İçeriğe atla

Sanat tarihi

Sanatın tarihi, insanlar tarafından yapılmış herhangi bir sayıda olabilen manevi, anlatısal, felsefi, sembolik, kavramsal, belgesel, dekoratif, işlevsel vs. amaçlar için yapılan ve görsel estetiğin ön planda olduğu nesnelere odaklanır. Görsel sanatlar, güzel sanatlar ve uygulamalı sanatlar gibi çeşitli şekillerde sınıflandırılabildiği gibi insan yaratıcılığının olduğu veya mimari, heykel, resim, film, fotoğraf ve grafik sanatlar gibi farklı medya formlarına odaklanan alanlarda bu kapsam içerisinde yer almaktadır. Son yıllardaki teknolojik gelişmeler ile video sanatı, bilgisayar sanatı, performans sanatı, animasyon, televizyon ve video oyunları gibi yeni sanat formlarının oluşmasına yol açmıştır.

Eski Mısır, Mezopotamya, İran, Hindistan, Eski Yunan, Roma, İnka, Maya ve Olmek medeniyetlerinden günümüze birçok sanat eseri miras kalmıştır. Eski Yunan sanatı insan fiziğinin ideal oranlarda temsiline yoğunlaşmış, sonrasında Bizans ve Orta Çağ Avrupası'nda İncil ve dinî motifler ağırlık kazanmış, bunları yücelten tarzlar geliştirilmiştir. Rönesans, fiziksel dünyanın resmedilmesi ve perspektifin sistematik olarak uygulanıp resimde üç boyut algısının oluşması yönünde teknikler geliştirmiştir.

Tarih Öncesi

Tarih öncesi sanat, okuma yazma bilmeyen kültürler tarafından yapılan geniş bir sanat yelpazesini içerir. Bunlara en eski insan eserlerinden bazıları da dahildir. Örneğin ilk sanat objelerinden birkaçı olan Orta Taş Devri Afrika'sından dekoratif eserler bulunmaktadır.[1][2][3] Güney Afrika'da Orta Taş Devri’nden kalma, tarihi yüz bin yıl öncesine kadar uzanan kaplar bulunmuştur. Bu kapların boyaları tutmak için kullanılmış olabileceği düşünülmektedir.[4] Ayrıca bundan yaklaşık 75.000 yıl önce yapıldığı bilinen üzerleri delinmiş bir salyangoz kabuğu dizisi bilinen en eski sanat nesnelerinden biri olarak kabul edilir. En çok bilinen tarih öncesi sanat eserleri, kıta Avrupasındaki hayvanları, özellikle de Fransa'nın Dordogne bölgesindeki Lascaux'daki hayvanları betimleyen büyük Paleolitik mağara resimleridir. Üst Paleolitik döneme (MÖ 38.000-12.000) yayılan yüzlerce mağara resimi bulunmuştur. Ukrayna, İtalya ve İngiltere'de de örnekler bulunmasına rağmen örneklerin çoğu Fransa ve İspanya'dan gelmektedir. O zamanda yapılan sanatın amacı hakkında birçok teori öne sürülmüştür, en çok kabul edileni, sanatın muhtemelen av başarısı sağlayabilmek için dini ritüellerin bir parçası olduğudur. Yapıldıkları tarihler bundan 40.000 yıl öncesine giden heykeller, mağara ve kaya resimleri bulunduysa da bu eserlerin anlamı, içinde geliştirildikleri kültür hakkında az bilgimiz olması sebebiyle tam olarak bilinmemektedir.

Willendorf Venüsü; c.25.000 MÖ; hardal renginde kireçtaşı; yükseklik: 11 cm; Doğal Tarih Müzesi (Viyana, Avusturya)[5]

Mağara resminin yanı sıra dünyanın çeşitli yerlerinde, özellikle Avrupa'da, Avusturya'da bulunan ünlü Willendorf Venüsü olan abartılı göğüslü ve karınlı Venüs figürinleri olarak bilinen küçük tarih öncesi heykelcikler yapılmıştır. Çoğunun küçük kafaları, geniş kalçaları ve bir noktaya kadar daralan bacakları vardır. Kollar ve ayaklar genellikle yoktur ve baş genellikle küçük ve yüzü yoktur.[5][6]

Antik Çağ

Antik Yakın Doğu

Antik Yakın Doğu, batıda Türkiye ve Akdeniz sahilinden doğuda İran ve Arap yarımadasına kadar uzanır. Zaman içinde burada birden fazla medeniyet ortaya çıktı, yaşadı ve yok oldu. Bölgedeki en kilit yerlerden biri MÖ 4. binyılda ilk şehirlerin ortaya çıkışına ve en eski yazı biçimine tanık olan Mezopotamya idi. Antik Mezopotamya, günümüz Irak'ını, Suriye ve Türkiye'nin bazı bölgelerini kapsamıştır. Mezopotomya’nın Kuzey yarısı, erken tarım ve kalıcı köy yerleşimlerinin kurulması gibi önemli Neolitik gelişmelerin ilk kez ortaya çıktığı Bereketli Hilal'in bir parçasını oluşturur. Bölge Dicle-Fırat nehri deltasında yer aldığı için burada Sümer, Akad, Asur ve Babil başta olmak üzere çok sayıda uygarlık yaşamıştır. Mezopotamya mimarisi, tuğla, lento ve koni mozaik kullanımı üzerine kurulmuştur. Kayda değer örnekler, basamaklı piramit şeklindeki büyük tapınaklar olan zigguratlardır.

