İçeriğe atla

Sıfır alan NMR

Sıfır ve ultra düşük alan (zero- to ultralow field- ZULF) NMR, NMR aktif çekirdekleri (spin 1/2 ve daha büyük) içeren kimyasalların nükleer manyetik rezonans spektrumlarının, manyetik alan etkisinin (Dünya alanı dahil) dikkatlice ortadan kaldırıldığı bir ortamda elde edilmesidir. ZULF NMR deneyleri, genellikle, pasif veya aktif şekilde manyetik kalkanlama yapılarak Dünya’nın manyetik alanının azaltılması ile gerçekleştirilir. Bu, süper iletken mıknatısların sağladığı yüksek manyetik alanda uygulanan yaygın NMR deneylerinin tersine bir yaklaşımdır. ZULF deneylerinde baskın etkileşim nükleer spin-spin eşleşmeleridir ve spinler ile dış manyetik alan arasındaki eşleşmeler bunun pertubasyonuna, yani sapmasına neden olur. Bu rejimde çalışmanın birçok avantajı bulunmaktadır: Manyetik alınganlık kaynaklı çizgi genişlemesi engellenir yani heterojen ortamdaki numunelerin spektrumlarındaki homojen olmamaktan kaynaklanan çizgi genişlemesi azaltır. Bir diğer avantaj ise düşük frekanslı sinyallerin, artan yüzey katmanı etkisi nedeniyle metaller gibi iletken malzemelerden kolayca geçebilmesidir. Bu durum numune kaplarının genellikle cam, kuvars veya seramikten yapıldığı yüksek alan NMR için geçerli değildir.

Sıfır alan NMR düzeneğinde, NMR spektroskopisi kullanılarak araştırılan bir örnek.[1]

Yüksek alan NMR’da, radyo frekans sinyallerini algılamak için endüktif detektörler kullanır, ancak ZULF NMR deneylerinde sinyal frekansları tipik olarak çok daha düşük olduğundan (hertz ila kilohertz seviyesinde) bu yöntem verimsizdir. 2000'li yılların başında SQUID'ler, manyetorezistif sensörler ve SERF atomik manyetometreler dahil olmak üzere son derece hassas manyetik sensörlerin geliştirilmesi, NMR sinyallerini doğrudan ZULF rejiminde algılamayı mümkün kıldı. Önceki ZULF NMR deneyleri, numunenin sıfır veya çok düşük manyetik alandan yüksek manyetik alana gönderilip geleneksel bir endüksiyon bobini tarafından algılanmasına dayanıyordu. Daha sonrasında rubidyum buhar hücreleri ile çalışan atomik manyetometrelerin sıfır manyetik alanda, ZULF NMR sinyalleri algılanmasında kullanılması başarılı bir şekilde gerçekleştirildi.[2][3]

Nükleer spin polarizasyonu sağlayabilecek yüksek manyetik alan olmadığından, nükleer spinler hiperpolarizasyon teknikleri kullanılarak harici olarak, başka yöntemlerle polarize edilmelidir. Bu, basitçe manyetik bir alanda spinleri polarize edip sonrasında sinyali saptamak için ZULF ortamına gönderilme seklinde olabilir ya da bunun için alternatif kimyasal reaksiyonlara dayanan hiperpolarizasyon teknikleri kullanılabilir.

Bazen bu yöntem yanlış bir şekilde nükleer kuadrupol rezonansı (nuclear quadrupole resonance-NQR) olarak adlandırılmaktadır.[4]

[2-13C]-asetik asit ve [2-13C]-bromo asetik asit karışımını içeren bir numunenin yüksek alan ve sıfır alan NMR spektrumlarının karşılaştırılması. Yüksek alanda, 1H ve 13C nükleer spin türleri farklı frekanslarda salınım hareketi yaparlar ve J-esleme pertürbasyonu ile rezonans ikili, üçlü veya dörtlü multipletlere ayrılarak farklı 1H ve 13C spektrumları verir. Sıfır alanda, Larmor presesyonu yoktur ve rezonans frekansları esas olarak J-eşleşme değerleri tarafından belirlenir. Kayda değer bir özellik ise inhomojen manyetik alan olmamasından dolayı sıfır alanda piklerin dar olmasıdır.

