
Dinozor (Dinosauria), ilk olarak Mezozoyik zamanda ortaya çıkan ve yaşayan tek üyeleri kuşlar olan arkozor sürüngen grubu. Dinozor adı, Richard Owen tarafından Grekçe "korkunç" anlamına gelen deinos ve "kertenkele" anlamına gelen sauros sözcüklerinin birleştirilmesinden oluşur. Dinozorlar, 243 ile 233 milyon yıl önce Geç Triyas döneminde ortaya çıkmış ve 66 milyon yıl önce kuşlar dışındaki tüm türlerinin soyu tükenmiştir. Dinozorlar, sıcakkanlı ve soğukkanlı arası özellikler gösteren mezoterm canlılardı. Mezozoyik'te oldukça başarılı biçimde tüm kıtalara yayılan dinozorlar çok farklı nişleri doldurdu. Yapılan araştırmalarda şimdiye kadar yaklaşık olarak 1.000 kadar kuş olmayan dinozor türünün yaşadığı belgelendi. Bugün dinozorların evrimsel olarak devamı olan kuşların 11.000 kadar türü vardır ki bu, yaşayan memelilerin tür sayısının (~6000) yaklaşık iki katıdır. Dinozorların nasıl yaşadığı, ne kadar çeşitlendiği ve ekosistemdeki yerleri kadar kuş olmayan dinozorların nasıl yok olduğu da bilim camiasını uzun zamandır meşgul etmektedir. Kuş olmayan dinozorları yeryüzünden silen yok oluşun aşamalı mı, yoksa yerbilimsel olarak katastrofik (ani) mi olduğu tartışmalıdır.

Böcekler eklem bacaklılar (Arthropoda) şubesinin sınıfı ve tür ve takson bakımından en kalabalık hayvan sınıfıdır. 1.000.000'dan fazla olan tür sayılarıyla Dünya'daki en fazla türe sahip canlılardır. Dünya'nın hemen hemen her yerinde bulunur ve bazen çok yoğun popülasyonlarda görülebilirler. Her yıl birkaç bin böcek türü tanımlanmaktadır. Toplam tür sayısının 2.000.000 ila 30.000.000 kadar olduğu tahmin edilmektedir. Tür, cins, familya gibi taksonomik kategoriler bakımından 6-10.000.000 sayıya ulaşırlar ve Dünya'daki hayvanların %90 kadarını oluştururlar.

Yüzgeçayaklılar (Pinnipedia), etçiller (Carnivora) takımının köpeğimsiler alt takımına ait, üyelerinin ayakları yüzgeç şeklinde evrimleşerek suda yaşama adapte olmuş deniz memelileridir. Yaşayan tek üyesi mors olan Odobenidae, deniz aslanlarından oluşan Otariidae ve gerçek foklardan oluşan Phocidae familyalarını barındırır. Yüzgeçayaklıların yaşayan 33 türü bulunur ve fosillerden 50'den fazla türü tanımlanmıştır. Yüzgeçayaklıların iki ayrı atadan evrimleştiği düşünülmüş olsa da, moleküler kanıtlar yüzgeçayaklıların monofiletik olduğunu yani tek bir atadan evrimleştiğini gösterir. En yakın yaşayan akrabaları ayıgiller, sansargiller, rakungiller, kokarcagiller ve kızıl pandalardır. Soylarının, en yakın akrabaları ile yaklaşık 50 milyon yıl önce ayrıldığı düşünülür.

İnsanın evrimi, modern insanın evrimsel kökenini ve ne tür evrimsel süreçlerle ortaya çıktığını incelediği gibi insanın en eski atalarını ve atasal kökenlerini de konu edinir. Bunun yanında insanla ortak ataları paylaşan ve insan ile yakın akraba olan türlerin evrimini ve kökenini de araştırır. İnsan evrimi, konu olarak 1863 yılında T. H. Huxley tarafından oluşturulan bilim dalı primatolojiyi ve günümüz maymunlarının tüm canlılar ile onların eski atalarının fosillerini de dikkate almaktadır. Bunun yanında insanın evrimsel tarihi üzerindeki çalışma ve araştırmalar fiziksel antropoloji, paleoantropoloji, primatoloji, arkeoloji, dilbilim, genetik ve embriyoloji dâhil olmak üzere birçok bilimsel alanı de içerir.