Sümerlerin siyasi, ekonomik, sanatsal ve mimari gelenekleri Batı medeniyetinin kuruluşunun öncüsü olmuştur. Sümer'de ilk kez birçok şey ortaya çıktı: kral Gılgamış tarafından yönetilen ilk şehir devleti (Uruk); tanrıların, insanların ve ritüellerin hiyerarşik yapısına dayanan ilk organize din; bilinen ilk yazı, çivi yazısı; ilk sulama sistemi ve ilk tekerlekli araçlar. Mezopotomya da ayrıca küçük yazıtlar ve resimlerle oyulmuş silindir mühürler ortaya çıktı. Bu bölgede gelişen bir diğer uygarlık ise dünyanın ilk büyük imparatorluğu olarak bilinen Akad İmparatorluğu'dur.

Akadlardan sonra yaklaşık olarak MÖ 1. binyılın başlarında, Asurlular olarak bilinen bir imparatorluk Basra Körfezi'nden Akdeniz'e kadar uzanan Ortadoğu'nun tamamına hakim olmaya geldi. Asurlular’ın şehirleri etkileyici binalar ve sanatla doluydu. Asur sanatı en çok saray hayatı, dini uygulamalar, avcılık ve destansı savaşlardan sahneleri betimleyen ayrıntılı taş kabartmalarıyla tanınır. Taş kabartmalar öncelikle parlak renklere boyanıp sonrasında saraylara yerleştirilmiştir. Asurluların kıyafetleri, mobilyaları ve taş kabartmalar güzelliklerinin yanı sıra, bize Asurluların yaşamını ve dünya görüşlerini de gösterirler.

Daha sonra Babilliler Asur İmparatorluğu'nu fethetti. MÖ 6. yüzyılda Babil dünyanın en büyük şehri oldu. Babil'e girdikten sonra ziyaretçiler, canlı mavi sırlı tuğlalarla kaplı duvarları ve ejderhaları, boğaları ve aslanları gösteren kabartmaları olan etkileyici İştar Kapısı ile karşılandı. Bu kapı adını savaş ve aşk tanrıçası İştardan almıştır.

MÖ 6. yüzyılın ortalarında, bir dizi askeri seferden sonra, Babil İmparatorluğu, Mısır'dan İndus Vadisi'ne kadar Orta Doğu ve Orta Asya'ya uzanan Kral II. Cyrus tarafından yönetilen Ahameniş İmparatorluğu'na düştü. Sanatı, imparatorluğun dört bir yanından unsurları bir araya getirerek zenginliğini ve gücünü kutluyor. Persepolis (İran) imparatorluğun başkentiydi ve imparatorluğun dini görüntülerini ve insanlarını gösteren etkileyici heykellerle dolu. Burada ayrıca konukları ağırlamak için büyük bir seyirci salonu bulunan bir sarayın kalıntıları da var.

Kanatlı boğalar (Neo-Asur); c.710 M.Ö.; kaymaktaşı; yükseklik (maks): 4,2 m; Louvre[7]

Mezopotamya ve İran'ın yanı sıra diğer bölgelerde de sanat ve mimari üreten Kadim uygarlıklar vardı. Anadolu'da (bugünkü Türkiye), Hitit İmparatorluğu ortaya çıktı. Antik çağda, Güney Arabistan aromatiklerin üretimi ve ticaretinde önemliydi ve bu bölgedeki krallıklara zenginlik getirdi. MÖ 4000'den önce Arabistan'ın iklimi bugünden daha nemliydi. Güneybatıda, Saba' gibi birkaç krallık ortaya çıktı. Güney Arap insan figürü genellikle dikdörtgen biçimlere dayalı, ancak ince ayrıntılarla stilize edilir.[5][8][9]

Mısır

İlk büyük medeniyetlerden biri olan Mısır birçok profesyonel sanatçılar ve zanaatkarlar tarafından üretilen ayrıntılı ve karmaşık sanat eserlerine sahiptir. Mısır'ın sanatı daha çok dini ve sembolikti. Mısır’da kültürün oldukça merkezi bir güç yapısı ve hiyerarşisi olduğu göz önüne alındığında, büyük anıtlar da dahil olmak üzere firavunu onurlandırmak için çok sayıda sanat eseri yaratılmıştır. Mısır sanatı ve kültürü, dini ölümsüzlük kavramını oldukça önem verir. Mısır sanatının son dönemleri, Kıpti ve Bizans sanatını da içermektedir.

Mısır’ın mimarisi büyük taş bloklar, lentolar ve sağlam sütunlarla inşa edilmiş anıtsal yapılarla karakterize edilebilir. Mezar anıtlarına mastaba, dikdörtgen biçimli mezarlar; basamaklı piramitleri (Saqqarah) veya düz kenarlı piramitleri (Giza) içeren piramitler; ve hipogeum, yeraltı mezarları (Krallar Vadisi) da dahildir. Diğer büyük binalar ise, beraberlerinde bir sfenks ve dikilitaş bulvarı bulunan anıtsal kompleksler olma eğiliminde olan tapınaklardan oluşmaktadır. Tapınaklar için, dikmeler ve yamuk duvarlar ile hipaethros ve hipostil salonları ve türbeleri kullanılmıştır. Karnak, Luksor, Philae ve Edfu tapınakları bunlara en iyi örneklerdir. Başka bir tapınak türü, Abu Simbel ve Deir el-Bahari'de bulunan bir hypogeum biçimindeki kaya tapınağıdır.

