İçeriğe atla

Samuel von Pufendorf

Samuel von Pufendorf
Samuel von Pufendor'un Joseph de Montalegre tarafından yapılmış gravürü (1706).
Tam adıSamuel von Pufendorf
DoğumuSamuel Pufendorf
8 Ocak 1632(1632-01-08)
Dorfchemnitz, Saksonya Elektörlüğü, Kutsal Roma İmparatorluğu
Ölümü26 Ekim 1694 (62 yaşında)
Berlin, Brandenburg Markgraflığı, Kutsal Roma İmparatorluğu
Alma materLeipzig Üniversitesi
Jena Üniversitesi
Çağı17. yüzyıl felsefesi
BölgesiBatı felsefesi
OkuluDoğal hukuk
KurumlarıHeidelberg Üniversitesi
Lund Üniversitesi
İlgi alanlarıHukuk bilimi, siyaset felsefesi, ekonomi ve tarih
Etkilendikleri
Etkiledikleri
  • Christian Thomasius
İmzası

Samuel von Pufendorf (8 Ocak 1632 - 26 Ekim 1694), Alman filozof. Latinceden gelen kültür terimini günü­müzdeki anlamına yakın bir biçimde ilk kez olarak 17. yüzyılda doğal hukuk düşünürü Samuel von Pufendorf kullanmıştır. Ona göre, kültür doğaya karşıt olan ve belli bir toplumsal bağlam içinde ortaya çıkan tüm insan eserleridir. Alman düşünür, tarihçi ve hukukçudur. Alman Aydınlanmasının öncülerinden biri olarak kabul edilmiş; çalışmaları XVIII. yüzyılda Alman kilise-devlet ilişkilerinin temelini oluşturmuştur.[1] Grotius ile başlayan modern doğal hukuk öğretisine önemli katkılarda bulunmuştur. Günümüz hukukunda da yer alan hak ve ödev birlikteliğini onun düşüncelerine dayandırmak mümkündür.[2]

Hayatı

De jure naturae et gentium, 1744).

