İçeriğe atla

Saygı

Arlington Ulusal Mezarlığı'ndaki "Saygı ve Sessizlik" yazan uyarı levhası

Saygı, (itibar da denir) önemli kabul edilen veya yüksek itibar veya saygı duyulan birine veya bir şeye karşı gösterilen olumlu duygu veya eylemdir. İyi veya değerli niteliklere duyulan hayranlık duygusunu iletir. Ayrıca, birinin ihtiyaçlarına veya duygularına özen, ilgi veya dikkat göstererek onu onurlandırma sürecidir.[1]

Saygı, ilişki içinde olan birey veya kurumların (örneğin dinlerin veya ulusların), birbirlerinin ilgi ve tutumlarının farkında oldukları, yapıcı bir davranış tarzını benimsedikleri olumlu bir duygudur. Saygı, ilişkide olunan, iletişim kurulan varlık veya oluşumun hak, değer, inanç ve her türlü özelliğini göz önünde tutmak ve bunlara önyargısız yaklaşmayı içerir. Her ne kadar tersi gibi gözükse de saygı kavramı haklar kavramının varlığından önce gelir ve haklar kavramına dayanmaz.

Birçok kültürde, insanlar aksini kanıtlayana kadar saygıya layık kabul edilir. Bazı insanlar örnek davranışları veya sosyal rolleri aracılığıyla özel saygı kazanabilirler. Sözde "şeref kültürlerinde" saygı, varsayılan olarak verilmektense bu şekilde kazanılır.[2] Saygıyı gösteren nezaketler, Batı'da "teşekkür ederim" veya Hint alt kıtasında "namaste" gibi basit sözcükler ve ifadeler veya hafif bir eğilme, gülümseme, doğrudan göz teması veya el sıkışma gibi basit fiziksel işaretler içerebilir. Bu tür eylemlerin kültürel bağlama bağlı olarak farklı yorumları olabilir.

Tanımlar ve özellikler

Saygı, terim olarak genellikle kişiler arası ilişkilerde kullanılır. Buna göre Türk Dil Kurumunun saygı sözcüğüne verdiği tanımlar şöyledir:

  1. Değeri, üstünlüğü, yaşlılığı, yararlılığı, kutsallığı dolayısıyla bir kimseye, bir şeye karşı dikkatli, özenli, ölçülü davranmaya sebep olan sevgi duygusu, hürmet, ihtiram.
  2. Başkalarını rahatsız etmekten çekinme duygusu.[1]

Aslında saygı terimi kişiler arası ilişkilerle sınırlı değildir; hayvanlar, gruplar, müesseseler ve örneğin ülkeler arasında kullanabilen bir terimdir.

Her ne kadar saygı zaman zaman kibarlık veya görgü ile eş anlamlı kullanılsa da, bunlar birer davranışken saygı bir tutumdur. Davranışlarda görülen kültürler arası farklılıklar ve aynı davranışın farklı kültürlerde farklı anlamlar taşıması sonucu zaman zaman kişiler tamamen kendilerine dair unsurlardan veya dışa dönük çeşitli davranışlarından dolayı, saygısızlık kastı olmasa da saygısız olarak tanımlanabilirler.

Formel Saygı (Resmi / Biçimsel Saygı)

Gözlemlenebilen bir davranış biçimidir. Kişinin gerçek fikri olmayabilir. Zorlamayla ortaya çıkar. Bu zorlama bazen toplumsal bazen de hukuk kökenli olabilir. Örneğin Devlet Memurları Kanunu memurun amirine karşı saygılı davranmasını zorunlu kılar. (Türkçe’deki “Saygı Göstermek” deyimi bu durumu ifade eder.) Hukuk bu saygı türü ile ilgilenir. Örneğin Devlet Memurları Kanunu, Öğrenci Disiplin Yönetmelikleri saygı ile ilgili düzenlemeler içerir.[3]

