Kordalılar, sırt iplikliler veya kordatlar olarak da bilinir, tulumlularda (Tunicata) yaşamın belirli bir evresinde, omurgalılar (Vertebrata) ve kafatassızlarda (Cephalochordata) ise bütün yaşam süresince vücuda desteklik yapan bir notokordaya, yutağa, solungaç yarıklarına, sırt tarafında ortası boş sinir şeridine ve kuyruğa sahip hayvan şubesidir.
Yılanlar, Pullular takımına ait uzun, ayaksız etçil sürüngenlerdir.
Omurgalılar, hayvanlar aleminin kordalılar şubesine ait bir alt şubedir.
Timsahgiller (Crocodylidae), sıcak bölgelerde bataklıklar ve su kenarlarında yaşayan vücudu kemiksi pullarla örtülü sürüngenleri içeren, timsahlar (Crocodilia) takımına dahil bir familya.
Gerçekçeneliler ya da çeneliler, gerçek çeneleri ve çift halde üyeleri bulunan omurgalı grubudur. Gnathostomata, yaşayan tüm omurgalıların %99'unu oluşturan yaklaşık 60.000 türden oluşur.
Timsahlar, sıcak bölgelerde bataklıklar ve su kenarlarında yaşayan vücudu kemiksi pullarla örtülü sürüngenleri içeren bir grup. Bu takımın familyaları Alligatoridae (Aligatorgiller), Crocodylidae (Timsahgiller) ve Gavialidae'dir (Gavyaller).
Tetrapoda ya da dört üyeliler, Gnathostomata infraşubesine bağlı bir hayvan üstsınıfıdır.
Tuzlu su timsahı, timsahgiller (Crocodylidae) familyasından 400 – 1360 kg arası bir ağırlığa sahip yaşayan en büyük timsah ve sürüngen türü.
Kretase-Tersiyer yok oluşu, K-T yok oluşu, Kretase-Paleojen yok oluşu veya K-Pg yok oluşu, günümüzden yaklaşık 66 milyon yıl önce yaşanan ve o zaman var olan birçok canlı türünü ortadan kaldıran, küresel bir yok oluş olayıdır. Bu yok oluş öyle olağanüstü boyutlardaydı ki, yerbilimsel devirlerden Mezozoyik zamanı bitmiş ve Senozoyik zamanı başlamıştır. Mezozoyik'in son dönemi Kretase, Senozoyik'in ilk dönemi Paleojen'dir.
Daha fazla bilgi için: Yaşamın evrimsel tarihi
Terapsitler (Therapsida), memelileri ve soyu tükenmiş akrabalarını içeren, gelişmiş bir sinapsit kladıdır. Başka bir deyişle terapsitler, Sinapsida'nın hayatta kalan tek sınıfı olan memelilerin tümünü ve onların soyu tükenmiş akrabalarını içeren sphenacodont grubudur. Ancak bu isim, daha çok memeli olmayan terapsitler için kullanılır.
Amniyotlar veya amniyonlular (Amniota), bir dört üyeli olup kara hayatına uyum sağlamış yumurtalara sahiptir. Amniyotlar, sinapsitler ve sauropsitlerin yanı sıra fosil atalarını da içerir. Gerek yumurta olarak dışarıya bırakılan gerekse vücut içinde oovivipar olarak gelişen amniyot embriyolar çok geniş ve kapsamlı membranlar tarafından desteklenerek korunur. İnsanların da dahil olduğu eteneli memelilerde bu membranlar, fetusu saran bir amniyon kesesi içerirler. Embriyonu kaplayan bu membranlar ile larva aşamalarının bulunmayışı amniyotları iki yaşamlılardan ayırır.
Balıkların evrimi, yaklaşık 530 milyon yıl önce Kambriyen patlaması sırasında başladı. Bu süre zarfında erken kordalılar kafatasını ve omur sütununu geliştirerek ilk kranatlara ve omurgalılara yol açtı. İlk balık soyları ya da çenesiz balıklara aitti. İlk örnekler; Haikouichthys adlı bir kraniat cinsini de içeriyordu. Geç Kambriyen Dönemi'nde yılan balığı gibi çenesiz olan balık Konodontlar ve küçük, zırhlı balıklar (ostracodermler), ilk defa ortaya çıktı. Çoğu çenesiz balık yok oldu; ancak taşemenler eski çeneli balıklara yaklaşabildi. Taşemenler yılan balığını da içeren Yuvarlak ağızlılar grubuna aitti ve bu grup diğer agnathanlardan erken bölünmüş olabilir.
