İçeriğe atla

Sapropel

Sapropel (çörek ve çamur anlamındaki eski Yunanca sapros ve pelos sözcüklerinde türemiştir), deniz jeolojisinde organik madde açısından zengin koyu renkli tortuları tanımlamak için kullanılan bir terimdir.

Sapropellerdeki organik karbon konsantrasyonları ağırlıkça %2'yi aşar.[]

Oluşum

Sapropeller, okyanusal anoksik bir olay (OAE) gibi alt sulardaki düşük oksijen kullanılabilirliği bölümleri sırasında geliştiği düşünülmektedir. Sapropel oluşum mekanizmalarının çoğunda yapılan çalışmalar, bir miktar azaltılmış derin su dolaşımını ortaya çıkarmaktadır. Oksijen, yeni derin su oluşumu ve bunun sonucunda derin havzaların "havalandırılması" ile derin denize ulaşabilir.

OAE'nin iki temel nedeni vardır: Derin su dolaşımında bir azalma ya da artmış üst düzey oksijen talebi. Derin su sirkülasyonundaki bir azalma sonunda organik maddenin çürümesine bağlı biyokimyasal oksijen talebine bağlı olarak derin su oksijen konsantrasyonlarında ciddi bir azalmaya neden olacaktır. Yüzey sularından yapılan ihracat sonucu derin denizin içine batar. Alçak sulardaki oksijen tükenmesi, çökeltilerdeki gömüldüğü sırada batan organik maddenin korunmuş olmasını destekler. Organik zengin çökeller, yüksek verimli yüzey sularına sahip, iyi havalandırılmış ortamlarda oluşabilir; Burada yüksek yüzey talebi oksijeni, derin sirkülasyon akımlarına girmeden önce çıkarır, böylece oksijenin alt sularından mahrum kalır.[1]

Önemi

Küresel okyanus anoksik olaylarından kaynaklanan sapropelik çökeller, önemli petrol kaynağı kayalarından oluşur. Sapropel oluşumunun ayrıntılı proses çalışmaları oldukça yakın tarihli doğu Akdeniz'deki sapropeller üzerinde yoğunlaşmış olup, sonuncusu 9.5-5.5000 yıl önce bırakılmıştır.[2]

Pleistosen'deki Akdeniz'deki sapropeller izole Akdeniz havzasındaki artan yoğunluk katmanlamasını yansıtır. Sapropel olmayan sürelere göre daha yüksek bir organik karbon konsantrasyonu kaydederler; Δ15N'deki bir artış ve δ13C'deki karşılık gelen düşüş azot fiksasyonunun bir sonucu olarak verimliliğin arttığını bildirmektedir.Bu etki daha doğuda havzada daha belirgindi ve artan yağışın denizin bu ucunda en belirgin olduğu düşünülüyordu.[3]

Kullanım alanları

Rumen iş adamı Dinu Patriciu'ya göre sapropel, yeni bir alternatif enerji türü de dahil olmak üzere geniş bir ürün yelpazesine dönüşmesi açısından büyük bir potansiyele sahiptir. Şu anda Dinu Patriciu, Karadeniz'de bu bölgedeki sapropel tortularını inceleyen ve dünyanın birçok üniversitesi ve araştırma enstitüsü tarafından toplanan ve araştırılan tortu çekirdekleri ile ilgili bir deniz araştırması projesine sahiptir.[4]

Sapropel, doğal olarak elde edilebilen, bilinen en iyi gübrelerden birisidir. İçeriğinde bulunan çok sayıda mineral sayesinde toprağın kalitesini artırıp toprak dengesinin bozulmasını engelleyerek verimi artırmada, kaliteli ürünler yetiştirilmesini sağlamakta önemli bir yere sahiptir. Diğer bir kullanım alanı ise kozmetik sektöründedir. Kozmetik, kadınların ekonomik özgürlüklerini kazandıkları günümüz dünyasında hızla yükselen bir eğilim göstermektedir ve ekonomi üzerinde asla azalmayacak bir etkiye de sahiptir. Sapropel de, içerdiği mineraller ve değerli su ile cilde kattığı nem sayesinde, cilde daha genç bir görünüm sağlamaktadır. Bu kapsamda sapropel, son yıllarda çeşitli yararlı materyaller ile desteklenerek, pek çok değişik firmanın üretimleri içerisinde yer almaktadır.[5]

