Eğitim; okullar, kurslar ve üniversiteler vasıtasıyla bireylere hayatta gerekli olan bilgi ve kabiliyetlerin sistematik bir şekilde verilmesi. Öğretmen, eğitmen, mentor, pedagoglar gerekli bilgileri öğrencilere verirler.
Michel Foucault, Fransız filozof, sosyal teorist, tarihçi, edebiyat eleştirmeni, antropolog, psikolog ve sosyolog.
Gey, eşcinsel anlamında bir sıfat, terim ve isim. Genellikle eşcinsel erkekleri belirtmek üzere kullanılan terim, aynı zamanda eşcinsel kadınları tanımlamak için de kullanılmaktadır. Türkçeye İngilizcedeki "gay" kelimesinden; İngilizceye ise Eski Fransızcadaki "gai" kökeninden geçmiştir. Aslen "neşeli, umursamaz" ve "canlı renkli, gösterişli" anlamlarına gelen gey terimi ilk olarak 1960'lı yıllardan itibaren erkek eşcinseller tarafından kendilerini tanımlamak amacıyla kullanılmaya başlanmıştır. İngilizcedeki "gay" kelimesinin diğer anlamlarında kullanımı da zamanla yok olmaya yüz tutmuştur. Kadın eşcinsel anlamına gelen lezbiyen kelimesi ise 1800'lü yıllardan beri kullanılmaktadır.
İmparatorluk, genellikle bir imparator olan tek bir yönetici otoriteye tabi olan birkaç bölge ve halktan oluşan egemen bir devlettir.
Toplumsal devrim kavramı, anarşist teoride, sahip olunan siyasal perspektife göre çeşitli anlamlar yüklenen, toplumun tümüyle yeniden örgütlenmesini amaçlayan, öncü veya politik değil aksine aşağıdan yukarıya gelişen bir devrimi ifade eder. Peter Kropotkin kavramı şöyle dile getirmiştir: "Toplumsal devrim, ülkenin endüstriyel, ekonomik yaşamının ve aynı zamanda tüm toplum yapısının yeniden örgütlenmesi demektir." Troçkist hareket açısından ise toplumsal devrim, var olan mülkiyet ilişkilerinin parçalandığı bir ayaklanmaya işaret eder.
Gelenek ve görenekler; bir toplumda, bir toplulukta çok eskilerden kalmış olmaları dolayısıyla saygın tutulup kuşaktan kuşağa iletilen, yaptırım gücü olan kültürel kalıntılar, alışkanlıklar, bilgi, töre ve davranışlar.
Giyim piyasasında fark yaratacak şekilde, temel giyim ihtiyacı olan ürünlerde müşterinin beğenisine hitap edecek yeni ürünlerin tasarımını yapan kişiye stilist, yapılan işe stilistlik denir.
Emperyalizm, yayılmacılık veya ekspansiyonizm, bir devletin veya ulusun başka devlet veya uluslar üzerinde kendi çıkarları doğrultusunda etkide bulunmaya çalışmasıdır. Etkileyen devlet, etkilenen devletin kaynaklarından "yararlanma" hakkına sahiptir.
Totalitarizm, tüm yetkilerin merkezîleştirildiği, devlete ve hükûmet yöneticilerine mutlak itaat beklendiği diktatörlükvari yönetim biçimidir. Totalitarizm ile yönetilen devletler totaliter devlet olarak bilinir. Totalitarizmde bireysel özgürlüklere izin verilmez ve bireyin yaşamının tüm alanları devlet kontrolüne bırakılır.
Basın-yayın, günlük dilde radyo, televizyon, gazete, dergi gibi elektronik veya yazılı basın organlarını anlatmak için kullanılan bir terimdir.
