İçeriğe atla

Sanat ve eğlencede simya

David Garrick as Abel Drugger in Jonson's The Alchemist,, Johann Zoffany tarafından y. 1770

Simyanın, hem simya metinlerinde hem de ana akım eğlencede görülen, sanatla uzun süredir devam eden bir ilişkisi vardır. Edebi simya, Shakespeare'den modern fantezi yazarlarına kadar İngiliz edebiyat tarihi boyunca görülmektedir. Burada karakterler veya olay örgüsü, simyasal bir magnum opus'u takip eder. On dördüncü yüzyılda Chaucer, Terry Pratchett'inkiler gibi son zamanlardaki fantezi eserlerinde hala görülebilen bir simya hiciv akımı başlattı.

Görsel sanatçıların da simya ile benzer bir ilişkisi vardı. Bazıları simyayı hiciv kaynağı olarak kullanırken, diğerleri ise simyacılarla bizzat çalışmış veya eserlerine simyasal düşünce veya sembolleri entegre etmişlerdir. Aynı zamanda müzik de simyacıların eserlerinde yer aldı ve hala da popüler sanatçıları etkilemeye de devam ediyor. Son yüz yılda, simyacılar fantastik kurgu, film, televizyon, çizgi roman ve video oyunlarında büyülü ve spagirik bir rolde tasvir edilmiştir.

Görsel sanat

Michael Maier'in Tripus Aureus'unda (1618) Lucas Jennis tarafından yayınlanan simya gravürü

Jan Bäcklund ve Jacob Wamberg, simya sanatını aşağıda verilen dört gruba ayırır:

  1. Simya kültürü içinde yapılan resimler;
  2. Simyacıları ve çevrelerini tasvir eden tür resimler;
  3. Dini, mitolojik veya tür resimler, simya fikirlerini veya motiflerini Panofskyvari bir "gizli simgecilik" olarak benimseyenler; ve
  4. Simya ile yapısal benzerlikler gösteren ancak ikonografik olarak alıntı yapmayan resimler.[1]

Birinci grupta, simya metinlerinin kendisinde bulunan tezhipler ve simgeler yer alır. İllüstrasyonlar, Kleopatra'nın Chrysopoeia'sı gibi erken dönem eserlerde ortaya çıktı, ancak on üçüncü yüzyılın ortalarına kadar Orta Çağ eserlerinde büyük ölçüde yok denecek kadar azdı. On beşinci yüzyılın başlarında ise, Ripley Parşömeni ve Mutus Liber gibi simya eserlerinde önemli resimsel öğeler ortaya çıkmaya başladı.[2] Bu eğilim, on altıncı yüzyıl amblemlerinde daha da gelişti ve ilerledi. Horapollo'nun çalışmalarından ilham alan bu alegorik sanat formu, simyacılar tarafından benimsendi ve Matthäus Merian, Lucas Jennis, Johann Theodor de Bry, Aegidius Sadeler ve diğerlerinin gravürlerinde kullanıldı.[3]

Simyacıları, tür çalışmalarında tasvir etme eğilimi Yaşlı Pieter Brueghel (y. 1525-1569)'in çalışmalarıyla başladı ve Jan Steen (1626-1679) ve Genç David Teniers'in (1610-1690) çalışmalarında devam etti.

Simya, boyanın evriminde de rol oynamıştır. Simyacılar ve pigment üretimi, Leyden papirüsü X ve Stockholm papirüsü kadar erken dönemlerden, Robert Boyle'un Origin of Formes and Qualities (1666) eserine kadar kesişmiştir. Cennino Cennini ve Theophilus gibi sanatçıların pigment tarifleri, simyanın hem pratik hem de teorik yönlerinden etkilenmiş ve bazı alegorik ve büyülü unsurlar içermiştir.[4]

