İçeriğe atla

Süperkıta döngüsü

Süper kıta oluşumu

Süperkıta döngüsü Dünya'nın yarı-periyodik toplama ve dağılmasıdır. Kıtasal kabuğun miktarının aynı kalıp kalmadığı konusunda farklı görüşler vardır. Ancak yer kabuğunun sürekli olarak yeniden yapılandırıldığı kabul edilmektedir.

Açıklama

Bir tam süperkıta döngüsünün 300 ila 500 milyon yıl sürdüğü söyleniliyor. Kıta çarpışması sonucunda daha az ve daha büyük kıtalar oluşturulur. Süper kıta olan Pangea, yaklaşık 300 milyon yıl önce kurulmuştur. Bundan önceki süper kıtaların tarihi hakkında farklı iki görüş vardır. Bunların ilki Süpercontinients: (c- 3.6,2.8 milyar yıl önce), Ur (c. 3 milyar yıl önce) Kenorland (c. 2721 milyar yıl önce). Rodinia (c. 1 milyar 750 milyon yıl önce) ve panagia (c.600 milyon yıl önce) olan dağılma sonucunda Pangea formuyla ve parçalar üretti. İkinci görüş (Protopangea-Paleopangea), hem jeolojik hem de paleomanyetik kanıtlara dayanarak süper kıta döngülerinin yaklaşık 0.6 Ga'dan önce (Ediacaran döneminde) gerçekleşmediğidir. Bunun yerine, kıta kabuğu yaklaşık 2.7 Ga'dan (Gigaannum veya "milyar yıl önce") bir tek süper kıtadan oluşuyordu. 0.6 Ga civarında ilk kez bir yerde ayrıldı. Birincil Rekonstrüksiyon da küçük çevresel değişiklikler yapılırsa paleomanyetik yarı statik pozisyonlara uzun aralıklarla yaklaştığını göstermektedir. Aradaki dönemlerde kutuplar, kutupsal dolaşma yoluna uymuş gibi birleşik görünmektedir. Böylece paleomanyetik veriler, yarı bütünlüğe sahip uzun süreli tek bir Protopangea-Paleopangea süper kıtasının varlığını yeterince açıklamaktadır. Bu süper kıtanın uzun süreli süresi, Çağdaş Dünya'da görülen plaka tektoniğin aksine Prekambriyen zamanlarda kapak tektoniğinin görülen plaka tektoniğinin Mars ve Venüs'te çalışan tektoniklerle karşılaştırılabilir. Antik elmaslar içinde bulunan mineral çeşitleri, süper kıtalar arası oluşumu ve dağılma döngüsünün kabaca 3.0 milyar yıl önce başladığını (3.0 Ga) göstermektedir. Sadece 3.2 milyar yıl önce peridotitik birleşmelere sahip elmaslar (genellikle Dünya'nın mantosunda bulunur) oluşurken, eklogitik elmaslar(yer kürenin yüzey kabuğundan kayalar) ise 3.0 milyar yıl önce yaygınlaştı. Bu değişimin, kıtasal çarpışma ve yitim, eklogit'i Süpercontinient döngüsü, Rodinia ve Pangea'yı üretti. Hipotezlenmiş süper kıta döngüsü plaka tektoniği John Tuza Wilson döngüsü ile kaplanır. Her hangi bir tek okyanus havzalarındaki yarık periyodik açılışı ve kapanışı açıklar. Bugün bulunan en eski deniz tabanı malzemesi 170 milyon yıl öncesine dayanırken, bu gün bulunan en eski kıta kabuğu malzemesi ise 4 milyar yıl öncesine dayanıyor ve kıtaların düzenlenmesinde görülen gezegensel darbeye kıyasla bölgesel Wilson döngülerinin göreceli kısalığını gösteriyor.

Deniz seviyesine etkileri

Kıtalar bir arada olduklarında deniz seviyesinin düşük, ayrı olduklarında ise yüksek olduğu bilinmektedir.Örnek verecek olursak Pangea ve Pannotia oluşurken deniz seviyesi düşüktü. Fakat kıtaların dağıldığı Ordovisyen ve Kretase dönemlerinde deniz seviyesi yükselmiştir. Nedeni ise okyanusun litosferde oluşup dışa doğru hareket etmesiyle iletken şekilde soğutulup küçülür. Sonucunda kalınlık azalır ve okyanus litosferinin yoğunluğu artar