Sıfır alan NMR deneyleri

Spin Hamiltonianlari

Nükleer spinlerin serbest evrimi, sıvı durumunda nükleer manyetik rezonans için iki ana terime ayrılabilen bir Hamiltonian () tarafından kontrol edilir. İlk terim () spinler ile kimyasal kaymayı () da içeren dış manyetik alan arasındaki Zeeman etkileşimine karşılık gelir. Zeeman etkileşimine karşılık gelir (). İkinci terim () dolaylı spin-spin veya J-eşleşme etkileşimine karşılık gelir.

, olduğunda:

ve

’dır.

Eşleşmiş spinlerin tüm sisteminin özeti: , indirgenmiş Planck sabitini belirtir; , spin a'nın jiromanyetik oranını belirtir; , a spini için kimyasal kaymanın izotropik kısmını belirtir; , a spininin spin operatörünü belirtir; sistemdeki tüm spinlerin maruz kaldığı dış manyetik alandır ve , a ve b spinleri arasındaki J-eşleşme sabitidir.

Daha da önemlisi, ve ' nin görece gücü (dolayısıyla böyle bir sistemin spin dinamiği) manyetik alana bağlıdır. Örneğin, geleneksel NMR’da, genellikle 1 T'den daha büyüktür, bu nedenle 1H'nin Larmor frekansı, onlarca MHz'i aşmaktadır. Bu, tipik olarak Hz ila yüzlerce Hz olan - eşleşme değerlerinden çok daha yüksektir. Bu limitte , için bir pertürbasyondur. Buna karşılık, nanotesla düzeyindeki manyetik alanda, Larmor frekansları -eşleşmelerinden çok daha küçük olabilir ve bu duruma baskındır.

Polarizasyon

ZULF NMR’da sinyal nükleer spin manyetizasyonu ile doğru orantılı olduğundan, sinyali tespit edebilmek için ilk olarak nükleer spin topluluğunu polarize etmek gerekir. Nükleer spin polarizasyonu oluşturmak için birkaç farklı yöntem mevcuttur. En yaygın olanı, spinlerin bir manyetik alanda termal dengeye ulaşmasına izin vermektir ve Zeeman etkileşimi nedeniyle manyetik alanla nükleer spin hizalaması ile zayıf spin polarizasyonu meydana gelir. Bu şekilde üretilen polarizasyon, tesla manyetik alan şiddeti için 10−6 seviyesindedir.

Alternatif bir yaklaşım ise nükleer spin polarizasyonu oluşturmak için kimyasal ve fiziksel yöntemler olan hiperpolarizasyon tekniklerini kullanmaktır. Örnek olarak para hidrojen kaynaklı polarizasyon, soy gaz atomlarının spin-değişimli optik pompalanması, çözünme dinamik nükleer polarizasyon ve kimyasal olarak indüklenmiş dinamik nükleer polarizasyon yöntemleri verilebilir.

Uyarma ve spin manipülasyonu

NMR deneyleri için, spin sisteminin geçici, durağan olmayan bir durumunun oluşması gerekmektedir. Geleneksel yüksek alan NMR deneylerinde, radyo frekans darbeleri, manyetizasyonu ana manyetik alan yönünden yatay düzleme doğru eğer. Yatay düzleme ulaştıktan sonra manyetizasyon artık durağan bir durumda (ya da özdurumu'nda) değildir ve bu nedenle, saptanabilir bir salınımla manyetik alan yaratarak ana manyetik alan etrafında presesyon hareketi yapmaya başlar.

Yüksek alandaki bir 1H-13C spin çiftinin termal denge hali, her iki spinin de B0  manyetik alanında polarize olduğu bir duruma karşılık gelir ve 1H spin polarizasyonu, 13C spin polarizasyonundan yaklaşık 4 kat daha fazladır. Bu, yüksek alanda sabit bir state’dir. Eğer manyetik alan adiyabatik olmayan (hızlı) bir şekilde kapatılırsa, sabit olmayan state gelişmeye başlar. Polarizasyon, 1H ile 13C spinleri arasında, J-eşleşme frekansında (bu örnekte 210 Hz) salınım yapar ve bu da ZULF NMR’da J-spektrumunu verir.