Modern sanat ve sergi

Bazı çağdaş sanatçılar simyayı ilham verici bir konu olarak kullanırlar ya da çalışmalarında ve eserlerinde simya sembolleri kullanırlar. Simya, mevcut görsel sanatlar için marjinal olsa da, simyasal düşünce hala merkezi bir konum tutmaktadır. Brett Whiteley, Krzysztof Gliszczynski ve Thérèse Oulton gibi daha az bilinen bazı sanatçılar eserleri ve çalışmalarında açıkça simya sembolleri kullanırlar. Öte yandan, Jackson Pollock, Marcel Duchamp ve Salvador Dalí gibi ünlü sanatçıların eserlerindeki simyasal etkiler, eserin asıl önemi değil, daha yüzeysel olabilmekte. Bu sanatçıları etkileyen ise, simyanın kendisinden çok simya fikridir.[5] Modern sanatta simyanın diğer örnekleri şunları içerir:

  • Michael Pearce, Fama ve The Aviator's Dream.
  • Adam McLean
  • Max Ernst[6]
  • Odd Nerdrum
  • Matthew Barney, Ren (2008), Guardian of the Veil (2007) ve Khu (2010).
  • Anselm Kiefer
  • Michael Maschka, The Alchemist (1995), Hermaphrodite (2016)
  • Reuben Kadish, A Dissertation on Alchemy (1937). San Francisco'da bir fresk.

Romanlar ve oyunlar

Simyacı Johann Georg Faust, romanlarda, oyunlarda ve operalarda tasvir edilen Faust efsanesine ilham verdi.

Görsel sanatlarda simya gibi, simya ve edebiyatın kesişimi de dört kategoriye ayrılabilir:

  1. Simya metinlerinin kendileri;
  2. Simyacılara hicivli saldırılar;
  3. Simya ikonografisini içeren hikâyeler; ve
  4. Edebi simya olarak bilinen, yapısal olarak simyasal olan eserler.

Birinci kategoride simyacıların yazıları yer alır. Panopolis'li Zosimos (MS 300)[7] ile başlayan ve simya tarihi boyunca uzanan simya külliyatında teknikten çok alegorik metinler ortaya çıkar. Bu türün çok daha sonraki bir örneği The Chymical Wedding of Christian Rosenkreutz'da (1616) bulunabilir.

İkinci kategoride ise simya şarlatanlığına yönelik eleştiriler yer alır. On dördüncü yüzyıldan başlayarak, bazı yazarlar simyacıları hicvettiler ve onları hiciv saldırılarının hedefi olarak kullandılar. Bazı erken ve tanınmış örnekler şunlardır:

19. yüzyılda simyayı konu alan birçok eser de bulunmaktadır. Bunlardan bazıları şunlardır:

Yirminci ve yirmi birinci yüzyıl örneklerinde ise, simyacılar genelde daha romantik veya mistik bir ışık altında sunulur ve simya, büyü ve büyücülük arasında genellikle çok az ayrım yapılır. Simya, aynı zamanda fantastik kurguda da yaygın bir tema haline gelmişti.

Edebi simya

"Edebi simya" terimi, Jennifer R. Walters'ın Diacritics dergisindeki Literary Alchemy adlı makalesinin başlığı olarak kullandığı en az 1971 yılına kadar uzanır. Stanton J. Linden, 1996 tarihli Darke Hierogliphicks; Alchemy in English Literature from Chaucer to the Restoration eserinde, bu terimi hem simyacıları hem de simya sürecini (bunların en eskisi Chaucer'in The Canon's Yeoman's Tale'idir) kapsamlı bir şekilde ele alan hikâyelere ve simya alegorisini veya imgelerini içeren hikâyelere (bunların en kapsamlı ve en iyi bilineni Christian Rosenkreutz'un Kimyasal Düğünü'dür) uygular. JK Rowling'in Harry Potter serisindeki edebi simyayı inceleyen John Granger bunu şöyle açıklıyor:

Eğer Aristoteles'in bir trajedide ne olduğunu hatırlarsanız, izleyici kahramanın acısına ortak olur ve tutkusunu paylaşır. Bu özdeşleşme ve paylaşılan tutku deneyimle aynıdır; izleyici, oyuncularla uyumlu bir şekilde katharsis veya "arınma" yaşar. Shakespeare ve Jonson gibi diğerleri, tiyatronun insan dönüşümündeki yerinin, aynı dönüşümdeki simyanın yeriyle paralel olduğunu anladıkları için simya imgeleri ve temaları kullandılar. Simyasal çalışmanın, tiyatroda hayal gücü deneyiminden daha büyük ve iyi olduğu iddia edildi, ancak bir nesneyle ve dönüşümleriyle uyumlu olarak arınma fikri, her ikisinde de aynıydı.[9]

