Trajedi veya tragedya sözcüğü Yunanca tragoidia’dan gelir. Tragos (keçi) ve oidie (türkü) sözcüklerinin birleşmesiyle "keçilerin türküsü" anlamına gelir. Dionysos şenliklerinde koro, tanrının ona bağlı kölelerini simgeliyordu. Tanrının çevresinde hep doğanın yabancı güçlerini temsil eden teke ayaklı satyrler(satirler) bulunduğu için ilk başlarda, koro da satyrlerin biçimine giriyordu; ilk dönemlerde, korodaki oyuncular teke derileri (tragoi) giyerek oyun alanına çıkıyorlardı. Tragedya türü de tragos'ların şarkılarından doğdu.
Pan, Yunan mitolojisinde kırların, satirlerin ve çobanların tanrısıdır. Bu tanım, Pan'ı doğa ile doğrudan ilişkili kıldığı için pastoral bir nitelik arz etse de Pan'ın bütün mitoslarda yarı keçi yarı insan suretinde tasvir edilmesi onu korkutucu bir figür haline getirmiştir. Öyle ki Pan, kırlarda aniden insanların karşısına çıkıp görüntüsüyle insanları korkuttuğu için panik sözcüğüne de ilham kaynağı olmuştur. Pan, çoban tanrısı olduğu için ürkütücü görüntüsü ile zıtlık arz edecek şekilde kaynaklarda çoğunlukla kırlarda dolaşıp flüt çalan, sevimli bir figür olarak betimlenir. Ancak Pan, birçok kaynakta çığlık atarak düşmanlarını kaçırma, panik ettirme yeteneğine sahip olarak tanımlanmıştır.
Dionysus veya Dionisos, Roma mitolojisinde Baküs (Bacchus) olarak da bilinen Çallı şarap tanrısı. Şarabın sadece sarhoş ediciliğini değil, sosyal ve faydalı etkilerini de temsil eder. Medeniyetin destekçisi ve barış aşığıdır. Yunan mitolojisinde, Dionysos Hindistan'a kadar geniş bir alana seyahat etti ve kültünü Yunanistan'a yaydı, esasen doğu kökenli olarak bilinirdi. Onun onuruna grup sekse benzeyen ayinler düzenlenirdi, burada katılımcılar kendilerini aşacak derecede Dionysosçu bir dans ve eğlence çılgınlığına kapılırlardı. Tiyatronun, Dionysos'a tapanlar gibi, kendi kişiliklerini geride bırakmaya ve canlandırdıkları karakterle bütünleşmeye çalıştıkları için bu etkinlikten doğduğuna inanılır. Gerçekten de, Dionysos rahiplerine Yunan tiyatrolarında şeref koltukları verildi.
Ejderha, yarasa kanatlı, dikenli kuyruklu, derisi pullu, ağzından ateş saçan dev kertenkele ya da yılan biçimindeki efsanevi canavardır. Tarih öncesinin ejderhayı andıran dev sürüngenleri hakkında hiç bilgi yokken bile bu yaratıkların varlığına inanılırdı. Yunancadaki δράκων (drákōn) sözcüğü başlangıçta her türlü büyük yılan için kullanılırdı.
Dev, birçok farklı kültürün efsane, folklor, mitoloji ve masallarında yer alan bir doğaüstü yaratık.
Boötes ya da Çoban takımyıldızı, modern 88 takımyıldızdan birisidir. Batlamyus'un bahsettiği 44 takımyıldızdan da birisidir. Boötes genelde "Ayı Terbiyecisi" olarak tasvir edilir, çünkü Ursa Major ve Ursa Minor takımyıldızlarına yukarıdan bakar gibidir. Dünyadan görünen en parlak üçüncü yıldız olan Arcturus'u barındırır.
Strabon, Yunan tarihçi, coğrafyacı ve filozoftur. Yaşadığı dönemde bilinen yerlere yapılan göçlere ve hangi milletlerin nerelerde yerleşmeler yaptığı üzerine gerçekleştirdiği çalışmalarla ün kazanmıştır. Roma aristokratlarıyla kan bağı olduğu düşünülmektedir. Bugünkü Amasya ili sınırlarının içinde varlıklı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Dünyanın ilk coğrafyacısı kabul edilir.
Kentaurlar ya da Sentorlar, Yunan mitolojisinde kısmen insan ve kısmen at görünümlü yaratıklardır.
Antik Yunanistan'da mutfak kültürü, yalınlığı ve dönemin tarımsal yetersizliklerini yansıtmasıyla bilinir. Bu dönemde beslenme alışkanlıkları, Akdeniz mutfağının üç ana ögesi olan buğday, zeytin yağı ve şarap üzerine kuruludur.
