İçeriğe atla

Seans (spiritüalizm)

Seans; spiritüalist, metapsişik ve parapsikolojik terminolojilerde kullanılan bir terim olup, bir süjenin ya da medyumun bulunduğu, araştırma, inceleme, gözlem ve bilgi alma amacıyla yapılan deney olarak tanımlanır. Terim, fiziksel medyumluk deneylerinin yanı sıra zihinsel medyumluk deneyleri için de kullanılır.

Türk ruhçular zihinsel medyumluk deneyleri için kimi zaman, seans yerine celse (ruhsal irtibat celsesi) terimini kullanırlar. Ruhsal irtibat seanslarında medyumu hipnoz haline sokan ve seansı yönlendiren kişiye operatör, seansta bulunanlara hazirun denir. Hazirundakiler yalnızca gözlemci olarak bulunabilecekleri gibi, seansa sorularla da katkıda bulunabilirler. Hazirunun seansa psişik bakımdan da katkısı olduğu belirtilir.

Kaynakça

  • Dharma Ansiklopedi, Dharma Yayınları

İlgili Araştırma Makaleleri

<i>Dharma</i>

Dharma, Sanskrit dilinde "dhar" veya "dhri" sözcüğünden türetilmiş olup, farklı anlamlarda kullanılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Hipnoz</span> Değişik şuur hallerinden biri

Hipnoz, psikolojiye göre, telkine yatkınlık gösteren bir tür yapay uyku veya uyku-uyanıklık arası haldir. Terimi ilk kullanan, Yunan mitolojisindeki uyku ilahının adından (Χυπνος) esinlenen İskoç hekim S. James Braid'dir (1795-1860). İlk zamanlar sihirbazlık ya da büyücülüğün bir dalı gibi görülen hipnotizma bilim çevrelerince önceleri mesmerist bir uygulama sanılarak aşağılanmışsa da, 19. yüzyılın sonlarında kimi psikoloji çevrelerinin, özellikle Salpetrier ve Nancy ekollerinin reddetmek yerine fenomene bilimsel araştırıcılıkla yaklaşıp, fenomeni bilimsel deneylerle sistemli bir şekilde incelemesi sonucunda, hipnoz bilim alanındaki yerini almıştır.

Deneysel neo-spiritüalizm ya da kısaca neo-spiritüalizm, deneysel spiritüalizmin son şekli olup Dr. Bedri Ruhselman tarafından kurulmuştur. Ruhselman'a göre bu ne bir dindir ne de bir felsefe. Kimseye "gelin bizim yolumuza girin" diye bir çağrıda da bulunmaz; çünkü neo-spiritüalizme göre herkesin ruhsal gelişme gereksinimleri farklı farklı ve dolayısıyla yürüyeceği yollar farklı farklıdır. Neo-spiritüalizm hakkında bilgi veren kaynaklardan biri "Dharma Ansiklopedi"dir.

<span class="mw-page-title-main">Sezgi</span> felsefe, mistisizm, ezoterizm ve farklı öğreti sistemlerinde kullanılan terim

Sezgi; felsefe, mistisizm, ezoterizm ve farklı öğreti sistemlerinde farklı anlamlarda kullanılan terim.

Takıntı (Obsesyon), ruhçulukta (spiritüalizm) ve ruhbilimde (psikoloji) farklı olarak tanımlanır ve farklı kavramları ifade etmek üzere kullanılır. Psikiyatri sözlüklerinde kısaca “yanlış olduğunu bildiğimiz halde kafamızdan atamadığımız, mantık ve muhakeme ile uzaklaştırılamayan, arzu edilmeyen saplantı halindeki fikirler” olarak tanımlanır. Ruhçulukta ise, “bir bedensiz ruhun bir bedenliyi (insanı) hükmedecek derecede etkisi altına alması” olarak tanımlanır. Tanımlardan da anlaşılabileceği gibi, birinde obsede edici etken bir fikir olarak kabul edilir, diğerinde ise bu etken bir fikir değil, bu tür fikirleri obsedeye aşılayan canlı bir varlıktır. Obsesyon (obsession) sözcüğü Latincede “rahatsız etme” anlamında kullanılan “ obsideratum” ya da “obsidere” sözcüğünden türetilmiştir.

Medyum, ruhlar alemi ile iletişime geçebildiğini ve ölülerle canlılar arasında iletişim kurabildiğini iddia eden kişi. Türkçeye Fransızcadan geçen sözcüğün kökeni Latince medium (aracı) sözcüğüne dayanır.

Gnostisizm Antik Mısır hermetizmini, Antik Yunan ezoterizmini, İbrani geleneklerini, Zerdüştçülüğü, bazı Doğu geleneklerini ve dinlerini, Hristiyanlığı eklektik bir tutumla sentezleyen, birçok tarikâtın benimsediği mistik felsefeye verilen genel addır. Daha açık bir ifade ile Gnostisizm, hakikatin bilgisine ilham keşf ve sezgi ile ulaşılacağını savunan mistik bir felsefi düşüncedir.