Erken bir örnekte, Sör Thomas Malory, Le Morte d'Arthur'da Orkney'li Sör Gareth'in kişisel, psikolojik ve estetik gelişiminin altında yatan bir motif olarak simyayı kullanır.[10] Sör Gareth'in arayışı, kara şövalyeyi yenip zırhını giyerek ilk önce nigredo aşamasından geçmesi bakımından simya süreciyle paralellik gösterir. Bundan sonra Gareth, dört elementi temsil eden şövalyeleri yenerek güçlerini ele geçirir. Kırmızı Şövalye ile savaşırken ve onu yenerken (görevinin genel amacı), rubedo aşamasını yaşar ve başarıyla geçer. Gareth, görevinin sonuna doğru metresi Lyoness'den, zırhını rengârenk hale getiren bir yüzük alır. Bu, pankromatik felsefe taşına gönderme yapar ve Gareth çok renkli zırhı içindeyken yenilmez olur.

Fırtına, Prospero'nun arketip Magus olduğu simyasal imgelerle doludur (ölmekte olan Krallar ve oğulları, Mercurius ruhu olarak Ariel vb.) ve William Shakespeare'in tüm çalışmaları arasında simyasal olarak en çok etkilenmiş olandır. Ann-Marie MacDonald'ın yazdığı Goodnight Desdemona (Good Morning Juliet) oyunundaki ana karakter, Shakespeare'in Othello'sunun arkasındaki simyayı belirlemeyi başarır.[11] Edebi simya, Paulo Coelho'nun Simyacı (1988) gibi romanlarında da popüler olmaya devam ediyor.

David Meakin, 1995 tarihli Hermetic Fictions; Alchemy and Irony in the Novel adlı kitabında, simyacılardan veya simyadan bahsetmeseler ya da simya alegorisi veya tasviri içermeseler bile ona kişisel olarak bir şekilde simyayı dolaylı olarak hatırlatan unsurlar içerdikleri sürece, hikâyeleri simya olarak sınıflandırmıştır ve bu da alışılmadık bir durumdur. Örneğin, bir yazarla ilgili herhangi bir kitabı da simya olarak görür, çünkü ona göre "yazmak bir tür simyadır." Kaptan Nemo'nun denizaltısı Nautilus, "hermetik olarak kapalı bir hücre" (tüm denizaltılar hava geçirmezdir, bu nedenle "hermetik olarak kapalıdır") olduğu için "simyasaldır". Hermann Hesse'nin The Glass Bead Game kitabındaki oyun, bilginin mükemmelliği arayışıyla ilgilidir, bu nedenle Meakin onu "entelektüel bir simya" olarak kabul eder. Simya veya simyacılardan bahsetmeyen, simya alegorisi veya tasviri kullanmayan, ancak dolaylı olarak Meakin'e simyayı hatırlatan fikirleri kullanan yazarların listesi arasında Charles Williams,[12] William Godwin, Percy Bysshe Shelley, Émile Zola, Jules Verne, Marcel Proust, Thomas Mann, Hermann Hesse, James Joyce, Gustav Meyrink, Lindsay Clarke, Marguerite Yourcenar, Umberto Eco, Michel Butor, Amanda Quick, Gabriel García Marquez ve Mária Szepes yer alır.[13]

Müzik

Bazı Rönesans simyacıları fikirlerini müzikle ifade ettiler. Benzer bir eğilim günümüzde bazı müzisyenlerin simyayı kullanarak kendilerini ifade etmeleriyle devam ediyor.

