İçeriğe atla

Samanu

Samanu

Samanu, Uğut Tatlısı veya Samanak, Sumalak/Sumalyak, Sümölök, Sümölöt, hem Türklerde hem de başka pek çok Orta Asya ve Orta Doğu toplumunda Nevruz Günü pişirilen bir çeşit muhallebi olup, bazı yörelerde helva şeklinde de yapılır. Azeri kültüründe “Semeni Helvası” olarak bilinir. Özbek, Kırgız, Kazak, Fars, Tacik ve Afgan geleneklerinde önemli bir yeri vardır. Pişirilmesine ve toplu olarak dağıtılmasına çocuklu bir kadın önderlik eder ve kadınlar kazan başında şarkı söyleyip dans ederler. Nevruz gecesi bir kısmı suya bırakılır. Şifa veren bir cennet yemeği olduğuna inanılır.

Efsane

Anlatıldığına göre geçmiş çağlarda yaşanan bir kıtlıkta, çocukları aç kalan anneler evlerinde kalan yiyecekleri alıp bir araya gelmişler. Toplanan yiyecekler ancak yarım kazan olunca su ile pişirmişler. O esnada dokuz çocuklu dul kadın gelmiş. Elinde verebilecek hiçbir yiyeceği olmadığı için kazana dokuz yuvarlak taş koymuş ve çocukların bu şekilde avutmuş. (Anlatılanların buraya kadar olan kısmı Ömer bin Hattab’ın tanık olduğu dul bir kadının durumu ile ilgili rivayetten esinlenmiş görünmektedir.) Kazan, tan yeri ağarıncaya kadar kaynamış. Ateşten indirip dağıtmaya başlamışlar yemek bir türlü bitmemiş, herkes bir ay boyunca bu yemeği yemiş ve açlıktan ölmekten kurtulmuşlar. Yapılan dualar kabul edilmiş ve bol ürünlü bir yıl gelmiş. O günden beri de kutlu bir yemek olarak görülmüştür.

Yapılışı

Asya’da pek çok yörede bu yemek için gerekli malzemelerin sağlanmasına ve şenlik hazırlıklarına 15 gün önceden başlanır. Bunun için işi iyi bilen, tecrübeli kadınlardan birisi görevlendirilir ve kendisine yardımcılar verilir. Buğdayların ekimi, çimlendirilmesi ve alınması hep duayla olur. Ekim karanlık ve hafif sıcak bir odada yapılır, üzerine bez serilmiş bir tahtaya buğdaylar yayılır. Suladıktan sonra, üzerini bir bezle örter. Sabahları ve akşamları sulayarak çimlenmesini sağlar. Zamanı gelince dua edilerek bez açılır ve çimlenen kısım alınır. Nevruz’dan bir gün önce içlerindeki sütlü özler bazı işlemlerle çıkarılır ve biriktirilir. Yağ, su, un, şeker ve buğdayla birlikte bu özler birleştirilerek ocakta pişirilir ve içine ceviz de atılır. Bazen tarçın, anason veya rezene de eklenir. Fazla şeker katmaya gerek olmadığına, çünkü onu Allah'ın tatlandırdığına inanılır. Kazan herkes tarafından sırayla karıştırılır. Akarsulardan toplanmış dilek taşları içine konulur ve bunlar aslında kazanın dibine yanmasını veya yapışmasını önler. Bazen 7 veya 9, bazen de 40 veya 41 tane olan bu taşların Sümölök piştikten sonra dağıtılırken kime çıkarsa onun dileğinin yeni yılda gerçekleşeceğine inanılır. Akşam başlayan pişirme işlemi sabaha kadar sürer. On iki saatten sonra, koyulaşıp toprak rengine çalan bir görünüme ulaşınca ateş söndürülerek, kazanın üzeri bezlerle örtülür. Bir süre dinlenmeye bırakıldıktan sonra dualarla örtü açılarak dağıtılmaya başlanır. Kadınlar bu sırada kazanın ağzını açmayarak bahşiş alırlar. Semeni adı verilen çimlenmiş tahıldan yapılan bu yiyecek kimi yörelerde evde de pişirilir ve bu durumda hazırlanma ve pişme süreleri kısalır.