Hukuk sistemi insanların gerçek niyeti ve düşüncesi o yönde olmasa bile kamu görevlilerine ve onların da kendi aralarında hiyerarşik olarak birbirlerine karşı saygılı davranmalarını ister.[4] Kimi zaman bu davranışların bir tür aldatmaca olduğu düşünülebilir fakat kamu düzeninin sağlıklı yürüyebilmesi için bu bir zorunluluktur. (Ancak elbette ki saygının doğru anlaşılması, içeriğinin doğru tespit edilmesi gereklidir. Saygı beklentisi adı altında meselenin başka yerlere kaydırılması da başka sorunlar doğuracaktır.) Örneğin 60 kişilik bir sınıfta sadece 2 öğrenci dersi anlatan öğretmene karşı içinde saygı duymuyorsa ve -hukuk sistemi de buna izin verdiği takdirde- gerçek fikirlerine göre davranmaya kalkarlarsa sadece bu 2 öğrencinin yüzünden bir dönem boyunca o ders işlenemez hale gelebilir. Sosyoloji’deki rol kuramının da tespit ettiği üzere insanlardan farklı ortamlara göre farklı roller oynamaları (farklı maskeler takmaları) beklenir ve insanlar da buna göre davranırlar.[5]

İnformel (Gayriresmî / Biçimdışı Saygı)

Kişinin gerçek fikrinden kaynaklanır. İçseldir. Zorlama ile değiştirilemez. Ancak karşılıklı etkileşim ile zamanla olumlu veya olumsuz yönde kendiliğinden değişebilir. (Türkçe’deki “Saygı Duymak” deyimi ile ifade edilir.) Hukuk bu saygı türü ile ilgilenmez. İnformel saygıyı Türk dili içerisinde karşılayacak ayrı bir kavram olmadığı için sıklıkla "Sevgi" kavramı ile birbirine karıştırılır. Örneğin, “ben bu siyasetçiyi çok seviyorum” cümlesinde olduğu gibi.

Normal koşullar altında saygı davranışını sergileyen kişilerin bunu gerçekten yaptığının yoksa hukuk düzeni öyle istediği için mi ya da korkudan, göze girme gibi kişisel beklentilerden mi kaynaklandığını anlamaya çalışmanın gereği de yoktur, pratik bir faydası da bulunmaz. Bunun için çaba sarf etmek gereksizdir. Ancak teorik olarak bunu anlamak mümkün müdür sorusuna verilecek bir yanıt vardır. Kamu hizmetleri yürütülürken taraflar arasında eşitsiz bir ilişki bulunur. Yani taraflardan birine devlet fazladan yetki vermiştir.[6] Örneğin amir ve memur arasında, öğrenci ve öğretmen arasında olduğu gibi. Kişiler ancak aralarındaki bu eşitsiz ilişki sona erip eşit hale geldiklerinde gerçek düşüncelerini ortaya çıkaracaklardır. Örneğin öğrenci mezun olduğunda, amir emekli olduğunda, memurun tayini çıktığında.

Saygı gösterme işaretleri ve yolları

Dil

Saygının bir tanımı, birinin veya bir şeyin yetenekleri, nitelikleri ve başarıları tarafından ortaya çıkarılan hayranlık duygusudur.

Onur ifadesi, kişiye hitap ederken veya ondan bahsederken kullanıldığında saygıyı ifade eden kelime veya ifadedir ("Doktor" gibi bir ünvan veya bir zamir biçimi gibi).