Nefertiti Büstü; MÖ 1352-1336; boyalı kireçtaşı; yükseklik: 50 cm; Neues Müzesi (Berlin, Almanya)[5]

Mısır döneminin resmi, üst üste binen düzlemlerin yan yana getirilmesini kullandı. Görüntüler hiyerarşik olarak temsil edilmektedir. Buna örnek olarak Firavun, kendi tarafında tasvir edilen ortak öznelerden veya düşmanlardan daha büyüktür. Mısırlılar, gövde, eller ve gözler önden boyanırken, başın ve uzuvların dış hatlarını profilden boyadılar. Uygulamalı sanatlar Mısır'da, özellikle ahşap ve metal işlerinde geliştirildi. Bununla ilgili Mısır Müzesi'ndeki mezarlarda görülen abanoz ve fildişi kakma sedir mobilyalar gibi muhteşem örnekler bulunmaktadır. Diğer örnekler arasında Tutankhamun'un mezarında bulunan ve büyük sanatsal değere sahip parçalar sayılabilir.[10]

İndus Valisi Uygarlığı

Dans Eden Kız; c. MÖ 2400–1900; bronz; yükseklik: 10,8 cm; Ulusal Müze (Yeni Delhi, Hindistan)[5]

1922'de, çağdaş Mezopotamya ve Mısır kültürlerinden çok sonra keşfedilen İndus Vadisi Uygarlığı, diğer adıyla Harappan Uygarlığı (MÖ 2400-1900), şimdilerde zamanına göre olağanüstü gelişmiş bir medeniyet olarak kabul edilmekte ve bu gelişmişliğin diğer medeniyetlerin kültürleriyle karşılaştırılabilir bazı yönleri de bulunmaktadır. Bulunduğu bölge, günümüzün kuzeydoğu Afganistan'ından Pakistan'ın büyük bir kısmına ve batı ve kuzeybatı Hindistan'a kadar uzanan bir alanı kapsıyor. İndus Vadisi Uygarlığı’nın kültürünü etkileyen başlıca şehirler arasında sırasıyla Pencap'ta ve kuzey Pakistan'daki Sindh eyaletinde bulunan Harappa ve Mohenjo-daro ve Gujarat (Hindistan) eyaletindeki liman şehri Lothal bulunur. En çok sayıda eser, kare ve dikdörtgen damga mühürler ve hayvanları, genellikle boğaları ve çok kısa Harappan metinlerini de içeren mühür baskılarından oluşur. Harappan yerleşimlerinde birçok stilize edilmiş pişmiş toprak figürini ve seramik sayılabilecek daha natüralist olan birkaç taş ve bronz heykel de bulunmuştur.[5]

Çin

Terracotta Ordusunun Savaşçıları; c. MÖ 214; pişmiş toprak; boy (ortalama asker): c. 1.8 m; Lintong Bölgesi (Xi'an, Shaanxi, Çin)[5]

Çin'de üretilen ilk metal nesneler yaklaşık 4000 yıl önce Xia Hanedanlığı döneminde (MÖ 2100–1700) yapılmıştır. Çin Bronz Çağı (Shang ve Zhou hanedanları) sırasında, bir şaman (muhtemelen kralın kendisi) tarafından adına ruhlar dünyası denen bir dünya ile mahkeme şefaatleri yapılıp iletişim kurulmaya çalışınılıyordu. Shang hanedanlığında (MÖ 1600-1050), yüce tanrı Shangdi'ydi. Aristokrat aileler ise atalarının ruhlarıyla iletişim kurmayı tercih etmelerinden dolayı, ruhlar dünyasındaki ataları için özenle hazırlanmış yiyecek ve içecek ziyafetleri hazırladılar. Ziyafetler ısıtılmış bronz ritüel kaplarında servis ediliyordu. Bu bronz kaplar, amaçlarına göre şarap, su, tahıl veya et için birçok şekle sahipti ve bazıları o dönemdeki yazının gelişimini de gösterebilecek düzeyde okunabilir karakterlerle işaretlenmişti. Henan eyaletindeki Sarı Nehir Vadisi'nde Erlitou, Anyang veya Zhengzhou gibi yerlerde çok yüksek kalitede ve karmaşıklıkta bu tür kaplar keşfedilmiştir. Bu kaplar aynı zamanda Dhang otoritesini güçlendirmek için dini ritüellerde kullanılmıştır. Shang'ın başkenti MÖ 1050 civarında düştüğünde, fatihleri Zhou (MÖ 1050–156), bu kaplar dini ritüellerde, ancak esas olarak içmek yerine yiyecek için kullanılmaya devam edildi. Shang mahkemesi aşırı sarhoşlukla suçlandı ve Zhou, atalardan ziyade imparatorluk Tian'ı ("Cennet") birincil manevi güç olarak teşvik etti, dini ayinlerde şarabı yemek lehine sınırladı. Ritüel bronzların kullanımı erken Han hanedanına kadar devam etti (MÖ 206-MS 220).

