İçeriğe atla

Sanlav

Sanlav, İslamiyet öncesi Şamanlık döneminde kullanılan öz Türkçe bir kelimedir. Şamanlık döneminde her köyün ya da kabilenin bir "saygın kişisi" vardı. Bu kişinin toplum içindeki yeri Alevi toplumundaki "dede" makamı ile aynıdır ve aynı kültürün bir devamıdır.

Sanlav, içinde bulunduğu topluluğun "saygın kişisi" sıfatıyla davranır ve kararlar verirdi. Bu kararlar idari ve siyasi kararlar olmayıp tamamen töresel davranışların düzeni ile ilgiliydi. Bu bağlamda sanlav, köyde ya da kabilede doğan çocukların ergenlik çağına kadar taşıyacakları ilk isimlerini verirdi. Bu çocukların ergenlik çağından sonra taşıyacakları isimlerini ise köyün ya da kabilenin reisi, şefi verirdi. Çocuğun anne ya da babası çocuklarına isim koyamazlardı. Bu işi sanlav ve kabile reisi yapardı.

Bu töresel davranışa bağlı olarak günümüzde bile birçok Türk kültür dairesindeki topluluklarda anne-babalar kendi büyüklerinin yanında (kendi anne-babaları) çocuklarını kucaklarına almazlar. Bu davranış Türk kültüründen etkilenen diğer komşu ve birlikte yaşanan kültürlere de yansımıştır. Bu isim koyma biçimi aynen Kuzey Amerika yerlilerinde de görülmekte ve bu nedenle de Orta Asya halk toplulukları ile Kuzey Amerika yerli toplulukları arasındaki ırksal ve kültürel bağların birliği savına destek olarak kullanılmaktadır.

Bu töresel davranış günümüze kadar kısmen değişerek gelmiştir. Günümüzde ailede doğan çocuklara ya ailenin saygın bir kişisi isim vermektedir ya da erkeğin ya da kadının ailesindeki saygın bir kişinin ismi veya güvendikleri, inandıkları kişilerin ismi verilmektedir. Sonuç olarak, sanlav kelimesi "isim veren, isim koyan" anlamında bir sıfattır.

Ayrıca bakınız

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Şamanizm</span> ruhlarla iletişim kurabilmek için vecde amaçlı ritüel

Şamanizm, bir şamanın çeşitli bilinç durumları aracılığıyla ruh dünyası ile etkileşime girdiği dini bir uygulamadır. Uygulama genelde kâhinlik ya da iyileştirme gibi amaçlarla yapılır.

<span class="mw-page-title-main">Aile</span> aralarında yakın akrabalık bağı bulunan kişiler grubu

Aile veya ocak, toplumun en küçük birimi olarak kabul edilen sosyal bir yapı. En küçük, yani "çekirdek" olarak adlandırılan bir aile; baba, anne ve çocuklardan oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Vandallık</span> Bilerek zarar verme eylemi

Vandallık veya akım olarak vandalizm, bilerek ve isteyerek, kişiye ya da kamuya ait bir mala, araca ya da ürüne zarar verme eylemidir.

İsim, özel-genel (cins), canlı-cansız, somut-soyut tüm varlık, kavram ve olayları karşılayan sözcüklerdir. Sıfat, zarf, zamir gibi kelime grupları isim soylu kelimeler olarak kabul edilir. Türkçede isimler genel olarak kabul edilen dört farklı şekilde sınıflandırılır:

<span class="mw-page-title-main">Baba</span> çocuğun erkek ebeveyni

Biyolojik olarak baba, anneye sperm vererek bir çocuğun dünyaya gelmesinde rol alan erkek. Genlerin yarısı babadan gelir. Bununla birlikte "baba" tanımı sosyolojiden hukuka, farklı alanlarda farklı şekillerde açıklanır.

<span class="mw-page-title-main">Amerika Birleşik Devletleri Kızılderilileri</span>

Kızılderililer ya da Amerika Yerlileri veya kısaca Yerliler, Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşayan Kızılderililer için kullanılan ortak birleştirici ad. Dilce birbiriyle akraba olmayan en az iki ayrı grupta toplanırlar: Sibirya kökenli olan Na-Dene dilleri ile Na-Dene dilleri dışındaki bütün Kızılderili dillerini içeren Amerind dilleri.

Ergenlik, adolesans veya puberte, insanlarda meydana gelen, çocukluk çağı ile yetişkinlik çağı arasındaki geçiş dönemidir. Ergenlik, bireyde çocuksu tutum ve davranışların yerini yetişkince tutum ve davranışların aldığı, cinsiyet karakterlerinin kazanıldığı, bireyin yetişkin rolüne psikolojik ve bedensel olarak hazırlandığı dönemdir. Ergenliğe giriş için kesin bir zaman olmasa da genel olarak kızlar 10-14 yaş arasında ve erkekler 12-16 yaş arasında yaşlarında ergenliğe girebilirler.

Batıl inanç, genellikle bilgisizlikten, bilimsel bilgilerin veya nedenselliğin yanlış anlaşılmasından, kadere veya büyüye inanmaktan, olağanüstü etkileri algıladığını sanmaktan veya bilinmeyene karşı duyulan korkudan kaynaklanan inanç veya uygulamalardır. Batıl inançlar çoğu zaman şans, kehanet ve belirli ruhani varlıklarla ilişkilidir. Kaynak ve mantıklı bir açıklamadan uzak, uygulamalarda din adı kullanılan inanç ve hareketlere söylenen bir terimdir.

