
Geometri, matematiğin uzamsal ilişkiler ile ilgilenen alt dalıdır. Yunanca Γεωμετρία "Geo" (yer) ve "metro" (ölçüm) birleşiminden türetilmiş bir isimdir.

Sanat, en genel anlamıyla yaratıcılığın ve hayal gücünün ifadesi olarak anlaşılır. Tarih boyunca neyin sanat olarak adlandırılacağına dair fikirler sürekli değişmiş, bu geniş anlama zaman içinde değişik kısıtlamalar getirilip yeni tanımlar yaratılmıştır. Bu tanımlardan en yaygın kabul göreni sanatın edebiyat, resim, müzik, tiyatro, sinema, mimari ve heykel alt türlerinden oluştuğu görüşüdür. Bugün sanat terimi birçok kişi tarafından çok basit ve net gözüken bir kavram gibi kullanılabildiği gibi akademik çevrelerde sanatın ne şekilde tanımlanabileceği, hatta tanımlanabilir olup olmadığı bile hararetli bir tartışma konusudur.
Gotik, kendine has özelliği olan bir sanat anlayışı ve yazı şekli. Gotik yazılar ilk baskı denemelerinde denenmiş, çoğunlukla Almanlar tarafından kullanılan bir yazı stilidir. Gotik sanatı 12. yüzyılın ikinci yarısında Romanesk sanatının değişmesiyle, Latin sanatına bir tepki olarak ortaya çıkmıştır. Orta Çağı kapatan, Rönesansı başlatan akımdır. Gotik tarzı, yalnız mimarlıkta tesirli olmayıp; heykelcilik, resim, yazı, süs ve hatta gündelik eşyada da etkili olmuştur.
Oryantalizm veya Şarkiyatçılık, Yakın Doğu ve Uzak Doğu toplumlarının, kültürlerinin, dillerinin ve halklarının incelendiği Batı kökenli araştırma alanlarının tümüne verilen isimdir. Sanat tarihi, edebiyatı ve kültürel çalışmalarda, Oryantalizm, Doğu dünyasındaki yönlerin taklidi veya tasviridir. Bu tasvirler genellikle Batılı yazarlar, tasarımcılar ve sanatçılar tarafından yapılır. Özellikle, daha spesifik olarak "Orta Doğu" yu tasvir eden Oryantalist tablolar, 19. yüzyıl akademik sanatının popülerlerinden biriydi ve aynı şekilde Batı edebiyatı Doğu temalarına da benzer ilgi göstermiştir. Edward Said'in Oryantalizm adlı kitabının 1978'de yayımlanmasından itibaren, çok sayıda akademik söylem “Oryantalizm” terimini, Batı'nın Orta Doğu, Asya ve Kuzey Afrika toplumlarına yönelik genel tavrına atıfta bulunmak için kullanmaya başlamıştır. Said'in analizinde Batı, bu toplumları statik ve gelişmemiş olarak özümsemekte, böylece emperyal gücün hizmetinde incelenebilecek, tasvir edilebilecek ve çoğaltılabilecek bir Doğu kültürü görüşü üretmektedir. Bu görüşü ile Said, Batı toplumunun gelişmiş, rasyonel, esnek ve üstün olduğu fikrini ifade etmektedir.

İslam sanatı, İslâm kültürünün büyük bir bölümünü oluşturur. İslamî sanat(lar) terimi görece yeni bir terimdir ve genel olarak modern bir kavram olarak ele alınabilir. Terim ile kastedilen İslam topraklarında üretilen, İslam kültürünün izini taşıyan sanat eserleridir; eserlerin illâ ki Müslüman için veya Müslümanlar tarafından yapılmış olması gerekmez. Nitekim birçok Hindu, Hristiyan ve Yahudi sanatçılar İslamî sanat eserleri verdikleri gibi, Müslümanlar tarafından yapılan bazı sanat eserlerinin alıcıları, sahipleri gayri müslimdir. Zaman zaman tarihi İslamî sanat eserleri ve sanatçılar çağdaş zamanlarda dinîden ziyade millî sanat açısından değerlendirilmiştirler; bununla birlikte bu genelde yanlış bulunur zira İslamî sanatlarda tarih boyunca ortak olan değer ve vurgu İslamdır ve sanatlar birçok etnik grubun katkısının sonucu olarak ortaya çıkmışlardır. Nitekim o dönemlerde İslam topraklarında bulunan vatandaşların da ayırıcı özelliği etnik gruplarından ziyade dinleriydi ve bu sebeple de bugün birçok tarihî İslamî sanatçının yaşadığı toprağa bakarak etnik kökenini bilmek çok zordur.