Çin İmparatorluğu’nda en yaygın olarak kullanılan motiflerden biri, burun delikleri, gözler, kaşlar, çeneler, yanaklar ve boynuzlarla, çentikli desenlerle çevrili, merkezi olarak iki ayna görüntüsünün yarısına bölünmüş stilize bir yüz olan taotie idi. Taotie'nin gerçek mi, mitolojik mi yoksa tamamen hayali yaratıkları mı temsil ettiği bilinmemektedir.

Guanghan yakınlarındaki (Sichuan eyaletinde) Sanxingdui'nin esrarengiz bronzları, antik Çin'in başka hiçbir yerinde olmayan ve Anyang'daki çağdaş Shang sanatından oldukça farklı olan gizemli bir kurban dini sisteminin kanıtıdır. 1986'dan beri Sanxingdui'de yapılan kazılar, bronz, yeşim ve altından eserler içeren dört çukur ortaya çıkardı. Soyut fil başlarıyla süslenmiş bir kaide üzerinde duran büyük bir bronz insan figürü heykeli bulundu. Ayakta duran figürün yanı sıra, ilk iki çukurda 50'den fazla bronz kafa bulunmuştur. Bu bronz kafaların bazılarına başlık takılmış ve üç bronz kafa aynı zamanda altın varak kaplamaya sahiptir. Burada da muhtemelen ağaçları, ayrıca bronz yaprakları, meyveleri ve kuşları temsil eden küçük dalları olan boru şeklindeki bronz parçalar bulunmuştur. 1986'da Sanxingdui'de 4000'den fazla nesne bulundu.

En başarılı hanedanlardan biri olan Shang Hanedanı Zhou (MÖ 1050–221), Çin tarihindeki herhangi bir hanedanlıktan daha fazla hüküm sürmüştür. Son yüzyılları var olan şiddet üzerinden tanımlanmıştır, onların çağı Savaşan Devletler dönemi olarak da bilinir. Bu sıkıntılı dönemde bazı felsefi akımlar da ortaya çıkmıştır: Konfüçyüsçülük, Taoizm ve Hukukçuluk.

Fang Lei; c. MÖ 925-875; bronz; yükseklik: 22,8 cm; Çin Ulusal Müzesi (Pekin, Çin)[5]

Savaşan Devletler dönemi, MÖ 221'de Çin'i birleştiren Qinshi Huangdi tarafından sona ermiştir. Terracotta Ordusu tarafından korunan devasa bir mezar emreden Qinshi Huangdi ayrıca bir başka devasa proje olan ve kuzeyden yağmalama yapmaya çalışan kabileleri engellemek için inşa edilen Çin Seddi'nin de öncülü olmuştur. İmparatorun ölümünden sonra, Qin hanedanı(MÖ 221-206) sadece üç yıl sürmüştür. Qinshi Huangdi'yi, İpek Yolu'nun önemli ölçüde geliştiği ve Çin'de yeni kültürel etkilerin ortaya çıktığı Han Hanedanlığı (MÖ 202-MS 220) izledi.[5][9]

Avrupa

Ortaçağ

MS 300 dolaylarında Roma İmparatorluğu'nun düşüşüyle birlikte, 1400 dolaylarında Rönesans'ın başlangıcına kadar uzanan yaklaşık bir bin yıl süren Orta Çağ dönemi başladı. Hristiyan sanatı ile başlayan Orta Çağ sanatı, Viking sanatı, Otton sanatı, Romanesk sanatı, Gotik sanatı ve Doğu Akdeniz'e hakim olan İslam sanatı ile devam etti. Orta Çağ sanatı, Kuzey Avrupa'nın 'barbar' sanat kültürüyle karıştırılan Roma İmparatorluğu ve Bizans'ın sanatsal mirasından doğdu.[1]

Orta Çağ Bizans ve Gotik sanatında kilisenin hakimiyeti büyük miktarda dini sanatın ortaya çıkmasına neden olmuştur. Figürleri basitleştirilmiş formlarda sunan resimlerde altın yaygın olarak kullanılmıştır.

Bizans

Bizans sanatı, Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğunun[3][6] Hristiyan Yunan sanatsal ürünlerinin yanı sıra imparatorluktan kültürel olarak miras kalan uluslar ve devletlere atıfta bulunur. İmparatorluğun kendisi Roma'nın çöküşünden ortaya çıkmış ve 1453'te Konstantinopolis'in düşüşüne kadar sürmüştür.[5] Bizans döneminin başlangıç tarihi, hala belirsiz olsa da, sanat tarihinde siyaset tarihinden çok daha açıktır. Doğu Avrupa'daki birçok Doğu Ortodoks devleti ve bir dereceye kadar Doğu Akdeniz'deki Müslüman devletler, yüzyıllar boyunca imparatorluğun kültür ve sanatının birçok yönünü korumuştur.

