılmaya başlamıştır. Preparatlarda Fentanil sitrat tuzu hâlinde bulunur. Günümüzde çeşitli dozlarda - Türkiye'de - 0,05 mg/ml konsantrasyonda ampuller ve transdermal flaster şeklinde formları bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">İlk yardım</span> Birine yapılan ilk müdahale

İlk yardım herhangi bir kaza ya da yaşamı tehlikeye düşüren bir durumda sağlık görevlilerinin yardımını sağlanıncaya kadar hayatın kurtarılması ya da durumun daha kötüye gitmesini önleyebilmek amacıyla olay yerinde, tıbbi araç – gereç aranmaksızın mevcut araç - gereçlerle yapılan ilaçsız bir uygulamadır.

İlk yardım için gelişmiş araç – gereçler olması gerekmez. İlk yardım çantası içindeki malzemeler yeterlidir. Fakat ilk yardım kitabını okumadan müdahale yapmamalıyız.
<span class="mw-page-title-main">Şırınga</span> vücuda ilaç vermek için kullanılan, ucu iğneli küçük pompa

Şırınga, bir tüp, tüpün içerisinde hareket eden bir piston ve ince bir ağızlıktan meydana gelen, gaz ve sıvıları vakumla içine emerek ince bir hat halinde püskürten cihaz. Ucuna iğne takılmış şırınga kısaca iğne olarak adlandırılır.

<span class="mw-page-title-main">İntravenöz tedavi</span> Damar içine verilen ilaç

İntravenöz tedavi veya Damar içi tedavi, herhangi bir sıvı, ilaç veya besin kaynağının doğrudan kişinin damarına uygulayan tıbbi bir tekniktir. Damar içi tedavi özellikle rehidrasyon veya bireyin akli denge kaybı gibi herhangi bir sebepten ötürü, ağızdan sıvı veya yiyecek alamaması durumunda sıkça kullanılan bir yöntemdir. Ayrıyeten elektrolit dengesizliğini düzeltmek veya ilaç, kan bağışı ve elektrolit gibi tedavileri uygulamak için de kullanılabilir.

<span class="mw-page-title-main">Lobotomi</span> beyin cerrahisi işlemi

Lobotomi, lökotomi olarak da bilinen beyin cerrahisi işlemi. Beyindeki ön lobların uçlarındaki prefrontal korteks bağlantıların kesilmesi sonucu uygulanır. İlk başlarda lökotomi denilen bu uygulama, yapılmaya başlandığı 1935 yılından beri tartışmalı bir işlemdir. Ciddi yan etkileri olmasına karşın yirmi yıldan uzun bir süre boyunca psikiyatrik rahatsızlıklar için kullanılmış bir yöntemdir.

Lokal anestezi, vücudun sadece belirli bir bölgesini uyuşturan bir anestezi türüdür. Bu tür anestezi uygulandığında hasta uyanıktır, bilinci yerindedir ancak ağrı hissi yoktur. Genellikle lokal anestezinin amacı ağrı hissine karşı hissizlik oluşturmak olup, diğer hisler de etkilenebilir. Hastaların cerrahi ve dental işlemlere azalmış ağrı ve sıkıntı ile girmelerini sağlar ve sezaryen gibi bazı durumlarda güvenirliğinden dolayı genel anesteziye göre daha üstündür.

<span class="mw-page-title-main">Kolonoskopi</span>

Kolonoskopi, kalın bağırsağın makattan girilerek, sakinleştirici ilaç (sedasyon) veya anestezi altında bir fiberoptik kamera ile monitör altında incelenmesi. Kolonoskopi işleminden bir gün önce hastaya müshil ilacı verilerek bağırsak temizliği veya bağırsak hazırlığı yapılır. Kolonoskopi uygulaması sırasında hastalar anestezi ile uyutulduğu veya sakinleştirici verildiği için ağrı ve acı hissetmemektedir.

<span class="mw-page-title-main">Berlin Alman Kalp Merkezi</span>

Berlin Alman Kalp Merkezi, Berlin'de kâr amacı gütmeyen bir kamu vakfı olarak kurulmuş olan, bir tıp ve araştırma merkezidir. Merkez kardiyovasküler hastalıkların tedavisinin yanı sıra, kalp ve akciğer transplantasyonu alanında da uzmanlaşmıştır.

Tıbbi anlamda 'komplikasyon' terimi, bir rahatsızlığın, hastalığın veya tıbbi tedavi işleminin ön görülebilen istenmeyen etkileridir. Komplikasyonlar bir hastalığın gidişatını kötü yönde etkiler. Komplikasyonlar mevcut hastalığın ağırlaşması veya diğer organ sistemlerini etkileyen yeni şikayet ve bulguların ortaya çıkması olarak görülebilir. Altta yatan hastalıkla birlikte komplikasyonlar yeni hastalıkların ortaya çıkmasına sebep olabilirler. Ayrıca uygulanan tedavilere de bağlı komplikasyonlar ortaya çıkabilir.

<span class="mw-page-title-main">Kafa içi basıncı</span> kafatası içerisinde kan, BOS ve beyin dokusunun oluşturduğu basınç

Kafa içi basıncı (KIB) veya intrakraniyal basınç (İKB) kafatası içerisindeki Beyin-omurilik sıvısı ve beyinin oluşturduğu basınçtır. Ölçü birimi milimetre-cıva (mmHg)'dır. Düz zeminde uzanan sağlıklı bir erişkinde normal aralık 7-15 mmHg aralığındadır. Vücut kafa içi basıncını denge halinde tutmak için bir takım mekanizmalara sahiptir. Kafa içi basıncında 1 mmHg civarında oynamalar meydana gelebilir. Bunlar pozisyon, beyin omurilik sıvısının emilimi veya üretimi esnasında olur ve hızla dengelenir. Kafa içi basınç değişikliklerine sebep olan etkene bağlı olarak kafatası sabit bir hacime sahip olduğu için içerideki diğer bileşenlerde hacimsel değişimler meydana gelir. Öksürmek veya ıkınmak gibi bazı manevralardan sonra da göğüs içi ve karın içi basıncındaki artışa bağlı ana toplar damarlar üzerindeki basınç ve dolayısıyla direnç artacağından kafa içi basıncıda yükselir. Normal şartlarda kafa içi basıncı sağlıklı bir erişkinde 7-17 mmHg civarındadır. Bu değerin 20 mmHg'nin üstine çıkması durumunda artmış kafa içi basıncı veya kafa içi hipertansiyonu olarak adlandırılır ve tedavi gerektirir.

<span class="mw-page-title-main">Nazogastrik entübasyon</span>

Nazogastrik entübasyon, plastik bir tüpün burundan, boğazdan geçerek ve mideye inmesini içeren tıbbi bir işlemdir. Orogastrik entübasyon, ağızdan plastik bir tüpün yerleştirilmesini içeren benzer bir işlemdir. Abraham Louis Levin, NG tüpünü icat etmiştir. Nazogastrik tüp, John Alfred Ryle etkisiyle Commonwealth ülkelerinde Ryle tüpü olarak da bilinir.