İçeriğe atla

Sümerler

Sümerler
(y. 5500y. 1800 BC)
Orta Doğu üzerinde Sümerler

Modern haritadaki genel konum ve antik kıyı şeridine sahip Sümer'in ana şehirleri. Kıyı şeridi antik çağda neredeyse Ur'a ulaşıyordu.
ÇağCilalı Taş Devri, Tunç Çağı
BölgeMezopotamya, Orta Asya
ÖncülObeyd kültürü
ArdılAkad İmparatorluğu
Mezopotamya
Fırat · Dicle
Asuroloji · Sümeroloji
İmparatorluklar / Şehirler
Sümerler
Eridu · Kiş · Uruk · Ur
Lagaş · Nippur · Girsu
Akad İmparatorluğu
Akad · Mari
Amoriler
İsin · Larsa
Babil İmparatorluğu
Babil · Kalde
Asur İmparatorluğu
Asur · Nemrut
Horsabad · Ninova/Nineveh
Elam
Susa
Kronoloji
Mezopotamya tarihi
Sümer (kral listesi)
Asur kralları listesi
Babil kralları listesi
Hitit kralları listesi
Sümerce · Akadca
Elam dili · Aramice
Hurrice · Hititçe
Enuma Eliş · Gılgamış
Ziggurat · Nibiru
Marduk · Asur-Babil dinleri

Sümerler (Sümerce: 𒅴𒄀 eme-gi veya 𒅴𒂠 eme-g̃ir), yaklaşık MÖ 4000-2000 yılları arasında Irak'ın güneyinde (Güney Mezopotamya) yerleşik hayata geçmiş olup medeniyetin beşiği olarak bilinen coğrafi bölgede yaşamış bir uygarlıktır.[1] MÖ 6'ncı ve 5'nci milenyumda Kalkolitik ve Erken Tunç Çağı dönemi arasında ortaya çıkmış olup Dünyanın bilinen en eski uygarlıklarından birisi olarak kabul edilmektedir.[2][3]

Sümerler, "Bereketli Hilal" olarak adlandırılan Mezopotamya bölgesinde ortaya çıkan sayısız medeniyetin temelini atmıştır. Ayrıca yazı ve astronomi de tarihte ilk kez Mezopotamya'da, Sümerlerde ortaya çıkmıştır.[4] Genel düşünce, Sümerlerin, çağdaşı olan halklarla yakın bir etkileşim ve benzerliklerinin olduğu yönündedir.

Sümer Devleti'nin, Sami olmayan izole bir topluluk tarafından kurulmuş olduğu kabul edilmektedir.[5]

Mezopotamya'da yaşayan birçok farklı kavimden ilk öne çıkan ve daha sonraki medeni oluşumların temelini atan Sümerlerdir. Gerek yazı, dil, tıp, astronomi, matematik; gerekse de din, fal, büyü, mitoloji gibi alanlarda ilk öne çıkan ve bilinen toplum Sümerlerdir. "Yaratılış" ve "Tufan"a, "Emeş ve Enten"e ilk kez Sümerlerde rastlanır. Yılbaşı ağacı süsleme, evlilik yüzüğü, nazar boncuğu da ilk olarak Sümerlerde görülmüştür. Sümer döneminde 21'i küçük olan yaklaşık 35 büyük şehir ve kasaba vardı. Bunlar arasında Kiş, Nippur, Zabalam, Umma, Lagaş, Eridu, Uruk ve Ur sayılabilir.

İsim

"Sümer" (Sümerce: 𒅴𒄀 eme-gi veya 𒅴𒂠 eme-g̃ir, Akadca: 𒋗𒈨𒊒 šumeru) terimi, Güney Mezopotamya'nın Semitik olmayan eski sakinleri olan "Sümerler" tarafından konuşulan dile, onların halefleri olan Doğu Semitik dilli Akadlar tarafından verilen isimdir. Sümerlerin ülkesi, çivi yazısındaki yazıtlarda "Soylu Lordların Ülkesi" anlamına gelen "k-en-gi(-r)" ifadesi de yer almaktadır.

Sümerlerin kökeni bilinmemektedir, ancak Sümer halkı kendilerini "Siyah Başlı Olanlar" veya "Siyah Başlı İnsanlar" (𒊕 𒈪, sag̃-gíg, lit. 'baş' + 'siyah' veya 𒊕 𒈪 𒂵, sag̃-gíg-ga fonetik olarak /saŋ ɡi ɡa/, lit. olarak adlandırmışlardır. Örneğin Sümer kralı Şulgi kendisini "dört mahallenin kralı, kara kafalı insanların lideri" olarak tanımlamıştır.[6] Akadlar da Sümerlere "kara kafalı insanlar" ya da Sami Akad dilinde ṣalmat-qaqqadi diyorlardı.[7]

Akadca Šumer kelimesi lehçedeki coğrafi adı temsil edebilir, ancak Akadca šumerû terimine yol açan fonolojik gelişim belirsizdir. Güney Mezopotamya'ya atıfta bulunan İbranice שִׁנְעָר Šinʿar, Mısırca Sngr ve Hititçe Šanhar(a), Sümer'in batı varyantları olabilir.[8][9][10]

Kökeni

Ur'un tahtta oturan Sümer kralı, muhtemelen Ur-Pabilsag, yardımcılarıyla birlikte. Ur Standardı, MÖ 2600 civarı.

Çoğu tarihçi, Sümer'in ilk olarak M.Ö. 5500 - 3300 yılları arasında, Sami ve Hint-Avrupa kökenli olmayan eklemeli izole bir dil olan Sümer dilini konuşan Batı Asyalı bir halk tarafından kalıcı olarak yerleşildiğini öne sürmektedir (kanıt olarak şehirlerin, nehirlerin, temel mesleklerin vb. isimlerine işaret edilmektedir).[11][12][13] Bazıları ise Sümerlerin Yeşil Sahra'dan Orta Doğu'ya göç eden ve tarımın Orta Doğu'da yayılmasından sorumlu olan Kuzey Afrikalı bir halk olduğunu öne sürmüştür. Ancak, ilk çiftçilerin Bereketli Hilal'den geldiğini güçlü bir şekilde gösteren kanıtlarla birlikte, bu öneri genellikle göz ardı edilmektedir.[3]

Özel olarak Sümerleri ele almasa da, Lazaridis ve diğerleri 2016 yılında Natufian ve Çanak Çömlek Öncesi Neolitik kültür taşıyıcılarının genomlarını test ettikten sonra, Orta Doğu'nun bazı Yahudi öncesi kültürleri, özellikle de Natufianlar için kısmi bir Kuzey Afrika kökeni önermişlerdir.[14]

Bazı akademisyenler Sümerleri Hurriler ve Urartularla ilişkilendirmekte ve anavatanları olarak Kafkasya'yı önermektedir.[4][5][9]

Sümer uygarlığının yükselişinden önce, Mezopotamya'nın güneyinde MÖ 6000 civarında "Proto-Fıratlılar" veya "Ubeydliler" olarak bilinen bir halk hüküm sürmüştür. Bu halk, kuzey Mezopotamya'daki Samarra kültüründen türediği düşünülen, tarım odaklı bir toplumdur.[15][16][17] Ubeydilerin, Sümerler tarafından hiç bahsedilmemesine rağmen, günümüz akademisyenleri tarafından Sümer'deki ilk uygarlaştırıcı güç olduğu varsayılmaktadır. Bataklıkları tarım için kurutmuşlar, ticareti geliştirmişler ve dokumacılık, dericilik, metal işçiliği, duvarcılık ve çömlekçilik gibi endüstriler kurmuşlardır.[18]

Bazı dilbilimciler, Proto-Fırat dili veya tek bir alt dil fikrine karşı çıkıyor. Onlar, Sümer dilinin başlangıçta Doğu Arabistan'ın bataklık ve kıyı bölgelerinde yaşayan, Arap biface kültürüne mensup avcı-toplayıcı toplulukların dili olabileceğini savunuyorlar[19] Juris Zarins, Sümerlerin Buzul Çağı'nın sonunda sular altında kalmadan önce Doğu Arabistan kıyılarında, bugünkü Basra Körfezi bölgesinde yaşadıklarına inanmaktadır.[20]

Sumer uygarlığı, MÖ 4. binyılda Uruk döneminde şekillenmeye başladı ve Cemdet Nasr ve Erken Hanedanlık dönemlerinde de devam etti. Fars Körfezi kıyısında bulunan Eridu şehri, en eski şehirlerden biri olarak kabul edilir. Bu bölgede üç ayrı kültürün kaynaşmış olması muhtemeldir: Çamur tuğlalı evlerde yaşayan ve sulama yapan Ubeydli çiftçiler, siyah çadırlarda yaşayan ve koyun-keçi sürülerini takip eden göçebe Sami çobanlar ve sazlık alanlarda kamış kulübelerde yaşayan ve Sümerlerin ataları olabilecek balıkçı toplulukları.

Güvenilir tarihi kayıtlar Enmebaragesi (Erken Hanedanlık I) ile başlar. Sümerler giderek kontrolü kuzeybatıdan gelen Sami devletlerine kaptırmıştır. Sümer, MÖ 2270 civarında Akad İmparatorluğu'nun Sami dilini konuşan kralları tarafından fethedildi, ancak Sümerce kutsal bir dil olarak devam etti. Yaklaşık MÖ 2100-2000 yılları arasında Ur'un Üçüncü Hanedanlığı döneminde yaklaşık bir yüzyıl boyunca yerel Sümer egemenliği yeniden ortaya çıkmış, ancak Akad dili de bir süre daha kullanılmaya devam etmiştir.[21]

Şehir devletleri

MÖ 4000 yılları başlarında Sümer sınırları kanallar veya sınır taşları ile belirlenmiş bir düzine şehir devletine bölünmüştü. Bütün şehirlerin merkezinde şehre ait özel bir sahip tanrı veya tanrıçaya adanmış olan ve bir rahip yöneticinin (ensi) veya kralın (lugal) idaresindeki tapınak bulunurdu.

Antik Mezopotamya bölgesinde şehir yerleşimleri.