Genellikle onur ifadeleri ikinci ve üçüncü şahıslar için kullanılır; birinci şahıs için kullanımı daha az yaygındır. Bazı dillerde, ikinci veya üçüncü şahsa verilen göreceli onuru artırma etkisi olan, onur ifadesine karşıt birinci şahıs biçimleri ("en alçakgönüllü hizmetkarınız" veya "bu değersiz kişi" gibi) vardır. Örneğin, sizden daha yüksek sosyal statüye sahip biriyle Japonca konuşurken nazik dil ve saygı ifadeleri kullanmamak saygısızlıktır. İngilizce konuşulurken Japoncadaki "san" onur eki kullanılabilir.[7]

Çin'de, konuşmacı tarafından uzun süredir tanınmıyorsa, birine adıyla hitap etmek kabalık kabul edilir. İşle ilgili durumlarda, insanlar birbirlerine unvanlarıyla hitap eder. Evde, insanlar birbirlerine genellikle takma adlarla veya akrabalık terimleriyle hitap eder.[8] Çin kültüründe, bireyler arkadaşlarına genellikle birkaç ay genç veya yaşlı olsalar bile genç (yaşça küçük) ve kıdemli (yaşca büyük) olarak hitap eder. Çinliler birinin yaşını sorduğunda, genellikle o kişiye nasıl hitap edeceklerini bilmek için bunu yapar.[8]

Fiziksel hareketler

Bir eşin kocasının ayaklarına dokunması

İslam kültürlerinde, insanlara saygı göstermenin ör. ebeveynlerin, büyükanne ve büyükbabaların veya öğretmenlerin ellerini öpmek gibi birçok yolu vardır. Muhammed'in sözlerinde "Kardeşinizin yüzüne gülümsemeniz sadakadır" denir.[9] Ayrıca Müslümanların Kuran'a büyük bir özenle davranmaları önemlidir, çünkü Kuran Tanrı'nın sözü olarak kabul edilir. Kuran'ı yere koymak veya kirli ellerle tutmak gibi eylemler yasaktır ve ardından bir bağışlanma duası yapılmalıdır.

Hindistan'da, bir kişinin ayağı yanlışlıkla bir kitaba veya yazılı bir materyale (bilgi tanrıçası Saraswati'nin tezahürü olarak kabul edilir) veya başka bir kişinin vücuduna dokunduğunda, saygıdan dolayı, bunu sağ elle tek bir el hareketi (pranāma) şeklinde bir özür izlemesi, suçlu kişinin önce nesneye parmak uçlarıyla ve sonra alnına ve/veya göğsüne dokunması geleneği vardır. Bu ayrıca, zenginlik tanrıçası Lakşmi'nin bir tezahürü olarak kabul edilen para için de geçerlidir.[10] Pranāma veya Hint kültüründe ayaklara dokunma, bir saygı göstergesidir. Örneğin, çocuk büyükanne ve büyükbabasını selamladığında, genellikle ellerini büyükanne ve büyükbabasının ayaklarına dokundurur. Hint kültüründe, ayakların sevgi ve güç kaynağı olduğuna inanılır.[11]

Birçok Afrika/Batı Hint kökenli toplumda ve bazı Afrika/Batı Hint kökenli olmayan toplumlarda, saygı yumrukların birbirine değmesiyle ifade edilebilir.

Batı'da yaygın olan birçok jest veya fiziksel eylem Japonya'da saygısızlık olarak kabul edilebilir. Örneğin, birisine doğrudan işaret edilmemelidir. Birini selamlarken veya teşekkür ederken, daha aşağı statüdeki kişi daha yüksek statüdeki kişiden daha aşağı eğilmezse bu aşağılayıcı olabilir. Eğilmenin süresi ve seviyesi yaş ve statü gibi birçok faktöre bağlıdır.[12] Bazı fiziksel saygı belirtileri yalnızca kadınlar için geçerlidir. Bir kadın kozmetik veya sutyen kullanmazsa, profesyonel olmadığı düşünülebilir veya diğerleri onun durumunu umursamadığını düşünebilir.

