Merkür, Güneş Sistemi'ndeki en küçük ve Güneş'e en yakın gezegendir. Adını, ticaret ve iletişim tanrısı ve tanrıların habercisi olan antik Roma tanrısı Mercurius'tan (Mercury) almıştır. Yüzey kütleçekimi yaklaşık olarak Mars ile aynı olan bir karasal gezegen olarak sınıflandırılır. Yüzeyi, milyarlarca yıldır biriken sayısız çarpma olayının bir sonucu olarak yoğun şekilde kraterlerle kaplıdır. En büyük krateri olan Caloris Planitia, 1.550 km (960 mi) çapındadır ve gezegenin çapının üçte biri kadardır. Dünya'nın uydusu Ay'a benzer şekilde Merkür'ün yüzeyi, bindirme faylarından kaynaklanan geniş bir uçurum sistemi (yarıklar) ve çarpma olayı kalıntıları tarafından oluşturulan parlak ışın sistemleri sergiler.
Ay, Dünya'nın tek doğal uydusu ve Güneş Sistemi içindeki beşinci büyük doğal uydudur. Dünya ile Ay arasında ortalama merkezden merkeze uzaklık 384.403 km, yani Dünya'nın çapının yaklaşık otuz katı kadardır. Jeofiziksel açıdan Ay, gezegen kütleli gök cismi veya uydu gezegendir. Kütlesi, Dünya'nın kütlesinin %1,2'si ve çapı 3.474 km (2.159 mi) ile Dünya'nın yaklaşık dörtte biri kadardır. Yüzeyinde kütleçekim etkisi yerçekiminin yaklaşık %17'sidir. Ay, Dünya'nın yörüngesinde bir turunu 27 gün 7 saatte tamamlar. Dünya, Ay ve Güneş geometrisinde görülen periyodik değişimler sonucunda her 29,5 günde tekrar eden Ay'ın evreleri oluşur.
Astrodinamikte, bir astronomik cismin yörünge eksantrikliği, başka cisim etrafındaki yörüngesinin mükemmel bir daireden ne kadar saptığını belirleyen boyutsuz bir parametredir.
Tutulum, ekliptik veya tutulum düzlemi ya da ekliptik düzlem, Dünya'nın Güneş etrafındaki yörünge düzlemidir. Dünya'da bulunan bir gözlemcinin bakış açısından, Güneş'in bir yıl boyunca gök küre etrafındaki hareketi, yıldızların arka planına karşı ekliptik boyunca bir yol izler. Ekliptik önemli bir referans düzlemidir ve ekliptik koordinat sisteminin temelidir.
Kavuşum, gökbilimde bir gözlem noktasından bakıldığında iki ya da daha çok sayıda gök cisminin gökyüzünde birbirlerine yakın konuma gelmesi.
Ay, kendi yörüngesinde dolanırken, kimi zaman Dünya'nın gölgesine girer. Buna Ay tutulması denir. Ay tutulması, dolunay zamanında ve Ay'ın düğüm noktalarına yakın olması durumunda meydana gelir. Ay'ın, Dünya'nın gölgesine girmesi ile Güneş'ten aldığı parlaklığı kaybetmesi sonucunda görülür. Güneş, karşı düğüm noktasında veya ona yakın olmalıdır. Bu şartlar altında Dünya'nın gölgesi Ay'a düşer. Bu 42.000.000.000 km uzanan gölge konisi Ay'ın uzaklığından yaklaşık 8800 km geniştir. Ay, saatte 3456 km hareket ettiği için ortalama Ay tutulmasının zamanı yaklaşık 50 dakika ile bir saat arasında değişir. Ay tutulması, yeryüzünün Ay'ın ufuk çizgisinin üzerinde olduğu herhangi bir bölgesinden gözlenebilir. Ay'a karşı olan Dünya yüzeyine çarpan Güneş ışınları Dünya'nın atmosferi tarafından kırıldığı için, Ay tutulmasında Ay, tamamen kaybolmaz. Dünya etrafında kırılan ışıklarda mavi renk yutulduğu ve kırmızı renk yansıtıldığı için, Dünya'nın gölgesi kırmızı renkte görülür. Bu güçsüz ışık kalıntıları görünürlüğü mahallî atmosferik şartlara bağlı olarak Ay'ı tuhaf bir bakır renginde ortaya çıkarır.Bunun sonucunda Ay tutulması olur.