Hanedanlık öncesi ilk beş şehir:   

  1. Eridu (Ebu Şahreyn)
  2. Bad-tibira (El-Medain)
  3. Larsa (Es-Senkereh)
  4. Sippar (Ebu Habbah)
  5. Şuruppak (Fara)

Diğer temel şehirler:

  1. Kiş (Uheymir ve İnharra)
  2. Uruk (Warka)
  3. Ur (El-Muqayyer)
  4. Nippur (Afak)
  5. Lagaş (El-Hiba)
  6. Ngirsu (Tello veya Telloh)
  7. Umma (Jokha)
  8. Hamazi 1
  9. Adab (Bismaya)
  10. Mari (Hariri) 2
  11. Akşak 1
  12. Akkad 1
  13. İsin (İşhan el-Bahriyat)

(1Yeri belirsizdir)
(2Mezopotamya'nın kuzeyinde kalan bir şehir)

Küçük şehirler (güneyden kuzeye):

  1. Kuara (El-Lahm)
  2. Zabala (Ibzeikh)
  3. Kisurra (Ebu Hatab)
  4. Marad (Wannat es-Sadum)
  5. Dilbat (Ed-Duleim)
  6. Borsippa (Birs Nimrud)
  7. Kutha (İbrahim)
  8. Der (El-Badra)
  9. Eshnuna (Asmar)
  10. Nagar (Brak) 2

(2Mezopotamya'nın kuzeyinde kalan bir şehir)

Sümer şehri

Sümer şehri, Mezopotamya'nın güney ucunda, Dicle ve Fırat nehirleri arasında, sonradan Babil olmuş, günümüzde de Irak'ın Bağdat şehrinden Basra Körfezi'ne kadar olan bölgede idi.[22]

Sümer şehri, Sümerlerden önce yaşamış ve Sümerce konuşmayan ve Sami olmayan bir halk tarafından, MÖ 4000-2350 yılları arasında kurulmuştur. Bu halka günümüzde Proto-Fıratlılar ya da Ubaidliler denmektedir. Ubaid ismi Al-Ubaid şehrindeki kazı alanından gelir. Ubaidliler Sümer şehrinde kurulmuş ilk medeniyettir. Bataklıkları tarım için kurutmuşlar, ticaret, dokumacılık, dericilik, demircilik, taş oymacılığı ve çanak-çömlekçilik gibi işlerle uğraşmışlardır. Ubaidlilerin bölgeye yerleşmesinden sonra çeşitli Sami halklar da aynı bölgeye yerleşmiş, kültürlerini Ubaidlilerinki ile karıştırarak Sümerler öncesi yüksek bir medeniyet kurmuşlardır.[22]

Antik Mezopotamya

Tarihçe

Çoğu tarihçiye göre, Sümerler MÖ 5500 ve 4000 yılları arasında bölgeye kalıcı olarak yerleşmiş Batı Asya halkıdır.[23][24][25][26][27] Samuel Noah Kramer, "Tarih Sümer'de Başlar" kitabında; İran'dan gelen göçebeler ve Samilerin karışımı olan bir köy kültürü ile Sümer tarihinin başladığını yazıyor. Bu iki halkın ve kültürlerinin karışması zamanla Güney Mezopotamya'daki ilk şehir devletini oluşturuyor. Zamanla bölgeye hakim olmak için mücadele eden şehir devletlerine dönüşüyorlar. Genelde Samilerin üstün çıktığı bu mücadelelerde, Mezopotamyalılar diğer bölgelere genişlemeye başlıyorlar ve yakın doğuda ilk imparatorluğu kuruyorlar.
Bu imparatorluk zamanla Elam olarak da bilinen bölge dahil olmak üzere, İran'ın batı düzlüklerine kadar yayılıyor. Bu Mezopotamya imparatorluğu, Hazar Denizi ya da Kafkaslardan geldiği tahmin edilen, ilkel ve göçebe Sümerler ile karşılaşıyor. Mezopotamya ile ilkel kabileler arasında tampon görevi yapan Sümerliler ne pahasına olursa olsun direniyorlar. İlk karşılaşmalarda kendilerinden teknolojik ve kültürel anlamda gelişmiş olan Mezopotamyalılar üstün geliyor. Zamanla esir ya da paralı asker olarak Mezopotamya kültürünü yakından tanıyan Sümerler, kendilerine gerekli olan askeri teknolojiyi öğreniyor ve kendi kültürlerine uyguluyorlar. Zamanla gerilemeye başlayan Mezopotamya devletine üstün gelmeyi ve önce batı İran topraklarını sonra Kuzey Mezopotamya'yı almayı başarıyorlar. Fethettikleri bu bölgede ilk Sümer devletini kuruyorlar.[28]

Sümer şehir-devletleri, tarih öncesi Ubaid ve Uruk dönemlerinde yükselmeye başladı. Sümer yazılı tarihi, M.Ö. 27. yüzyıla ve öncesine kadar uzanır, ancak tarihsel kayıtlar, M.Ö. 23. yüzyıla tarihlenen Erken Hanedanlık III dönemine kadar belirsiz kalmıştır. Bu dönemde yazılı kayıtların dili daha kolay çözülebilir hale geldi ve bu da arkeologlara çağdaş kayıtları ve yazıtları okuma fırsatı sağladı.

Akkad İmparatorluğu, M.Ö. 23. yüzyılda Mezopotamya'nın geniş bölgelerini başarıyla birleştiren ilk devlettir. Guti döneminden sonra, Üçüncü Ur Hanedanlığı krallığı da kuzey ve güney Mezopotamya'nın bölümlerini benzer şekilde birleştirdi. Ancak bu birlik, M.Ö. 2. milenyumun başlarında Amori akınları karşısında sona erdi. Amorilerin "İsin hanedanı" M.Ö. 1700 yılına kadar sürdü, bu tarihten sonra Mezopotamya, Babil yönetimi altında yeniden birleşti.

Geç Obeyd kültürü'nden kalma bir çömlek kavanozu

Ubeyd dönemi

Ubeyd dönemi, Mezopotamya ve Basra Körfezi'ne yayılan kendine özgü kaliteli boyalı çanak çömlek tarzıyla dikkat çekmektedir. yerleşime dair en eski kanıt Tell el-'Oueili'den gelmektedir, ancak Güney Mezopotamya'daki çevresel koşulların Ubeyd döneminden çok daha önce insan yerleşimi için elverişli olduğu göz önüne alındığında, daha eski yerleşimlerin var olması ancak henüz bulunamamış olması muhtemeldir. Bu kültürün kuzey Mezopotamya'daki Samarran kültüründen türediği anlaşılmaktadır. Bunların daha sonraki Uruk kültürüyle özdeşleştirilen gerçek Sümerler olup olmadığı bilinmemektedir. Eridu'nun baş tanrısı ve bilgelik tanrısı Enki'nin, Uruk'un aşk ve savaş tanrıçası İnanna'ya uygarlık armağanlarını vermesinin öyküsü, Eridu'dan Uruk'a geçişi yansıtıyor olabilir.[29]

Uruk Kral-rahibi kutsal sürüyü besliyor
Kral-rahip ve yardımcısı kutsal sürüyü besliyor. Uruk dönemi, MÖ 3200 civarı
Uruk dönemine ait Silindir mühür ve baskısı, MÖ 3100 civarı - Louvre Müzesi

Uruk dönemi

Ubaid döneminden Uruk dönemine geçiş, yavaş çarklarda evde yapılan boyalı çanak çömlekten, hızlı çarklarda uzman kişiler tarafından kitlesel üretimle yapılan çeşitli boyasız çanak çömleğe doğru kademeli bir değişimi işaret eder. Uruk dönemi, Ubaid'in devamı niteliğindedir ve en belirgin değişiklik çanak çömleklerde görülür.[30][31]

Uruk dönemine gelindiğinde (yaklaşık olarak MÖ 4100-2900), güney Mezopotamya'nın kanalları ve nehirleri boyunca taşınan ticari malların hacmi, merkezi yönetimlerin uzman işçiler istihdam ettiği birçok büyük, katmanlı, tapınak merkezli şehrin (10.000'den fazla nüfusa sahip) yükselişini kolaylaştırmıştır. Uruk döneminde Sümer şehirlerinin dağlık bölgelerden yakalanan köle işgücünden faydalanmaya başladığı oldukça kesindir ve en eski metinlerde işçi olarak yakalanan kölelere dair bol miktarda kanıt bulunmaktadır. Bu Uruk uygarlığına ait eserler ve hatta koloniler, Türkiye'deki Toros Dağları'ndan batıda Akdeniz'e ve batı İran'a kadar uzanan geniş bir alanda bulunmuştur.

Uruk dönemi uygarlığı, Sümerli tüccarlar ve koloniciler tarafından dışarıya taşındı ve etraflarındaki tüm halkları etkiledi. Bu halklar zamanla kendi benzer ve rekabet edebilecek ekonomilerini ve kültürlerini geliştirdiler. Sümer şehirleri, uzaktaki ve uzun mesafeli kolonileri askerî güçle sürdüremedi.[32]

Uruk dönemindeki Sümer şehirleri muhtemelen teokratikti ve büyük olasılıkla bir rahip-kral (ensi) tarafından yönetiliyor, ona hem erkek hem de kadınlardan oluşan bir ihtiyarlar heyeti yardımcı oluyordu. Daha sonraki Sümer panteonunun bu siyasi yapıyı örnek almış olması oldukça muhtemeldir. Uruk döneminde organize savaşa ya da profesyonel askerlere dair çok az kanıt vardı ve kentler genellikle surlarla çevrili değildi. Bu dönemde Uruk, ilk kez 50.000 nüfusu aşarak dünyanın en kentleşmiş şehri haline gelmiştir.

Antik Sümer kral listesi bu dönemin önde gelen birkaç kentinin erken hanedanlarını içermektedir. Listedeki ilk isim grubu, büyük bir tufan meydana gelmeden önce hüküm sürdüğü söylenen krallara aittir. Bu ilk isimler kurgusal olabilir ve Alulim ve Dumizid gibi bazı efsanevi ve mitolojik figürleri içerir.