Pufendorf, Lutherci yoksul bir papazın oğlu olarak dünyaya geldi. Zengin bir soylunun yardımıyla Grimma’daki tanınmış bir okula gitme olanağı buldu.[1] Leipzig Üniversitesi’nde ilâhîyat okudu, ama çok geçmeden dini doktrini yetersiz bulması nedeniyle hukuk, filoloji, felsefe ve tarihe yöneldi. 1656’da Jena’ya gitti, orada Descartes’ın yöntemiyle tanıştı. Hugo Grotius ve Thomas Hobbes’un yapıtlarını okudu.[1] 1658’de Kopenhag’daki İsveç büyükelçisinin evinde öğretmenliğe başladı. İsveç ile Danimarka arasında savaş çıkınca büyükelçinin mahiyetiyle birlikte tutuklandı. Hapiste geçirdiği sekiz ay boyunca doğal hukuk üzerine ilk yapıtı olan Elementorum Jurisprudintiae Universalis Libri Duo’yu (Evrensel Hukukun Unsurları Üzerine İki Kitap) hazırladı (1660).[3] Bu kitapta Grotius ve Hobbes’un düşüncelerini geliştirdi. Kitabını ithaf ettiği Elektör Karl Ludwing, Pufendorf için Heidelberg Üniversitesi’nde, Almanya’nın ilk doğal hukuk kürsüsünü kurdu. 1661’den 1668’e kadar burada ders veren Pufendorf, bir yandan da ikinci kitabı De Statu Imperii Germanici ad Laeilum Fratrem Dominum Trezolani Liber Unus (Alman İmparatorluğu’nun Bugünkü Durumu Üzerine Trezolanus’un Efendisi Birader Laelius’a Bir Kitap) üzerinde çalıştı (1667). Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu ve Avusturya’ya yönelik sert bir eleştiri niteliği taşıyan kitap, anayasa hukuku ve tarih konusunda kapsamlı bir okumaya dayanıyordu. Tüm Avrupa’da heyecan uyandıran kitap imparator tarafından yasaklandı; bunun da etkisiyle daha çok ilgi çekti, pek çok dile çevrildi ve yabancı ülkelerde basıldı. Pufendorf 1668’de, İsveç’te yeni kurulan Lund Üniversitesi’ndeki doğal hukuk kürsüsüne geçmek üzere Heidelberg’den ayrıldı. Burada geçirdiği yirmi yıl yaşamının en verimli dönemi oldu. 1672’de büyük yapıtı De Jure Naturae et Gentium Libri Octo’yu (Doğal Hukuk ve Uluslar Üzerine Sekiz Kitap) ve 1673’te bu kitaptan seçmeleri içeren De Officio Hominis et Civis Iuxta Legem Naturalem Libri Duo’yu (Doğal Hukuka göre Yurttaşın ve İnsanın Görevi Üzerine İki Kitap) yayımladı.[4][5] Bu kitaplarında Ortaçağ ilâhîyatçılarının geleneksel teolojik yaklaşımından ayrılarak, doğal hukuku insanın toplumsal bir varlık (socialitas) olmasına dayandırdı. Pufendorf’a göre her birey insanlık onuru bakımından eşitlik ve özgürlük hakkına sahipti. Aristoteles’in öğretisine karşı çıkarak köleliğin doğallığından söz edilemeyeceğini, efendi-köle ilişkisinin ancak taraflar arasında bir anlaşma temelinde var olabileceğini öne sürdü. Pufendorf’un medenî hukuk, ceza hukuku ve anayasa hukuku yaklaşımları da socialitas, insanın toplumsal bir varlık olması, ilkesine dayanıyordu. Görüşleri Almanya ve İsveç’te tutucu Protestan ilâhîyatçılarınca şiddetle eleştirildi. Çalışmalarını sekülarist bir anlayışla sürdürmesi nedeniyle sıklıkla tanrıtanımazlıkla suçlandı.[6] Leibniz Pufendorf’u “hukukçu olmadığı gibi filozof da sayılamayacak biri[7][8] diyerek küçümsedi. Bunlara karşın İsveç hükûmetinin koruduğu Pufendorf, 1686’da Eris Scandica adıyla yayımladığı risalelerde görüşlerini çok başarılı biçimde savundu. 1677’de Lund’un Danimarka işgaline uğramasından sonra Pufendorf, Stockholm’de kraliyet tarihçisi oldu ve zamanının büyük bölümünü II. Gustaf Adolf’tan X. Karl Gustaf’a değin İsveç tarihini yazmaya ayırdı. 1687’de kamu işlerinde devletin kiliseye olan üstünlüğünü vurguladığı, ama dinsel konularda Kilise’nin yetkisini ve bireyin vicdan özgürlüğünü savunduğu De Habitu Religionis Christiane ad Vitam Civitem’i (Bir Yurttaştın Yaşamıyla İlişkisi Bakımından Hristiyan Dininin Gücü) yayımladı. Yaklaşımı 18. yüzyılda daha da geliştirilerek, Almanya’da kilise ve devlet ilişkilerine yön veren, kiliselerde kurullar eliyle yönetim sisteminin temelini oluşturdu. Kitap aynı zamanda, genel olarak hoşgörü düşüncesinin, özel olarak da 1685’te Fransa’dan çıkartıldığında Huguenot’ları (Fransa Protestanları) himaye eden Brandenburg elektörünün savunusuydu. Pufendorf, 1688’de Brandenburg elektörünün tarih yazıcılığını yapmak üzere Berlin’e gitti. 1694’te baron unvanı aldı ve aynı yıl öldü. Ölümünden sonra 1695’te Jus Fetiale Sive de Consensu et Dissensu Protestantium (Diplomasi Yasası ya da Protestanların Anlaşmaları ve Anlaşmazlıkları) adlı bir kitabı yayımlandı. Pufendorf’un yapıtları XVIII’inci yüzyılda birçok kez basıldı. John Locke ve Jean-Jacques Rousseau gençlere Pufendorf’u okumalarını öğütlediler.[9]