Güneş tutulması, Ay'ın yörünge hareketi sırasında Dünya ile Güneş arasına girmesi ve dolayısıyla Ay'ın Güneş'i kısmen ya da tümüyle örtmesi sonucunda gözlemlenen doğa olayıdır. Tutulmanın olması için Ay'ın yeni ay evresinde olması ve Dünya'ya göre Güneş ile kavuşum halinde olması, yani yörünge düzleminin Dünya'nın Güneş çevresindeki yörünge düzlemi ile çakışması gerekir. Bir yıl içinde Ay, Dünya çevresinde yaklaşık on iki kez dönmesine karşın, Ay'ın yörünge düzlemi ile Dünya'nın yörünge düzlemi arasında beş derece kadar bir açı olması sonucu, Ay her defasında Güneş'in tam önünden geçmez ve dolayısıyla bu çakışma seyrek olarak oluşur. Bu yüzden, yılda iki ile beş arasında Güneş tutulması gözlemlenir. Bunlardan en çok ikisi tam tutulma olabilir. Güneş tutulması Dünya üzerinde dar bir koridor izler. Bu yüzden herhangi bir bölge için Güneş tutulması çok ender bir olaydır.
Açısal çap, açısal boyut, görünür çap veya görünür boyut, bir küre veya dairenin belirli bir bakış açısından ne kadar büyük göründüğünü tanımlayan açısal mesafedir. Görme bilimlerinde buna görüş açısı, optikte ise açısal açıklığı denir. Alternatif olarak açısal çap bir gözün veya kameranın, görünen bir dairenin bir tarafından diğer tarafına bakabilmek için dönmesi gereken açısal yer değiştirme olarak da düşünülebilir. İnsanlar çıplak gözleriyle yaklaşık 1 yay-dakika çapa kadar çözünürlük elde edebilirler. Bu, 1 km mesafede 0,3 m'ye ya da en uygun koşullarda Venüs'ün bir disk olarak algılanmasına karşılık gelir.
Yörünge çeşitleri aşağıda listelenmiştir:
Apsis, gök mekaniğinde, eliptik yörüngedeki bir cismin genelde sistemin kütle merkezi durumunda da olan çekim merkezine yörünge boyunca en yakın ve en uzak olduğu noktalara verilen addır.
Ayın evreleri veya fazları, bir gözlemcinin gördüğü Ay'ın aydınlık yüzünün, Ay'ın toplam görünür yüzeyine oranını belirtir. Ay tıpkı Dünya gibi, kendinden ışık vermez. Güneşten aldığı ışığı yansıtır. Bu yüzden, Ay'ın Dünya ve Güneş'e göre konumuna göre belli bir kısmı aydınlık diğer yüzeyi ise karanlık gözükür.
Ay, Dünya'nın etrafındaki yörüngesinde doğrusal yönde döner ve İlkbahar Ekinoksu ve yıldızlara göre bir döngüsünü yaklaşık 27,32 günde ve Güneş'e göre bir döngüsünü yaklaşık 29,53 günde tamamlar. Dünya ve Ay, Dünya'nın merkezinden yaklaşık 4.670 km (2.900 mi) uzaklıkta yer alan bir çift merkez odağındaki yörüngelerinde dönerek Dünya-Ay sistemi adı verilen bir uydu sistemi oluştururlar. Ortalama olarak, Ay'a olan uzaklık Dünya'nın merkezinden yaklaşık 385.000 km (239.000 mi) olup, bu da yaklaşık 60 Dünya yarıçapına veya 1,282 ışık saniyesine karşılık gelmektedir.