Deniz tabanının ortalama seviyesi azaldığında,okyanus havzalarının hacmi artar. Deniz seviyesini sabit tutan bazı faktörler de sabit kaldığıında deniz seviyesi düşer. Yani şöyle söylemek doğru olur; Deniz seviyesini sabit tutan faktörler sabit kalırsa genç okyanus litosfer sığ okyanus ile yüksek deniz seviyelerine yol açar.Kıtaların gerilmesi okyanus alanını daraltır,ve deniz seviyesini de düşürür. Ama kıtaların sıkıştırılması okyanusun alanını arttırarak,deniz seviyesini de düşürür.Yani okyanusların yüzey alanları değişkenlik gösterebilir.Deniz seviyesi arrtığında kıtalar sular altında kalırken,azaldığında ise kıta rafları açığa çıkar. Kıta sahanlığının eğimi düşük olduğu için,deniz seviyesinde ufak bir artma sonucu kıtaların su yüzdesinde büyük ölçüde değişime neden olur.Dünya Okyanusu gençse deniz tabanı olup,deniz seviyesinde de yükselme olacaktır. Bunun sonucunda da kıtaların çoğu sular altında kalmış olucak.Dünya okyanusu eskiyse deniz tabanı derin,deniz seviyesindeyse alçalma olacaktır ve böylece kıtaların çoğu açığa çıkmış olacak.Bu sebeplerden ötürü süper kıta döngüsü ile deniz tabanının ortalama yaşı arasında ilişki vardır.

-Süper kıta=eski deniz tabanı=düşük oranda deniz seviyesi

-Dağınık kıtalar=fazlaca deniz tabanı=yüksek deniz seviyesi

Aynı zamanda süper kıta döngüsünün iklimsel etkileri de vardır:

Süper kıta=karasal iklim=kıtasal buzullaşma=düşük deniz seviyesi

süperkıta döngüsü

-Dağınık kıtalar=deniz iklimi=kıtasal buzullanma mümkün değil=deniz seviyesi yüksek

Küresel tektonik ile ilişkisi

Süper kıta döngüsüne eşlik eden tektonik hareketler:

Süper kıtanın parçalanmasında rifting olayı hakimdir.Bu sırada deniz tabanı yayılımı devam eder ve okyanus büyür.Bu da zamanla daha şiddetli çarpışmayı tetikler.İlk çarpışma kıtalar ve ada yayları arasındadır.

İki çeşit küresel dünya iklimi vardır: ıcehouse ve seradır. Icehouse, sık kıtasal buzullar ve şiddetli çöl ortamları ile karakterizedir. Sera ise sıcak iklimlerle karakterizedir.

Icehouse iklimi:

-Deniz tabanı üretiminin olmadığı için deniz seviyesi düşük

-İklim soğutucu ve kuraktır.

-Süper kıtaların oluşumu vardır.

-Dönemleri: Neoproterozoyik, geç Paleozoyik, geç Senozoyiktir.

Sera İklimi:

-Kıtalar dağıldı.

-Deniz seviyesi yükseldi.

-Deniz tabanı yayıldı.

-Okyanusun rifting bölgelerinde yüksek oranda CO2 üretimi olmuştur.

-İklim sıcak ve nemlidir.

-Dönemleri: Paleozoyik, Mesozoyik,erken-Senozoyiktir.

Evrim ile ilişki

Evrim için temel nokta popülasyonlar içinde doğal seleksiyondur.Küçük popülasyonlarda genetik kayma çok sık meydana geldiği için çeşitlilik izolasyon sonucu gözlenen bir sonuçtur. Kıtalar bir arada olduğunda ise daha az izolasyon ve az çeşitlendirmedir. Kıtaların ve okyanusların kuzey-güney düzenlemesi, Doğu-Batı düzenlemesinden daha fazla çeşitliliğe neden olur.

Benzer iklime sahip diğer kıtasal veya okyanus bölgelerinden su ya da toprakla ayrılan Kuzey ve Güneydeki iletişim yolları boyunca iklimsel olarak farklı bölgeler sağlamaktadır. Doğu-batı odaklı olan kıtaların ve okyanus havzalarının oluşumu,kıta veya okyanus daha az iklim bölgesinde olduğundan çok daha az çeşitlendirme izolasyon ve yavaş evrime yol açmaktadır. Senozoyik sayesinde izolasyon kuzey-güney ile maksimize edilmiştir.

Çeşitlilik süper kıta döngüsünü çok yakından takip etmektedir.

