İçeriğe atla

Sabkha

Tunus, El Melah; Endüstriyel deniz tuzu üretim alanı olan Sabka' nın 2001 yılındaki Landsat 7 görüntüsü.
El Melah Sabkasının 1987 yılında sular altında olduğunu gösteren Landsat 5 görüntüsü.

Sabka düz tuz anlamına gelen Arapça kökenli bir kelimedir. Sabka’lar kurak sahiller boyunca gelgitler oluştururlar ve bazı silisikasitlerle evaporit-karbonat tabakaları olarak nitelendirilirler. Sabka’lar, bir metre ya da daha az ortalama kalınlık ile ilerleyen ve sığlaşma dizileri halinde havaaltlarını oluştururlar. Birleşik Arap Emirlikleri ve İran Körfezi'nin kıyısında bulunmaktadır.Kuzey Afrika Sabkaları üzerinde yarı kurak bitki örtüsü gelişmiştir. Nemli ılıman bölgelerde Sabka ortamlarında daha fazla bitki örtüsü gelişir. Bu sahalar yüksek derecede tuz içerdiğinden dolayı tuza toleranslı bitkiler gelişir. Tarihte İngiltere de Lymington da Sabka alanı tuz üretim yeri olarak kullanılmıştır.

Kökeni ve Gelişimi

Sabka’nın gelişme kökeni ve ilerlemesi Al-Farac (2005) tarafından incelemiştir. Khor-Lagün Sabka modelinde, deniz seviyesinde bir artış meydana gelir ve daha sonrasında sığ su özellikleri görülür. Buralar alüvyon ile dolar, arazi yükselir ya da deniz seviyesi düşerse, su buharlaşarak Sabka’yı terk eder.

Khor-Lagün

Eğer kıyı bölgesi düzensiz bir topoğrafyaya sahipse, sel taşkınları büyük dereler ya da khor adı verilen bölgeleri oluşturur. Khor]]’lar sığ gelgitli ya da girintili çıkıntılı olabilirler. Girişlerinde gri mangrovları barındırabilmeleri, kuru derelerden ya da su yataklarından tuzlu suya ulaşılıp ulaşılamayacağına bağlıdır. Tortular birikmeye başladığında, Khor’lar daha sığ hale gelerek gölcükleri oluştururlar. Gölcükler küçük gelgitlere maruz kalana kadar dolmaya devam eder ve Sabka’lar oluşmaya başlar. Olgunlaşmamış bir Sabka, yağmur fırtınalarından sonra, normalden daha yüksek bahar gelgitleri sırasında sular altında kalacaktır ya da hızla esen rüzgarlar deniz suyunu kıyıdan derinliklere doğru birkaç santimetre çeker. Olgunlaşmış Sabka’lar ise, ağır yağmur fırtınalarından sonra, sadece sular altında kalırlar ve sonunda birleşerek Sabka kıyı düzlüklerini oluştururlar. Bu kıyı düzlükleri 10-50 cm arasındaki kabartmalarla birlikte çok düz alanlar olarak nitelendirilirler ve denize doğru eğimleri 1/1000 gibi küçük bir orandır. Bir Sabka’nın düzlüğü topoğrafik alçaklıklarda biriken aeolian silisiklastik tozları sayesinde gelişmiştir. Bu çevreler kıyıya doğru paralel kemerler şeklinde yanlamasına bulunur. Mercan kayalıkları, bariyer adaları ve sığlaşmalar, açık kaya tabakalarını oluştururlar. Bu tip tortular, yükselen enerjinin göstergesidir ve khor-lagün çevrelerini korur. Sabka’lar denize doğru çok miktarda tortu aracılığıyla sağlanan 15 km kadar geniş bir kumsal alana yayılmış olabilirler.