Bizans sanatının ayakta kalması çoğunlukla dini sebeplerdendir ve belirli dönemlerde istisnalar dışında, dikkatle kontrol edilen kilise teolojisini sanatsal terimlere çeviren geleneksel modelleri izleyerek oldukça basmakalıp bir hale gelmiştir. Fresklerde, tezhipli el yazmalarında ve ahşap panolarda resimler ve özellikle erken dönemlerde mozaikler ana malzemeleri oluştururken ve küçük oyma fildişleri dışında figüratif heykeller çok nadirdi. El yazması resim, daha büyük eserlerde eksik olan klasik gerçekçi geleneğin bir kısmını sonuna kadar korudu.[7] Bizans sanatı son derece prestijli ve Batı Avrupa'da aranan bir sanattı ve dönemin sonuna kadar Orta Çağ sanatı üzerinde sürekli bir etkide bulundu. Bu, özellikle Bizans stillerinin 12. yüzyıl boyunca sürekli değiştirilen biçimlerle devam ettiği ve İtalyan Rönesans sanatını şekillendiren bir etki yaratır hale geldiği İtalya'da böyleydi. Ancak gelişen birkaç olay neticesinde Bizans stili de değişti. Doğu Ortodoks kilisesinin genişlemesiyle, Bizans formları ve stilleri Ortodoks dünyası ve ötesine yayıldı.[5] Bizans mimarisinin etkileri, özellikle dini yapılarda, Mısır ve Arabistan'dan Rusya ve Romanya'ya kadar çeşitli bölgelerde bulunabilir.

Apse mosaic of the Virgin and Child[9]

Bizans mimarisi kubbe kullanımıyla ünlüdür. Aynı zamanda genellikle mermer sütunlar, kesonlu tavanlar ve altın arka plana sahip mozaiklerin kapsamlı kullanımı da dahil olmak üzere görkemli bir dekorasyona sahiptir. Bizans mimarisiyle birlikte mimari yapılarda kullanılan malzeme  Eski Yunanlar tarafından çok beğenilen ve sıklıkla kullanılan mermer olmaktan çıkmıştır. Bizans mimarları, pencereler için çoğunlukla taş ve tuğla ayrıca ince kaymaktaşı levhalar kullandılar. Mozaikler ise tuğla duvarları ve fresklerin direnemeyeceği diğer yüzeyleri kaplamak için kullanılmıştır. Proto-Bizans dönemine ait mozaiklerin güzel örnekleri Selanik'teki (Yunanistan) Hagios Demetrios, Ravenna'daki (İtalya) Sant'Apollinare Nuovo Bazilikası ve San Vitale Bazilikası ve İstanbul'daki Ayasofya'dır. Greko-Romen tapınakları ve Bizans kiliseleri, dış ve iç görünümleri bakımından önemli ölçüde farklılık gösterirler. Antik çağda tapınağın en önemli kısmı dış kısmıydı çünkü tapınağın inşa edildiği tanrının kült heykelinin tutulduğu iç kısıma sadece rahibin erişimi vardı. Bu yüzden törenler dışarıda yapılırdı ve tapınanların gördüğü ise tapınağın sütunlardan oluşan, saçaklı ve iki alınlıklı cephesinden ibaretti. Aynı zamanda, kiliselerin iç kısımlarında Hristiyan ayinleri düzenlenirdi. Kilisenin dış kısımları ise genellikle çok az süslemeye sahipti ya da hiçbir süslemeye sahip değildi.[5][10]

Doğu Sanatı

Doğuda, İslam Sanatı'ında ikonografinin yasak olması nedeniyle geometrik şekiller, hat sanatı ve mimariye yoğunlaşılmıştır. Uzak Doğu'da da bu dönemlerde din, sanatsal üretime yön vermiştir. Hindistan ve Tibet renkli heykeller ve dans ön plana çıkarken dinsel resimler de bu pratiklerden beslenmiştir. Çin'de de kuyumculuk, bronz işçiliği, çömlekçilik, şiir, kaligrafi, müzik, resim, tiyatro gelişmiş, sanatsal eğilimler baştaki sülaleye göre değişiklik göstermiştir.

Aydınlanma sonrası Batı sanatı

Batı'da 18. yüzyılda Aydınlanma ile birlikte rasyonel, saat gibi işleyen evren anlayışı gelişmiş, bu da Blake'in Newton'u kutsal bir geometrici gibi portrelemesi veya David'in propagandacı resimlerine yansımıştır. Daha sonra bu da yerini tepki olarak duygu ve birey olmayı ön plana çıkaran, akademik sanat, Sembolizm, İzlenimcilik, Fovizm gibi 19. yüzyıl sanatsal akımlarına bırakmıştır.

20. Yüzyılda Sanat

20. yüzyıl sanat tarihi bitip tükenmeyen sanatsal arayışların yüzyılı olmuştur. Bu yüzden İzlenimcilik, Dışavurumculuk, Fovizm, Kübizm, Dadaizm, Gerçeküstücülük gibi akımların parametreleri, icat edildikleri yıllardan çok öteye gidemediyse de sonra gelen akımları etkiledi. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren modernizm kültüre hâkim olmuş ve Theodor W. Adorno'nun 1970 yılında dediği üzere "Artık sorgulamadan kabul edilen şey, sanat hakkında hiçbir şeyin, ne sanatın kendisinin, ne sanatın bir bütün ile olan ilişkisinin ne de sanatın varolma hakkının, sorgulamadan kabul edilebileceği." Relativizm kaçınılmaz bir gerçeklik olarak kabul edilmiş, bu da çağdaş sanat ve postmodern eleştiri dönemini başlatmıştı.

