Gitar, bazı istisnalar dışında genellikle perdeli ve tipik olarak altı veya on iki teli olan telli bir müzik aletidir. Genellikle çalan kişinin vücuduna düz bir şekilde tutulur ve baskın el ile telleri tıngırdatarak veya kopararak çalınırken, aynı anda diğer elin parmaklarıyla seçilen telleri perdelere bastırarak çalınır. Tellere vurmak için bir gitar penası da kullanılabilir. Gitarın sesi ya akustik olarak, gitar üzerindeki rezonanslı bir oyuk oda aracılığıyla ya da elektronik bir pikap ve bir amplifikatör ile güçlendirilerek yansıtılır.
Bağlama ya da saz, Türk halk müziğinde yaygın olarak kullanılan telli tezeneli bir çalgı türüdür. Tezene denilen kiraz ağacı kabuğundan yapılmış bir mızrapla tellere vurularak çalınır. Tekne bir kütükten oyulmuştur ve armut biçimindedir.
Hicâz, Klasik Türk müziğinde dügah perdesinde karar kılan bir makam ve perde. Hicaz perdesi Türk müziğinde do diyez notasını andıran perdedir. Bu perde makamın yapısındaki en karakteristik perde olduğu için, makama da adını vermiştir.
Segâh (Segah), Klasik Türk müziğinde si perdesine yakın seste bir nota ve bu perdeyi karar sesi almış bir makamdır.
Kürdî, Klasik Türk müziğinde si bemol notasını andıran perde ve dügah perdesindeki bir makam. I. Sultan Murad zamanında yazılmış olan Kitâb-ı Mûsikî ve Edvâr-ı Makâmât'ta Kürdî adına rastlanmamaktadır. Makâmın, Kürdî adını daha sonra almış olması görünmektedir. Bununla birlikte bu iki kitapta ve Zeyn'ül-Elhân'da bu makâmı Ebî-Selîk veya Ebû-Selîk makâmı olarak görülmektedir. Lâdikli Mehmet Çelebi döneminde Ebu-Selîk adı Kürdî olarak değiştirilmiştir.
Rast, Klasik Türk müziğinde bir makam.
Neva (Nevâ), Klasik Türk müziğinde bir makam adı ve Yegâh'tan bir oktav tiz olan İtalyan nota sisteminde 3. çizgide gösterilen re perdesidir.
Kabak kemane, Türk halk müziği'ndeki telli, yaylı ve deri kapaklı sazların tek örneğidir. Kökeni Orta Asya'ya dayanmaktadır. Kabak kemane, Türkiye’de özellikle Batı Anadolu’da Ege Bölgesi’nde) yaygın olarak kullanılan bir sazdır. Kabak, kabak kemane, rebap ve ıklığ gibi adlar ile bilinmektedir. Orta Asya Türkmenlerinin Gijek adını verdiği ve Azerbaycan halk müziğinde Kemança adıyla kullanılan çalgı da aynı köktendir. Gövdesi kabak veya hindistan cevizi, göğsü deri, iki veya üç telli olan bir halk çalgısıdır. Yörelere göre farklılık gösterir.
Nota, müzikal sesleri simgeleyen işaretlerdir. Nota sözcüğü, bir fikri daha sonra hatırlamak için işaretler ile bir yere o fikri temsil edecek biçimde yazıya dökmek manasına gelir. Müzik notası da, bir sesi temsil etmek üzere porte (dizek) üstündeki yerine konulan bir işaret, bir kayıttır. Müziği yazılı olarak ifade etmede kullanılan her bir nota, müzikteki belli bir sese karşılık gelir. Notalar seslerin zaman içindeki uzunluğunu ve temel frekansını gösterirler. Bir başka deyişle nota, müziğin okunup yazıya dökülmesini sağlayan şekillere ve o şekillerin temsil ettikleri temel frekanslara verilen addır.
Klarnet, sert ve dayanıklı ağaçlardan genellikle de abanoz ağacından yapılan üflemeli bir çalgı türüdür. Bir çeşit sert kauçuk olan ebonitten, ayrıca metalden yapılanları da vardır.
