İçeriğe atla

Süperpozisyon prensibi (fizik)

Ördeklerin hareket ettiği noktadan uzak bir mesafeye kadar neredeyse düzlem dalgaların süper pozisyonu. Doğrusallık neredeyse sadece suda ve dalga boyuna göre daha küçük genlikli dalgalarda oluşur.

Fizikte ve sistem teorisinde, süperpozisyon prensibi, tüm lineer sistemler için bir veya daha fazla uyarılar tarafından oluşan net tepki olarak belirtilen süper pozisyon özelliği olarak da bilinir. Kuantum mekaniğinde iki dolanık parçanın durumuna da süperpoziyon denilir (kuantum dolanıklığı). Bu uyarılar her bir uyarıcı tarafından tek tek meydana gelen uyarıların toplamıdır. Eğer giriş A, X tepkisini üretirse ve giriş B, Y tepkisini üretirse, sonuç olarak giriş (A+B), (X+Y) tepkisini üretir. Homojenlik ve eklenebilirlik özellikleri birlikte süperpozisyon prensibi olarak adlandırılır. Bir lineer fonksiyon süperpozisyon prensibini sağlayanlardan biridir ve şöyle tanımlanır:

 Eklenebilirlik
  Homojenlik
skaler a için.

Bu ilke fizikte ve mühendislikte birçok uygulamaya sahiptir çünkü birçok fiziksel sistem lineer sistem olarak modellenebilir. Örneğin, kiriş bir lineer sistem olarak modellenebilir. Kirişteki giriş uyarıcı yüktür ve çıkış tepkisi kirişteki dönüttür. Lineer sistemin önemi matematiksel olarak analizinin kolay olmasıdır. Matematik teknikleri, Forier,Laplace transfrom gibi frekans bölmesi doğrusal iletim methodlarının büyük bir bölümüdür ve uygulanabilirler. Fiziksel sistemler genellikler yaklaşık doğrusal olduğundan, süperpozisyon prensibi sadece gerçek fiziksel davranışlara bir yaklaşımdır. Süper posizyon ilkesi cebirsel denklemler, lineer diferansiyel denklemler, sistem denklemleri ve bunlar gibi tüm lineer sistemlere uygulanabilir. Uyarıcı ve dönütler numara, fonksiyon, vektör, vektör alanları, zaman sinyalleri ya da belirli aksiyomları sağlayan her türlü konu olabilir. Şu unutulmamalıdır ki vektör ve vektör alanları olduğu zaman, süper pozisyon vektör toplamı olarak yorumlanır.

Fourier analizi ve benzeri yöntemlerle İlişkisi

Lineer sistemde uyaranlar ve dönütler basit, sadeleştirilmiş daha genel bir biçimde yazılırsa hesaplamak çok daha kolaylaşır. Örneğin; Fourier analizinde uyarıcılar birçok sinüzoidlerin süper pozisyonu olarak yazılabilir. Süperpozisyon prensibinden dolayı, bu sinüzoidlerin her biri ayrı ayrı analiz edilebilir ve bireysel dönütleri hesaplanabilir. (Dönütün kendisi aynı frekansla ama genellikle farklı dalga boyu ve fazıyla sinüzoidin kendisidir.) Süperpozisyon prensibine göre, orijinal uyarıcıya dönüt bireysel sinüzoidlerin dönütlerinin toplamına(ya da integraline) eşittir. Diğer bir yaygın örnek ise; Green’in fonksiyon analizinde, uyaranlar birçok dürtü işlevlerinin süper pozisyonu olarak yazılabilir ve dönüt de dürtü dönütlerinin süper pozisyonu olarak yazılabilir. Bilhassa Fourier analizi dalgalar için oldukça yaygın bir analizdir. Örneğin, elektromanyetik teoride, sıradan ışık düzlem dalgaların (sabit frekans, polarizasyon ve yön) süper pozisyonu olarak tanımlanır. Süperpozisyon prensibi uygulanabilir olduğu durumlarda (genellikle uygulanamaz; örneğin doğrusal olmayan optik), her bir ışık dalgasının davranışı düzlem dalgaların davranışlarının süper pozisyonu olarak anlamlandırılabilir.

Dalga süper pozisyonu

Aynı ortam boyunca doğrusal olarak zıt yönlerde hareket eden iki dalga. Bu animasyonda her iki dalga da aynı dalga boyu ve genliklerin toplamına sahip.

