İçeriğe atla

Safra sistemi

1. Safra yolları: 2. İntrahepatik safra yolları, 3. Sol ve sağ hepatik kanallar, 4. Ortak hepatik kanal, 5. Sistik kanal, 6. Ana safra kanalı, 7. Vater kabarcığı, 8. Major duodenal papilla
9. Safra kesesi, 10–11. Karaciğerin sağ ve sol lobları. 12. Dalak.
13. Yemek borusu. 14. Mide. 15. Pankreas: 16. Aksesuar pankreas kanalı, 17. Pankreas kanalı.
18. İnce bağırsak: 19. Duodenum, 20. Jejunum
21–22. Sağ ve sol böbrek.
Resimde karaciğerin ön kısmı yukarı kaldırılmıştır (kahverengi ok).[1]

Safra ağacı ya da safra sistemi, karaciğeri, safra kesesini ve safra yollarını kapsayan bir sistemdir. Safra, su, elektrolitler, safra asitleri, kolesterol, fosfolipitler ve konjuge bilirubinden oluşur. Bu bileşenlerden bazıları hepatositler (karaciğer hücreleri) tarafından sentezlenir, geri kalanlar ise kan yolu ile karaciğere alınır.

Safra, karaciğer tarafından ortak hepatik kanalı oluşturmak üzere birleşecek küçük kanalcıklara salgılanır. Yemekler arasında salgılanan safra, safra kesesinde saklanır. Yemek sırasında ise kesede depolanmış safra, yağların sindirimine yardımcı olmak için safra duodenuma bırakılır.

Safra ağacı içindeki basınç safra kesesi taşlarına ve karaciğer sirozuna neden olabilir. Safra sisteminin tıkanması ayrıca cildin ve göz akının sararması ile ilişkili sarılığın oluşması ile sonuçlanabilir.[2]

Yapı

Safra sistemi, safranın karaciğer tarafından salgılanmasından başlayarak ince bağırsağın ilk kısmı olan duodenuma taşınmasına kadar etkileşimde bulunduğu yapıları ifade eder. Memelilerin çoğunda ortak olan sisteme bazen dallanmış yapısı nedeni ile safra ağacı da denir. çünkü ortak safra kanalında biten birçok küçük dal ile başlar, bazen safra ağacının gövdesi olarak adlandırılır.

Sistem aşağıdaki yapılardan oluşur:

  • Safra kanalcıkları >> Hering kanalları >> İntrahepatik safra kanalları >> İnterlobüler safra kanalları >> Sol ve sağ hepatik kanallar
  • Sol ve sağ hepatik kanallar ortak hepatik kanalı oluşturmak üzere birleşir
  • Bu kanal ise karaciğerden çıkarak safra kesesinden gelen sistik kanal ile birleşir
  • Bu iki kanal birlikte pankreatik kanala katılacak ana safra kanalını oluşturur.
  • En sonunda bu kanallar Vater kabarcığından geçer ve duodenuma girer.

Kaynakça

  1. ^ Standring S, Borley NR, (Ed.) (2008). Gray's anatomy : the anatomical basis of clinical practice. Brown JL, Moore LA (40th bas.). London: Churchill Livingstone. ss. 1163,1177,1185-6. ISBN 978-0-8089-2371-8. 
  2. ^ "Definition: biliary tract from Online Medical Dictionary". 


İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Karaciğer</span>

Karaciğer, sadece omurgalılarda bulunan, detoksifikasyon, protein sentezi ve sindirim için gerekli olan enzimlerin üretimi de dahil olmak üzere pek çok işleve sahip bir organdır. İnsanlarda karaciğer karın bölgesinde, diyaframın altında bulunur. Karaciğerle ilgili terimler, tıbbi literatürde genellikle Grekçe karaciğer anlamına gelen ἧπᾰρ (hêpar) sözcüğünden türeyen hepat- kökü ile başlar.

<span class="mw-page-title-main">Safra</span> Yağların sindirimine yardımcı olan koyu yeşilimsi kahverengi sıvı

Safra veya öd, karaciğer tarafından üretilen, yemek yenince oniki parmak bağırsağına (duodenum) salgılanan bir sindirim sıvısıdır. Safra bazı canlılarda yemekler arasında safra kesesinde depolanabilir. Safra büyük oranda su, safra tuzları, yağ ve bilirubinden oluşur. İnsanlarda günlük olarak 400 ile 800 mililitre arasında üretilmikte olan safra, içerisindeki pigmentler ile dışkılara kahverengi rengini vermektedir.

<span class="mw-page-title-main">Sarılık</span> İnsan hastalığı

Sarılık (ikter; icterus), bir hastalık değil, çoğu karaciğerle ilgili olan bazı hastalıkların belirtisidir. İkter tablosunda gözakı (sklera), deri, mukozalar ve organlar sarıya boyanır. En önemli nedeni kandaki bilirubin düzeyinin artmasıdır. Normalde periferik kanın 100 ml’sinde 1 mg kadar bilirubin bulunur. Kandaki bilirubin düzeyinin 2.5 mg’ın üzerine çıkmasına “hiperbilirubinemi”, bunun neden olduğu klinik tabloya "sarılık; ikter (icterus)” adı verilir.