Kaynakça

  1. ^ a b c "Pufendorf's Moral and Political Philosophy". 4 Aralık 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Aralık 2020. 
  2. ^ Felsefe, Sosyoloji, Hukuk ve Devlet. Der Yayınları. s. 161. 
  3. ^ Samuel von Pufendorf, Elementorum Jurisprudentia Universalis Libri Duo, Editio Noviffima, 1672. 
  4. ^ Samuel von Pufendorf, Le Droit de la Nature et des Gens, trad. Jean Barbeyrac, Tome I, Henri Schelte, Amsterdam, 1706. 
  5. ^ Samuel von Pufendorf, De Jure Naturae et Gentium Libri Octo, Editio Secunda, 1684. 
  6. ^ Erkiner, Hakkı Hakan (2012). "Uluslararası hukuk düşüncesinde klâsik öğretinin kuruluşu: Hugo Grotius ve Postgrotien yazarlar Samuel Von Pufendorf, Richard Zouche, Cornelius Van Bynkershoek ve Samuel Rachel'e ilişkin inceleme ve değerlendirme". ISSN 2146-0590. []
  7. ^ "Vir parum jurisconsultus, et minime philosophus”; Eugéne Lerminier, Introduction Générale à l’Histoire du Droit, s. 144.
  8. ^ Dascal, Marcelo (2010). The practice of reason : Leibniz and his controversies. Library Genesis. Philadelphia : John Benjamins Pub. Co. ISBN 978-90-272-1887-2. 
  9. ^ AnaBritannica, 1989, Cilt XVIII, Pufendorf (Baronu) Samuel maddesi

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">İbn Rüşd</span> Arap filozof, bilim insanı ve yazar (1126–1198)

İbn Rüşd, Endülüslü-Arap felsefeci, hekim, fıkıhçı, matematikçi ve tıpçı. Tercüme ve yorumlamalarıyla Aristo'yu Avrupa'ya yeniden tanıtmıştır. İslam felsefesinde Aristocu akım olan meşşailiğin temsilcilerindendir.

<span class="mw-page-title-main">Carl Linnaeus</span> İsveçli botanikçi, hekim ve zoolog (1707-1778)

Carl Linnaeus, İsveçli biyolog, hekim ve fizikçidir.

<i>Leviathan</i>

Leviathan ya da Bir Din ve Dünya Devletinin İçeriği, Biçimi ve Gücü, yaygın olarak Leviathan olarak bilinir, Thomas Hobbes (1588-1679) tarafından yazılmış ve 1651'de yayınlanan bir kitaptır. Kitabın adı Kitâb-ı Mukaddes'te geçen Leviathan isimli bir yaratıktan esinlenerek konulmuştur. Eser, toplumun ve meşru hükûmetin yapısıyla ilgilidir ve toplumsal sözleşme teorisinin en eski ve en etkili örneklerinden biri olarak görülür. Leviathan, Machiavelli'nin Prens kitabı ile devlet idaresi alanında karşılaştırılabilen batı felsefesinin klasik bir eseri olarak yer almaktadır. İngiliz İç Savaşı sırasında (1642-1651) yazılmış olan Leviathan, sosyal bir sözleşme ve mutlak bir egemen tarafından yönetilmeyi tartışmaktadır. Hobbes, iç savaşa ve doğa durumu yalnızca güçlü ve bölünmemiş hükûmetin engel olabileceğini iddia etti.

<span class="mw-page-title-main">II. Wilhelm</span> Son Alman İmparatoru

II. Wilhelm, son Alman İmparatoru (Kaiser) ve Prusya Kralı'ydı. 15 Haziran 1888'den 9 Kasım 1918'deki feragatına kadar hüküm sürdü.

