Altuğ Taner Akçam, Türk tarihçi ve sosyolog.
I. Dünya Savaşında Ermeni İsyanları, Taşnak, Armenakan, Hınçak Ermeni partilerinin faaliyetleridir. Bu dönemde Osmanlı İmparatorluğu karşısına Ermeni ulusal örgütleri Ermeni milisleri ile karşı faaliyetler yürütmüş, ayrıca Rus İmparatorluğunda oluşan Ermeni gönüllü birliklerine katılarak Rus Kafkasya Ordusu'na destek vermiştir. 14 Kasım 1922 tarihli New York Times gazetesi, Birinci Dünya Savaşı'nda 200.000 Ermeni'nin İtilaf Devletleri ordularında veya İtilaf Devletleri tarafında savaşan bağımsız birliklerde savaştığını yazdı.
Andranik Toros Ozanyan veya Antranig Paşa veya Voyvoda Antranik, Osmanlı Ermenisi gerilla lideri, Rus Ordusunda Ermeni gönüllülerinden oluşan birliklerden birinin komutanı.
Osmanlı Devleti kuruluş döneminde Ermeniler, genellikle Çukurova, Doğu Anadolu Bölgesi ile Kafkasya bölgelerinde bulunan beyliklerin egemenliği altında yaşamışlardır. Bursa'nın başkent olduğu dönemde Ermeni ruhani reisliği başkente alınmıştır. İstanbul'un fethinden sonra da İstanbul'a taşınmış ve daha sonra da İstanbul Ermeni Patrikhanesi kurulmuştur. Ermeniler Anadolu'dan gelen göçlerle İstanbul'da büyük bir cemaat oluşturmuştur.
Ermeni Kırımı, 1915 Olayları/Ermeni Tehciri veya Ermeni Soykırımı, Osmanlı hükûmetinin Ermenilere karşı gerçekleştirdiği sürgün ve katliamlardır. Etnik temizliğin sonucunda ölen Ermenilerin sayısı tartışmalıdır; sayı, çeşitli araştırmacılara göre 600.000 ile 1,5 milyon arasında değişiklik gösterir. 1914 yılında Osmanlı topraklarında yaşayan Ermeni nüfusu yapılan farklı tahminler mevcuttur. Osmanlı resmî kayıtlarına göre 1.2 milyon ile Ermeni Patrikhanesi'ne göre 1 milyon 914 bin 620 Ermeni yaşamaktaydı. 1922 sayımlarına göre ise 817 bin Ermeni 'mülteci' olarak Osmanlı topraklarını terk etmiş, 95 bin Ermeni ise din değiştirerek Türkiye topraklarında yaşamaya devam etmiştir. Bu tahminlere göre Osmanlı topraklarında bulunan 900 bin hayatta kalmışken, 300 bin ile 1 milyon arasında Ermeni hayatını kaybetmiştir. Olayların başlangıç tarihi çoğunlukla 250 Ermeni aydının ve komite liderinin Osmanlı yöneticileri tarafından İstanbul'dan Ankara'ya sürüldüğü ve birçoğunun öldürüldüğü 24 Nisan 1915 ile ilişkilendirilmektedir. Ermeni Kırımı, sağlıklı erkek nüfusun toptan öldürülmesi ya da askere alınarak zorla çalıştırılması ve sonrasında kadın, çocuk ve yaşlılarla birlikte ölüm yürüyüşü koşullarında Suriye Çölü'ne sürülmesi gibi olaylarla birlikte I. Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında iki aşamada gerçekleşti. Osmanlı askerlerinin koruması eşliğinde yaşadıkları yerlerden sürülen Ermeniler; sürgün sırasında yiyecek ve su sıkıntısı yaşadı; ayrıca çeşitli raporlara göre zaman zaman soygun ve katliamlara maruz kaldı. Ülke genelindeki Ermeni diasporası, genel anlamda Ermenilerin Doğu Anadolu'dan sürülme işleminin doğrudan bir sonucu olarak ortaya çıktı.
Ermeni milisleri, çeteleri, fedaileri veya gönüllüleri olarak bilinen ailelerini terk ederek gerilla birlikleri oluşturan Ermeni birimler. Ermeni gönüllü savaşçılar "hayatını feda etmeye hazır" (Kamavor) kelimesiyle adlandırılmaktadır. İlk olarak Osmanlı Ermenileri Osmanlı İmparatorluğu'nda gerilla örgütleri kurarak Ermeni köylerinin talan edilmesini önlemek amacıyla birlik oluştursalar da bu güçlerin çoğu Ermeni ulusal hareketinin üyesi olarak hizmet etmişlerdir. II. Abdülhamit döneminde Kürt aşiret kuvvetleri ve Hamidiye askerlerine karşı savaşmışlardır. Ermeni nüfusun yoğun olduğu bölgelerde Osmanlı İmparatorluğu'nun faaliyetlerinine karşı savaşmışlardır. 14 Kasım 1922 tarihli New York Times gazetesi, Birinci Dünya Savaşı'nda 200.000 Ermeni'nin İtilaf Devletleri ordularında veya İtilaf Devletleri tarafında savaşan bağımsız birliklerde savaştığını yazdı.