Doğal uydu, en yaygın kullanımıyla, bir gezegenin, cüce gezegenin veya küçük bir Güneş Sistemi cisminin yörüngesinde dönen astronomik bir cisimdir.
Tutulma, bir astronomik objenin geçici olarak önüne engel gelerek kapanması sonucu oluşur ki bu ya önüne başka bir cisim gelmesi ya da gözlemci ve objenin arasına başka bir cisim gelmesi ile olur.
Ay teorisi, Ay'ın hareketlerini hesaplamaya çalışır. Ay'nın hareketlerinde çok sayıda usulsüzlük vardır ve bu hareketler için birçok hesaplama girişiminde bulunulmuştur. Sorun olan bu problem yüzyıllar sonra doğruluk düzeyi çok yüksek olacak şekilde modellenebilmektedir.
Yerberi (perigee), uzay biliminde günberi teriminin alt terimidir. Dünya'nın doğal uydusu olan Ay'ın, Dünya'ya en yakın olduğu noktayı adlandırmak için kullanılır. Adını, Dünya anlamında da kullanılan 'yer' ve yakınlık olarak yön bildiren 'beri' zarfının birleşiminden alır. Ay'ın Dünya'ya en uzak bulunduğu noktaya ise yeröte (apogee) adı verilir. Üst terim günberi ise herhangi bir gezegenin ya da göktaşının, yörüngesinde döndüğü cisme en yakın olduğu yeri görterir.
S/2015 (136472) 1 veya keşif ekibi tarafından takılan adıyla MK2, cüce gezegen Makemake'nin bilinen tek uydusudur. 175 kilometre yarıçapında olduğu tahmin edilmektedir. Yarı büyük ekseni Makemake'den en az 21.000 kilometredir. Yörünge süresi ≥12 gündür. Nisan 2015'te Hubble Uzay Teleskobu'nun Wide Field Camera 3 kamerası ile yapılan gözlemlerde keşfedildi ve keşif 26 Nisan 2016'da açıklandı.
24 Mayıs 1910 Salı günü Ay yörüngesinden alçaldığı esnada 1.09503 büyüklüğünde bir tam Ay tutulması gerçekleşti. Bu tutulma bir tür tam Ay tutulmasıydı ve tutulma tamlığa ulaştığı esnada Ay kırmızıya döndü.
Dünya, Kuzey Yarımküre'den bakıldığında saat yönünün tersine doğru ortalama 149,60 milyon km mesafede Güneş'in çevresinde dönmektedir. Bir tam yörünge 365.256 gün sürer ve bu süre zarfında Dünya 940 milyon km yol kat etmiş olur. Diğer Güneş Sistemi cisimlerinin etkisi göz ardı edildiğinde, Dünya'nın yörüngesi, Dünya'nın dönüşü olarak da bilinir. Dünya'nın dışmerkezliği 0,0167'dir. Bu nedenle Dünya-Güneş ağırlık merkezi odaklı, çift merkezli bir elipstir. Yörünge merkezi, yörüngenin büyüklüğüne göre Güneş'in merkezine nispeten yakın olduğundan, bu değer sıfıra yakındır.
Astronomide, Ay tedirginliği, Ay'ın Dünya etrafındaki aylık dönüşü sırasında Güneş'in etkisiyle oluşan çok büyük bir düzensizliktir. Ay tedirginliği, eskiden Ay'ın ikinci anomalisi olarak adlandırılırdı ve antik çağlarda yaklaşık olarak biliniyordu. Bu keşif, Batlamyus'a atfedilir. Ay tedirginliği terimi Evection ise çok daha yeni bir tarihte, 17. yüzyılda Fransız astronom ve matematikçi Bullialdus tarafından Ay'ın hareketine dair kendi teorisiyle bağlantılı olarak türetilmiştir.