<span class="mw-page-title-main">İnsan sindirim sistemi</span> Gastrointestinal Kanal

İnsan sindirim sistemi, gastrointestinal kanal ile dil, tükürük bezleri, pankreas, karaciğer ve safra kesesi gibi sindirime yardımcı organlardan oluşur. Sindirim, yiyeceklerin giderek daha küçük parçalara ayrılması ve bu parçaların vücut tarafından emilmesi ve kullanılmasına kadar süren bir süreçtir. Sindirim süreci üç aşamadan oluşur: sefalik faz, gastrik fazı ve intestinal fazı.

<span class="mw-page-title-main">Oniki parmak bağırsağı</span> İnce bağırsağın ilk bölümü

Memeliler, sürüngenler ve kuşlar dahil olmak üzere yüksek omurgalılarda duodenum veya oniki parmak bağırsağı, ince bağırsağın ilk ve en kısa bölümüdür. Balıkta, ince bağırsağın bölünmeleri o kadar net değildir ve duodenum yerine "ön bağırsak" veya "proksimal bağırsak" terimleri kullanılabilir.

<span class="mw-page-title-main">Boşaltım sistemi</span>

İdrar yolu veya böbrek sistemi olarak da bilinen insan idrar sistemi böbrekler, üreterler, mesane ve üretradan oluşur. Üriner sistemin amacı vücuttan atıkları uzaklaştırmak, kan hacmini ve kan basıncını düzenlemek, elektrolit ve metabolit seviyelerini kontrol etmek ve kan pH'ını düzenlemektir. İdrar yolu, idrarın nihai olarak uzaklaştırılması için vücudun drenaj sistemidir.

<span class="mw-page-title-main">Safra taşı</span> Safra kesesinde taş oluşumu

Tıpta safra taşları (kolelit) normal veya anormal safra bileşenlerinin büyüme veya birleşme yoluyla vücutta oluşan kristal yapılardır.

<span class="mw-page-title-main">Bilirübin</span> Kimyasal bileşik

Bilirubin, çok büyük bölümü (%90) parçalanan alyuvarlardan (eritrosit) kökenlidir. Kan kökenli (hematojen) bir pigment olmasına karşın demir içermez. Safranın ana pigmentidir. Normal yaşam süresi olan 120 günü dolduran eritrositler dalak, kemik iliği ve karaciğerdeki fagositler tarafından dolaşımdan alınır ve parçalanırlar. Alyuvarların yıkımı sırasında hemoglobin moleküllerinin parçalanmasıyla açığa çıkan serbest bilirubin albumin aracılığıyla karaciğere taşınır ve burada işlenir. Bilirubin karaciğerde üretilir, safra kesesinde depolanır ve duodenumdaki Vater papillasına açılan safra kanalı aracılığıyla bağırsaklara akıtılır. Safradaki konjuge bilirubin bağırsaktaki bakterilerin etkisiyle “stercobilinogen”e dönüşür. Sterkobilinojenin büyük bölümü dışkıyla atılır. Kalanı bağırsaktan emilerek yeniden karaciğere gelir ve işlenerek konjuge bilirubine dönüştürülür. Kana geçen konjuge bilirubin ise idrarla atılır (urobilinogen). Bilirubin pigmentiyle ilgili olan en önemli patoloji "sarılık " tablosudur.

<span class="mw-page-title-main">Sistemik dolaşım</span>

Sistemik dolaşım, oksijenli kanı kalpten vücuda götürür ve dönüşte kirli kanı kalbe taşır. Dolaşım sisteminin bir parçasıdır. Dolaşımın fizyolojik teorisi ilk olarak William Harvey tarafından 1628'de tanımlanmıştır.

Ambulakral sistem, denizyıldızı ve denizkestanesi gibi derisi dikenliler tarafından hareket etme, beslenme, dışkılanma ve soluk alma gibi işlevler için kullanılan hidrolik bir sistemdir. Sistem çok sayıda tüp ayağı birbirine bağlayan kanallardan oluşur. Derisi dikenliler kasların kasılmasıyla tüp ayaklara su girmesi yoluyla uzaması ve yeri itmeleri sonrasında da kasların gevşemesi yoluyla uzayan tüp ayakların geri çekilmesi yoluyla hareket ederler.

<span class="mw-page-title-main">Safra yolu</span>

Safra yolları, içerisinde safra taşınan kanallar dizisi. Bu kanallar safrayı karaciğerden oniki parmak bağırsağına taşır; on iki parmak bağırsağı yerine bu kanallarla karaciğerden safra kesesine taşınabilir, sonrasında buradan yine safra yolu aracılığıyla on iki parmak bağırsağına aktarılabilir.

