
Köpek ; köpekgiller (Canidae) familyasına ait, görünüş ve büyüklükleri farklı 400'den fazla ırkı olan, etçil bir memelidir. Bozkurt'un alt türlerinden biri olan köpek, tilki ve çakallarla da yakın akrabalardır. Kedilerle birlikte dünyanın en geniş coğrafyaya yayılan ve en çok beslenen iki evcil hayvanından biridir. 2001 yılı tahminlerine göre dünyada 400 milyondan fazla köpek vardır.

Kız, çocuk veya genç yaştaki dişi. Kız kavramının yaş limiti kültürler arasında değişebilir.

Bebek, bir insanın en küçük hali olan doğum anından itibaren yürüme dönemine kadar olan zaman diliminde aldığı isimdir.
Strabismus veya bilinen adıyla şaşılık, gözün önlenemeyen kayması. Şaşılık gözlerin yanlış pozisyonda bulunup farklı noktalara doğru baktığı bir durumdur. Gözlerden bir tanesi tam karşıya bakarken diğeri dışa yukarıya içe ya da aşağıya bakmaktadır. Yanlış pozisyon sürekli belirgin olabileceği gibi bazı yöne bakışlarda da ortaya çıkabilmektedir. Ameliyatla düzeltilebilir.

Su aygırı veya Hipopotam, çift toynaklılar (Artiodacyla) takımının su aygırıgiller (Hippopotamidae) familyasından, geviş getirmeyen, iri gövdeli otçul bir memeli. Bu familyanın diğer mevcut türü ormanda yaşayan cüce suaygırıdır.

İnsan dişi, besinleri yutmaya ve sindirmeye hazırlık aşamasında keserek ve ezerek besinlerin mekanik olarak yıkımında görev yapar. İnsanlarda, her birinin belirli bir işlevinin olduğu kesici diş, köpek dişi, küçük azı dişi ve azı dişi olmak üzere dört tip diş vardır. Kesici dişler besini keser, köpek dişleri besini koparır ve küçük azı ve azı dişleri besini ezer. Dişlerin kökleri maksilla ya da mandibula içerisine yerleşmiş ve diş eti ile kaplanmıştır. Dişler yoğunluğu ve sertliği farklı çeşitli dokulardan yapılmıştır.

Avrupa saksağanı, kargagiller (Corvidae) familyasından tarlalar, orman kenarları, parklar ve banliyölerde yaygın görülen bir kuş türü. Avrupa'da boydan boya, daha çok Asya'da ve Kuzeybatı Afrika'da üreyen yerleşik bir kuştur.
Anne sütü insanın dişisi tarafından üretilip yeni doğanların beslenmesi amacıyla kullanılan süttür. Dünya Sağlık Örgütü tarafından bebeklerin ilk 6 ay boyunca yalnızca anne sütüyle beslenmesi önerilmektedir. Altı aydan sonra da ek gıdalarla desteklenerek, bebek en az 2 yaşa kadar devam etmelidir.

Diş sürmesi ya da diş çıkması, dişlerin ağza girip görünür hale geldiği diş gelişimi sürecidir. Günümüzde periodontal ligamentlerin diş sürmesinde önemli bir rol aldığı düşünülüyor. Görünen ilk insan dişleri, süt dişleri, "diş çıkarma" adı verilen bir süreçle 6-24 aylar arası ağza sürülür. Bunlar kişi 6 yaşına gelene kadar ağızda bulunan tek dişlerdir, bu süt dentisyon aşaması olarak tanımlanır. 6 yaşlarında ilk kalıcı diş sürer ve süt dişleri ile kalıcı dişlerin bir birleşimi olan ve karma dentisyon aşaması olarak bilinen bir süreç başlar. Bu süreç son süt dişin dökülmesine kadar devam eder. Daha sonra, kalıcı dentisyon aşaması süresince, kalan kalıcı dişler sırasıyla ağza sürer.
Diş hekimliğinde, hipodonti edinsel ya da doğumsal diş eksiklikleri olgusu için kullanılan terimlerdendir; anodonti ve oligodonti kavramları da hipodonti başlığı altında yer alan diş eksikliği olgularıdır.
Diş uzmanları, yazarken ya da konuşurken, belirli bir diş hakkında bahsetmek için birkaç farklı diş numaralandırma sistemi kullanırlar. En yaygın olan sistemler ISO Sistemi, Üniversal Numaralandırma Sistemi ve Palmer numaralandırma yöntemi. ISO sistemi tüm dünya genelinde kullanılırken üniversal sistem Birleşik Devletler genelinde kullanılır. ISO sistem bilgisayarlı işlemlere kolayca adapte olabilir.

Üniversal Numaralandırma Sistemi belirli bir dişi belirtmek için kullanılan diş numaralandırma sistemidir. Yaygın olarak Birleşik Krallık'ta ve Birleşik Devletler'de kullanılır.

