Anarşizm, toplumsal otoritenin, tahakkümün, erkin ve hiyerarşinin tüm biçimlerini bertaraf etmeyi savunan çeşitli politik felsefeleri ve toplumsal hareketleri tanımlayan sosyal bir terimdir. Anarşizm, her koşulda her türlü otoriteyi reddetmektir. Reddedilen bu otoritelere patriyarki ve kapitalizm de dahildir.

19. yüzyılda ilk kez ortaya çıkan ve isimlendirilen Anarko-feminizm veya Anarka-feminizm, anarşizm ile feminizmi bir araya getirir ve ataerkilliği hiyerarşinin ve dolayısıyla da toplumun temel problemlerinden biri olarak değerlendirir. Anarko-feministler ataerkillik ve maşizm ile savaşın sınıf çatışmalarının ve devlete yönelik anarşist mücadelenin bütünleyici bir parçası olduğuna inanırlar. Özünde, bu felsefe anarşist mücadeleyi feminist mücadelenin gerekli bir bileşeni olarak görür. Feminizmi de anarşist felsefenin gerekli bir bileşeni olarak görür. L. Susan Brown, "Anarşizm, tüm güç ilişkilerine karşı çıkan bir siyaset felsefesi olduğundan, doğası gereği feministtir" iddiasında bulunur.
Paul Avrich (1931-2006) tarihçi ve profesör. 4 Ağustos 1931 New York doğumlu olan Avrich, anarşist tarih üzerine eserler vermiştir.
Bireyci anarşizm, farklı geleneklerden oluşan bireyci anarşizm bireysel bilincin ve bireysel çıkarın, herhangi bir kolektif organ ya da kamu otoritesi tarafından engellenmemesi gerektiğine inanır.

Anarko kapitalizm özel mülkiyet hakkına, iktidar müdahalesinin reddine ve temel toplumsal etkileşim mekanizması olarak rekabete dayalı serbest piyasanın savunusuna dayanan siyasal düşüncedir. Anarko-kapitalizm, özel mülkiyeti şu şartlarda meşru görür: bir emek ürünü ise, ticaret etkinliğinin bir sonucu ise veya hediye olarak elde edilmiş ise. Ekole göre, anarko kapitalist toplumda; serbest piyasa işleyişini, toplumsal kurumları, yasa uygulamalarını, güvenliği ve altyapıyı, devlet yerine kâr amaçlı rekabete dayalı şirketlerin, yardım derneklerinin veya gönüllülüğe dayanan birliklerin düzenlemesi öngörülür.

Yeşil Anarşizm, özellikle doğa ile insan arasındaki ilişki üzerine odaklanan anarşist ekol. Bu hareketin temel sorunu, endüstri öncesi toplumu, hatta bazen tarım öncesi toplumu yeniden canlandırmaktır. İnsanları doğal yaşama yabancılaştıran teknoloji ve ilerleme düşüncesiyle ifade edilen endüstri toplumu, bu ekolün eleştirilerinde önemli yer tutar. Felsefesinde Ludditelerin politik eylemlerinin ve Jean-Jacques Rousseau’nun yazılarının etkileri görülür. Fakat bunlardan daha fazla, primitivizm ortaya çıktığında, Frankfurt Okulu’nun Marksistleri Theodor W. Adorno ve Herbert Marcuse’ün düşünceleri ile Marshall Sahlins, Richard Lee, Lewis Mumford Jean Baudrillard ve Gary Snyder gibi antropologların düşünceleri ekolün şekillenmesinde önemli yer tutmuştur.

Voltairine de Cleyre, Amerikalı anarşist. Emma Goldman'ın sözleriyle "Amerika'nın yetiştirdiği en yetenekli ve keskin zekalı anarşist." Erken ölümünün, bugün diğerleri gibi tanınan bir anarşist olmasını engellediği kabul edilir.
Kolektivist anarşizm, özellikle Mihail Bakunin ve Birinci Enternasyonal’in anti-otoriter kesimi ile ifade edilen anarşist akımdır. Ayrıca Johann Most da bu yaklaşımın üyelerindendir. Komünal anarşizmle karıştırılmaması gerekir.

Dyer Lum, 19. yüzyıl Amerikalı anarşist aktivist ve şair. Önde gelen anarko-sendikalist ve 1880'lerin önemli sol kanat entelektüellerinden olan Lum anarka-feminist Voltairine de Cleyre’nin hayat arkadaşı ve akıl hocası olarak tanınır. Lum önemli anarşist metinlere imza atan ve Mother Earth, Twentieth Century, Liberty, The Alarm ve The Open Court gibi yayınlara katkıda bulunan üretken bir yazardır. Albert Parsons’ın tutuklanmasını takiben The Alarm'ın yayınını 1892-1893 döneminde devam ettirdi. Geleneksel olarak "zarif, teorik anarşist" olarak resmedilen Lum, günümüzde ise 1886 Haymarket olayına karışmasınında etkisiyle, Paul Avrich tarafından “ şiddete susamış ve hayatını fedaya hazır uzlaşmaz isyancı” olarak tanımlanmıştır.
Liberteryenizm, özgürlüğün ve özgürlüğün bileşenlerinin siyaset içerisinde en önemli değer olduğuna inanan bir siyaset felsefesidir. Liberteryen felsefeye göre insanlar özgür olduğunda herkes için daha güvenli, daha iyi ve daha adil bir dünya yaratılabilir. Liberteryenizmin bazı türleri ise negatif özgürlüğe daha çok odaklanır. Liberteryenler otonomi ve seçme özgürlüğünü maksimize etmeye çalışır; seçim özgürlüğü, gönüllü iş birliği ve bireysel karar önceliğini vurgular, bu doğrultuda da devletin minimize edilmesini savunur. Popüler anlamda, otoriterlik ile zıt anlamda kullanılır. Liberteryenler otorite ve devlet iktidarı konusunda aynı şüpheciliği paylaşıyorlar, ancak bazıları mevcut ekonomik ve politik sistemlere muhalefetlerinin kapsamı konusunda farklılaşıyor. Çeşitli liberteryen düşünce okulları, devletin ve özel iktidarın meşru işlevlerine ilişkin bir dizi görüş sunar ve genellikle zorlayıcı sosyal kurumların sınırlandırılmasını veya tasfiye edilmesini ister.
Bireycilik, bireyin özgürlüğüne büyük ağırlık veren ve genellikle kendine yeterli, kendi kendini yönlendiren, görece özgür bireyi ya da benliği vurgulayan siyaset ve toplum felsefesidir.
Karşılıkçılık veya mutualizm, herkes serbest piyasada emeğine eşdeğer oranda, bireysel veya topluca üretim araçlarına sahip olabilir düşüncesidir. Mutualizm taraftarları kapitalist serbest piyasa karşıtıdır.
Bu liste anarşizmle veya anarşist hareketlerle ilgili ya da anarşist temaya sahip kurgusal ve kurgusal olmayan filmleri içerir.