Ataerkillik ya da patriyarki, erkek otoritesine dayanan bir tür toplumsal örgütlenme düzenidir. Bu düzenin temelini erkeğin üstünlüğü fikri oluşturur; soy erkekler tarafından belirlenir, hakimiyet erkeklerindir. Bu toplumlarda erkeklere kadınlardan daha çok saygı gösterilir. Bu erkek üstünlüğü ilkesi etrafında, toplumun kültürü, adetleri, inancı ve mitolojisi, anaerkil düzenli toplumunkinden farklı bir biçim oluşturur.

Zamir veya adıl, cümlede varlıkların adları yerine kullanılabilen ve adların yerine getirdiği bütün işlevleri yerine getirebilen ad soylu sözcük. Ben, sen, o, biz, siz, onlar; kendim, kendin, kendi, kendimiz, kendiniz, kendileri; bu, şu, o; kim, ne ve biri gibi kelimeler, sıklıkla zamir olarak kullanılır. Türkçede herhangi bir sözcüğü zamir olarak adlandırmak yanlış olur çünkü pek çok ad soylu sözcük gibi zamirler de cümlede ayrı görevlerde kullanılabilir:

Sıfat ya da ön ad; isimlerin ya da diğer sıfatların önüne gelerek onları miktar, sıra, konum, renk, biçim, bıraktığı izlenim gibi çeşitli yönlerden tanımlayan, tarif eden kelime türüdür. Sıfat ile nitelediği veya belirttiği ismin oluşturduğu kelime grubuna "Sıfat Tamlaması" denir. Her sıfat, bir Sıfat Tamlaması kurar. Sıfatın olduğu heryerde aynı zamanda Sıfat Tamlaması'ndan da sözedilir. Sıfat Tamlaması'nın çeşitleri yoktur.

<span class="mw-page-title-main">İnsan yamyamlığı</span> daha çok din, tapınma, büyü vb. amaçlarla insan eti yiyen kimse

İnsan yamyamlığı (Antropofaji), insanın, kendi türünden varlıkların (insan) etini veya iç organlarını yeme eylemi ya da alışkanlığıdır. Yamyamlık eylemini gerçekleştiren kişi yamyam olarak adlandırılır. Yamyamlık ifadesi türlerden birinin aynı türün bir diğer üyesinin tüm parçalarını ya da bir kısmını seksüel yamyamlığa ek olarak yemek amacıyla tüketmesi olarak zoolojiyi de kapsar.

Sefaradlarca Zeved habat Aşkenazlarca Simhat bat denen Yahudilikte yeni doğan kız çocuklarına isim koyma törenidir.

<span class="mw-page-title-main">Kürt sineması</span>

Kürt sineması, Türkiye, Irak, Kürdistan Bölgesel Yönetimi, Suriye, İran veya Kürt diasporası gibi bölgelerde yaşayan Kürtlerin film endüstrisine dair faaliyetlerini ve sinema kültürlerini kapsamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Levi (Yakub'un oğlu)</span> Eski Ahit karakteri

Levi, Tekvin'e göre, Yakup ile Lea'nın üçüncü oğlu ve Levi kabilesinin kurucusudur; fakat Arthur Peake'in iddiasına göre, kabilenin diğer İsrail kabilelerine bağlılığını göstermek için sonradan eklenmiştir. Bazı dini ve siyasi ayrıcalıklar Levilere verilmişti ve Tevrat'ın ilk kaynakları olan Yahvist ve Elohist'e göre Levi rahip demek olup bir soyla ilgisi yoktur; bunun bir soy olarak gösterilmesi Ruhbani kaynağa ve Musa'nın kutsamasına rastlar; bunun amacı ruhban sınıfını farklı bir köke dayandırma çabasıdır.

Kişi adı, bir bireyin kolaylıkla tanınması amacıyla kullanılan uygun isimlerden oluşan kişi adı olup, genellikle doğumda veya genç yaşlarda soyadı ile birlikte verilir. Verilen bu ad bir insan için nadir durumlar dışında neredeyse evrenseldir. Bu durumlara bir örnek olarak, herhangi bir yazılı kayıt bulunmadan doğal afet veya başka türlü nedenlerle tek başına büyümüş vahşi çocuklar gösterilebilir. Çocuk Hakları Sözleşmesi'nde bir çocuğun doğumdan itibaren isim hakkına sahip olduğunu belirtilir. Amazon ormanlarında yaşayan Machiguenga insanı gibi bazı dünyadan izole olmuş kabilelerde ise özel isimler bulunmayabilir.

<span class="mw-page-title-main">Karen Horney</span> Alman kökenli Amerikalı psikanalist (1885-1952)

Karen Horney, Alman kökenli Amerikalı psikanalist. Neo-Freudyen bir ekol olan “ego psikolojisinin” temsilcisi olmuştur. Freud'dan farklı olarak kişiliğin ve nevrozun oluşumunda biyolojinin ve dürtüsel güçlerin etkilerinden çok kültürel etmenler üzerinde durur.

Türk adları, her toplumun olduğu gibi Türk toplumunun hayat tarzını, sosyal yapıyı ve düşünce yapısını yansıtır, toplumun aynası kabul edilir. Toplumların kendilerine özgü ad verme gelenekleri vardır. Eski Türklerde çocukların ergenlik çağına ulaşana kadar başardıkları bir işe göre isim verilirdi.

İslam ve çocuklar konusu, İslam'daki çocukların haklarını, çocukların ebeveynlerine karşı görevlerini ve ebeveynlerin hem biyolojik hem de evlatlık çocukları üzerindeki haklarını içerir. Ayrıca farklı düşünce okullarına ilişkin haklar konusundaki görüş ayrılıklarından bazıları da tartışılmıştır.

Urve bin Mesud, Muhammed'in sahabesi olan Benî Sakif kabilesinden bir Taif reisidir. Kabilesinden İslam'ı ilk kabul edenlerden biriydi ve memleketinde İslam'ı tebliğ ederken arkadaşları tarafından öldürüldü.