Heinrich Khunrath'ın Amphitheatrum Sapientiae Aeternae'si, "Kutsal müzik üzüntüyü ve kötü ruhları dağıtır" metninin yanında müzik enstrümanlarının resimlerini içerir ve bu da müziğin simya uygulamalarında rol oynamış olabileceğini düşündürür. Simyadaki müziğin en güçlü örneği, Michael Maier'in on yedinci yüzyıl çalışmalarında bulunabilir. Atalanta Fugiens adlı eseri elli füg içeriyordu. Fügler, felsefe taşını, peşindeki ustayı ve önündeki engelleri simgeleyen üç ses halinde düzenlenmiştir.[14] Bunlar ayrıca simyasal tria prima'ya karşılık geldiği şeklinde yorumlanmıştır. "Müzik, imge, şiir ve düzyazıyı tek parça halinde bir araya getiren ilk simyasal Gesamtkunstwerk'tir. Kitabın ön yüzünde de vurgulandığı gibi, tüm duyular bu risaleyle temas halindedir: partim oculis et inteflectui... partim auribus et recreationi... videnda, legenda, meditanda, intelligenda, dijudicanda, canenda et audienda. Bu açıdan Atalanta oldukça düşünsel bir egzersiz gerektiren bir kitap".[15] Maier'in Cantilenae Intelectuales de Phoenice Redivivo adlı eserinin metni benzer şekilde üç müzikal seste düzenlenmiştir. Maier şöyle yazar:

Bu Evrende, göksel veya yeryüzü formları dahil, tüm şeyler SAYI, AĞIRLIK & ÖLÇÜ ile yaratıldığından, aralarında parçaların, güçlerin, niteliklerin, miktarların ve etkilerin harika bir orantısı vardır, böylece bir arada olağanüstü uyumlu bir Müzik gibi görünürler ve aralarında benzer bir müzikal uyum, insan zihninde yer alan Akıl gibi, manevi varlıklar arasında da vardır. [...] Hermetik Filozofların gizli konusu için de aynı şey geçerlidir: çeşitli ve orantılı ağırlıkları nedeniyle keyifli bir uyum sağlayan bas, tenor ve soprano şeklinde doğal olarak üç düzenli bölüme ayrılmış bir tür felsefi mikro-dünya, Pythagoras tarafından demircide duyulan çekiçlerin, ağırlıkları nedeniyle keyifli bir uyum sağlaması gibi.[16]

Simya müzisyenleri etkilemeye devam ediyor. Son zamanlarda, simya motifleri etrafında konsept albümler yapıldı. Simya, şarkı veya albüm yapısına, kapak resmine ve şarkı sözlerine dahil edilebilir. Bazı örnekler şunları içerir:

Film, televizyon ve web bölümü

Edebi simya, film ve televizyona da genişletilmiştir. Simya arayışı, The Holy Mountain (1973)[17] ve Milton's Secret (2016) gibi filmlerde izleyiciler tarafından açıkça görülebilir. Kayboluş (1988) daha az belirgin bir örnektir. The Golden Egg'den uyarlanan bu film, Mutus Liber'in ortaya çıkışı gibi doğrudan simyasal araçlar içeriyor. Daha da önemlisi, kötü adam simyasal büyük eserin çarpık bir yorumunu tamamlarken olay örgüsü simyasal olarak görülebilir. The Vanishing'in (1993) Amerikan versiyonunda, simyasal unsurlar çıkarılmıştır.[18]

Simyasal etki, mitlerin ve efsanelerin film uyarlamalarında da görülebilir. Jason ve Altın Post'un simyasal bir yorumuna dair kanıtlar, Antakyalı John'un (yedinci yüzyıl) yazılarında bulunabilir.[19] Bu (ve diğer) mitlerle olan simyasal bağlar Rönesans simyacılarına kadar devam etti ve özellikle Solomon Trismosin'e atfedilen on beşinci yüzyıl simya kitabı Aureum vellus'ta (Altın Post) bu belirgindir. Jason and the Argonauts (1963 filmi) gibi bu hikâyelerin daha yeni enkarnasyonları, filmde simya alegorisini ileriye taşıma kapasitesine sahiptir. Harry Potter film serisi gibi filmler, daha yeni kurgu için aynı işlevi görür.