Bir erdem olarak saygı

Başkalarına saygı, bir erdem veya karakter gücü çeşididir. Filozof Immanuel Kant saygı erdemini Kategorik buyruk'un özü yapmıştır:

Öyleyse insanlığa her zaman amaç olarak davranın, asla yalnızca araç olarak değil.[13]

Kültürel bir değer olarak saygı

São João da Barra'da "Saygı görmek istiyorsanız saygı gösterin" ifadesinin yer aldığı bir tabela

Çin kültürü

Çin kültüründe, eğilmek genellikle yaşlılara ve atalara saygı göstergesi olarak saklanır. Eğilirken, sağ elin yumruğunu sol elin avuç içine, mide hizasına koyarlar. Eğilme ne kadar derin olursa, o kadar fazla saygı gösterirler.

Geleneksel olarak, Çin kültüründe pek fazla el sıkışma olmazdı. Ancak, bu hareket artık insanlar arasında, özellikle Batılıları veya diğer yabancıları selamlarken yaygın olarak uygulanmaktadır. Birçok Batılı, Çin el sıkışmalarını çok uzun veya çok zayıf bulabilir, ancak bunun nedeni Çinlilerin daha zayıf bir el sıkışmayı bir tevazu ve saygı hareketi olarak görmeleridir.[8]

Kowtowing, yani diz çöküp alnının yere değecek kadar derin eğilmek, tapınaklardaki ibadetler sırasında uygulanır. Kowtowing, esas olarak ölüleri onurlandırmak veya bir tapınakta derin saygı göstermek için kullanılan güçlü bir harekettir.[8]

Birçok davranış kuralı, gençlerin yaşlılara saygı göstermesi etrafında döner. Aileye saygı, atalara, aileye ve yaşlılara saygı gösterme erdemidir. Birçok kültürde olduğu gibi, genç Çinli bireylerin yaşlılara saygı duymaları, önce onların konuşmasına izin vermeleri, onların ardından oturmaları ve onlara karşı gelmemeleri beklenir. Bazen yaşlı biri bir odaya girdiğinde herkes ayağa kalkar. İnsanlar genellikle en yaşlıdan en gence doğru tanıtılır. Genellikle, gençler büyükleri için kapıları açmak için ellerinden geleni yapar ve onların önünde bacak bacak üstüne atmazlar. Yaşınız ne kadar büyükse, size o kadar fazla saygı gösterilmesi beklenir.[8]

Yerli Amerikan kültürü

Birçok yerli Amerikan toplumunda saygı, yerli insanlara kültürlerini öğreten bir ahlaki değer olarak görülür. Bu ahlaki değer, topluluğa katılımı etkileyen ve ayrıca insanların kültürlerine entegre olmalarına ve gelişmelerine yardımcı olan bir süreç olarak ele alınır. Bu nedenle saygı değeri çocuklukta öğretilir.[14]

Davranış ve katılım biçimi olarak saygı, çocukların toplumlarında nasıl davranmaları gerektiğinin temeli olarak özellikle önemlidir. Çocuklar aile için yemek pişirme, evi temizleme ve süpürme, bebek akranlarına bakma ve mahsul işleri gibi büyüklerin yaptığı işleri yaparlar. Yerli çocuklar bu aktivitelere katılımlarını bir saygı temsili olarak görmeyi öğrenirler. Yapılan işlere katılarak saygı göstererek çocuklar sadece kültür hakkında bilgi edinmekle kalmaz, aynı zamanda bunu uygular.

Ayrıca bakınız

Notlar

  1. ^ TDK Güncel Türkçe Sözlük, saygı maddesi 12 Haziran 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.

