İçeriğe atla

Savaş ya da kaç tepkisi

Savaş ya da kaç tepkisinin reaksiyonları
Kedi ve köpeğin göstermiş olduğu savaş ya da kaç tepkisi (akut stres yanıtı)

Savaş ya da kaç tepkisi (hiper uyarılma veya akut stres yanıtı olarak da bilinir) algılanan zararlı bir olaya, saldırıya veya hayati tehdide yanıt olarak ortaya çıkan fizyolojik tepki.[1] İlk olarak Water Bradford Cannon tarafından tanımlandı.[2] Teorik olarak canlıların sempatik sinir sisteminin deşarjı ile tehditlere tepki göstermesi ve bunun sonucunda canlıyı kaçmaya veya savaşmaya hazırlamasına dayanır.[3] Daha spesifik olarak, adrenal medulla, katekolaminlerin, özellikle norepinefrin ve epinefrin salgılanmasına neden olan hormonal bir kaskad üretir. Östrojen, testosteron ve kortizol hormonlarının yanı sıra nörotransmitterler dopamin ve serotonin de organizmaların strese nasıl tepki verdiğini etkiler.[4] Bu tepki türü, omurgalılar ve diğer organizmalar arasındaki stres yanıtlarını düzenleyen genel adaptasyon sendromunun ilk aşaması olarak kabul edilir.[5]

Reaksiyonlar

Kaynakça

  1. ^ Cannon, Walter B (1932). Wisdom of the Body. ABD: W. W. Norton and Company. ISBN 978-0393002058. 
  2. ^ Bradford, Walter (1915). Bodily Changes in Pain, Hunger, Fear and Rage, an Account of Recent Researches Into the Function of Emotional Excitement. ABD: Cornell University Library. s. 211. ISBN 1112000968. 
  3. ^ Jansen (27 Ekim 1995). "Central Command Neurons of the Sympathetic Nervous System: Basis of the Fight-or-Flight Response". Science Magazine. 5236 (270). 
  4. ^ "Adrenaline, Cortisol, Norepinephrine: The Three Major Stress Hormones, Explained". Hufflington Post. 19 Nisan 2014. 6 Ağustos 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ağustos 2014. 
  5. ^ "Adrenaline, Cortisol, Norepinephrine: The Three Major Stress Hormones, Explained". Hufflington Post. 19 Nisan 2014. 6 Ağustos 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ağustos 2014. 

İlgili Araştırma Makaleleri

Şok, kalbin aorta attığı kanın akut olarak azalmasına bağlı bir hipoperfüzyon sendromdur. Şok olgusunda yaşamsal dokulara ve organlara yeterli kan gidemez. Dolaşan kanın azalması, dokuların oksijen ve enerji kaynaklarının kesilmesi, metabolizma artıklarının temizlenememesi anlamına gelir. Başlangıç belirtiler hipotansiyon, bilinç kaybı, ağızda kuruluk, deride solukluk, terleme, nabızda artma/azalma, laktik asidoz, parmak uçlarında ve dudaklarda siyanozdur.

<span class="mw-page-title-main">Anatomi</span> organizmaların yapı ve bölümlerinin incelenmesi

Anatomi, organizmaların ve parçalarının yapısının incelenmesi ile ilgili biyoloji dalıdır. Anatomi, canlıların yapısal organizasyonu ile ilgilenen bir doğa bilimi dalıdır. Tarih öncesi çağlarda başlangıcı olan eski bir bilim dalıdır. Anatomi doğası gereği gelişimsel biyoloji, embriyoloji, karşılaştırmalı anatomi, evrimsel biyoloji ve filogeniye bağlıdır, çünkü bunlar anatominin hem anlık hem de uzun vadeli zaman ölçeklerinde üretildiği süreçlerdir. Sırasıyla organizmaların ve parçalarının yapısını ve işlevini inceleyen anatomi ve fizyoloji, birbiriyle ilişkili disiplinlerin doğal bir çiftini oluşturur ve genellikle birlikte çalışılır. İnsan anatomisi, tıpta uygulanan temel bilimlerden biridir.