Kalıcı dişler ya da yetişkin dişleri difiyodont memelilerde oluşan ikinci diş takımıdır. İnsanlarda ve eski dünya maymunlarında, altı maksiller ve mandibular azı dişleri, dört maksiller ve mandibular küçük azı dişleri, iki maksiller ve mandibular köpek dişleri, dört maksiller ve mandibular kesici dişler olmak üzere toplamda otuz iki adet kalıcı diş vardır.

Diş anatomisi, anatominin çalışma alanlarından biri olup insan dişi yapılarını inceler. Dişlerin gelişimi, görünüşü ve sınıflandırılması bu çalışma alanı içerisine girer. Diş oluşumu doğumdan önce başlar ve dişlerin doğal morfolojisi o sıralarda belirginleşir. Diş anatomisi aynı zamanda taksonomik bir bilimdir. Dişleri ve onları oluşturan yapıları isimlendirmek çalışma alanı içerisine girer ve bu bilgiler diş tedavilerinde pratik bir amaca hizmet eder.

Dentisyon, dişlerin gelişimi ve ağızdaki konumlanması ile alakalıdır. Daha teknik şekilde ifade edilirse, belirli bir yaşta belirli bir türün dişlerinin karakteristik düzeni, cinsi, sayısıdır. Başka bir deyişle, bir hayvanın dişlerinin sayısı, tipi ve morfo-fizyolojisi konularını ele alır.

Maksiller orta kesici diş ya da maksiller santraller üst çenede, maksillada, ön bölgede yer alır. Ağızdaki dişler içinde en görünenidir. Maksiller yan kesici dişin meziyalinde konumlanmıştır. Tüm kesici dişler gibi, bu dişin görevi de mastikasyon (çiğneme) esasında besini kesmektir. Tipik olarak bir adet tüberkülü bulunur ve buna insizal kenar ya da kesici kenar denir. Dişin oluşumu süreci süt dişi olarak rahmin 14. haftasında, kalıcı diş olarak ise 3-4 yaşlarında başlar.

Diş hekimliğinde, maksiller köpek dişi ya da maksiller kanin her iki maksiller yan kesici dişin lateraline ve her iki maksiller birinci küçük azı dişinin meziyaline yerleşmiştir. Hem maksiller hem de mandibular kaninler için ağzın "köşetaşı" denir. Çünkü kesici dişleri küçük azılardan ayıracak şekilde orta hattan üç diş uzağa yerleşmişlerdir. Kaninin konumu gereği kesici ve küçük azı dişleri ayırdığı gibi mastikasyon ya da çiğneme esnasında her iki dişin işlevini gerçekleştirir. Yine de, kaninlerin en çok görülen işlevi besinleri koparmaktır. Kanin dişler çiğneme esnasında meydana gelen muazzam lateral (yan) basınçlara dayanabilmektedir. Kaninlerin tek bir tüberkülü vardır ve kılıç dişli kaplanlar gibi nesli tükenmiş etçillerde tutma-kavrama görevi görür. Görece aynı olsalar da, maksiller kaninlerin süt dişleri ile kalıcı dişleri arasında küçük farklar bulunur.

Maksiller birinci küçük azı dişleri ya da maksiller ikinci premolarlar üst çenede maksiller kaninlerin distalinde, maksiller ikinci premolarların meziyaline yerleşmiştir. Bu premoların görevi kaninlere besini koparmak açısından benzer. Bu işlev mastikasyon ya da çiğneme esnasında büyük bir öneme sahiptir. Maksiller birinci premolarların iki adet tüberkülü bulunur. Bukkal tüberkül, etçil hayvanlardaki tutucu dişlere benzer şekilde keskindir. Süt maksiller premolar dişler bulunmaz. 10-11 yaşlarında, öncelikle molar dişler çıkar ardından kalıcı premolarlar sürer. Bir premoların köküyle birlikte tamamen kalsifiye olması 3 yılı bulabilir.

Mandibular köpek dişi ya da mandibular kanin, mandibular yan kesici dişlerin distaline mandibular birinci küçük azı dişlerinin ise meziyaline yerleşmiştir. Maksiller ve mandibular kaninlere ağzın "köşetaşı" denir çünkü orta hattan üç diş uzağa yerleşirler ve küçük azıları kesicilerden ayırırlar. Kaninin konumu gereği kesici ve küçük azı dişleri ayırdığı gibi mastikasyon ya da çiğneme esnasında her iki dişin işlevini gerçekleştirir. Yine de, kaninlerin en çok görülen işlevi besinleri koparmaktır. Kanin dişler çiğneme esnasında meydana gelen muazzam lateral (yan) basınçlara dayanabilmektedir. Kaninlerin tek bir tüberkülü vardır ve etçillerde tutma-kavrama görevi görür. Görece aynı olsalar da, mandibular kaninlerin süt dişleri ile kalıcı dişleri arasında küçük farklar bulunur.

Evcil kedilerin anatomisi, Felis cinsindeki diğer üyeler ile benzerdir.