<span class="mw-page-title-main">Thomas Hobbes</span> İngiliz filozof (1588-1679)

Thomas Hobbes, felsefede materyalizmi, etikte haz ahlakını, siyasette monarşiyi benimseyen bir İngiliz filozoftur. En tanınmış eseri olan 1651 tarihli Leviathan, Batı siyaset felsefesinin izleyeceği yolu çizmiş ve baş ucu eseri olmuştur. Leviathan, Tevrat'ta geçen bir canavarın adıdır ve Hobbes'ta her şeye egemen olan devletin simgesidir. Bir siyaset felsefecisi olarak tanınsa da, tarih, geometri, etik ve genel felsefe gibi pek çok alanla ilgilenmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Siyaset felsefesi</span> felsefe ve siyaset bilimi alt disiplini

Siyaset felsefesi, devlet, hükûmet, siyaset, özgürlük, mülkiyet, meşruiyet, haklar, hukuk gibi konular hakkındaki, bu kavramlar nedir, neden ihtiyaç vardır, bir hükûmeti ne meşru kılar, devlet hangi özgürlükleri ve hakları neden korumalıdır, hangi biçimde kurumsallaşmalıdır, kanun nedir, vatandaşın devlete karşı yükümlülükleri nelerdir, bir hükûmet yasal olarak neden ve nasıl görevden çekilmelidir gibi temel sorulara cevap arayan ve bu konuları felsefeden faydalanarak inceleyen sosyal bilim dalıdır.

<span class="mw-page-title-main">John Locke</span> İngiliz filozof ve fizikçi (1632–1704)

John Locke, Aydınlanma Çağı düşünürlerinin en etkililerinden biri olarak kabul edilen ve genellikle “liberalizmin babası” olarak bilinen bir İngiliz filozof ve doktordu. Francis Bacon geleneğini takip eden İngiliz deneycilerinden ilklerinden biri olarak kabul edilen Locke, toplumsal sözleşme teorisi için de aynı derecede önemlidir. Çalışmaları epistemoloji ve siyaset felsefesinin gelişimini büyük ölçüde etkiledi. Yazıları Voltaire ve Jean-Jacques Rousseau'nun yanı sıra birçok İskoç Aydınlanma düşünürünü ve Amerikan Devrimcilerini etkiledi. Klasik cumhuriyetçiliğe ve liberal teoriye katkıları, Amerikan Bağımsızlık Bildirisi'nde yer almaktadır. Uluslararası alanda Locke'un siyasi-hukuki ilkeleri, sınırlı temsili hükûmet teorisi ve uygulaması ile hukukun üstünlüğü altında temel hak ve özgürlüklerin korunması üzerinde derin bir etkiye sahip olmaya devam etmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Gottfried Leibniz</span> Alman matematikçi ve filozof (1646-1716)

Gottfried Wilhelm Leibniz, Alman matematikçi, filozof, hukukçu ve dönemin idarecilerine danışmanlık yapmış bir entelektüeldir. Matematik tarihi ve felsefe tarihinde önemli bir yer tutar. Leibniz, Isaac Newton’dan bağımsız olarak "Sonsuz küçük" teorisini geliştirdi. Leibniz'in bu formülü yayınlandığından bu yana hâlâ kullanılmaktadır. Geliştirdiği homojenitenin deneyüstü kanunu ve süreklilik yasası yirminci yüzyılda matematiksel karşılık buldu. Mekanik hesaplayıcılar alanında en üretken insanlardan biri oldu. Pascal’ın hesaplayıcısına otomatik çarpma ve bölme fonksiyonlarını eklemeye çalışırken, 1685'te çarklı hesaplayıcıyı ilk tanımlayan insan oldu ve aritmometre -ilk toplu üretilen mekanik hesaplayıcı- kullanarak Leibniz çarkını icat etti. Ayrıca ikili sayma sistemini rafineleştirdi, bu çalışması tüm dijital hesaplayıcıların soyut temelini oluşturdu.

<span class="mw-page-title-main">17. yüzyıl felsefesi</span>

17. yüzyıl felsefesi, Rönesans'ın etkisiyle ortaya çıkan gelişmelere dayanarak, Yeni Çağ düşüncesinin temellerini atmak üzere ortaya çıkan felsefe eğilimidir. Rönesansın ortaya koyduğu düşünsel gelişmeleri ve belirsiz kavram içeriklerini kullanan 17. yüzyıl düşünürleri, felsefi formüllerini tam bir sağlamlık ve kesinlik içinde ortaya koyma arayışı içinde olmuşlar ve ortaya koydukları çalışmalarla sistematik felsefeyi yeni bir derinlikle temellendirmişlerdir. Aydınlanma çağı düşüncesinin ilkeleri ve temel kavramları büyük ölçüde 17. yüzyıl felsefesinde hazırlanmıştır.

