
Menenjit beyni ve omuriliği kaplayan koruyucu zarlarda oluşan akut enflamasyondur(iltihaplanma). Enflamasyon; bakteri, virüs veya diğer mikroorganizmaların enfeksiyonu sonucu ve az da olsa ilaçlar tarafından olabilir. Menenjitte enflamasyonun beyin ve omuriliğe yakınlığı hayatî bir risk taşıyabilir. Bu halde durum acil vaka olarak tanımlanır.

Omur ya da vertebra, omurgayı oluşturan 33-34 kemikten her birine verilen bir addır. Kafatasının hemen altından başlayıp kuyruk sokumuna dek uzanırlar. Omurgada 7 adet boyun omuru, 12 adet sırt omuru, 5 adet bel omuru, 5 sakral vertebra (sakrum) ve 4 de koksigeal (koksiks) vertebra bulunur. Bu vertebraların ilk 24 tanesi birbirine eklemler aracılığıyla bağlanmıştır. Bunlara presakral vertebralar denilir. Kalan 9 vertebradan daha üstteki 5 tanesinin birleşmesinden sakrum meydana gelmiştir. En altta bulunan küçük ve tam gelişmemiş 4 vertebranın birleşmesinden koksiks denilen kemik meydana gelmiştir. Bu vertebraların her birinin yapısı içlerinden geçen oluşumlara ve fonksiyonlarına göre değişiklik göstermesine karşın, hepsinin ortak özellikleri vardır.

Omurga, yani columna vertebralis vücudu destekleyen servikal, torasik, lumbar, sakral ve koksiks olarak gruplanan 26 kemikten 33 vertebradan oluşan ana yapıdır. Omurga, vücudu desteklemek üzere torasik ve pelvik uzuvların arasında bir köprü oluşturur.

Alyuvar, kırmızı kan hücresi veya eritrosit, en yaygın kan hücresi türüdür. Çağdaş bilim insanları laboratuvarda alyuvar geliştirebilmeyi başarmışlardır.

Ankilozan spondilit, , önceki isimleri "Bechterew hastalığı; Bechterew sendromu; Marie Strümpell hastalığı", kronik, ağrılı, yangısal (enflamatuvar) bir artrit türü ve özbağışık bir hastalıktır. Başlıca omurga, pelvisdeki sakroiliak eklemler ve büyük eklemler olmak üzere eklem ve çevre yapılarını tutar ve sonuç olarak omurganın kaynaşmasına neden olabilir. Omurgada kemiklerin birbirine kaynaması bambu kamışı denilen bir görüntüye neden olur. Hastalıktan muzdarip kişilerin yıllar içinde omurgası sertleşir ve sırtı kamburlaşabilir. AS, bundan başka göz, bağırsak, böbrek, kalp ve akciğerler gibi yumuşak dokularda da tutulum gösterebilir.

Lösemi, kan hücrelerinin özellikle de akyuvarların normalin üzerinde çoğalması ile kendini gösteren bir kanser türüdür.

Skolyoz, omurganın göğüs (thoracic) veya bel (lumbar) bölgelerinde görülebilen, yana doğru eğriliğidir. Tek başına olabileceği gibi, kifoz ile beraber de görülebilir (Kifoskolyoz).

Sinüzit, yüz sinüsleri yüzeyindeki mukoza zarının iltihaplanması sonucu ortaya çıkan hastalıktır. Burun mukoza iltihabı ya da diş çürüğünden kaynaklanan üst çene kemiği iltihaplanmasından ileri gelir. Burundaki biçim bozuklukları ve polipler sinüzit oluşumunda yardımcı etkenlerdir.

Bel fıtığı, bel bölgesi omurları arasında yer alan disk adlı yapının sinirlerin ve omuriliğin geçtiği kanala doğru yer değiştirmesi sonucu çıkan ağrılı durumların tümüne verilen tanımlamadır. Lomber disk hastalığı fizik tedavi ve rehabilitasyon, nöroşirurji ve algoloji bölümlerinin çalışma sahası içindedir.

Prostat kanseri eril üreme sisteminde yer alan bir bez olan prostatta gelişen bir kanserdir. Prostat kanserlerinin çoğu yavaş gelişim gösterir; bununla beraber, görece hızlı gelişim gösterenleri de vardır. Prostat kanseri hücreleri prostattan vücudun diğer kısımlarına, özellikle kemiklere ve lenf düğümlerine yayılabilir. Başlangıçta hiçbir belirti vermeyebilir. İlerleyen aşamalarda ise işemede zorluk, idrarda kan ya da pelviste, sırtta veya işeme sırasında ağrıya sebep olabilir. İyi huylu prostat büyümesi olarak bilinen hastalık da benzer belirtiler verebilir. İleri aşamada ortaya çıkan diğer belirtiler arasında düşük alyuvar hücresi sayısından kaynaklanan yorgunluk hissi sayılabilir.

Lenf düğümü, lenf nodu veya lenf bezi, lenfatik sistemin ve adaptif bağışıklık sistemi'nin böbrek şeklinde bir ikincil lenfoid organ'ıdır.

Piyore olarak da bilinen periodontitis, periodonsiyumu, yani dişi destekleyen ve çevreleyen dokuları etkileyen bir dizi iltihabi hastalıktır. Periodontitis diş çevresi ilerleyici alveol kemik kaybını içerir, eğer tedavi edilmezse, dişin sallanmasına ve ardından dişin kaybına neden olur. Periodontitis, dişin yüzeyine tutunan ve orada büyüyen mikroorganizmalara karşı oluşan aşırı agresif bağışık yanıtla ortaya çıkar. Tanısı, dişin etrafındaki yumuşak diş eti dokularının bir sond ile muayene edilmesiyle ve hastanın röntgeni üzerinde diş çevresi kemik kaybının değerlendirilmesiyle konur. Periodontitis tedavisinde uzmanlaşmış kişiler periodontologlardır; alanları periodontoloji olarak bilinir.

