Bahçesaray. Ukrayna'ya bağlı Kırım Özerk Cumhuriyeti'nin güney kısmında bulunan bir şehir. Kırım Hanlığı'nın başşehri. Doğusunda küçük bir şerit halinde Karadeniz'e kıyısı olan şehir; günümüzde Kırım Dağları'nın çevresindeki Çürüksü Deresi vadisinde, Simferepol-Sivastopol demiryolu üzerinde yer alır.
Kâğıthane, İstanbul iline bağlı bir ilçedir. Kuzeyde Sarıyer, kuzeydoğuda Beşiktaş, doğu ve güneyde Şişli, güneybatıda Beyoğlu ve batıda Eyüpsultan ile çevrilidir. İlçenin, Kâğıthane Deresi'nin sona erdiği kısmında Haliç'e kısa bir kıyısı vardır.
Beylerbeyi Sarayı, İstanbul'un Üsküdar ilçesinde bulunan yazlık bir Osmanlı sarayıydı. Günümüzde müze olarak kullanılan Beylerbeyi Sarayı, kendisine bağlı çeşitli yapı ve diğer unsurlardan oluşan bir kompleksin parçasıdır. Adını, bulunduğu Beylerbeyi semtinden alır. Osmanlı Padişahı Abdülaziz'in talimatıyla, 1863-1865 yıllarında, Sarkis Balyan'ın mimarlığında inşa edilmiştir.
Küçüksu Kasrı veya Göksu Kasrı, İstanbul'un Küçüksu semtinde, Göksu Deresi ile Küçüksu Deresi arasında, Boğaziçi'nde Üsküdar-Beykoz sahilyolu üzerinde yer alan kasır. Sultan Abdülmecid tarafından Nigoğos Balyan'a yaptırılmış, inşaatı 1856 yılında tamamlanmıştır. Eski adı "Göksu Kasrı" olan bu yapı, padişahların, Boğaziçi kıyılarındaki biniş kasırlarından biridir. Kasırlar sadece hünkârların malı sayılan ve sarayların haricinde inşa edilen, köşkten büyük binalardır. Devamlı ikamet için kullanılmayan kasırlar, padişahların dinlenmeleri için vakit geçirdikleri yerdir.
Balyan ailesi, 18. ve 19. yüzyıllarda hassa mimarı olarak Osmanlı padişahları ve hanedanı tarafından yaptırılan birçok mimari esere imza atan ve birçok mimar yetiştiren Ermeni bir ailedir. Tarihçi İlber Ortaylı, bu ailenin her ne kadar Kayserili olduğu bilinse de aslen Maraş kökenli olduklarını iddia eder.
Şişli, İstanbul ilinin Avrupa Yakası'nda yer alan bir ilçesidir. 25 mahallesi bulunan Şişli, doğuda Beşiktaş, kuzeyde ve batıda Kâğıthane ve güneyde Beyoğlu ilçeleri ile komşudur.
Yirmisekiz Mehmed Çelebi, Osmanlı devlet adamı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, Osmanlı İmparatorluğu döneminde (1914) Dârülbedâyi adıyla kurulmuş olan tiyatro 1934 yılında İBB Şehir Tiyatroları adıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesi bütçesine bağlanan bir tiyatro kurumudur.
Haliç, İstanbul'un Avrupa yakasını kaplayan Çatalca Yarımadası'nın güneydoğu ucunda, Boğaziçi girişinde, İstanbul ve Beyoğlu platolarını birbirinden ayıran deniz girintisi. Denizin kendisine ulaşan akarsu yatağının bir bölümünü istila etmesiyle meydana gelen yapının jeomorfolojik adı olan Arapça haliç sözcüğü, İstanbul halicinin kent açısından taşıdığı önemden dolayı Osmanlılar döneminden bu yana bir özel isim haline gelmiş, birçok semti kapsayan bir kent bölgesi adı olmuştur.
Alibey Deresi, İstanbul'da Kağıthane Deresi'yle birleşerek Haliç'i meydana getiren dere.
