İçeriğe atla

Sarkan

Sarkan – Türk, Altay ve Macar mitolojisinde Ejderha Tanrısı. Sarhan şeklinde de söylenir. Sarıkan Han, Şarıhan (Şaruhan) veya Sarık Han olarak da bilinir. Ejderhaları yönetir. Elinde bakır bir değnekle yeraltının dokuzuncu katında yaşar. Macar mitolojisindeki ejderhanın adı Sarkany'dır. Ayrıca bu sözcük, Orta Asya Şamanizminde bir ayağı diğerinden kısa olarak tasvir edilen bir putun adıdır.

Macar folklorunda

Çok başlı ejderha (Sarkany) Macar halk öykülerinde olumsuz özellikler taşıyan bir varlıktır. (Avrupa ve İran mitolojisinde de ejderha insanlara düşman iken Çin kültüründe ejderhalar, genellikle iyi huylu yaratıklardır.) Hristiyan kültüründe ejderhalar Satan (Şeytan) ya da onun hizmetçileri gibi görünür. "Sarkany" kelimesi Transilvanya'da ve macar masallarında kasırga manasını da barındırır çünkü Sarkan sık sık kasırgalarla (veya kasırga gibi) gelir. Bu semantik (anlambilimsel) örtüşme Kıpçak kabileleri vasıtasıyla gelen ve Türk dilinin diğer lehçelerinde de benzer söyleyişlerle yer alan kimi sözcüklerde de görülmektedir[1] ve Sarkan sözcüğünün yağmur fırtına, kasırga anlamlarını çağrıştırmaktadır. Ayrıca bazı Macar dilbilimcilere göre; 'Sarkany' muhtemelen "beyaz erkek" anlamına gelmektedir ve Sarı/Saru/Şaru sözcüğü gerçekten de bazı Türk dillerine (Anadolu Türkçesinin aksine, sarı rengi değil) beyaz rengi ifade eder. Hemen hemen tüm Macar halk masallarında yer alır ve Macar kültüründe Batı Avrupa ejderhalarından oldukça farklıdır ve benzeri olmayan bir yaratıktır. O, zaman zaman insan şeklindedir, hatta at biner. Genellikle 7 (bazen de astronomik sayılarla ilişkili olarak 3, 12 veya 21 başı) vardır.[2] Sarkany genellikle insan davranış veya karakteristiğinin olumsuz yönünü simgeler, yani masal kahramanı onunla mücadele ederken aslında o kendi kötü davranış, alışkanlık veya günahkar insan doğasının üstesinden gelmek için çaba sarf etmektedir.

Türk topluluklarında

Radlof'un Türk Lehçeleri Sözlüğü'ne göre, Şamanist Teleğütlerin inancında yer alan bir putun (totem, ongun) adıdır. Bu varlığın bir ayağının diğerinden kısa olduğu bildirilmiştir. Altayların "Altın Pırkan" adlı destanında elinde bakır bir değnekle yeraltının dokuzuncu katında yaşayan yedi başlı "Yelbegen"i yardıma çağıran "Sarık Kan" adında bir varlıktan[3] söz edilir. Eski Türkçede "ejderha" anlamına geldiği ifade edilen bu sözcük, Bulgarcada "Şarukan" şeklinde kullanılırdı.

Etimoloji

(Sar) kökünden türemiştir. Sarı sözcüğüyle ve sarılmak (bükülmek, kıvrılmak anlamında) fiili ile aynı kökten gelir. Sarı renk yeşil ile birlikte ejderhaları sembolize eder. Bazı Türk lehçelerinde (Avrupalıların Ejdersineği adı verdikleri) Yusufçuk böceğine Sarıska/Sarınçka/Sarınskan, Moğol dillerinde ise Sarsa/Carca/Carcaha denilmesi yine bu canlının ejderhaya benzetilmesiyle de ilgilidir.

Kaynakça

  1. ^ Szatmári Sándor: Adatok a dobrudzsai kipcsakok néprajzához (Macarca)
  2. ^ Türk Söylence Sözlüğü, Deniz Karakurt, Türkiye, 2011 (OTRS: CC BY-SA 3.0) 27 Aralık 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  3. ^ Türk Mitolojisi Ansiklopedik Sözlük, Celal Beydili, Yurt Yayınevi

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Ejderha</span> efsanevi canavar

Ejderha, yarasa kanatlı, dikenli kuyruklu, derisi pullu, ağzından ateş saçan dev kertenkele ya da yılan biçimindeki efsanevi canavardır. Tarih öncesinin ejderhayı andıran dev sürüngenleri hakkında hiç bilgi yokken bile bu yaratıkların varlığına inanılırdı. Yunancadaki δράκων (drákōn) sözcüğü başlangıçta her türlü büyük yılan için kullanılırdı.