Kaynakça

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Levha tektoniği</span> Litosferin yapısını inceleyen jeoloji dalı

Levha tektoniği } Dünya'nın litosfer'inin yaklaşık 3,4 milyar yıl öncesinden beri yavaş hareket eden birçok büyük tektonik levha içerdiği düşünülen genel kabul görmüş bilimsel bir teoridir.

<span class="mw-page-title-main">Dünya'nın yerkabuğu</span> Dünyanın dış tabakası

Yer kabuğu, taş küre veya litosfer, Yerküre'nin en dış kısmında bulunan yapıdır.

<span class="mw-page-title-main">Pangea</span> Paleozoik zaman sonları ile Mezozoik zaman başlarında var olmuş dördüncü ve son süperkıta

Pangea, Paleozoyik sonları ile Mezozoyik başlarında var olmuş dördüncü ve son süperkıtadır. Yaklaşık 335 milyon yıl önce daha önceki erken kıta parçalarından toplanarak bir araya geldi ve yaklaşık 200 milyon yıl önce ayrılmaya başladı. Günümüzdeki yeryüzünün aksine, bu süperkıtanın daha fazla bir kısmı güney yarımkürede bulunuyordu ve etrafı süper okyanus Panthalassa ile çevriliydi. Pangea magma tabakasındaki konveksiyonel hareketler sonucunda güneyde Gondvana ve kuzeyde Laurasia (Lavrasya) olarak ikiye bölünmüştür. İlerleyen evrelerde bu 2 kıta daha fazla parçaya ayrılarak günümüzdeki kıtalara dönüşmüştür. Pangea, günümüze kadar var olan süperkıtaların sonuncusu ve jeologlarca biçimi ortaya çıkarılanların ilkidir.

<span class="mw-page-title-main">Kıta sahanlığı</span>

Kıta sahanlığı, jeolojik olarak ülkeyi oluşturan kara parçasının deniz altındaki uzantısıdır ve kıtanın bitip okyanusun başladığı kıtasal çizgiye kadardır. Kıta sahanlığı, kara platformu olarak da bilinir, bir kıtayı ya da kara parçasını çevreleyen görece sığ ve eğimli deniz tabanına verilen addır.

<span class="mw-page-title-main">Deniz seviyesi</span> Terim

Deniz seviyesi, atmosfer ile deniz yüzeyinin birleştiği yükseklik. Deniz seviyesi, Dünya'nın bir veya daha fazla su kütlesinin ortalama yüzey seviyesidir. Yeryüzündeki tüm yüksekliklerin ve denizaltındaki tüm derinliklerin tanımlanmasında kullanılan referans seviyedir. Deniz seviyeleri birçok faktörden etkilenebilir ve jeolojik zamanlar içerisinde büyük farklılıklar gösterdiği bilinmektedir. Dünya üzerindeki herhangi bir bölgenin deniz seviyesi; gel-git, atmosfer basıncı ve rüzgâr gibi nedenlerle kısa süreli değişiklikler gösterir. Kısa vadedeki değişimler ise Dünya'nın iklim değişikliklerine bağlıdır. Örneğin; 20. yüzyılda mevcut deniz seviyesindeki yükselmenin küresel ısınmadan kaynaklandığı varsayılmaktadır. Deniz seviyesinin ölçülmesi; devam eden iklim değişikliğine ilişkin ön görüler sunabilir. Bu değişimler nedeniyle deniz seviyesini, deniz yüzeyinin uzun vadedeki tüm hareketlerinin ortalaması alınarak hesaplanmış olan ortalama deniz seviyesi şeklinde tanımlamak daha doğru olur. Ortalama deniz seviyesi, uluslararası şekilde MSL kısaltması ile gösterilir. Türkçe yayınlarda zaman zaman ODS kısaltması kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Orojenez</span> sıradağların oluşumunu açıklayan yerbilimsel terim

Orojenez, İç kuvvetlerin ortaya çıkma şekillerinden birini ifade eden orojenez terimi dağ oluşumu anlamına gelir.

