İçeriğe atla

Sanatsal anatomi

Sanatsal anatomi, mekan içinde hareket halinde olan insan bedeninin yapısını ve biçimini inceleyip resmini doğru çizmeyi ve aynı zamanda ivme ile hacim arasındaki ilişkiyi araştırmayı amaçlamaktadır. İnsan bedeninin sanatsal yapısıyla ilgilenmek onun tıbbi anatomisiyle ilgilenmeyi gerektirmez. İkisi birbirini tamamlar.

Bedenin Genel Orantıları ve Ölçüleri

  • Ön Gövde: Üç baş boyu. Apış arasından iki omuz arasına çizilen dikey bir çizgi iki memeyi ortadan ayırır, göbek çukurundan geçerek apış arasını ikiye böler.
  • Arka Gövde: Üç buçuk baş boyu. İki omuz ortasından kuyruk sokumuna indirilen dikey bir çizgi kürek kemiklerinin arasından geçer, bel adelelerinin ortasına geçer, bel kemiğinin üstünden geçerek tam kuyruk sokumunda son bulur.
  • Boyun: Dik durduğunda yarım baş boyu. Çeneden başlayıp gırtlakta sona erer.
  • Kol: İki artı üç çeyrek baş uzunluğundadır. Bilekten başlayıp çizgi göbek hizasında olan dirsekten geçer, omuzda son bulur. Bilek ,apış arası hizasındadır. Elin boyu 3/4 baştır. Böylece bir kolun tam uzunluğu üç buçuk baş uzunluğunda olur.
  • Bacak: Dört baş boyudur. Kalçadan aşık kemiği hizasına kadar olan çizginin ortası diz kapağı hizasına rastlar. Ayak yüksekliği dörtte bir baş büyüklüğünde olup bir bacağın tam boyu dört artı bir çeyrek baş büyüklüğünü bulur.
  • El: Baş boyunun dörtte üç boyunda, ya da, çene hizasından alın saçlarının çıkış noktasına olan mesafedir.
  • Ayak: Ayağın boyu kolun alt kısmı ya da bir artı bir çeyrek baş uzunluğundadır.

Anatomi Ayrıntıları

Baş

I - Büyük Hacimler

İnsan başı iki ana hacimden oluşur: Kafatası toparlağı ve suratın silindir şekli. Her birinin hudutları kesin olarak belirlidirler. Kafa toparlağı tam kaşların hizasında biter. Surat silindiri ise alt çene kemiğinin at nalı çizgisinde son bulur.

Ölçüler: Yandan bakıldığında, kafatası kütlesi ön sınırı burun kemerinden aşağı çene hizasına inen bir çizgiyle, arka taraftaki çıkıntı ise kaş kemeri ile çene ucu arasına değen bir yatay çizgi hizasında son bulur.

Oranlar: Önden bakıldığında boş oval şekildedir. Yandan görünüm ise iki yumurtanın biri yatay diğeri dikey üst üste konmuş halini andırır. Önden görüldüğünde başın eni yüksekliğinin üçte ikisidir. Alın ortasından çeneye kadar inen bir çizgiyle suratı oluşturan oval ikiye bölünür. Bu iki parçadan birinin eni yukarıdan aşağıya üç kez konduğunda surat ovalinin şekli oluşur. Oran 2/3'tür. Yani yüz valinin eni iki bölüm, boyu üç bölümdür. Yandan görüldüğünde, yani üst üste konmuş yumurtalar görünüşünde kafa üç eşit üçgenden oluşmaktadır.

II - Ufak Hacimler

Genelde, insan başında dokuz ayrı ufak hacim bulunur. Bunların hepsi surat kısmında toplanmışlardır.