Kaynakça

  1. ^ "respect". Merriam Webster. 29 Eylül 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Aralık 2017. , "respect". Cambridge Dictionary. 14 Aralık 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Aralık 2017. 
  2. ^ Sommers, Tamler (2018). Why Honor Matters. Basic Books. ISBN 9780465098873. 
  3. ^ Devlet Memurları Kanunu (657 sayılı), 125. Madde, Disiplin cezalarının çeşitleri ile ceza uygulanacak fiil ve haller başlığı. "B - Kınama: Memura, görevinde ve davranışlarında kusurlu olduğunun yazı ile bildirilmesidir. Kınama cezasını gerektiren fiil ve haller şunlardır:... c) Görev sırasında amire hal ve hareketi ile saygısız davranmak."
  4. ^ Different Views of Hierarchy and Why They Matter; Stuart Bunderson, Gerben van der Vegt, Yeliz Cantimur, Floortje Rink; Academy of Management Journal, University of Groningen, 2016, Sayfa: 1265
  5. ^ B. J. Biddle, 1986, "Recent Developments in Role Theory", Annual Review of Sociology - Annual Reviews, 12 (1): 67–92.
  6. ^ TEMEL HUKUK, MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ DERS KİTABI, YAZARLAR: Deniz Fatma PINARBAŞI, Mustafa ERKEN, Mustafa KAYA, Yunus BİNİCİ, DEVLET KİTAPLARI, ÇAĞLAYAN BASIM YAYIN, ISBN 978-975-11-5700-3, 2020
  7. ^ "Top Experiences in Tokyo - Fodor's Travel". www.fodors.com. 29 Aralık 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ekim 2017. 
  8. ^ a b c d e Millet, Joyce (2021). "Chinese Etiquette & Protocol". Protocol Professionals, Inc. 2 Haziran 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Temmuz 2024. 
  9. ^ "Jami` at-Tirmidhi 1956 - Chapters on Righteousness And Maintaining Good Relations With Relatives - كتاب البر والصلة عن رسول الله صلى الله عليه وسلم - Sunnah.com - Sayings and Teachings of Prophet Muhammad (صلى الله عليه و سلم)". sunnah.com. 8 Nisan 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Nisan 2024. 
  10. ^ DeBruyn, Pippa; Bain, Keith; Allardice, David; Joshi, Shonar (2010). Frommer's India (4cü bas.). Wiley. s. 76. 
  11. ^ Chatterjee, Gautam (2001) [1996]. "Namaskar or Pranam: The Sacred Posture of Hindu Salutation". Sacred Hindu Symbols (2ci bas.). Abhinav. ss. 47-48. ISBN 8170173973. 
  12. ^ "Cultural Variations In Body Language". Dimensions of Body Language. 10 Mart 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ekim 2017. 
  13. ^ Immanuel Kant, Ahlak Metafiziğinin Temellendirilmesi (1785)
  14. ^ Fernandez, David-Lorente (2012). "Ser respetuoso es ser persona. El niño y la pedagogía moral de Los Nahuas del Centro de México". Revista de Dialectología y Tradiciones Populares (İspanyolca). 67 (2). ss. 431-452. doi:10.3989/rdtp.2012.16. eISSN 1988-8457. ISSN 0034-7981. 

Daha fazla okuma

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Hukuk</span> genellikle devlet otoritesi tarafından desteklenen kurallar ve yönergeler sistemi

Hukuk ya da tüze birey, toplum ve devletin hareketlerini, birbirleriyle olan ilişkilerini; yetkili organlar tarafından usulüne uygun olarak çıkarılan, kamu gücüyle desteklenen, muhatabına genel olarak nasıl davranması yahut nasıl davranmaması gerektiğini gösteren ve bunun için ilgili bütün olasılıkları yürürlükte olan normlarla düzenleyen normatif bir bilimdir. Ayrıca, toplumu düzen altına alan ve kişiler arası ilişkileri düzenleyen, ortak yaşamın huzur ve güven içinde akışını sağlayan, gerektiğinde adaleti yerine getiren, kamu gücü ile desteklenen ve devlet tarafından yaptırımlarla güvence altına alınan kurallar bütünüdür. Hukuk, birey-toplum-devlet ilişkilerinde ortak iyilik ve ortak menfaati gözetir.