Kumul Alan

Eğer kıyı bölgesi kumul alana sahipse, seller kumulların arasında çok sayıda küçük havuzları oluşturur. Ayrıca dünyanın bazı bölgelerinde bu göller, yağmurlar ya da yer altı akiferlerinden yükselen su tabakaları tarafından iç çöllerde oluşabilirler. Örneğin; Suudi Arabistan’daki Empty Quarter(Çeyrek Boşluk)‘ın geniş kısımlarında ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin güneyinde bulunan, Sabka tuz düzlükleriyle birbirini izleyen yüksek barkan tepelerini oluşturur. Bazı yerlerde ise Sabka’lar, çöle doğru uzanan uzun erişilebilir koridorları oluşturmak üzere birleşirler.

Tuzlu Daireler. Empty Quarter - 1.
Tuzlu Daireler. Empty Quarter - 2.
Hilal şeklindeki Tuzlu Daireler. Liwa Oasis (UAE).

Sabka’nın zemini genellikle sert ve sıkı kum, çamur ve tuz kombinasyonu şeklindedir. Kuru Sabka etrafında yürümek ya da 4x4 arazi araçlarıyla gezmek rahattır. Ancak yağmur ve su baskınlarından sonra Sabka’lar, sığ su katmanlarıyla dolar ve kuruyup yeni kabukları oluşturana kadar oradan geçilemez. Yerler kısmen kuruduğu zaman yumuşak çamur veya içi boş kavitelerin üzerinde tuz kabuğu oluşur ve araç bunlara saplanır.

Sular altında kalan Lençóis Maranhenses National Park (Brezilya).
Sular altında kalan Badain Jaran Desert (Çin).

İklim Etkileri

İklim, Sabka’nın gelişmesinde en önemli faktörlerden biridir. Bu kurak bölgedeki yağış miktarı genellikle ortalama 4 cm/yıl olarak meydana gelmektedir. Sıcaklık ortalamaları 50 °C’nin üzerinden 0 °C gibi düşük değerlere kadar uzanabilir. Nem, rüzgar yönüyle bağlantılıdır. Gündüzleri %20 civarında olan nem, geceleri ise %100 oranına çıkabilir ve yoğun sislere yol açabilir. Su sıcaklıkları, derinlik ve sığlık değişimiyle beraber yaklaşık 10 °C değişime uğrar. Yüksek sıcaklıklar, Basra Körfezi’nde çok yüksek buharlaşma oranlarını meydana getirir (124 cm/yıl). Son 4000-5000 yıl içinde Sabka’nın net buharlaşma oranı 6 cm/yıl olarak ölçülmüştür. Sabka’nın yüzeyinin özgür su yüzeyi olmamasının sebepleri arasında geceleri oluşan yoğun nem miktarı ve hava sütunundaki dikey tabakalaşma gösterilebilir. Buharlaşmayla oluşan su kaybına rağmen yer altı suları, sürekli denize doğru olan kıta suları akıntıları ve yağmur fırtınaları nedeniyle 1,5 metrenin altına inmez. İklim çeşitlilikleri, Sabka’nın çok hareketli bir tabiata sahip olmasına sebep olur. Sabka’nın daha kuru bölgelerinde alçıtaşları anhidtrite dönüştürülebilir; aragonit ise diyajenetik olarak dolomotize olabilir. Geceleri termal daralma ve gündüzleri genişleme; çok köşeli, içbükey, kenarları kalkık, yassı şekillerin oluşmasına yol açar. Halite kaya tuzunun yol açtıkları haricinde art arda sıralanan olaylar, kolaylıkla önlenebilir.

Hidrokarbon Rezervuarlar

Sabka, büyük yer altı yüzeylerini oluşturduğuna inanılan Orta Doğu’daki hidrokarbon rezervuarlarını biriktirir. Bu hidrokarbonların(gaz ve petrol) ana kaynağı, Sabkha dizilerinde bulunan ve maksimum %8,2 organik karbon ve hidrojen endeksleri içeren mikrobiyal paspaslar ve mangrov paleo topraklar olabilir.