Uruk döneminin sonu, yaklaşık 9.000 ila 5.000 yıl önce Holosen iklimsel optimum olarak adlandırılan uzun, daha yağışlı ve daha sıcak bir iklim döneminin sonunu işaret eden MÖ 3200-2900 yılları arasındaki kurak bir dönem olan Piora salınımı ile aynı zamana denk gelmiştir.[33][34]

Ur'un Birinci Hanedanlığı'nın muhtemel kurucusu Meskalamdug'un altın miğferi, MÖ 26. yüzyıl

Erken Hanedanlık Dönemi

M.Ö. yaklaşık 2900 yılı civarında başlayan hanedanlık dönemi, tapınağı bir rahipler konseyinin ve özellikle bir tapınak bir tanrıçaya adanmışsa erkek "En" (En = erkek figür) veya başında bir erkek tanrı bulunuyorsa kadın figür tarafından yönetilen bir yapının yerine, daha seküler bir yönetim olan Lugal'a (Lu = adam, Gal = büyük) geçişi simgeler. Bu dönem, Dumuzid, Lugalbanda ve Gılgamış gibi efsanevi ata figürlerini içerir; bunlar, tarihi kayıtların artık çözülen heceli yazının erken resim yazılarından gelişmeye başladığı M.Ö. 2900 yılından kısa bir süre önce hüküm sürdüler. Sümer kültürünün merkezi güney Mezopotamya'da kalsa da, hükümdarlar kısa süre içinde komşu bölgelere yayılmaya başlamış ve komşu Sami gruplar Sümer kültürünün çoğunu kendi kültürleri olarak benimsemiştir.[35]

Sümer kral listesinde adı herhangi bir efsanevi kaynaktan bilinen en eski hanedan kralı Kiş'in ilk hanedanının 13. kralı olan Etana'dır. Arkeolojik kanıtlarla doğrulanan en eski kral, Gılgamış Destanı'nda da adı geçen Kiş'in Enmebaragesi'dir (Erken Hanedanlık I) - bu da Gılgamış'ın kendisinin Uruk'un tarihi bir kralı olabileceği önerisine yol açmıştır. Gılgamış Destanı'nın gösterdiği gibi, bu dönem artan savaşlarla ilişkilendirilmiştir. Güney Mezopotamya'daki savunmasız köyler ortadan kalktıkça şehirler surlarla çevrilmiş ve boyutları büyümüştür. (Hem Enmerkar hem de Gılgamış Uruk'un surlarını inşa etmekle anılır.)[36]

1. Lagaş Hanedanlığı

Eannatum'un Akbabalar Steli'nin Parçası

Lagaş hanedanı (MÖ 2500-2270 civarı), kral listesinde yer almasa da, birkaç önemli anıt ve birçok arkeolojik buluntuyla iyi bir şekilde kanıtlanmıştır.

Kısa ömürlü olmasına rağmen, tarihte bilinen ilk imparatorluklardan biri, Kiş, Uruk, Ur ve Larsa da dahil olmak üzere neredeyse tüm Sümer'i ilhak eden ve Lagaş'ın ezeli rakibi Umma şehir devletini haraca bağlayan Lagaşlı Eannatum'un imparatorluğudur. Buna ek olarak, krallığı Elam'ın bazı bölgelerine ve Basra Körfezi boyunca uzanıyordu. Eannatum'un Akbabalar Steli, düşmanlarının kesik başlarını ve diğer vücut parçalarını gagalayan akbabaları tasvir etmektedir. İmparatorluğu ölümünden kısa bir süre sonra çökmüştür.

Daha sonra Umma rahip-kralı Lugal-zage-si, Lagaş hanedanının bölgedeki üstünlüğünü devirmiş, ardından Uruk'u fethederek başkent yapmış ve Basra Körfezi'nden Akdeniz'e kadar uzanan bir imparatorluk kurmuştur. Akadlı Sargon'dan önceki son etnik Sümer kralıydı.[37]

Akad kralı Sargon'a ait bir zafer steli üzerindeki Sümerli esirler, y. MÖ 2300.Louvre Müzesi.

Akkad İmparatorluğu

Akkad İmparatorluğu, Akkadlı Sargon tarafından MÖ 2234-2154 yılları arasında kurulmuştur (orta kronoloji). Doğu Sami dili olan Akadca ilk olarak MÖ 2800 civarında Kiş krallarının özel isimlerinde görülür ve daha sonraki kral listelerinde de korunur. MÖ 2500'lerden kalma tamamen Eski Akadca yazılmış metinler vardır. Eski Akadca kullanımı Büyük Sargon döneminde (MÖ 2334-2279) zirveye ulaşmıştır, ancak o dönemde bile çoğu idari tablet kâtiplerin kullandığı dil olan Sümerce yazılmaya devam etmiştir. Gelb ve Westenholz Eski Akadcanın üç aşamasını birbirinden ayırır: Sargon öncesi dönem, Akad imparatorluğu dönemi ve onu takip eden Ur III dönemi.[38]

Akadca ve Sümerce yaklaşık bin yıl boyunca yerel diller olarak bir arada var olmuş, ancak MÖ 1800'lere gelindiğinde Sümerce daha çok akademisyenlerin ve kâtiplerin bildiği bir edebi dil haline gelmiştir. Thorkild Jacobsen, Sargon öncesi ve sonrası dönemler arasında tarihsel süreklilikte çok az kesinti olduğunu ve "Sami ve Sümer" çatışması algısına çok fazla vurgu yapıldığını savunmuştur. Bununla birlikte, Akadcanın Sargon tarafından daha önce fethedilen Elam'ın komşu bölgelerine de kısa süreliğine empoze edildiği kesindir.[38]

Guti dönemi

Sümer'deki Guti dönemi, Akad İmparatorluğu'nun çöküşünü takiben Mezopotamya'da kabaca MÖ 2141-2050 yılları arasına tarihlenen bir yabancı egemenliği evresine işaret eder. Gutiler, başkentleri Adab şehri olan bir hanedanlık kurmuş ve hanedanlık monarşi ile karakterize edilmiştir.Guti hanedanının sonu, Gutileri ve kralları Tirigan'ı yenerek yönetimi Sümerlilerin eline geçiren Uruk'lu Utu-hengal'in hükümdarlığıyla sona erer.[39]

Lagaş'lı Gudea, ele geçen çok sayıda portre heykeliyle ünlü Sümer hükümdarı

2. Lagaş Hanedanlığı

y. 2200-2110 (orta kronoloji)

Akad İmparatorluğu'nun Gutiler tarafından yıkılmasının ardından, başka bir yerli Sümer hükümdarı olan Lagaş'lı Gudea yerel olarak öne çıkmış ve Sargon krallarının tanrısallık iddialarının uygulamalarını sürdürmüştür.

Bir önceki Lagaş hanedanı, Gudea ve onun soyundan gelenler de sanatsal gelişimi desteklemiş ve çok sayıda arkeolojik eser bırakmışlardır.

Üçüncü Ur Hanedanlığı

Büyük Ur Zigguratı, MÖ 2100 civarı, Nasiriye yakınlarında, Irak

Üçüncü Ur Hanedanlığı, yaklaşık olarak M.Ö. 2112 - 2004 yılları arasında Sümerlerin yaşadığı son dönemdir ve genellikle "Sümer Rönesansı" olarak da adlandırılır. Bu dönem, Ur kentinin siyasi ve ekonomik olarak yeniden canlandığı, Sümer sanatı ve edebiyatının zirveye ulaştığı bir dönem olarak bilinir.[40]

Üçüncü Ur Hanedanlığı, aynı zamanda Ur III dönemi veya Neo-Sümer İmparatorluğu olarak da adlandırılır ve Sümerlerin idari ve ekonomik yapısının oldukça merkeziyetçi olduğu bir dönemdir. Dönemin en önemli hükümdarı Ur-Nammu'dur ve Ur-Nammu Kanunları ile bilinir. Bu kanunlar, daha sonraki Mezopotamya medeniyetlerini etkilemiş yazılı kanunların en eski örneklerindendir.[41]

Bu dönem, M.Ö. 2004 yılında Elamlıların Ur kentini ele geçirmesiyle sona ermiş ve Sümerlerin tarih sahnesinden çekilmesine neden olmuştur.[42]

Ur savaşı'nı betimleyen resim

Sümerlerin sonu

Bazı araştırmalarda Sümerlilerin zayıflaması Sümer topraklarındaki tuzlanma ve buna bağlı tarımsal üretimin düşmesi gibi ekolojik nedenlere bağlanır. Yüksek düzeyde buharlaşmanın yaşandığı kurak bir iklimde kötü drene edilen sulanan topraklar, toprakta çözünmüş tuzların birikmesine yol açarak tarımsal verimi ciddi ölçüde düşürmüştür.[43]

Sümer bölgesinde Gılgamış destanı gibi anlatımlara konu olan büyük bir sel meydana gelmiş ve bu Tufan'dan sonra bazı şehir devletleri diğerleri üzerinde egemenlik kurmuşlardır. Şehirleri birleştiren kralların ilki, MÖ 2800 yıllarında Kiş kralı olan Etana dır. Kiş, Erech, Ur ve Lagaş şehirleri diğerlerine egemen olabilmek için yüzyıllar süren mücadelelere giriştiler. Bu durum Sümerleri dışarıdan gelen düşmanlara karşı zayıf bıraktı. Önce Elamlılar (MÖ y. 2530-2450) ve sonra Kral Sargon yönetimindeki (MÖ 2334-2279) Akadlılar Sümerlere saldırdılar. Sargon hanedanı yaklaşık bir yüzyıl iktidarda kaldı ve şehir devletlerini birleştirdi. Sargon hanedanının yönetim modeli tüm Orta Doğu medeniyetlerini etkilemiştir.[22]

Akadlar tarafından çökertilmesi sonrasında Sümerler bir daha eski haline gelemedi. MÖ 2000'li yıllarda bağımsız kimliklerini kaybettiler.[] Ardından gelen Akad ve Babil uygarlıkları çoğunlukla Sümerlerin izlerini taşıdılar. Kendilerine özgü dilleri ve çivi yazıları uzun süre yaşadı. Sümer inanışları ve mitolojisi İbranilerin Babil sürgünü yoluyla Yahudi, Hristiyan ve İslam inanışlarını etkilediği gibi Fenike-Yunan-Roma bağlantısıyla da günümüze dek ulaşmıştır.

Sümer Kralları

Sümer ve yabancı devletlerde hükümdarlık yapan Sümer kralları bulunur.

Kültür

Sosyal hayat ve Aile

Erken Sümer döneminde, ilkel piktogramlar şunu göstermektedir:[44]

  • "Çanak çömlek çok boldu ve vazoların, kaselerin ve tabakların biçimleri çok çeşitliydi; bal, tereyağı, yağ ve muhtemelen hurmadan yapılan şarap için özel küpler vardı. Vazoların bazılarının sivri ayakları vardı ve çapraz ayaklı sehpalar üzerinde duruyordu; diğerleri düz dipliydi ve kare ya da dikdörtgen ahşap çerçeveler üzerine yerleştirilmişti. Yağ küpleri ve muhtemelen diğerleri de, tam olarak erken Mısır'da olduğu gibi kille kapatılmıştır. Taştan vazolar ve tabaklar kilden yapılanların taklidi olarak yapılmıştır."
  • "Tüylü bir başörtüsü giyilirdi. Öküzünkine benzeyen oyma ayakları olan yataklar, tabureler ve sandalyeler kullanılıyordu. Şömineler ve ocaklar vardı."
  • "Bıçaklar, matkaplar, kamalar ve testereye benzeyen bir alet biliniyordu. Mızraklar, yaylar, oklar ve hançerler (ama kılıçlar değil) savaşta kullanılıyordu."
  • "Yazı yazmak için tabletler kullanılıyordu. Metal bıçaklı ve ahşap saplı hançerler takılırdı ve bakır levhalara dövülürdü, kolyeler veya yakalar ise altından yapılırdı."
  • "Zaman ay olarak hesaplanırdı."