Ölçüler

  • Kaş Çıkıntısı: Kafa tepesinden çene ucuna olan mesafenin yarısında.
  • Burun Ucu: Kaş çıkıntısı ile çene ucu arasındadır.
  • Elmacık Çıkıntısı: Burun kanatlarının çukuru hizasında
  • Göz Çukuru: Kaş kemerinden başlayıp burun kemeri hizasında biter.
  • Ağız Silindiri: Burun temlinden başlar, burun ucundan çene ucuna 2/3 mesafede biter. İki yan uçları ise göz çukurları iki yanlarında inen iki dikey çizgiyle sınırlanır.
  • Çene Kübü: Burun temelinden çene ucuna mesafenin kalan bölümü.
  • Alt Çene Köşesi: Ağız silindirinin alt sınırı hizasındadır.
  • Elmacık Kemiği yatay kemeri: Göz çukuru altıyla elmacık kemiği altından başlayıp kulak ortasına giden yatay çıkıntıdır.
  • Kulak Kıkırdağı Formu: Alt çene arkasında olup kaş çıkıntısı ile burun ucu arası mesafesi büyüklüğündedir.

Boyun

I - Hacimler

Boyun sütunu kafatasının bitiminden başlayıp aşağı doğru eğri çizerek köprücük kemiklerinde son bulur. Arka kısımda ise, belkemiğinin iki omuz kası arasındaki çıkıntısı boynun sınırıdır. Bu çıkıntı kaburga kafesinin arka kısım başlangıcını oluşturur. Önde, boyun sütunu köprücük kemiklerine kadar iner. Boyun sütunu beş önemli bölümden oluşur. Bunlar boyuna biçim verirler. Kötü çizilirse biçim bozulur.

II - Ölçüler

Dik durduğunda boynun önden görünüşü çeneden boyun çukuruna kadar yarım baş uzunluğundadır. Genişliği, önden bakılınca çeneler kadar geniş değildir. Fakat gırtlak çıkıntısından aşağı doğru basıklaşır, trapez kasları ise omuzlarda genişler.

II - Çizerken Dikkat Edilecek Hususlar

Baş, dönerken, bükülürken ve uzanırken devamlı olarak boynu da beraberinde hareket ettirir. Bu nedenle resim yaparken çenenin durumuna dikkat etmek yararlıdır. Boyun, genel olarak çenenin hareketlerini izler. Baş yana bükülürse boyun da çeneyi izleyerek bükülecektir.

Gövde

I - Üst Gövde Hacimleri

Gövdenin üst göğüs kütlesi, göğüs kafesi, aşağı doğru daralan bir kutu gibidir. Omuz hizasında geniş olup dirseklerin hizasında darlaşır. Bu hacim arkaya doğru yaklaşık 15 derece meyillidir. Bu durumda gövdenin boyu bir baş artı 3/4 dir. Göğüs çıkıntısı öne doğru diyafram çukuruna göre bir baş kadar çıkar. Sırt çıkıntısı ise arkaya doğru 3/4 baş kadardır. Bele doğru bir baş uzunluğu kadar giderek incelir.

II - Alt Gövde Hacimleri

Gövdenin alt kısmı, alt karın belde ince olup kalçalarda genişleyen bir kutu şeklindedir. Bu hacim karın ucunda ileri çıkık olup arkaya doğru 15 derece meylederek göğüs kafesini dengeler. Her iki kütle birbirinden yarım baş boyu ayrılmıştır. Yani göğüs kafesinden kalça çıkıntısına.

