İçeriğe atla

Sıffin Muharebesi

Kontrol Edilmiş
Sıffin Muharebesi
İlk Fitne
Tarih26-28 Temmuz 657
Bölge
Sıffin, Suriye
SebepHilâfet
Sonuç Hakem Olayı
Taraflar
Râşidîn Halifeliği Emeviler
Komutanlar ve liderler
Güçler
130,000 100,000
Kayıplar
25,000[1][2] 45,000[1][2]
Sıffin Muharebesi günümüzde Suriye sınırları içerisinde bulunan Rakka'nın doğusunda gerçekleşmiştir.

Sıffin Muharebesi (Arapça: صفين‎) (Mayıs-Temmuz 657),[3] İlk Fitne esnasında, Halife Ali ile İslam Devleti'nin Suriye valisi Muaviye bin Ebu Süfyan arasında Sıffin'de yapılan savaş. Sıffin günümüzde Suriye'de, Fırat boyundaki Rakka kentinin doğusundadır.

Yaklaşık üç aya yayılan ve en büyük muharebesi 26-28 Temmuz 657 tarihlerinde gerçekleşen savaşta bir sonuca ulaşılamadı. Her iki tarafın razı olması ile kurulan hakem heyetinden de bir sonuç alınamadı. Sıffin Muharebesi, İslam tarihi açısından; Ali'nin Müslüman toplumundaki önemini iyice pekiştiren, Haricîler denen (sonradan Ali'yi öldürecek olan) grubun oluşmasına neden olan ve Emevî hanedanının yolunu açan önemli bir olaydır.[3]

Muharebeye giden süreç

Samani'li Balami'nin Sıffin Savaşı tasviri

Suriye valisi Muaviye, asiler tarafından öldürülen 3. halife Osman'ın akrabasıydı. Ali'nin Osman'ın katlinden sorumlu olabilecek bazı kimselerden destek aldığını ve bu nedenle bu cinayeti soruşturmakta isteksiz olduğunu düşünüyordu.[3] Bu nedenle Ali'ye karşı isyan başlattı. Ali'nin isyanı bastırmaya çalışması, Sıffin Savaşı denilen uzun muharebelere neden oldu.

Ali, Cemel Savaşı'ndan sonra 657 yılının Ocak ayında Basra'dan Kufe'ye döndü. Ali'nin elçi gönderme ve Muaviye'yi ikna etme çabaları başarısız oldu. Ali, İslam Devleti'nin yönetim merkezini Medine'den Kufe'ye taşıdı. Bunun nedeni Kufe'de destekçilerinin olması[3] ve Kufe'nin daha merkezî bir konumda bulunmasıydı. Ali, Kufe'de topladığı ordu ile Muaviye kontrolündeki Suriye eyaletini işgal etti.[3] İki ordu Fırat boyundaki Sıffin'de karşı karşıya geldi.

Hakem olayı

Aylarca süren ufak çatışmalar, ateşkesler ve meydan muharebeleri sonunda savaşın zirvesini oluşturan Kur'an hadisesi gerçekleşti. Muaviye'nin askerleri mızraklarının ucuna Kur'an'dan bölümler takmışlardı ve bu durum muhtemelen savaşın sonucuna Allah karar versin anlamına gelmiyor, aksine dini siyasete alet etmenin değişik bir yoluydu.[3] Ali Kur'an'a dayanan bir hakem heyeti oluşturulmasına mecburen razı oldu ve Ebu Musa El-Eş'ârî'yi temsilci olarak atadı. Amr ibnul'-As da Muaviye'yi temsil ediyordu.[3]

Ali'nin hakem heyeti kurulmasına razı olması Muaviye ile eşit şartlarda yargılanması anlamına geliyordu ve bu durum Muaviye'nin Ali'nin Müslüman toplumunun lideri olduğu iddiasını reddetmesine imkân verdi. Ali'nin hakem isteğine boyun eğmesinden rahatsız olan taraflarından küçük bir grup, "Hüküm yalnızca Allah'ındır," (En'am: 57) ayetini öne sürerek bu durumu protesto ettiler. Bu grup hakem heyeti kurmanın Kur'an'daki "İki Müslüman gruptan biri diğerine saldırırsa, saldıranla (mütecavizle) Allah'ın emrine dönünceye kadar savaşın," (Hucûrat:9) emrine karşı gelmek olduğuna inanıyorlardı.[3]

Bu aşırı dindar[4] gruptan küçük bir kısmı Harûrâ köyüne çekildi ve gruptan ayrıldıkları için Haricîler (dışarıdakiler) olarak anılmaya başlandı.[3]

Sonuçları

Hakem olayının detayları değişik kaynaklarda büyük farklılıklar gösterir. Net olan bir husus vardır ki o da Ali'nin Müslüman toplumundaki konumunun ciddî şekilde zayıfladığıdır.[3]

658 Mayısında Muaviye, Suriye'deki taraftarlarının bir kısmı tarafından halife ilan edildi. Hakem olayında halifelik ilanı olmadığı halde Emevîlerin tek taraflı Muaviye'yi halife ilan etmesi Meşru İslam Halifesi Ali'ye ve İslam dinine karşı yapılmış bir hakaretti.