ZULF deneylerinde, spin sisteminin durağan olmayan durumların oluşumunu indüklemek için sabit manyetik alan darbeleri kullanılır. Sıfır alan eigenstate’leri arasında koherens oluşmasını sağlamak için iki ana strateji vardır: (1) manyetik alanın sözde yüksek alandan, sıfır veya ultra düşük manyetik alana aniden geçirilmesi veya (2) yavaşça numuneye uygulanan manyetik alan azaltılarak sıfır manyetik alana ulaşılıp Zeeman popülasyonunu sıfır alan eigenstate’e dönüştürülmesi ve hemen ardından sabit manyetik alan darbesi uygulanması. Basit bir heteronükleer J-eslenme spin çifti durumunda, bu uyarma şemalarının her ikisi de tekli ve üçlü state’ler arasında bir geçişi indükler, bu da saptanabilir bir salınımlı manyetik alan oluşturur. Ancak, seçici darbeler,[5] iki boyutlu deneyler ve ayrıştırma şemaları [6] gibi daha karmaşık darbe dizileri de bildirilmiştir.

Sinyal deteksiyonu

NMR sinyalleri genellikle endüktif olarak saptanır, ancak bir ZULF deneyinde numuneler tarafından yayılan elektromanyetik radyasyonun düşük frekanslı olması nedeniyle, enduktif algılama yöntemi düşük alanlardaki ölçümlerde kullanışsızdır. Bu nedenle, katı numunelerde sıfır alan NMR’ını ölçmek için ilk yaklaşım manyetik alan döngüsü teknikleriydi.[7] Alan döngüsü tekniği üç adımdan oluşur: hazırlık, evrim ve algılama. Hazırlık aşamasında nükleer spinleri manyetize etmek için bir manyetik alan uygulanır. Daha sonra, evrim aşamasını başlatmak için manyetik alan aniden sıfıra indirilir ve böylece manyetizasyon sıfır alan Hamiltonian’ı altında gelişir. Bir süre sıfır alanda bekledikten sonra manyetik alan tekrar uygulanır ve sinyal yüksek alanda endüktif olarak algılanır. Tek bir alan döngüsünde, gözlemlenen manyetizasyon, sıfır alan gelişim süresinde yalnızca tek bir değere karşılık gelir. Manyetik alan döngü deneylerinde sıfır alanda gecen zamanı değiştirerek, yani manyetizasyonun gelişmesi ve azalmasını nokta nokta tespit ederek, zamanla değişen manyetizasyon saptanabilir. Bu manyetizasyonun Fourier dönüşümü yapılarak, sıfır alan absorbsiyon spektrumu elde edilir.

Son derece hassas manyetometre tekniklerinin ortaya çıkması, yerinde sıfır alan NMR sinyallerinin saptanabilmesini sağladı. Örnekler arasında süper iletken kuantum girişim cihazları (SQUID'ler), manyetorezistif sensörler ve SERF atomik manyetometreler sayılabilir. SQUID'ler yüksek duyarlılığa sahiptir, ancak çalışmak için kriyojenik koşullar gerektirir, bu da kimyasal veya biyolojik numunelerin tespiti için kullanılmalarını pratik olarak biraz zorlaştırır. Manyetorezistif sensörler daha az hassas olmakla birlikte kullanımları kolaydır ve NMR örneğine daha yakın yerleştirilebilmeleri, yakinlik duyarlılığı arttırdığından, avantajlıdır. ZULF NMR deneylerinde kullanılan en yaygın sensörler, yüksek hassasiyete sahip olan ve bir NMR numunesinin yakınına yerleştirilebilen optikli pompalanan manyetometrelerdir.

ZULF rejiminin tanımı

Sıfır, ultra düşük, düşük ve yüksek alan NMR arasındaki sınırlar kesin olarak tanımlanmamıştır, ancak yaklaşık ise yarayan tanımlar çözeltideki küçük molekülleri içeren deneylerde rutin kullanımdadır.[8] Sıfır ile ultra düşük alan arasındaki sınır, genellikle nükleer spin presesyon frekansının spin relaksasyon hızıyla eşleştiği manyetik alan olarak tanımlanır, yani sıfır manyetik alanda nükleer spinler, dış alan etrafında ilerlediklerinden daha hızlı gevşer. Ultra düşük ile düşük alan arasındaki sınır genellikle, farklı nükleer spin türleri arasındaki Larmor frekans farklılıklarının spin-spin (J veya dipolar) eşleşmeleriyle eşleştiği, yani ultra düşük alan spin-spin eşleşmelerinin hâkim olduğu ve Zeeman etkileşiminin pertubasyon olduğu alan olarak tanımlanır. Düşük ile yüksek alan arasındaki sınır daha belirsizdir ve bu terimler uygulama veya araştırma konusuna bağlı olarak farklı şekillerde kullanılmaktadır. ZULF NMR söz konusu olduğunda sınır, bir numunedeki aynı izotopik türün çekirdekleri arasındaki kimyasal kayma farklılıklarının spin-spin etkileşimi eşleştiği alan olarak tanımlanır.