Egoist anarşizm, bireyci anarşizmin etkili biçimidir. Bireyci anarşizmin bilinen en eski savunucularından Max Stirner'ın, 1844'te yazdığı Biricik ve Mülkiyeti adlı eseri felsefesinin kurucu metnidir. Stirner’ın felsefesi bireyci anarşizmin egoist formudur; ona göre tanrı, devlet, ahlak kuralları ve toplumu dikkate almadan istediği gibi eyleyen bireyin, toplum üyelerine karşı hiçbir sorumluluğu yoktur. Stirner’a göre haklar insan aklındaki korkulardır ve toplum denen şey yoktur; “bireyler onun gerçekliğidir” Mülkiyeti haklarla değil, güç ve kudretle sahip olunan varlıklar olarak görür. Stirner egoistler birliğini insanları bir araya getirecek örgütlenme modeli olarak görür.

Anarko-naturizm anarşizmin ve naturizmin felsefenin bir uzantısı olarak, 19. yüzyılın sonlarında ortaya çıkmıştır. Aşırı bireyci anarşizm akımının temsilcisidir.
Postanarşizm, postmodern ve postyapısalcı düşünce gelenekleri ile anarşist düşünce geleneğinin bir sentezi olarak nitelendirilebilir. Aynı zamanda postyapısalcı anarşizm olarak da bilinen postanarşizm, tek bir çerçeveden ilerleyen bir düşünce geleneği olmaktan ziyade, birçok postmodern düşünce akımının etkisinde kalınarak geliştirilmiş farklı anarşist yaklaşımların bir bütün olarak ele alınmalıdır.
Sosyal anarşizm, bireysel özgürlüğü karşılıklı yardımlaşma ile bağlantılı gören anarşizmin bir dalıdır. Sosyal anarşist düşünce özerklik ve kişisel özgürlüğün tamamlayıcısı bağlamında topluluk ve sosyal eşitliği vurgular. Bu dengeyi ademi merkeziyetçi bir federalizmde korunan ifade özgürlüğü, düşüncede etkileşim özgürlüğü ve yetki ikamesi aracılığıyla gerçekleştirmeye çalışır.

Çağdaş anarşizm, anarşist hareketin II. Dünya Savaşı'nın sonundan günümüze kadar süren dönemidir. 20. yüzyılın son üçte birinden bu yana anarşistler, anti-globalizasyon, barış, iskan ve öğrenci protesto hareketlerine katılmışlardır. Anarşistler, Makhnovshchina ve Devrimci Katalonya gibi silahlı devrimlere katılmış ve Uluslararası İşçi Birliği ve Dünya İşçileri Birliği gibi anarşist siyasi örgütler 20. yüzyıldan bu yana var olmuştur. Çağdaş anarşizm içinde, klasik anarşizmin anti-kapitalizmi önemli bir yer tutmuştur.
Felsefi anarşizm, özellikle siyasi güç ve hükûmetlerin meşruiyeti üzerine entelektüel eleştiriye odaklanan bir anarşizm düşünce ekolüdür. Amerikalı anarşist ve sosyalist Benjamin Tucker, felsefi anarşizm terimini barışçıl evrimsel anarşizmi devrimci türevlerden ayırmak için kullanmıştır. Felsefi anarşizm herhangi bir eylem veya otoritenin ortadan kaldırılması arzusunu zorunlu olarak ima etmese de, felsefi anarşistler herhangi bir otoriteye itaat etme yükümlülüğü veya görevine inanmazlar ve aynı şekilde devletin veya herhangi bir bireyin emretme hakkına sahip olduğuna da inanmazlar. Felsefi anarşizm, özellikle bireyci anarşizmin bir bileşenidir.

Anarko-transhümanizm, anarşizm ile transhümanizmi sentezleyen ve sırasıyla hem sosyal hem de fiziksel özgürlükle ilgilenen bir felsefedir. Anarko-transhümanistler özgürlüğü, kişinin etrafındaki dünyayı deneyimleme yeteneğinin genişlemesi olarak tanımlar. Anarko-transhümanistler ideallerini ilerletmek için bilgisayar korsanlığı, üç boyutlu baskı veya biohacking dahil olmak üzere çeşitli pratikleri savunmaktadırlar.