Kaynakça

  1. ^ a b Henshilwood, Christopher S.; d'Errico, Francesco; Yates, Royden; Jacobs, Zenobia; Tribolo, Chantal; Duller, Geoff A. T.; Mercier, Norbert; Sealy, Judith C.; Valladas, Helene; Watts, Ian; Wintle, Ann G. (15 Şubat 2002). "Emergence of Modern Human Behavior: Middle Stone Age Engravings from South Africa". Science (İngilizce). 295 (5558): 1278-1280. doi:10.1126/science.1067575. ISSN 0036-8075. 18 Nisan 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Nisan 2022. 
  2. ^ Henshilwood, Christopher S.; d'Errico, Francesco; Watts, Ian (Temmuz 2009). "Engraved ochres from the Middle Stone Age levels at Blombos Cave, South Africa". Journal of Human Evolution (İngilizce). 57 (1): 27-47. doi:10.1016/j.jhevol.2009.01.005. 18 Kasım 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Nisan 2022. 
  3. ^ a b Texier, Pierre-Jean; Porraz, Guillaume; Parkington, John; Rigaud, Jean-Philippe; Poggenpoel, Cedric; Miller, Christopher; Tribolo, Chantal; Cartwright, Caroline; Coudenneau, Aude; Klein, Richard; Steele, Teresa (6 Nisan 2010). "A Howiesons Poort tradition of engraving ostrich eggshell containers dated to 60,000 years ago at Diepkloof Rock Shelter, South Africa". Proceedings of the National Academy of Sciences (İngilizce). 107 (14): 6180-6185. doi:10.1073/pnas.0913047107. ISSN 0027-8424. PMC 2851956 $2. PMID 20194764. []
  4. ^ Wilford, John Noble (13 Ekim 2011). "In African Cave, Signs of an Ancient Paint Factory". The New York Times (İngilizce). ISSN 0362-4331. 6 Temmuz 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Nisan 2022. 
  5. ^ a b c d e f g h i j k l The art museum. Revised and updated edition. Diane Fortenberry, Phaidon Press. Londra. 2017. ISBN 978-0-7148-7502-6. OCLC 1004655370. 
  6. ^ a b Hodge, Susie (2017). The short story of art : a pocket guide to key movements, works, themes & techniques. Londra. ISBN 978-1-78067-968-6. OCLC 973401988. 
  7. ^ a b 10,000 years of art. Londra: Phaidon. 2009. ISBN 0-7148-4969-3. OCLC 308158805. 
  8. ^ Verfasser, Gipson, Ferren. The Ultimate Art Museum. ISBN 978-1-83866-296-7. OCLC 1253625821. 
  9. ^ a b c Mândrescu, Gheorghe (15 Aralık 2017). "Întrebări pentru un artist plastic român la căderea comunismului (pentru a se putea scrie o istorie privind arta în epocă)". Studia Universitatis Babeș-Bolyai Historia Artium. 62 (1): 125-140. doi:10.24193/subbhistart.2017.07. ISSN 1844-7465. 
  10. ^ a b Azcárate, José María de (1979). Historia del arte. Alfonso E. Pérez Sánchez, Juan A. Ramirez Dominguez. Madrid: Anaya. ISBN 84-207-1408-9. OCLC 8042388. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Heykel</span> taş, tunç, bakır, kil, alçı vb. maddelerden yontularak, kalıba dökülerek veya yoğrulup pişirilerek biçimlendirilen eser, yontu

Heykel ya da yontu, sanatsal bakış açısıyla meydana getirilmiş üç boyutlu formlara denir. Heykel temelde mekânın kapsanması, kavranması ve mekân ile ilişki kurulması ile ilgilenir.

<span class="mw-page-title-main">Sanat</span> duygusal veya estetik çekicilik yoluyla dışsal değerler yaratma sürecine denir

Sanat, en genel anlamıyla yaratıcılığın ve hayal gücünün ifadesi olarak anlaşılır. Tarih boyunca neyin sanat olarak adlandırılacağına dair fikirler sürekli değişmiş, bu geniş anlama zaman içinde değişik kısıtlamalar getirilip yeni tanımlar yaratılmıştır. Bu tanımlardan en yaygın kabul göreni sanatın edebiyat, resim, müzik, tiyatro, sinema, mimari ve heykel alt türlerinden oluştuğu görüşüdür. Bugün sanat terimi birçok kişi tarafından çok basit ve net gözüken bir kavram gibi kullanılabildiği gibi akademik çevrelerde sanatın ne şekilde tanımlanabileceği, hatta tanımlanabilir olup olmadığı bile hararetli bir tartışma konusudur.

<span class="mw-page-title-main">Tunç Çağı</span> Tarihsel dönem (yaklaşık MÖ 3300-1200)

Tunç Çağı veya Bronz Çağı, bölgeden bölgeye fark etmekle birlikte yaklaşık olarak MÖ 3300'den MÖ 1200'e kadar süren, bronz kullanımı, bazı bölgelerde yazı'nın varlığı ve diğer erken kentsel uygarlığın özellikleriyle tanımlanan tarihi bir dönemdir.

<span class="mw-page-title-main">Alanya Arkeoloji Müzesi</span> Müze

Alanya Arkeoloji Müzesi, Antalya ili Alanya ilçesinde bulunan müze.