Bu tanımların çalışılmakta olan numuneye büyük ölçüde bağlı olduğunu ve alan rejimi sınırlarının nükleer spin türleri, spin-spin eşleşme kuvveti ve spin relaksasyon süreleri gibi numuneye has parametrelerle yüksek oranda farklılaşabileceğini belirtmek gerekir.

J-eşleşme sabiti 100 Hz olan bir 1H-13C spin çiftinin farklı manyetik alanlar altında NMR rezonansı.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ Burueva (8 Haziran 2020). "Chemical Reaction Monitoring using Zero-Field Nuclear Magnetic Resonance Enables Study of Heterogeneous Samples in Metal Containers". Angew. Chem. Int. Ed. 59 (39): 17026-17032. doi:10.1002/anie.202006266. 
  2. ^ Sheng (18 Nisan 2013). "Subfemtotesla Scalar Atomic Magnetometry Using Multipass Cells". Physical Review Letters. 110 (16): 160802. doi:10.1103/PhysRevLett.110.160802. PMID 23679590. 
  3. ^ Commissariat (24 Nisan 2013). "Atomic magnetometer is most sensitive yet". Physics World. 22 Ağustos 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ocak 2022. 
  4. ^ ABD patent 6.919.838
  5. ^ Sjolander (2017). "Transition-Selective Pulses in Zero-Field Nuclear Magnetic Resonance". J. Phys. Chem. A. 120 (25): 4343-4348. doi:10.1021/acs.jpca.6b04017. 
  6. ^ Sjolander (2017). "13C-decoupled J-coupling spectroscopy using two-dimensional nuclear magnetic resonance at zero-field". J. Phys. Chem. Lett. 8 (7): 1512-1516. doi:10.1021/acs.jpclett.7b00349. 
  7. ^ Weitekamp (30 Mayıs 1983). "Zero-Field Nuclear Magnetic Resonance". Phys. Rev. Lett. 50: 1807. doi:10.1103/PhysRevLett.50.1807. 
  8. ^ "A Hitchhiker's Guide to ZULF NMR". 3 Eylül 2020. 5 Aralık 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ocak 2022. 

Konuyla ilgili yayınlar

İlave linkler

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Foton</span>

Foton, Modern Fizik'te ışık, radyo dalgaları gibi elektromanyetik radyasyonu içeren Elektromanyetik Alan kuantumu yani ışığın temel birimidir. Ayrıca, Elektromanyetik Kuvvet'lerde kuvvet taşıyan, kütlesiz temel parçacıktır. Parçacık terimi; genelde kütlesi olan veya ne kadar küçük olursa olsun bir cismi var olan anlamıyla kullanılır. Ancak, fotonlar için kullanılırken "en küçük enerji yumağı"nı temsil eden bir birimi ifade eder. Fotonlar Bozon sınıfına aittir. Kütlesiz oldukları için boşluktaki hızı 299.792.458 m/s dir.

<span class="mw-page-title-main">Nükleer manyetik rezonans</span> Nükleer spin durumunun değişimine dayalı spektroskopik teknik

Nükleer manyetik rezonans (NMR) atom çekirdeklerinin manyetik özelliklerine bağlı bir fiziksel olgudur. Tek sayılı nükleon içeren tüm çekirdekler ve çift sayılı olan bazı diğer çekirdeklerin bir manyetik momenti vardır. En yaygın kullanılan çekirdekler hidrojen-1 ve karbon-13'tür, ancak çoğu başka elementin de bazı izotopları da gözlemlenebilir. NMR, bir manyetik çekirdeği incelemek için onun manyetik momentini dışarıdan uygulanan kuvvetli bir manyetik alan ile aynı doğrultuya sokar, sonra momentlerin yönlenmesi bir elektromanyetik dalganın etkisiyle bozulur.