Etimoloji

Sam/Sem/Sum/Som/Söm kökü doluluk, bolluk tamlık bildirir. Moğolca Sem kelimesi gizlilik, sır anlamları taşır. Mongur dilinde ise Semen sözcüğü şaman demektir. Tunguzca’da Sama, Türkçede Som/Soma kelimeleri onur, şeref ve iz, işaret gibi anlamlar da içerir. Moğolca Sem kökü gizlemek manasını da bünyesinde barındırır. Dolayısıyla “Samanu” kavramın doğaüstü bir güçle ilişkilendirildiği açıktır. Fakat Hintçe kökenli “Sehmin” (tohumlanmak, çimlenmek, yerden bitmek) sözcüğü ile aynı kökten kaynaklanan Latince “Semen” (tohum) kelimesi dikkate alınmalıdır. Saman sözcüğü ile de alâkalı görünmektedir. “Somun Ekmek” tamlamasındaki Somun sözcüğünün her ne kadar Yunanca “Psomin” (ekmek, çörek) kelimesinden dönüştüğü öne sürülse de bu kökle bağlantısı ihmal edilemez. Eski Altayca ve Moğolcada Süme/Suma sözcüğü şaman anlamı taşır ve bu kelime Halha lehçesinde Süm (Buryatça’da Hum), Dagur dilinde Sum olarak yer alır. Tunguzca Süme kökü gizlemek/gizlenmek anlamlarını ihtiva eder. Halk arasındaki bir inanışa göre Sümölök/Sumalak kavramı “Su” ve “Melek” kelimelerinin bileşik hâlidir.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  • Nowruz in Tajikistan, BBC Persian [1]23 Temmuz 2012 tarihinde Archive.is sitesinde arşivlendi
  • Nowruz in Afghanistan, BBC Persian [2]22 Şubat 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  • Samanoo (Samanu) Recipe [3]15 Şubat 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  • Nowruz: Origins and Rituals, Dr. Iraj Bashiri 2001
  • Malik Muradov, Nevruz ve Özbek Halk Edebiyatında Terennümü

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

Oruç, belli bir zaman dilimi içerisinde; yiyecek, içecek veya her ikisinden de kaçınma eylemidir. Mutlak oruç ise, tüm yiyecek ve sıvılardan; genellikle önceden belirlenmiş bir veya birkaç gün kaçınma olarak tanımlanır. Diğer oruçlar, belli yiyecekler veya maddeleri sınırlayarak kısmen kısıtlayıcı olabilir. Oruç eylemi, yiyeceğin dışında cinsel ilişki ve diğer aktiviteleri de engelleyicidir.

<span class="mw-page-title-main">Tasavvuf</span> İslamın içsel, mistik boyutu

Tasavvuf veya Sûfîzm ya da Sûfîlik, İslam'ın iç veya mistik yüzü olarak tarif edilir. Ayrıca Sufizmin batıda yükseltilen içeriğinin "Budizm ve Taoizm gibi içeriksiz güzel yaşama tarzı" olarak yorumlanması da vardır.

<span class="mw-page-title-main">Höşmerim</span> Türk mutfağına (Marmara, Ege, İç Anadolu, Doğu Marmara, Doğu Karadeniz yörelerine) ait tatlı

Höşmerim ya da Hoşmerim, Marmara başta olmak üzere Ege, İç Anadolu bölgelerinde üretilen bir çeşit irmik helvasının adıdır; Türkiye'nin bazı illerinde ise un helvasına höşmerim denilmektedir. Rize'de ve diğer bazı Doğu Karadeniz yörelerinde de Kaymaklı taze süt süzgeçle süzülerek bir tavaya boşaltılır. Sonrasında tavaya mısır ununun, peynir ve tuzun eklenmesiyle Hoşmerim-Hoşmer (Höşmerim-Höşmer) yapılır. Doğu Karadeniz'de geleneksel olarak güneş duasına çocuklarca çıkıldıktan sonra evlerden toplanılan un, yağ, tuz, süt gibi yiyeceklerden helva ve höşmer yapılıp yenir.