Sümer müziği ile ilgili önemli kanıtlar vardır. En iyi bilinen örnekleri arasında Ur Lirleri bulunan Lirler ve flütler çalınmıştır.[45]

Bir Sümer başlığı ve gerdanlığı

Devlet kentlerden oluşmuştu ve her kent surlarla çevrili idi. Kent içinde yüksek bir tepeye yapılan tapınak bulunurdu ki bu sosyal yaşamın merkezini oluşturmaktaydı.

Sümer kültürü erkek egemen ve tabakalıydı. İşbölümü derinleşmişti; 1. sınıfı din adamları ve askerler 2. sınıfı halk 3. sınıfı ise kölelerin oluşturduğu bir toplumsal hiyerarşi vardı. Sürekli savaşlar sonucunda halktan her insan kolayca köle edinebiliyordu. MÖ 3000-2500 yıllarında yüksek ruhbanlardan oluşan egemen sınıflar, dinsel yapıya sahip kent devletlerinin yöneticileri olarak ortaya çıktılar. Bu kral-rahipler dinsel ve siyasal işleri yürütürlerdi. Bir kentin baş rahibi, aynı zamanda o kentin başkanıydı.

Ur III dönemine tarihlenen ve şimdiye kadar keşfedilen en eski kodifikasyon olan Ur-Nammu Kanunları, geç Sümer hukukundaki toplumsal yapıya dair bir fikir vermektedir. Lu-gal ("büyük adam" ya da kral) altında, toplumun tüm üyeleri iki temel tabakadan birine aitti: "lu" ya da özgür kişi ve köle (erkek arad; kadın geme). Bir lunun oğlu evlenene kadar dumu-nita olarak adlandırılırdı. Bir kadın (munus) kız evlat (dumu-mi) olmaktan çıkıp eş (dam) olur, ardından kocası ölürse dul (numasu) kalır ve aynı kabileden başka bir erkekle yeniden evlenebilirdi.

Evlilikler genellikle gelin ve damadın ebeveynleri tarafından ayarlanırdı;[46] nişanlar genellikle kil tabletlere kaydedilen sözleşmelerin onaylanmasıyla tamamlanırdı.[46]:78 Bu evlilikler, damat gelinin babasına bir gelin hediyesi teslim eder etmez yasal hale gelmiştir.[46]:78 Bir Sümer atasözü ideal ve mutlu evliliği, karısının kendisine sekiz oğul doğurmuş olmasıyla övünen ve hâlâ seks yapmaya hevesli olan bir kocanın ağzından anlatır.[47]

Sümerler genellikle evlilik öncesi cinsel ilişkiden kaçınırlardı. Sümer ya da Akad dillerinde 'bekâret' kelimesinin doğrudan bir karşılığı yoktu. Bunun yerine, kavramı açıklayıcı bir şekilde tanımlamışlardır. Örneğin, Sümerce'de a/é-nu-gi4-a olarak ifade edilir ve 'bekareti bozulmamış' anlamına gelirken, Akadca'da la naqbat olarak ifade edilir ve 'hiç penis tanımamış' anlamına gelir. Akad tıp metinlerinde šišitu terimi kullanılır, ancak bunun özellikle kızlık zarına işaret edip etmediği belirsizdir. İlginç bir şekilde, o dönemde kızlık zarının sağlamlığı, Yakın Doğu'daki daha sonraki kültürlere kıyasla bir kadının bekaretini belirlemede çok daha az önemliydi. Bunun yerine, bekaret değerlendirmeleri çoğunlukla kadının kendi anlattıklarına dayanıyordu.[48]

En eski kayıtlardan itibaren, Sümerlerin sekse karşı çok rahat tutumları vardı[49] ve cinsel etik bir cinsel eylemin ahlak dışı sayılıp sayılmadığına göre değil, kişiyi ritüel olarak kirli kılıp kılmadığına göre belirlenirdi.[49] Sümerler yaygın olarak mastürbasyonun hem erkekler hem de kadınlar için cinsel gücü artırdığına inanıyordu,[49] ve hem tek başlarına hem de partnerleriyle karşılıklı mastürbasyon sık sık yapıyorlardı.[49] Sümerler anal seksi de tabu olarak görmüyorlardı.[49] "Entu" rahibelerinin çocuk doğurması yasaktı[47][50] ve doğum kontrol yöntemi olarak sıklıkla anal seks yapıyorlardı.[47][49][50]

Fuhuş vardı ancak kutsal fuhuş olup olmadığı net değildir.[51]

Hukuk

Tarihte ilk yazılı hukuk kuralları Sümerler tarafından oluşturulmuştur. Bu özellikleri ile Sümerlere dünyadaki ilk Hukuk devleti denebilir. Otoritenin korunmak istenmesi hukuk kurallarının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Lagaş Kralı Urukagina ihtilal ile başa gelmiş bir askerdir. Her kanun bir prolog (önsöz), maddeler ve epilog (sonsöz, sonuç) olmak üzere 3'e ayrılır. Urukagina kanunları bu özellikleri barındırmadığı için reform olarak geçer. İlk detaylı ve yukarıda saydığımız özellikleri belirten kanun metni Ur-Nammu kanunlarıdır. önsöz, 22 madde ve sonsözden oluşur.

Dil ve yazı

Sümer yazısı
Sümer yazısı

İlk yazıyı MÖ 3200 yıllarında Sümerler buldu. İlk yazıları şekiller üzerine kurulu yani her varlık ve olay için bir şekil kullandılar. Çivi yazısı işaretleri geçmişteki bir resim yazısına dayanır. Bir kavramı ifade eden işaretlere ideogram adı verilir. Sümerce bilim dünyasındaki genelgeçer görüşe göre yaşayan herhangi bir dille bağlantısı olmayan izole bir dildir. Aralarında Türkçenin de bulunduğu farklı dil aileleriyle ilişki kurmaya yönelik amatör ve profesyonel çalışmalar yürütülmüş olsa da bu çalışmalar genel olarak kabul görmemiştir.[52][53][54][55]

Sümer dili, bilinen hiçbir dil ailesine ait olmadığı için dilbilimde genellikle izole bir dil olarak kabul edilir; buna karşın Akadca, Afroasiatik dillerin Semitik koluna aittir. Sümerceyi diğer dil ailelerine bağlamak için birçok başarısız girişim olmuştur. Sondan eklemeli bir dildir; başka bir deyişle, morfemlerin ("anlam birimleri") kelimeleri oluşturmak için bir araya getirildiği analitik dillerin aksine, morfemler cümleleri oluşturmak için tamamen bir araya getirilir. Bazı yazarlar, coğrafi özellikler ve çeşitli zanaat ve tarımsal faaliyetler için Proto-Fıratça veya Proto Tigreanca olarak adlandırılan bir alt tabaka veya adstratum dilinin kanıtı olabileceğini öne sürmüşlerdir, ancak bu başkaları tarafından tartışılmaktadır.[56]

Bugün Sümer metinlerini anlamak sorunlu olabilir. En zor olanı, çoğu durumda dilin gramer yapısını tam olarak vermeyen ve bilgili kâtipler için bir "aide-mémoire" olarak kullanılmış gibi görünen en eski metinlerdir.[57]

Akadca, MÖ 3. ve 2. binyılın başlarında bir yerde konuşma dili olarak yavaş yavaş Sümercenin yerini aldı, ancak Sümerce MS 1. yüzyıla kadar Babil ve Asur'da kutsal, törensel, edebi ve bilimsel bir dil olarak kullanılmaya devam etmiştir.[58]

Edebiyat

Sümerlerin en önemli edebiyat eserleri; Gılgamış Destanı, Yaratılış Destanı ve Tufan Hikâyesi'dir. Sümerler kendi ülkelerine Kengir, konuştukları dile Emegir ve kendilerine Sag-giga derlerdi.[]

Din ve mitoloji

Sümer dini

Ziggurat

Çok tanrılı inanca sahip Sümerlerin tapınaklarına Ziggurat denirdi. Zigguratlar yedi katlı olup toplam üç ana bölümden oluşur. İlk katlar erzak deposu, orta katlar okul ve tapınak, son katlar ise rasathane olarak kullanılmıştır. Yazının icadı serüveni bu tapınaklara dayanır. Mezopotamya'da evler ve tapınaklar, taş az olduğundan kerpiç ve tuğladan yapılmıştır. Hem bu özelliğinden hem de sık sık istilalara uğradığından bu yapılar günümüze kadar ulaşmamıştır.

Sümerlerde hissedilen her nesnenin bir Tanrısı vardı ve insan görünümündeydiler, fakat insanüstü güçleri olan ölümsüz varlıklardı. Tanrılar, insanlara ne istediklerini bildirmez. Ancak insanlar onlara, kendilerinden istenileni sorarak öğrenebilirdi.

Tanrılar

Bir mühürde ilah Annunaki tasviri

Sümer mitolojisinin en önemlilerinden Gılgamış Destanı'nda da adları geçen tanrılardan başlıcaları şunlardır:

  • Anu veya An: Gök tanrısı, önceleri baş tanrıyken sonra yerini hava tanrısı Enlil almıştır.
  • Enlil: Hava tanrısı, tanrıların babası, tapınağı Ekur Nippur kentindeydi.
  • Enki: Bilgelik tanrısı
  • Nimmah (Ninhursag): Ulu hanım, ana-tanrıça
  • Nanna (Sin (mitoloji)): Ay tanrısı
  • Utu (Şamaş): Güneş tanrısı, ay tanrısı Nanna'nın oğlu.
  • Ecem (Kueen): Kraliçe Soylular tanrıçası.
  • İnanna (İştar): Aşk ve Bereket Tanrıçası
  • Ninti: Sümer hayat tanrıçasıdır. Ninhursag tarafından Enki'nin vücudunu iyileştirmek için yaratılan sekiz tanrıçadan biridir. Ti kaburga anlamına gelir ve O'nun özel tedavi alanı kaburgalardır. Enki yasak çiçeklerden yemiş ve bu sebeple Ninhursag tarafından lanetlenmişti. Ninhursag O'nu iyileştirmek için diğer tanrılar tarafından ikna edilir. Bu hikâye daha sonra Tevrat'ın Genesis (yaratılış) bölümünde anlatılan Adem ile Havva'nın yaratılış hikâyesinin kaynağı olarak değerlendirilmiştir.