Atilla Dorsay, Türk sinema eleştirmeni, yazar, gazeteci, mimar.
Bu madde, Friedrich Nietzsche'nin bibliyografyasını içermektedir.
- Müziğin Ruhundan Tragedya'nın Doğuşu
- Çağa Aykırı Düşünceler
- David Strauss: der Bekenner und der Schriftsteller, 1873
- Vom Nutzen und Nachteil der Historie für das Leben, 1874
- Schopenhauer als Erzieher, 1874
- Richard Wagner Bayreuth'da, 1876
- İnsanca, Pek İnsanca
- Böyle Buyurdu Zerdüşt
- İyinin ve Kötünün Ötesinde
- Tan Kızılığı
- Şen Bilim
- Ahlakın Soykütüğü Üzerine
- Homeros ve Klasik Dilbilim
- Schopenhauer'ci Felsefe ve Uygarlığı
- Yunanların Trajik Çağında Felsefe
- Zerdüşt Şiirine Eklemeler
- Ecce Homo
- Mektuplar
Tür resmi ya da janr resmi ya da genre resmi ya da günlük yaşam resmi, ressamların belli bir daldaki ya da türdeki konuları özellikle de günlük yaşamdan kareleri çizdikleri resimlere verilen isim. Bu türün sanatçıları pazar yerlerinden, ev içlerinden, meyhanelerden, partilerden ve sokaklardan insan manzaraları betimlediler. Tablolar ressamına göre gerçekçi, hayal ürünü ya da romantik olabiliyordu.

Turquerie ya da Türk hayranlığı, 16. yüzyıldan 18. yüzyıla kadar Türk sanat ve kültüründen etkilenen Batı Avrupalılar tarafından bu sanat ve kültürün taklit edildiği moda akımıdır. Birçok Batı Avrupa ülkesi Osmanlı İmparatorluğunun merkezi olan Türkiye'nin egzotik ve nispeten bilinmeyen bu kültüründen büyülenmiştir. Batı, Türk yapımı ürünlere, sanatına, müziğine ve görsel sanatlarına, mimarisine büyüyen bir ilgi göstermeye başlamıştır. Bu moda fenomen, Osmanlı ve Avrupa ulusları arasındaki ticari ve diplomatik ilişkiler arttıkça daha popüler olmaya başlamıştır. Elçiler ve tüccarlar sık sık evlerine egzotik yerlerin ve yaşadıkları maceraların hikâyeleriyle geliyorlardı.

Burhan Cahit Doğançay, Türk fotoğrafçı ve ressam. Doğançay esasen, yarım asır boyunca dünyanın muhtelif şehirlerinde izlediği duvarları sanat eserlerine entegre etmesiyle tanınmıştır. En ünlü tablosu olan Mavi Senfoni, 2009 yılında Murat Ülker tarafından 2,2 milyon TL'ye alınmıştır.

Türk sanatı, Orta Çağ'da Türklerin Türk coğrafyası olan Anadolu topraklarına gelişlerinden itibaren, günümüze kadar geçen süre içerisinde bu coğrafi bölgede oluşturdukları tüm görsel sanat eserlerini tanımlamak amacıyla kullanılan bir terimdir. Türkiye yani Anadolu toprakları, Türklerden önce de Hititliler, Eski Yunanlar ve Bizanslılar da dahil olmak üzere, pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış, bu kültürlerinde ürettiği pek çok sanat eserini barındırmış ve barındırmaktadır.
Sanatın tarihi, insanlar tarafından yapılmış herhangi bir sayıda olabilen manevi, anlatısal, felsefi, sembolik, kavramsal, belgesel, dekoratif, işlevsel vs. amaçlar için yapılan ve görsel estetiğin ön planda olduğu nesnelere odaklanır. Görsel sanatlar, güzel sanatlar ve uygulamalı sanatlar gibi çeşitli şekillerde sınıflandırılabildiği gibi insan yaratıcılığının olduğu veya mimari, heykel, resim, film, fotoğraf ve grafik sanatlar gibi farklı medya formlarına odaklanan alanlarda bu kapsam içerisinde yer almaktadır. Son yıllardaki teknolojik gelişmeler ile video sanatı, bilgisayar sanatı, performans sanatı, animasyon, televizyon ve video oyunları gibi yeni sanat formlarının oluşmasına yol açmıştır.