<span class="mw-page-title-main">Tengricilik</span> Türk ve Moğol halkları tarafından inanılan çok tanrılı ve daha sonra tek tanrılı din

Tengricilik veya Tengrizm, Avrasya stepleri'nde ortaya çıkan, şamanizm ve animizme dayanan dinî bir inançtır. Türk ve Moğol toplumlarının inandığı dinlerden biridir. Tengri'ye tapınmanın yanında Animizm ve Totemlik bu inancın ana kısımlarını oluşturmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Nevruz</span> Baharın ve yeni yılın gelişinin kutlandığı bir gelenek

Nevruz Bayramı ya da kısaca Nevruz dünya çapında çeşitli halklar tarafından kutlanan geleneksel yeni yıl ya da doğanın uyanışı ve bahar bayramı. Nevruz bayramına 4 hafta kala, her salı günleri özel günler olur ki, bunlara çarşamba denir.

<span class="mw-page-title-main">Büyü</span> doğaüstü eylemleri içeren inanç ve uygulama türleri

Büyü veya sihir, insanların doğaüstü, paranormal veya mistik yöntemlerle doğal dünyayı etkileyebildiğini öne süren uygulamalar ve bunların çevresinde oluşturulan kültürel sistem.

<span class="mw-page-title-main">Orta Çağ'da Avrupa mutfağı</span> 5. yüzyıldan 16. yüzyıla kadar Avrupa kültürlerinin besinleri, yeme alışkanlıkları ve yemek pişirme yöntemleri

Orta Çağ Avrupa mutfağı, 5. yüzyıldan 16. yüzyıla kadar Avrupa kültürlerinin besinlerine, yeme alışkanlıklarına ve yemek pişirme yöntemlerine verilen genel addır. Bu dönem boyunca beslenme düzeni ve pişirme yöntemleri Avrupa genelinde değişimlere uğramış ve tüm bu değişiklikler Avrupa'nın modern mutfak kültürünün temelini oluşturmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Simit</span> geleneksel Türk susamlı halka ekmeği

Simit veya İzmir'de kullanılan ismiyle gevrek, susamla kaplı yuvarlak biçimli ekmeklere verilen genel addır. Türkiye dahil olmak üzere Orta Doğu ve Balkanlar'da yaygın olarak tüketilmektedir.

May Ata - Türk ve Altay mitolojilerinde Varlık Tanrısıdır. Pay (Bay) Ata olarak da bilinir. İnsanların koruyucusu, kollayıcısı ve gözeticisidir. Göğün üçüncü katında oturur. Budizmin etkisiyle Maitreya adlı Tanrı ile özdeşleşmiştir. Tunguzlarda Mayın adı verilen bir Ruhlar Tanrısı vardır ve evreni yarattığına inanılır. Bu Tungus Tanrısı yeni doğan bebeklere ruh verir. Tunguzların Mayın adlı lütüfkar ve yaratıcı tanrılarını da akla getirmektedir. Altay mitolojisinde, Ülgen'in, göğün üçüncü katında oturduğuna inanılan iki oğlundan biridir. Ülgen'in, insanların hamisi ve piri sayılan oğludur. Adı May Ana ile birlikte anılır.

<span class="mw-page-title-main">Türk mutfağı</span> Türk gastronomi geleneğine dahil bütün yiyecek ve içecekler

Türk mutfağı, Türkiye'nin ulusal mutfağıdır. Orta Asya, Selçuklu ve Beylikler ile Osmanlı kültürünün mirasçısı olan Cumhuriyet Dönemi Türk Mutfağı hem Balkan ve Orta Doğu mutfaklarını etkilemiş hem de bu mutfaklardan etkilenmiştir. Ayrıca Türk mutfağı yörelere göre de farklılıklar gösterir. Karadeniz mutfağı, Güneydoğu mutfağı, Orta Anadolu mutfağı gibi birçok yöreler kendilerine ait zengin bir yemek haznesine sahiptirler.