<span class="mw-page-title-main">Manyetik rezonans görüntüleme</span> tıbbi görüntüleme tekniği

Manyetik rezonans görüntüleme , nükleer manyetik rezonans görüntüleme veya manyetik rezonans tomografi, canlıların iç yapısını görüntüleme amacıyla daha çok tıpta kullanılan bir yöntemdir. Yüksek düzeyde manyetizmayla canlı doku, yansıtma yöntemiyle görüntülenir. Farklı özelliklerinden dolayı hastalıkların tespitinde bilgisayarlı tomografiden de destek alınabilir.

<span class="mw-page-title-main">Manyetizma</span> class of physical phenomena

Manyetizma, manyetik alan tarafından oluşturulan fiziksel bir olgudur. Elektrik akımı ya da temel bir parçacık herhangi bir manyetik alan yaratabilir. Bu manyetik alan aynı zamanda diğer akımları ve manyetik momentleri de etkiler. Manyetik alan her maddeyi belli bir ölçüde etkiler. Kalıcı mıknatıslar üzerindeki etkisi en çok bilinen bir durumdur. Kalıcı mıknatıslar ferromanyetizmadan dolayı kalıcı manyetik momente sahiptir. Ferromanyetizma kelimesinde yer alan “ferro” ön eki demir elementinin isminden türetilmiştir. Çünkü kalıcı mıknatıs ilk olarak “manyetit – Fe3O4” adı verilen demir elementinin doğal bir formu olarak gözlemlenmiştir. Çoğu madde kalıcı momente sahip değildir. Bazıları manyetik alan tarafından çekilirken (paramanyetizm); bazıları manyetik alan tarafından itilir (diyamanyetizm). Bazıları ise herhangi bir manyetik alana maruz kaldığında daha karmaşık durumlara sevk olur. Manyetik alan tarafından ihmal edilecek ölçüde etkilenen maddeler ise manyetik olmayan maddeler olarak bilinir. Bunlar bakır, alüminyum, gazlar ve plastiktir. Ayrıca, saf oksijen sıvı hale kadar soğutulduğunda manyetik özellikler gösterir.

<span class="mw-page-title-main">Ampère kanunu</span>

Klasik elektromanyetizmada Ampère yasası kapalı bir eğri üzerinden integrali alınmış manyetik alanla o eğri üzerindeki elektrik akımı arasındaki ilişkiyi açıklayan yasadır. James Clerk Maxwell yasayı hidrodinamik olarak 1861 tarihli Fizikte kuvvet çizgileri üzerine makalesinde tekrar kanıtlar. Yasanın matematiksel ifadesi şu anda klasik elektromanyetizmayı oluşturan dört temel Maxwell denkleminden biridir.

<span class="mw-page-title-main">Manyeto optik tuzak</span>

Manyeto optik tuzak, soğuk, kapana kısılmış nötr örnekleri üretebilmek için lazer soğutma ve uzamsal olarak değişen bir manyetik alan kullanan bir cihazdır. Bir MOT'tan elde edilen sıcaklıklar, foton geri tepme sınırının iki veya üç katı olan atomik türe bağlı olarak birkaç mikrokelvin kadar düşük olabilir. Bununla birlikte, çözülmemiş aşırı ince yapıya sahip atomlar için, örneğin;bir MOT'nta elde edilen sıcaklık Doppler soğutimitinden den daha yüksek olacaktır.

Zeeman efekti, ismini Hollandalı fizikçi Pieter Zeeman'dan alan; tayf çizgilerinin, bir manyetik alan olması durumunda birden fazla bileşene ayrılması efektidir. Zeeman alt katmanlarının arasındaki mesafe bir manyetik alan fonksiyonu olduğundan, bu efekt manyetik alanı ölçmek için kullanılabilir.

Elektromanyetizmada manyetik alınganlık uygulanan manyetik alana cevap olarak materyalde oluşan manyetizasyon derecesini belirten birimsiz oran sabitidir. Manyetiklenebilirlik ise manyetik moment ve manyetik akı yoğunluğu arasındaki orandır.