Spiritizm, Hermetistler’in ve Platon ve Pisagor gibi filozofların döneminden 19. yüzyıla dek sistemsiz bir şekilde dalgalanan, reenkarnasyonu kabul eden ruhçuluğun; Fransa’da Allan Kardec tarafından kurulan ilk sistemli biçimidir. Kardec’in sistemli hale getirdiği spiritizm adıyla bilinen deneysel spiritüalizmin belli başlı ilkeleri şöyle özetlenebilir:

Psişik; telepati, geleceği görme gibi doğaüstü yeteneklere sahip kişi. Aynı zamanda "bunlarla ilgili" anlamında bir sıfattır. Yunanca "ruh" anlamına gelen "psişe" sözcüğünün sıfatıdır ve zamanla isim anlamında da kullanılmaya başlanmıştır. Metapsişik alanda "bedene bağlı ruha ilişkin" ya da "alışılmamış ruhsal fenomenlere ilişkin" anlamında kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Ektoplazma</span>

Ektoplazma (ectoplasm), trans haline girmiş medyumların vücutlarından, özellikle ağız, burun, kulak gibi organlarından çıktığı, havada yayıldığı, bazen gözle görülebildiği ve elle dokunulabildiği ileri sürülen şekilsiz (amorf) süptil maddelere verilen addır. Terim 1913'te Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü'nü almış Fransız Fizyolog Charles Richet tarafından eski Yunancadaki “dışında” anlamına gelen “ektos” ve “yaratılmış, benzeyen” anlamına gelen “plasma” sözcüklerinden türetilmiştir.

Ksenoglosi (xenoglossy) kişinin bilmediği bir yabancı dilde aniden konuşabilme, yazabilme, okuyup anlayabilme yeteneğinin belirmesi paranormal fenomenine Metapsişik'te verilen addır.

<span class="mw-page-title-main">Ruhsal irtibat</span>

Ruhsal irtibat, spiritüalist terminolojide “zihinsel medyumluk” yoluyla bedensiz ruhlarla kurulan ilişkiye verilen addır.

Psikometri, Metapsişikte kullanılan bir terim olup, “bir nesneye dokunarak, geçmişte o nesneye dokunmuş kişi ya da kişiler hakkında bilgi edinebilme” olarak tanımlanır.

<span class="mw-page-title-main">Tesir</span>

Tesir, ruhçulukta, okültizmde, mistisizmde, teozofide, ezoterizmde ve parapsikolojide kendisini niteleyen sıfata göre özel anlamlar kazanan, geniş bir kullanım alanı olan genel bir terimdir. Tesir sözcüğünün kullanımıyla bu alanlarda oluşturulmuş başlıca terimler olarak ruhsal tesir, ilâhî tesir, astral tesir, maddi tesir, psişik tesir, majik tesir, manyetik tesir, telepatik tesir, vicdani tesir, nefsani tesir, müspet tesir, menfi tesir, tesir kuşakları, tesir kademeleri ve tesir konisi terimleri sayılabilir.

Taklit ruhsal irtibat seanslarında, tekâmül düzeyi geri bir bedensiz varlığın medyumu ve ‘hazirun’dakileri aldatmak üzere bir başkasının kılığına girerek rol yapmasına ruhçulukta verilen addır. Taklit girişiminde bulunan bedensiz varlıklar, kendilerini, kimi zaman dünyada yaşamış saygın ve ünlü insanların isimleriyle, kimi zaman bir peygamber, bir yol gösterici, bir lider ismini kullanarak yüce bir varlıkmış gibi sunarlar; kendisini Tanrı olarak sunanlara da rastlanır. Genellikle, ruhçulukta teşevvüş denilen kargaşa dönemini atlatamamış bedensiz varlıklar olan taklitçi varlıklar, obsedör karakteri gösterirler. Gerektiğinde, medyumun hafızasını ve psişik yeteneklerini kullanarak edindikleri bilgileri, kendilerinin söz konusu kişi olduğunu kanıtlamada kullanırlar. Taklit olaylarında operatör veya hazirun tuzağa düşüp kandırıldıkları takdirde obsesyon denilen tehlikeli olayla karşılaşılır.

İkinci kişilik, medyumlarda transa girdikleri zaman belirebilen, kendi kişiliklerinden farklı kişiliklere parapsikologlar ve kimi spiritüalistler tarafından verilen addır. İkinci kişilik, bedensiz varlığa ait olduğundan, medyum transtan çıkınca kaybolur. Fakat medyumda yeni bir kişiliğin gözlemlenmesi medyumun bedenini terk etmiş olması anlamına veya bedensiz varlığın medyumun bedenine enkarne olmuş bulunması anlamına gelmez. Kişilik değişimi her ruhsal irtibatta görülmez; medyumun kişiliğinin kaybolmadığı trans halleri de vardır.

Demateryalizasyon, sözcük anlamıyla maddelikten çıkma, madde niteliklerinin yitirilmesi anlamına gelmekte olup, Spiritüalizm’de “ruhun etkisiyle fiziksel bir oluşumun beş duyu ile algılanamaz duruma dönüşmesi” olarak tanımlanır.

<span class="mw-page-title-main">Levitasyon (paranormal)</span>

Levitasyon ya da yükselinim, insan ya da hayvan vücudunun veya özgül ağırlık olarak havadan daha ağır nesnelerin görünür herhangi bir fiziksel etkenin yardımı olmadan havaya kaldırılması, havada asılı kalması veya havada gezinmesi fenomenlerine verilen addır. Fiziksel medyumluk deneylerinde, kimi mistiklerde, yogilerde, fakîrlerde ve Tibet’li rahiplerde gözlemlendiği ileri sürülür. Yoga’da siddhi adı verilen psişik yetenekler arasında ancak gerçek bir yoginin gerçekleştirebileceği yeteneklerden biri olarak kabul edilir.

Transfigürasyon metapsişik terminolojide kullanılan bir terim olup, ruhsal irtibat sırasında medyumun yüz hatlarının ve tavırlarının değişmesine verilen addır.

Işınlanma veya teleportasyon, kişinin bedeninin veya bir eşyanın bulunduğu mekânda yok edilip, bir anda başka bir mekânda ortaya çıkarılabileceği düşüncesine verilen addır. Gerçekte yapılabileceğine dair herhangi bir deney veya olumlu bir yöntem yoktur.