III - Büyük Kas Hacimleri

Ön gövde de başlıca altı kas grubu vardır. Göğüs kasları. İki dikey sıra karın kasları (Bunlar yatay iki hatla altı bölüme ayrılırlar) ve iki yandaki böğür kasları. Bu küçük kaslar göğüs kaslarının altından inerler. Kolları aşağı sarkık iken beş adet olan bu kaslar kollar yukarı kalktığında altı adet görünür. Arka gövde de ise on dört büyük kas grubu bulunup belkemiğinin iki yanında yedişer adettirler. Bu kaslar şunlardır: Sırtın üst kısmındaki üçgen şekilli Trapezius kasları. Bunlar kafatası ile kürek kemiklerini birleştirip aşağı doğru daralırlar. Latismus dorsi kasları kol altından başlayıp kasığa kadar inerler. Extremus oblique belde önden başlayıp kalça kavisinde biter. Sacro spinalis sütunları belkemiğini dik tutan beldeki güçlü kaslardır. Gluteus maximus lar yani but ya da kaba et denilen kaslar kalçadan başlar ve bacaklara bağlanırlar. Son olarak da kürek kemiklerini kollara bağlayan Deltoid,Infraspinatus, Teres minor ve major kas gruplarını sayabiliriz.

IV - Ölçüler

Gövde, önden görüldüğünde tam olarak üç Baş uzunluğunda olup arka görünüşü ise üç buçuk baş uzunluğundadır. Ön ölçüler şöyle ayrılırlar: Boyun kemiklerinin ortasından göğüs kaslarının altına birinci baş boyu. Göğüs hattından göbek hizasına ikinci baş boyu. Göbek hattından apış arasına üçüncü baş boyu, karın çıkıntısı göbek hattıyla apış arasında bir kafa şeklinde görülür. Arka gövdenin ölçülerini şu bölümleri gösterir: Omuzlar arası yatay çizginin tam ortasından aşağı kürek kemikleri bitimine bir baş boyu. Bu çizgiden beldeki Externus Oblique kasları hizasına ikinci Baş boyu (Bu hat önde göbek hizasına rastlar). Bu çizgiden kuyruk sokumuna yani belkemiği bitişine kadar bir Baş boyu. Ve, buradan but kasları bitimine de yarım baş boyu.

V - Çizerken Dikkat Edilecek Hususlar

Sırt kaslarının tüm grupları sırtın "M" şeklinde olan temel görünüşü içinde kolayca yerleştirilir. Büyük "M" sırt kaburga kafesinin tam üstüne, omuz hizasından aşağı, kürek kemikleri bitimine yerleşir. "M" nin iç bölümü yani derin "V" şekli Trapezius kaslarının aşağı doğru sivrilen şeklidir. Böylece Trapezius kasları "V" şekline doğru çizilirler. Aşağı orta gruplar, dik ve yatık olanlar, iç "V"nin sivri ucundan aşağıya genişlerler. Kasların bu yöntemle yerleştirilmeleri bedenin hareketli resimleri çizilirken kolaylık oluşturur.

Kol

I - Üst Kol

Üst kol omuzdan dirseğe uzanıp yayık ve gittikçe daralan kalın kaslardan oluşur. Üst kol üç ana kas kütlesine ayrılır. Önde pazı (Biceps) ve onun alt kolu bükmeye yarayan bağlantısı. Arkadaki (triceps) alt kolun düzelmesini sağlar. (Deltoid) ise omuzda olup tüm kolun yukarı kalkmasını sağlamış olur. Üst kol kaslarının hareketleri devamlı bir karşıtlık gösterir. Biceps ve Triceps öne ve arkaya hareket eder, Deltoiid ise yanlara ve yukatı hareketlenir. Deltoid, alt gövdenin Glutens kas kütlesini andırır. Her grup kendi altındaki uzvu kaldırır. Deltoid, kolu öne, yana, arkaya hareket ettirir. Glutens'ler ise bacakları yana ve arkaya hareket ettirirler.

II - Alt Kol

Alt kol, dirsekten bileğe kadar, kalından inceye giden bir kütledir. Alt kolun kas hacimleri üst kolunkilerin aksine yerleşmişlerdir. Dışarıdan içeriye, gövdeye hareket ederler. Alt kol üç kas grubundan oluşur: Alt kas grubu (Flexors) lar avucu ve parmakları kapsarlar. Dış kas grubu (Extensors) avucu ve parmakları açarlar. (Brachioradialis) grup ise dirsekten aşağı doğru arka yönden inerler ve avucu dışarı döndürürler. Dördüncü küçük bir kas, (Pronator) da dirsek içinden başlayıp bileğe doğru gider ve avucun içeri dönmesini sağlar.