Özel hukuk, toplumun birbiriyle eşit haklara sahip üyeleri arasındaki ilişkileri düzenleyen hukuk alanıdır. Medeni hukuk, ticaret hukuku, devletler özel hukuku ve borçlar hukukunu kapsar. Türkiye'de bu alanı düzenleyen başlıca yasalar Medeni Kanun, Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu'dur.

<span class="mw-page-title-main">İktidar</span>

Sosyal bilim ve siyasette, İktidar, etkilerin sosyal üretimidir ve bu etkiler aktörlerin kapasitelerini, eylemlerini, inançlarını veya davranışlarını belirler. İktidar, sadece bir aktörün diğerine karşı zorlama yoluyla (zorlama) tehdit veya kullanımını ifade etmez, aynı zamanda kurumlar gibi yaygın araçlar aracılığıyla da kullanılabilir. İktidar, aynı zamanda aktörleri birbirine bağlı olarak düzenleyen yapısal biçimler olabilir ve söylemsel biçimler alabilir, çünkü mevkiler bazı davranış ve gruplara diğerlerine göre meşruluk sağlayabilir.

<span class="mw-page-title-main">Hinduizm</span> Hindistan merkezli bir din

Hinduizm, çok kapsamlı inanç ve yaşam felsefesinin toplamıdır. Özellikle Hindistan, Nepal ve Bangladeş'te yaygındır. Günümüzde yaklaşık 1.25 milyar izleyeni ile Hristiyanlık ve İslam'dan sonra üçüncü sırada yer alan Hinduizm inancının neredeyse tüm takipçileri Hindistan ve çevresinde bulunmaktadır. Budizm ve Zen Budizmi gibi çeşitli ekoller Hinduizm'den kaynaklanıp ayrılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Ceza</span>

Ceza ya da yaptırım, genel anlamıyla suç karşılığında insanlara veya kuruluşlara uygulanan bir yaptırımdır. Ceza Arapça kökenli bir kelimedir. Anlamı, yapılan kötü bir eylemin karşılığıdır.

Namus, birçok ülkede iyi ahlaklılık, bütünlük, doğruluk, dürüstlük ve olumlu davranışlar olarak ele alınan, bazı kültürlerde cinsel ahlakla ilişkilendirilen bir kavramdır.

Baskı, en genel anlamda, bireylerin kişisel özgürlüklerini engelleyen, onları kendi iradeleri ve istekleri hilafına düşünmeye ve davranmaya itmeyi hedefleyen bir fiil ve suç unsurudur.

<span class="mw-page-title-main">Gözdağı verme</span>

Gözdağı verme, tahakküm eder tarzda konuşarak veya davranarak, korkutma veya sindirmeye yönelik bir girişimdir ve karşıdaki kişi ya da kişilerin, gözdağı veren kimsenin istediği şekilde davranmasını veya yapmasını hedefler. Genellikle hayvanlar arası ilişkilerde görülen ve normal sayılabilecek olan, üstünlüğü elegeçirme, rekabetçi istek ve arzuların hatalı bir uyarlaması olup insanlarda sosyal güçler tarafından ayarlanır.

<span class="mw-page-title-main">Sosyal psikoloji</span> toplumun insanların düşüncelerini ve davranışlarını nasıl etkilediğini araştıran bilim dalı

Sosyal psikoloji bireylerin düşüncelerinin, iç dünyalarının ve davranışlarının başkalarının gerçek, hayalî ve anlaşılan oluşundan nasıl etkilendiğine dair bir bilimsel çalışmadır. Bu alanda araştırma yapanlar genellikle psikolog veya sosyolog'lardan oluşmaktadır. Buna rağmen bütün sosyal psikologlar hem birey, hem de topluluk bazında çalışırlar. Benzerliklerine rağmen iki alan amaçları, yaklaşımları, yöntemleri ve terimlerinde farklılaşırlar. Biyofizik ve kavrama psikolojisi gibi sosyal psikoloji de disiplinlerarası bir alandır.