İskelet, çoğu hayvanın vücudunu destekleyen yapısal çerçevedir. Farklı iskelet türleri vardır: bir organizmanın vücut şekline yapısal destek sağlayan sert bir dış kabuk olan dış iskelet; organların ve yumuşak dokuların bağlı olduğu iç sert bir çerçeve olan iç iskelet; ve vücut sıvılarının basıncı ile desteklenen esnek bir iç yapı olan hidroskelet.

İkincil ağızlılar, hayvanlar aleminin bir üst şubesidir. Bilateria kladının Protostomia'ya girmeyen hayvanlarını kapsar.

Eteneliler, eteneli memeliler veya plasentalı memeliler, memelilerin bir infra sınıfı. Diğer alt sınıflar keseliler (Metatheria) ve hâlâ yumurtlayarak üreyen ilkel memelilerdir (Protheria). Aralarında büyük bir farkla en büyük grup etenelilerdir. Günümüzde, 6000'in üzerinde eteneli türü bulunmaktadır. Vücut yapıları ve yaşam alanlarının farklılıkları ile en çeşitli memeli grubunu oluştururlar.

İnsan kas-iskelet sistemi, insanlara kas ve iskelet sistemlerini kullanarak hareket etme yeteneği veren bir Organ sistemidir. Kas-iskelet sistemi vücuda şekil, destek, denge ve hareket sağlar.

Lenf düğümü, lenf nodu veya lenf bezi, lenfatik sistemin ve adaptif bağışıklık sistemi'nin böbrek şeklinde bir ikincil lenfoid organ'ıdır.

Gözün evrimi, taksonlarda geniş ölçekte rastlanan özel bir homolog organ örneği olarak anlamlı bir çalışma konusudur. Gözün görsel pigmentler gibi bazı bileşenleri ortak bir atadan geliyor gibidir. Yani bu pigmentler, hayvanlar farklı dallara ayrılmadan evvel evrimlerini tamamlamıştır. Bununla birlikte görüntü oluşturma yeteneğine sahip, karmaşık gözler, aynı proteinler ve genetik malzeme kullanılarak birbirinden bağımsız olarak 50 ila 100 kere evrimleşmiştir.

Gövde, bir vasküler bitkinin iki ana yapısal ekseninden biridir, diğeri ise kök'tür. Yaprakları, çiçekleri ve meyveleri destekler, ksilem ve floemde kökler ve sürgünler arasında su ve çözünmüş maddeleri taşır, besin maddelerini depolar ve yeni canlı doku üretir. Gövde normalde düğümlere ve ara düğümlere ayrılır:
- Düğümler bir veya daha fazla yaprağın yanı sıra dallara dönüşebilen (yapraklar, kozalaklı koniler veya çiçeklenmeler olan tomurcukları tutar. Adventif kökler düğümlerden de üretilebilir.
- Düğümler arası, bir düğümü diğerinden ayırır.

İnsan evrimi zaman çizelgesi, insan türlerinin evrimindeki belli başlı önemli olayları ve insan atalarının evrimsel tarihlerini özetlemektedir. Bunun yanında Homo sapiens türünün atası olabilecek canlıların, tür ve cinslerin kısa bir açıklamasını içerir. Temel olarak Abiyogenez'in konusu olan yaşamın kökeni bu zaman çizelgesinde konu edinmemiş olup insanın oluşumuna götüren ön ataların olası bir soy çizgisi ele alınmıştır. Bu zaman çizelgesi, paleontoloji, gelişim biyolojisi ve morfoloji alanında elde edilen verilerin yanında anatomik ve genetik veri çalışmalarına da dayanır. İnsan evriminin tüm yönleriyle araştırılması antropolojinin önemli bir bileşenidir.

Pakicetus, Erken Eosen'de Pakistan yakınlarında yaşamış, ilkel bir ikiyaşamlı cetacean cinsidir. Yaklaşık olarak kurt büyüklüğünde bir çift toynaklıydı. Muhtemelen suda veya yakınında yaşayan hayvanlarla, balıklarla ve böceklerle besleniyordu. Paleontologların büyük çoğunluğu, onu kara memelileri ile balinalar arasında bir geçiş türünü temsil eden en bazal balina olarak tanımlar.

Ecdysozoa, bir protostom hayvan grubu olup Arthropoda'nın da içinde bulunduğu, Nematoda ile birkaç küçük şubeyi içerir. İlk olarak Aguinaldo ve ark. 1997'de, esas olarak 18S ribozomal RNA genleri kullanılarak inşa edilen filogenetik ağaçlara dayanıyordu. Dunn ve ark. tarafından 2008'de yapılan büyük bir çalışma, Ecdysozoa'yı bir klad, yani ortak bir atadan ve onun tüm soyundan gelen bir grup olarak güçlü bir şekilde destekledi.