III - Ölçüler

Üst kol omuz kemrinden başlar ve sırt ortasından aşağı bir çizgi çizildiğinde (Externus oblique) denen bel kaslarının hizasında son bulur. Önden bakıldığında, dirsek, göbek hizasındadır. Aşağı sarkan kolda, alt kol dirsekten başlar ve bilekte, but kaslarının orta hizasında biter. Burası aynı zamanda kuyruk sokumu hizasıdır. Deltoid kası omuzdan aşağı tam bir Baş boyu kadar iner. Bu nokta önde meme altları, sırtta kürek kemikleri altları hizasıdır. Üst koldaki pazı (Biceps) kası, koltuk altından dirsek içine kadar bir Baş boyu uzunluğundadır. Kolun tüm boyu, omuzdan bileğe iki Baş üç çeyrektir. El boyu eklenince kol üç buçuk baş uzunluğunu bulur.

IV - Dirsek

Dirsek kolun orta bağlantısı noktasında büyük, üçgen bir çıkıntıdır. Arkaya doğru fırlayan kemik ucu(Olecranon) çengel biçiminde olup alt kolun geriye gitmesini önler. Kama gibi sivrilerek biter. Bu çıkıntının her iki yanında üst kol kemiği (Humerus) onun yerleşmesini sağlayan iki çıkıntı oluşturur. Humerus kemiğinin ucu iki geniş yan çıkıntı yapar. Bunlar kola arkadan bakınca görünür. İç çıkıntı daha fazladır. Böylece dirseğin arka görünüşü ters dönük bir piramidi andırır.

V - Çizerken Dikkat Edilecek Hususlar

Bileğin basık kısmı avucun basık kısmına bağlıdır. Bu durum hiçbir zaman değişmez. Kol dönünce el ayası da döner. Elin ayası kol kemiği mihferi üzerinde dıştan içe 180 derece dönüş yapabilir. Alt kolun altındaki Flexor kası üstteki Extensor kasından dirsekten bilek dışına uzanan kemik çıkıntısı ile ayrılmıştır. Kolların çok büyük hareket özgürlüğü vardır. Onların hareket olanaklarını anlamak için üst kısmı omuza değil, boyuna birleşik gibi ele almak gerekir. O zaman köprücük kemikleride adeta kolun uzantısı gibi olurlar ve bu şekilde kol kemikleri uzunluğu önemli hareket yeteneği kazanır.

İlgili Araştırma Makaleleri

<i>Carnotaurus</i> boynuzlu teropod

Carnotaurus, Geç Kretase döneminde Güney Amerika'da yaşamış bir teropod dinozor cinsidir.

<span class="mw-page-title-main">Fibula</span>

Fibula veya baldır kemiği kaval kemiğinin (tibia) lateral tarafında bulunan ve tibiaya hem aşağıdan hem de yukarıdan bağlanan kemiktir. Fibula, tibiadan boyca küçüktür ve tüm uzun kemiklerin çoğundan daha incedir. Üst kısmı büyüktür, tibianın kafasının arka kısmı diz ekleminin altına yerleşir ve bu eklemin oluşumunun dışındadır. Alt kısmı biraz öne eğilir, böylece üst ucuna göre daha önde durur; tibianın altında çıkıntı yapar ve ayak bileği ekleminin lateral kısmını oluşturur.