Muaviye'nin nüfuz alanı bugünkü Irak ve Hicaz'a (Suudi Arabistan'ın batısı) doğru genişlerken Ali'ninki başkenti Kufe'ye doğru daraldı.[3]

Ali, Sıffin Savaşı'ndan dört yıl sonra (661'de) Haricîler tarafından şehit edilince Muaviye'nin önünde halifeliğini ilan etmesi için hiçbir engel kalmadı.[3] Muaviye, Emevi Hanedanı'nın İslam Devleti Halifesi oldu.

İki ordunun kayıpları hakkında belirtilen görüşler çelişkilidir. Bazı tarihçiler şöyle yazmaktadır: İki ordunun verdiği kayıpların toplamı 70 bin kişidir; bunun 45 bini Muaviye’nin ve 25 bini ise Ali’nin ordusundandı.[5][6]

Kaynakça

  1. ^ a b Lecker 2012.
  2. ^ a b Gibbon 1906, ss. 98-9.
  3. ^ a b c d e f g h i j k l "of Şiffîn Sıffin Muharebesi." Encyclopædia Britannica. Encyclopædia Britannica Online. Encyclopædia Britannica Inc. ,
  4. ^ (İngilizce) pietist. Ç.N.
  5. ^ İbn Muzahim, s. 474 ve 558; Halife, s. 116; Belazuri, s. 97; İbn Şehri Aşub, s. 195; İbn Ebi’l Hadid, c. 2, s. 208.
  6. ^ http://tr.wikishia.net/view/S%C4%B1ffin_Sava%C5%9F%C4%B1 4 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi..

Ayrıca bakınız

İlgili Araştırma Makaleleri

7. yüzyıl, 601'den 700'e kadar sürmüş olan yüzyıldır.

<span class="mw-page-title-main">Ali</span> İslam Devletinin dördüncü halifesi ve Şiilerin birinci imamı

Ali bin Ebu Talib, İslam Devleti'nin 656-661 yılları arasındaki halifesi. İslam peygamberi Muhammed'in damadı ve amcası Ebu Talib'in oğlu olan Ali, Muhammed'in İslam'a davetini kabul eden ilk erkek kişidir. Sünni İslam'a göre Ali, dört halifenin sonuncusu, Şii İslam'a göre ise imamların ilki ve Muhammed'in hak vârisidir. Şii ve Sünni İslam arasındaki farklılaşmanın ana nedeni Muhammed'in gerçek vârisinin kim olduğu konusundaki görüş farklılığından ileri gelmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Emevîler</span> İslam tarihinin ikinci hâlifeliği (661–750)

Emevîler ya da Emevîler Hilâfeti, Dört Halife Dönemi'nden (632-661) sonra kurulan Müslüman Arap devleti. Ali bin Ebu Talib'in 661'de öldürülmesinden sonra başa geçen Emevîler, 750'de Abbâsîler tarafından yıkılıncaya kadar hüküm sürdüler. Başkenti Şam olan devlet, en geniş sınırlarına Halife Hişâm bin Abdülmelik döneminde sahip oldu. Devletin sınırları Kuzey Afrika, Endülüs, Güney Galya, Mâverâünnehir ve Sind'in fethedilmesiyle doğuda Afganistan'a batıda ise Güney Fransa'ya kadar ulaşmıştır.

<span class="mw-page-title-main">I. Muâviye</span> İslam Devletinin Aliden sonraki halifesi ve Emevi Hanedanının kurucusu

Muaviye bin Ebu Süfyan, İslam Devleti'nin Hasan'dan sonraki halifesi ve Emevi Hanedanı'nın kurucusudur.

İlk Müslümanlar, İslam'ı ilk kabul eden sahabelerdir.

<span class="mw-page-title-main">Kufe</span> Güney Irakta Halife Ömerin emriyle Sa‘d b. Ebû Vakkas tarafından kurulan şehir

Kûfe, Irak'ın Necef ilinde (muhafaza) bir şehir.