Dalgalar genellikle uzay ve zaman boyunca bazı parametrelerin varyasyonları olarak tanımlanır. Örneğin, su dalgasının yüksekliği, ses dalgasının basıncı ya da ışık dalgasının içindeki elektromanyetik alan. Bu parametrelerin değerleri dalganın genliği olarak adlandırılır ve dalganın kendisi genliğinin her noktada tanımlandığı fonksiyondur. Dalgalı her sistemde, belirtilen her andaki dalga kaynağın fonksiyonudur ve sistemin ilk durumudur (örneğin, dış kuvvetler eğer varsa, dalgayı yaratır veya etkiler). Her durumda da (örneğin, klasik dalga denklemleri) denklem dalgayı lineer olarak tanımlar. Bu durumun doğru olduğu zamanlarda süperpozisyon prensibi uygulanabilir. Bu da demek oluyor ki aynı ortamda iki veya daha fazla çapraz dalga geçişi tarafından gerçekleşen net genlik ayrı ayrı üretilen dalgaların genliklerinin toplamına eşittir. Örneğin, birbirine doğru hareket eden iki dalga birbirlerini saptırmadan diğer tarafa geçerler. (Üstteki resme bakınız)

Dalga Girişim – Dalga Kırılma

Richard Feynman dalga süper pozisyonunun önemi için şöyle yazmıştır: Hiç kimse dalga girişimi ve kırınımı arasındaki farkı tatmin edici bir şekilde açıklayamamıştır. Bu fark sadece görünümde bir soru olup aralarında belirli ve önemli bir fark yoktur. Söyleyerek verebileceğimiz en iyi cevap ise sadece birkaç kaynak varken örneğin iki karışan varsa sonuç genel olarak girişim, ancak daha fazla sayıda varsa kullanılan kelime kırınım sözcüğü daha sık olarak kullanılır. Diğer yazarlar ise şöyle detaylandırmışlardır: Farklılık kullanım ve toplanmadır. Eğer dalgalar üst üste tutarlı birkaç dalgadan meydana geliyorsa örneğin iki dalga, buna girişim denir. Diğer taraftan, eğer dalgalar küçük parçalar halinde üst üste meydana geliyorsa buna da kırınım denir. Bu farklılık iki olay arasındaki derece farkıdır ve süper pozisyon efektinin temel olarak belirleyici durumlarıdır. Yine başka kaynaklar şöyle ele alır: Young tarafından gözlendiği kadarıyla girişim saçakları çift yarık kırınım desenidir. Bu bölüm [Fraunhofer kırınımı],8. Bölümün devamı niteliğindedir. Diğer taraftan bazı gözlemciler Michelson girişim aracını kırınımın bir örneği olarak sayarlar. Kırınımın birkaç önemli kategorilerinden biri de dalga bölünmesine eş değer olabilen girişim aracıyla alakalıdır ve buna dayanarak Feynman’ın gözlemleri genlik bölünmesi ve dalga bölünmesi arasındaki farkı görmemizi sağlaması gibi bazı genişletilmiş zorlukları ifade eder.

Dalga Girişim

Dalgalar arasındaki girişim olgusu bu fikre dayanır. İki veya daha fazla dalga aynı ortama çapraz giriş yaptığı zaman, her noktadaki net genlik her bir dalganın bireysel olarak genliğinin toplamına eşittir. Bazı durumlarda, örneğin gürültü önleyici kulaklıklarda, toplam varyasyonlar bileşke varyasyonlarından daha küçük genliğe sahiptir. Buna yıkıcı girişim denir. Diğer bir durum ise, örneğin çizgi dizileri, toplam varyasyonlar her bir bireysel varyasyonların bileşkelerinden büyük genliğe sahip olabilir. Buna ise yapıcı girişim adı verilir.

birleştirilmiş
dalgaformu
dalga 1
dalga 2

İki dalga aşamasıFaz dışında
iki dalga

Doğrusallıktan Kalkışlar

En gerçekçi fiziksel durumlarda, dalga yöneten denklem sadece yaklaşık doğrusaldır. Bu durumlarda, süperpozisyon prensibi yaklaşık olarak tutar. Kural olarak, yaklaşımın doğruluğu dalganın genliğini küçültmeye eğilimlidir. Süperpozisyon prensibinin tam olarak uygulanamayacağının ortaya çıktığı durumların örneklerinde doğrusal olmayan optik ve doğrusal olmayan akustik başlıklarını inceleyiniz.

