Rüzgâr ya da yel, hava veya diğer gazların gezegen yüzeyine göre doğal hareketidir. Rüzgârlar, onlarca dakika süren fırtına’lardan, kara yüzeylerinin ısınmasıyla oluşan ve birkaç saat süren yerel meltemlere, Dünyanın iklim bölgeleri arasındaki güneş enerjisinin soğurulma farkından kaynaklanan küresel rüzgârlara kadar çeşitli ölçeklerde oluşur. Büyük ölçekli atmosferik dolaşımın iki ana nedeni, ekvator ve kutuplar arasındaki farklı ısınma ve dünyanın dönüşüdür. Tropik ve subtropik bölgelerde, arazi ve yüksek platolar üzerindeki alçak ısıl dolaşımlar muson sirkülasyonlarını yönlendirir. Kıyı bölgelerinde deniz meltemi/kara meltemi döngüsü yerel rüzgârları belirler. Değişken arazi yapılı bölgelerde dağ ve vadi meltemleri hakimdir.
Siklon (Cyclone), atmosferde bir alçak basınç alanı çevresinde hızla dönen rüzgârların oluşturduğu şiddetli fırtınadır. Siklonlar güney yarımkürede saat yönünde, kuzey yarımkürede aksi istikamette dönerler.
1013 milibardan (mb) düşük olan basınçlara alçak basınç (siklon) yüksek olanlara ise yüksek basınç (antisiklon) denir.
- Alçak basınç alanlarında hava genellikle kapalıdır ve yağış oluşma ihtimali fazladır.
- Alçak Basınç alanlarında hava genellikle yükselici bir hareket gösterir.
- Alçak basınç alanlarında hava çevreden merkeze doğru hareket eder. Bu durum yüksek basınç alanlarında tam tersidir.
- Dünyanın günlük hareketine bağlı olarak 60 Kuzey ve Güney enlemlerinde Dinamik Alçak Basınç alanları oluşur.
- 90 derece Termik Yüksek Basınç alanlarından 60 derece Alçak basınç alanlarına doğru esen rüzgarlara Kutup Rüzgarları denir.
- 30 derece Dinamik Yüksek Basınç alanlarından 60 derece Dinamik Yüksek basınç alanlarına doğru esen rüzgarlara da Batı Rüzgarları denir.
- Ekvator ise sıcaklığa bağlı olarak yıl boyunca Termik Alçak Basınç alanıdır.
Türkiye'de esen başlıca rüzgârlar iki gruba ayrılabilir;
- Yönlerine göre rüzgârlar
- Özel Rüzgârlar
Kasırga ya da tropikal siklon, büyük çaplı ve çok şiddetli, Beaufort ölçeğine göre saatte 118 km'den fazla hızla ve dönerek esen tropik rüzgârdır.
Yağmur, atmosferik su buharından yoğunlaşan ve daha sonra yerçekiminin etkisiyle düşen su damlacıklarıdır. Yağmur, su döngüsünün önemli bir bileşenidir ve Dünya'daki tatlı suyun çoğunun birikmesinden sorumludur. Hidroelektrik santralleri, mahsul sulama ve birçok ekosistem türü için uygun koşullar için su sağlar.
Yağış, hava kütlelerinin soğuk bir hava tabakası ile karşılaşarak, soğuk bir yerden geçerek ya da yükselerek soğuması sonucunda içerisindeki su buharının yoğuşarak sıvı veya katı halde yeryüzüne inmesi olayıdır. Plüvyometre adı verilen bir âletle ölçülür. Yıllık yağış miktarı mm, cm ve m olarak, günlük yağış miktarı ise kg/m² ile ifade edilir. Yıllık toplam yağış miktarının bir alanda oluşturduğu yükseklik baz alındığı için uzunluk birimleriyle ifade edilir. Birçok farklı formda meydana gelebilir, bunlar yağmur, kar, graupel, dolu ve sulusepkendir.
Konveksiyonel yağış ısınan hava parselinin, her 300 metre mesafede adyabatik olarak 3 derece soğuyarak içeriğindeki nemin yoğunlaşması sonucu oluşan kümüliform bulutlarının neden olduğu yağıştır. Yükselen hava parselinin sıcaklığı çevredeki havadan daha sıcak olduğu müddetçe hava yükselmeye devam eder ve parselin daha sıcak olduğu atmosfer tabakalarında hava kararsızdır. Çevresel sıcaklık ile parsel sıcaklığının birbirine eşit olduğu yükseklik denge seviyesi olarak adlandırılır. Denge seviyesinden itibaren hava kararlıdır ve aşağı yönlü hava akımı başlar. Denge seviyesi ne kadar yüksekte bulunursa, kümülonimbus bulutlarının dikey gelişme imkânı bir o kadar fazladır. Parsel sıcaklığı ile çevresel sıcaklık arasındaki fark çok fazla olan bir bölgede, dikey rüzgâr da fazla olduğundan oluşabilecek konvektif bir fırtınanın hortum ve dolu yapma kabiliyeti artar.