<span class="mw-page-title-main">Farmakoloji</span> İlaçlarla ilgili biyoloji dalı

Farmakoloji ya da eczabilim günümüzdeki anlamıyla canlı organizmadaki ilaç etkilerini ve canlı organizmaya alınan ilaçların yapısını inceleyen bir bilim dalıdır. Yeni sentezlenmiş veya bitkilerden ayrıştırılmış maddelerin etkilerini biyolojik yapısını laboratuvar çalışmaları ile deney hayvanlarında, klinik araştırmalar ile insanlarda inceleyerek ilaç geliştirme çalışmalarına katkı veren bir tıp ve eczacılık bilimidir. Diğer bir deyişle, ilaçların yapımından, kullanıma sunulmasına, ilaçlar ile biyolojik dizgeler arasındaki etkileşimleri inceleyen bilim dalıdır. Farmakoloji, deneyleri ve canlılar üzerindeki araştırmalardan klinik uygulamaya değin uzanan bu karmaşık ve yoğun süreci birçok alt dalı ve yardımcı bilim dalları ile yakından bağlantılı yürütür.

<span class="mw-page-title-main">Hormon</span> İç salgı bezlerinden kana geçen ve organların işlemesini düzenleyen adrenalin, insülin, tiroksin ve benzeri fizyolojik etkisi olan maddelerin genel adı

Hormon,, çok hücreli organizmalarda fizyoloji ve davranışı düzenlemek için karmaşık biyolojik süreçler yoluyla uzak organlara veya dokulara gönderilen sinyal molekül sınıfıdır.

<span class="mw-page-title-main">Bağışıklık sistemi</span> canlılarda hastalıklara karşı koruma sağlayan biyolojik savunma sistemi bütünü

Bağışıklık sistemi, bir canlıdaki hastalıklara karşı koruma yapan, patojenleri ve tümör hücrelerini tanıyıp onları yok eden işleyişlerin toplamıdır. Sistem, canlı vücudunda geniş bir çeşitlilikte, virüslerden parazitik solucanlara, vücuda giren veya vücutla temasta bulunan her yabancı maddeye kadar tarama yapar ve onları, canlının sağlıklı vücut hücrelerinden ve dokularından ayırt eder. Bağışıklık sistemi, çok benzer özellikteki maddeleri bile birbirinden ayırabilir, örneğin; bir amino asidi farklı olan proteinleri bile birbirinden ayırabilecek özelliğe sahiptir. Bu ayrım, patojenlerin konak canlıdaki savunma sistemine rağmen enfeksiyon yapmaları için yeni yollar bulmalarına, bazı uyumlar sağlamalarına neden olacak kadar karmaşıktır. Bu mücadelede hayatta kalmak için patojenleri tanıyan ve onları etkisizleştiren bazı mekanizmalar gelişmiştir. Doğadaki tüm canlılar kendilerinden olmayan doku, hücre ve moleküllere karşı savunma sistemlerine sahiptirler. Hatta bakteriler gibi basit tek hücreli canlılarda da onları viral enfeksiyonlara karşı koruyan enzim sistemleri bulunur. Yüksek canlılardaysa çok daha karmaşık bir bağışıklık sistemi vardır. Omurgalılarda bağışıklık sistemi özel işlevlere sahip çok sayıda farklı hücre ve molekül içermektedir.

<span class="mw-page-title-main">Kas</span>

Kas, yumuşak bir doku olup, dört temel hayvan doku türünden biridir. Kas dokusu iskelet kaslarına kasılma yeteneği verir. Kas, embriyonik gelişim sırasında, miyogenez denilen süreçte oluşur. Kas dokusu, hareket sağlamak için etkileşen aktin ve miyozin adlı özel kasılma proteinleri içerir. Mevcut diğer birçok kas proteini arasında iki düzenleyici protein, troponin ve tropomiyosin bulunur.