<span class="mw-page-title-main">Lor</span> Peynir türü

Lor, yumuşak kıvamlı peynir altı suyunun pıhtılaştırılması ile elde edilen bir mandıra ürünüdür. Kısa ömürlüdür. Tuzlu veya tuzsuz olarak üretilebilir. En makbülü kaşar yapımı sırasında ortaya çıkan peynir altı suyundan elde edilenidir. Çünkü kaşar yapımı sırasında haşlama sırasında peynir altı suyuna bir miktar süt yağı da geçer. Çeşitli yemeklerde, kahvaltıda ve tatlılarda kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Azerbaycan Ulusal Mutfağı</span> Azerbaycanın ulusal mutfağı

Azerbaycan mutfağı Azerbaycan'ın ulusal mutfağıdır. Avrupa ve Orta Doğu mutfaklarını etkilemiş hem de bu mutfaklardan etkilenmiştir. Ayrıca Azerbaycan mutfağı yörelere göre de farklılıklar gösterir.

<span class="mw-page-title-main">Kırklar</span>

Kırklar, Türk halk inancında Kırk Evliya. Kırkavlan da denilir. Bilinmeyen bir yerlerde yaşayan kırk kutlu kişidir.

<span class="mw-page-title-main">Semeni</span>

Semeni, Türk halk kültüründe yaşam otu. Kosa töreninin son gününde semeni (sem/som) adı verilen bir tören yapılır. Som aynı zamanda yula denilen ruhun koruyucusudur. Semeni bazı yörelerde aynı zamanda bir çeşit helva olup pişirildikten sonra nevruz gecesi bir kısmı suya bırakılır. Pişirilmesi ve toplu olarak yapılmasına çocuklu bir kadın önderlik eder. Kadınlar kazan başında şarkı söyleyip dans ederler. Ayrıca ölü törenlerinde de misafirlere dağıtılması, aslında yeniden dirilişle olan bağlantısını ortaya koymaktadır. Sümerlerdeki ölümsüzlük otu bu kavramla ilintilidir. Bir kaba konularak ıslatılan buğdayların yeşermesi sonucu oluşan ve etrafına kırmızı kurdele bağlanan bir demettir. Toprağın yeşermesinin sembolüdür. Samanu adlı muhallebi türü de bu çimlendirilen tahıllardan yapılır.

<span class="mw-page-title-main">Altındağ (mitoloji)</span> Türk, Altay ve Moğol mitolojilerinde kutsal dağ

Altındağ - Türk, Altay ve Moğol mitolojilerinde kutsal dağ. Değişik Türk dillerinde Altantav, Altantağ, Altuntah, Altantak ve Altaytav olarak da söylenir. Moğolcada Altanavla veya Altanula olarak bilinir. Bozdağ ve Tazdağ sözcükleri yine bu dağı nitelemek için veya eşanlamlı olarak kullanılır.

Kosa – Türk ve Altay halk kültüründe Bahar Şenliği. Koça şeklinde de söylenir. “Kodu” adıyla da anılır. Nevruza birkaç gün kala başlayan ve Nevruz gününün sonuna kadar devam eden şenliklerdir. Bu bayramın koruyucu ruhu olan Koça Han adına düzenlenir.

Kam, Türk, Altay ve Moğol halk kültüründe büyücü din büyüğü, Şaman. "Gam" veya "Ham" olarak da söylenir. Topluluklarda doğaüstü güçlerle iletişime geçtiğine inanılan din büyüğü.

Eren, Anadolu halk geleneğinde üstad veya üstadın üstadı anlamında kullanılırken dini çevrede ise Evliya anlamında kullanılmaktadır. İren veya Yiren de denir. Ermiş olarak da adlandırılır. Kendini doğanın ve evrenin işleyişine ve yoluna bırakmış, doğrudan yalnızca bunlardan öğrenmeyi yol edinmiş kişilerdir. Öte yandan dini olarak da Tanrıya ve onun yoluna adamış kişi olarak görülür.

<span class="mw-page-title-main">40 (sayı)</span>

40 (kırk), 39'dan sonraki ve 41'den önceki çift tam sayıdır.

Çarşamba gününe Türklerde değişik anlamlar yüklenmektedir. Nevruzdan önceki son dört çarşambaya özellikle Azeri kültüründe ayrı bir önem verilir. Nevruz yaratılışın aşamalarını simgeleyen dört öğeyle ilgili kutlama geleneklerini içerir. Genel olarak çarşamba günlerinde ve özellikle bu son dört çarşambada gece vakti dikkatli olunması ve doğaya saygısızlık yapılmaması gerektiğine inanılır.