Kaynakça

  • Al-Farraj, A., 2005. An evolutionary model for sabkha development on the north coast of the UAE, Journal of Arid Environments, v. 63, p. 740
  • Alsharhan, A.S., and Kendall, C.G.St.C., 2003. Holocene coastal carbonates and evaporites of the southern Persian Gulf and their ancient analogues, Earth-Science Reviews, v. 61, p. 191
  • Butler, G. P., 1969. Modern evaporite eposition and geochemistry of coexisting brines, the sabkha, Trucial Coast, Arabian Gulf (sic), Journal of Sedimentary Petrology, v. 39, no. 1, p. 70
  • Lokier, S.W., and Steuber, T., 2007. Seasonal dynamics of a modern sabkha surface, Geophysical Research Abstracts, v. 9
  • Patterson, R.J., and Kinsman, D.J.J., 1981. Hydrologic Framework of A Sabkha Along Arabian Gulf (sic), AAPG Bulletin, v. 65, p. 1457
  • Patterson, R.J., and Kinsman, D.J.J., 1982. Formation of Diagenetic Dolomite in Coastal Sabkha Along Arabian (Persian) Gulf, AAPG Bulletin, v. 66, no 1, p. 28
  • Shanley, K.W., and McCabe, P.J., 1994. Perspectives on the Sequence Stratigraphy of Continental Strata, AAPG Bulletin, v. 78, no. 4, p. 544
  • Warren, J.K, and Kendall, C.G. St. C., 1985. Comparison of Sequences Formed in Marine Sabkha (Subareal) and Salina (Subaqueous) Settings—Modern and Ancient, AAPG Bulletin, v. 69, no, 6, p. 1013
  • http://www.southampton.ac.uk/~imw/sabkha.htm25 Haziran 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.

https://en.wikipedia.org/wiki/Sabkha 5 Haziran 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. İngilizce wikipedia'dan Türkçeye çeviri yapılmıştır.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Çöl</span> Çok az yağışın gerçekleştiği arazi alanı

Çöl, Yerküre'de yer alan ana biyom tiplerinden birisidir. Çöl, yıllık 250 mm'den az yağış alan bölgeler için kullanılan bir terimdir.

<span class="mw-page-title-main">Tsunami</span> doğal ya da yapay sebeplerden dolayı okyanus veya denizde meydana gelen ani kabarma

Tsunami [Japoncada liman dalgası anlamına gelen "津波" (つなみ) sözcüğünden] ya da dev dalga, okyanus ya da denizlerin tabanında oluşan deprem, gök taşı düşmesi, deniz altındaki nükleer patlamalar, yanardağ patlaması ve bunlara bağlı taban çökmesi, zemin kaymaları gibi tektonik olaylar sonucu denize geçen enerji nedeniyle oluşan uzun periyotlu deniz dalgalarıdır. Ayrıca kasırgalar da tsunamiye neden olabilir. Önceleri tsunami dalgalarına gelgit dalgaları da denmiştir. Tsunamilerin %80'i Pasifik Okyanusu'nda gerçekleşir.

<span class="mw-page-title-main">Lagün</span>

Lagün, Kıyı set gölü veya deniz kulağı dalgalar tarafından oluşturulan kıyı birikim şekillerindendir. Oluşumunda, kıyı akıntılarının da etkisi vardır. Kıyılardaki koyların ve girintilerin ağız kısımlarının dalga biriktirmesiyle oluşan kıyı kordonları ile kapanması sonucunda meydana gelirler. Lagünler genellikle kıyı lagünleri ve atol lagünleri olmak üzere iki gruba ayrılır. Karışık kum ve çakıl kıyılarında oluşur. Kıyı lagünleri olarak sınıflandırılan su kütleleri ile haliç olarak sınıflandırılmış su kütleleri arasında bir çakışma vardır. Lagünler dünyanın birçok yerinde ortak kıyı özellikleridir.

<span class="mw-page-title-main">Yağmur</span>

Yağmur, atmosferik su buharından yoğunlaşan ve daha sonra yerçekiminin etkisiyle düşen su damlacıklarıdır. Yağmur, su döngüsünün önemli bir bileşenidir ve Dünya'daki tatlı suyun çoğunun birikmesinden sorumludur. Hidroelektrik santralleri, mahsul sulama ve birçok ekosistem türü için uygun koşullar için su sağlar.