Sadabad Camii, İstanbul'da, Kâğıthane Deresi'nin kenarında cami.
Sâdâbâd, 18. yüzyılda Kağıthane Deresi kıyısında Haliç'e doğru uzanan düzlük mesire ve eğlence alanına Lale Devri'nde verilen ad.
Osmanlı mimarisi, Osmanlı İmparatorluğu'nun beylik olarak kurulup, imparatorluk olarak yayıldığı ve hüküm sürdüğü dönemlerde inşa ettiği veya fikir öncülüğü yaptığı mimari üslupları ve eserleri kapsar. Osmanlı mimarisi kendinden önce gelen Erken dönem Anadolu Türk mimarisi, Selçuklu mimarisi, Bizans mimarisi, İran mimarisi ve Memlük mimarisi'nden etkilenmiştir. Osmanlı mimarisinin, Akdeniz ile Ortadoğu mimari geleneklerinin sentezi olduğunu düşünen mimarlık eleştirmenleri de vardır. Her ne kadar farklı dönemlerdeki ihtiyaca ve teknolojiye göre farklı yapı türleri inşa edildiyse de, genelde Osmanlı'nın hakim olduğu bölgelerde camiler ve çevresinde yapıların inşa edilmesi sıklıkla rastlanan bir olguydu. Camiler, çevrelerine yapılan sosyal yapılarla birlikte bir külliye teşkil ediyorlardı.
Kâğıthane Deresi, İstanbul'da yer alan küçük bir akarsudur. Terkos Gölü'nün doğusunda bir kaynaktan doğar. Eyüpsultan, Sarıyer ilçelerinden geçerek Kâğıthane'de Haliç'e dökülür. Bizans döneminde Barbisos adıyla bilinen derenin, Osmanlı döneminde çevresinde bulunan kâğıt fabrikası nedeniye Kâğıthane Deresi olarak anılmaya başlandığı rivayet edilir.
Birinci Sadabad Sarayı, İstanbul'da Kağıthane Deresi kenarında 1722 yılında inşa edilen 1809'da yıktırılan yazlık saraydır. Lale Devri'nin simgesi olmuştur.
İkinci Sadabad Sarayı, İstanbul'da Kağıthane Deresi kenarında bulunan Lale Devri'nin ünlü sarayının yerine 1809-1816 arasında inşa edilen ve 1862'de yıktırılan saraydır.
Üçüncü Sadabad Sarayı, İstanbul'da Kağıthane Deresi kenarında bulunan Lale Devri’nin ünlü sarayının yerinde Sultan Abdülaziz devrinde inşa edilen, günümüzde olmayan bir saraydır. Tarih boyunca aynı yerde yapılıp yıktırılan üç saraydan sonuncusudur. Sadabad saraylarının birincisi 1722'de inşa edilmiş, Lale Devri'nin simgesi haline gelen saray Patrona Halil İsyanı’nda tahrip edilmiş; 1809'da padişah II. Mahmut'’un emri ile yıktırılmıştı. Onun yerine 1809-1816'da inşa edilen ikinci saray 1862'de yıktırıldı ve yerine Sarkis Balyan tarafından üçüncü bir saray inşa edildi.
Kağıthane Sadabad Sahnesi, İstanbul ili, Kâğıthane ilçesinde yerleşik olan İstanbul Şehir Tiyatroları'nın sahnelerinden biri. Ekim 2006'dan bu yana faaliyetlerine devam etmektedir. M7 metro hattı Kağıthane istasyonu yakınındadır.
Efrenk Çayı (Müftü Çayı), eskiden Suntras, Bolkar Dağları'ndan doğan, Mersin şehir merkezinden geçerek, limanın batısından Akdeniz'e dökülen akarsu.
Kâğıthane (M7) Metro İstasyonu, İstanbul Metrosu'nun M7 Metro Hattı'nda yer alan ve 28 Ekim 2020'de hizmete giren viyadük üzerindeki metro istasyonudur.