<span class="mw-page-title-main">Yer değiştirme akımı</span>

Elektromanyetizmada yer değiştirme akımı elektrik yer değiştirme alanının değişim oranıyla tanımlanan bir niceliktir. Yer değiştirme akımının birimi akım yoğunluğu cinsinden ifade edilir. Yer değiştirme akımı gerçek akımlar gibi manyetik alan üretir. Yer değiştirme akımı hareketli yüklerin yarattığı bir elektrik akımı değil; zamana bağlı olarak değişim gösteren elektrik alanıdır. Maddelerde, atomun içerisinde bulunan yüklerin küçük hareketlerinin de buna bir katkısı vardır ki buna dielektrik polarizasyon denir.

Manyetik rezonans terapisi, fiziksel manyetik titreşim prensibine dayanan bir tedavi yöntemidir. Belirli hücrelerde ve dokularda iyileşme sürecini başlatmak amacıyla sürdürülmektedir.

Ferromanyetik rezonans veya FMR, ferromıknatıs malzemeleri incelemek için kullanılan bir spektroskopi yöntemidir. Spin dalgaları ve spin dinamikleri inceleyen için standart bir araçtır. FMR, elektron paramanyetik rezonansa (EPR) çok benzediği gibi, ayrıca nükleer manyetik rezonansa (NMR) da biraz benzer. Tek farkı FMR, dipolar bağlı fakat eşsiz olan elektronların manyetik momentteki mıknatıslanma sonucunu incelerken; NMR ise, atomik veya moleküler orbitallerin etrafında, sıfır olmayan nükleer spin çekirdeği gibi dolaşan atomik çekirdeğin manyetik momentini inceler.

Foton polarizasyonu klasik polarize sinüsoidal düzlem elektromanyetik dalgasının kuantum mekaniksel açıklamasıdır. Bireysel foton özdurumları ya sağ ya da sol dairesel polarizasyona sahiptir. Süperpozisyon özdurumu içinde olan bir foton lineer, dairesel veya eliptik polarizasyona sahip olabilir.

Atomik, moleküler ve çekirdek fiziğinde Elektrik Alan Meyili (EAM) elektrik yükü dağılımı ve diğer bir çekirdek tarafından üretilen elektriksel alan değişim oranını ölçer. EAM, çekirdek manyetik rezonansı (NMR), elektron dizilmıknatıs rezonansı, çekirdek dörtkutup rezonansı (NQR), Mössbauer Spektroskopisi veya tedirginlik açısal ilintisi (PAC) gibi metotlarla ölçülebilen bir etki yaratmak için dört kutuplu çekirdeğin nükleer elektrik dörtkutup kolcuğu ile çift oluşturur. Eğer ki çekirdeği çevreleyen kübik simetriyi bozuyorsa ve çekirdeğin olduğu yerde düzensiz bir elektrik alan yaratıyorlarsa EAM sıfır değildir.

Kuantum mekaniğinde, spin-yörünge etkileşimi(spin-yörünge etkisi, spin-yörünge bağlaşımı) parçacığın dönüşünün hareketiyle etkileşimidir. En çok bilinen örnek ise, elektronların dönüşü ile elektronların çekirdek etrafındaki dönüşünden dolayı oluşan manyetik alandan dolayı oluşan elektromanyetik etkileşim ve buna bağlı olan elektronların atomik enerji seviyesindeki değişim. Bu tayf çizgilerinden saptanabilir. Buna benzer bir diğer etki proton ve nötronların çekirdekte dönmesinden dolayı oluşan olan Açısal momentum ve güçlü nükleer kuvvet, nükleer kabuk modelindeki değişime neden olur. Spintronik alanında, yarı iletkenlerde ve diğer materyallerde spin yörünge etkileşimi yeni teknolojik gelişimler için araştırılmaktadır.

Paramanyetik bir malzemede, malzemenin mıknatıslanması genel olarak uygulanan manyetik alanla orantılıdır. Fakat eğer malzeme ısıtılırsa, bu oran düşer: Belirli bir sıcaklığa kadar, mıknatıslanma sıcaklıkla ters orantılıdır. Bu kavram “Curie Yasası” tarafından kapsanmaktadır:

<span class="mw-page-title-main">Nükleer manyetik rezonans spektroskopisi</span> atom çekirdeğinin belirli manyetik özelliklerini kullanan bir araştırma tekniği

Nükleer manyetik rezonans spektroskopisi, yaygın bilinen adıyla NMR spektroskopisi, atom çekirdeğinin belirli manyetik özelliklerini kullanan bir araştırma tekniğidir. İçerisindeki atomların ya da moleküllerin fiziksel ve kimyasal özelliklerini belirler. NMR spektroskopisi nükleer manyetik rezonans olgusuna dayanmaktadır ve içerisindeki atomun ya da molekülün yapısı, dinamiği, reaksiyon durumu ve molekülün kimyasal çevresi hakkında detaylandırılmış bilgi sağlar. Molekül içerisindeki bir atomun atom içi manyetik alanı, rezonans frekansını değiştirdiği için molekülün elektronik yapısının detaylarına erişimi sağlar.