Yaratılış mitosu

Sümer inanışına göre başlangıçta gök ile yer birdi. Daha sonra gök ile yer, tanrılar tarafından ayrılmıştır. Sümer inanışında evrenin kökeni şu şekilde açıklanır:

  1. Başlangıçta ilksel deniz vardı; kökeni veya doğuşu konusunda bir şey söylenmemektedir, Sümerler onu her zaman varmış gibi düşünmüş olabilirler.
  2. İlksel deniz gök ile yerin birliğinden oluşan kozmik dağı vücuda getirdi.
  3. Tanrılar insan biçiminde kişileştirildiğinde, Anu (gök) eril Ki (yer) dişildi. Onların birleşmesinden hava tanrısı Enlil doğdu.
  4. Hava tanrısı Enlil yerden göğü ayırdı ve babası Anu göğü ele geçirirken, Enlil annesi Ki'yi, yeri, ele geçirdi. Enlil ile annesi Ki'nin birleşmesi- tarihsel devirlerde Ninmah, "yüce kraliçe", Ninhursag, "kozmik dağın kraliçesi"; Nintu, "doğurgan kraliçe" gibi çeşitli adlar verilen tanrıçayla özdeşleştirilmiş olabilir- evrenin düzenlenmesini, insanın yaratılışı ve uygarlığın kuruluşunu başlattı.[59]

Bu konu aşağıdaki "Gılgamış, Enkidu ve Ölüler Diyarı" adlı Sümer şiirinin giriş bölümünde şöyle anlatılmaktadır:

Sümer heykelciği
Gök yerden uzaklaştıktan sonra,
Yer gökten ayrıldıktan sonra,
İnsanın adı konduktan sonra,
Anu göğü ele geçirdikten sonra,
Enlil yeri ele geçirdikten sonra,
Ereşkigal Kur'un ödülü olarak ele geçirilip götürüldükten sonra,
O denize açıldıktan sonra,
Baba Kur'a doğru denize açıldıktan sonra,
Enki Kur'a doğru denize açıldıktan sonra;
(Kur) krala ufak taşlar fırlattı,
Enki'ye koca taşlar fırlattı;
Onun küçük taşları, el kadar taşlar,
Onun koca taşları,... kamışların taşları,
Enki'nin gemisinin omurgası,
Saldıran kasırgaya benzeyen savaşta yenildi;
Krala karşı, geminin serenindeki sular,
Kurt gibi yutuyordu,
Enki'ye karşı, geminin ardındaki sular,
Aslan gibi vuruyordu'.[60]

Şiirden anlaşıldığı üzere başlangıçta bütün olan gök ve yer birbirlerinden ayrıldı ve böylece insanın yaratılışı buyruldu. Ardından gök tanrısı Anu göğün, yer tanrısı Enlil de yerin hâkimi oldular.

İnsanın yaratılışı

Sümer mitolojisinde insanın tanrılara hizmet etmesi için yaratıldığı anlatılır. Hava tanrısı Enlil tanrılara hizmet etmeleri maksadıyla Enki'nin tavsiyesiyle tahıl tanrıçası Aşnan ile sığır tanrı Lahar'ı yaratmıştır. Ancak bu iki tanrı bir gün öyle bir kavgaya tutuşmuşlar ki tüm işleri yapmaz olmuşlar. Kendilerine hizmet edilmeyen tanrılar, yeryüzündeki işleri yapmaktan yorulmuşlar ve bu konuyu Enki'ye götürüp şikayette bulunmuşlar. Uyuduğu için olan bitenden haberi olmayan Enki, tanrıça Nammu ve doğum tanrısı Ninmah'a insanı yaratması emrini vermiştir. Ninmah ve Nammu "derin suların üzerindeki" "balçığı" kararak şekil bakımından tanrılara benzeyen; ancak onların ölümsüzlük yeteneklerine sahip olmayan insanı yaratmışlar. İnsanın yaratılışı şerefine verilen şölende bütün tanrılar içerek sarhoş olmuşlar. Sarhoşluğun tesiriyle Ninmah'ın yarattığı altı insanın hepsi kusurlu olmuş. Ardından Enki'nin yarattığı insan da akli ve fiziksel bakımdan kusurlu olmuş. Hatasını düzeltmesi için Ninmah'tan yardım isteyen Enlil'i tanrı Ninmah yaptığı hatadan dolayı lanetlemiş.

Sümerlerde insanın yaratılışına dair diğer bir hikâye günümüz Adem inancına da kaynaklık ettiği düşünülen Adapa efsanesidir. Yasak meyve, cennet ve sonsuz yaşamdan kovulma, medeniyet bilgilerine veya sanatlarına sahip olma gibi Adem'e atfedilen diğer sıfat ve fiillere benzer niteliklere sahiptir.

Sümer Mitolojisinin günümüze etkileri

Arif Tekin'e göre, Sümer mitolojisine ait birçok unsur İbranilerin babil sürgünü gibi değişik yollar ve etkileşimlerle günümüze kadar değişimler geçirerek gelmiş, kutsal kitaplara konu olmuştur. Bunların başlıcaları yaratılış ve tufan efsanelerinde karşımıza çıkar. Başlıca temalar: Gök ve yer bitişik iken sonradan ayrılması, her şeyin sudan veya su üzerinde yaratılması, insanın balçıktan ve tanrıya (tanrılara) benzer şekilde yaratılması, erkeğe ait Ti (Sümercede yaşam özü ve kaburga anlamlarına gelmektedir) kullanılarak kadının yaratılması, ilk insanların bin (veya binlerce) yıl yaşaması, insanın Gökteki bilgiye ulaşmak için çabalaması ve bunun tanrıları sinirlendirmesi, tufan, gemi yapımı ve her canlıdan bir çiftin gemiye alınması vb.[61]

Orhan Hançerlioğlu'nun ifadeleri; "Sümer Tanrısı Marduk’un büyük önemi, üç büyük tektanrıcı dine kaynaklık etmiş olmasıdır. Tevrat’la İncil’deki hikâyelerin çoğu Sümer efsaneleridir. Nuh ve Tufan hikâyesinin aslı olan bu Sümer efsanesi, Tevrat’la İncil’den dört bin yıl öncedir. Gene aynı bölgede, MÖ XX. yüzyılda yaşamış olan Kral Hamurabi kanunları, Tevrat kurallarına kaynaklık etmişlerdir. Samuel Reinach, Orpheus adlı kitabında şöyle demektedir: Hamurabi kanunları için ileri sürülmesi gelenek haline gelen tarihten yedi yüzyıl önce yapılmıştır. Eğer Musevi kanunlarının Musa’ya Tanrı tarafından yazdırıldığı doğruysa, Tanrı, Hamurabi’nin yapıtını aşırmış demektir."[62]

(Ayrıca bakn; Utnapiştim, Ziusudra)

Bilim

Sümerler bölgeye yerleştiklerinde, çanak-çömlek yapmayı ve madenleri işlemeyi biliyorlardı. Aşağı Mezopotamya'da Dicle ve Fırat nehirleri kıyısında Uruk, Lagaş, Eridu, Ur, Kiş gibi kent devletleri kurdular. Gelişmiş bir yapı tekniği kullanıyorlardı. Yerleştikleri kesimlerde muazzam bir sulama sistemi kurup, kanallar, barajlar ve bentlerle hem seli önleyip bataklıkları kuruttular hem de düzenli sulamaya dayalı bir tarım geliştirdiler. Tekerleği de icat eden bu toplum tarlaları öküzlerin çektiği sabanlarla sürüyorlardı.

60 rakamına dayanan seksajismal sayı sistemini kullanan Sümerlerin "sos" dedikleri bu 60'lık birim bütün zaman ve mekân hesaplarında kullanılmaktaydı ve onları bir uyum içerisinde birbirine bağlıyordu. Ayı 30, yılı 360 gün olarak hesapladılar. Gece ve gündüzü on ikişer saate böldüler. Bir yılı 12 ay olarak hesapladılar. Ay ve Güneş tutulmasını hesapladılar. Aritmetik ve geometrinin temellerini attılar. Çarpma ve bölme cetvellerini buldular. Daireyi 360 dereceye böldüler.

Matematik

4000 M.Ö.'de Sümerler karmaşık bir metroloji sistemi geliştirdi. Bu gelişmiş metroloji, aritmetik, geometri ve cebirin yaratılmasıyla sonuçlandı. Sümerler matematik ve geometrinin temellerini attılar. (Dört işlemi bulmuşlar, dairenin alanını hesaplamışlar, çarpma ve bölme cetvelleri hazırlamışlardır.)

MÖ 2600'den itibaren Sümerler kil tabletlere çarpım tabloları yazdılar, geometri alıştırmaları ve bölme problemleriyle uğraştılar. Babil rakamları'nın en eski izleri de bu döneme aittir.[63]

Yaklaşık MÖ 2700–2300 döneminde abaküs'ün ilki ve Altmışlık sayı sistemi'nin ardışık büyüklük sıralarını sınırlayan ardışık sütun tablosu görüldü.[64] Sümerler, basamak değeri sayı sistemini ilk kullananlardı. Sümerlerin astronomik hesaplamalarda bir tür sürgülü cetvel kullanmış olabileceğine dair anekdotsal kanıtlar da var. Bir üçgenin alanını ve bir küpün hacmini ilk bulan onlardı.[65]

Sanat

Sümerler büyük sanatçılardı. Sümer eserleri, lapis lazuli, mermer ve diorit gibi diğer ülkelerden ithal edilen ince yarı değerli taşlar ve dövülmüş altın gibi değerli metallerin tasarıma dahil edilmesiyle büyük ayrıntı ve süsleme gösterir. Taş nadir bulunduğu için heykeltıraşlığa ayrılmıştır. Sümer'de en yaygın malzeme kildi, sonuç olarak birçok Sümer nesnesi kilden yapılmıştır. Altın, gümüş, bakır ve bronz gibi metallerin yanı sıra deniz kabukları ve değerli taşlar en iyi heykeller ve kakmalar için kullanılmıştır. Silindir mühürler için lapis lazuli, kaymaktaşı ve serpantin gibi daha değerli taşlar da dahil olmak üzere her türden küçük taşlar kullanılmıştır.

En ünlü başyapıtlardan bazıları, dünyanın günümüze ulaşan en eski telli çalgıları olarak kabul edilen Ur Lirleridir. Bunlar Leonard Woolley tarafından Ur Kraliyet Mezarlığı'nda 1922-1934 yılları arasında yapılan kazılarda keşfedilmiştir.