<span class="mw-page-title-main">Portal ven</span> Süperior mezenterik ven ile dalak veninin birleşmesiyle oluşan kısa kalın ven

Portal ven veya hepatik portal ven, karındaki gastrointestinal kanal, pankreas, dalak ve safra kesesinden kanı karaciğere taşıyan damar. Halihazırda dokulardan geçmiş olan kanın oksijen içeriği nispeten azdır; ancak sindirim sisteminden kana karışan sindirilmiş besin maddeleri açısından zengindir. Bu süreçte kana karışan toksinler de kanda olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Safra kesesi</span> İnsanda ve diğer omurgalılarda bulunan organ

Safra kesesi ya da öd kesesi, bazı omurgalı canlılarda safranın ince bağırsağa salınmadan önce depolandığı ve konsantre edildiği küçük ve içi boş bir organdır. İnsanlarda armut şeklindeki safra kesesi karaciğerin altında bulunur, ancak kesenin yapısı ve konumu hayvan türleri arasında önemli ölçüde farklılık gösterebilir. Safra kesesi karaciğer tarafından üretilen safrayı ortak hepatik kanal yoluyla alır ve depolar, safranın yağların sindirilmesine yardımcı olması için oniki parmak bağırsağına salınması ise koledok olarak da adlandırılan ana safra kanalı yoluyla gerçekleştirilir.

<span class="mw-page-title-main">Ana safra kanalı</span>

Koledok olarak da bilinen ana veya ortak safra kanalı, safra kesesine sahip organizmaların gastrointestinal sisteminde yer alan bir kanaldır. Latince ductus choledochus ismi ile de bilinen kanal, karaciğerden gelen ortak hepatik kanal ile safra kesesinden gelen sistik kanalın birleşmesiyle oluşur. Ana safra kanalı daha sonra pankreas kanalı ile birleşerek Vater ampullasını oluşturur. Bu bölgede iki kanalda kaslı Oddi sfinkteri ile kaplanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Sistik kanal</span>

Sistik kanal, safra kesesini ana safra kanalına bağlayan kısa bir kanaldır. Latince ductus cysticus olarak bilinen kanal genellikle sistik arterin yanında yer alır. Değişken uzunlukta olan yapı, safra akışına karşı çok fazla direnç sağlamayan "Heister'in spiral valvlerini" içerir. Sistik kanal ortak hepatik kanal ile birlikte Calot üçgenini oluşturur.

<span class="mw-page-title-main">Ortak hepatik kanal</span> safrayı karaciğerin sağ fonksiyonel lobundan drene eden sağ hepatik kanal ile karaciğerin sol fonksiyonel lobundan safrayı drene eden sol hepatik kanalın birleşmesiyle oluşan, safra sisteminin bir parçası

Ana veya ortak hepatik kanal, safrayı karaciğerin sağ fonksiyonel lobundan drene eden sağ hepatik kanal ile karaciğerin sol fonksiyonel lobundan safrayı drene eden sol hepatik kanalın birleşmesiyle oluşan, safra sisteminin bir parçasıdır. Latince ductus hepaticus communis ismiyle de bilinen ortak hepatik kanal, safra kesesinden gelen sistik kanala bağlanarak ortak (ana) safra kanalını oluşturur. Kanal genellikle 6–8 cm uzunluğundadır.

<span class="mw-page-title-main">Sistik ven</span>

Sistik ven, safra kesesinden kanı alan ve sistik kanal ile birlikte yan yana giderek portal venin sağ dalında sonlanan bir toplardamardır. Sistik ven genellikle bulunmayan bir yapıdır ve bulunmadığı takdirde safra kesesi, yatağındaki küçük damarlar yoluyla kanı doğrudan karaciğer parankimi ile drene eder.

<span class="mw-page-title-main">Pankreas kanalı</span>

Wirsung kanalı, pankreatik kanal gibi isimlere de bilinen ana pankreas kanalı, pankreası ana safra kanalı ile birleştiren ve sindirime yardımcı pankreas öz suyunu bu kanallara sağlayan bir kanaldır. Latince ismi ductus pancreaticus olan ana pankreas kanalı, Vater kabarcığından hemen önce ana safra kanalına bağlanır, bundan sonra her iki kanal da major duodenal papillada oniki parmak bağırsağının ikinci kısmının medial tarafını perfore eder. Bildirilen birçok anatomik varyant vardır, ancak bunlar oldukça nadirdir.

<span class="mw-page-title-main">Sistik arter</span> Damar yolu

Sistik arter, safra kesesi ve sistik kanala oksijenli kanı sağlayan atardamardır.

Safra reflü gastriti veya alkalen reflü gastrit, karaciğerde üretilen safra ve duodenumda yer alan diğer bileşenlerin ince bağırsaklardan mideye sızarak mide mukozasında iltihaplanmaya yol açtığı bir gastrit türü.