Yirminci yüzyılın diğer eğlence ve sanat biçimleri gibi, simya içeren filmler ve şovlar da genelde sihir ve fantezi unsurlarını içerir. Bazen bu durum, Parash Pathar (1958) ve Hudson Hawk (1991) filmlerinde olduğu gibi büyülü gerçekçiliğe kadar uzanır. Aynı tür tasvir 9 (2009) gibi bilimsel fantezi filmlerinde veya The Dark Crystal (1982) gibi fantastik filmlerde de bulunabilir. 2014'ün fantastik korku filmi As Above, So Below da bu kavramlara yer vermiştir.

Deneysel film

  • Deneysel film yapımcısı James Whitney, 1970'lerin ortalarında dört simya film serisi planladı. Bunlardan sadece biri olan Dwija (1976)[20] yapıldı ve William Wees tarafından "titreşen renkli bir ışık akışı içinde tekrar tekrar çözülen ve maddeleşen bir simya kabı" olarak tanımlandı.[21]
  • Jordan Belson[20] ve Harry Everett Smith[22] de deneysel filmlerinde simya fikirlerine ve imgelerine atıfta bulundular.
  • Alman deneysel film yapımcısı Jürgen Reble, film şeridinin fiziksel ve kimyasal manipülasyonunda simyasal süreçlere atıfta bulunarak, özellikle Alchemy'yi filmin "işlenmesi ve sabitlenmesi" arasındaki boşluğu kapatıyor olarak tanımlıyor.[23]
  • 2010 yılında hareketli görüntü sanatçısı Richard Ashrowan, on ikinci yüzyıl simyacısı Michael Scot'un metinlerini kullanan ve simya temalarıyla ilgili performanslar içeren Alchemist adlı bir video enstalasyonu yarattı.

Grafik roman ve animasyon

Simya ve simya kavramları, yirminci yüzyıl fantezi kurgusuyla tutarlı bir şekilde çizgi romanlarda, aynı zamanda Japon manga ve animelerinde de ortaya çıkıyor. Simyayı yoğun bir şekilde kullanan birkaç örnek şunlardır:

  • The Fabulous Philosopher's Stone (1955)
  • Indiana Jones and the Iron Phoenix (1994)
  • Cyber Team in Akihabara (1998)
  • Fullmetal Alchemist serisi: Temmuz 2001 ile Haziran 2010 arasında yazılan ve yayınlanan Japon manga serisi. Steampunk teknolojileriyle ve simyanın yaygın olarak uygulanan bir bilim olduğu, esas olarak Avrupa Sanayi Devrimi'nden sonra tasarlanan kurgusal bir 20. yüzyılın başlarında geçen dizi, iki simyacı erkek kardeşin, Edward ve Alphonse Elric'in yolculuğunu takip ediyor. İki kardeş, simya kullanarak annelerini hayata döndürmek için başarısız bir girişimin ardından vücutlarını eski haline getirmek için felsefe taşını arıyor. Ayrıca iki anime dizisi de vardır; Fullmetal Alchemist (2003) ve Fullmetal Alchemist: Brotherhood (2009).
  • Baccano! (2003)
  • Buso Renkin (2003–2006)
  • Animamundi: Dark Alchemist (2004)
  • Arcana Famiglia (2012)
  • Symphogear (2012-2019)

Video oyunları

Simya, çok sayıda fantezi türündeki oyunun da bir öğesidir. Bu oyunlarda, karakterler simyacı olarak tasvir edilebilir veya oynanabilir. Dönüşüm, spagirik iksir yapımı, homunculi ve simyasal olarak yaratılmış öğeler oyuna dahil edilebilir. Simya kavramlarını içeren oyunlar şunları içerir:

Ayrıca bakınız

  • Veiled Christ, Giuseppe Sanmartino'nun gerçeğe dayanmasa da, simya kullanılarak yaratıldığına inanılan 1753 mermer heykeli