<span class="mw-page-title-main">Gondvana</span>

Gondvana (Gondwana), Prekambriyen dönemi sonunda Antarktika, Avustralya, Afrika, Güney Amerika, Hindistan, Arabistan ve Madagaskar'ın birleşmesinden oluşmuştur. Geç Prekambriyen dönemi sonunda birleşen bu jeolojik yapı, erken Jura döneminde ilk parçalanma aşamasına gelmiştir.Birkaç kratonun birikmesiyle oluşur. Gondwana paleozoyik dönemin en büyük kitasal kabuğudur. Dünya yüzeyinin beşte biri kadar bir alan kaplamaktadır. Süper kıta olabilmek için Euramercia ile birleşti. Mesozoyik doneminde Gondwana ve pangea yavaş yavaş ayrıldı. Gondwana kalıntıları Güney Amerika, Afrika, Antarktika, Avustralya, Hindistan yarımadası ve Arabistan'da dahil olmak üzere bugünün kıta alanının yaklaşık üçte ikisini oluşturmaktadır. Gondvana (Gondwana) ismi Avusturyalı jeolog Eduard Suess tarafından üst Paleozoyik ve Mezozoyik yaşlı formasyonları bulunan merkez Hindistan'daki Gondwana bölgesine izafeten verilmiştir, zira bu bölge diğer güney kıtalarındaki bazı formasyonlara jeolojik yaş ve litolojik özellikler yönünden benzemektedir. ”Gondwana” terimi, bazı bilim adamları tarafından bölge ve süper kıta arasında açık bir ayrım yapmak için tercih edilmektedir.

Paleocoğrafya, geçmiş çağların coğrafyasını araştıran bilim dalı.

<span class="mw-page-title-main">Lavrasya</span> süperkıta Pangeanın parçalanmasından sonra kuzeyde kalan kısım

Lavrasya (Laurasia), süperkıta Pangea'nın parçalanmasından sonra kuzeyde kalan kısım. Pangea öncesi 510 milyon yıl ile 280 milyon yıl ve Pangea sonrası 250 milyon yıl ile 55 milyon yıl önce var olmuştur. Günümüzde Kuzey Yarımküre'de bulunan Kuzey Amerika, Avrupa, 300 milyon yıl önce Lavrasya ve Gondvana çarpışarak Pangea'yı oluşturmuştur. 250 milyon yıl önce Pangea parçalanmaya başlayınca kuzeyde Lavrasya ve Gondvana kıtaları olmuştur. Ayrıca aralarında bugünkü Atlas Okyanusu görülmeye başlamıştır. 142 milyon yıl önce Lavrasya ve Gondvana da parçalanarak bugünkü kara parçaları oluşmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Kıta kayması</span> Kıtaların bir zamanlar parçalanan ve şimdi yavaşça birbirinden uzaklaşan büyük bir kara alanı olduğu kuramı

Kıta Kayması Teorisi, 1912'de Alman meteorolog Alfred Wegener tarafından ortaya konulmuş olan ve kıtaların hareket halinde olduğunu ve bugünkü durumunu böylece aldığını öne süren bir teoridir. Kıta kayması, kıtaların birbirlerine ve okyanus havzalarına göre girmiş olduğu büyük ölçekli yatay hareketlerdir.

<span class="mw-page-title-main">Kıtasal çarpışma</span>

Kıtasal çarpışma Dünya'nın yakınsak sınırlarında meydana gelen bir levha tektoniğidir. Kıtasal çarpışma yitim zonu üzerinde olan bir olaydır, bu çarpışma süreci boyunca yitim bölgesi yok edilir ve bu sayede dağlar oluşur, iki kıta bir araya gelir. Kıtasal çarpışma sadece; bu gezegende bilinen farklı kabukların, okyanus ve kıta arasında, nasıl davrandığını gösteren ilginç bir örnektir.

<span class="mw-page-title-main">Hipsometrik eğri</span>

Hipsometrik eğri (HE), değişik ölçekteki drenaj alanlarının yükseklik/alan dağılımını tanımlamaktadır. Hipsometrik integral (HI) ise bu eğri altındaki alanı rakamsal olarak ifade eder. HE ile havzanın yarılma derecesi arasındaki yakın ilişki integral değerinin havzanın aşınım döngüsü içindeki yerinin ifade edilmesine imkân verir. Yüksek integral değerleri, genç topoğrafyaya işaret ederken; düşük değerler aşınımın tektonik süreçlere göre daha baskın olduğu, morfolojik evrimin ileri aşamalarını ifade eder. HE analizi farklı seviyelerdeki aktif ve pasif tektonik alanları ayırmakta kullanılan önemli bir araçtır.