Kaynakça

  1. ^ "Arşivlenmiş kopya". 28 Aralık 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Aralık 2016. 
  2. ^ Eelco J. Rohling, 2001, The Dark Secret of the Mediterranean, 2001, School of Ocean and Earth Science, Southampton Oceanography Centre
  3. ^ Philip A. Meyers and Michela Arnaboldia (2008). "Paleoceanographic implications of nitrogen and organic carbon isotopic excursions in mid-Pleistocene sapropels from the Tyrrhenian and Levantine Basins, Mediterranean Sea". Palaeogeography, Palaeoclimatology, Palaeoecology. 266: 112. doi:10.1016/j.palaeo.2008.03.018.
  4. ^ Patriciu: Examination of sapropelic mud in Black Sea could last 2-3 years, 19 June 2009, wall-street.ro, retrieved at 30 July 2010
  5. ^ http://www.madencilik-turkiye.com/pdfler/mak-1379153525.pdf[]

İlgili Araştırma Makaleleri

Havza, bir nehir ya da göl havzası, nehrin kaynağı ile sonlandığı yer arasında kalan, nehre su veren tüm alanı kapsamaktadır. Akarsuyun ana kolu ve yan kolları ile birlikte sularını topladığı ve drene ettiği bu alana akaçlama havzası da denilir.

<span class="mw-page-title-main">Mineral</span> inorganik kristalleşmiş katı madde

Mineral, doğal şekilde oluşan, homojen, belirli kimyasal bileşime sahip inorganik kristalleşmiş katı bir maddedir. Buna göre minerallerin özellikleri şöyledir; doğal olarak oluşur, herhangi bir parçası bütününün özelliklerini taşır, belirli bir kimyasal formülü vardır, katı hâlde olup nadiren sıvıdır ve inorganiktir.

<span class="mw-page-title-main">Su</span> H2O formülüne sahip kimyasal bileşik, yaşam kaynağı

Su, Dünya üzerinde bol miktarda bulunan ve tüm canlıların yaşaması için vazgeçilmez olan, kokusuz ve tatsız bir kimyasal bileşiktir. Sıklıkla renksiz olarak tanımlanmasına rağmen kızıl dalga boylarında ışığı hafifçe emmesi nedeniyle mavi bir renge sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">Alkan</span>

Alkanlar, (diğer bir deyişle Parafinler) sadece karbon (C) ve hidrojen (H) elementlerinin bulunduğu ve bu elementlerin birbirleriyle tekli bağ yaptığı doymuş alifatik organik bileşiklerin genel ismidir. Alkanlar birbirlerini 1 karbon ve 2 hidrojen ile takip eden bir homolog seri oluştururlar. Örneğin tek karbonlu metan, CH4 formülüne sahipken, çift karbonlu etan C2H6 kapalı formülüne sahiptir. Alkanlarda tüm atomlar tekli bağlarla birbirlerine bağlandığı ve Karbon atomunu bağlayabileceği en fazla Hidrojen atomunu bağladığından dolayı doymuş bileşikler kategorisine girerler. Doymuş hidrokarbonlardan olan alkanlar, CnH2n+2 n=1,2,3,.... genel formülüne sahiptir. Burada n'in 3 veya 3'ten büyük olması hâlinde sikloalkan denilen halkalı yapılar oluşabilmektedirler.

<span class="mw-page-title-main">Karbonmonoksit</span> 0,97 yoğunluğunda, renksiz, kokusuz, zehirleyici bir gaz. Bol miktarda ısı açığa çıkararak mavi bir alevle yanar ve hava ile birleşerek birçok uygulama alanı olan patlayıcı bir karışım oluşturur (CO)

Karbonmonoksit, CO formülüne sahip sadece bir karbon ve bir oksijen atomundan oluşan inorganik bileşiktir Karbonmonoksitte karbon ve oksijen arasında üçlü bağ vardır. Endüstride jeneratör gazı, su gazı, kuvvet gazı ve hava gazı içinde kullanılır. Yakıt olarak da kullanılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Kayaç</span> doğal olarak oluşan mineral agregası

Kayaç, çeşitli minerallerin veya mineral ve taş parçacıklarının bir araya gelmesinden ya da bir mineralin çok miktarda birikmesinden meydana gelen katı birikintilerdir. Kayaç terimi eski Türkçede sahre, yeni Türkçede külte ve yabancı dillerdeki rock, roche, gestein sözcükleri karşılığı kullanılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Güney Okyanusu</span> okyanus

Güney Okyanusu ya da Antarktika Okyanusu, bazı coğrafya ve çoğu hidrografi kaynaklarına göre Antarktika kıtasını çevreleyen su kütlesidir. Bu okyanus, dünyanın dördüncü büyük ve en son tanımlanmış okyanusudur.