<span class="mw-page-title-main">Biyom</span> Bir çevre ile ilişkili organizmalar topluluğu

Biyom, bulundukları fiziksel çevreye ve ortak bir bölgesel iklime tepki olarak oluşmuş biyolojik bir topluluktan oluşan biyocoğrafik bir birimdir. Bir diğer tanıma göre, biyosferin aynı iklim koşullarında ve aynı bitki örtüsünün egemen olduğu çok geniş bölümlerini belirten çevrebilim terimidir. Yeryüzündeki birbirine bitişik, benzer yayılmış yaşam alanları olarak da tanımlanabilir. Biyomlar birden fazla kıtaya yayılabilir. Biyom, habitattan daha geniş bir terimdir ve çeşitli habitatları içerebilir.

<span class="mw-page-title-main">Yağış</span> havadaki su buğusunun yoğunlaşma sonunda sıvı ya da katı durumda yere düşmesi

Yağış, hava kütlelerinin soğuk bir hava tabakası ile karşılaşarak, soğuk bir yerden geçerek ya da yükselerek soğuması sonucunda içerisindeki su buharının yoğuşarak sıvı veya katı halde yeryüzüne inmesi olayıdır. Plüvyometre adı verilen bir âletle ölçülür. Yıllık yağış miktarı mm, cm ve m olarak, günlük yağış miktarı ise kg/m² ile ifade edilir. Yıllık toplam yağış miktarının bir alanda oluşturduğu yükseklik baz alındığı için uzunluk birimleriyle ifade edilir. Birçok farklı formda meydana gelebilir, bunlar yağmur, kar, graupel, dolu ve sulusepkendir.

<span class="mw-page-title-main">Mercan resifi</span> Denizde taşlı mercan iskeletlerinin büyümesi ve birikmesiyle oluşan kaya çıkıntısı

Mercan resifleri canlı organizmaların ürettiği aragonit yapılardır. Az miktar besin içeren deniz sularında bulunur. Çoğu resifte, baskın organizmalar kalsiyum karbonattan oluşan bir dış iskelete sahip taş mercanları, kolonyal sölenterlerdir. İskeletsel materyaller, dalga hareketleri ve biyoerozyon ile parçalanıp yığılarak yaşayan mercanlar ve çok çeşitli hayvanlar ve bitkilerden oluşan yaşamı destekleyen kalsiyumlu bir oluşum meydana getirirler.

<span class="mw-page-title-main">Alüvyon yelpazesi</span> Toprak Oluşum

Bir alüvyon yelpazesi, bir yamaçtan çıkan dar bir kanyon gibi bir nokta tortu kaynağındaki tepesi ile sığ bir koninin bir bölümü gibi şekillendirilmiş bir tortu birikimidir. Bunlar, kurak ve yarı kurak iklimlerdeki dağlık arazinin karakteristik özelliğidir, ancak aynı zamanda yoğun yağışa maruz kalan daha nemli ortamlarda ve modern buzullaşma alanlarında da bulunurlar.

<span class="mw-page-title-main">Fırtına dalgası</span> alçak basınçlı bir hava sistemi ile ilişkili su yükselmesi

Fırtına dalgası, deniz yüzeyinin fırtına veya kasırga gibi bir alçak basınç sistemi nedeniyle kabarması. Fırtına dalgaları, başlıca rüzgârın deniz yüzeyini itmesi sonucu dalgaların deniz seviyesi üzerinde yuğulmasıyla oluşur. Bizzat alçak basınç ve suyun derinliği de fırtına dalgalarının oluşmasında etkilidir.

<span class="mw-page-title-main">Gelgit düzlüğü</span>

Gelgit daireler olarak bilinen gelgit düzlüğü veya çamur daireleri, gelgit ya da nehir tarafından depolanarak oluşturulan kıyı sulak alanlardır. Bunlar; koylar,lagünler,haliç gibi korunaklı alanlarda bulunurlar. Jeolojik katmanlar olarak gelgit düzlüğü nehir ağzında silt, kil ve deniz hayvanlarının tortu birikimi sonucunda çamura maruz kalarak katmanlar halinde görülebilirler. Bir gelgit düzlüğü içinde tortu çoğunlukla gelgit bölgesinin içindedir. Günde yaklaşık olarak iki kez çamura maruz kalırlar.