Kaynakça

  1. ^ Jacob Wamberg. Art & Alchemy Museum Tusculanum Press, 2006. p.13
  2. ^ "HYLE 9-2 (2003): Visualization in Medieval Alchemy". www.hyle.org. 23 Ekim 2003 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Mart 2023. 
  3. ^ Stanislas Klossowski de Rola. ‘’The Golden Game. Alchemical Engravings of the Seventeenth Century.’‘ Thames and Hudson. 1988. p.13-15.
  4. ^ Philip Ball. Bright Earth: Art and the Invention of Color. University of Chicago Press, 2003. p.80-82
  5. ^ "HYLE 9-1 (2003): Four Ways of Measuring the Distance Between Alchemy and Contemporary Art". www.hyle.org. 25 Nisan 2003 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Mart 2023. 
  6. ^ Bakınız M.E. Warlick. Max Ernst and Alchemy
  7. ^ Clare Goodrick-Clarke. Alchemical Medicine for the 21st Century: Spagyrics for Detox, Healing, and Longevity. 2010. p.16
  8. ^ see Alice Raphael: Goethe and the Philosopher's Stone, symbolical patterns in 'The Parable' and the second part of 'Faust', London: Routledge and Kegan Paul, 1965.
  9. ^ John Granger (25 Kasım 2001). "Touchstone Archives: The Alchemist's Tale". Touchstonemag.com. 21 Ağustos 2004 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Şubat 2012. 
  10. ^ Bonnie Wheeler, ‘"The Prowess of Hands": The Psychology of Alchemy in Malory's "Tale of Sir Gareth,"’ in Culture and the King: The Social Implications of the Arthurian Legend, ed.
  11. ^ Szönyi, György E. (1 Aralık 2012). ""Contending with the Fretful Element": Shakespeare and the (Gendered) Great Chain of Being". Gender Studies (Almanca). 11 (1): 1-22. doi:10.2478/v10320-012-0025-6. 19 Mart 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Mart 2023. 
  12. ^ Roukema, Aren (1 Ocak 2018). The Transmutation of Charles Williams: Spiritual and Literary Alchemy (İngilizce). Brill. ISBN 978-90-04-36911-5. 10 Nisan 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Mart 2023. 
  13. ^ David Meakin.
  14. ^ John Read.
  15. ^ "Alkimia operativa and alkimia speculativa. Some Modern Controversies on the Historiography of Alchemy". scholar.google.com. 12 Kasım 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  16. ^ Mike Dickman. Intellectual Cantilenae in Nine Triads upon the Resurrection of the Phoenix by Michael Maier. p.35-36. Glasgow. 1992. ASIN: B001ACAK7U
  17. ^ Cobb, Ben (17 Ağustos 2007). Anarchy and alchemy: the films of Alejandro Jodorowsky. Creation Books. s. 125. ISBN 978-1-84068-145-1. 
  18. ^ Karen Pinkus.
  19. ^ Maurice P. Crosland.
  20. ^ a b Moritz, William.
  21. ^ Wees, William.
  22. ^ Sexton, Jamie.
  23. ^ Reble, Jurgen.

İlgili Araştırma Makaleleri

Harry Potter, J. K. Rowling tarafından yazılan roman serisi.

<i>Çelik Simyacı</i> Japon manga serisi

Metal Simyacı, Çelik Simyacı veya Fullmetal Alchemist, Hiromu Arakawa tarafından yazılan bir manga serisidir. Seri, Ağustos 2001-Eylül 2010 arasında Square Enix'in Monthly Shōnen Gangan dergisinde 27 tankōbon cildi halinde yayımlandı. Çelik Simyacı dünyası, Sanayi Devrimi sonrasındaki Avrupa'ya benzemektedir. Bu kurgusal dünyadaki en gelişmiş bilimsel tekniklerden birisi simyadır. Öykü, simya yoluyla annelerini yaşama döndürmeye çalışırken başarısızlığa uğrayan ve kendi bedenleri parçalanan Edward ve Alphonse Elric adlı iki kardeşin, bedenlerini geri getirmek amacıyla felsefe taşını arayışlarını konu alır.