Doğal hukuk kuramı, doğal hukuk veya doğa hukuku içeriği doğal olarak var olan, doğal olarak ayarlanmış ve her şeyin üzerinde geçerliliğe sahip bir hukuk olarak tanımlanabilir. Doğal hukuk; insanın akılla erişebileceği, yazılı olmayan hukuk kuralıdır. Bu kuramı destekleyenler arasında Aristoteles ve Thomas Aquinas da yer alır ki, Aquinas'ın tavrı Katolik Kilisesi tarafından da kabul edilmektedir. Doğal hukuk kuramı, gerek etik gerekse hukuk felsefesi açısından büyük önem taşımaktadır ve farklı filozofları farklı yönlerde etkilemiştir.

<span class="mw-page-title-main">Thomas Mann</span> Roman Yazarı

Paul Thomas Mann, Alman yazar ve 20'inci yüzyılın en önemli hikâye anlatıcılarından biriydi. 1929 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görüldü.

<span class="mw-page-title-main">Friedrich Carl von Savigny</span> Alman hukukçu

Friedrich Carl von Savigny, Alman hukukçu.

<span class="mw-page-title-main">Albert Kesselring</span> İkinci Dünya Savaşında Alman Hava Kuvvetleri Generali. Orduda kendisine nevralji ağrısından dolayı yüzü hep gülümser vaaziyette durmasından ötürü "Güler Yüzlü Albert" deniliyordu.

Albert Kesselring, Almanya'nın topçu subayı ve Nazi Almanyası döneminde Luftwaffe general ve Generalfeldmarschall'i.

<span class="mw-page-title-main">Jules Michelet</span> Fransız tarihçi (1798-1874)

Jules Michelet, Fransız tarihçi.

<i>Batı Felsefesi Tarihi</i>

Batı Felsefesi Tarihi, İngiliz filozof, mantıkçı, matematikçi ve tarihçi Bertrand Russell'ın 1945 yılında yazdığı üç ciltlik eseridir.

Lâik hukuk insanların bir toplum olarak birlikte yaşama ihtiyacından doğan, kaynağını doğrudan insan aklından alan, toplumsal gereksinimlere göre değişebilen, evrensel nitelikte genel geçerliliğe sahip olduğu kabul edilen hukuk anlayışıdır.

<span class="mw-page-title-main">Francisco Suárez</span> İspanyol filozof

Francisco Suárez, İspanyol Cizvit rahibi, skolastik filozof ve teolog.

Johannes Leunclavius (y. 1533/1541 – 1594) Alman tarihçi ve oryantalisttir. Osmanlı kaynaklarını yeniden yayınlayan ve açıklama yapan Türk tarihi konusunda uzmandı. Ayrıca Ksenofon, Cassius Dio ve diğer klasik yazarların editörlüğünü yapmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Mehmet Necmettin Berkin</span>

Mehmet Necmettin (Mümtaz) Berkin, Türk hukukçu ve akademisyen.

Erken modern felsefe, Batı düşüncesinin gelişen bir hareketiydi. Madde ve zihin gibi konuları teoriler ve söylemlerle inceleyen felsefe tarihinde, modern felsefe olarak anılan dönemin başlangıcıyla örtüşen bir dönemdir. Ortaçağ felsefe döneminin ardından gelmiştir. Erken modern felsefenin genellikle 16. ve 18. yüzyıllar arasında meydana geldiği düşünülse de bazı filozoflar ve tarihçiler bu dönemi biraz daha erkene çekmektedirler. Bu dönemde, felsefenin günümüzdeki anlayışına katkı sağlayan Descartes, Locke, Hume ve Kant gibi etkili filozoflar yer almaktadır.