Bizans sanatı genel olarak 4. yüzyıl ile 15. yüzyıl arasında varlığını sürdüren Bizans İmparatorluğu döneminde yapılan sanata verilen addır. Bunun dışında Bizans sanatından etkilenen Yakın Doğu, Kafkasya, Balkan, Hazar denizi ve Rusya gibi komşu bölgelerde de etkisini göstermiştir. İstanbul'un Fethi'nden sonra da devam eden Bizans sanatı etkisi Karolenj ve Otto dönemi sanatı ve mimarisini de etkilemiştir. Bizans sanatı daha çok dini sanat olarak da ele alınabilir. Mozaik, kitap sanatları, ikonalar, freskler vb. başlıca inceleme alanı arasındadır.

Sir Ernst Hans Josef Gombrich, 1947'de İngiliz vatandaşlığına geçen ve hayatının büyük bölümünü İngiltere'de geçiren Viyana doğumlu sanat tarihçisi, eleştirmen, kuramcı.
Art pop, geniş tanımlı bir pop müzik türü olup birçok müzik-dışı sanat etkinliğini içine alır: pop art, sinema, avangart edebiyat, güzel sanatlar, sanat okulu çalışmaları ve moda. Sanatçılar bu kapsamda yüksek ve alçak kültür arasındaki çökmüş sınıra vurgu yaparlar ve bunu yaparken rock müzik veya geleneksel pop dinleyicilerinin normlarından uzaklaşmaya çalışırlar. Ustalık, tarz veya ironi kavramları, türle ilişkilendirilmiş sanatçıların genel olarak odağındadır.

Gülru Necipoğlu Kafadar, 3 Nisan 1956, İstanbul doğumlu bir sanat ve mimarlık tarihi profesörüdür. 1987 yılında ders vermeye başladığı Harvard Üniversitesi'nin Sanat ve Mimarlık Tarihi Bölümü'nde 1993'ten beri Ağa Han Profesörü ve Ağa Han İslam Mimarisi Programı'nın direktörüdür. Doktora derecesini 1986'da Harvard Üniversitesi'nde, lisans derecesini Wesleyan Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü'nde ve lise eğitimini İstanbul Robert Lisesi'nde tamamlamıştır. Osmanlı tarihçisi ve Harvard Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Cemal Kafadar'ın eşidir.
Muhammed'in tasvir edilmesi İslam'da tartışmalı bir konudur. Muhammed'in sözlü ve yazılı betimlemeleri bütün İslam gelenekleri tarafından kolayca kabul edilirken görsel betimlemelerde anlaşmazlıklar mevcuttur. Kur'an, Muhammed'in görüntülerini açıkça yasaklamaz fakat Müslümanların Muhammed'in görsel tasvirini oluşturmalarını açıkça yasaklayan birkaç hadis vardır. Tümü Muhammed'in görünümüyle ilgili otantik görsel bir gelenek olmadığı konusunda hemfikirdir ancak ilk menkıbeler Muhammed'in portresini işlemiştir ve orijinalliği çoğunlukla kabul edilen yazılı fiziksel açıklamalar mevcuttur.
İslam kültürü ve Müslüman kültürü, tarihsel olarak Müslümanlar için ortak olan kültürel ögelere atıfta bulunulur. Râşidîn Halifeliğinden erken Emevîler dönemine ve Abbâsîlerin ilk dönemlerine kadar Müslüman kültürünün erken biçimleri ağırlıklı olarak Arap, Bizans, Pers ve Levantendi. İslâm imparatorluklarının hızla genişlemesiyle Müslüman kültürü, Fars, Mısır, Kafkas, Türk, Moğol, Hint, Bangladeş, Pakistan, Malay, Somali, Berberi, Endonezya ve Moro kültürlerini çok etkilemiştir.
Ermenistan kültürü, Ermenistan'da yaşayan halkların ve Ermenistan tarihinde yer alan devletlerin kültürü.
Irak'ta sanat, Irak'tan çıkan görsel sanatlardır ve tarih boyunca birçok toplumsal ve siyasi olaydan etkilenmiştir. Bağdat, Abbasi Halifeliği döneminde sanatta Arap dünyasının merkeziydi fakat 1258'deki Moğol istilası'nda sanat eserlerinin tahrip edilmesi nedeniyle bu özelliğini kaybetti. Bağdat, kültürel olarak daha sonra Pir Budak'ın saltanatı ve Osmanlı'nın hakim olduğu dönemlerde gelişti. 20. yüzyılda, geleneksel ve modern teknikleri birleştiren birçok sanatçı yetişti. Bu sanatçıların bazıları Orta Doğu dışında da uluslararası tanınırlık kazandı.