
Sosyal bilim ve siyasette, İktidar, etkilerin sosyal üretimidir ve bu etkiler aktörlerin kapasitelerini, eylemlerini, inançlarını veya davranışlarını belirler. İktidar, sadece bir aktörün diğerine karşı zorlama yoluyla (zorlama) tehdit veya kullanımını ifade etmez, aynı zamanda kurumlar gibi yaygın araçlar aracılığıyla da kullanılabilir. İktidar, aynı zamanda aktörleri birbirine bağlı olarak düzenleyen yapısal biçimler olabilir ve söylemsel biçimler alabilir, çünkü mevkiler bazı davranış ve gruplara diğerlerine göre meşruluk sağlayabilir.

Marksizm, özgün bir siyasal felsefe akımı, tarihin diyalektik materyalist bir yorumuna dayanan ekonomik ve toplumsal bir dünya görüşü, kapitalizmin Marksist açıdan çözümlenmesi, bir toplumsal değişim teorisi, Karl Marx'ın ve Friedrich Engels'in çalışmalarından çıkarılan, insanın özgürleşmesiyle ilgili bir düşünce sistemidir.

Oligarşi veya takım erki, küçük ve ayrıcalıklı bir grubun iktidarda olduğu yönetim şeklidir. Oligarşinin üyesi ya da destekçisi olan kişi ya da grupları tanımlamak için oligark terimi kullanılır.
Elitizm, bir elitin veya bir azınlığın yönetmesi gerektiği fikri veya yönetim işinin bir elit veya azınlık tarafından yapılması anlamına gelir. Siyaset teorisinde üç tür elitizmden söz edilebilir: Normatif elitizme göre, elit yönetimi arzuya şayandır; zira, yönetim en akıllıların veya en iyilerin elinde olmalıdır.

Popülizm veya halk çıkarcılığı, toplumdaki seçkin bir tabaka tarafından halkın çıkarlarının bastırıldığını ve engellediğini varsayan ve devlet organlarının bu seçkin tabakanın etkisinden çıkarılıp halkın yararına ve toplum olarak gelişmesi için kullanılması gerektiğini söyleyen siyasî bir felsefe veya söylem biçimi. Popülist söylem "sokaktaki insan"ın ekonomik ve sosyal çıkarlarını vurgulayarak, önyargılarını ve duygusal kırılmalarını kullanarak başarıya ulaşmayı amaçlar. Popülist söylem, belirli bir ideolojiye bağlı değildir. Nitekim, son yıllarda hem sol hem de sağ görüşlü liderlerin popülizme başvurduğu gözlemlenmiştir.

Otokrasi, bir devlet üzerinde mutlak gücün bir kişinin ellerinde yoğunlaştığı bir yönetim sistemidir. Bu kişinin kararları, dış hukuki kısıtlamalara veya düzenli halk kontrol mekanizmalarına tabi değildir.

Sturmabteilung, Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi'nin, Weimar Cumhuriyeti zamanında nasyonal sosyalistlerin yükselişinde önemli rol oynamış yarı askerî örgütü. Mensupları kahverengi gömlekler giydiği için Kahverengi Gömlekliler adıyla da anılır oldu. Ernst Röhm en bilinen Sturmabteilung lideri olarak "Stabschef" ünvanına sahipti ve Ocak 1931'den, Temmuz 1934'e kadar SA operasyonlarını yöneten kişiydi.
Devlet, toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasal bakımdan örgütlenmiş millet veya milletler topluluğunun oluşturduğu tüzel varlıktır. Devlet siyasal bir birliktir. Bunun için her şeyden önce devleti kuran bireyler arasında kültürel bir birlik lazımdır. Ancak kültürel birlik devletin yaşaması için yeterli değildir. Tarihte görülen birçok iç savaş, kültürel birliğin devlet kurulmasında yeterli olmadığını göstermektedir. Amerikan İç Savaşı'nın anayasal düzenin kurulmasının ne kadar gerekli olduğunu ortaya koyması ve savaş kültürü yerine hukuk devlet ilişkisinin kavranması açısından önemi büyüktür.

C. Wright Mills, Amerikalı sosyologdur.

Ernst Röhm, Alman subay, siyaset adamı, Sturmabteilung (SA) örgütünün kurucusu ve kumandanıydı.
Bir devletin yönetimi, devleti kontrol eden idari bürokrasi içinde yer alan yasamacılar, idareciler ve hakimlere karşılık gelir. Yönetim terimi ayrıca bu kişilerin örgütlenme biçimi için kullanılan bir terimdir. Devlet politikası, yönetim aracılığıyla uygulanır ve yönetim tarafından belirlenir.

Meiji Restorasyonu, Meiji Ishin, Islah, Devrim, Reform ya da Meiji Yenilenmesi olarak da bilinen, 1868 yılında İmparator Meiji idaresi altındaki Japonya'nın imparatorluk yönetimini yenileyen bir olaylar zinciridir. Yeni Meiji hükümdarları, iktidarı o zamanlarda Güneş Tanrıçası Amaterasu'nun soyundan geldiğine inanılan İmparator Meiji'ye iade etmişlerdir. Meiji Restorasyonu'ndan önce de imparatorlar başa gelmiş olsa da bu olaylar uygulamadaki kabiliyetini yenilemiş ve politik sistemi Japonya İmparatorluğu altında birleştirmiştir.