Erdem veya fazilet, ahlaki olarak doğru olan şeyi yapıp yanlış olanı yapmamaktır. Erdem kavramı, felsefe tarihinin başlangıcından beri yer alır. "İnsanın ve yaşamın anlamı nedir?" sorusuna verilen felsefi cevap başlangıçta "erdemli olmak" olarak belirtilmiştir. Örneğin mutluluk yaşamın temel amacıdır ve mutluluğa ulaşmanın yolu erdemli olmaktan geçer. Bu düşünceye göre erdemli olmaksa ancak bilgi sahibi olmakla mümkündür. Ayrıca erdemli olmak bilgi sahibi olmak demektir.
Rekabet, üstünlük sağlama amacı ile rakiplere karşı yürütülen yarışma etkinliklerinin bütünüdür. Bu terim işletmecilik, iktisat, çevrebilim, spor ve sanat dallarını da içeren alanlarda sıkça kullanılır. Rekabet iki ya da daha çok güç, kuruluş, işletme, sistem, birey ya da grup arasında yeralabilir.
Sosyalist devlet ya da sosyalist cumhuriyet bir sosyalist toplum oluşturma ülküsüne anayasal olarak bağlı devlettir. Yasama gücünün yardımıyla bir sosyalist ekonomi kurma düşüncesini ifade eden devlet sosyalizmi stratejisiyle yakından ilintilidir. Öte yandan; işçi devleti, yönetimin işçi sınıfının kontrolünde olduğu devlet yapısını tanımlamak amacıyla kullanılmaktadır. Bu kavram, liberal demokrat bir devlette seçimle iş başına gelen bir sosyalist partinin oluşturduğu sosyalist hükûmetle aynı anlamı taşımamaktadır.
Topluluk, ortak değerleri paylaşma, aynı mekânda yaşama, benzer yaşama deneyimlerine, ortak çıkarlara sahip olma gibi ortaklıklara sahip insanların meydana getirdiği sosyal birimleridir.
Kamulaştırma, devletleştirme ya da istimlak, devletin kamu yararını gözeterek özel mülkiyete ait taşınmaz malları bedelini ödeyerek mülkiyetine geçirme işlemidir. Kamulaştırmanın temel dayanağı, kamu yararının gözetilmesidir. Devlet, toplumun genel çıkarlarını korumak ve geliştirmek amacıyla özel mülkiyeti kamulaştırabilir. Devlet, ekonomik ve sosyal düzeni sağlama, toplumsal refahı artırma ve kamu hizmetlerini geliştirme gibi sorumluluklarını yerine getirebilmek için kamulaştırma yetkisini kullanabilir.
Siyasi özgürlük ya da politik özerklik demokratik toplumların en önemli özelliklerinden biri olarak görülür. Tarih ve politik düşünce içerisinde merkez bir kavramdır. Boyundurluk ya da baskı rejiminden özgür olma (muaf) ilişkisi olarak tanımlanır.
Cinsel Devrim, Batı dünyasında 1950'li yılların ortalarından başlayıp 1960'larda belirginlik kazanan, genel olarak cinselliğin evliliğe, tek eşliliğe, heteroseksüelliğe ve üremeye indirgenmesine karşı çıkan, cinsel özgürlük konusunda haz ve istek üzerine her eylemi meşru gören bir siyasi harekettir.
Gleichschaltung, Nazi terminolojisine ait bir kavram olup "Nazileştirme süreci" denebilecek bir anlamı vardır. Bu sürecin amacı, Nazi Almanyası'nın "ekonomi ve ticaret birlikteliklerinden medyaya, kültüre ve eğitime" kadar topluluğun her alanında totaliter kontrol ve koordinasyon sistemi oluşturmasıydı.
Sınıfsız toplum, toplumu oluşturan bireylerin statü,mülkiyet veya destekledikleri siyasi birlik gibi özelliklerle eşit olmayan konumlara dağılmadıkları toplum düzeni.
Sosyal kontrol, toplumun veya toplumdaki bazı unsurların bireyi belli normlara uymaya zorlamasıdır. Sosyal kontrolün amacı toplumda düzeni sağlamaktır. Resmi ve gayri resmi olmak üzere iki çeşidi vardır.