Zeytun (Süleymanlı) kentindeki Hınçakların Ermeni milisleri, ilki 30 Ağustos-1 Aralık 1914 tarihleri arasında, ikincisi ise 25 Mart 1915'te olmak üzere Osmanlı İmparatorluğu'na karşı iki silahlı çatışmada direnmişti.
Ermeni Ulusal Hareketi, 1780 Zeytun İsyanı ile başlayarak 1984 yılına kadar süren dönemdeki "Ermeni ulusal kurtuluş hareketi" olarak da bilinen Ermeni milliyetçiliğini savunan Ermenilerin tarihte kurulmuş olan Ermeni devletlerinin kapsadığı bölgelerde, Doğu Anadolu Bölgesi ve Kafkasya'da, yeniden bir Ermeni devleti kurma amacı doğrultusunda düzenlenen faaliyetlerdir.
Garegin Ter-Harutyunyan veya savaşlardaki bilinen adıyla Garegin Njdeh (Njdeh Ermenicede "sürgün" veya "göçebe” anlamındadır., , Ermeni devlet adamı, asker, stratejist, gerilla lideri. Ermeni Devrimci Federasyonu üyesi olarak Ermeni Ulusal bağımsızlık hareketlerine katılmıştir. Balkan Savaşları ve 1.Dünya Savaşında Bulgaristan ve Rusya lehine Ermeni Taburlarını yöneterek Osmanlı'ya karşı çarpışmıştır. Başarıları yanında yönettiği birlikler müslüman halka, Türklere, Pomaklara, Kürtlere yaptığı katliamlarla bilinmektedir. Savaş sonrası ilk Ermeni Cumhuriyeti olan Ermenistan Demokratik Cumhuriyeti 'nin önde gelen politik ve askeri figürlerindendir.Bu sebeple pek çok Ermeninin gözünde karizmatik ulusal kahramandır. Anti-bolşevik faaliyetleri ile Dağlık Ermenistan Cumhuriyeti'nin esas kurucularından olmakla birlikte Sünik bölgesinin Sovyet Azerbaycan'a değil Sovyet Ermenistan'a bağlanmasındaki temel faktörde kendisi olmuştur. İkinci Dünya Savaşı sırasında ise Sovyetler Birliği'ne karşı Nazi Almanyasını desteklemiş ve Wehrmacht için Ermeni Taburları kurarak Sovyetler Birliği'nin Nazilerce işgali onlarla birlikte Ermenistan'ı Sovyetlerden kurtarıp Türkiye'yi işgalini ve buralardan da bir kısım toprakların Ermenilere verilmesini sağlayıp tamamen bağımsız Büyük Ermenistan kurma hayali ile çarpışmıştır. 1944 sonrası ise bu defa SSCB'yi Türkiye'ye savaş açıp işgali için kışkırtmış ancak kendisine itibar eden olmamıştır. Adı çeşitli savaş suçlarına karıştığından Nazi işbirlikçisi olduğundan aynı zamanda 1920-1921 yılları arasında Sovyetlere karşı devrimci faaliyette bulunduğundan bahisle Sovyetlerce yakalanıp tutuklanmış sonrasında hapishanede 1955'te ölmüştür.
Hamidiye Katliamları veya bazı Türkçe olmayan kaynaklarda geçen adlarıyla 1894-1896 Ermeni katliamları ve Büyük Katliamlar, 1890'ların ortalarında Osmanlı İmparatorluğu hükûmeti tarafından ülkede yaşayan Ermenilere yapıldığı iddia olunan katliamlardır. Katliamlar sonucu ölenlerin sayısı 80.000 ile 300.000 arasında gösterilmekte, dönemin gazete haberlerine göre 50.000 çocuğun ise yetim kaldığı belirtilmektedir. Kırım, The New York Times 'ın Eylül 1895 tarihli makalesindeki başlıkta Ermeni Holokost olarak geçiyordu. Buna karşın Osmanlı kaynakları ise aksi iddia olarak böyle bir sayıda Ermeninin öldürülmediği Müslümanların katledildiği Ermeni Çetelere karşı operasyon yapılıp bu çetelerin ve isyanların bastırıldığı iddiasındadır.