Fagot, ahşap nefesli çalgıdır. Fagot, çift kamışlı ve tek parçalı bir enstrüman olan Curtal'dan, 16. yüzyıl'da Avrupa'da türemiştir. Ses aralığı 3,5 oktav olan, akçaağaç, ahşabı ve metal borudan yapılan fagotun uzunluğu 1,3 metre, borunun açılmış haliyle 2,5 metredir.
İlgili minör, belli bir Majör gam ile aynı donanımı paylaşan natürel minör gama verilen isimdir. Herhangi bir Majör gamın ilgili minörünü bulmak için, o Majör gamın altıncı derecesini bulmak veya gama ismini veren notanın üç yarım ses gerisindeki notayı bulmak yeterlidir.
Arıza, müzikte ses değiştirici işaretlere verilen isimdir.
- Bemol : Yanına geldiği notayı yarım ses pesleştiren (kalınlaştıran) işarettir.
- Natürel : Yanına geldiği notayı doğal sesine getiren işarettir.
- Diyez : Yanına geldiği notayı yarım ses tizleştiren (incelten) işarettir.
Yaylı tambur, yayla çalınan bir tambur türüdür. Yaklaşık bir asırlık bir geçmişi vardır. Tanburi Cemil Bey tarafından icat edilmiş ve daha sonraki yıllarda Ercüment Batanay ve Fahrettin Çimenli tarafından geliştirilerek bugünkü hâline getirilmiştir.
Sitar (Hindu/Sanskrit: सितार, Urduca: ستار, Farsça: سی تار) telli uzun saplı bir saz, müzik enstrümanıdır. Hindistan kökenli bu sazın sözcük anlamı Farsçada 30 telli'dir. Bu müzik aleti, Hint kültürü dışında batıda da benimsenmiş bir çalgıdır. Sitar Iran-Afganistan bolgesinin sehtar adlı aletinden türemiştir.
Abdi Efendi Klasik Türk musikisinin önemli bestekârlarından biridir. On sekizinci yüzyılın ilk yarısında İstanbul'da yaşadığı ve 1750 yılı civarında öldüğü tahmin edilmektedir. Enderun'da yetişmiş olan Abdi Efendi saz eserleri ve din dışı sözlü eserler bestelemiştir. Dini eser ve din dışı küçük formda eser bestelediği bilinmiyor. Günümüze kadar gelen ve Tulum Abdi Efendi'ye ait olduğu kabul edilebilecek bestelerin sayısı sekizdir.
Mus2, Türk makam müziği ve mikrotonal müzik eserlerinin notaya alımı ve seslendirilmesi için geliştirilmiş bir müzik yazılımıdır. Diğer nota düzenleyici yazılımlardan farklı olarak, Mus2'de kullanıcı herhangi bir akort sisteminde nota yazabilir ve bu notaları doğru entonasyonla dinleyebilir. Mus2 ayrıca sade arayüzü ve kolay kullanımı ile de beğeni toplamış bir yazılımdır.
Klasik batı müziğinde la bemol notası üzerine kurulan majör gam; içinde si bemol, mi bemol, la bemol ve re bemol geçen ve başlığına anahtardan sonra si bemol, mi bemol, la bemol ve re bemol konan müzik ölçeğidir.
Birinci Viyolonsel (Çello) Konçertosu, Şostakoviç tarafından 1955 yılında, aynı zamanda öğrencisi olan viyolonsel virtüözü Mstislav Rostropoviç’in adına yazılmış ve ilk kez de onun tarafından seslendirilmiştir.
Barok dönemde (1600-1750) neredeyse evrensel geçerliliği olan sürekli bas partisi, bir bas çizgisi ve bir akor sürekliliği sağlayarak müziğin armonik yapısını oluşturmak için ortaya çıkmış ve gelişmiştir. Genellikle continuo olarak kısaltılır ve sürekli bas partisini seslendiren çalıcılara sürekli bas grubu denir.