Kuantum Süper pozisyonu

Kuantum mekaniğinde, temel görev belirli dalgaların nasıl yayılıp nasıl davranışta bulunacağını hesaplamaktır. Bu dalga, dalga fonksiyonu olarak adlandırılır ve dalganın davranışını yöneten denklem Schrödinger’in dalga denklemi olarak adlandırılır. Dalga fonksiyonunun davranışını hesaplamak için ilk yaklaşım, başka belirli şekillerdeki dalga fonksiyonlarını-durağan durumlar, davranışları belirli olanlar- süper pozisyon (kuantum süper pozisyonu) şeklinde yazmaktır. Schrödinger’in dalga denklemi doğrusal olduğundan dolayı, orijinal dalganın davranışı süperpozisyon prensibi olarak bu yol ile hesaplanabilir.

Sınır Değer Problemler

Sınır değer problemlerinin yaygın çeşidi bazı denklemleri sağlayan y fonksiyonunu bulmadır.

Bazı sınırlar belirterek

Örneğin,Dirichlet sınırlı durumlar ile Laplace denkleminde, F, R bölgesindeki Laplace operatörü olsun, G, y yi R sınırları ile sınırlandıran operatör olsun ve z R’ın sınırlarında y ye eşit olmasını gerektiren fonksiyon olsun. Bu durumda F ve G ikisi de doğrusal operatördür. Bunun üzerine süperpozisyon prensibi ilk denklemdeki çözümlerin süper pozisyonunun ilk denklemdeki başka bir çözüm olduğunu söyler.

Sınır değerleri üst üste geldiği zaman:

Bu gerçekleri kullanarak, eğer ilk denklemin çözümleri liste olacak şekilde derlenirse, bu çözümler ikinci denklemi sağlayacak şekilde süper pozisyonun içine konabilir. Bu yol sınır değer problemlerinde kullanılan yaygın bir yoldur.

Diğer örnek uygulamaları

• Elektrik mühendisliğinde, doğrusal devrede, giriş (zamanla değişen gerilim sinyalinin uygulandığı) çıkış ile (devre içinde her yerde akım veya gerilim) doğrusal dönüşüm ile bağlantılıdır. Böylece giriş sinyallerinin süper pozisyonu dönüt sinyallerinin süper pozisyonuna yol verecektir. Bu temelde Fourier analizinin kullanımı yaygındır. Diğerleri için, devre analizinde benzer teknikler için süper pozisyon teoremine bakınız. • Fizikte, Maxwell denklemleri, yüklerin dağılımı ve akımlar elektrik ve manyetik alanla doğrusal dönüşümle bağlantılıdır. Böylece süperpozisyon prensibi, yük ve akım dağıtımından ortaya çıkan alanları hesaplamak için kullanılabilir. İlke fizikte ortaya çıkan diğer lineer diferansiyel denklemler için de kullanılabilir. • Makine mühendisliğinde, etkiler doğrusal olduğu zaman(örneğin, yükler diğer yüklerin sonuçlarını etkilemediği zaman ve her bir yükün etkisi yapısal sistemin geometrisini değiştirmediği zaman) kiriş ve yapıların sapmalarını çözmek için kullanılır. Mod süperpozisyon prensibi yöntemi doğal frekansları ve mod şekillerini doğrusal yapıların dinamik tepkilerini nitelendirmek için kullanılır. • Hidrojeolojide iki ya da daha fazla su kuyularının düşümlerinin ideal akifere pompalanması için kullanılır. • İşlem kontrolünde, süperpozisyon prensibi model prediktif kontrol için kullanılır. • Süperpozisyon prensibi bilinen çözümlerin doğrusal olmayan sistemlerinin doğrusallaştırma yapılarak analiz edilmesinde kullanılır. • Müzikte kuramcı Joseph Schillinger, müzikal kompozisyonun Schillingeer sisteminde rithim teorisinin temel ilkesi olarak süperpozisyon prensibinin bir oluşumunu kullanmıştır.

Tarihi

Leon Brillouin’e göre, süperpozisyon prensibi ilk olarak 1753 te Daniel Bernoulli tarafından belirtildi. İlke Leonhard Euler tarafından reddedildi ve daha sonra Joseph Lagrange tarafından da reddedildi. Daha sonra kabul görmeye başladı ve Joseph Fourier tarafından çalışıldı.