<span class="mw-page-title-main">El</span> tutmaya yarayan organ; bir kolun veya ön ayağın ucundaki ekstremite

El, şempanze, maki ve insan gibi primatlarda birden fazla parmağı barındıran, kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan bölümünü tanımlar. Pek çok primat elleri sayesinde tutunma ve tırmanma gibi özelliklere sahiptir. Başparmağın diğer parmaklarla karşılıklı iş görmesi, ufak nesneleri ele alabilme yeteneğini sağlar. Bu özellik sayesinde el, alet kullanımı gibi hassas ve karışık işleri görebilir. Primatların beyninde eli temsil eden alan, diğer hayvanlarınkinden çok daha geniştir. Bu yüzden beyindeki bazı bozuklukların ilk belirtilerinden biri de el parmak hareketinin zarar görmesidir.

<span class="mw-page-title-main">Kaburga</span> göğüs kafesini çevreleyen uzun eğri kemikler

Kaburga, göğüs kemiği ve omurlarla birleşerek göğüs kafesini yapan, sağ ve solda 12 tane olmak üzere toplam 24 tane olan yassı kemiklerin her biri. Göğsü çevreleyen göğüs kafesinin paralel kemiklerini oluștururlar.

<span class="mw-page-title-main">Deltoid (anatomi)</span>

Deltoid, insan omuzunu çevreleyen kaslara verilen isimdir. İsmini önden veya arkadan bakıldığından bir üçgen şeklini anımsattığı için eski Yunancada üçgen anlamına gelen "Delta" kelimesinden alır. Bazı anatomistler tarafından Deltoideus olarak da adlandırılır. Kolun esas abdüktör kasıdır.

Yutak veya farinks, sindirim kanalının, ağız ve burun boşluğunun arkasında yer alan bölümüdür.

<span class="mw-page-title-main">Radius (kemik)</span> Ön kolun iki uzun kemiğinden biri

Radius, önkoldaki kemiklerden biridir. Anatomik duruş pozisyonuna göre radius önkolun lateral kısmındadır. Dirsekte humerusla, el bileğinde ise skafoid kemik ve lunatum kemiği ile eklem yapar. Önkoldaki iki kemikten hareketli olan kemiktir. Pronasyon ve supinasyon hareketlerinde ulna sabitken radius hareket eder. Radiusun proximal kısmında bulunan caput radii 'nin üstünde bir adet çukurluk bulunmaktadır. Bu çukurluğun adı fovea capitis radiidir. Bu çukurluk humerusun capitulum humeri adı verilen kısmıyla eklem yapar. Ayrıca kaput radiiyi çepeçevre saran ve circumferentia articularis adı verilen kısım ulna kemiğinin incisura radialis denilen çentik kısmıyla eklem yapar. Caput radiinin altında kalan kısma radiusun boynu anlamına gelen collum radii adı verilir. Collum radiinin hemen altında, radius iç rotasyonda iken içe; radius dış rotasyonda iken öne bakan yumru şeklindeki yapıya tuberositas radii adı verilmektedir. Tuberositas radii kolun flexor kaslarından biri olan musculus biceps brachiinin sonlanma yeridir. Radiusun gövde kısmında Musculus pronator teres kasının sonlandığı tuberositas pronatoria adı verilen yumru şeklinde ve tuberositas radiiye benzeyen bir yapı mevcuttur. Radiusun distal kısmında ise musculus brachioradialis'in tutunduğu bir çıkıntı bulunmaktadır. Bu çıkıntının adı processus styloideus'tur. Radius distal kısımda karpal kemiklerle eklem yapar. Bu eklem yüzeyi facies articularis inferior adını alır. Radius hem proximalde hem de distalde ulnayla eklem yapar. proximalde bulunan eklem articulatio radioulnaris proximalis, distaldekinin adı articulatio radioulnaris distalistir.