Plesiadapiformes gerçek primatlarla (Euprimates) ilişkili bir Euarchontan memeli grubudur. Normalde doğrudan bu gruba atanan taksonların hiçbiri hayatta kalmamış olsa da, geriye kalan primatlar bu gruptan evrimleşmiş gibi göründüğü için grubun kelimenin tam anlamıyla neslinin tükenmiş olmadığı görülmektedir. Plesiadapiformes terimi, taç primat olmayan tüm primatlar için hala kullanılabilir, ancak bu kullanım açıkça parafiletiktir. Taç primatlar kladistik olarak verildiğinde, primatlarla eskimiş bir genç sinonim haline gelir. 65 milyon yıl önce yaşamış Purgatorius ve Ursolestes'in bir bazal plesiadapiform olduğuna inanılıyor.

Vetulicolia, soyu tükenmiş Kambriyen hayvanlarını kapsayan bir taksonomik gruptur. Vetulikoliyen gövdesi iki bölümden oluşur: ön tarafta konumlandırılmış bir ağız ile uçlu ve her bir yan tarafta solungaç olarak yorumlanan beş yuvarlak ila oval şekilli özellik ile kaplı hacimli bir ön gövde; ve ilkel olarak yedi segment içeren ve kuyruk işlevi gören bir arka bölüm. Tüm vetulikoliyenler, bacakları, duyargaları ve hatta gözleri olmayan, herhangi bir türden korunmuş uzantılardan yoksundur. Ön ve arka kısımların birleştiği alan daraltılır.
Kordalıların evrimi, Kambriyen dönemde erken ikincil ağızlılardan başlamış bir süreçtir. Pek çok bilim insanı, kordalıların 590 milyon yıl önce ortaya çıktığını iddia ediyor. Bu tür ilk temsilciler yumuşak gövdeliydi ve bu nedenle zayıf bir fosil kaydı bıraktı. Bilinen en eski kordalı fosillerin, yaklaşık 530 milyon yıl öncesine tarihlenir, bunlar Myllokunmingia, Haikouichthys ve Zhongjianichthys gibi, Myllokunmingiidae familyasına atanmış çenesiz balıklardır. Yunnanozoon lividum ve Haikouella gibi yaşlı hayvanların kordalı olarak kabul edilip edilmemesi gerektiği konusunda anlaşmazlık var. Kapsamlı bir omurgalı fosil kaydı ise yaklaşık 400 milyon yıl önce (Devoniyen) başlar.

Yeryüzündeki ilk yaşam, en az yaklaşık 3,5 milyar yaşında olduğu düşünülen hidrotermal baca çökeltilerinde bulunan fosilleşmiş mikroorganizmalardır. Yaşamın varlığı üzerine en eski kanıtlar 3,77 ila 4,28 milyar yıl öncesi arasında değişkenlik gösterir. En erken tahminlere göre 4,5 milyar yıl önce okyanusların oluşmasından kısa süre sonra yaşam ortaya çıkmıştır. Yeryüzündeki yaşamın en eski doğrudan kanıtı, 3,47 milyar yıllık Avustralya Apex chert kayalarında çökelmiş mikroorganizmaların mikrofosilleridir.

Saadanius, topluca Eski Dünya maymunları olarak bilinen köpeksi maymunlar ve insansı maymunlarının son ortak atasıyla yakından ilişkili olan, fosilleri Erken Oligosen'e tarihlenen bir primat cinsi. Cins, sadece 29 ila 28 milyon yıl öncesine tarihlenen tek bir kısmi kafatasından bilinen tek tür Saadanius hijazensis ile temsil edilir. 2009 yılında batı Suudi Arabistan'daki Mekke yakınlarında keşfedildi ve ilk olarak 2010 yılında hem yaşayan hem de fosil Eski Dünya maymunları ile karşılaştırıldıktan sonra tanımlandı.
Apidima Mağarası, Güney Yunanistan'da, Mani Yarımadası'nın batı kıyısında yer alan ve dört küçük mağaradan oluşan bir komplekstir. Mağaranın sistematik olarak incelenmesi sonucunda Paleolitik çağa ait Neandertal ve Homo sapiens fosilleri ortaya çıkarıldı.