Yemek borusu kanseri, boğaz ile mide arasında uzanan ve özafagus olarak da bilinen yemek borusundan kaynaklanan bir kanser türüdür. Sık görülen belirtiler arasında yutma güçlüğü ve kilo verme sayılabilir. Diğer belirtilere örnek olarak yutma sırasında ağrı, ses kısıklığı, köprücük kemiği etrafındaki lenf bezlerinin şişerek büyümesi, kuru öksürük ve muhtemelen kanlı öksürük ya da kan kusma (hematemez) verilebilir.

Aase sendromu veya Aase–Smith sendromu, anemi ile birlikte bazı eklem ve iskelet deformiteleriyle karakterize edilen nadir bir kalıtsal hastalıktır. Aase sendromunun otozomal baskın kalıtsal bir bozukluk olduğu öne sürülmektedir. Hastalığın genetik temeli henüz aydınlatılamamıştır. Anemi, kan hücrelerinin üretildiği kemik iliğinin hipoplazisinden kaynaklanmaktadır.

Intervertebral diskler veya diğer adıyla intervertebral fibrokartilaj, vertebral kolondaki iki komşu vertebra arasında bulunur. Diskler vertebralar arasında fibrokartilajinöz eklem gibi davranırlar. Merkezindeki yumuşak yapısı nedeniyle kısmen hareketlere izin veren ayrıca ligamentöz yapısı nedeniyle omurgaya destek olan bir yapısı vardır.
Eksternal ventriküler drenaj (EVD) ayrıca ventrikülostomi veya sadece ventriküler drenaj olarak da bilinir. Sistem beyin cerrahları tarafından beyin omurilik sıvısının dolaşımının veya emiliminin bozulduğu durumlarda artmış kafa içi basıncının azaltılması için kullanılır. EVD, silikon esnek bir kataterin, yoğun bakımda hasta başında veya ameliyathanede takılması sonrası hastanın yoğun bakımda takibini gerektirir. EVD'nin amacı BOS'u dışarı boşaltmak ve kafa içi basıncın takibini sağlamaktır. EVD takılması esnasında meydana gelebilecek kanama gibi komplikasyonlar nedeniyle bu işlem tam olarak beyin cerrahisi işlemlerinin tümünün yapıldığı bir merkezde uygulanması tavsiye edilir. EVD hidrosefalinin tedavisinde kısa süreli uygulanan bir yöntemdir. Uzun dönemde hidrosefalinin düzelmeyeceği hastalarda ya direk serebral şant takılır veya EVD takılmış hastaların şantları kapalı sisteme alınır.

Mastoidit kafatası tabanında bulunan, temrporal kemiğin bir parçası olan ve içierisinde hava hücreleri olan mastoid parçanın enfeksiyonu olarak tanımlanır. Enfeksyon mastoid boşluktaki hava hücreleri içerisindeki mukozal yüzeyin infalamasyonudur. Mastoid parça içerisindeki hava hücreleri kulakla bağlantı halindedir. Mastoidit sıklıkla yeterli tedavi edilmemiş akut Orta kulak iltihabı sonucunda gelişir ve eskiden çocukluk çağında ölüm sebeplerinin önemli bir kısmından sorumluydu. Günümüzde gelişmiş antibiyotikler nedeniyle gelişmiş ülkelerde bu hastalıklar daha çok medikal tedavi ile takip edilemkte, cerrahiye nadiren ihtiyaç duyulamktadır. Antibiyotik reçete edilme oranlarında azalma olması günümüzde orta kulak iltihabı artışına sebep olmamıştır. Bunun bir nedeninin çocukluk çağı aşılarından olan Hemofilus ve Streptokok aşıları olduğu düşünülmektedir.Tedavi edilmemiş enfeksiyonlar komşu kemik yapılara ve kafa içi alana yayılarak ciddi komplikasyonlara sebep olabilir.
Omurga implantları, kronik dejeneratif disk hastalığı, skolyoz veya travmatik kırığı olan hastaları tedavi etmek için kullanılabilir. Bu ise, omurga implantlarının insan bedeninde omurga ile ilgili yaşanan rahatsızlıklarda iyileşme sürecine büyük bir katkı sağlayabileceği anlamına gelir.

Sırt ağrısı, sırtta hissedilen ağrıdır. Sırt ağrısı, etkilenen segmente göre boyun ağrısı (servikal), orta sırt ağrısı (torasik), bel ağrısı (lomber) veya koksidinia olarak ayrılır. Bel bölgesi en çok etkilenen bölgedir. Sırt ağrısı atağı, süreye bağlı olarak akut, subakut veya kronik olabilir. Ağrı, donuk, delici veya yanma hissi olarak nitelenebilir. Rahatsızlık, bacaklar veya ayakların yanı sıra kollara ve ellere de yayılabilir ve bacaklarda ve kollarda uyuşma veya güçsüzlük olabilir. Sırt ağrısının çoğunluğu belirli değildir ve idiyopatiktir.

Sırt ağrısı, sıklıkla ortaya çıkan ve belin alt kısmındaki kasları ve kemikleri ilgilendiren bir durumdur. Bu durum insanların yaklaşık % 40'ını hayatlarının bir döneminde etkiler.