Tarım ve avcılık

Sümerler belki de MÖ 5000-4500 gibi erken bir tarihte tarımsal bir yaşam tarzını benimsemişlerdir. Bölge, organize sulama, büyük ölçekli yoğun toprak işleme, saban tarımının kullanıldığı tek ürün yetiştirme ve bürokratik kontrol altında tarımsal uzmanlaşmış işgücü kullanımı gibi bir dizi temel tarım tekniği sergilemiştir. Tapınak hesaplarının bu organizasyonla yönetilmesi gerekliliği yazının gelişmesine yol açmıştır (MÖ 3500 civarı) Erken Sümer Uruk döneminde, ilkel piktogramlar koyun, keçi, sığır ve domuzun evcilleştirildiğini göstermektedir. Başlıca yük hayvanları olarak öküzleri, başlıca taşıma hayvanları olarak eşekleri ya da atları kullanmışlardır ve "yünlü giysilerin yanı sıra kilimler de hayvanların yünlerinden ya da kıllarından yapılırdı... Evin yan tarafında ağaçlar ve diğer bitkilerle ekili kapalı bir bahçe vardı; tarlalarda buğday ve muhtemelen diğer tahıllar ekiliyordu ve sulama amacıyla şaduf kullanılıyordu. Bitkiler saksılarda ya da vazolarda da yetiştiriliyordu. "Sümerler bilinen ilk bira içen toplumlardan biriydi. Tahıllar bol miktarda bulunuyordu ve erken dönem biralarının ana maddesini oluşturuyordu. Buğday, arpa ve karışık tahıl biralarından oluşan çok çeşitli biralar üretmişlerdir. Bira yapımı Sümerler için çok önemliydi. Gılgamış Destanı'nda Enkidu'nun Gılgamış halkının yiyecekleri ve birasıyla tanıştırıldığı zaman bu konuya değinilmiştir: "Ülkenin geleneği olduğu gibi birayı iç... Birayı içti -yedi testi! ve genişledi ve sevinçle şarkı söyledi!" Sümerler, Mısır'da kullanılanlara benzer sulama teknikleri uygulamışlardır. Amerikalı antropolog Robert McCormick Adams, sulamanın gelişmesinin kentleşmeyle ilişkili olduğunu ve nüfusun %89'unun kentlerde yaşadığını söylüyor.

Arpa, nohut, mercimek, buğday, hurma, soğan, sarımsak, marul, pırasa ve hardal yetiştiriyorlardı. Sümerler çok sayıda balık avlıyor, kümes hayvanı ve ceylan avlıyorlardı.

Sümer tarımı büyük ölçüde sulamaya bağlıydı. Sulama, şaduf, kanallar, bentler, savaklar ve rezervuarlar kullanılarak gerçekleştiriliyordu. Dicle'nin ve daha az olmak üzere Fırat'ın sık sık şiddetli taşkınlara maruz kalması, kanalların sık sık onarılması ve sürekli olarak alüvyonların temizlenmesi gerektiği ve ölçüm işaretlerinin ve sınır taşlarının sürekli olarak değiştirilmesi gerektiği anlamına geliyordu. Hükûmet, zenginlerin kendilerini muaf tutabilmelerine rağmen, bireylerin kanallarda bir angarya içinde çalışmalarını zorunlu kılıyordu.

"Sümer Çiftçi Almanağı "ndan bilindiği üzere, sel mevsiminden sonra ve Bahar ekinoksu ile Akitu veya Yeni Yıl Festivali'nden sonra, çiftçiler kanalları kullanarak tarlalarını sular ve ardından suyu tahliye ederlerdi. Daha sonra öküzlere toprağı ezdirip yabani otları öldürtürlermiş. Daha sonra tarlaları kazmalarla sürüklerlerdi. Kuruduktan sonra, tohum ekmeden önce toprağı üç kez sürüyor, tırmıklıyor ve bir çapa ile toz haline getiriyorlardı. Ne yazık ki, yüksek buharlaşma oranı tarlaların tuzluluğunda kademeli bir artışa neden olmuştur. Ur III dönemine gelindiğinde çiftçiler ana ürün olarak buğdaydan tuza daha dayanıklı olan arpaya geçmişlerdi.

Sümerler ilkbaharda bir orakçı, bir bağlayıcı ve bir demet taşıyıcıdan oluşan üç kişilik ekipler halinde hasat yaparlardı. Çiftçiler, tahıl başlarını saplarından ayırmak için öküzlerin çektiği harman arabalarını kullanır ve ardından tahılı ayırmak için harman kızaklarını kullanırlardı. Daha sonra tahıl/saman karışımını harmanlarlardı.[66][67][68][69]

Astronomi ve burçlar

Sümerler astronomide de gelişmişlerdir. Burçları ilk Sümerler bulmuştur ve günümüze değin gelmiştir.

Artıklı ve doğru bir takvim kullanmışlar, bir ayı 30, bir yılı 360 gün olarak hesaplamışlardır. Ayrıca Güneş saatini icat etmişlerdir. Dünyada ilk kez ay yılı hesabına dayanan takvimi Sümerler bulmuşlardır.