<span class="mw-page-title-main">Konfüçyüsçülük</span> Çin merkezli etik ve felsefi sistemi

Konfüçyüsçülük, Ruizm veya Ru klasisizmi olarak da bilinir, antik Çin'de ortaya çıkan bir düşünce ve davranış sistemidir ve çeşitli şekillerde bir gelenek, felsefe, din, hükûmet teorisi veya yaşam biçimi olarak tanımlanır. Konfüçyüsçülük, Çin filozofu Konfüçyüs'ün öğretilerinden, daha sonra Yüz Düşünce Okulu dönemi olarak anılacak bir dönemde gelişti.

<span class="mw-page-title-main">Aşk</span> aşırı sevgi ve bağlılık duygusu

Aşk, kişilerarası ilişki veya bir başka varlığa duyulan derin sevgidir. Bunun daha derini ise TDK sözlüğüne göre "güçlü sevgi, güçlü aşk" veya aşırı ve güçlü tutku, istek anlamına gelen hem ruhen hem de bedenen aşık olmayı kapsadığı düşünülen "sevda"dır. Bunun umutsuz, güçlü ve insanı hasta edecek derecede saplantılı haline ise "kara sevda" adı verilmektedir. Çeşitli kültürlerde aşk, en yüce erdem veya iyi alışkanlıktan, en derin kişiler arası sevgiden en basit zevke kadar bir dizi güçlü, olumlu duygusal ve zihinsel durumları kapsar. Cinsel veya romantik bir ilişki olursa, partnerlere aşıklar/sevgililer de denir. Bununla birlikte aşk ile ilgili tam bir evrensel tanıma kültürel farklılıklar nedeniyle ulaşılamakta zorlanılmaktadır. En yaygın olarak aşk, güçlü bir çekim ve duygusal bağlanma hissi anlamına gelir.

İletişim, iletilmek istenen bilginin hem gönderici hem de alıcı tarafından anlaşıldığı ortamda bilginin bir göndericiden bir alıcıya aktarılma sürecidir. Organizmaların çeşitli yöntemlerle bilgi alışverişi yapmalarına olanak tanıyan bir süreçtir. İletişim tüm tarafların üzerinden bilgi alışverişi yapılacak ortak bir dili anlamalarına ihtiyaç duyar.

Kuruluş, kurum, organizasyon veya teşkilat; ortak bir amaç çerçevesinde kurulmuş, ortak bir çalışma düzenine sahip, kendi verimini yönetebilen toplumsal bir düzendir. Organizasyonlar sosyoloji, iktisat, işletme, siyaset bilimi ve psikoloji gibi birçok sosyal bilim dalının araştırma konusudur.

<span class="mw-page-title-main">H. L. A. Hart</span>

Herbert Lionel Adolphus Hart İngiliz filozof ve Hukuk Felsefesi profesörü.

<span class="mw-page-title-main">Norm (sosyoloji)</span> insanların nasıl davranmaları gerektiğini belirleyen inançlar

Norm, grup üyelerinin belirli bir bağlamda nasıl davranmaları gerektiğini belirleyen kurallar veya ilkeler bütünü. Toplumbilimciler normları yazılı olmayan ve toplumun davranışlarına hükmeden anlayış olarak tanımlarken, ruhbilimciler ise daha genel bir tanımı benimserler. Sosyoloji'de normlar yazılı ve yazısız olmak üzere ikiye ayrılır. Yazılı normlar resmi normlar olarak da bilinirler. Kanun, tüzük, yönetmelik, yönerge ve kararname gibi şeyler yazılı normlarının kapsamına girer. Yazılı normlar daha çok kamu kurumları ve özel sektörde kullanılır. Yazılı normların yaptırım gücü yüksektir. Yazısız normlar ise resmi olmayan normlardır. Toplum içerisindeki genelgeçer kurallar bütünü olarak da bilinir. Yazısız normların başlıca çeşitleri: töre, örf, adet, gelenek, görenek ve ahlaktır. Yazısız normlara uymayanlar toplum tarafından dışlanma gibi yaptırımlarla karşılaşabilirler. Yazısız normlar, yazılı normların olmadığı yerlerde onun yerine kullanılabilir. Normlardaki temel amaç sosyal kontroldür.