Breit denklemi, Gregory Breit tarafından 1929'da Dirac denklemine dayalı olarak türetilmiş kökler kuralının ilk kuralına göre iki ya da daha fazla kütleli spini -1/2 olan parçacıkların elektromanyetizma açısından etkileşimini tanımlayan rölativistik dalga denklemidir. Manyetik etkileşimlerin ve  kuralına göre gecikme etkisinin nedeni açıklar. Diğer kuantum elektrodinamik etkileri ihmal edildiğinde, bu denklemin deney ile iyi bir uyum içinde olduğu görülmüştür. Bu denklem başlangıçta Darwin Lagrangian tarafından türetildi ancak daha sonra Wheeler-Feynman emme teorisi ve en sonunda kuantum elektrodinamiği tarafından doğrulandı.

<span class="mw-page-title-main">Yapısal biyoloji</span>

Yapısal biyoloji, biyolojinin özellikle amino asitlerden yapılmış olan proteinler, nükleotitlerden yapılmış RNA ve DNA gibi nükleik asitler ve lipitlerden oluşmuş membranlar olmak üzere biyolojik makromoleküllerin yapılarını ve uzamsal dizilişlerini inceleyen bir dalıdır. Yapısal biyoloji asıl olarak biyofizik yöntemleri ile makromoleküllerin atom düzeyinde üç boyutlu yapılarının belirlenmesi, yapısal değişikliklerinin temel prensipleri, moleküler hareketlerin analizi ve bu yapıların dinamiği ile ilgilenir. Makromoleküller hücrelerin hemen hemen tüm işlevlerini yerine getirir ve bunu da yapabilmek için belirli üç boyutlu şekillere girerler. Moleküllerin "üçüncül yapı"sı olarak adlandırılan bu yapılar her molekülün temel bileşimi ya da "birincil yapı"ları ile karmaşık bir şekilde bağlantılıdır.

Herbert Sander Gutowsky, University of Illinois at Urbana-Champaign'de kimya profesörü olan Amerikan kimyager. Gutowsky nükleer manyetik rezonans (NMR) yöntemlerini kimya alanında uygulayan ilk kişidir. Nükleer manyetik rezonans spektroskopisi kullanarak moleküllerin yapısını belirledi. Öncü çalışmaları NMR'nin bilimsel bir araç olarak kullanılması için deneysel kontrolünü sağladı, deneysel gözlemlerle teorik modelleri birleştirdi ve NMR'yi kimya ve tıbbı araştırma alanlarında sıvıların, katıların ve gazların moleküler ve dinamik yapılarını incelemek için en etkili analitik araçlardan biri haline getirdi. Çalışmalarının etkisiyle kimya, biyokimya ve malzeme bilimi alanlarındaki bazı sorunlar çözüldü ve NMR spektroskopisinin kullanıldığı pek çok alt alanı da etkiledi.

<span class="mw-page-title-main">Alexander Pines</span> araştırmacı

Alexander Pines, Amerikalı kimyager. Kaliforniya Üniversitesi, Berkeley'de Glenn T. Seaborg Emeritus Profesörü, Şansölye Emeritus Profesörü ve Yüksek Lisans profesörü, Kaliforniya Kantitatif Biyobilimler Enstitüsü (QB3) ve Biyomühendislik Bölümü üyesidir. 1945'te doğdu, Bulawayo, Güney Rodezya büyüdü ve İsrail'deki Kudüs İbrani Üniversitesi'nde lisans düzeyinde matematik ve kimya okudu. 1968'de Amerika Birleşik Devletleri'ne giden Pines doktorasını kimyasal fizik alanında 1972'de MIT'den aldı. Aynı yıl UC Berkeley'in fakültesine girdi.