<span class="mw-page-title-main">Sedimantoloji</span>

Jeolojinin bir alt bilimi olan sedimantoloji biliminin konuları, yer kabuğundaki tortulların ve tortul kayaçların tanımlanması, sınıflandırılması ve orijininin araştırılması olarak sıralanabilir. Sedimantoloji, jeoloji içerisinde önemli bir yere sahiptir. Bunun nedeni yerkürenin yüzeyinin %75'i kadarının tortul (sedimanter) kayaçlardan oluşmuş olması ve şu anda kullanılan karbon bazlı (hidrokarbonik) enerji kaynaklarının tamamına yakınının bu tortul kayaçlardan çıkarılıyor olmasıdır. Ayrıca sedimenter sahalar çok verimli topraklara sahiptir. İklim şartlarının da uygunluğu yanında diğer şartların uygun olması durumunda tarım için çok önemli alanlar olabilirler.

Yağ, oda sıcaklığında yüksek viskoziteye sahip, yüksek miktarda karbon ve hidrojen içeren, suyla karışmayan ancak diğer yağlarla kolayca karışabilen maddelerdir. Yağlar yiyecek, yakıt, boya, makine sanayii dâhil birçok değişik amaçla kullanılırlar.

<span class="mw-page-title-main">Ural Nehri</span>

Ural Nehri veya Yayık Nehri, Rusya ve Kazakistan topraklarından geçen nehir.

<span class="mw-page-title-main">Tortul kayaçlar</span>

Üç ana kayaç türünden biri olan tortul kayaçlar, yeryüzünde en çok görülen kayaç türüdür. Dünya'nın yüzeyinin yaklaşık yüzde 75'ini yerkabuğunun ise yaklaşık yüzde 8'ini kaplarlar. Bu kayaçlar genellikle tabakalı olarak bulunurlar ve içerisinde organizma kalıntıları (fosil) bulundururlar. Sarkıt ve dikitler bu kayaçların oluşturduğu jeolojik yapılara örneklerdir. Tortul kayaçların büyük bir kısmı dış etmenler tarafından yeryüzünün aşındırılmasıyla meydana gelen çeşitli büyüklükteki unsurların (sediman) taşınarak çukur sahalara biriktirilmesi sonucu oluşmuşlardır. Bu olaya genel anlamda tortullaşma denir. Biriken unsurlar önceleri boşluklu gevşek bir yapıya sahiptirler. Fakat zamanla sıkışıp sertleşirler. Bir birikme sahasında, sonradan biriken unsurlar öncekiler üzerinde birikerek ağırlıkları vasıtasıyla basınç yaparlar. Bu basınç sonucu unsurlar, aralarındaki boşlukların küçülmesi ve büyük ölçüde ortadan kalkmasıyla sıkışır ve sertleşirler. Tortul depoların veya kayaçların oluştukları ortamlar yerden yere farklılık gösterirler.

<span class="mw-page-title-main">Bartın Çayı</span> Karadenize dökülen akarsu

Bartın Çayı, Antik Partenios, MÖ yıllarda Parthenios adı ile anılan ve kente adını veren Bartın Irmağı'dır.Kastamonu ve Karabük'te bulunan Ilgaz Dağları'nda doğar, kuzeye doğru akar, şehir merkezinde Gazhane Burnu'nda birleşen Kocaçay ve Kocanazçay'ının oluşturduğu ırmak, 15 Km. akarak Boğaz mevkiinde Karadeniz'e ulaşır.

Karbon döngüsü, ekosistemdeki canlıların yapısını oluşturan en önemli elementlerden biri karbondur. Karbon, canlılardaki bütün organik bileşiklerin yapısında bulunur.

<span class="mw-page-title-main">Su temizleme</span>

Su arıtma istenmeyen kimyasalları, biyolojik kirleticileri, askıda katı maddeleri(AKM) ve gazları sudan uzaklaştırma işlemidir. Amaç, belirli amaçlara uygun su üretmektir.

