
Candaroğulları Beyliği, Anadolu Selçuklu Devleti'nin yıkılışından sonra Kastamonu ve çevresinde kurulan bir Türkmen beyliğidir.

İstanbul'un Fethi, Kostantiniyye'nin Fethi veya Batı dünyasındaki adıyla Konstantinopolis'in Düşüşü, 6 Nisan – 29 Mayıs 1453 tarihleri arasında, 53 gün süren yoğun bir kuşatmanın sonucunda Osmanlı padişahı II. Mehmed komutasındaki Osmanlı ordusunun Bizans İmparatorluğu'nun başkenti olan Konstantinopolis'i ele geçirmesidir. Olayın sonucunda, bin yılı aşkın bir süredir varlığını sürdürmüş olan Doğu Roma İmparatorluğu yıkılmış ve Osmanlı Devleti bir imparatorluk hâline gelmiştir. Bu fetih, bazı modern tarihçiler tarafından Orta Çağ'ı sona erdirip Yeni Çağ'ı başlatan olaylardan biri kabul edilmektedir.
Kanijeli Siyavuş Paşa III. Murad saltanatı döneminde 1582-1584, 1586-1589 ve 1592-1593 yıllarında üç dönem sadrazamlık yapmış bir Osmanlı devlet adamıdır.

Serdar Ferhat Paşa, III. Murad saltanatı döneminde 1 Ağustos 1591-4 Nisan 1592 tarihleri arasında yaklaşık sekiz ay, 16 Şubat 1595-7 Temmuz 1595 tarihleri arasında da yaklaşık dört ay sadrazamlık yapmış bir Osmanlı devlet adamıdır.
Kara Dev Murad Paşa IV. Mehmed saltanatında 21 Mayıs 1649 - 5 Ağustos 1650 ve 11 Mayıs 1655 - 19 Ağustos 1655 tarihleri arasında iki kez, toplam bir yıl, beş ay, yirmi dört gün sadrazamlık yapmış bir Osmanlı devlet adamıdır.

Melek Ahmed Paşa IV. Mehmed saltanatında 5 Ağustos 1650 - 21 Ağustos 1651 tarihleri arasında bir yıl on yedi gün sadrazamlık yapmış Osmanlı devlet adamıdır.
Tekirdağlı Bekri Mustafa Paşa ya da Tekfur-Dağlı Bekri Mustafa Paşa, II. Süleyman saltanatında, 2 Mayıs 1688 - 25 Ekim 1689 tarihleri arasında bir yıl beş ay yirmi dört gün sadrazamlık yapmış Osmanlı devlet adamıdır.
Burdurlu Derviş Mehmed Paşa, (1765 - 1837, Yenbu, Hicaz II. Mahmud saltanatı döneminde 5 Ocak 1818 - 5 Ocak 1820 tarihleri arasında iki yıl bir gün sadrazamlık yapmış bir Osmanlı devlet adamıdır.

III. Vlad, bilinen adıyla Kazıklı Voyvoda veya yaşadığı dönemde kullanımıyla Vlad Dracula, 1448'den ölümüne kadar üç kez Eflak Voyvodası olmuş Rumen komutan ve liderdi. Özellikle düşmanları olarak gördüğü, esir Osmanlı askerlerini ve Bulgar topraklarının Türk sakinlerini kazığa oturtarak öldürtmesi ile bilinir. Eflak tarihinin en önemli yöneticilerinden biri olarak görülür ve günümüzde Romanya'nın ulusal kahramanı olarak kabul edilir.

Yeniçeri Ocağı, Osmanlı İmparatorluğu'nda padişaha bağlı kapıkulunun en büyük birimiydi. Kesin kuruluş tarihi bilinmese de, on dördüncü yüzyılın son yarısında I. Murad döneminde (1362-1389) kurulduğu kabul edilir. Avrupa'nın ilk modern daimi ordusudur.

Devşirme, Osmanlı Devleti'nin fethettiği topraklardan -özellikle Balkanlar- Hristiyan genç ve yetenekli çocukların toplanması, sıkı bir eğitimden geçirilerek üstün bir asker veya bürokrat oluşturulması sistemidir. Sistem Balkanlarda 'kan vergisi' olarak adlandırılmış, Balkan devletlerinin tarih kitaplarında 'Osmanlı Köleliği' tabiri kullanılmıştır. İlk olarak 1438'de yazılı kayıtlarda bahsedilmiştir, ancak muhtemelen daha önce başlamıştır. Sultana sadık bir asker ve memur grubu yaratmıştır. Sistem, 1400'lerden 1600'lere kadar tüm sadrazamları yetiştirmiştir. Bu sistem ile yetiştirilip bürokrat olan devşirmeler arasında Rum Mehmed Paşa, Veli Mahmud Paşa, Yunus Paşa, Rüstem Paşa, Sokollu Mehmed Paşa, Kuyucu Murat Paşa ve Pargalı İbrahim Paşa gibi kişiler vardır. Osmanlı imparatorluğunun eyalet valilerinin ve askeri komutanlarının çoğunu da yetiştirmiştir. Devşirmeler bazen ailelerine yardım etmek için pozisyonlarını kullanmışlardır. Balkanların imarında devşirmelerin de etkileri olmuştur.