<span class="mw-page-title-main">Endokrin sistem</span>

Hayatta kalmak, büyümek ve çoğalmak için, insan dahil çok hücreli bir organizmanın, fizyolojik talepleri ve çevresel zorlukları karşılamak için dokular, organlar ve organ sistemleri arasında etkili bir uyuma sahip olması gerekmektedir. Endokrin sistem, iç ve dış koşullara yanıt vermektedir. Ayrıca kanalsız organ ve dokulardaki salgı hücreleri tarafından üretilen hormonlar aracılığıyla iletişim kurmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">İnflamasyon</span> iltihaplanma

İnflamasyon, canlı dokunun her türlü canlı, cansız yabancı etkene veya içsel/dışsal doku hasarına verdiği sellüler (hücresel), humoral (sıvısal) ve vasküler (damarsal) bir seri vital yanıttır. İnflamasyon normalde patolojik bir durum olmasına karşın, inflamatuar reaksiyon fizyolojik olarak vücudun gösterdiği bir tepkidir. Halk arasında iltihap tabiri yangı için kullanılmasına rağmen sık sık apseler için de iltihap denmesinden dolayı inflamasyon (inflammare) terimini kullanmak daha yerinde olacaktır. Hücre dejenerasyonu ile birlikte inflamasyon konusu, hastalıkların patolojik temelini oluşturmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Aldosteron</span> Stereoid yapılı hormon

Aldosteron böbrek üstü bezlerinin kabuk katmanı Zona Glomerulosa'da üretilen, kanda sodyum ve potasyum dengesini düzenleyen bir mineralokortikoiddir.

<span class="mw-page-title-main">Otonom sinir sistemi</span>

Otonom sinir sistemi ya da özerk sinir sistemi, periferik sinir sisteminin, istemsiz yapılan hareketleri ve organ fonksiyonlarının kontrolünü gerçekleştiren bölümüdür. Kalp hızı, sindirim, solunum, tükürük salgılanması, terleme, işeme fonksiyonu, cinsel uyarılma gibi durumlarda istem dışı etkilidir. Visseral sinir sistemi veya vejetatif sinir sistemi olarak da bilinir. Parasempatik sinir sistemi ve sempatik sinir sistemi olarak ikiye ayrılır.

<span class="mw-page-title-main">Stres</span> organizmanın çevresel bir koşul veya bir uyaran gibi bir stres etkenine verdiği tepki

Stres ya da gerilim, vücudun çeşitli içsel ve dışsal uyaranlara verdiği otomatik tepki. Latince germek anlamına gelen "stringere" sözcüğünden gelir.

<span class="mw-page-title-main">Akut stres tepkisi</span>

Akut stres tepkisi, korkunç ya da travmatik bir olaya karşı tepki olarak ortaya çıkan psikolojik bir durumdur.

Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) veya posttravmatik stres bozukluğu (PTSD), travma yaratan bir olayın yaşanmasından sonra, o olayın günlük yaşamda veya rüyada tekrar yaşanması, o olayı hatırlatan durumlardan kaçınmaya yol açan bir aşırı uyarılmışlık, kaygı ve kolayca irkilmeyi içeren bir kaygı bozukluğudur.

Prazosin, ticari ismi Minipress, Vasoflex, Lentopres ve Hypovase olan, yüksek kan basıncı, anksiyete ve travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) tedavisinde kullanılan bir sempatolitik ilaçtır. Alfa-1 adrenerjik reseptör antagonisti olan bir α1 blokördür. Bu reseptörler, norepinefrinin vazokonstriktif etkisinden sorumlu olan vasküler düz kas hücrelerinde bulunur, Ayrıca merkezi sinir sinir sisteminde de bulunurlar. 2013 itibarıyla, Prazosin ABD'de patent dışıdır ve FDA en az bir jenerik üreticiyi onaylamıştır.