<span class="mw-page-title-main">Evaporit</span>

Evaporit, sulu bir çözeltinin buharlaşmasıyla kristalleşme ve yoğunlaşma sürecinde sonuçlanır. Evaporit suda çözünen mineral sedimentin (mineralin) ismidir. İki çeşit tuz taşı birikintisi vardır:

  1. Okyanus birikintisi olarak da bilinen marine ve göller gibi suyun ana bloklarında bulunmaktadır.
  2. Evaporit tuz taşları çökelti kayaları olarak bulunur.
<span class="mw-page-title-main">Ayrışma (jeoloji)</span>

Ayrışma, çözünme veya günlenme, yerkabuğunu oluşturan kayaçların yüzey kısımlarında fiziksel ve kimyasal etkenlerle meydana gelen değişimlerdir. Bu etkenlerin yanında atmosferdeki gazlar, sıcaklık, su, organizmalar da ayrışmada etkilidir.

<span class="mw-page-title-main">Kararlı izotop oranı</span>

Kararlı izotop oranı kavramı durağan nükloid kavramına yakın bir anlama sahiptir. Durağan izotoplar; buharlaşma ve yoğunlaşma gibi fiziko-kimyasal proseslerle konsantrasyonları değişmesine rağmen zaman içinde değişmeyen izotoplardır. Yani duraylı (kararlı) izotoplar, radyoaktif bozulma göstermeyen izotoplardır. Fakat çoğul durağan izotop kavramı, genellikle belirli bir element üzerindeki nükleoidler üzerinde konuşulurken kullanılır. Bundan dolayı durağan izotoplar dediğimiz zaman üzerinde konuştuğumuz belirli elementin izotoplarından bahsediyor oluruz. Kısacası aynı elementin izotopları kastedilir. Birbiri ile bağıntılı bollukta olan buna benzer durağan izotoplar deneysel olarak “izotop analizi” yönetmi ile bulunabilmektedir. Bulunan bir izotop oranının bir deney aracı olarak kullanılması mümkündür. Teorik olarak, bu tarz durağan izotoplar “radyometrik tarihleme yöntemi” denilen yöntemde kullanılan ve bir radyoaktif bozulmanın ürünleri olan radyojenezik durumları içerebilirler. Ancak, kullanım olarak “durağan izotop oranı” dediğimizde genellikle kastedilen doğada kimin izotop fraksiyonlanmasının bolluğundan birbirine bağıl olarak etkilenip etkilenmediğini söylemektir.

Tarihlendirme yöntemleri özellikle sağladığı yüksek doğruluk derecesi ve güvenilir sonuçlar veriyor olması nedeniyle başta yerbilimleri olmak üzere birçok disiplin tarafından, çok çeşitli amaçlar için kullanılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Çamurtaşı</span>

Çamurtaşı, silt ve kil parçacıklarının bir karışımını içeren silisli bir tortul kayaçtır. "Çamurtaşı" terminolojisi, kireç taşları için Dunham sınıflandırma şeması ile karıştırılmamalıdır. Dunham'ın sınıflandırmasına göre, çamurtaşı yüzde ondan daha az karbonat taneleri içeren herhangi bir kireç taşıdır. Not, bir silisiklastik çamurtaşı karbonat taneleri ile ilgilenmez. Friedman, Sanders ve Kopaska-Merkel (1992), silisiklastik kayaçlarla karışıklığı önlemek için "kireç çamurtaşı" kullanımını önermektedir.

<span class="mw-page-title-main">Biriktirme ortamı</span>

Jeolojide, çökelme ortamı veya tortul ortam, belirli bir tür çökeltinin çökelmesi ile ilişkili fiziksel, kimyasal ve biyolojik süreçlerin kombinasyonunu ve dolayısıyla, çökelti kayada korunursa litoifikasyondan sonra oluşacak kaya türlerini tanımlar. Çoğu durumda, belirli kaya türleri veya kaya türlerinin birlikleri ile ilişkili ortamlar, mevcut analoglarla eşleştirilebilir. Bununla birlikte, jeolojik zaman çökeltileri ne kadar geride bırakılırsa, doğrudan modern analogların mevcut olmama olasılığı o kadar yüksektir.