Büyük Saray Mozaikleri Müzesi, İstanbul'da Sultanahmet Meydanı'nındaki Arasta çarşısında yer alan mozaik müzesidir. Müze binası, üzerine Sultanahmet Camii Çarşısı'nın yapıldığı Büyük Saray'ın, tabanı mozaiklerle kaplanmış olan peristil bölümünün kalıntıları üzerine inşa edilmiştir. Peristilin diğer bölümlerine ait mozaikler de bulundukları yerden müze binasına getirilmiştir.
Bugünkü Yunanistan topraklarına Yunanlar ayak basmadan önce, Girit, kültürel gelişimin öncülerindendi. Burada Neolitik'ten son Tunç Çağına kadar sürekli bir gelişim izlenilebilir. Minos kültürü; Girit'teki Bronz Çağ kültüründeki kral Minos'a bağlanarak adlandırılmaktadır. Bununla birlikte bir tür akraba olarak tanımlayabileceğimiz Yunan topraklarındaki kültür için "Hellas" terimi kullanılmıştır. Ayrıca "Kiklad" terimi de Kiklad'larda bulunan 3000 yıllık mermer heykelcikleri ve çömlekleri için kullanılmıştır. Bu adlandırmalar dönemi inceleyen arkeologlar tarafından verilmiştir. Kiklad yapıtları, Minos ve Hellas kültürü ile ilişkili değildir. Tam tersine bu yapılar yerel olarak sınırlanmış ve bugüne dek az tanınmış bir kültür çevresine bağlıdır. Erken Minos kültürünün en önemli kalıntıları Girit'in doğu bölümünde, özellikle Gurnia, Vasiliki, Palaikastro gibi küçük kentlerle komşu adalardan Pseira ve Mochios'da bulunmuştur. Akdeniz çevresiyle de karşılıklı ilişkiler kurduğu açıkça bellidir.
Kimera, Yunan mitolojisinde tek bir vücutta çeşitli canlıların kimi uzuvlarına sahip, ağzından ateş püskürten yaratık. Genellikle yaratığın bir başı aslan, bir başı keçi, gövdesi aslan ve kuyruğu yılan olarak tasvir edilir.
Teos veya Teo, Eski İyonya'da batısından yer alan bir antik şehirdir.
Satürnalia Bayramı, Satürnalia Festivali veya Satürnalia, Roma paganizminde Satürn onuruna kutlanan bir bayramdır.
Eski Yunan ve Roma'da tympanum veya tympanon, bir tür yuvarlak davul veya tef benzeri bir müzik aletiydi. Daireseldi, sığdı ve avuç içi ya da sopayla dövülürek çalınırdı. Bazı temsillerde, tympanumun çerçevesinde süslemeler veya zil benzeri nesneler görülürdü. Enstrüman; Dionysos, Kibele ve Sabazios için yapılan ayinlerde onlara tapan kişilerce çalınırdı.
Dionysiaka (Dionysiaca) eski bir Yunan epik şiiridir ve Nonnus'un en önemli eserlerinden biridir. Dionysiaka, 48 kitaptan ve 20.426 satırdan oluşan bir destandır. Homeros lehçesi ve dactylic hexameters ile yazılmış günümüze ulaşan en uzun Grek-Roman şiiridir. Ana konusu Dionysos'un hayatı, Hindistan'a yaptığı sefer ve onun muzaffer dönüşüdür.
Kyklops, Euripides tarafından yazılmıştır ve günümüze tam metin halinde ulaşan tek satirikon dramadır. Euripides'in MÖ 5. yüzyılda düzenlenen Atina festivalinde sergilediği, dörtlemenin bir parçasıdır.
Silenos, Şarap Tanrısı Dionysos'u eğiten bilge kişidir. Aynı zamanda yaşlanan Satirlere de Silenoslar denir.
Dionysos Gizemleri, bazen sarhoş edici maddeler ve diğer transa neden olan teknikleri kullanıp, engellemeleri ve sosyal kısıtlamaları ortadan kaldırarak bireyi doğal durumuna dönme konusunda özgürleştiren antik Yunan ve Roma'da yapılan bir ritüeldi. Bu ritüel aynı zamanda aralarında kölelerin, kanun kaçaklarının ve vatandaş olmayanların da bulunduğu, Yunan toplumu tarafından dışlanmış kadın ve erkeklere de bir miktar özgürlük sağlamaktaydı. Son dönemlerinde Gizemler, Dionysos'un doğasını buna göre değiştirmesiyle, vurgularını yeraltı dünyası yöneliminden; aşkın, mistik bir yönelime kaydırdı. İnisiyelere ayrılmış gizemli bir din olarak doğası gereği, Dionysos kültünün birçok yönü bilinmemektedir ve Greko-Romen çoktanrıcılığının gerilemesiyle birlikte kaybolmuştur. Modern bilgiler açıklamalardan, görsellerden ve kültürler arası çalışmalardan elde edilmiştir.
Oakeshott Ressamına Atfedilen Bantlı Kylix, Oakeshott ressamına atfedilen, Atina'da bulunmuş Yunan kyliksidir.