Diapsidler, bundan yaklaşık 300 milyon yıl önce, geç Karbonifer dönemi sıralarında kafataslarının her iki tarafında iki delik geliştiren bir grup amniyot tetrapottur. Diapsidler çok çeşitlidir ve tüm timsahları, kertenkeleleri, yılanları, tuataraları, kaplumbağaları ve kuşları içerir. Bazı diapsidler ya bir deliği (kertenkeleler) ya da her iki deliği kaybetmiş ya da yeniden yapılandırılmış bir kafatasına sahip olsalar da, atalarına göre hala diapsid olarak sınıflandırılırlar. Bugün dünyanın çeşitli yerlerinde en az 7,925 diapsid sürüngen türü bulunmaktadır.
Sauropsida, büyük ölçüde Reptilia sınıfına eşdeğer olan bir amniyot grubudur. Sauropsida, memelileri içeren amniyotların kladı olan Synapsida'nın kardeş taksonudur. Erken sinapsidler tarihsel olarak "memeli benzeri sürüngenler" olarak anılsa da, tüm sinapsidler, herhangi bir modern sürüngenden çok memelilerle daha yakından ilişkilidir. Sauropsidler ise memelilerden çok modern sürüngenlerle daha yakından ilişkili tüm amniyotları içerir. Buna, Linnaean taksonomisinde başlangıçta ayrı bir sınıf olarak adlandırılmasına rağmen, şu anda arkosauriyen sürüngenlerinin bir alt grubu olarak tanınan Aves (kuşlar) dahildir.
Sauria, arkozorların ve lepidosaurların en son ortak atalarını ve tüm soyundan gelenleri içeren bir sürüngen kladıdır. Kaplumbağaların Sauria içinde bulunduğunu varsayarsak, grup diapsidlerin taç grubu veya genel olarak sürüngenler olarak düşünülebilir. Son genomik çalışmalar ve fosil kayıtlarındaki kapsamlı araştırmalar ile kaplumbağaların daha önce düşünüldüğü gibi Saurian öncesi parareptillerle değil, arkozorlarla yakından ilişkili olduğu öne sürülüyor. Sauria, tüm modern sürüngenleri ve çeşitli soyu tükenmiş grupları içerir. Sauria, sürüngenlere memelilerden daha yakın akraba olan çeşitli kök sürüngenleri de içeren Sauropsida grubu içinde yer alır.
Archosauromorpha, lepidozorlardan ziyade arkozorlarla daha yakından ilişkili tüm sürüngenleri içeren bir diapsid sürüngen kladıdır. Archosauromorflar ilk olarak Orta Permiyen döneminde ortaya çıktı ancak Triyas devrinde çok daha yaygın ve çeşitli hale geldiler.
Pantestudinler, kaplumbağalarla diğer Saurianlardan daha yakın akraba olan tüm tetrapodların grubudur. Grup, hem modern kaplumbağaları (Testudines) hem de soyu tükenmiş tüm akrabalarını içerir.
Kalp ya da yürek, çoğunlukla omurgalılarda bulunan kaslı bir dolaşım sistemi organıdır. Omurgalılar gibi gelişmiş canlılar, zamanla dolaşım sistemleriyle vücutlarının her bir yanına kan taşımak için bir araca gereksinim duymuş, bu da evrimsel süreçte yürek gibi bir yapının oluşumunu sağlamıştır.
Filogenetikte plesiomorfi atasal karakter durumudur. Simplesiomorfi, klad içinde öncekiler de dahil olmak üzere, iki ya da daha fazla takson tarafından paylaşılan plesiomorfidir. Psödoplesiomorfi ise ne bir plesiomorfi ne de bir apomorfi olarak tanımlanamayan karakterlerdir.