Ribonükleik asid (RNA), bir nükleik asittir, nükleotitlerden oluşan bir polimerdir. Her nükleotit bir azotlu baz, bir riboz şeker ve bir fosfattan oluşur. RNA pek çok önemli biyolojik rol oynar, DNA'da taşınan genetik bilginin proteine çevirisi (translasyon) ile ilişkili çeşitli süreçlerde de yer alır. RNA tiplerinden olan mesajcı RNA, DNA'daki bilgiyi protein sentez yeri olan ribozomlara taşır, ribozomal RNA ribozomun en önemli kısımlarını oluşturur, taşıyıcı RNA ise protein sentezinde kullanılmak üzere kullanılacak aminoasitlerin taşınmasında gereklidir. Ayrıca çeşitli RNA tipleri genlerin ne derece aktif olduğunu düzenlemeye yarar.
Nükleik asitler, bütün canlı hücrelerde ve virüslerde bulunan, nükleotid birimlerden oluşmuş polimerlerdir. En yaygın nükleik asitler deoksiribonükleik asit (DNA) ve ribonükleik asit (RNA)'dır. İnsan kromozomlarını oluşturan DNA milyonlarca nükleotitten oluşur. Nükleik asitlerin başlıca işlevi genetik bilgi aktarımını sağlamaktır.
Sivrisinek, Latince: Culiseta longiareolata çift kanatlılar (Diptera) takımının Culicidae familyasından kan emici zararlı böceklerin ortak adı.
Virüs sınıflandırması, virüslerin taksonomik bir sistem içinde adlandırılma ve gruplandırılmalarını içerir. Hücresel canlıların görece oturmuş sınıflandırma sistemlerinde olduğu gibi, virüs sınıflandırması da süregiden tartışma ve önerilerin konusudur. Bu, büyük ölçüde, virüslerin henüz kesin bir şekilde "canlı" ya da "canlı olmayan" varlıklar olarak tanımlanamamış olmasından kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla da virüsler, bitkiler ve hayvanlar gibi hücresel canlıları konu edinen biyolojik sınıflandırma sistemleri içine çeşitli nedenlerle sorunsuz bir şekilde yerleştirilememektedir.
Sarıhumma Grip benzeri bir tablodan, ağır karaciğer hastalığı ve kanamalı ateşe kadar geniş bir hastalık tablosuna yol açan akut viral bir hastalıktır.
Virüs, sadece canlı hücreleri enfekte edebilen ve böylece replike olabilen mikroskobik enfeksiyon etkenleri. Virüsler; hayvanlardan ve bitkilerden, bakterilerin ve arkelerin de içinde bulunduğu mikroorganizmalara kadar her türlü canlı şekillerine bulaşabilirler.
Retrovirüsler, Retroviridae virüs ailesine ait olan bütün virüsler RNA genomu taşıyan zarflı virüslerdir ve DNA aracılığıyla ikileşme yapabilirler. Diploit olan tek RNA virüsüdür. Ters transkriptaz enzimiyle RNA'dan DNA dönüşümü yapabilen bilinen tek virüs ailesidir. 80 - 120 nm çapında, tek iplikçikli RNA'ya sahip, kompleks yapılı, zarflı virüslerdir. HIV virüsü bu ailedendir. Genetik bilgiyi değiştirebilen virüslerin genel adıdır. Bu ailede Oncovirinae, Lentivirinae ve Spumavirinae alt aileleri bulunur. Bu ailenin insan için en önemli virüsleri Human T Lenfotropik Virüs (HTLV) ve AIDS etkeni olan Human Immunodeficiency Virüs (HIV) bulunur.
Biyokimyada bir ters transkriptaz veya RNA'ya bağımlı DNA polimeraz, tek iplikli bir RNA molekülü okuyup tek iplikli DNA üreten bir DNA polimeraz enzimidir. Bu enzim, ayrıca, RNA tek iplikli cDNA şeklinde okunduktan sonra çift iplikli DNA oluşmasında da görev alır. Normal transkripsiyon DNA'dan RNA sentezidir; dolayısıyla ters transkripsiyon bu sürecin tersidir.
Dang humması veya deng humması (İngilizce: dengue fever), dang virüsü kaynaklı bir enfeksiyondur. Sivrisinekler dang virüsünü bulaştırır. İnsanların kemikleri kırılır gibi şiddetli ağrı çekmesine neden olduğu için, Dang humması “kırık kemik humması” olarak da bilinir. Dang hummasının semptomlarından bazıları şunlardır: baş ağrısı, kızamık görünüşlü cilt kızarıklıkları ve kaslarda ve eklemlerde ağrı. Dang humması, az sayıda insanda hayatı risk haline gelebilir. Bunlardan ilki hemorajik ateş olup kan damarlarında kanama ve sızıntının yanı sıra trombositlerde düşük seviyede kan görülmesine neden olur. İkincisi dang şoku sendromudur ve tehlikeli derecede düşük tansiyona neden olur.