Bolşeviklere karşı sol ayaklanmalar, Ekim Devrimi'ni izleyen dönemde Sovyetler Birliği henüz resmen kurulmamışken SRlar, Sol SRlar, Menşevikler ve anarşistlerce iktidardaki Bolşeviklere yönelik planlanan ve yürütülen bir dizi ayaklanma eylemidir. Bu ayaklanmaların bazıları sürmekte olan Rus İç Savaşında Bolşevik iktidarına karşı oluşturulan Beyaz Orduyu desteklerken bazıları bağımsız hareketlerdir. Bu ayaklanmalar 1918 yılında başlayacak ve 1922 yılına kadar sürecektir. Bu ayaklanmalar sonucunda o döneme kadar diğer sol grupları da iktidara dahil etmek isteyen Bolşevikler bu çabaları bir kenara bırakarak ayaklanmaları askeri kuvvetle bastırma yoluna gitmiştir. Bazı çevreler tarafından gündeme getirilen sol ve devrimci partilerin koalisyon olarak iktidarı gerçekleşmeyecek Bolşevikler tek başlarına iktidarlarını sürdüreceklerdir.

Egemen sınıf ya da iktidar sınıfı, egemenliği ve yönetimi elinde tutan ve toplumun gidişatına yön veren sosyal sınıfı tanımlayan terim. Marksist terminolojiye göre bu sınıf burjuvazi olarak adlandırılır ve devlet aygıtıyla birlikte onun kolluk kuvvetlerini kullanarak işçi sınıfı başta olmak üzere diğer ezilen sınıflara baskı kurar.

1963 Suriye askeri darbesi ya da Suriye hükûmetinin adlandırmasıyla 8 Mart Devrimi, Arap Sosyalist Baas Partisi'nin Suriye Bölgesel Şubesi Askerî Komitesi tarafından 8 Mart 1963'te gerçekleştirilen askerî bir darbeydi. Planlamada ve bu planın uygulanmasında, partinin Irak Bölgesel Şubesinin Şubat 1963'te gerçekleştirdiği askerî darbeden esinlenilmişti.

Siyaset sosyolojisi, devlet ve sivil toplumdan aileye kadar uzanan politik fenomenlerin sosyolojik analizi, araştırması vatandaşlık, toplumsal hareketler ve sosyal güç kaynakları gibi konuları araştırmakla ilgilenen bir bilim disiplinidir. Siyaset sosyolojisinin konusu toplumsal bağlamı içinde iktidardır. 19. yüzyıl ile beraber genel olarak toplumsal ve özel olarak siyasal düşüncenin bilimselleşmeye başladığı görülmüştür. Teknoloji, sanayileşme gibi unsurlar kalabalıklaşmayı beraberinde getirmiş, kalabalıklaşma ise siyasal düşünceye yönelim sağlamıştır.
Müesses nizam veya kurulu düzen, sosyolojide ve siyaset biliminde bir toplumu, bir örgütü veya bir kurumu kontrol eden ve egemen sosyal grup olan elit grubu tanımlar. Güç pratiğinde "müesses nizam" genellikle kendini seçen, kapalı bir elit grubu ifade eder ve belirli kurumlarda köklü bir şekilde yerleşiktir - bu nedenle, nispeten küçük bir sosyal sınıf tüm sosyo-politik kontrolü sağlayabilir.

Seçkinlerin aşırı üretimi, Peter Turchin tarafından geliştirilen teoridir. Teori bir toplumun yönetici sınıfı, ihtiyaç duyduğu yönetici sayısından daha hızlı büyüdüğünde meydana gelir. Asıl sorun elit işlerin seçkinler kadar hızlı çoğalmamasıdır. Ancak her zamankinden daha fazla insan ülkeyi yönetmeleri gerektiğini düşünecek kadar yeterli paraya veya dereceye sahip. Turchin'e göre aynı pozisyon için savaşan çok sayıdaki seçkinin bir kısmı bir süre sonra karşı seçkinlere dönüşecektir. Karşı seçkinler, genellikle "işe yaramayan" alt sınıflarla ittifaklar kurmaya çalışırlar. Mevcut seçkinler mutsuz vatandaşları sadakalarla yatıştırmak zorundalar ve bunlar bittiğinde, muhalifleri denetlemek ve insanları ezmek zorundalar. Sonunda devlet tüm kısa vadeli çözümleri tüketir ve şimdiye kadar tutarlı bir uygarlık olan şey dağılır. Turchin, teorinin Roma İmparatorluğu'nun son dönemlerindeki toplumsal huzursuzlukları, Amerikan İç Savaşını ve Fransız Din Savaşları'nı açıkladığını belirterek, bu durumun 2020'lerde ABD'de toplumsal huzursuzluğa yol açacağını öngördü.

Yatay hareketlilik veya yatay mobilizasyon, bireyin veya grubun aynı toplumsal sınıfta, güç veya statü düzeyini değiştirmeksizin aynı durum kategorisi içindeki hareketliliğidir. Toplumsal hareketliliğin bir tipi olan yatay hareketlilik, bireyin ekonomik durumu, prestiji ve yaşam biçiminde değişiklik olmaksızın fiziksel mekan veya meslek değiştirmesine, benzer bir grup ya da statüden bir diğerine doğru ileri ya da geri hareketi ifade eder. Toplumsal hareketlilik tiplerinden biri olan yatay hareketlilik, on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında artış göstermiştir. Yatay hareketlilik ile ilgili olarak çalışmalar yapılmıştır.
Felsefe, siyaset bilimi ve sosyolojide seçkinci teori ya da elit teorisi, toplumdaki iktidar ilişkilerini tanımlamaya ve açıklamaya çalışan bir devlet teorisidir. Teori, ekonomik elit ve politika yapıcı ağların üyelerinden oluşan küçük bir azınlığın en fazla güce sahip olduğu ve bu gücün demokratik seçimlerden bağımsız olduğunu ileri sürer.