<span class="mw-page-title-main">Mezopotamya mimarisi</span>

Mezopotamya sözcüğü Grekçe Potamos (nehirler) ve Mezos (arası)sözcüklerinin birleşiminden doğmuştur ve bu yeni sözcük genel anlamda Fırat ve Dicle nehirlerinin Anadolu'yu terk ettiği bölgeden başlayıp iki nehrin birleşerek Basra körfezine döküldüğü noktaya dek uzanan nehirler arasındaki geniş alanı kapsar.

<span class="mw-page-title-main">Milet</span> Anadoluda bir antik kent

Milet Anadolu'nun batısında, Ege bölgesinde Büyük Menderes Nehrinin hemen ağzına yakın deniz kıyısında bir antik liman şehridir. Şimdi Aydın'ın Didim ilçesinde Akkoy'un 5 km kuzeyinde ve Balat köyü yakınında bir harabe halinde olup limanı Büyük Menderes tarafından doldurulduğu için yaklaşık 10 km denizden içeride bir mevkidedir.

<span class="mw-page-title-main">Antik Mısır sanatı</span>

Antik Mısır'da sanat, MÖ 31. yüzyıl ile MS 4. yüzyıl arasında eski Mısır'da üretilen sanatı ifade eder. Resimler, heykeller, papirüs, fayans, mücevher, fildişi, mimari ve diğer sanat ortamları üzerine çizimler içerir. Aynı zamanda çok muhafazakâr: sanat tarzı zamanla çok az değişti. Hayatta kalan sanatın çoğu, Mısırlıların öbür dünyaya olan inancı hakkında daha fazla fikir veren mezarlar ve anıtlardan geliyor.

<span class="mw-page-title-main">Olmekler</span> En eski mezoamerikan uygarlık

Olmekler, bilinen en eski Mezoamerikan uygarlığıydı. Soconusco'daki ilerici bir gelişmenin ardından, günümüz Meksika eyaletleri Veracruz ve Tabasco'nun tropikal ovalarını işgal ettiler. Olmeklerin kısmen komşu Mokaya veya Mixe-Zoque kültürlerinden türediği tahmin edilmektedir. Olmekler, Mezoamerika'nın oluşum döneminde gelişti ve kabaca MÖ 1500'den MÖ 400'e kadar sürdü. Olmek öncesi kültürler yaklaşık MÖ 2500'den beri gelişti, ancak MÖ 1600-1500'de, erken Olmec kültürü, güneydoğu Veracruz'da sahile yakın San Lorenzo Tenochtitlán bölgesinde merkezlenmiş olarak ortaya çıktı. İlk Mezoamerikan uygarlığıydılar ve sonraki uygarlıkların birçoğunun temellerini attılar. Diğer "ilkler" arasında, Olmek, ritüel kan alma pratiği yapıyor gibi göründü ve neredeyse tüm Mezoamerikan toplumlarının ayırt edici özelliği olan Mezoamerikan balo oyununu oynadı. Olmeklerin şu anda en aşina olduğu yönü, sanat eserleri, özellikle uygun bir şekilde adlandırılan "devasa kafalar"dır. Olmek medeniyeti ilk olarak koleksiyoncuların 19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında Kolomb öncesi sanat pazarından satın aldıkları eserlerle tanımlandı. Olmek eserleri, antik Amerika'nın en çarpıcıları arasında kabul edilir.

<span class="mw-page-title-main">Antik Yunan sanatı</span>

Bugünkü Yunanistan topraklarına Yunanlar ayak basmadan önce, Girit, kültürel gelişimin öncülerindendi. Burada Neolitik'ten son Tunç Çağına kadar sürekli bir gelişim izlenilebilir. Minos kültürü; Girit'teki Bronz Çağ kültüründeki kral Minos'a bağlanarak adlandırılmaktadır. Bununla birlikte bir tür akraba olarak tanımlayabileceğimiz Yunan topraklarındaki kültür için "Hellas" terimi kullanılmıştır. Ayrıca "Kiklad" terimi de Kiklad'larda bulunan 3000 yıllık mermer heykelcikleri ve çömlekleri için kullanılmıştır. Bu adlandırmalar dönemi inceleyen arkeologlar tarafından verilmiştir. Kiklad yapıtları, Minos ve Hellas kültürü ile ilişkili değildir. Tam tersine bu yapılar yerel olarak sınırlanmış ve bugüne dek az tanınmış bir kültür çevresine bağlıdır. Erken Minos kültürünün en önemli kalıntıları Girit'in doğu bölümünde, özellikle Gurnia, Vasiliki, Palaikastro gibi küçük kentlerle komşu adalardan Pseira ve Mochios'da bulunmuştur. Akdeniz çevresiyle de karşılıklı ilişkiler kurduğu açıkça bellidir.

<span class="mw-page-title-main">Hattuşa</span> Hititlerin Geç Tunç Çağı dönemindeki başkenti

Hattuşa ya da Hattuşaş, Hititler'in Geç Tunç Çağı dönemindeki başkentidir. Çorum il merkezinin 82 km güneybatısındaki Boğazkale ilçesinde bulunmaktadır.

Kolomb öncesi sanat; Kuzey Amerika, Meksika, Orta Amerika, Karayipler ve Güney Amerika'da 15. yüzyılda Avrupa'dan kolonici fetihçiler gelmeden önceki zaman dönemindeki sanat olarak kabul edilebilir. Kolomb öncesi sanat MÖ 1800'den M.S. 1500'lere kadar Amerikalarda gelişip meyve verdiği kabul edilebilir.