<span class="mw-page-title-main">Canavar</span> tuhaf yaratık

Canavar; mitolojilerde, masallarda ve efsanelerde bahsedilen vahşi hayvan, olağanüstü, yırtıcı canlı. Türk kültüründe Guyuk (Güyük) veya Azman olarak da bahsedilir. Değişik biçimlerde tasvir edilir. Çoğu zaman her tür sıra dışı ve yırtıcı varlığı ifade etmekte kullanılır. Azerbaycan Türkçesinde canavar sözcüğünün yırtıcı hayvan manası daralarak, doğrudan "kurt" anlamını taşır hale gelmiştir.

Yek, Türk ve Altay halk inancında İblis. Yeg veya Yiğ olarak da bilinir. İnsanoğlunu yoldan çıkaran ve kötülüğün simgesi olan varlık. Tanrı'ya isyan etmiştir. Kısa boylu ve güçlü bir varlıktır. Alemin karanlık güçlerini temsil eder. Yerin altında yaşar. Yaka adlı kötü ruh ile de bağlantılıdır. Çak denilen yine Şeytan anlamını içeren sözcük ile de ilişkili görünmektedir. ayrıca bu sözcükle bağlantılı hastalık adları vardır. Yiğ verem, Yiğnik ise dizanteri demektir. Bulgar kültüründe Yaga adlı bir cadı figürü vardır. 'Kötü ruh, şeytanın yarattığı hastalık, zarar verme' gibi anlamları da vardır. Başka sözlüklerde 'ig' ve 'iklig' biçiminde geçen ve hastalık anlamı da bulunur. Maniheizm'de yine şeytan anlamında kullanılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Yelbegen</span> Türk mitolojisinde çok başlı Dev veya Ejderha

Yelbegen - Türk ve Altay mitolojisinde dev. Yelbeğen, Yilbeğen, Celbeğen de denir. “Yegen veya Yeken” biçimiyle kısaltılmış olarak da kullanılır., zaman zaman yedi başlı dev ya da bir evren (ejderha) olarak tanımlanan mitolojik canavar. Çok büyük masal yaratığı.

Sazakan – Türk ve Altay halk inancında ve mitolojisinde Kasırga Cini. Yaz mevsiminde bulutların arasında dolaşır. Baharda yağmurdan önce ortaya çıkar. Ejderhaya benzeyen kocaman bir varlıktır. Budaklı boynuzları vardır. Hiç beklenmedik bir kar fırtınası ve tipi bastırırsa veya aniden sağanak yağmur başlarsa “Sazakan Oynuyor” denilir. Yağmuru güçlendirir, şimşeğin daha şiddetli çakmasına neden olur. Çok fazla oynarsa ağaçlar kökünden sökülür, evler yıkılır. Sonra yerin altına girip kaybolur. Girdiği yerde derin bir çukur oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Bayanay</span> Türk mitolojisinde bereket ve doğa tanrıçası

Bayanay, Türk mitolojisinde bereket ve doğa tanrıçası. Bayana olarak da bilinir. Avcıları, balıkçıları ve ormanı korur. Adına Payna töreni düzenlenir. Avcılar ateş yakıp dua ederek avlarının bereketli ve kazasız geçmesini dilerler. Kimi kültürlerde çocukları korur. Soyun koruyucusu olduğu düşünülür. May Ana'nın farklı bir söyleyişi ve aslında aynı Tanrı olduğunu ileri süren görüşler de mevcuttur.

Papay, Türk, Altay ve İskit mitolojilerinde Yıldırım Tanrısı.

<span class="mw-page-title-main">Alasığın</span>

Alasığın - Türk, Altay ve Moğol mitolojilerinde Kutsal Geyik. Değişik Türk lehçe ve şivelerinde Alageyik (Alakeyik, Alakiyik) veya Alabolan (Alabulan) ya da Alabuğa (Alabuğu) olarak da bilinir. Moğollar ise Kubamaral (Govamaral, Guvamaral) derler. “Gökgeyik / Kökgeyik” tabiri de kullanılır. Yalnızca “Sığın” olarak da ifade edilir.

Barak Ata - Türk mitolojisinde köpek tanrı. Köpek Ata ve Moğollarda Nokay Eçege olarak da bilinir.