Türk edebiyatında Sümerler

Cevat Şakir Kabaağaçlı, eserlerinde Sümerlerin Mezopotamya bölgesine Orta Asya'dan göç ettiklerini belirtir. Sümer medeniyeti ile Orta Asyalılar arasındaki benzerlikler ortaya atılarak bu tez ispatlanmaya çalışılmıştır.[70] Orta Asya ve Sümer kültüründe dağların doruklarının kutsal sayılması ve dağların doruklarında yaşayan çeşitli tanrılara inanılması gibi benzerlikler iki bölge arasında köken birliği ya da kültür etkileşimi olduğunun kanıtı olarak öne sürülmüştür.[71]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ LANDSBERGER, Benno (1943). "SÜMERLER". Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi: 090-102. doi:10.1501/dtcfder_0000000394. ISSN 0378-2905. 
  2. ^ "Arşivlenmiş kopya". 25 Aralık 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Mayıs 2019. 
  3. ^ a b "Arşivlenmiş kopya". 20 Eylül 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Mayıs 2019. 
  4. ^ a b MSN Encarta Ansiklopedisi. Sümerler. 30 Kasım 2008. İng. <http://encarta.msn.com/encyclopedia_761576369/Sumer.html 25 Ocak 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  5. ^ a b "Sümerler." Encyclopædia Britannica. Encyclopædia Britannica Online. Encyclopædia Britannica Inc.
  6. ^ Liverani, Mario (4 Aralık 2013). The Ancient Near East: History, Society and Economy (İngilizce). Routledge. ISBN 978-1-134-75084-9. 
  7. ^ "ePSD: saĝgiga[humankind]". psd.museum.upenn.edu. 4 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Ekim 2023. 
  8. ^ "Söz konusu bölge (Mezopotamya'nın en güneyi) şimdi Sümer ve sakinleri Sümerler olarak adlandırılabilir, ancak bu isimler Akadca adlandırmaların yalnızca İngilizce yaklaşımlarıdır; Sümerler topraklarına Kengir, dillerine Emegir ve kendilerine Sag-giga, "kara kafalılar" diyorlardı." W. Hallo; W. Simpson (1971). The Ancient Near East. New York: Harcourt, Brace, Jovanovich. s. 29. 
  9. ^ a b Toorn, Karel van der; Becking, Bob; Horst, Pieter Willem van der (1999). Dictionary of Deities and Demons in the Bible (İngilizce). Wm. B. Eerdmans Publishing. s. 32. ISBN 978-0-8028-2491-2. 
  10. ^ Edzard, Dietz Otto (2003). Sumerian Grammar (İngilizce). Brill. s. 1. ISBN 978-90-474-0340-1. 
  11. ^ Kramer, Samuel Noah (1988). In the World of Sumer: An Autobiography. Wayne State University Press. s. 44. ISBN 978-0-8143-2121-8. 
  12. ^ "Ancient Mesopotamia. Teaching materials". Oriental Institute in collaboration with Chicago Web Docent and eCUIP, The Digital Library. 5 Kasım 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Mart 2015. 
  13. ^ ""The Ubaid Period (5500-4000 B.C.)" Heilbrunn Sanat Tarihi Zaman Çizelgesi içinde. Eski Yakın Doğu Sanatı Bölümü. The Metropolitan Museum of Art, New York (Ekim 2003)". 7 Temmuz 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Şubat 2014. 
  14. ^ ""Beyond the Ubaid", (Carter, Rober A. and Graham, Philip, eds.), University of Durham, April 2006" (PDF). 21 Mart 2014 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Temmuz 2021. 
  15. ^ Maisels, Charles Keith (1993). The Near East: Archaeology in the "Cradle of Civilization". ISBN 978-0-415-04742-5. 
  16. ^ Maisels, Charles Keith (2001). Early Civilizations of the Old World: The Formative Histories of Egypt, the Levant, Mesopotamia, India and China. ISBN 978-0-415-10976-5. 
  17. ^ Shaw, Ian; Jameson, Robert (2002). A dictionary of archaeology. ISBN 978-0-631-23583-5. 3 Ocak 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Temmuz 2023. 
  18. ^ "Sümer (antik bölge, Irak)". Britannica Online Encyclopedia. Britannica. com. 13 Nisan 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Mart 2012. 
  19. ^ Margarethe Uepermann (2007), "Structuring the Late Stone Age of Southeastern Arabia" (Arabian Archaeology and Epigraphy Arabian Archaeology and Epigraphy Cilt 3, Sayı 2, s. 65-109)
  20. ^ Hamblin, Dora Jane (May 1987). "Cennet Bahçesi sonunda bulundu mu?" (PDF). Smithsonian Magazine. 18 (2). 9 Ocak 2014 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Ocak 2014. 
  21. ^ org/explore/highlights/articles/u/ubaid_culture.aspx ""Ubaid Culture", The British Museum" |url= değerini kontrol edin (yardım). []
  22. ^ a b c "Sümerler." Encyclopædia Britannica. Encyclopædia Britannica Online. Encyclopædia Britannica Inc.
  23. ^ Kramer, Samuel Noah (1988). In the World of Sumer: An Autobiography. Wayne State University Press. s. 44. ISBN 978-0-8143-2121-8. 9 Temmuz 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Temmuz 2021. 
  24. ^ "Ancient Mesopotamia. Teaching materials". Oriental Institute in collaboration with Chicago Web Docent and eCUIP, The Digital Library. 30 Ağustos 2004 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Mart 2015. 
  25. ^ ""The Ubaid Period (5500–4000 B.C.)" In Heilbrunn Timeline of Art History. Department of Ancient Near Eastern Art. The Metropolitan Museum of Art, New York (October 2003)". 7 Temmuz 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Temmuz 2021. 
  26. ^ ""Ubaid Culture", The British Museum". 25 Mayıs 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  27. ^ ""Beyond the Ubaid", (Carter, Rober A. and Graham, Philip, eds.), University of Durham, April 2006" (PDF). 13 Haziran 2011 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. 
  28. ^ Tarih Sümer'de Başlar, Samuel Noah Kramer, s. 185-186
  29. ^ Wolkstein, Diane; Kramer, Samuel Noah (1983). Inanna: Queen of Heaven and Earth: Her Stories and Hymns from Sumer. Elizabeth Williams-Forte. New York: Harper & Row. s. 174. ISBN 978-0-06-014713-6. 
  30. ^ Elizabeth F. Henrickson; Ingolf Thuesen; I. Thuesen (1989). Upon this Foundation: The N̜baid Reconsidered : Proceedings from the U̜baid Symposium, Elsinore, May 30th-June 1st 1988. Museum Tusculanum Press. s. 353. ISBN 978-87-7289-070-8. 
  31. ^ Jean-Jacques Glassner (2003). The Invention of Cuneiform: Writing in Sumer. JHU Press. s. 31. ISBN 978-0-8018-7389-8. 
  32. ^ Algaze, Guillermo (2005). The Uruk world system : the dynamics of expansion of early Mesopotamian civilization. Internet Archive. Chicago : University of Chicago Press. ISBN 978-0-226-01382-4. 
  33. ^ Algaze, Guillermo (2005). The Uruk World System: The Dynamics of Expansion of Early Mesopotamian Civilization, Second Edition, University of Chicago Press.
  34. ^ Jacobsen, Thorkild (Ed) (1939),"The Sumerian King List" (Oriental Institute of the University of Chicago; Assyriological Studies, No. 11., 1939)
  35. ^ Jacobsen, Thorkild (1976), "The Harps that Once... ; Sumerian Poetry in Translation" ve "Treasures of Darkness: a history of Mesopotamian Religion"
  36. ^ George, Andrew (Çevirmen) (2003), "The Epic of Gilgamesh" (Penguin Classics)
  37. ^ Parker, Bradley J. (Aralık 2008). "Mesopotamia: The Invention of the City. Gwendolyn Leick". Near Eastern Archaeology. 71 (4): 255-256. doi:10.1086/nea20697201. ISSN 1094-2076. 
  38. ^ a b Toward the Image of Tammuz and Other Essays on Mesopotamian History and Culture by T. Jacobsen
  39. ^ Hallo, William W. (Mart 1963). "Beginning and End of the Sumerian King List in the Nippur Recension". Journal of Cuneiform Studies. 17 (2): 52-57. doi:10.2307/1359064. ISSN 0022-0256. 9 Temmuz 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Kasım 2023. 
  40. ^ "The so-called Second Dynasty of Ur is a phantom and is not recorded in the SKL" in Frayne, Douglas (2008). Pre-Sargonic Period: Early Periods, Volume 1 (2700-2350 BC) (İngilizce). University of Toronto Press. s. 910. ISBN 978-1-4426-9047-9. 
  41. ^ Fish, T. (1938). "The Sumerian City Nippur in the Period of the Third Dynasty of Ur". Iraq. 5: 157-179. doi:10.2307/4241631. ISSN 0021-0889. JSTOR 4241631. 
  42. ^ Bryce, Trevor (10 Eylül 2009). The Routledge Handbook of the Peoples and Places of Ancient Western Asia: The Near East from the Early Bronze Age to the fall of the Persian Empire (İngilizce). Routledge. ISBN 978-1-134-15907-9. 
  43. ^ Thompson, William R. (2004). "Complexity, Diminishing Marginal Returns and Serial Mesopotamian Fragmentation" (PDF). Journal of World-Systems Research. 10 (3): 612-652. doi:10.5195/jwsr.2004.288Özgürce erişilebilir. Archived from the original on 19 Şubat 2012. 
  44. ^ Sayce, Rev. A. H. (1908). The Archaeology of the Cuneiform Inscriptions (2nd revised bas.). London, Brighton, New York: Society for Promoting Christian Knowledge. ss. 98-100. 
  45. ^ Goss, Clint (15 Nisan 2017). "Gılgamış ve Eski Mezopotamya Flütleri". Flutopedia. 15 Haziran 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Haziran 2017. 
  46. ^ a b c Kramer, Samuel Noah (1963). The Sumerians: Their History, Culture, and CharacterÜcretsiz kayıt gerekli. The Univ. of Chicago Press. ISBN 978-0-226-45238-8. 
  47. ^ a b c Nemet-Nejat, Karen Rhea (1998), Daily Life in Ancient Mesopotamia, Daily Life, Greenwood, s. 132, ISBN 978-0-313-29497-6 
  48. ^ Celibacy in the Ancient World: Its Ideal and Practice in Pre-Hellenistic Israel, Mesopotamia, and Greece by Dale Launderville, p. 28
  49. ^ a b c d e f Dening, Sarah (1996). "Chapter 3: Sex in Ancient Civilizations". The Mythology of Sex. Londra: Macmillan. ISBN 978-0-02-861207-2. Erişim tarihi: 30 Temmuz 2023. 
  50. ^ a b Leick, Gwendolyn (2013) [1994]. Sex and Eroticism in Mesopotamian Literature. New York: Routledge. s. 219. ISBN 978-1-134-92074-7. 
  51. ^ Black, Jeremy A.; George, A. R.; Postgate, J. N.; Breckwoldt, Tina (2000). A Concise Dictionary of Akkadian (İngilizce). Otto Harrassowitz Verlag. s. 151. ISBN 978-3-447-04264-2. 
  52. ^ Hayes, John (1997). Kaye, Alan (Ed.). Phonologies of Asia and Africa: Including the Caucasus. Eisenbrauns. s. 1002. 14 Şubat 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Şubat 2017. 
  53. ^ Adam Falkenstein, Das Sumerische, Brill Archive, 1964, s.23
  54. ^ Fischer Weltgeschichte, Band 2, Fischer Bücherei, 1965, s.47
  55. ^ Piotr Michalowski, "Sumerian," The Cambridge Encyclopedia of the World's Ancient Languages." Ed. Roger D. Woodard (2004, Cambridge University Press). s. 19-59
  56. ^ Woods C. 2006 "Bilingualism, Scribal Learning, and the Death of Sumerian" 29 Nisan 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. In S.L. Sanders (ed) Margins of Writing, Origins of Culture: 91-120 Chicago
  57. ^ Allan, Keith (2013). The Oxford Handbook of the History of Linguistics. Oxford: Oxford University Press. ss. 56-57. ISBN 978-0-19-164343-9. 
  58. ^ Campbell, Lyle; Mauricio J. Mixco (2007). A glossary of historical linguisticsSınırlı deneme süresince özgürce erişilebilir, normalde ise abonelik gereklidir |url= değerini kontrol edin (yardım). Edinburgh University Press. s. 196. ISBN 978-0-7486-2379-2. 12 Temmuz 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Temmuz 2023. 
  59. ^ Kramer, Samuel Noah, Sümer Mitolojisi, s.83
  60. ^ Kramer, Samuel Noah, Sümer Mitolojisi, s.80
  61. ^ [1] Arif tekin, Sümerlerden İslam’a Kutsal Kitaplar ve Dinler
  62. ^ "Arşivlenmiş kopya" (PDF). 2 Nisan 2015 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Şubat 2017. 
  63. ^ Duncan J. Melville (2003). Third Millennium Chronology 7 Temmuz 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Third Millennium Mathematics. St. Lawrence University.
  64. ^ Ifrah, Georges (2001). The Universal History of Computing: From the Abacus to the Quantum Computer. New York, NY: John Wiley & Sons, Inc. s. 11. ISBN 978-0-471-39671-0. 
  65. ^ Anderson, Marlow; Wilson, Robin J. (2004). Sherlock Holmes in Babylon: and other tales of mathematical history. ISBN 978-0-88385-546-1. Erişim tarihi: 29 Mart 2012. 
  66. ^ Gately, Iain (2008). Drink: A Cultural History of Alcohol. Gotham Books. s. 5. ISBN 978-1-59240-303-5. 
  67. ^ Mackenzie, Donald Alexander (1927). Footprints of Early Man. Blackie & Son Limited. 
  68. ^ Adams, R. McC. (1981). Heartland of Cities. University of Chicago Press. 
  69. ^ By the sweat of thy brow: Work in the Western world, Melvin Kranzberg, Joseph Gies, Putnam, 1975
  70. ^ Altıncı Kıta Akdeniz, Halikarnas Balıkçısı
  71. ^ Son Truvalılar, Sinan Meydan, s. 96

Dış bağlantılar


İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Elam</span> Antik bir medeniyet

Elam, İran'ın güneybatısında MÖ 3000'li yıllarda var olmuş antik bir medeniyet ve tarihsel bölge.

<span class="mw-page-title-main">Mezopotamya</span> Dicle ve Fırat nehirleri arasında kalan bölge

Mezopotamya, Orta Doğu'da, Dicle ve Fırat nehirleri arasında kalan bölge. Mezopotamya günümüzde Irak, kuzeydoğu Suriye, Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve güneybatı İran topraklarından oluşmaktadır. Büyük bölümü bugünkü Irak'ın sınırları içinde kalan bölge, tarihte birçok medeniyetin beşiği olmuştur. Mezopotamya'da yer alan şehirler günümüzde sürekli gelişmektedir. Ayrıca bu bölgede bol miktarda petrol bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Enlil</span> Antik Mezopotamya tanrısı

Enlil, daha sonra bilinen adıyla Elil veya Ellil, rüzgâr, hava, yeryüzü ve fırtınalarla ilgili Antik Mezopotamya tanrısıdır. İlk olarak Sümer panteonunun baş tanrısı olarak kaydedilen Enlil, daha sonra Akadlar, Babilliler, Asurlular ve Hurriler tarafından da tapınılan bir tanrı hâline gelmiştir. Enlil'in ana tapınma yeri, bizzat Enlil tarafından inşa edildiğine inanılan ve gökyüzü ile yeryüzünün "bağlantı noktası" olarak kabul edilen Nippur kentindeki Ekur tapınağıdır. Enlil, bazen Nunamnir olarak da anılmaktadır. Bir Sümer ilahisine göre, diğer tanrılar ona bakmaya cesaret edemez. MÖ 24. yüzyılda Nippur'un yükselişiyle birlikte önem kazanan Enlil kültü, MÖ 1230'da Elamlıların Nippur'u yağmalamasıyla zayıflamış ve sonuç olarak Mezopotamya panteonunun baş tanrısı ve Babil'in ulusal tanrısı Marduk tarafından konumu ele geçirilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Enkidu</span> Gılgamışın yol arkadaşı

Enkidu (Sümerce: 𒂗𒆠𒄭 EN.KI.DU10), antik Mezopotamya mitolojisinde efsanevi bir figür ve Uruk kralı Gılgamış'ın savaş zamanındaki yoldaşı ve arkadaşıdır. İkisinin maceraları, Sümer edebiyatında ve M.Ö. 2. binyılda yazılan Akad destanı Gılgamış Destanında yer aldı. Enkidu, vahşi adamın en eski edebi temsili olarak, Mezopotamya'daki sanatsal temsillerde ve Antik Yakın Doğu edebiyatında sıkça rastlanan bir motif olarak öne çıkıyor. Enkidu'nun ilkel bir adam olarak belirmesi, M.Ö. 1300-1000 arasındaki Eski Babillilerin versiyonuyla potansiyel bir benzerlik taşıyor; bu versiyonda Enkidu, Sümerce şiirlerde bir hizmetkâr-savaşçı olarak tasvir edilmiştir.