<span class="mw-page-title-main">Okyanusal kabuk</span>

Okyanus tabanlarında magmadan gelen malzemenin katılaşması ile oluşan kabuk. Okyanusal kabuk dünyanın bir parçası olan litosfer kabuğunun üzerinde bulunan okyanus havzalarıdır. Mafik kayaçlardan ya da demir ve magnezyum açısından zengin olan sima dan oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Tetis Okyanusu</span> Mezozoik dönemde Gondvana ve Laurasia arasında batı-doğu yönünde uzanan okyanus

Tetis Okyanusu veya Tetis Denizi, Paleozoik-Mezozoik-Erken Tersiyer süresince Gondvana ve Lavrasya arasında batı-doğu yönünde uzanan eski okyanustur. Tetis Okyanusu'ndan geriye günümüzde Akdeniz, kuzeydeki Paratetis kolundan ise Karadeniz, Aral Gölü ve Hazar Denizi kalmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Afrika levhası</span>

Afrika levhası, Nubian Plakası olarak da bilinir, Afrika kıtasının büyük bölümünü ve batı ve güneydeki bitişik okyanus kabuğunu içeren büyük bir tektonik levhadır. Afrika levhası, dünyanın büyük tektonik levhalarından biridir. Litosfere ait karasal ve okyanusal tabanı birlikte barındırır. Güney Amerika, Kuzey Amerika, Avrasya, Arap, Hindistan, Avustralya ve Antarktika levhalarıyla çevrilidir. 200 milyon yıl önce Trias zamanında Pangea süper kıtasının parçalanması ile Gondvana kıtası oluşmuştur. Gondvana kıtasının parçalanması ile Afrika, G. Amerika, Hindistan, Antarktika ve Avustralya kıtaları oluşmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Uzaklaşan levha sınırı</span>

Uzaklaşan levha sınırı, levha tektoniğinde farklı sınır ya da farklı plaka sınırları birbirinden uzaklaşmakta olan iki tektonik plaka arasında var olan doğrusal bir alandır. Okyanus tabanlarında okyanus ortası sırtı, karaların iç kısımlarında Büyük Rift Vadisi gibi kıta içi rift kuşakları oluştururlar.

<span class="mw-page-title-main">Deniz tabanı yayılması</span>

Deniz tabanı yayılması, deniz tabanından yayılan yeni okyanus kabuğunun volkanik aktivite ile oluşup, sonra yavaş yavaş tepeden hareket ettikten sonra, okyanus ortası sırtlarla ortaya çıkan bir süreçtir. Deniz dibi yayılması, levha tektoniği teorisi, kıtaların kayması açıklamaya yardımcı olur. Okyanusal plakaları sapmak, tensional stres kırıkları kabuğunun oluşmasına neden olur. Bazaltik magma yeni deniz tabanı forma okyanus tabanında kırıklar ve soğur yükselir. Büyük kayalar küçük kayalar yakın yayılan bölgeyi tespit edilecek süre yayılan bölgesinden uzakta bulunacaktır.

<span class="mw-page-title-main">Deniz yatağı</span> Okyanusun dibi

Deniz yatağı, deniz tabanı veya okyanus tabanı, okyanusun dibidir.

<span class="mw-page-title-main">Süperkıta listesi</span> Vikimedya liste maddesi

Süper kıta Pangea, birbirine yakın olduğunda tüm karasal kara kütlelerini tanımlayan bir isimdir Pangea, başka bir değişle Pangea kıtaların ayılmadan önceki şekline verilen isimdir. Süper kıtalar jeolojik geçmişte birçok kez birleşti ve dağıldı. Modern tanımlara göre, bugünün dünyasında süper kıta mevcut değildir. Kıtaların konumları Pangeanın dağılmasından bir süre önce erken Jurassic'e (Jura) doğru bir şekil belirlenmişti. Daha önceki kıta Gondwana, Baltica, Laurentina ve Sibirya toprakları o zaman ayrı olduğu için süper kıta olarak kabul edilmez.

<span class="mw-page-title-main">Kıta kenarı</span>

Kıta kenarı, kıyı suları altında okyanus kabuğuna bitişik kıtasal kabuğun dış kenarıdır. Okyanus tabanının üç ana bölgesinden biridir, diğer ikisi derin okyanus havzaları ve okyanus ortası sırtlardır. Kıta kenarı üç farklı özellikten oluşur: kıta yükselişi, kıta eğimi ve kıta sahanlığı. Kıta sahanlığı, kıtaların yakınında bulunan görece sığ su alanıdır. Kıta kenarları, okyanus alanının yaklaşık %28'ini oluşturur.