Türkiye, iklim kuşaklarından ılıman kuşak ile subtropikal kuşak arasında yer alır. Türkiye'nin coğrafî konumu ve yer şekilleri sonucunda iklimi, farklı özellikte iklim tiplerinin oluşmasına yol açmıştır. Kıyı bölgelerinde denizlerin etkisiyle daha ılıman iklim özellikleri görülür. Dağların yüksekliği ve uzanışı deniz etkilerinin iç kesimlere ulaşmasını engeller. Bu nedenle iç kesimlerinde karasal iklim özellikleri görülür.
Sis, yatay görüş mesafesini 1 km'nin altına düşüren bir hava olayıdır. Stratüs bulutlarının yerde veya yere yakın seviyede oluşması olarak da bilinir. Hava içindeki su buharının yoğuşması veya donarak kristalleşmesi sonucu ortaya çıkan çok küçük su damlacıkları veya buz kristallerinden meydana gelir. Görüşü fazla düşürmeyen hafif sise pus denir.
Siroko, Büyük Sahra çölünde oluşan ve Akdeniz'i geçerek Güney Avrupa'yı etkileyen sıcak ve kuru rüzgârdır.
Batı rüzgârları, 30° güney ve 30° kuzey paralellerinde bulunan dinamik yüksek basınç alanlarından, 60° kuzey ve 60° güney paralellerindeki dinamik alçak basınç alanlarına doğru esen rüzgârlardır.
Meltem, deniz kıyılarında, gündüzleri denizden karalara, geceleri ise karalardan denize doğru esen hafif şiddetli rüzgârlardır. Genellikle yazın ve orta enlemlerde etkilidirler. İklim üzerinde fazla etkileri yoktur. Günlük sıcaklık farkına bağlı oluşan basınç farklılığı sebebiyle oluşurlar. Esme süreleri kısa etki alanları dardır.
Hava cephesi, hava yoğunluğu, rüzgar, sıcaklık ve nem gibi çeşitli özelliklerin farklı olduğu, hava kütlelerini ayıran bir sınırdır. Bu farklılıklar nedeniyle bozulan ve istikrarsız olan hava koşulları çoğunlukla sınırda ortaya çıkar. Örneğin, soğuk cepheler gökgürültülü fırtına bantları ve kümülonimbus yağışları getirebilirken veya fırtına hatları öncesinde oluşabilirken, sıcak cephelerden önce genellikle tabakalı yağış ve sis gelir. Yaz aylarında, kuru hatlar denilen daha ince nem değişimleri şiddetli hava koşullarını tetikleyebilir. Her zaman rüzgarın değişmesine rağmen bazı cephelerde hiç yağış görülmez ve bulutluluk azdır.
Cephe yağışları veya Frontal yağış, yoğunluk ve sıcaklığı farklı olan iki hava kütlesinin karşılaşması ile oluşur. Özellikleri farklı hava kütlelerinin karşılaşma alanlarına cephe denir. Geniş alanlarda düşük şiddette ve uzun süreli yağış dar alanlarda ise kısa süreli ve şiddetli yağış görülür.
Hava kütlesi, sıcaklık ve nem bakımından benzer olan büyük atmosfer parçalarına verilen isimdir. Hava kütlelerinin çevresindeki diğer hava parselleriyle belirli ve açık bir sınırı vardır.
Hava sıcaklığı, atmosferi oluşturan gaz moleküllerinin ısı enerjisi ile gerçekleşen titreşimlerinin ortaya çıkardığı etki. İklimin en önemli elemanı, diğer elemanlardan nem-yağış ile basınç ve rüzgarın oluşum sebebi.
Muson rüzgârları, özellikle Asya kıtası ile Hint Okyanusunun, yaz ve kış mevsiminde farklı ısınmasına bağlı olarak oluşan mevsimlik (devirli) rüzgâr. Muson kelimesi Arapça mevsim kelimesinden türemiştir.
Estonya ılıman iklim kuşağının kuzey kesiminde ve deniz ile karasal iklim arasındaki bir geçiş bölgesinde yer almaktadır. Çünkü Estonya sürekli Kuzey Atlantik Okyanusu'nun ısıl içeriği etkisinde denizel hava ile ısıtılır, kuzey enlemde yer almasına karşın ılıman bir iklime sahiptir. Baltık Denizi kıyı ve iç kesimlerinde iklim arasında farklara sahiptir. Estonya neredeyse eşit uzunlukta dört mevsimi yaşar. Ortalama sıcaklıklar Baltık adalarında 16.3 °C (61.3 °F) civarında, denizden uzak yerlerde Temmuz ayında 18.1 °C (64.6 °F), Baltık adalarında -3.5 °C'de (25.7 °F) sıcak aylar değişir ve denizden uzak yerlerde Şubat ayı 7.6 °C (18.3 °F) ile en soğuk ay olarak ölçülür.
Tropikal dalga ; Atlantik Okyanusu'nun içinde ve çevresinde, kuzeyden güneye doğru hareket eden nispeten alçak hava basıncına sahip uzun bir dönence olan bir tür atmosferik yataktır. Aynı zamanda tropikal dalga tropikal bölgelerde oluşan atmosferik bir olgudur. Yüksek hava basıncı alanları ile alçak hava basıncı alanları arasında hareket ederken yoğun yağış, fırtına ve kasırga oluşumuna neden olabilir.