<span class="mw-page-title-main">Bariyer ada</span>

Bariyer adalar, kıyı morfolojik ve bariyer sisteminin bir türüdür. Anakaradan kıyıya paralel olan kum, düz ve pütürlü alanlarda genellikle birkaç adadan meydana gelen zincirden oluşur. Bu adalar gel-git girişleri hariç, bariyer zincirler kesintisiz bir şekilde 100 kilometreden fazla uzayabilir. Bariyer adanın genel morfolojisi uzunluk, genişliği ve gelgit aralığına bağlıdır. Ayrıca dalga enerjisi sedimantolojisi, deniz seviyesi eğilimleri ve taban kontrolleri de dâhil parametreleri ile ilgilidir. Bariyer ada zinciri, dünya sahillerinde %13 oranında bulunabilir. Bazıları farklı özellik gösterir. Meksika Körfezi'ndeki Padre Adası, dünyadaki en uzun ve en geniş bariyer adadır. Bariyer ada oluşumunu açıklamak için çeşitli teoriler vardır.

<span class="mw-page-title-main">Kıyı coğrafyası</span>

Kıyı coğrafyası, kıyıların ve kıyıdaki yer şekillerinin oluşumu, oluşum koşulları ve dağılımı ile ilgilenen Fiziki coğrafya bilim dalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Düz sahil</span>

Düz sahil, düz bir sahilin olduğu yerlerde veya düz bir kıyı şeridine sahip olduğu alanlarda, toprak yavaş bir hareket göstererek denize doğru iner. Düz sahiller, ya denizin hafifçe meyilli araziye ilerlemesi ya da gevşek kayanın aşınması sonucu meydana gelebilirler. Temel olarak iki paralel şeride ayrılabilirler: -kıyı yüzeyi, -plaj. Yassı sahillerin ana maddeleri kumlar ve çakıllar gibi gevşek malzemelerdir. Rüzgâr ise kumulların üzerindeki ince kum tanelerini taşır. Deniz, kum ve çakılları elekten geçirerek sahilden uzak bir yere döker.

<span class="mw-page-title-main">Kıyı erozyonu</span>

Kıyı erozyonu, kıyıda bulunan; kumsal, kum tepeleri ve katmanların, dalga hareketleri, gelgitler, drenaj veya sert rüzgarlar tarafından aşındırılmasıdır. Kıyı şeridinin karaya doğru çekilmesi gelgit ölçeği (mareograf), mevsim ve diğer kısa vadeli döngüsel süreçler üzerinden ölçülebilir ve tanımlanabilir. Kıyı erozyonu, hidrolik hareket, aşınma, rüzgâr, su, doğal veya doğal olmayan diğer kuvvetlerin etkisi ve korozyonundan kaynaklanabilir.

<span class="mw-page-title-main">Termohalin döngü</span> Büyük ölçekli okyanus sirkülasyonunun bir parçası

Termohalin döngü, yüzey ısısı ve tatlısu akıntıları tarafından oluşturulan küresel yoğunluk grandyanları tarafından yönlendirilen büyük ölçekli okyanus sirkülasyonunun bir parçasıdır. Rüzgâr sürümlü yüzey akıntıları, yol boyunca soğuyarak yüksek enlemlerden ekvatoral Atlas Okyanusu'ndan kutup yönünde ilerlemektedir. Bu yoğun su okyanus havzalarına akar. Güney Okyanusunda yeryüzünün büyük kısmına yerleşmişken, Kuzey Pasifik'te en yaşlı sular yükselmiştir. Bu nedenle, okyanus havzaları arasında geniş çaplı karıştırma gerçekleşir; bu karıştırmalar, aralarındaki farklılıkları azaltır ve Dünya okyanuslarını küresel bir sistem haline getirir. Su kütleleri hem enerjiyi hem de maddelerin dünyaya taşınmasını sağlar. Dolayısıyla, dolaşım hali Dünya'nın iklimi üzerinde büyük bir etkiye sahiptir.