Virüs evrimi evrimsel biyoloji ve virolojinin virüslerin evrimiyle ilgilenen alanıdır. Pek çok virüs kısa jenerasyon zamanlarına ve görece yüksek mutasyon hızlarına sahiptir. Bu özellikleri doğal seleksiyonla kombine edildiğinde virüslerin yeni çevre şartlarına adapte olmalarına imkân tanır.
Rift Vadisi ateşi (RVF) hafif-şiddetli semptomlara yol açan bir viral hastalıktır. Hafif semptomları arasında şunlar bulunabilir: ateş, kas ağrıları ve genellikle bir haftaya kadar uzayabilen baş ağrısı. Şiddetli semptomları arasında ise şunlar bulunabilir: Hastalığın bulaşmasından 3 hafta sonra görme yeteneğinin kaybedilmesi, beyinin enfekte olması birkaç gün içinde şiddetli baş ağrılarına, sersemliğe, kanamaya ve karaciğer sorunlarına neden olabilir. Kanaması olanların ölüm riski 50% düzeyine ulaşmaktadır.
Baltimor sınıflandırması, David Baltimore tarafından geliştirilmiştir. Virüs ailelerini genom türlerine ve replikasyon yöntemlerine bağlı olarak gruplara bölen bir virüs sınıflandırma sistemidir.
Genetik materyali RNA olan virüslere RNA virüsü denir. Nükleik asitleri genellikle tek iplikçikli RNA (tiRNA) yapısındadır ancak çift iplikçikli olanlar da mevcuttur (çiRNA). Önemli insan hastalıklarına neden olan RNA virüslerine örnekler: ebola virüsü, SARS, nezle, grip, hepatit C, batı nil virüsü, çocuk felci ve kızamık.
Viral replikasyon biyolojik virüslerin konak hücrelerde kopyalanması işlemidir. Viral replikasyon sürecinin başlaması için virüsün konak hücreye girmesi gerekmektedir. Virüs açısından viral replikasyonun amacı, kendini kopya ederek türünün üretimini ve yeni konak hücrelere girerek hayatta kalmasını sağlamaktır. Replikasyon, virüsün genom yapısına ve barındırdığı kor proteinlerine göre önemli farklılıklar gösterebilir. Birçok RNA virüsü sitoplazmada gelişirken, birçok DNA virüsü çekirdeğe bağlanır. "
Orthornavirae, ribonükleik asitten yapılmış genomlara sahip ve RNA'ya bağımlı bir RNA polimerazı kodlayan bir virüs alemidir. RdRp, viral RNA genomunu haberci RNA'ya kopyalamak ve genomu kopyalamak için kullanılır.
Riboviria, replikasyon için RNA'ya bağımlı bir polimeraz kullanan tüm virüsleri içeren bir virüs alanıdır. RNA'ya bağımlı bir RNA polimerazı kodlayan RNA virüslerini içerir; ve RNA'ya bağımlı bir DNA polimerazı kodlayan ters transkripsiyon virüslerini içerir.
Pisuviricota, ökaryotları enfekte eden ve Kitrinoviricota, Lenarviricota veya Duplornaviricotanın üyeleri olmayan tüm pozitif iplikli ve çift sarmallı RNA virüslerini içeren bir RNA virüsleri filumudur.
2009 Bolivya dang humması salgını, 2009 yılının başlarında Bolivya'yı vuran ve Şubat ayına kadar ulusal bir acil duruma yükselen bir dang humması salgını yedi. BBC, olayı ülke tarihindeki en kötü dang humması salgını olarak nitelendirdi. En az 18 kişi öldü ve 31.000 kişiye sivrisinek yoluyla bulaşan arbovirüs bulaştı.
20 Ocak 2016'da Angola sağlık bakanı, başkent Luanda'nın bir banliyösü olan Viana belediyesine bağlı Angola'da yaşayan Eritre ve Kongo vatandaşları arasında 23 sarıhumma vakası ve 7 ölüm bildirdi. İlk vakalar 5 Aralık 2015'ten itibaren Eritreli ziyaretçilerde rapor edilmiş ve Ocak ayında Senegal Dakar'daki Pasteur WHO referans laboratuvarı tarafından doğrulanmıştır. Salgın, hızla yayılabilen kentsel sarıhumma bulaşma döngüsü olarak sınıflandırıldı. Sarıhumma virüsünün türünün Angola'daki 1971 salgınında tanımlanan bir türle yakından ilişkili olduğuna dair bir ön bulgu, Ağustos 2016'da doğrulandı. ProMED-mail'den moderatörler, daha fazla yayılmayı önlemek için hemen bir aşı kampanyası başlatmanın önemini vurguladılar. CDC, 7 Nisan 2016'da salgını İzleme Seviyesi 2 olarak sınıflandırdı. DSÖ, orta düzeyde halk sağlığı sonuçları olan acil durum müdahale çerçevesinde bunu 2. derece bir olay olarak ilan etti.
Sivrisinek kaynaklı hastalıklar;, sivrisinekler tarafından bulaştırılan bakteri, virüs veya parazitlerin neden olduğu hastalıklardır. Her yıl yaklaşık 700 milyon insan sivrisinek kaynaklı bir hastalığa yakalanmakta ve 725.000'den fazla ölümle sonuçlanmaktadır.