Dagavaryan Nazret Efendi veya Nazaret Çadırcıyan Uzman doktor, tarihçi, Osmanlı meclisi Sivas Mebusu, merkezi ABD'de bulunan Ermeni Hayırseverler Genel Birliği kurucularından. Sivas'ın seçkin Ermeni ailelerinden Çadırcıyan ailesine mensuptu. 7 yaşında İstanbul'a geldi ve eğitimine Surp Pırgiç Okulunda başladı. Dağavaryan tıp, din ve tarihi üzerine bilimsel çalışmalar bir yazarıdır. 20. Yüzyıl başlarında Dzağig yayın çevresi içindeydi. Ermeni Kırımı sırasında, tutuklanıp öldürüldü.
Batı Ermenistan, Ermenilerin tarihî ana vatanının bir parçası olan ve günümüzde Türkiye'nin doğusunda kalan bir bölgedir. Bizans Ermenistanı olarak da anılan Batı Ermenistan, MS 387'de Büyük Ermenistan'ın Bizans İmparatorluğu ve Sasani İmparatorluğu arasında bölünmesinden sonra ortaya çıkmıştır.
Harutün Şahrigyan, Ermeni bir politikacı, asker, avukat ve yazardır. Atom (Ատոմ) veya Nitra (Նիթրա) takma adlarıyla daha iyi bilinir, Ermeni Devrimci Federasyonu'nda (EDF) önemli bir role sahipti ve aynı zamanda Ermeni Millet Meclisi üyesi, bir avukat ve Ermeni Sorunu hakkında yayınların yazarıdır. Ermeni kırımı kurbanıdır.
Aram Yerganyan (Ermenice: Արամ Երկանեան;, Ermeni devrimci. Ermeni Kırımı'nda ve Bakü'deki Ermenilerin katledilişinde rol aldıkları iddiasıyla intikam eyleminde bulunarak Bahattin Şakir ve Fetali Han Hoyski'ye suikast düzenlemiştir. Ermeni ulusal kahramanı olarak kabul edilir.
Ermeni Soykırımı'nın inkârı, Ermeni Kırımı'nın soykırım olarak tanımlanamayacağını savunan veya iddiaların bilimsel yollarla, belgelerle açıklanması gerektiğini savunan tezdir. Ermeni Soykırımı'nın inkârı, bazı ülkelerde tamamen yasaklanmışken bazı ülkelerde soykırım olduğunu ifade etmek hoş karşılanmamaktadır. Pek çok kaynakta ölen insanların sayısı soykırım olduğuna kanıt olarak gösterilmektedir. Ancak bazı araştırmacılara göre de bir soykırım söz konusu değildir. Bu yaklaşımda olanlar, zamanın hükûmetinin bir Ermeni Tehciri gerçekleştirdiğini, olumsuz şartlardan dolayı birçok insanın öldüğünü söylemektedir.
Resulayn Kampları, Ermeni Kırımı sırasında 1915 yılında çıkarılan Tehcir Kanunu ile birlikte göç ettirilen Ermeniler için, Resulayn şehri yakınındaki çöl alanda kurulan 25 toplama kampından biridir. Bu kamplar Ermeniler için anma alanlarına dönüştürülmüştür.
Ermeni Lejyonu, I. Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında Osmanlı İmparatorluğu'na karşı savaşan Fransız Ordusu ile yapılan antlaşma. Lejyonun asıl adı "La Légion d'Orient" idi. Adı 1 Şubat 1919'da "La Légion Arménienne" olarak değiştirildi. Bu lejyondaki askerlere gayri resmi olarak Ermeniler arasında Gamavor (Gönüllü) adı verildi.
1915 ve 1917 yılları arasında en az 800.000 Ermeni'nin öldürüldüğü Ermeni Kırımı'nın tarihyazımı I. Dünya Savaşı'nın sonundan beri değişikliklere uğradı. Türkiye'nin dışındaki tarihçilerin çoğu Kırım'ın meydana geldiğini ve olayların bir soykırım olduğunu savunmaktadır, ancak bununla birlikte Kırım'ın sebepleri ve motivleri gibi bazı önemli hususların yorumlanmasında büyük farklılıklar vardır.
1919-1920 İstanbul yargılamaları, I. Dünya Savaşı sonrasında, Mondros Mütarekesi'nden kısa bir süre sonra Osmanlı İmparatorluğu'nun askerî mahkemelerinde görülen davalardır. İttihat ve Terakki Cemiyeti (İTC) lider kadrosu ve seçilmiş bazı eski yetkililer, anayasayı ihlal etme, savaş zamanında vurgunculuk ile hem Ermenilerin hem de Rumların katledilmesi gibi çeşitli suçlamalarla itham edildi. Mahkeme, katliamların organizatörleri olarak görülen Enver Paşa, Talât Paşa ve Cemal Paşa ile diğerlerini ölüm cezasına mahkûm eden bir karara vardı.
Dilman Muharebesi, Birinci Dünya Savaşı sırasında Dilman'da Rus İmparatorluğu ile Osmanlı İmparatorluğu arasında yapılan bir muharebedir.