Kıyı taşkını, normalde kuru halde bulunan yüzeyin deniz suyu ile sular altında kalmasıyla meydana gelir. Kıyı taşkınlarının kapsamı, su basmasına maruz kalan kıyı arazilerinin topografyası tarafından kontrol edilen iç su taşkınlarının nüfuz etmesinin bir fonksiyonudur. Deniz suyu, araziyi birkaç farklı yoldan sular altında bırakabilir:

<span class="mw-page-title-main">Kıyı morfodinamikleri</span>

Kıyı morfodinamikleri kıyılar,zamana ve yere bağlı olarak daima değişime uğrar. Mesela alçak ve yüksek med ve cezir arasındaki farklara,yerküre,ay ve güneşin su üzerindeki etkisine bağlı olarak sürekli değişir. Kıyıdaki küçük değişimler yer kabuğunun hareketi sonucu meydana gelir. Yerin hareketleri emersiyon ve submersiyon olarak tanımlanır. Emersiyon arazide kıyı düzleşme eğilimi gösterir. Submersiyonda ise kıyı girintili çıkıntılı ve düzensizdir. Nehirlerin çok olduğu bölgede meydana gelen submersiyon nehir ağızlarını genişletir ve koy meydana gelir. Akıntı ve dalgaların, kıyıyı yavaş yavaş yemesi neticesinde tortu ve yumuşak kayalıklarda küçük koylar meydana gelir. Daha dayanıklı kayalar burun,yarımada olarak kalır. Tam tersine akıntı ve dalgaların meydana getirdiği tabakalar yarımada ve sahiller meydana getirir.

<span class="mw-page-title-main">Biriktirme ortamı</span>

Jeolojide, çökelme ortamı veya tortul ortam, belirli bir tür çökeltinin çökelmesi ile ilişkili fiziksel, kimyasal ve biyolojik süreçlerin kombinasyonunu ve dolayısıyla, çökelti kayada korunursa litoifikasyondan sonra oluşacak kaya türlerini tanımlar. Çoğu durumda, belirli kaya türleri veya kaya türlerinin birlikleri ile ilişkili ortamlar, mevcut analoglarla eşleştirilebilir. Bununla birlikte, jeolojik zaman çökeltileri ne kadar geride bırakılırsa, doğrudan modern analogların mevcut olmama olasılığı o kadar yüksektir.

<span class="mw-page-title-main">Suriye coğrafyası</span> Suriyenin coğrafi özellikleri

Suriye, Batı Asya'da, Arap Yarımadası'nın kuzeyinde, Akdeniz'in doğu ucunda yer almaktadır. Kuzeyde Türkiye, batı ve güneybatıda Lübnan ve İsrail, doğuda Irak ve güneyde Ürdün ile komşudur. Batıda sıradağlardan ve iç kesimlerde sarp bir alandan oluşur. Doğuda Suriye Çölü, güneyde ise Cebel el-Dürzi Sıradağları yer almaktadır. İlk bölge Fırat Vadisi tarafından ikiye bölünür. Fırat üzerinde 1973 yılında inşa edilen bir baraj, Suriye'nin en büyük gölü olan Esad Gölü adında bir rezervuar oluşturur. Suriye'nin en yüksek noktası Lübnan sınırındaki 2,814 metre yüksekliğindeki Hermon Dağı'dır. Nemli Akdeniz kıyısı ile kurak çöl bölgeleri arasında, ülkenin dörtte üçüne yayılan ve çöl boyunca esen sıcak ve kuru rüzgarları alan yarı kurak sarp bir bölge yer alır. Suriye'de toprakların yüzde 28'i ekilebilir, yüzde 4'ü kalıcı ürünlere ayrılmış, yüzde 46'sı çayır ve mera olarak kullanılırken sadece yüzde 3'ü orman ve ağaçlıktır.

Su ekosistemi, karasal ekosistemlerin aksine, bir su kütlesinin çevrelenmesiyle oluşan bir ekosistemdir. Su ekosistemleri, birbirlerine ve çevrelerine bağımlı olan organizma topluluklarını içerir. İki ana su ekosistemi türü, tuzlu su ekosistemleri ve tatlı su ekosistemleridir.