Kaynakça

Literatür

Ayrıca bakınız

  • Impulse response
  • Green's function
  • Quantum superposition
  • Interference
  • Coherence (physics)
  • Convolution

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Diferansiyel denklem</span>

Matematikte, diferansiyel denklem, bir ya da birden fazla fonksiyonu ve bunların türevlerini ilişkilendiren denklemdir. Fizik, kimya, mühendislik, biyoloji ve ekonomi alanlarında matematiksel modeller genellikle diferansiyel denklemler kullanılarak ifade edilirler. Bu denklemlerde, fonksiyonlar genellikle fiziksel ya da finansal değerlere, fonksiyon türevleriyse değerlerin değişim hızlarına denk gelir.

<span class="mw-page-title-main">Adi diferansiyel denklem</span>

Matematikte adi diferansiyel denklem, tek değişkenli fonksiyonların türevlerini ilişkilendiren diferansiyel denklem çeşididir. Adi diferansiyel denklemler adı daha yaygındır. Kapalı olarak şeklinde gösterilirler. Bu ifadede denklemin derecesini gosterir.

<span class="mw-page-title-main">Dalga fonksiyonu</span>

Kuantum fiziğinde dalga fonksiyonu izole bir kuantum sistemindeki kuantum durumunu betimler. Dalga fonksiyonu karmaşık değerli bir olasılık genliğidir ve sistem üzerindeki olası ölçümlerin olasılıklarının bulunmasını sağlar. Dalga fonksiyonu için en sık kullanılan sembol Yunan psi harfidir ψ ve Ψ.

Doğrusal dönüşüm, bir fonksiyon çeşididir. T, M boyutlu bir vektörden N boyuta bir doğrusal dönüşüm ise, o zaman;

<span class="mw-page-title-main">Doğrusal denklem</span>

Doğrusal ya da lineer denklem terimlerinin her biri ya birinci dereceden değişken ya da bir sabit olan denklemlerdir. Böyle denklemlere "doğrusal" denmesinin nedeni içerdikleri terim ve değişkenlerin sayısına bağlı olarak (n) düzlemde ya da uzayda bir doğru belirtmesindendir. Doğrusal denklemlerin en yaygını bir ve değişkeni içeren aşağıdaki formdur:

En küçük kareler yöntemi, birbirine bağlı olarak değişen iki fiziksel büyüklük arasındaki matematiksel bağlantıyı, mümkün olduğunca gerçeğe uygun bir denklem olarak yazmak için kullanılan, standart bir regresyon yöntemidir. Bir başka deyişle bu yöntem, ölçüm sonucu elde edilmiş veri noktalarına "mümkün olduğu kadar yakın" geçecek bir fonksiyon eğrisi bulmaya yarar. Gauss-Markov Teoremi'ne göre en küçük kareler yöntemi, regresyon için optimal yöntemdir.

<span class="mw-page-title-main">Titreşim</span>

Titreşim bir denge noktası etrafındaki mekanik salınımdır. Bu salınımlar bir sarkaçın hareketi gibi periyodik olabileceği gibi çakıllı bir yolda tekerleğin hareketi gibi rastgele de olabilir.

Bessel fonksiyonları ilk önce Daniel Bernoulli tarafından tanımlanmış ve Friedrich Bessel tarafından genelleştirilmiş

<span class="mw-page-title-main">Sayısal analiz</span>

Sayısal analiz, diğer adıyla nümerik analiz veya sayısal çözümleme, matematiksel analiz problemlerinin yaklaşık çözümlerinde kullanılan algoritmaları inceler. Bu nedenle birçok mühendislik dalı ve doğa bilimlerinde önem arz eden sayısal analiz, bilimsel hesaplama bilimi olarak da kabul edilebilir. Bilgisayarın işlem kapasitesinin artması ile gündelik hayatta ortaya çıkan birçok sistemin matematiksel modellenmesi mümkün olmuş ve sayısal analiz algoritmaları burada ön plana çıkmıştır. 21. yüzyıldan itibaren bilimsel hesaplama yöntemleri mühendislik ve doğa bilimleri ile sınırlı kalmamış ve sosyal bilimler ile işletme gibi alanları da etkilemiştir. Sayısal analizin alt başlıklarına adi diferansiyel denklemlerin yaklaşık çözümleri ve özellikle veri biliminde önem taşıyan sayısal lineer cebir ile optimizasyon örnek gösterilebilir.