<i>Harry Potter ve Felsefe Taşı</i> (film) Harry Potter serisinin ilk filmi (2001)

Harry Potter ve Felsefe Taşı, Chris Columbus tarafından yönetilen ve Warner Bros. Pictures tarafından dağıtılan 2001 yapımı fantezi filmidir. J. K. Rowling'in 1997 tarihli aynı adlı romanından uyarlanan filmin senaryosu Steve Kloves tarafından yazılırken yapımcılığı David Heyman tarafından üstlenildi. Harry Potter film serisinin ilk filmi olan filmde, Harry Potter'ın ünlü bir büyücü olduğunu keşfedip öğrenim görmeye başladığı Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu'ndaki ilk yılı konu edilmektedir. Filmin başrollerinde Harry Potter rolüyle Daniel Radcliffe, Ron Weasley rolüyle Rupert Grint ve Hermione Granger rolüyle Emma Watson yer almaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Simya</span> Ölümsüzlük iksiri ve Felsefe Taşını bulmayı amaçlayan sahtebilim

Simya veya alşimi hem doğanın ilkel yollarla araştırılmasına hem de erken dönem bir ruhani felsefe disiplinine işaret eden bir terimdir. Simya; kimya, metalurji, fizik, tıp, astroloji, semiotik, mistisizm, spiritüalizm ve sanatı bünyesinde barındırır.

<span class="mw-page-title-main">Felsefe taşı</span> Efsanevi madde

Felsefe taşı, Simya ilmine göre dokunduğu her nesneyi altına dönüştüreceğine inanılan taştır. Kimya bilimine göre herhangi bir maddeyi altına dönüştürmek mümkün değildir. Zira altın bir bileşik değil bir elementtir. Bu taşı elde edebilmek için birçok formül ve deneme yapılmıştır. Bu çalışmalar altın elde etmekte başarısız olmuşlardır ama bu çalışmalar modern kimyanın temellerinin atılmasına vesile olmuştur.

Bu madde anime Fullmetal Alchemist’te görülen ve Ulusal Simyacı olan karakterler hakkında bilgiler içermektedir.

<span class="mw-page-title-main">Nicolas Flamel</span> Fransız kimyager ve yazar (1330-1418)

Nicolas Flamel (1330-1418), 15. yüzyılda yaşamış Fransız simyacı. Simyacıların iki büyük düşü olan ölümsüzlüğü ve felsefe taşını bulduğu iddia edilir. Abraham adlı bir Yahudiden aldığı gizemli bir kitaptan bilgilerini elde ettiği söylenir. 1418 yılında öldüğü ve gömüldüğü söylenir fakat mezarı açıldığında bulunamamıştır. 1700'lü yıllarda bir operada dönemin simyacıları tarafından görüldüğü ve kaçtığı da rivayet edilir.

Kimis üçüncü yüzyıldan önce yaşamış bir Grek-Romalı simyacıydı. Yalnızca Panopolisli Zosimos ve Tebli Olimpiodorus'un eserlerindeki metin parçalarıyla tanınmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Kimya tarihi</span> kimya biliminin tarihi

Kimya tarihi, antik çağdan günümüze kadar uzanan zaman aralığında kimya biliminin ortaya çıkışı ve gelişimini konu alır. MÖ 1000 yılına gelindiğinde antik uygarlıklar ileride kimyanın çeşitli dallarının temelini oluşturacak teknolojileri kullanmaktaydı. Ateşin keşfi, cevherlerden metal elde edilmesi, çömlek ve sır yapımı, bira ve şarabın fermantasyon ile elde edilmesi, ilaç ve parfüm yapmak için bitkilerden kimyasalların özütlenmesi, yağın sabuna dönüştürülmesi, cam imâli ve bronz gibi çeşitli alaşımların üretimi bu teknolojiler arasında sayılabilir.

Orta Çağ İslam dünyasında simya ve kimya, Ortaçağ döneminde Müslüman simyacı ve kimyacı bilim insanları tarafından yapılan geleneksel simya ve ilk kimya çalışmalarını tanımlamaktadır. Simya kelimesinin Arapça كيمياء (kīmiyā) kelimesinden türetildiği, bunun da bir Antik Mısır kelimesi olan kemi sözcüğüne dayandığı tahmin edilmektedir. İslami simya çalışmaları etkisini Batı Roma İmparatorluğu'nun çöküşünün ardından göstermeye başlar. Eserlerin ve çalışmaların iyi belgelenmiş olması sebebiyle İslami simya hakkında daha fazla bilgi bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Simyacılar listesi</span> Vikimedya liste maddesi