MÖ 25. yüzyıl, MÖ 1 Ocak 2500'den başlayarak MÖ 31 Aralık 2401'e kadar süren bir yüzyıldır.

<span class="mw-page-title-main">Asya tarihi</span> Kıta Tarihi

Asya tarihi, Asya'nın çeşitli bölgelerinde, merkezi Avrasya bozkırlarındaki duruma bağlı olarak daha fazla veya daha az bağlama sahip Doğu Asya, Güney Asya ve Orta Doğu'nun tarihi olarak görülebilir.

<span class="mw-page-title-main">Boğazköy-Alacahöyük Millî Parkı</span>

Boğazköy-Alacahöyük Tarihî Millî Parkı, Çorum ili Boğazkale ilçesi sınırlarında, 2600 hektarlık alanda 1988 yılında kurulmuş koruma alanı.

<span class="mw-page-title-main">Bizans sanatı</span>

Bizans sanatı genel olarak 4. yüzyıl ile 15. yüzyıl arasında varlığını sürdüren Bizans İmparatorluğu döneminde yapılan sanata verilen addır. Bunun dışında Bizans sanatından etkilenen Yakın Doğu, Kafkasya, Balkan, Hazar denizi ve Rusya gibi komşu bölgelerde de etkisini göstermiştir. İstanbul'un Fethi'nden sonra da devam eden Bizans sanatı etkisi Karolenj ve Otto dönemi sanatı ve mimarisini de etkilemiştir. Bizans sanatı daha çok dini sanat olarak da ele alınabilir. Mozaik, kitap sanatları, ikonalar, freskler vb. başlıca inceleme alanı arasındadır.

<span class="mw-page-title-main">Mezopotamya sanatı</span>

Mezopotamya sanatının adı çoğu arkeolojik kayıtlarda geçer. Bu kayıtlar, erken avcı-toplayıcı topluluklardan, Sümer, Akad, Babil ve Asur imparatorluklarının yaşadığı Tunç Devri'ne kadar geçen süreyi kapsar. Sonraları bu imparatorlukların yerini Demir Çağı'nda Eski Asur ve Eski Babil imparatorlukları almıştır. Genellikle medeniyetin beşiği olarak görülen Mezopotamya, önemli kültürel gelişmeleri de beraberinde getirmiştir. Bunlardan biri de en eski yazı örnekleridir. Mezopotamya sanatı MÖ 4000 tarihinden Persli Ahameniş İmparatorluğu'nun bölgeyi fethettiği MÖ 6. yüzyıla kadar Batı Avrasya'daki en soylu, en gelişmiş ve en detaylı sanat olma yolunda Antik Mısır ile rekabet içinde olmuştur. Ana vurgu oldukça dayanıklı taş ve kilden yapılmış çeşitli heykeller üzerindedir. Çok az sayıda resim günümüze ulaşmıştır ama belirtilene göre, birkaç istisna dışında, boyamalar genellikle geometrik ve dekoratif bitkisel şekiller yapmak için kullanılmıştır. Buna rağmen çoğu heykellerin de boyandığı görülür. Ayrıca çok sayıda silindir mühür de günümüze ulaşmıştır. Küçük boyutlarına rağmen bunların çoğunun üstünde karmaşık ve detaylı sahneler vardır.

<span class="mw-page-title-main">Çin sanatı</span>

Çin sanatı, Çin'de yapılan ya da Çinli sanatçıların yaptığı görsel sanattır. Erken "taş devri sanatı" M.Ö. 10.000 yıllarına dayanır ve çoğunlukla basit çömlekçilik ve heykeller içerir. Bu erken dönemin ardından Çin sanatı, Çin tarihiyle olduğu gibi çoğunlukla yüzlerce sene süren çok sayıda hanedanlık dönemiyle karakterize edilir.

Irak tarihi, Irak coğrafyasında geçen olaylardır. Irak coğrafyası Antik çağlardan beri yerleşke alanıdır. Tarihi boyunca pek çok etnik ve dine ev sahipliği yapmıştırIrak, Batı Asya'da büyük ölçüde eski Mezopotamya topraklarına karşılık gelen bir ülkedir. Mezopotamya'nın tarihi, Aşağı Paleolitik dönemden MS 7. yüzyılın sonlarında Halifeliğin kuruluşuna kadar uzanır ve bu tarihten sonra bölge Irak olarak anılır. Mezopotamya tarihinin Neolitik Ubeyd döneminde M.Ö. 6000 ile 5000 yılları arasında ortaya çıkan ve yaygın olarak kayıtlı tarihteki en eski uygarlık olarak kabul edilen kadim Sümer toprakları Irak topraklarında yer almaktadır. Burası aynı zamanda Akkad, Neo-Sümer, Babil, Neo-Asur ve Yeni-Babil imparatorluklarının tarihi merkezidir; Bronz ve Demir Çağı'nda Mezopotamya'da ve Eski Yakın Doğu'nun diğer çeşitli bölgelerinde hüküm süren yerel yönetici hanedanların bir dizisidir.

<span class="mw-page-title-main">Sinop Arkeoloji Müzesi</span>

Sinop Arkeoloji Müzesi veya Sinop Müzesi, Sinop'ta bulunan ve şehir içinde ve çevresinde bulunan arkeolojik eserlerin sergilendiği ulusal bir müzedir.