<span class="mw-page-title-main">Os frontale</span>

Os frontale, bu tek kemik kafanın ön kısmını meydana getirir. Alın kemiği bir yandan kafa boşluğunun ön bölümünün büyük bir kısmını ve göz çukurunun üst kısmını meydana getirir.Kemik iki ana parçadan oluşmaktadır: Dikey sedef parça ve göz-çukuru burun parçası

<span class="mw-page-title-main">Maksilla</span>

Üst çene kemiği, maksilla veya maxilla, iskeletin yüz bölümünde Altçene kemiğinden sonraki en büyük alanı kaplayan ve çift olan bu kemik, göz çukuru, burun boşluğu ve ağız boşluğu gibi boşlukların meydana gelmesine yardım eder. Üst çene kemiğinin içinde üstçene kemiği giriti denilen büyük bir boşluk vardır. Üst çene kemiğinde, tabanı burun boşluğuna bakan bir piramit şeklinde üstçene kemiği gövdesi denilen bir cisim vardır. Ayrıca kemiğin elmacık çıkıntısı, alın çıkıntısı, diş yuvası çıkıntısı ve damak çıkıntısı denilen dört çıkıntısı, üst, ön, alt ve arka olmak üzere dört kenarı vardır.

<span class="mw-page-title-main">Ayak bileği</span> insan anatomisinde ayak ile bacağın birleştiği yer

İnsan anatomisinde ayak bileği eklemi, ayak ile bacağın birleştiği yerde oluşmuştur. Ayak bileği veya talocrural eklem, tibia ve fibulanın iki distal ucunu bağlayan sinoviyal menteşe tipi bir eklemdir. Tibia ve talus arasındaki eklem, daha küçük olan fibula ve talus arasındaki eklemden daha fazla ağırlık taşır.

<span class="mw-page-title-main">Corpus maxillae</span>

Üstçene kemiği gövdesi ya da Corpus maxillae, üst çene kemiğinin orta bölümünü oluşturur. İç kısmında boşluk bulunan bu cismin iç ve dış olmak üzere iki yüzü; üst, ön, alt ve arka olmak üzere dört kenarı vardır.

<span class="mw-page-title-main">Köprücük kemiği</span> İnsanlara has kemik türü

'Köprücük kemiği' veya klavikula, yaklaşık 6 inç (15 cm) uzunluğunda ince, S şeklinde uzun bir kemiktir. omuz kemiği ve sternum arasında bir payanda görevi görür. Biri solda ve diğeri sağda olmak üzere iki köprücük kemiği vardır. Klavikula vücutta yatay olarak uzanan tek uzun kemiktir. Kürek kemiği ile birlikte omuz kuşağını oluşturur. Elle hissedilebilen bir kemiktir ve bu bölgede daha az yağ bulunan kişilerde kemiğin yeri açıkça görülebilir. ismini Latince clavicula 'küçük anahtar' kelimesinden alır çünkü kemik omuz çekildiğinde bir anahtar gibi kendi ekseni boyunca döner. Köprücük kemiği en sık kırılan kemiktir. Uzanmış kolların üzerine düşme kuvveti veya doğrudan bir darbe sonucu omuza gelen darbelerle kolayca kırılabilir.

<span class="mw-page-title-main">Kaval kemiği</span> Kemik

Kaval kemiği, omurgalıların bacaklarında dizin altındaki iki kemikten daha iri ve dayanıklı olanıdır ve dizi ayak bileğine bağlar.

<span class="mw-page-title-main">Kürek kemiği</span> kemik

Kürek kemiği ya da omuz kemiği, göğüs kafesinin arka kısmında bulunan, kolun gövdeye bitiştiği humerus kemiği ile omuz üstü köprücük kemiğini birleştiren yassı, geniş bir kemiktir. Üçgen şekli bir küreği andırdığı için bu adı almıştır. Kürek kemikleri yassı kemiklere girer.

<span class="mw-page-title-main">Atlas (anatomi)</span>

Atlas, anatomide omurganın en üstündeki (ilk) boyun omurudur.