Büke - Türk ve Altay mitolojilerinde ejderha demektir. Bükü veya Buka olarak da söylenir. Efsanevi yaratık. Yılana benzer dev bir sürüngendir. Çoğu zaman kanatlı olarak betimlenir. Uçabilir. Ağzından ateş saçar, dişlerinden asit akıtır. Derisi zırh gibi pullarla kaplıdır. Tüm Dünya mitolojilerindeki ortak figürlerden birisidir. Dinozorlar çağından kalma bazı yaratıkların ilkel topluluklardaki düşsel anlatımı olarak düşünülebilir. Moğollarda Buka Noyon devlerin babasıdır ve dokuz oğlu vardır. Badraç adı verilen ejderha yedi başlıdır. Çin kültüründe Lu olarak bilinir. Çin etkileri, Türk ve Moğollarda bu varlığa dair toplumsal anlayışı da değişik oranlarda biçimlendirmiştir.

Çor - Türk, Altay ve Moğol halk kültüründe Cin demektir. Çer, Çur, Şor, Şar, Çora, Çura şeklinde de ifade edilir. Moğolcada Çotgor, Çutgur, Çutkur, Çetger, Çetker, Çidkür, Südkür, Sötkör olarak söylenir. Gözle görülemeyen, ateşten yaratılmış varlık.

Mangus - Türk ve Altay mitolojisinde canavar, hortlak, dev, ejderha gibi içeriklerin tamamını kapsar. Türk dillerinde Mangıs, Mongus, Mogus ve Moğol dillerinde Mongas, Mangas olarak yer alır.

Yel Ana - Türk, Altay, Tatar ve Macar mitolojilerinde Rüzgâr Tanrıça. Cel Ana da denir. Macarlar Szélanya adı da verirler.

Yel Ata - Türk, Altay, Tatar ve Macar mitolojilerinde rüzgâr tanrısı. Cel (Çel, Şil, Cil) Ata da denir. Macarlar Szel Atya (Yel Ata) veya Szel Kraly (Yel Kralı) adı da verirler.

Arank - Türk ve Tatar mitolojisinde Su Cini. Arang (Arañ) veya Anank olarak da söylenir. “Aranklar” şeklinde çoğul olarak anılırlar. Sayıları çok fazladır. Suyun içinde olduğu kadar su dışında da yaşarlar ve her taraf onlarla doludur. Suların akışına hükmederler; sular onların müdahalesiyle hızlı veya yavaş akar. İyicil varlıklardır, nadiren kötü davranırlar. İnsanları korurlar. Bazı kutlu kişiler onları egemenlikleri altına alabilirler. Çölde susuz kalıp ölme noktasına gelen kişilere yardım ederler. “Eren” sözcüğü ile bağlantılı görünmektedir. Türk halk kültüründe çölde susuz yolculuk yapan veya suya ihtiyaç duymadan çölde yaşayan evliya kıssaları anlatılır. Suların akışına hükmederler. Yaran adı verilen bir türlerinin bulunduğu da söylenir veya bu kelime bazen eşanlamlı olarak da kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Ulukayın</span>

Ulukayın – Türk, Altay, Çuvaş, Yakut, Moğol ve Macar mitolojilerinde, halk inancında ve şamanizmde Yaşam Ağacı. Uluğkayın, Ulıkadhın, Olokaygın şeklinde de söylenir. Baykayın, Baykadhın, Paykaygın olarak da bilinir. Eşanlamlı olarak Bayterek veya Ulubuk da denir. Yerle göğü birbirine bağlayan yaşam ağacıdır. Yakutlarda Luk Mas denilir.

Anak İyesi veya Toplağ İyesi, Türk, Tatar ve Altay halk inancında caminin koruyucu ruhu. Toplağ İyesi de denir.

Yalmavuz – Türk ve Altay mitolojisinde Dev. Calmağus veya Yelmeves de denir. “Yalmuz” olarak da bilinir. Çok büyük masal yaratığı. İnsan biçimlidir. Üç, yedi veya 12 başı vardır. Siyah ya da sarı renklidir. Kimi zaman Yelbegen ile eşanlamlı olarak kullanılır. Güneş ve ayın tutulması Yelbegen’in bu gökcisimlerini yemesi olarak anlatılır. Devler, atlara düşmandır. Ayrıca insanları yerler.

Tazşa – Türk ve Altay mitolojisinde ve masallarında sık sık adı geçen kel kahraman. Taşşa veya Tazça olarak da söylenir. Bazen Kalca (Kalça) veya Kelçe (Kelce) şeklinde de geçer.

<span class="mw-page-title-main">Macar mitolojisi</span>

Macar mitolojisi, efsaneleri, masalları, olağanüstü öyküleri, insanüstü varlıkları ve tanrıları içeren bir anlatılar ve derlemeler bütünüdür.