Utu, Akadca Şamaş adıyla da bilinen eski Mezopotamya Güneş tanrısıdır. Her gün dünyada olan biten her şeyi gördüğüne inanıldı ve adaletten ve gezginlerin korunmasından sorumluydu. İlahi bir yargıç olarak, yeraltı dünyasıyla ilişkilendirilebilirdi. Ek olarak, tipik olarak hava tanrısı Adad ile birlikte kehanet tanrısı olarak hizmet edebilirdi. Evrensel olarak birincil tanrılardan biri olarak kabul edilirken, özellikle Sippar ve Larsa'da saygı görüyordu.

Lugalbanda, Sümer mitolojisi ve edebiyatından bir karakterdir. Adı genç kral anlamına gelir. Sümer Kral Listesi'ne göre Uruk şehrinin üçüncü kralıdır. Eski Çağ Mezopotamya edebiyatında Gılgamış'ın babası olarak yer alır ve karısı tanrıça Ninsun'dur.

Babil ve Asur uygarlıkları, Mezopotamya'da, Fırat ve Dicle ırmakları arasındaki bölgede 5.000 yıl önce kurulan en büyük kentlerden Babil ve Asur çevresinde yaratılan uygarlıklardır. Bu kentler, Babil ve Asur ülkelerinin de merkeziydi. Yazı başta olmak üzere burada pek çok buluş gerçekleştirildi. Asur ve Babil'de ortaya çıkan uygarlık doğuda İran ve Hindistan'a; batıda ise Filistin, Yunanistan ve Roma'ya doğru yayıldı. Babil ve Asur böylece doğu ve batı uygarlıklarının da çıkış yeri oldu.

<span class="mw-page-title-main">Akad İmparatorluğu</span> Mezopotamyada tarihi bir devlet

Akad İmparatorluğu veya Akkad İmparatorluğu, uzun ömürlü Sümer uygarlığından sonra Mezopotamya'nın ilk antik imparatorluğuydu. Merkezi, Akad şehri ve çevresindeydi. İmparatorluk, Mezopotamya, Levant ve Anadolu'da nüfuz sahibi oldu ve Arap Yarımadası'nda Dilmun ve Magan'a kadar güneye askerî seferler düzenledi.

<span class="mw-page-title-main">Mezopotamya mitolojisi</span> Dicle ve Fırat nehirleri arasında ki bölgede gelişen fikirler ya da öğretiler

Mezopotamya mitolojisi, Sümerlerin dini evrendeki güç, nesne ve varlıkları temsil eden Antropomorfik tanrı ve tanrıçalar içerirdi. Sümerlerin inanışına göre insanlar başta tanrılar tarafından hizmetçi, köle olarak yaratılmış fakat daha sonra özgürleştirilmiştirler.

<span class="mw-page-title-main">Üçüncü Ur Hanedanı</span>

Üçüncü Ur Hanedanı, Üçüncü Ur Sülalesi, III. Ur Hanedanlığı ve benzeri isimlerle anılan, Mezopotamya'da bir dönem egemen olmuş, Ur kenti temelli Sümer hanedanıdır. Bundan dolayı “Yeni Sümer Devleti” olarak da tanımlanmaktadır. Kısa bir dönem boyunca bölgesel bir siyasi güç olmuştur. Hanedan kısaca Ur III veya III. Ur olarak da anılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Sümer Kral Listesi</span>

Sümer Kral Listesi, Sümerli ve yabancı hanedanlıklardaki Sümer krallarını listeleyen Sümer dilinde yazılmış antik bir metindir. Daha sonra yazılan Babil kralları listesi ve Asur kralları listesi bu metne benzer.

<span class="mw-page-title-main">Anu</span> Sümer tanrısı

Anu, Sümer mitolojisinde ve daha sonra Asur ve Babil mitolojilerinde, gökyüzü tanrısı, cennetin tanrısı, takımyıldızların efendisi, tanrıların kralı olarak adlandırılır ve göksel katmanların en üstünde oturur. Suç işleyenleri yargılayacak güce sahip olduğuna ve kötülükleri yok etmek için asker olarak yıldızlar yarattığına inanılırdı. Anunnakunun babasıdır. Sanat eserlerinde bazen çakal olarak resmedilir. Çoğu zaman onun simgesi olarak kullanılan taç bir çift sığır ya da boğa boynuzu ile resmedilir.

<span class="mw-page-title-main">Nippur</span> antik Sümer kenti

Nippur, Irak'ın güneydoğu kesiminde antik kent. Bir devlet merkezi olmamakla birlikte, Mezopotamya'nın dinsel yaşamında belirleyici bir rol oynamıştır.

Sümer mitolojisi, Sümerler'in yıkılışlarına kadarki dönemde din ve bilimle ilgili kültürünü içerir. Birçok tanrı ve tanrıçaları vardır ve onlar Sümer mitolojisini oluşturur. Bu tanrılar ve tanrıçalar Yaradılış Destanı, Tufan hikâyesi gibi edebî eserlerde açıkça belirtilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Gutiler</span> antik çağda göçebe bir ulus

Gutiler, Güney Mezopotamya'da, Zagros Dağlarında yaşamış göçebe bir halk. Gutilerin yaşadıkları bölge Gutium olarak adlandırılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Sümer edebiyatı</span> MÖ 18-17. yüzyıl yazıları

Sümer edebiyatı, Sümer uygarlığı tarafından sürdürülen ve daha sonraki Akad ve Babil imparatorlukları tarafından büyük ölçüde korunan dini yazılar ve diğer geleneksel hikâyeler de dahil olmak üzere, bilinen en eski kayıtlı edebiyat külliyatını oluşturur. Bu kayıtlar Orta Tunç Çağı sırasında MÖ 18. ve 17. yüzyıllarda Sümer dili ile yazılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Antik Mezopotamya dini</span> din

Antik Mezopotamya dini, Antik Mezopotamya medeniyetlerinin, özellikle yaklaşık MÖ 3500 ve 400 yılları arasında Sümer, Akad, Asur ve Babil medeniyetlerinin dinî inançlarına ve uygulamalarına atıfta bulunur. Antik Mezopotamya dininin temelleri Erken Sümer Hanedanları tarafından atılmış, daha sonra oluşan uygarlıklar ve bölgeye yerleşen kavimler bu dinî yapıyı benimsemiştirler. Her ne kadar bölgenin bölümleri arasında farklılık gözlense de temel dinî figürler, destanlar ve inanışlar aynı kalmıştır. Politeistik bir din olan Mezopotamya dininin tanrı ve tanrıçaları zaman içinde isim değiştirse de özellikleri genelde aynı kalmıştır fakat dinler tinsel olarak nitelik kazanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Sümer ve Akad kralı</span> antik Mezopotamya kraliyet unvanı

Sümer ve Akad Kralı, antik Mezopotamya'daki Akad İmparatorluğu hükümdarlarının, sahip oldukları "Akad Kralı" yönetici ünvanıyla "Sümer Kralı" ünvanını birleştirmesiyle meydana gelen bir kraliyet ünvanıdır. Ünvan, Akad'lı Sargon tarafından kurulan antik imparatorluğun mirası ve ihtişamı üzerinde aynı anda bir hak iddia etmiş ve güneyde Sümer ve kuzeyde Akad bölgelerinden oluşan Aşağı Mezopotamya'nın tamamını yönetme iddiasını dile getirmiştir. "Sümer Kralı" ve "Akad Kralı" Ünvanlarının her ikisi de Akad kralları tarafından kullanılmasına rağmen ünvan, Yeni Sümer kralı Ur-Nammu'nun hükümdarlığına kadar birleşik haliyle takdim edilmemiştir. Ur-Nammu, bu ünvanı Aşağı Mezopotamya'nın güney ve kuzey kısımlarını kendi yönetimi altında birleştirme çabasıyla yaratmıştır. Daha önceki Akad kralları, Sümer ile Akad'ı bu şekilde birbiriyle bağlama aleyhinde olabilirler.

<span class="mw-page-title-main">Mezopotamya tanrıları listesi</span> Vikimedya liste maddesi

Mezopotamya tanrıları, bölge halkları tarafından tapınım gören tanrılardır.

<span class="mw-page-title-main">Akkad krallarının listesi</span> Vikimedya liste maddesi

Akad İmparatorluğu, Mezopotamya'da "Akad Kralı" olarak bilinen bir kral tarafından yönetilen eski bir uygarlıktı. Akadlı Sargon'un hükümdarlığından Şar-Kali-Şarri'ye kadar Akad İmparatorluğu Mezopotamya'daki baskın güç ve bilinen ilk büyük imparatorluktu. Ancak imparatorluk, ilk beş kralının yönetiminden sonra iç istikrarsızlık ve yabancı istilalar nedeniyle çökmüş ve Mezopotamya'nın bağımsız şehir devletlerine bölünmesine yol açmıştır. Buna rağmen Akkad'ın mirası ve prestiji, Yeni Sümer İmparatorluğu'nu kuran ve Mezopotamya'nın büyük bölümünü yeniden birleştiren Urlu Ur-Nammu gibi daha sonraki hükümdarlar tarafından sahiplenilmeye devam etmiştir. "Sümer ve Akad Kralı" unvanı Ahameniş İmparatorluğu zamanına kadar kullanılmıştır.