Bir simyacı, simya sanatında usta bir kişidir. Batı simyası Yunan-Roma Mısır'ı, Orta Çağ boyunca İslam dünyası ve ardından 13. yüzyıldan 18. yüzyıla kadar Avrupa'da gelişmiştir. Hint simyacıları ve Çin simyacıları sanatın Doğu çeşitlerine katkıda bulunmuşlardır. Simya, günümüzde hala az sayıda kişi tarafından ilgi duyulan bir alan olup simyacı karakterler son dönem kurgusal eserlerde ve video oyunlarında halen yer almaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Simyacı Kleopatra</span>

Simyacı Kleopatra bir Yunan simyacı, yazar ve filozoftu. Pratik simya ile deneyler yaptı ancak aynı zamanda felsefe taşını üretebilen dört kadın simyacıdan biri olarak da kabul edildi. Bazı yazarlar, onu bir damıtma cihazı olan imbik'in mucidi olarak görüyor.

Genellikle Musa veya Simyacı Musa olarak da bilinen İskenderiyeli Musa, birinci veya ikinci yüzyılda Yunanca simya metinleri yazan erken dönem simyacılarından biriydi. Ayrıca "Üç kez mutlu Musa" olarak da anılmıştır. Simya metinlerinin yazarı, yazılarında Yahudi tek tanrıcılığının ve diğer Yahudi inançlarının izlerini gösterdiğinden, muhtemelen Yahudi'ydi.

<span class="mw-page-title-main">Yahudi Meryem</span>

Meryem veya Yahudi Meryem, aynı zamanda Kâhin Meryem ya da Kıptî Meryem Yunan simya geleneği temsilcileri ve Panopolisli Zosimos'un çalışmalarıyla tanınan erken dönem simyacılardan biridir. Zosimos'un aktardıkları kapsamında İskenderiye'de milattan önce birinci ve üçüncü yüzyıllar arasında yaşamıştır. Birinci yüzyıldan daha erkene dayanmayan çalışmaları nedeniyle French, Taylor ve Lippman tarafından ilk simya yazarlarından biri olarak kabul edilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">George Ripley (simyacı)</span>

Sör George Ripley İngiliz Augustinian kanonu, yazar ve simyacıydı.

Rubedo, simyacılar tarafından magnum opus'larındaki dördüncü ve son ana kısımı tanımlamak için kabul edilen "kırmızılık" anlamına gelen Latince bir kelimedir. Rubedo simyasal başarıyı ve büyük işin sonunu işaret ettiğinden, hem altın hem de felsefe taşı kırmızı renkle ilişkilendirilmiştir. Rubedo, Yunanca da iosis kelimesiyle de bilinir.

Bir homunculus, orijinal olarak kilden yapılmış maketler veya küçük heykeller olarak tasvir edilen bir insan temsilidir. On altıncı yüzyıl simyasında ve on dokuzuncu yüzyıl kurgusunda popüler hale gelen bu kavram, tarihsel olarak minyatür, tamamen şekillendirilmiş bir insanın yaratılmasına atıfta bulunmuştur. Kavramın kökleri preformasyonizmin yanı sıra daha önceki folklor ve simya geleneklerine de dayanmaktadır.

Psikoloji ve Simya, C. G. Jung'un Toplu Eserleri'nin 12.cildidir, Carl Jung'un simya, Hıristiyan dogması ve psikolojik sembolizm arasındaki analojileri incelemesidir.

<span class="mw-page-title-main">Tarantolu Paul</span>

Tarantolu Paul, asıl adı Paolo Antonio Aluffi' olan ve 13. yüzyılda yaşamış bir Fransisken simyacı ve güney İtalya'dan bir yazardır. Taranto, Apulia'da bir şehirdir

<span class="mw-page-title-main">The Mirror of Alchimy</span>

Simyanın Aynası, Latincede Speculum Alchemiae olarak bilinmekte olan kısa bir simya kılavuzudur. 1597 yılında çevirisi yapılmıştır. İngilizce dilinde basılan ikinci simya metni olarak kabul edilmektedir. Uzun bir süre Roger Bacon'a (1214-1294) atfedilen eser, büyük olasılıkla on üçüncü ve on beşinci yüzyıllar arasında yazan kimliği belirsiz bir yazarın ürünüdür.