<span class="mw-page-title-main">Doğrusal denklem dizgesi</span>

Doğrusal denklem dizgesi, birkaç tane aynı tip değişkenleri içeren birkaç tane doğrusal denklemlerin oluşturduğu topluluktur. Örneğin:

Matematiksel model, bir sistemin matematiksel kavramlar ve dil kullanılarak tanımlanmasıdır. Matematiksel model geliştirme süreci, matematiksel modelleme olarak adlandırılır. Matematiksel modeller, doğa bilimlerinde ve mühendislik disiplinlerinde bunun yanı sıra sosyal bilimlerde kullanılır. Matematiksel modelleri daha çok fizikçiler, mühendisler, istatistikçiler, operasyon araştırma analistleri ve ekonomistler kullanır. Model, bir sistemi açıklamaya, farklı bileşenlerin etkilerini incelemeye ve bir davranış hakkında öngörüde bulunmak için yardımcı olabilir.

Fizikte doğrusal olmayan rezonans doğrusal olmayan bir sistemde rezonansın meydana gelmesidir. Bu rezonansta sistem davranışı- rezonans frekans ve modları- salınımın genliğine bağlıdır, fakat doğrusal sistemlerde bu genlikten bağımsızdır.

Matematikte doğrusal fonksiyon, her ne kadar bu terimle ile ifade edilse bile aslında şu iki farklı terimle ilgilidir:

Foton polarizasyonu klasik polarize sinüsoidal düzlem elektromanyetik dalgasının kuantum mekaniksel açıklamasıdır. Bireysel foton özdurumları ya sağ ya da sol dairesel polarizasyona sahiptir. Süperpozisyon özdurumu içinde olan bir foton lineer, dairesel veya eliptik polarizasyona sahip olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Dinamik sistem</span>

Bu sayfa dinamik sistemlere dair genel bakış açılarını içerir ayrıntılı bilgi için dinamik sistem (tanım) veya çalışmak amaçlı dinamik sistemler teorisine bakabilirsiniz.

<span class="mw-page-title-main">Lagrange mekaniği</span> Klasik mekaniğin yeniden formüle edilmesi

Lagrange mekaniği, klasik mekaniğin yeniden formüle edilmesidir. İtalyan-Fransız matematikçi ve astronom Joseph-Louis Lagrange tarafından 1788’de geliştirilmiştir.

Fourier optiği dalgaların yayılma ortamını kendisinin doğal modu olduğunu kabul etmek yerine, belirli bir kaynağa sahip olmayan düzlemsel dalgaların üstdüşümlerin olarak addeden Fourier dönüşümlerini kullanan klasik optiğin bir çalışma alanıdır. Fourier optiği, dalgayı patlayan bir küresel ve fiziksel olarak Green's fonksiyon denklemleriyle tanımlanabilen tanımlanabilen ve bu kaynağından dışarıya ışıma yapan dalganın üstdüşümü olarak adddeden Huygens-Fresnel prensibinin ikizi olarak da görülebilir.

<span class="mw-page-title-main">Düzlem dalga</span>

Fizikte düzlem dalgalar, uzayda herhangi bir yöne dik düzlemler şeklinde hareket eden dalgalardır. Bu dalgalar, hareket ettikleri yöne dik bir kesit boyunca aynı değeri verir. x ekseninde hızında hareket eden bir düzlem dalganın fonksiyonu,

<span class="mw-page-title-main">Doğrusal olmayan optik</span>

Doğrusal olmayan optik ya da nonlineer optik, ışığın doğrusal olmayan sistem ve malzemelerdeki davranışı ile özelliklerini inceleyen optiğin bir alt dalıdır. Bu malzemelerde elektrik alan () ile polarizasyon yoğunluğu () arasındaki ilişki doğrusal değildir; bu durum daha çok yüksek genlikte (108 V/m seviyelerinde) ışık veren lazerlerde ve lityum niobat gibi kristal yapılarında görülür. Schwinger sınırından daha kuvvetli alanlarda vakum da doğrusallığını kaybeder. Süperpozisyon prensibi bu malzemeler için geçerli değildir.

Doğrusallık, grafiksel olarak düz bir çizgi olarak gösterilebilen matematiksel bir ilişkinin (fonksiyonun) özelliğidir. Doğrusallık, orantılılık kavramı ile yakından ilişkilidir. Fizikteki örnekler, bir elektrik iletkenindeki voltaj ve akımın doğrusal ilişkisini ve kütle ve ağırlık ilişkisini içermektedir. Daha karmaşık ilişkiler doğrusal olarak sayılmamaktadır.