<span class="mw-page-title-main">Kerbelâ Olayı</span> Hüseyin bin Ali ile Emevî halifesi Yezidin orduları arasında Kerbelâda gerçekleşen çatışma (680)

Kerbelâ Olayı veya Kerbelâ Savaşı ya da Kerbelâ katliamı, 10 Ekim 680'de, bugünkü Irak sınırları içindeki Kerbelâ şehrinde, Muhammed'in torunu Hüseyin bin Ali'ye bağlı küçük bir birlik ile Emevi halifesi I. Yezid'in ordusu arasında cereyan etmiştir. Hüseyin ve kafilesindeki herkes öldürülmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Cemel Muharebesi</span> Basrada gerçekleşen muharebe

Cemel Muharebesi, Cemel Vakası, Basra Savaşı ya da Deve Olayı 8 Aralık 656 tarihinde, Halife Ali bin Ebu Talib ile İslam Peygamberi Muhammed'in dul eşi Aişe'nin taraftarları arasında, Basra'da gerçekleşen muharebe. Müslümanlar arasındaki ilk iç savaştır. Cemel Savaşı, Ali'nin zaferiyle sonuçlandı. Aişe'nin müttefiklerinden Talha bin Ubeydullah ve Zübeyr bin Avvam öldürüldü. Aişe, Ali tarafından Medine'ye gönderildi. Savaşta her iki taraftan yaklaşık yirmi bin kişi hayatını kaybetti.

<span class="mw-page-title-main">İlk Fitne</span> Müslüman halkların bölünmesine sebep olan savaş

İlk Fitne, Halife Osman'ın evinde öldürülmesi ile başlayan ve Muaviye'nin İslam Devleti'nin başına geçmesi ile sonuçlanan iç savaş dönemine İslam tarihinde verilen isim.

<span class="mw-page-title-main">Abdullah bin Abbas</span>

Abdullah bin Abbas, Tefsir ve fıkıh alanlarında otorite kabul edilen ve çok sayıda hadis rivayet eden İslam peygamberi Muhammed'in amcasının oğlu olan sahabe.

<span class="mw-page-title-main">Nehrevan Muharebesi</span>

Nehrevan Muharebesi, ikinci İslamî mezhep olan Hâricîler ile halife Ali arasında, 658 yılının temmuz ayında gerçekleşti. Ali'nin ordusu tarafından Hâricîler'in büyük bir kısmı öldürüldü.

<span class="mw-page-title-main">Bera bin Azib</span> sahabe

Bera bin Azib, İslam peygamberi Muhammed'in sahabesi.

<span class="mw-page-title-main">Hucr bin Adiy</span> Ali taraftarlığından dolayı Muaviye tarafından öldürtülen kişi

Hucr bin Adiy veya tam adıyla Ebu Abdurrahman Hucr b. Adiy b. Muaviye b. Cebele el-Kindî el-Kufî, Ali taraftarlığından dolayı Muaviye tarafından öldürtülen kişi.

<span class="mw-page-title-main">Mâlik el-Eşter</span>

Mâlik bin el-Hâris bin Abdiyağûs bin Mesleme el-Eşter, Yemenli Arap komutan. Cemel ve Sıffın Savaşlarında Ali'nin yanında yer almıştır. Suriye ve Irak cephelerinde savaşmıştır. Yermük Muharebesi'nde bir gözünü kaybettiği için 'göz kapağı ters çevrilmiş' anlamına gelen el-Eşter lakabıyla tanınmıştır.

Bu maddede, MS 601 ila MS 700 tarihleri arasında İslam tarihindeki önemli olaylar zaman çizelgesi olarak gösterilmiştir.

Süleyman bin Surad el-Khuza'i, İslam peygamberi Muhammed'in torunu Hüseyin'nin ölümünün intikamını almak için İkinci Fitne sırasında Tevvâbîn hareketine liderlik eden Kufeli ve Ali yanlısı bir liderdir. İlk Fitne sırasında dördüncü halife Ali'nin yanında savaşlara katılmıştı, ancak bazen onun kararlarını onaylamamıştır. I. Muâviye'nin ölümünden sonra, Ali'nin oğlu Hüseyin'i isyana çağıran Kûfelilerin en önde geleniydi. Hüseyin'in 680'de Kerbelâ Olayı'nda Hüseyin'i desteklemeyi başaramadığı ölümünden sonra, İbn Surad ve Kufe'nin diğer bazı Ali destekçileri, onun ölümünün intikamını almak için kendilerini feda ettiler.

Ebû Yezîd (Ebü’s-Sımt) Şürahbîl b. es-Sımt b. el-Esved el-Kindî eş-Şâmî genellikle İbnü's-Simṭ olarak anılır, 636'da Kadisiye Muharebesi'nde Sasani Perslerine karşı Müslüman ordusunda bir Kindite komutanıydı ve daha sonra Muâviye bin Ebu Süfyan'ın Suriye valiliği (639–661) ve halifelik (661–680) dönemlerinin yakın çevresinin Humus merkezli bir üyesiydi.

Abdullah bin Vehb er-Râsibî, Hâricîler'in liderlerinden biriydi. İslam öğretilerini doğrudan Muhammed'in sahabelerinden öğrenmiş biriydi. Namazda o kadar sık secde ederdi ki alnında nasırlar oluştu, bu yüzden kendisine "nasırlı adam" anlamına gelen "dhu ʾl-thafināt" lakabı verildi.

Bu sayfada 650'li yıllarda Râşidîn Halifeliği'nde yaşanan olaylar yer almaktadır.