Acemi Ocağı ya da Acemi Oğlanlar Ocağı, Osmanlı İmparatorluğu'nda Enderûn için öğrencileri ve başta piyade kısmı olmak üzere Kapıkulu'nun ihtiyaç duyduğu askerleri yetiştirmek için kurulan ocaktır.
Kuruluş dönemi Osmanlı sadrazamları listesi Alâüddin Paşa'dan Çandarlı Halil Paşa'ya kadar, yani 1320-1453 döneminde, sadaret başlangıç tarihine göre sıralanmış Osmanlı sadrazamları listesi.

Klasik Osmanlı Ordusu, Osmanlı ordusunun 1451'de II. Mehmed'in yapılandırmasından başlayıp 1826 Vaka-i Hayriye biten kısmına verilen isimdir. Dönemin ordusu, 1606 sonrasında yenilmeye başlamış ve 17. ve 18. yy itibarıyla geçirdiği reformlar ardından 1826 yılında lağvedilmiştir. Bu dönemde birçok ocaklardan birisi olan Yeniçeri ocağı olarak adlandırılan ve devşirmelerden kurulan ocağın ordu ve siyasette büyük yeri ve etkisi vardır.
Saksoncubaşı, Osmanlı padişahlarının av maiyetinde bulunan ve av köpeği yetiştirmekle görevli bulunan yeniçeri kolu olan Saksoncuların başındaki kumandandır.
Zağarcılar, Osmanlı padişahlarının av maiyetinde bulunan ve tazı yetiştirmekle görevli bulunan yeniçeri koludur.
Kapıkulu, Osmanlı Devleti'nin sürekli ordusunu oluşturan ve doğrudan padişaha bağlı olan yaya, atlı ve teknik sınıftan asker ocaklarına ve bu sisteme verilen addır. Kapıkulu ocaklarının kurulmasından önceki dönemde Osmanlı Devleti'nin askerî gücünü yayalar ve müsellemler oluşturuyordu.
Hasekiler, Osmanlı İmparatorluğu'nda padişahların hizmetindeki kişilere verilen isim. Haseki olarak adlandırılan bu kesim, İslam devletleri arasında sadece Osmanlılar ile Memlûklulerde mevcuttu. Padişahın gittiği her yerde bulunan hasekilerin sayısı ilk zamanlar 20'yi aşmazken daha sonraları 1000'i geçmiştir. Hasekiler düzenli maaşlarının yanı sıra sultandan hediye alırlardı. Saraydaki diğer hizmetlilerden farklı olarak sırmalı elbise giyerler ve taç takıp kılıç taşırlardı.

Bostancı Ocağı, Şimdiki Devlet Başkanı Özel Koruması Görevinde olan tüfekli Osmanlı askerlerinin yetiştiği yerdir. Bostancıların görevi genellikle bahçe ve bağlarda Padişah'ın yanı başında ya da Saltanat Kayıklarında Padişah'ı koruma görevini üstlenirler.
Cerehor, cerihor ya da serahor, Selçuklular'da ve özellikle Osmanlı İmparatorluğu'nda belli bir ücret karşılığında geçici olarak geri hizmette kullanılan askerlerdir. Ortaya nasıl çıktığı ve teşkilatı ile ilgili kesin bir bilgi yoktur. II. Gıyâseddin Keyhüsrev'in ve Muînüddin Süleyman'ın bu paralı askerlerden faydalandıkları bilinmektedir. Cerehorlar Osmanlılarda genellikle kale tamiratı, yol ve köprü yapımı, maden ocakları ve gemilerde kürek çekme gibi geri hizmet işlerinde kullanılmıştır. Bunun yanında savaşlarda top, asker, mehterhane cephanesi ve buna benzer malzemelerin ikmalini sağladıkları da bilinmektedir. Hizmetleri zamanla; az ücretle çalışan tarım işçiliğine dönmüş olan cerehorlara 18. yüzyıldan sonra pek rastlanmamıştır.