<span class="mw-page-title-main">Anatomik terminoloji</span> Vikimedya liste maddesi

Anatomik terminoloji, uluslararası alanda anatomist, zoolog ve sağlık uzmanlarınca kullanılması amacıyla hazırlanmış bilimsel bir anatomi terminoloji standardıdır. Anatomik terimler Antik Yunan dönemine ve Latince'ye ait kelimeler, ön ek ve son ekler barındırırlar. Bu terimler uzmanlar arasında anlaşma açısından bir standard sağlar ve anlam karmaşasını ortadan kaldırır. Örneğin, el bileğinde oluşan bir yarayı tarif ederken kullanılan anatomik terimler yaranın tam olarak nerede olduğunu, konunun uzmanlarına kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tarif eder. Her uzmanlık alanının kendine has terimleri olur. 1998 yılında hazırlanan standardın adı Terminologia Anatomica yani Anatomik Terminoloji dir. Öte yandan 2017'de yayınlanan makalesinde Strezelec bu standardın içerdiği hataları nedeniyle eleştirilerini sunmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Göğüs kasları</span>

Göğüs kasları veya pektoral kaslar, insan göğsünün önünü üst kol ve omuz kemiklerine bağlayan kaslar.

<i>Kaprosuchus</i> domuz

Kaprosuchus, soyu tükenmiş bir mahajangasuchid crocodyliform cinsidir. Nijer'in Üst Kretase yaşlı Echkar Formasyonu'ndan çıkarılan neredeyse eksiksiz tek bir kafatasından bilinmektedir. Cins adı, Grekçe: κάπρος, kapros ("domuz") ve Grekçe: σοῦχος soukhos ("timsah") sözcüklerinden oluşan bir ad tamlaması olan Kaprosuchus yani "domuz timsahı"dır. Bu ad ona domuzlarınkine benzeyen sıra dışı köpek dişleri dolayısıyla verilmiştir. Bu cinsi ilk kez 2009 yılında ZooKeys'de yayınlanan bir monografide Anatosuchus ve Laganosuchus gibi diğer Sahra timsahlarıyla birlikte tanımlayan Paul Sereno ve Hans Larsson tarafından "BoarCroc" olarak adlandırılmıştır. Tip türü K. saharicus'tur.

<span class="mw-page-title-main">Karakaçan Çoban Köpeği</span>

Karakaçan köpeği Bulgaristan kökenli bir köpek cinsidir. Kuzeyde Romanya, batıda Kuzey Makedonya ve Sırbistan ve güneyde Yunanistan ve Türkiye gibi çevre ülkelerin çiftlik hayvanlarının koruyucu köpekleriyle akrabadır. Köpek, adını Yunan göçebe çobanları olan Karakaçanlar'dan almıştır. Muhafazakar hayvancılık gelenekleri nedeniyle, Avrupa'daki en eski evcil hayvan türlerinden bazılarını korumuşlardır: Karakaçan koyunu, Karakaçan atı ve Karakaçan köpeği.

<span class="mw-page-title-main">Azerbaycan milli giyimleri</span>

Azerbaycan milli giyimleri, Azerbaycan halkının maddi ve manevi kültürünün zor ve uzun bir gelişim süreci sonucunda ortaya çıkmıştır. Azerbaycan halkının etnik tarihi, halk yaratıcılığının sanatsal özellikleri, çeşitli durumlarda şekillenmeleri, sanatsal süslemeler, dokuma halk giysilerinde kendini göstermiştir. Azerbaycan'da ipekçilik ve pamuk üretimi gibi alanlar geliştikçe, milli giysilerin hazırlanmasında özel bir rol oynayan kumaş üretimi arttı ve bunun sonucunda milli giysilerde bir canlanma dönemi yaşandı. Milli giyim takımının hazırlanmasında özel bir rol oynayan, dekoratif uygulamalı sanatların diğer örneklerinde olduğu gibi, kumaşlarda Uzak Doğu kültürüne özgü birçok süsleme örnekleri kendini gösterirdi.