Fizyolojik psikoloji, kontrollü deneylerde insan dışı hayvan deneklerin beyinlerinin doğrudan manipülasyonu yoluyla sinirsel algı ve davranış mekanizmalarını inceleyen davranışsal sinirbilimin bir alt bölümüdür. Bu psikoloji alanı beyin ve insan davranışlarını incelerken ampirik ve pratik bir yaklaşım gerektirir. Bu alandaki çoğu bilim insanı, zihnin sinir sisteminden kaynaklanan bir fenomen olduğuna inanmaktadır. Fizyolojik psikologlar sinir sisteminin mekanizmaları hakkında çalışarak ve bilgi edinerek insan davranışı hakkında birçok gerçeği ortaya çıkarabilirler. Biyolojik psikolojideki diğer alt bölümlerin aksine, psikolojik araştırmanın ana odağı beyin-davranış ilişkilerini tanımlayan teorilerin geliştirilmesidir.

Psikolojide bir uyaran, bir organizmada duyusal veya davranışsal bir tepki ortaya çıkaran herhangi bir nesne veya olaydır.

<span class="mw-page-title-main">Hayvanlarda acı</span>

Hayvanlarda acı, onların sağlığını ve refahını olumsuz yönde etkileyen bir meseledir. Acı, Uluslararası Ağrı Araştırmaları Derneği tarafından "Gerçek veya potansiyel doku zararı ile ilişkili veya bu tür bir tahribat ile açıklanabilen rahatsız edici algısal ve duygusal tecrübe." olarak tanımlanır. Sadece ağrıyı yaşayan hayvan, onun niteliğini ve şiddetini bilebilir. Bir gözlemcinin bu tür bir duygusal tecrübenin yaşandığını bilmesi, özellikle ağrıyı tecrübe eden birey bunu ifade edemiyorsa güç hatta imkansız olabilir. İnsan dışı hayvanlar hislerini, konuşabilen insanlar gibi ifade edemezler fakat davranışsal gözlemler yapmak, yaşadıkları acının boyutuna dair bir ipucu verebilir. Tıpkı hastalarıyla aynı dili konuşamayan hekimlerin ve sağlık görevlilerinin yaptığı gibi, acıya dair belirtiler anlaşılabilir.

Bağışıklık uyarıcılar bağışıklık sisteminin veya bileşenlerinin aktivasyonunu indükleyerek veya bileşenlerinden herhangi birinin aktivitesini arttırarak uyaran maddelerdir. Dikkate değer bir örneği, granülosit makrofaj koloni uyarıcı faktördür.

Stres yönetimi, bir kişinin stres düzeyini, özellikle de kronik stresi, genellikle günlük işleyişin iyileştirilmesi amacıyla kontrol etmeyi amaçlayan bir psikoterapi yelpazesidir. Stres, her bireyin duygu durumsal faktörlerine göre değişen çok sayıda fiziksel ve zihinsel semptom üretir. Bunlar, baş ağrıları, göğüs ağrısı, yorgunluk ve uyku sorunları gibi fiziksel sağlıktaki düşüşü ve depresyonu içerebilir. Stres yönetimi süreci, modern toplumda mutlu ve başarılı bir hayatın anahtarlarından biri olarak gösterilmektedir. Hayat genellikle üstesinden gelinmesi zor olabilen çok sayıda talep sunar, ancak stres yönetimi, kaygıyı yönetmenin ve genel mutluluğu sürdürmenin çeşitli yollarını sunar. Her biri stresi kontrol etmek için farklı mekanizma açıklamalarına sahip birkaç stres yönetimi modeli vardır. Hangi mekanizmaların fiilen işlediğini ve uygulamada etkili olduğunu daha iyi anlamak için çok daha fazla araştırma yapmak gereklidir.

<span class="mw-page-title-main">Bruce McEwen</span> araştırmacı

Bruce Sherman McEwen Amerikalı bir nöroendokrinolog ve Rockefeller Üniversitesi'ndeki Harold ve Margaret Milliken Hatch Nöroendokrinoloji Laboratuvarı başkanıydı. Allostatik yük terimini icat eden McEven, çevresel ve psikolojik stresin etkileri üzerine yaptığı çalışmalarla tanınıyordu.