Yabancı el sendromu (YES) veya Dr. Garipaşk sendromu, kişinin ellerinden birisinin bireyin bilincinden bağımsız, "kendi bilinci varmış gibi" hareket etmesine sebep olan nörolojik bir sendromdur. Yani kısaca kişinin iki elinden biri, kontrolsüz olarak hareket eder; ancak bu hareket kasılma, fırlama gibi anlamsız hareketler değildir. Tıpkı beyin kontrolünde, sanki kişi gerçekten isteyerek hareket ettiriyormuş izlenimi verir.

<span class="mw-page-title-main">Kurumlar sosyolojisi</span>

Toplum, ortak bir coğrafi mekandan, kurumsallaşma davranış biçimleri sergileyen ve bir arada yaşayan bireylerden oluşmuş bir bütündür. Toplumu oluşturan bireyler arasında düzenli ilişkiler ve davranış kalıpları vardır. Davranış kalıpları, dil ve kültür sayesinde oluşur. Toplumun sahip olduğu bu davranış kalıpları zamanla değişebilir.

<span class="mw-page-title-main">İnsan cinsel eylemi</span>

İnsan cinsel eylemi, insanların cinselliklerini deneyimleme ve ifade etme biçimidir. İnsanlar, çok çeşitli nedenlerle, tek başına yapılan faaliyetlerden başka bir kişiyle değişen sıklıkta farklı davranışlara kadar çeşitli cinsel eylemlerde bulunurlar. Cinsel eylem, genellikle uyarılmış kişide cinsel uyarılma ve fizyolojik değişikliklere neden olur, bunlardan bazıları telaffuz edilirken bazıları daha kısaltılır. Cinsel eylem, partner bulma veya çekme stratejileri veya bireyler arasındaki kişisel etkileşimler gibi bir başkasının cinsel ilgisini uyandırmayı veya başka birinin cinsel yaşamını geliştirmeyi amaçlayan davranışları ve faaliyetleri de içerebilir. Cinsel eylem, cinsel uyarılmayı takip edebilir.

<span class="mw-page-title-main">Sosyolojide sapma</span>

Sapma veya sapma sosyolojisi, resmi kuralları ihlal eden davranışları, eylemleri araştırmaktadır. Örnek olarak sapma sosyolojisi, toplum kuralların ihlalini, suç vb. durumları ele almaktadır.[3]Sapma teriminin olumsuz bir anlamı olsa da, sosyal kuralların çiğnenmesi her zaman olumsuz bir eylem oluşturmamaktadır. Bazı durumlarda kuralların ihlal edilmesine rağmen, davranış olumlu veya toplum tarafından kabul edilebilir olarak adlandırılabilir.

<span class="mw-page-title-main">Terör sosyolojisi</span>

Terör sosyolojisi, terörizmi sosyal bir fenomen olarak anlamaya çalışan sosyolojinin bir alandır. Alan, terörizmi tanımlar, niçin gerçekleştiğini araştırır ve toplum üzerindeki etkisini değerlendirir. Terörizm sosyolojisi, siyaset bilimi, tarih, ekonomi ve psikoloji alanlarından meydana gelmektedir. Terörizm sosyolojisi, terörizmi meydana getiren sosyal koşullara vurgu yapması ile önemli terörizm araştırmalarından farklılık göstermektedir. Terörizm sosyolojisi ayrıca devletlerin böyle olaylara nasıl tepki gösterdiğini araştırır.